bursa nın güzellikleri / Bursa'da Gezilecek Yerler | En Popüler Yer Sıralı Liste | ENUYGUN

Bursa Nın Güzellikleri

bursa nın güzellikleri

DOĞAL GÜZELLİKLER

 

Odunluk Mahallesi arkasında hektarlık ormanlık alanda içerisinde olan Atatürk Kent Ormanı, doğayla buluşup kent karmaşasından uzak soluk alınabilecek piknik alanları, 3,5 kilometre parke yol, bir ahşap köprü, 6,5 kilometre yürüyüş yolu ve bisiklet yolu ile bir doğa cenneti olan Kent Ormanında ayrıca 6 seyir terası, 7’si barbekülü olmak üzere toplam 10 tane yağmur barınağı, 10 kamelya, bir gözlem kulesi, 2 adet çocuk oyun alanı, 2 adet voleybol oyun alanı ile ziyaretcilerini ağırlıyor.

 

Doğanalan Köyü yakınlarında başlayan Ayvaini mağarası 5,5 km. sonra Ayvaköy civarında sonlanmaktadır. Her iki yönden girişi bulunan Mağara, girişlerinin sarp olması nedeniyle turizme kapalı olmakla beraber profesyonel dağcı ve mağaracılar tarafından tercih edilmektedir. İçinden geçen Karadonlu deresi mağara boyunca 60’dan fazla irili ufaklı gölet oluşturup her adımda mağarayı süsleyen sarkıtlar, dikitler ve travertenler birer doğa harikasıdır.

izmir-kuş-cenneti

 

Bursa- Çanakkale yolunun km’sinde yer alan Kuş Cenneti ise, Bursa’nın bir başka doğal ayrıcalığıdır. Tavuskuşları başta olmak üzere; sülün, keklik gibi birçok kuş çeşidinin barındığı Kuş Cenneti, mavi servi, limoni servi, ladin, sedir gibi ağaçlarıyla da görülmeye değer gerçek bir doğal cennettir. Kuş bilimcilerin inceleme yapmak için sık sık ziyaret ettikleri Kuş Cenneti, güzelliğiyle tüm ziyaretçilerini büyülemektedir.

 

Bursa sınırları içinde, doğa ile tarihin bir arada yaşadığı bir eşsiz güzellik de Uluabat Gölü kıyısındaki Gölyazı Köyü’dür. İlkbaharda yükselen sular nedeniyle yarı bellerine kadar su içinde kalan ağaçlar, yine bu sularda sevgi dolu bir melodi gibi süzülen ördekler, Arnavut kaldırımlı dar sokaklar; antik çağda Apolyont olarak bilinen bu köyün güzelliklerinden yalnızca birkaçıdır. Tümüyle SİT alanı olan bu bölge, özellikle Apollon Tapınağı ve kilisesi ile dikkati çeker.

 

Daha önce Kültürpark’ta bulunan hayvanat bahçesi gelişen Bursa için yetersiz kalınca 10 Kasım ’de, Botanik Parkı’nın yanında m2’lik alanda hayvanat bahçesi kurulma çalışmaları başlatılmış ve 10 Kasım ’de de hizmete açılmıştır.

Bursa Zoo, ilk aşamada Türk köyü, ayı-kurt, yırtıcı kuşlar, su kuşları, lama, yabani eşek ve deve bölümleriyle açılmış, bunları arslan, leopar, maymun ve Afrika savanları bölümleri izlemiştir.

Dünya standartlarında projelendirilen bu bahçede hayvanlar doğal ortamlarına oldukça benzeyen ortamlarda konakladıkları için sağlıklı ve mutlu görünüyorlar. Parkta yılan, iguana, pelikan, ördek, flamingo, devekuşu, atmaca, şahin, akbaba, gibi yırtıcı kuşlar; ayı, kurt, yaban domuzu, deve, geyik, ceylan, leopar, lama, yaban eşeği, aslan, maymun, tavuskuşu gibi hayvanlar ile; köy evi olarak düzenlenen binalarda da çeşitli kümes hayvanları, sülün, güvercin, papağan gibi kuşlarla inek, koyun ve keçi gibi evcil hayvanlar bulunmaktadır.

Hayvanat bahçesinde eski köy evleriyle köy yaşantısının canlandırılması da yapılmaktadır.

inkaya3

 

Bursa’nın kuzeyindeki Oyukçınar Mahallesi’ne adını veren çınar ağacı 18,2 metre gövde genişliği ile Türkiye’nin en büyük ağacıydı. Halkalı ve Dudaklı Çınarı ile, her yıl içinde leyleklerin yuva yaptığı Kiremitçi Çınarı, Osmanlı ile yaşıt Bursa çınarlarıdır.

Çekirge’de Uludağ yolu üzerindeki İnkaya köyünde, aynı adla bilinen yaşındaki çınar, dünyaca ünlüdür. Adını, Osmanlı Devleti’nin ilk köylerinden biri olan Uludağ Yolu üzerindeki İnkaya Köyü’nden alan çınar ağacı 13 ana kola sahiptir. “İnkaya Çınarı”nın boyu 35 metredir. Dallarının kalınlığı metreyi bulan çınar metrelik çevresiyle Türkiye’nin en yaşlı ağaçlarından biridir.

İznik Gölü

 

Marmara Bölgesi’nin en büyük, Türkiye’nin ise beşinci büyük doğal gölü olan İznik Gölü, derinliği en fazla 80 m. olan tektonik bir tatlı su gölüdür. Göl bütünüyle tarım alanları ve zeytinliklerle çevrilidir. Alan, sık sazlıkların arasında karışık koloniler kuran küçük karabatak

(30 çift) ve gece balıkçılı ( çift) ile özel çevre koruma alanı ölçütlerine uyar. İznik Gölü yılında SİT alanı ilan edilmiştir.

Yaklaşık hektar tarım arazisi göl suyuyla sulanmaktadır. Yapımı süren tesislerle bu alanın hektar daha artırılması öngörülmüştür. Bunun yanı sıra, göl kıyısındaki tarım alanlarının sulanması için çiftçiler tarafından pompayla su çekilmektedir.

Suları tatlı olan gölde sazan ve yayın balığı ile kerevit yetişir. Turizm bakımından da önem taşıyan İznik Gölü, yüzme, kano ve sörf gibi su sporları için idealdir.

_4_

 

’te zamanın Belediye Başkanı Reşat OYAL tarafından hizmete açılan Kültürpark, ’te ilk kez düzenlenen “Bursa Festivali” ne ev sahipliği yapmıştır. 40 hektarlık büyüklüğü ile Bursa’nın en önemli parkı olan Kültürpark, konumu ve yeşil dokusuyla kentin ve kentlisinin gözbebeği olmaya devam etmektedir. Toplam alanı: m2 olan Kültürpark ’daki yenilenen yüzü ile m2 olan yeşil alanını m2 olarak genişletmiş ve daha fazla yeşil alana kavuşmuştur.

 

Oylat A Tipi Mesire Yeri ilimiz İnegöl ilçesi Oylat Kaplıcaları’nın bulunduğu alanda yer almaktadır. Ortalama m rakımı ve 6, 9 ha alana sahiptir.

Oylat Mesire Yeri bulunduğu yer ve çevresinin zengin flora ve faunaya sahip olması Oylat kaplıcasının imkanlarından ve tabiatın güzelliklerinden faydalanmak isteyenlerin tercih ettiği bir alan olması ile öne çıkmaktadır. Ülkemizde tanınan ve bilinen bir kaplıca merkezinin bitişiğinde olması sebebiyle kaplıca imkanlarından faydalanmak isteyen günübirlik ve çevre otellerle konaklayan ziyaretçilerin uğradığı mesire yeridir.

Oylat Mesire Yeri dereleriyle, ormanlarıyla yazın serin havası kışın ise karla kaplı örtüsüyle başlı başına doğal bir zenginliğe sahiptir.

 

Bursa’dan 12 km uzaklıkta yer alan Saitabat yemyeşil çimenler ve çınar ağaçlarıyla çevrili bir alan. Uludağ eteklerindeki şelalenin aktığı kanyon, doğa sporları ile uğraşanların buluşma noktası. Odun ateşinde, kiremitte tereyağı ile pişirilen alabalıklarıyla meşhur olan şelalenin çevresinde piknik alanları bulunuyor.

 

Mustafakemalpaşa’dan 10 km uzaklıkta bulunan Suuçtu, doğayla baş başa kalmak isteyenlerin, bu isteklerine fazlasıyla cevap veren bir yerdir. Bölgeye adını veren 11 çağlayan, yılların yorgunluğunu bir anda insanın üstünden silip atabilecek bir etkileyiciliğe sahip. 38 metre yükseklikten, kendisini özgürlüğe bırakan suların mutluluk dolu şarkısı insanın ruhunda bambaşka duyguların kapılarını aralıyor.

Uluabat Gölü

 

Uluabat Gölü zengin tür çeşitliliğine sahip olması ve önemli bir sulak alan olması nedeni ile ülkemizde koruma altına alınan 12 Ramsar alanından birisidir. Bunun yanında Yaşayan Göller programının içinde de yer almaktadır. Uluabat Gölü; Anadolu’ya kuzey-batıdan giren kuş göç yolu üzerinde bulunması nedeni ile bünyesinde yüksek miktarda kuş barındırması, çok zengin flora ve faunaya sahip bir sulak alan olması nedeniyle son yıllarda tüm dikkatleri üzerine çekmiştir. Bu nedenle yılında RAMSAR sözleşmesi ile koruma altına alınmıştır.

Uluabat Gölü Türkiye’nin orta büyüklükteki göllerinden bir tanesidir. Doğu-batı doğrultusunda uzanan gölün uzunluğu 24 km, genişliği ise 10 km’dir. Avrupa’dan Asya’ya uzanan önemli kuş göç yollarından bir tanesinin üzerindedir. Marmara Denizi ve diğer Marmara göllerine ve yine bir Ramsar Alanı olan Manyas Gölü’ne yakınlığı ile konum açısından önemlidir.

Gölde yapılan çalışmalar neticesinde 21 tür balık tespit edilmiştir. Bu türler içerisinde ticari amaçlı avlananlardan başlıcaları; turna ve sazandır. Az miktarda da olsa yayın, tatlı su kefali, ringa balığı ve kızıl kanat balıkları da avlanmaktadır.

  • En önemli türler
  • Tepeli Pelikan
  • Küçük Karabatak
  • Alaca Balıkçıl
  • Gece Balıkçılı
  • Küçük Balaban
  • Leylek
  • Çeltikçi *
  • Kaşıkçı *
  • Pasbaş Patka
  • Bıyıklı Sumru
  • Göçte uğrayan türler
  • Sığır Balıkçılı
  • Kara Leylek
  • Kara Çaylak
  • Küçük Kartal *
  • Kızıl Şahin
  • Aladoğan
  • Orman Düdükçünü
  • Çamurçulluğu
  • Altın Yağmurcun
  • Döğüşken Kuş
  • Dere Düdükçünü
  • Küçük Martı *
  • Akkanatlı Sumru
  • Kara Sumru
  • Küçük Sumru *
  • Çayır Taşkuşu
  • Pembe Sığırcık *
  • Çobanaldatan
  • Sarıbaşlı Kuyruksallayan *
  • Söğütbülbülü
  • Büyük Örümcekkuşu *

 (* Uluabat’ta nadir görünen türler)

Kışın kuzeyden gelen bazı kuş türlerinden binlerce kuş türü gözlemlenmiştir. Açık suda sakarmeke, elmabaş patka ve tepeli patka ördekleri, bahri ve küçük batağan, göl kenarında ve sazlıklarda az sayıda büyük akbalıkçıl ve gri balıkçıllar, karabaş ve gümüş martılar bunun     yanı sıra balaban, leylekler, kırlangıçlarla beraber gölde üreyen balıkçıl türleri küçük akbalıkçıl,

alaca balıkçıl, gece balıkçıl ve küçük balaban gibi türler Uluabat Gölü ve çevresinde gözlemlenmektedir.

Uluabat Gölü, Türkiye’nin en geniş nilüfer yataklarına sahiptir. Beyaz nilüfer gölün kuzeydoğu kıyılarında ve Mustafakemalpaşa Çayı’nın göle giriş ağzında çok geniş alanları kaplamaktadır Uluabat Gölü, sucul bitkiler yönünden ülkemizin en zengin sulak alanlarından biridir. Gölün hemen hemen bütün kıyıları geniş sazlıklarla, sığ kesimleri ise su içi bitkileri ile kaplıdır

Hem Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği hem de Ramsar Sözleşmesi’nin gerektirdiği yükümlülüklerimizin yerine getirilmesi kapsamında Uluabat Gölü’nün korunması ve uygun bir şekilde yönetilmesi amacıyla “Uluabat Gölü Yönetim Planı” hazırlanmıştır.

 

Milli Park’a adını veren Uludağ’ın mitolojideki adı OLYMPOSMYSİOS’ tur. Uludağ, Osmanlı İmparatorluğu zamanında Keşiş Dağı olarak anılmış ve yılında şimdiki adı olan ULUDAĞ adını almıştır.

Uludağ Milli Parkı, ha’lık bir alanda, bilimsel ve estetik bakımdan milli ve milletlerarası ender tabii kaynak değerlerine sahip bu tabiat parçasının araştırma, inceleme, eğitim, dinlenme ve turizm amacıyla kullanılmasını sağlamak, özelliklerini ve karakterlerini olumsuz etkilerden korumak, kaynak değerlerini devam ettirmek gayesiyle sayılı Orman Kanunu’nun maddesine müsteniden gün ve sayılı bakanlık olurları ile Milli Park olarak tefrik ve ilan edilmiştir. Milli Park’ın alanı 28/03/ tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile ha’a çıkarılmıştır.

Uludağ Milli Parkı ve çevresi tarihinde I. derece Doğal Sit Alanı olarak tescil edilmiştir (I. ve II. Gelişim Bölgeleri II. Derece Doğal Sit Alanıdır) . II. Gelişim Bölgesi 5 Ağustos tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile Turizm Merkezi ilan edilmiştir.

Uludağ Milli Parkı Batı Anadolu Bölgesi’nin m yükseklikteki en yüksek tepesine sahiptir. Milli Park’ın %71’i orman, %28’i çayırlık ve kayalık alanlar (Alpin rejyon) , % 0, 4 ‘ü açık alanlar % 0, 1’i, su ile kaplı alanlar, % 0, 8’i ise yerleşim alanıdır. Uludağ Milli Parkı olağanüstü tabiat güzelliklerine, ormanlara, flora ve fauna zenginliklerine sahiptir.

Uludağ Milli Parkı gerek Alpin gerekse Türkiye ve yalnızca Uludağ’a özgü endemik bitkileri içeren zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Uludağ’da endemik tür tespit edilmiş olup, bunun 32 adedi Uludağ endemiğidir. Uludağ Milli Parkı’nda 46 tür kelebek yaşamakta, ayrıca Apollon kelebeğinin (Parnassius apollo L.) Uludağ’a özgü endemik türü bulunmaktadır.

Uludağ’ın zengin bitki örtüsü bir ölçüde Akdeniz ve Avrupa-Sibirya floristik bölgeleri arasındaki konumundan kaynaklanır. Florasında %63 oranında Avrupa-Sibirya elemanı ve %31 oranında Akdeniz elemanı yer alır.

Uludağ florasında ayrıca %6 oranında İran-Turan floristik elemanının bulunduğu da bilinmektedir. Sahip olduğu ilginç özellikler nedeniyle Uludağ, çok eskiden beri botanikçilerin ilgi odağı olmuştur.

Ayrıca Uludağ ülkemizde yer alan Önemli Bitki Alanı’ndan (ÖBA) biridir.

Uludağ Milli Parkı’nda ayı, çakal, tilki, sincap, tavşan, gelincik, yaban domuzu, yılan kertenkele, dağkartalı, ağaçkakan, baykuş, kumru, dağbülbülü ve serçe gibi değişik canlı türleri yaşamlarını sürdürmektedir. Sakallı akbaba (Gypaetus Barbatus) Uludağ’da bulunan endemik türlerdendir. Ayrıca kırmızı orman karıncası da Uludağ ormanlarındaki zararlı böcekleri yiyerek Milli Park’a büyük faydalar sağlamaktadır. Uludağ sakallı akbaba ve kaya kartalının üreme popülasyonlarını barındırması nedeniyle Önemli Kuş Alanı (ÖKA No. 8 ) olarak belirlenmiştir.

Uludağ Milli Parkı botanikçi Mayr’ın orman zonlarını muhtelif yüksekliklerde karakterize etmesi ve 45 dakikalık bir araç yolculuğu esnasında bu orman zonlarının görülebilmesi açısından dünya ormancılık literatüründe bilimsel yönden özel bir öneme sahiptir. Bunlar Lauretum, Castanetum, Fagetum, Pinatum, Albietum, Alpinetum Kuşağıdır.

Bursa’dan zirveye doğru yapılacak yolculukta; defne, kızılağaç, çınar, erguvan, kestane, ıhlamur, akçaağaç, karayemiş, fındık, meşe, kayın, titrek kavak, kızılcık, karaçam, üvez,  göknar, ayıüzümü, bodur ardıç, değişik otlar ve likenler gibi değişik gruptan ’ün üzerinde türde otsu ve çok yıllık bitki görülerek, zengin bitki çeşitliliğine sahip ender yerlerden biri olan Uludağ’da farklı bitkiler keşfedilebilir.

Uludağ zirvesinde bazıları yaz aylarında kuruyan 9 adet buzul gölü bulunmaktadır. Bunların en önemlileri göller bölgesindeki; Karagöl, Kilimligöl, Buzlugöl ve Aynalıgöl’dür.

Bir granit batoliti olan Uludağ , bugünkü görünümünü teknotik hareketlerle kazanmıştır. Yurdumuzda ilk buzul devri izleri Phlippson tarafından Uludağ’ da tespit edilmiştir. Uludağ’ın kuzeye bakan yamaçlarında buzullarca şekillendirilmiş oluşumlar ve ilginç görünümlü kaya kitleleri vardır. (Yılanlıkaya, Devetaşı, Cennetkaya, Çobankaya gibi.)

Uludağ ülkemizin önde gelen kış sporları ve kayak merkezidir. Büyük yerleşim yerlerine yakınlığı, kamp ve günübirlik kullanım alanlarının çokluğu nedeniyle Bursa ve çevre illerinin rekreasyonel isteklerine cevap vermektedir. Uludağ Milli Parkı’ nın yıllık ziyaretçi sayısı 1. kişi civarındadır. Bursa’dan 36 km, İstanbul’dan km uzaklıktadır. Kayak merkezinin uzaklığı ise havaalanından 60, Bursa’dan ise 40 dakikadır.

Teferrüç-Kadıyayla-Sarıalan güzergâhında çalışmakta olan 4. metre uzunluğundaki mevcut teleferik hattının, Sarıalan Kamp ve Günübirlik Kullanım Alanı’ndan oteller bölgesine kadar uzatılmasına ilişkin çalışmalar devam etmektedir. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan proje yapım aşamasındadır. Proje, oteller bölgesine ulaşımı 22 dakikaya düşürecek ve mevcut hattı 8. m uzunluğa çıkaracaktır.

Uludağ Milli Parkı’nda yaz dönemi kullanıcılarına yönelik 2 adet kamp ve günübirlik kullanım alanı 2 adet günübirlik kullanım alanı mevcuttur. çadır kapasiteli Sarıalan KGKA’nın da ziyaretçilere açık kırgazinoları, baraka ve bungalovlar, hediyelik satış dükkanları, sıhhi tesis kompleksi, tuvaletler, sağlıklı yaşam parkuru, çocuk oyun alanı ve cami mevcuttur. çadır kapasiteli Çobankaya KGKA’nın da büfe, sıhhi tesis kompleksi, tuvalet, çocuk oyun alanı ve mescit halkın kullanımına açıktır.

Çobankaya’ya 2 km mesafede olan Bakacak mevkii Bursa’nın panoramik görüntüsünün en iyi seyredilebileceği yerdir.

Kirazlıyayla GKA’nın da büfe, tuvaletler, futbol sahası, çocuk oyun alanı ile resmi kurumlara ait iki konaklama tesisi bulunmaktadır.

Karabelen GKA’nın da Milli Park giriş kapısı ve tuvaletler mevcuttur.

Ülkemizin en önemli kış sporları ve kayak merkezi olan Uludağ’da karla kaplı gün sayısı gündür. Kayak pistleri 15 Aralık/30 Nisan tarihleri arasında hizmet vermektedir. I. Gelişim (Oteller) Bölgesi’nde toplam 34 adet konaklama tesisi vardır.

Yürüyüş parkurları

Genç Yaşayın Parkuru

Sarıalan Kamp ve Günübirlik Kullanım Alanı içerisinde mevcutta bir adet yürüyüş parkuru bulunmaktadır. Ormanlık alan içerisinde düzenlenmiş olan “Genç Yaşayın Parkuru”nun uzunluğu 2, 1 km’dir. Parkur bilimsel ve tıbbi esaslara uygun olarak düzenlenmiş 10 egzersiz istasyonundan oluşmaktadır.

  • Tur Güzergâhları (TG)
  • TG Oteller Bölgesi-Kurtkaya-Kızpınar Mevkii -Sarıalan. Yaklaşık 4, 2 km
  • TG Sarıçayır Tepe -Alman Çayırı Mevkii-Çobankaya-Softaboğan Mevkii. Yaklaşık 4. 5 km
  • TG Oteller Bölgesi – Çobankaya-Bakacak. Yaklaşık 4, 7 km
  • TG Tefferrüç – Kadıyayla – Sarıalan. Yaklaşık 7, 5 km
  • TG Oteller Bölgesi-Zirve Tepe-Volfram Mevkii – Göller Bölgesi.
  • TG Kirazlıyayla-Gölcük Mevkii. Yaklaşık 1 km
  • TG Oteller Bölgesi – Paşaçayırı Tepe. Yaklaşık 1 km
  • TG Alaçam Giriş Kontrol Noktası – Kaçakçıyolu Mevkii – Göller Bölgesi. Yaklaşık 12 km

Uludağ Milli Parkı’nın sahip olduğu doğal ve kültürel kaynak değerlerinin korunması ile koruma-kullanma dengesi gözetilerek, mevcut arazi kullanımları yanı sıra ziyaretçilerin zorunlu ve temel ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik yeni kullanım talepleri de dikkate alınarak, sadece sınırlı ve kontrollü kullanımlara izin verecek şekilde, Milli Park’ın kaynak değerlerinin devamlılığının sağlanması amacıyla 1/ ölçekli Uludağ Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Revizyon Planı hazırlanmış olup, plan tarihinde onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Bu planda Uludağ Milli Parkı’nın yönetiminde belirlenen hedeflere ulaşmak için koruma-kullanma dengesi gözetilerek, Milli Park alanı bölgelere ayrılmıştır. Yapılan bölgeleme sonucunda Mutlak Koruma Alanı, Sınırlı Kullanım Alanı ve Kontrollü Kullanım Alanı olmak üzere 3 alan belirlenmiştir. Milli Park’ın % 84’ü Mutlak Koruma Alanı,     % 14’ü Sınırlı Kullanım Alanı, % 2’si ise Kontrollü Kullanım Alanı olarak ayrılmıştır.

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

BURSA&#;NIN TARİHİ YERLERİ

Bursa&#;nın tarihi yerleri, sadece Türk tarihi için değil, insanlık tarihi açısından önemli sayıldığından UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası olarak koruma altına alınmaya uygun görülmüş yerler. Bu nedenle yerli yabancı her turistin öncelikleri arasında Bursa Gezilecek Yerler  denilince Osmanlı&#;yı bir beylikten imparatorluğa taşıyan Bursa&#;nın tarihi yerleri geliyor. En güçlü döneminde keşfedilmiş dünyanın 2/3&#;nü yöneten Osmanlı&#;nın bu gelişiminde şehircilik anlayışının, vakıf ve külliyelerinin, hanlarda canlanan ticaretin büyük payı olmuş. Bir dünya devinin beşiğini gezmek isterseniz bu bilgiler çok işinize yarayacak.

Bursa&#;da İlk Ayak Sesleri

Bursa’da günümüzden yedi bin yıl öncesinde bile yerleşim olduğu söyleniyor. Ama en eskiye dayanan yerleşim alanları İznik Gölü’nün çevresindeymiş ve o eski zamanlardan Osmanlı’ya kadar sayısız ülke ve koloni Bursa’ya egemenlik etmiş. M.Ö. 3. yüzyılda Prusias ve Bithynialılar Prusa adında bir kent kurmuşlar. Bu kente kadar Bursa ve çevresinde tek tük kent varmış.
Bazıları ve tahmini kurulma tarihleri şöyle:
Cius(Gemlik) M.Ö. yy
Apollonia(Gölyazı) M.Ö. 6. yy
Apamea(Mudanya) M.Ö. seafoodplus.info

bursa-tarihi-yapilar

Bursa&#;da İlk Türkler

Osmanlı’lara gelinceye kadar; müslümanların Bursa’ya geliş hikayesi Abbasi’ler döneminde başlasa da Türklerin Bursa topraklarına gelişi yılında olmuş. Ondan sonra da zaten yılında yapılan bir seferle Türkler ilk kez Bursa’yı ele geçirmiş. Fakat bu şu ana kadar giden bir dönemin başlangıcı olamamış henüz çünkü Bizans Bursa’yı ele geçirmiş ve tam yılına kadar Bursa Rumların olmuş.

Diğer tarafından yılında Selçuklu yıkılma dönemindeyken Osman Gazi Yarhisar ve Bilecik’i fethedip Osmanoğulları adında bir beylik olarak bağımsızlığını ilan etmiş. yılında da Bursa’daki Yenişehir Ovası ve civarı fethedilip Yenişehir başkent yapılmış. Böylece Bursa Osmanlı’nın ilk başkenti olması özelliğini taşıyarak tarihe koca bir imza atmış. Ayrıca Bursa Osmanlı Devleti’nde kentleşen ilk birkaç şehirden biri olunca, daha sonra ortaya çıkan Türk-Osmanlı şehirlerine önayak olmuş bir nevi.

Bursa Neden Bir Dünya Kültür Mirası?

Peki Bursa neden UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde? Onu dünya mirası için bu kadar özel kılan ne? Bursa tarih boyunca Osmanlı Devleti için en önemli şehirlerden olmuş. İpek yolu üzerinde sahip olduğu hanlar sayesinde sahip olduğu ticari rol; Osmanlı&#;daki Vakıf Sistemi temelli sosyal yaşama ışık tutması, Bursa&#;nın tarihi yerleri dediğimiz külliye, camii, han ve hamamlarının gerçekten otantik olması, Bursa&#;dan çıkma Osmanlı mimarisini yansıtan yapılara ev sahipliği yapması ve basitçe Osmanlı’nın ikinci başkenti olması birçok nedenden birkaçı sadece.

Etkili Şehir Planlaması, Vakıf Sistemi ve Külliyeler

Osmanlı&#;nın Söğüt&#;ten sonra ilk başkenti olan Bursa, daha sonraki Osmanlı şehirlerinin gelişiminde anahtar bir rol oynadı. Şehirleşme alanındaki yeni yaklaşım Osmanlı sultanlarının sayesinde oldu ve bu sonra yapılan şehirlere örnek niteliğindeydi.

Bursa, Osmanlı sultanları tarafından kurulmuş ve yenilikçi bir yaklaşımla idare edilmiş bir şehir. Bu sebeple o zamana kadar görülmemiş bir şehir planlamasına sahip olmuş. Bir yandan Ahilik Teşkilatı ticari hayatı yürütürken, öte yandan şahısların veya kurumların, dini ve sosyal hizmetlere tahsis ettikleri bağışlardan oluşan bir vakıf sistemi şehrin gelişimine katkı sağlamış.

Bu noktada vakıfsistemini çekip çeviren,camii merkezli olmakla birlikte hamam, medrese, mektep, kütüphane, aşevi, darüşşifa, kervansaray, çarşı, din okulları gibi kurumlardan oluşan yapılar topluluğu olan külliyelerin yeri de çok büyük. Bunlar toplumun ihtiyaçlarına yönelik ve hayatlarını kolaylaştıran aynı zamanda mimari alanında da Osmanlı’nın mimarisi özelliklerini yansıtan en önemli yapılar. Külliyelerin bu noktada en büyük önemi, şehrin büyümesinde canlı ve hızlı üretime elverişli merkezler haline gelmesinde çok etkili olması. Osmanlı İmparatorluğu bu sistem sayesinde dünyada en hızla büyüyen imparatorluklardan biri oldu. Bugün Bursa&#;nın tarihi yerleri arasında en çok öne çıkan yapılar camiilerinden öte külliyeleri diyebiliriz.

Otantik Mimari Özellikleri: Bursa Tipi Mimari

emir-sultan-cami-bursa

Bursa üslubu dediğimizde Yeşil Cami ile başlayan sonrasında, Muradiye Cami ve Emir Sultan Cami ile devam edip Edirne&#;ye oradan İstanbul&#;a kadar taşınan çok geniş bir etki alanına sahip bir mimari üsluptan bahsediyoruz. Bu durumda Bursa&#;yı bu üslubun köklerinin bulunduğu yer olarak da düşünebiliriz. &#;Bursa stili&#; veya &#;ters t tipi&#; diye adlandırılan mimari plan, külliyelerin ve camilerin oluşumunda yalnızca Osmanlı’da kullanılan bir plandı. Mesela Bursa&#;nın tarihi yerleri olan külliyelerde, umumi mutfakların, camilerin ve medreselerin bir kompleksin içinde ayrı binada yer alması, camiilerde ise ferahlık ve aydınlığa önem verilmesi, İznik’te yaygın olan olarak görüldüğü şekilde tek kubbeden, Edirne ve İstanbul&#;da çok kubbeli yapıya geçilmesi, camii girişlerinde revaklı avluların olması, şadırvanın cami içinde olması gibi özellikler hep Bursa kökenli mimari özellikler.

Bir Kültür Başkenti Olarak Bursa

bursa-hacivat-karagoz

Bursa en eski Osmanlı dönemlerinden itibaren; önemli tarihi olaylara, efsanelere ve geleneklere ev sahipliği yapan bir şehir. Şehrin mistik imajını anlatmak için, eski Osmanlı sultanlarının türbelerini veya Hacıvat ve Karagöz’ün Orhan Gazi Külliyesi’nde çalışan işçiler oldukları efsanelerini örnek verebiliriz. Her ne kadar idari başkent bir süre sonra Edirne olmuş olsa da, Bursa her zaman sembolik başkent olarak manevi önemi devam etmiş. Zaten devletin kurucuları Osman ve Orhan Gazi&#;nin türbelerinin burada olması onu daha bir değerli yapıyor.

Bursa&#;da UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesindeki Yerler

Bursa’nın UNESCO hikayesiyse şöyle başlamış: yılında Bursa geçici listeye alınmış, sonra da ’te UNESCO tarafında Dünya Miras Listesi’ne girmeye hak kazanmış. Bu koruma Bursa’da 6’si içinde 1’i de Cumalıkızık’ta olmak üzere 7 yeri kaplıyor.

1) Ulu Cami ve Hanlar Bölgesi
2) Hüdavendigar Külliyesi (1. Murad)
3) Yıldırım Külliyesi (1. Bayezid)
4) Yeşil Külliye (1. Mehmed)
5) Orhangazi Külliyesi
6) Muradiye Külliyesi (2. Murad)
7) Cumalıkızık Köyü

Ulu Cami Ve Hanlar Bölgesi

bursa-kozahan-avlu

Osmanlı’nın Bursa’yı fethi sonrasında bölgede birçok gelişme yaşanmış ama en önemli ve sarsıcı gelişmeler ticaret alanında olmuş. Yaptırılan birçok han Bursa’nın ticaret merkezi haline gelmesinde büyük rol oynamış. Anadolu’nun ticaret yollarında, özellikle de İpek Yolu üzerinde bulunmasından ötürü yoldan geçenlerin hem gece kalabileceği hem de gelip dinlenebileceği yerler haline gelmiş hanlar. Daha büyüklerine de kervansaray deniyormuş hatta. Hanlar ticari yönden bu kadar önemli olunca dolayısıyla ekonomiye de çok büyük katkı sağlamışlar. Osmanlı Dönemi’nde yapılan ve Bursa&#;nın tarihi yerleri arasında oldukça eski olan Hanlar Bölgesi’ndeki hanlardan en bilinenleri: Apolyont Han, Emir Han, Eskişehir Hanı, Kubbeli Han, Balibey Han, Geyve Han ve en önemlilerinden biri olan Koza Han.

Ulu Cami ise Hanlar Bölgesi&#;nin incisi, en değerli yapısı, Evliya Çelebi‘nin deyimiyle “Bursa’nın Ayasofyası!”. 1. Bayezid’in mimarı Ali Neccar’a yaptırılmış olan cami yaklaşık yıllık. Bursa&#;da sadece tek bir tarihi yapı görme hakkınız olsa tercihiniz Ulu Cami’den yana olsun. Özellikle de Samanyolu Galaksisi&#;nin Kündekâri sanatı ile işlendiği minberi çok özel.

UNESCO koruması altındaki Bursa&#;nın tarihi yerleri listesinde olan Hanlar Bölgesi, Ulu Cami&#;yi de içine alacak şekilde bir bütün olarak listede. Yani han han bir ayrılma söz konusu değil. Günümüzde de Osmanlı ticaret kültürünün sürdürüldüğü bir bölge ve hala siftah, pazarlık yapmak, komşuluk kültürü gibi geleneksel değerlere ve ritüellere rastlanıyor. Bu da Hanlar Bölgesi’nin UNESCO tarafından koruma altına alınan bölgeler arasında olmasının nedenlerinden biri.

Hüdavendigar Külliyesi (1. Murad)

bursa-hudavendigar-kulliyesi

1. Murad’ın yaptırdığı bu külliye, halk arasında 1. Murad’a Hüdavendigar da denmesi nedeniyle bu ismi almış. Külliye Bursa’nın tepelerinden birinde yer alıyor ve içinde cami, medrese, türbe, çeşme ve hamam var. Külliyede 1. Murad (Hüdavendigar) Camii var ve bu cami de ’lı yıllarda yaptırılmış. Osmanlı’nın meşhur “ters T planlı” mimarisiyle yapılmış. Külliyenin standarta uygun olmamasının nedeni, caminin alt katta medreseninse üst katta olması. Hamamın ismiyse Cık Cık (Gir Çık) Hamamı, medresede okuyan öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamaları için yapılmış bir hamam.

Yıldırım Külliyesi (1. Bayezid)

yildirim-kulliyesi

’lerde yapılan Yıldırım Külliyesi de Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmış. İçinde medrese, cami darüşşifa, hamam, imaret ve türbe var. Bursa’da Yıldırım tepesinde bulunan camii yine “Ters T” planlıdır. Külliye’deki medrese şu an sağlık ocağı olarak kullanılıyormuş. Yıldırım Darüşşifası ise Osmanlı Devleti’ndeki ilk hastane olma özelliğini taşıyor ve külliyenin kocaman bir parçasını oluşturuyor. Şimdiyse göz hastanesi olmuş. Yıldırım Bayezid Türbesi ise oğlu Emir Süleyman’ın emriyle yaptırılmış.

Yeşil Külliye (1. Mehmed)

bursa-yesil-cami

Yeşil Külliye’yi 1. Mehmed ’lü yıllarda yaptırmış. İçinde medrese, cami, türbe ve hamam var. Yeşil Külliyesi Osmanlı’nın tam düşmek üzereyken kalkıp güçlendiği bir dönemde yapıldığı için bir nevi geri dönüş olarak görülmüş ve oldukça göz alıcı yapılmış. Bursa&#;nın tarihi yerlerinin en önemlilerin ve en çok ziyaret edilen yapılarının başlarında geliyor.

İçindeki Yeşil Cami’yi Hacı İvaz Paşa yapmış ve yaptığı en değerli eserlerden. Bu camii de “Ters T” planla yapılmış ve içinde çiniler mevcut. Camiinin küçük bir kısmı Sultan Çelebi Mehmet’in ölümü sebebiyle yarım kalmış. Yeşil Türbe de Mimar Hacı İvaz paşa tarafından yapılmış. Bir de ek bilgi verelim. Hacı İvaz Paşa&#;nın zamanla padişahla arası açılmış ve gözlerine mil çektirilmiş. Mezarı Bursa’nın yüksek kesimindeki İvazpaşa Mahallesi&#;nde.

Külliyenin içindeki medrese şimdi Türk-İslam Eserleri Müzesi olmuş ve hala Bursa’nın Osmanlı dönemlerindeki sosyal, kültürel ve dini yapısını yansıtıyor. Yeşil Külliye, içindeki Yeşil Cami ve Yeşil Türbe ile bugün Bursa&#;nın tarihi yerleri arasında önceliğiniz olsun.

Orhangazi Külliyesi

bursa-orhangazi-kulliyesi

’lü yıllarda Orhan Bey’in yaptırdığı; içinde cami, külliye, medrese, mektep, hamam ve Emir Han adında bir han bulunan külliye. Külliyedeki yapılardan günümüzde ayakta kalmış üç yapı var; Orhan Cami, Emir Han ve Orhan Hamamı. Emir Han sadece Bursa&#;nın tarihi yerlerinden biri değil, hala Bursa’nın en çok kullanılan hanlarından biri, içinde tekstil ürünleri, hediyelik eşyalar ve kitaplar bulabilirsiniz. Orhan Hamamı ise şehrin ilk çarşı hamamıdır.

Muradiye Külliyesi (2. Murad)

bursa-muradiye-kulliyesi

Bu külliye Osmanlı İmparatorluğu padişahları tarafından yaptırılan külliyelerden sonuncusu. yıllarında yapılmış ve burası da bulunduğu bölgeye ismini vermiş. İçinde medrese, cami, hamam, darüşşifa ve türbe var. Muradiye Camii’nin süslemeleri çok ihtişamlı, bir sürü motifler ve kullanılan sanat türleri Osmanlı’nın sanat bakış açısı hakkında fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Minik bir bilgi; 2. Murad Osmanlı tarihinde padişahlığı kendi isteği ile bırakmış tek padişah. Aynı zamanda Bursa’da gömülmüş son Osmanlı sultanı.

Külliye içindeki yapılarda eski döneme göre kullanım farklıları olsa da, hala kullanımda büyük kısmı. Mesela Muradiye Külliyesi’nin umumi mutfağı restoran olarak kullanılıyor.Külliyenin içinde 12 tane türbe var ve Bursa’nın “Türbeler Şehri” ünvanı bu kadar fazla türbeye ev sahipliği yapmasından geliyor aslında. 2. Murad Medresesi de ’ten beri Döne Ocak Kanser Erken Tanı Merkezi olarak hizmet veriyor, hatta içinde sağlık müzesi de var.

Cumalıkızık Köyü

cumalikizik-renkli-evler

Uludağ’ın eteklerinde yer alan Bursa ve Cumalıkızık, bir nevi kentsel ve kırsal yaşamın bir arada sentezlenmiş haliler. Cumalıkızık’ın böyle bir listeye alınmış olması UNESCO tarafından şöyle açıklanmış: Bursa’daki sistemi gösterebilecek ve ona yardım sağlayabilen tek kırsal köy. Özellikle Vakıf Sistemi ve Cumalıkızık arasındaki bağ bu konuda önemli bir rol oynuyor. Çünkü bu sistemde merkezdeki vakıf binaları yani külliyeler kırsal kesimle de bağlantılıymış; mesela Cumalıkızık bir vakıf köyü olarak geçiyor, bu da bir kuruma bağlı olmak ve onun için çalışmak demek. Cumalıkızık da merkezdeki Orhan Gazi Külliyesi’ne kalıcı olarak bağlı olup ona gelir sağladığı için “vakıf köyü” olarak geçmiş. Yani Bursa&#;nın tarihi yerleri arasındaki Cumalıkızık başlıbaşına Osmanlı&#;daki Vakıf Sistemi&#;nin yaşayan kanıtı niteliğinde. Bursa&#;ya geldiyseniz Cumalıkızık&#;ı mutlaka ziyaret etmelisiniz. Bursa&#;nın tarihi yerleri ilgi alanınızın dışındaysa da göz zevkiniz için Cumalıkızık&#;a kesinlikle uğrayın deriz. Cumalıkızık&#;ta kaçırmamanız gereken şeyler için rehberimizi okumayı unutmayın.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir