Hac ibâdeti esnâsında Kurban bayramının birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü günlerinde
Minâda bulunan ve Cemre adı verilen taş yığınlarına nohut büyüklüğündeki taşları atmak.
Buna şeytan taşlama da denilmektedir.
Remy-i cimâr haccın vâciblerindendir. Kurban Bayramı günlerinde Minâda birbirlerinden birer ok atımı uzakta bulunan Cemre-i ûlâ (birinci cemre), Cemre-i vustâ (orta cemre) ve Cemre-i Akabe (Akabe cemresi) adı verilen taş yığınlarına, üç gün her birine yedişer taş atılır. Bu taşlar atılırken Allahü ekber denir. (Mehmed Zihni Efendi)
Remy-i cimâr, Kurban bayramı nın dört gününde de yapılı r. Birinci günü sabahı, Cemre-i Akabe denilen yerde sağ elin baş ve şehâdet parmaklarıyla cemre yerini gösteren duvarın dibine nohut kadar yedi taş atılır. Bayramın ikinci günü öğle namazı nda Minâda okunan hutbeden sonra üç cemreye yedişer taş atı lır. Remy-i cimâra mescid-i Hîfe yakın olandan başlanır. Üçüncü günü de böyle yediş er taş atılır ki, hepsi kırk dokuz taş olur. Dördüncü gün de Minâda kalıp fecrden (tan yerinin ağarmasından) güneşin batışına kadar dilediği zamanda yirmi bir taş daha atmak müstehâbdı r. Remy-i cimâr esnâs ında, birinci ve ikinci cemrelere (taş atma yerlerine) taş attıktan sonra kollar omuz hizâsında kaldırılarak ve el ayaları semâya veya kı bleye çevrilerek duâ edilir. Atılacak yetmiş taş Müzdelifede toplanır. Remy-i cimârı hayvan üstünde yapmak da câizdir. (Mevkûfâtî)
Sözlükte remy atmak, ayıplamak ve yönelmek; cimar ise, çakıl taşları ve ateş koru, kor parçaları demektir. Remy-i cimâr ise, taş atmak demektir. Dini bir kavram olarak, haccedenlerin kurban bayramı günleri Mina'da, halk arasında şeytan diye isimlendirilen yerlere, usulüne uygun olarak, küçük taşlar atmalarını ifade etmektedir.
Sözlükte remy atmak, ayıplamak ve yönelmek; cimar ise,çakıl taşları ve ateş koru, kor parçaları demektir. Remy-i cimâr ise, taş atmak demektir. Dînî bir kavram olarak, haccedenlerin kurban bayramı günleri Mina'da, halk arasında şeytan diye isimlendirilen yerlere, usulüne uygun olarak, küçük taşlar atmalarını ifade etmektedir.
Tevazu (Tevâzû): Alçak gönüllülük; kendisini başkaları ile bir görmek, başkalarından daha üstün görmemek.
Fazilet: 1- Ahlaki görevleri yerine getirerek kişinin olgun ve yüksek bir ahlaka sahip olması, iyi huylarla ruhunu güzelleştirmesi, üstünlük, iyi ahlâklılık. 2- İnsan yaradılışındaki bütün iyi huylar, erdem.
Akika: 1. İnsan ve hayvan yavrularının ana rahmindeyken başında biten tüyler, yeni doğan çocuğun başındaki saç. 2. Yeni doğan çocuk nedeniyle Allah’a şükür olarak doğumunun yedinci gününde kesilen kurban. Çocuğa, doğumunun yedinci gününde ad konulur ve saçları tıraş edilir. Kesilen saçlarının ağırlığınca fakirlere altın veya gümüş cinsinden sadaka verilir. “Her çocuk akikası karşılığında Allah’ın koruması altına girer. Doğumunun yedinci gününde onun adına bir kurban kesiniz.” (Hadis-i Şerif)
Zalim: Acımasız ve haksız davranan, kıyıcı, zulmeden.