seafoodplus.info
CİN ÇARPMASI ASLINDA NEDİR VE HİPNOZ
Ülkemizde halk arasında “cin çarpması”, “içine cin girmiş”, “cinlenmiş” şeklinde bilinen durumlar oldukça yaygın. Kim ne derse desin yüzyıllardır cinci hocalar bu alanda halkın itibar ettiği çözüm noktası…
Kişinin normal zamanlardaki durumundan farklı olarak durumunda alışılmışın dışında değişimler olması; kendi sesinden farklı bir sesle konuşması, yüz ifadesinin değişmesi, normalde olmayacak davranışlar sergilemesi, saldırgan, küfürlü bir tavra girmesi şekilnde ortaya çıkan ve etraftaki herkese korku salan bu rahatsızlık halk arasında kişinin “içine cin girmesi” şeklinde yorumlanıyor.
Elbetteki oldukça narin, normal hayatında nezih ve zarif olan bir hanımefendinin bir gece aniden kalın bir erkek sesiyle konuşup, kocasını dövmesi ya da sokağa çıkıp üstünü başını yırtmasını gören halk korkuyla dehşete kapılırken, bu durumu ancak cinlerin insanları kontrol etmesi şeklinde anlamlandırıyor. Çoğu zaman ruh sağlığı uzmanlarından çok cinci hocalara müracaat edebiliyorlar.
CİN ZANNETTİĞİNİZ ŞEY ASLINDA…
Hipnoz ve Bilinçaltı Değişim Uzmanı Mehmet Başkak, aslında cin zannettiğimiz şeyin cin olmadığını söylüyor. Peki cin değilse nedir?
Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak’ın hemen herkesin merak ettiği bu ruh halleriyle ilgili değerlendirmesi şöyle:
“Ülkemizde inançlarımız gereği cinlerin varlığına inanıldığından bizim halkımız sorunu “cin çarpması”, “içine cin girmiş” şeklinde adlandırıp çözümü cinci hocanın “cin çıkartmasında” ararken, batıda; Hristiyanlık’ta “içine şeytan girmiş” şeklinde düşünüyor ve çözümü de papazların “şeytan çıkartma” ayinlerinde arıyorlar.
Oysa modern psikoloji “Çoklu Kişilik Bozukluğu”şeklinde adlandırdığı bu rahatsızlığı tanımlamış ve anlamlandırmıştır. Bütün dünyada hipnozu bilen ruh sağlığı uzmanları tarafından bu rahasızlık hipnotik trans altında sağaltılmakta ve iyileştirilebilmektedir.
KORKUNÇ GÜLÜŞLER, KÜFÜRLER, TEHDİTLER…
Halkımızın cin zannettiği bir başka kişi ise aslında hastanın bilinçaltı düzeyde zaman içerinde yarattığı birbirinden farklı karakterler arasındaki geçişlerdir. Erken yaştaki travmalar, çocukluk dönemine ait uzun süreli cinsel istismar ya da başka sebeplerden dolayı bilinçaltı düzeyde kişilik bölünmesi olur ve alter denilen alt kişilikler oluşur.
Bu alt kişilikler birbirinden farklı, erkek, kadın, çocuk, öfkeli, saldırgan vb değişik yapılarda olabilir. Kişi tetikleyen bir unsur olduğunda otomotik olarak bilinçaltındaki oluşmuş olan o alt kişilik otomatik devreye girer ve davranışlara yön verir. Kişi aslında bu turumda bir trans durumundadır. Hipnotik trans durumunda aslıl kişiliğin özellikleri değil, bilinçaltından devreye giren alt kişiliğin özellikleri görünür.
Kişinin normal halinden tamamen zıt karakterde olabilecek bu alter devredeyken etraftaki insanlar için ürkütücü olabilecek çılgınca gülmeler, küfürler, tehditer, normal dışı infial uyandırabilecek davranışlar çokça görülür. Bir süre sonra otomatik transtan çıkan kişi normal haline döner, oldukça yorgundur ve genellikle olan biteni hatırlamaz. Halkımızın cin zannettiği aslında kişinin bilinçaltında oluşan alt kişiliklerdir ve bu tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır.
CİN ÇARPMIYOR, HİPNOZA GİRİYOR
Burada anlaşılması gereken şey, cinlerin varlığını inkar değildir elbette; cinlerin insan bedenine girip kişileri yönetme, idareyi tamamen ele alma durumu değil, kişinin tedavisi olan bir hastalığa düçar olmasıdır.
Bu olağandışı durum; kişinin elinde olmadan, tetikleyici bir unsurla otomatik bir biçimde kişinin farkında olmadan kendi kendine hipnoza girmesiyle ortaya çıkar. Bütün dünyada genellikle bu rahatsızlığın tedavisi hipnoterapi ile yapılmakta ve bu konuya yönelen uzmanlar genellikle hipnoz öğrenmektedir. Hipnozla çözülebilmesi oldukça olağan bir durumdur, çünkü rahatsız olan kişi otomatik bir hipnoz durumunda bu karakter ve kişilik değişimini yaşar.”
NASIL DÜZELİR?
Hipnoz Uzmanı Başkak, bu durumdan muzdarip olan kişilerin bu halden çıkış yolu hakkında şu bilgileri verdiyor:
“Ehil olan uzman, kişiyi hipnoza alır ve normalde otomatik olarak ortaya çıkan alt kişilikleri kontrollü bir şekilde ortaya çıkartır. Kullandığı özel hipnoterapi teknikleriyle de kişinin bilinçaltı düzeyde müstakilleşmiş alt kişilikleri sağaltır, bünyeye dahil eder ve kişinin iyileşmesini de bu yolla sağlamış olur.
Tamamen bilgisizlikten kaynaklanan sebeplerle “cinlerin insanın bedenini ve beynini kontrol ettiği” şeklinde halk arasında yaygın olan bu durum, konuya spesifik olarak eğilen ve hipnozu bilen uzmanlar tarafından sağaltılmakta ve insanların iyileşmesi sağlanabilmektedir. Yapılması gereken, “cin çarpması” ile açıklanan bu durumlar için hipnozu bilen, bu konuya özellikle yoğunlaşmış bir ruh sağlığı uzmanına müracaat etmektir.”
Kur'ân-ı Kerim, bu hususta fazla detaya girmemiş, bir âyetinde işaretle yetinmiştir. Faizle ilgili şu âyete bakalım: “Faiz yiyen kimseler, kendisine şeytan çarpmış olan nasıl kalkarsa, mezarlarından öylece kalkarlar”
Ayette geçen “Çarpma"nın ne olduğu hususunda. Hülâsat’ül-Beyân tefsirinde şu bilgi vardır: “Şeytan’ın messiyle mecnûn olmak ve Şeytan’ın insanı zaptetmesiyle sar’a’ya tutulmak.” Bu ise bedenî birtakım fonksiyon bozukluklarıdır. Kur’ân'da Felâk ve Nâs sûrelerine bakıldığında bu konuda bazı ipuçları görülür:
“(Büyü yapmak için) düğümlere üfleyen kadınların (ve her sihirbazın) şerrinden” âyeti, sihirbazların bazı zararlar verebileceğini göstermektedir. Nitekim müfessirlerden Fahreddin er-Râzî ve Ebussuûd Efendi’ye göre bu iki sûrenin nüzûl sebebi, Lebid bin A’sam adındaki yahudinin Resûlullah’a (S A V.) yapmış olduğu sihirdir. Bu sihrin tesiriyle Peygamber Efendimiz hasta olup hastalığı günden güne ziyadeleşir. Cebrâil’in gelip sihri haber vermesi ve bu iki sûreyi getirmesiyle rahatsızlıkları son bulur.
Bunlar, Kur’ân-ı Kerim’den görebildiklerimiz. İslâm Dini’nin ikinci kaynağı olan Hadîs-i Şerifler tedkik edildiğinde, konu dinî açıdan biraz daha vuzûha kavuşmaktadır.
Ebû Said Hudrî (R.A.) Efendimizin Felâk ve Nâs sûreleri ile cin ve nazardan istiaze ettiğini bildirmektedir. Mecnûn ve Sar’alı kimselere dua ettiği ve bu esnada “çık ey Allah’ın düşmanı!” diyerek şeytana hitabettiği mûteber dînî kaynaklarda zikredilmektedir. Yine, sahabeden Ebû Dücâne’nin (R.A.) başına gelenler enteresandır. Şöyle anlatıyor;
“Yatıyordum. Değirmen sesi ve ağaç yapraklarının sesi gibi bir ses duydum. Şimşek gibi bir parıltı gördüm. Başımı kaldırdığımda odanın ortasında, siyah birşey yükseliyordu. Elimle yokladım, kirpi derisi gibiydi. Yüzüme kıvılcım gibi şeyler atmaya başladı.”
Ebû Dücâne (R.A.) bundan sonra durumu Resûlullah’a (S.A.V.) anlattığını ve Onun “Yâ Ebû Dücâne, evinize gelen korkunç bir mahlûktur, bana kâğıt kalem getiriniz." diyerek Hz. Ali’ye (R.A.) bir mektup yazdırdığını ve bu mektubu eve asarak kurtulduğunu bildirmektedir.
Konu daha geniş bir biçimde ele alınabilirse de, bütün bunlar, İslâm Dîninde bazı rûhî ve bedenî arazların şeytana atfedildiğini göstermektedir.
Tabiî burada hiçbir zaman halk arasında yaygın olduğu gibi, bütün akıl ve sinir hastalıklarının bu yolla oluştuğu iddiası yoktur.
Hangi Hastalıklar Cinlerin Tesiriyledir?
Muhammed İbnü’l Hâc el- Tilmisânî bu konuda çalışmış Fas’lı bir din bilginidir. Tecrübelerini topladığı Şümusü’lEnvâr adlı kitabının Mısır baskısında. “Envâü İlâcâti'l- Cin” başlığı altında, cinlerden ileri geldiğini düşündüğü hastalıkları ve bunların çarelerini sıralamıştır. Bu varlıklar 70 gruba ayrılmakta,bunlardan 43’ünün sar’a yaptığı bildirilmektedir. Sar’a dışındaki hastalıklar, görme ve işitme kaybından felçlere, çocuk düşürmekten delirmeye, hatta vücutta çıbanlar çıkarmaya kadar uzanmaktadır.
Cinler Nasıl ve Niçin Zarar Verir?
Konu ile ilgili kaynaklar şu sebep ve durumlardan bahsediyorlar:
1) Harâbe ve benzeri yerlerde, bilhassa çöplüklerde abdest bozmak. Gece olursa daha tehlikelidir. Bununla onlara zarar verildiğine inanılıyor.
2) Hiçbir sebep olmadan da, sırf kötü niyetleri sebebiyle tasallutta bulunabilecekleri ve bunun için bilhassa asabı yönden zayıf kişileri tercih ettikleri söylenmektedir.
3) Spiritizmacıların da belirttikleri gibi, rûhânî varlıklar bir insan (operatör) tarafından zarar vermesi için bir başkasına yollanabilmektedir. Eskiler buna irsal-i hâtif derler.
4) Kâmil bir yol gösterici olmaksızın çok yüksek sayıda esmâ okumanın da cin tasallutuna sebep olabileceği tasavvuf kitaplarında yazılıdır.
5) Ruh çağırma seanslarında tasallut tehlikesinin daima mevcut olduğu, gerek hoca, gerekse spiritizmacılar tarafından ortaklaşa belirtilmektedir.
Cin ve şeytan çarpmasnn bariz belirtisi, kişinin hareketlerinde gözle görülür bir bozulma ve rahat yürüyememesi gelir. Admlarnda ve konuşmalarnda dengesizlik olur. Söyleyeceklerini birbirine bağlamada güçlük çeker. Sizlerinin arasnda mantkl bir anlam ilişkisi kuramaz.
Çarplma, insann yapmak istediği veya düşündüğü bir hususu sağlkl bir şekilde idrak edememesidir. Bunlarn bazlar başka hastalklarla benzer belirtiler gösterebileceği gibi bazlar da kendine özgü çok farkl belirtiler gösterir.
Cinlerin insanlar çarparak sara nöbetine sokmalar çoğunlukla öfke ve cezalandrma gayesiyle olur. nsanlardan bazlar cinlere eziyet edebilir veya cinler onlarn kasten eziyet ettiklerini düşünürler. Kişi farknda olmadan cinlerin üzerine küçük su dökebilir veya kaynar su boşaltabilir. Ya da farknda olmadan cini öldürebilir. Bu da bilmeden cinin bulunduğu yere ağr eşya koymak, taş koymak veya yüksekten düşmek gibi nedenlerle olur. Özellikle krlarda deliklere tuvalet yapmamak, özellikle tuvalete, hamama ve benzeri yerlere girerken besmele çekmek, ylan, akrep, siyah kedi ve köpeğe zarar vermemek gerekir. Ylan, akrep, siyah kopek öldürülebilir ancak yaral braklmamaldr.
Büyüklerimiz, bu tür olaylarn yaşandğn bildikleri için çöplük kenarndan geçerken, açğa tuvalet yaparken, scak kul ve scak su dökerken "Destur"denmesini hep tembih ederlerdi.
YAŞANMIŞ BR ÖRNEK
Şeyh Ebu Bekir Cabir'in anlattğ yaşanmş bir olayda: Şadiye isminde bir ablam vard. Çocukluğumuzda bir gün evin alt tarafndan çatya, ucunda sepet takl iple eşya taşyorduk. Sepeti yukarya çekerken ablam da çekmek istedi fakat ağrlğna dayanamayp çatdan düştü. Düştüğü yerde bir cin bulunuyormuş. Cinin can yanmş. Cin ablamdan intikam almaya başlad. Her hafta kez uykuda geliyor ve onun boğazn sikiyordu. Zavall ablam bu acya dayanamayp havalara zplyordu. Cin ancak ölü gibi nefessiz kaldğnda brakyordu. Bir keresinde ablamn ağzndan bu işkenceyi ablamn cann yaktğ için yaptğn söylüyordu. Cin sadece uykuda geliyordu. Yllar geçiyor ve cin ablamn yakasn bir turlu brakmyordu. Zavall ablam bu aclar yaşayarak 10 yl sonra yine cinin boğazn daha fazla skmasyla çrpnarak son nefesini verdi. Bu olay bizzat gözlerimle görerek yaşadm.
CNN GELŞ NASIL ANLAŞILIR?
Cin eğer hastann içinde ise su alametler zuhur eder:
Cin bağrmaya başlar, szlanr, çğlk atar, ac çeker ve kişinin
ağzndan konuşseafoodplus.info sağa-sola sert bir şekilde bakmaya baslar ya da ellerini gözlerine kapatr. Bakşlar donar yahut şiddetli bir şekilde açp-kapar.Vücudu titremeye başlar, sağa sola döseafoodplus.info baylr ve cin hastann dilinden konuşur. Bazen de cin adn söyler.
CNN ÇIKIŞINDA GÖZETLMES GEREKENLER NELERDR?
Cin el veya ayak parmağndan, ağzdan veya burundan çkmaldr. Göz, karn ve benzeri noktalardan çkmasna izin verilmez. Bedenden çkmadan önce "Esselamu Aleykum" demesi talep edilir. Hasta okunan ayetlerden etkilenir, sağa sola titrerse cinin hala bedende olduğu bilinmelidir.