cagatay aksu kimdir / çağatay aksu - Gazete Karınca

Cagatay Aksu Kimdir

cagatay aksu kimdir

Şule &#;et davasında karar! Şule &#;et cinayeti nasıl oldu? &#;ağatay Aksu kimdir?

Şule Çet davasının bugün görülen 6. Duruşmasında karar çıktı. Hatırlanacağı gibi Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet, 29 Mayıs 'de, Ankara'daki bir plazanın 20'nci katından düşerek yaşamını yitirmişti. Soruşturma ve dava sürecinin neticesinde Ankara Ağır Ceza Mahkemesi Şule Çet’in cinayete kurban gittiğine hükmetti. Cinayetle ilgili tutuklu yargılanan Çağatay Aksu'nun müebbet ve 12 yıl 6 ay hapsine, sanık Berk Akand'ın ise 18 yıl 9 ay hapsine hükmedildi.

Hatırlanacağı gibi davanın geçen duruşmasında mütalaasını açıklayan savcı sanıklardan Çağatay Aksu’nun “kasten öldürme” suçundan müebbet ve “cinsel saldırı” ile “kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak” suçundan 39 yıla, Berk Akand’ın ise bütün bu suçlara yardımdan 31 yıla kadar hapsini istemişti. Peki, Şule Çet cinayeti nasıl oldu? Çağatay Aksu kimdir? İşte, kan donduran cinayetin detayları…

ŞULE ÇET CİNAYETİ NASIL OLDU?

Adli Tıp Kurum Başkanlığı 1'inci İhtisas Kurulu tarafından Şule Çet cinayetiyle ilgili hazırlanan raporda cinayetle ilgili önemli tespitler yer aldı. Raporda, boyun bölgesindeki kırık ile ilgili "Kişide tespit edilen boyun kemik kırığının boyna bası sonucu da meydana gelmiş olabileceği cihetle kişinin ölümünün boyna basıyla bağlı mekanik asfiksi (solunum felci) sonucu meydana gelmiş ve kısa bir süre sonra (yarım saat içinde) yüksekten atılmış olabilir. Kişinin vücudunda tespit edilen boyun kemik kırığı dahil, travmatik değişimlerin tamamı yüksekten düşme ile de mümkün." İfadelerine yer verildi.

“OLAYI MAHKEME AYDINLATMALI”

Raporda, Çet'in ölümüyle ilgili kesin bir değerlendirme yapılmazken şu ifadeler kullanıldı:

"Yüksekten düşme nedeniyle oluşan ağır genel beden travmasına bağlı yaygın vücut kemik kırıkları ile birlikte iç organ harabiyeti yaşamış olabileceği ve yaygın yumuşak doku zedelenmesi sonucunda ölüm meydana gelmiş olabilir. Ancak tüm vücutta ağır genel beden travması bulguları olması nedeniyle düşme öncesi ayrıca travmaya maruz kalıp kalmadığı, düşme olayının kendi iradesiyle mi meydana geldiği, kazara mı oluştuğu, düşme olayının bir başkası ya da başkalarının etkisiyle mi meydana geldiği, düşme eylemi öncesinde kişinin boyna basıya bağlı mekanik asfiksi (solunum felci) sonucu ölümünün meydana gelip gelmediğinin mevcut verilerle tıbben bilinemediği, olayın adli tahkikatla aydınlatılmasının uygun olacağı oy birliğiyle ek mütalaa olunur."

“İZLER İNSAN ISIRIK İZİ DEĞİL”

Raporda, Çet’in kalça bölgesinde ısırık izi olduğu yönündeki iddialar için ise, "Otopsi fotoğraflarının kurulumuzda Adli Diş Hekiminin de katılımıyla yapılan incelemesinde; sağ uyluk üst uç arka yüzde gluteal sinirin hemen altında dikey seyirli birbirine paralele yakın yerleşimli, aralarında yaklaşık 1,5 santimetre izsiz alan içeren, iç yanda her biri yaklaşık 4 santimetre uzunluğunda 0,5 santimetre genişlikte olan ekimoz hatları ve her bir hattın üst ve alt uçlarında orta kısımlarında da birer adet olmak üzere ekimoz hatlarında genişleme görüldüğü dikkate alındığında, bu yaralanmanın insan ısırığı olduğuna dair güven derecesini gösteren ABFO (Amerikan Board of Forensic Odontology) koşullarına göre, insan ısırık izi olmadığı, insan dişleri yaralanmayı yaratmadığı olarak değerlendirilmiştir" ifadeleri yer aldı.

“İNTİHAR ETTİĞİ YÖNÜNDE SOMUT BİR TIBBİ KANIT YOK”

Raporda ayrıca sanık Çağatay Aksu'nun avukatı Levent Ekmen'in, Çet’in olaydan önce psikolojik tedavi gördüğü, yaşadığı sorunlar nedeniyle intihar etiği yönündeki iddialar ile ilgili de şöyle denildi:

"Şule Çet'in ölümünden önceki dönemde, yakın çevresi tarafından fark edilen ciddi intihar planının eşlik ettiği aktif bir depresif tablo içinde olmadığı kanaati oluşmaktadır. Bir kişinin olaydan yaklaşık 1,5 yıl önce aldığı depresyon tanısından yola çıkarak olay anındaki ruhsal durumunu tahmin etmenin tıbben çok mümkün olmadığı bilinmektedir. 'Mirtazapin' isimli reçete ile satılan ilacı, bilgisi dışında almadıysa, son dönemdeki yazışmaları ve son dönemde ruhsal durumuna dair edinilen izlenimden yola çıkarak uyku problemleri için kullandığı düşünülebilir. Ancak buna dair resmi bir kayıt bulunmamaktadır. Yukarıda maddelerde vurgulanan tespit, yorum ve gerekçeler doğrultusunda, Şule Çet'in intihar için risk etmeni olan yoğun bir ümitsizlik duygusu içinde olmadığı ve sorun çözme becerisinin olduğu, yakın çevresi tarafından fark edilen ciddi intihar planının eşlik ettiği ağır bir depresif tablo içinde olmadığı, idrarında tespit edilen ilaç etken maddesinin kişinin intihar ettiğini gösteren somut bir tıbbi kanıt niteliğinde olmadığı görülmüştür" denildi.

ÇAĞATAY AKSU KİMDİR?

Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet, 29 Mayıs ’de Ankara’da bir plazanın 20’inci katından düşüp ölmesi olayıyla suçlanan Çağtay Aksu, konuyla ilgili görülen davada tutuklu olarak yargılanıyordu. 34 yaşındaki Aksu hakkında mahkeme 'kasten öldürmek', 'cinsel saldırı' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından müebbet ve 12 yıl 6 ay hapis cezası kararı aldı.

Şule Çet'in kişisel bilgilerini delil olarak sunan avukata hapis cezası

Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet, 29 Mayıs 'de Ankara'da lüks plazanın 20'nci katından düşerek yaşamını yitirdi. İlk olarak olayın intihar olduğu ileri sürülürken, gözaltına alınıp serbest bırakılan Çağatay Aksu (34) ve Berk Akand (33), soruşturma kapsamında daha sonra tutuklandı. Ankara 33’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada yargılama sırasında sanıklardan Çağatay Aksu'nun avukatı Levent Ekmen, Şule Çet'in intihara meyilli olduğunu ileri sürerek, ders notlarını içeren kişisel veri niteliğindeki transkripti ile kullandığı ilaçlara ilişkin reçetesini mahkemeye delil olarak sundu.

Yargılama sonunda Çağatay Aksu'ya 'kasten öldürmek', 'nitelikli cinsel saldırı', 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' ve 'suç delillerini yok etme' suçlarından müebbet ve 12 yıl 6 ay, sanık Berk Akand'a ise tüm suçlarda Aksu'ya yardım ettiği gerekçesiyle 18 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Kararda, sanık Çağatay Aksu'nun, zor durumda olan Şule Çet'i iş bulma vaadiyle içkili mekana çağırdığı ve daha sonra psikolojik baskı uygulayarak plazaya gelmesini sağladığı ve cinsel saldırıda bulunduğu belirtildi.

AVUKAT HAKKINDA AĞIR CEZADA DAVA

Çet ailesi, sanık Çağatay Aksu'nun avukatı Levent Ekmen hakkında, Şule Çet'in özel hayatına yönelik bilgileri hukuka aykırı şekilde temin ettiği, kişisel veri niteliğindeki reçete ve transkripti mahkemeye ibraz etmek suretiyle adil yargılamayı etkilemeye çalıştığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Soruşturma sonunda Ekmen hakkında Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

Avukat Ekmen, savunmasında 30 yıllık avukat olduğunu, bunun 25 yılının ceza davalarında geçtiğini belirterek, "Rapor maktulenin intihara meyilli olduğunu gösteren bir rapordur. Benim böyle bir belgeyi sunmamam vicdana sığmaz. Bu belgeleri ben araştırarak bulmadım. Rahatça ulaşılabilecek türde evraklardır. Ben suç işlediğimi düşünmüyorum. Bana göre bu raporların mahkemeye sunulmaması suçtur. Beraatimi talep ederim. Hakkımda hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına muvafakatim yoktur" dedi.

"AVUKATA BELGELERİ BİZ VERDİK"

Duruşmada tanık olarak dinlenen Çağatay Aksu'nun babası Sayit Aksu ise Şule Çet'e ait belgeleri avukata kendilerinin verdiğini ileri sürerek, "Bir tanesi Adana Yüreğir Hastanesi'nden alınan rapor, bir tanesi de transkript. Bizim devraldığımız bir iş yeri vardı. Oradaki çalışanları işten çıkarmıştık. Şule Çet de oradaki eski çalışanlardandı. Ancak paraya ihtiyacı olduğu için onu işten çıkarmadık. Eski patronu özlük dosyasını bize vermişti. Olaylar olduktan sonra oğlum bu dosya içerisindeki bir raporu avukatına verdi. Bu raporun özlük dosyasına nasıl girdiğini, kim tarafından verildiğini ben bilmiyorum" dedi.

AVUKATA HAPİS, ANNE VE BABAYA SUÇ DUYURUSU

Mahkeme heyeti, sanık Levent Ekmen'e 'kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yayma' suçunu işlediği kanatine vararak, TCK'nın /1 maddesi kapsamında önce 3 yıl hapis cezası verirken, bu cezayı duruşmalardaki olumlu tavrı nedeniyle 2 yıl 6 ay hapis cezasına düşürdü. Mahkeme ayrıca sanık savunması ve tanık beyanını dikkate alarak Çağatay Aksu'nun babası Sayit Aksu ve annesi Gülümser Aksu hakkında da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı.


‘Oğlum sosyal medyada linç kurbanı oldu’

FATİH ŞENDİL

Türkiye'nin gündemine oturan Şule Çet'in ölümüne ilişkin davada üçüncü kez gözaltına alınıp tutuklanan Çağatay Aksu ve Berk Akand'ın tutukluluk halleri devam ederken, Çağatay Aksu'nun annesi Gülseren Aksuilk kez konuştu. Ağırlaştırılmış müebbet ve 39 yıla kadar hapis istemi ile yargılanan Çağatay Aksu'nun annesi Gülseren Aksu, sosyal medyadaki algı operasyonu ile oğlunun tutuklandığını ileri sürdü. Genç bir kızın hayatını kaybetmesinden büyük üzüntü duyduğunu belirten Aksu, Şule Çet'in intihar ettiği yönünde deliller olmasına rağmen oğlunun tutuklu kalmasına tepki gösterdi. Aksu, "Kesinleşmeyen raporlarla Çağatay Aksu iftiraya uğramıştır, hedef gösterilmiştir. Avukat yaptığı açıklamalarla Çağatay'ı katil ve tecavüzcü ilan ederek halkı kışkırtıyor. Raporda kesinlikle tecavüz edildiğine dair bir ibare yoktur. Bizler de gerçeğin ortaya çıkmasını istiyoruz" dedi.

ÇAĞATAY ZENGİN DEĞİL

Bugüne kadar ölen kişiye saygılarından ötürü hiçbir paylaşım yapmadıklarını kaydeden Aksu, "Sosyal medya yalan yanlış haberlerle işleri çığırından çıkardı. Bizlerin de Çağatay Aksu'nun ailesi olarak bu olayla ilgili dosyadaki gerçekleri açıklamaktan başka çaresi kalmadı. Sizlerin de bu konuda sabırlı ve sağduyulu olmanızı istiyoruz çünkü adalet cinsiyet ayrımı yapmaz. Ayrıca o geceye ait videoları aileye ve merhumeye saygısızlık olmaması adına hiçbir sosyal mecrada paylaşmadık. Ancak bu belgelerin hepsi dava dosyasında mevcuttur. Zengin bir iş adamı olarak gösterilen Çağatay Aksu'nun ne bir işi var ne de sanıldığı gibi bir malvarlığı var. Hatta olayın gerçekleştiği ofis ona da ait değil. Gelelim Çağatay'ın ailesine. Annesi ve babası emekli ve kirada oturan insanlar. Olayın basına yansıması hep yalan yanlış şekilde gerçekleşti. Onların da yaşadığı büyük bir travmaydı" ifadelerini kullandı.

DELİL KARARTMA YOK

Oğlunun ifadeye şüpheli değil bilgi almak için çağrıldığını ve bu nedenle ilk etapta serbest kaldığını belirten Aksu, "Olay olduğunda olay yerine gelen savcı, cinayet büro, olay yeri inceleme, ve ekiplerince gerekli olan bütün incelemeler yapılmış ve olay kayıtlara intihar olarak geçmiştir. Eğer bu ekiplerden herhangi biri şüpheli bir durum görmüş olsaydı anında tutuklama yapılırdı. Medyada bahsedildiği gibi delil karartma ve yüksek mercileri araya sokma gibi bir durum söz konusu değil. Zaten ailenin de böyle bir gücü yok. Şule'nin çalıştığı dükkan haciz nedeniyle kapanınca Çağatay Aksu dahil olmak üzere çalışan herkes işsiz kalmıştır. Yani Şule Çet işten çıkarılmamıştır" açıklamasını yaptı.

'TECAVÜZE DAİRBULGU BİLE YOK'

Raporlarda kesin olarak tecavüz ve cinayet şeklinde bir ibare olmadığını fakat olayın sosyal medyada çarpıtılarak oğluna iftira atıldığını belirten Gülseren Aksu, "Kesinleşmeyen raporlarla Çağatay Aksu iftiraya uğramıştır, hedef gösterilmiştir. Bu tepkiler sosyal medyada artık kontrol edilemez boyutlara geldi. Kesinleşmiş bir suçu olmamasına rağmen her yerde katil ve tecavüzcü olarak fotoğrafları yayınlanıyor. Biz de herkes gibi adaletin yerini bulmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.

"ÇAĞATAY DNA'SINIKENDİ VERMEK İSTEDİ"

Adli Tıp Raporu ile ilgili konuşan Gülseren Aksu, "Şule Çet'in abisi, kardeşinin alkol kullanmadığını söylemişti ancak Şule Çet'in kanında etanol bulundu. Kanında promil alkol tespit edilmiş. Bunlar elimizdeki video görüntüleriyle belgelenmiştir. Ayrıca Şule Çet'e uyku ilacı verildiği iddia edilmiştir, buna dair bir bilgi de yok. İdrarda çıkan Mirtazapin adlı madde antidepresanlarda bulunan bir madde. Şule Çet'in sağ ve sol ellerindeki 9 adet tırnak parçasında öncelikle kendi DNA'sı bulunmuştur. Bulunan erkek geni ise çok az miktarda olup herhangi bir karşılaştırmaya müsait değildir. Çağatay Aksu ise bizzat kendisi DNA testi yaptırmak istediğini söylemiştir. Ama karşılaştırma yapılacak bir veri yoktur" dedi.

İNTİHAR VİDEOSU PAYLAŞMIŞ

Şule Çet'in sosyal meyda hesabından ölmeden bir ay önce bir video paylaştığını aktaran Gülseren Aksu, "Bu paylaştığı videoda açık bir pencerenin önüne gelen bir kız direkt pencereden aşağıya atlıyor. Bunun altına da yorum olarak 'ruh modum' yazmış. Evet bizler de adalet arayışındayız. Bugüne kadar ölen kişiye saygımızdan olumsuz hiçbir paylaşım yapmadık. Bunların hepsi dava dosyasında mevcut. Herkesin sabırlı olmasını istiyoruz" dedi.

*Cümleleri böyle yazdım, yine erişim engeline takılmanın bir anlamı yok. 

Şule Çet davası, erkek şiddeti - adalet ve kadın dayanışması açısından Türkiye’nin en önemli örnek davalarından.

*Hatırlamak isteyenler buradan tüm detaya bakabilir.  

Sosyal medyanın kadın haklarına etkisi, şiddete karşı dayanışmanın gücü anlamında bir mihenk taşı. 

Ayrıca bu dava, yargının eril dinamiklerinin şüpheli erkeklerle kurduğu bağı, ardından medyanın cinsiyetçi tavrını, eril iş birliklerini tel tel döktüğü için de önemli.

Eğer o dönem Şule’nin arkadaşları ve kadın hareketi olmasaydı, iki erkek şüphelinin iddiası olan “Şule intihar etti” yalanına inanmış olacaktık. Yargı ve medya işbirliği ile meşrulaştırılmaya çalışılan bu koca yalana inanacaktık.

Kadın hareketi, otopsi raporlarını ve ilgili raporları bilimsel olarak defalarca yorumlayan ve hakikati korkmadan açıklayan bir kaç bilim insanı özellikle Dr. Hakan Kar ve kadın gazeteciler sayesinde gerçek ortaya çıktı.

Ama suçu örtbas etmek isteyenler, yalanı “doğruymuş” gibi kamuoyuna kabul ettirmek isteyenler şimdi bu ortaya çıkan gerçeğin gizlenmesini istiyor.  

Bir gazeteci olarak o dönem davadaki tüm gelişmelere yer verdim.

Cezaları onaylanana kadar “masumiyet karinesi” nedeniyle her iki failin de adını yazmadım, fotoğraflarına yer vermedim. Belki bir kez fotoğrafları göründü o da bir pankarta yansıdığı için…

Kadın odaklı, toplumsal cinsiyet odaklı habercilik yapmak demek herhangi bir tarafa düşmanlık yapmak değildi, faillerin de haklarına saygı duydum. Meslek etiği bunu gerektirir. 

Ancak, Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğinden geçen günlerde bir karar elimize ulaştı. Karara göre, Şule Çet'in ölümüne ve mahkeme sürecine dair hazırladığımız kronoloji engellenmişti.

Kararın gerekçesinden önce bu kararın alınmasını kimin istediğine baktım.  

Alv Esn*.  Kişilik hakları diyerek bu yazının da engellenmesini ister diye adını böyle yazdım.

Kendisi Şule Çet davasının ilk savcısı. Soruşturmayı yürüten savcı yani. Fakat dsydn alnyr*.

Erişime engellettiği haberde, daha doğrusu tüm gelişmeleri bir nevi ansiklopedik bilgi gibi kronoloji olarak okura sunduğumuz haberde kendisi ile sadece bir cümle geçiyor. O da şu:  

3Ekim  - Haziran’da Çet’in cesedinden tplann dlillri Eyll ayının bşın kdr İstanbul Adli Tp Krmu’na gndermmsi üzern srştrma Ankara Cumhuriyet Svcsı Alv Ers, grvdn lndı. Sruşturm dsysı Ankr Cmhriyt Svcs Hsyn Kc’ye verildi*.

“Ankara’da savcılar hakimler varmış” dedik de kendisinden sonra soruşturmayı yürüten savcı sayesinde dosya yeniden açıldı ve mahkeme süreci başladı.

Şimdi gelelim kararın gerekçesine “kişisel hakların ihlal edilmesi…”  

Evet, kişilik hakları ihlal edilmiş savcının.

Sadece bianet’teki haberimiz için değil onlarca haber sitesi için de benzer kararı aldırmış sayın savcı. Savcı olunca bu işler böyle kolay oluyor demek ki…

Yapması gereken işlemleri yapmayanlar, hiç çekinmeden bu bilgilerin yer aldığı haberlerin kaldırılmasını istiyor.

İstinafca cezaları onaylanmış faillere dair bilgiler dolaylı olarak kaldırılmış oluyor böylece.

Gencecik, biricik, senin, benim hepimiz gibi bir kadını öldürmek suç değil, utanılacak ayıp bir şey değil, bunun haberini yapmak suç.

Utanılacak, çekinilecek gizlenmesi gereken bu haberler sanki. 

Bu arada haberlerin engellenmesi jet hızıyla olmuş. Lütfen buradaki “jet hızını” klasik bir medya deyimi gibi algılamayın.

13 Ocak’ta haberlerin engellenmesi talep ediliyor, aynı gün engellenme kararı veriliyor. Failleri yargılamayanlar, "davada düzgün durdu vs bilmem ne diyerek" cezalarını binbir türlü gerekçeler bularak indirenler, failleri cezasız bırakanlar adaleti geciktirenler, jet hızıyla karar veriyor. Dedim ya suçluları cezalandırmak için değil, bu suçları yazanlar için veriliyor jet kararlar. Hızla erişime engelleniyor haberler.  

Sonuç olarak bizim habere erişim yok. Dava sürecinde faillerin aileleri, Şule Çet’le ilgili haber yapan benim de dahil olduğum onlarca gazeteci ile ilgili dosya hazırlayıp AKP’li vekillere ve mahkemeye sunmuştu. Cezalandırılmamız istenmişti.

İstediğiniz kadar haberleri engelleyin, habercileri yıldırmaya çalışın hiçbir şey ama hiçbir şey bazı yetkililerin Şule Çet cinayetini örtbas etmek istediğini, Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın bu suçu işlediği gerçeğini değiştiremeyecek.

Eşitlik mücadelesinin yükseldiği yeni bir hafta dileğiyle

Ne olmuştu?

Şule Çet, 29 Mayıs 'de Ankara'daki bir plazanın katından şüpheli bir şekilde düşerek hayatını kaybetmişti. Olayın intihar olduğu iddia edilmişti.

Olayın ardından gözaltına alınıp serbest bırakılan Çağatay A. ve Berk A. soruşturma kapsamında daha sonra tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Çağatay A., ilk ifadesinde Şule Çet'in intihar ettiğini öne sürerek, "Kendisine engel olmaya çalıştım, atlarken tutmaya çalıştım ama başaramadım. Atlamasın diye tutuğum sırada parmaklarımda sıyrıklar oluştu" demişti. Diğer zanlı Berk A. ise "Olay sırasında başka bir odadaydım. Neler yaşandığını bilmiyorum" ifadelerini kullanmıştı.

İddianamede, iki sanık için "cinayet", "ırza geçme" ve "hürriyeti tehdit" suçlarından ceza istenmişti.

Davanın ilk duruşması 6 Şubat 'da görülmüştü. Duruşmadan sonra, Adli Tıp'a gönderilen bazı delillerin kaybolduğu öğrenilmişti.

Davanın ikinci duruşması, 15 Mayıs 'da görüldü. Duruşmada, 17 Haziran'da keşif yapılmasına karar verildi.

Haziran ’de İstinaf Mahkemesi, Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet'in öldürülmesine ilişkin açılan davada mahkemenin sanıklar Çağatay Aksu’a verdiği müebbet ve 12 yıl 6 ay hapis ile Berk Akand’a verdiği 18 yıl 9 ay hapis cezasını onadı.

(EMK) 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir