kaynağı değiştir]
yılında Erzurum Valiliği yapan Mehmet Emin Yurdakul Nene Hatun’dan ve Aziziye mücadelesinden söz eden makaleler yayınlamıştır.[9]
Cumhuriyet gazetesinin İstanbul muhabiri gazeteci İsmail Habib Sevük yılında geldiği Erzurum’da Nene Hatun ve diğer 93 Harbi gazileriyle yaptığı röportajla bu şahsiyetleri Türkiye’ye tanıtmıştır.
General Ali Fuat Cebesoy yılında yayınlanan “Moskova Hatıraları”'nda Nene Hatun’dan ve Aziziye kahramanlarından söz etmiştir.[9]
Başrollerinde Türkan Şoray ve Kadir İnanır'ın rol aldığı yapımı Gazi Kadın adlı film, Nene Hatun'un hayatını konu alır.[12]
Talat Uzunyaylalı’nın Nene Hatun’u konu edinen “Efsane Kadın Nene Hatun” adlı tarihi romanı yılında yayımlanmıştır.[9]
Uzunyaylalı, M. Talat, Nene Hatun (Biyografi), Atatürk Üniversitesi Yayınları, Erzurum
yapımı Nene Hatun adlı film, Nene Hatun’un hayatını konu alır.[13]
ERZURUM - YUNUS OKUR
Osmanlı tarihinin "93 Harbi" olarak adlandırılan en önemli savaşlarından Osmanlı-Rus savaşı sırasında beşikte bebeğini bırakarak cepheye koşan kahraman Türk kadını Nene Hatun, vefatının yılında saygı ve minnetle anılıyor.
Erzurum'un kuzeydoğusundaki kent merkezine 25 kilometre mesafede yer alan Çeperli köyünde doğan Nene Hatun, 16 yaşındayken Erzurumlu Mehmed Efendi ile evlenerek Erzurum Taşmescit Mahallesi'ne gelin gitti.
Kahraman Türk kadını Nene Hatun, Osmanlı tarihinin "93 Harbi" olarak adlandırılan en önemli savaşlarından Osmanlı-Rus savaşına 22 yaşında gencecik bir kadın olmasına rağmen "Bu bebeği bana Allah verdi, ona Allah bakar" diyerek bebeğini beşikte bırakıp Erzurum halkıyla cepheye koştu.
Genç yaşta gösterdiği büyük kahramanlıkla gönüllerde taht kuran, Türk kadınının kahramanlığının simgesi olan Nene Hatun'un bugün de dillerden düşmeyen bu cesareti nesilden nesle aktarılıyor.
NATO Orduları Başkomutanı Amerikalı General Matthew Ridgway'in Erzurum'da Nene Hatun'u cesaretinden dolayı ziyaret ederek elini öpmesi, kahraman Türk kadınının vatanı için tüm fedakarlığı yapabileceğini gösteren Nene Hatun isminin çok daha fazla tanınıp bilinmesini sağladı.
Cumhuriyet döneminde "Kırkgöz" soyadını alan Nene Hatun'un dördü erkek, ikisi kız altı çocuğu dünyaya geldi.
İlk çocuğu Nazım'ı ve sonradan doğan iki oğlunu 1. Dünya Savaşı'nda şehit veren Nene Hatun, yakalandığı soğuk algınlığı ve zatürre nedeniyle kaldırıldığı Numune Hastanesinde 22 Mayıs 'te vefat etti.
Hayatının son günlerinde 8 Mayıs 'te "yılın annesi" seçilen kahraman Türk kadını Nene Hatun, vefatının yılında saygı ve minnetle anılıyor.
Türk halkının kahramanlığını anlatarak övündüğü ve cesareti her nesle ulaşan Nene Hatun'un mezarı, Erzurum'da kahramanca mücadele ettiği Aziziye Tabyaları'nda bulunuyor.
Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlı tarihinin en önemli savaşlarından "93 Harbi"nin Osmanlı açısından büyük mağlubiyetle sonuçlandığını hatırlattı.
Bu savaştaki en önemli başarının Erzurum'daki Aziziye zaferi olduğunu ifade eden Küçükuğurlu, "Bu zafer, asker ile halkın birlikte kazandıkları önemli zaferdir. Diğer taraftan bu zafer bir bakıma kadın ve çocukların zaferidir. Nitekim zaferden sonra Erzurumlulara bizzat teşekkür eden dönemin padişahı Sultan 2. Abdülhamit, 12 Kasım tarihinde 'Haysiyetli ve Onurlu Erzurum Ahalisine Telgraf' başlığıyla bir telgraf göndererek halkın onurlu duruşunu takdir etti." diye konuştu.
Küçükuğurlu, Ridgway'in Nene Hatun'u ziyaretinden sonra "Birçok millet kahramanlarını sadece kahramanlık sanatı olan ordularının içinde arar ve ancak böylelikle bulur. Türklerde ise hakiki kahramanlar akla gelmeyen mütevazı köşelerin iddiasız sakinleridir çünkü onlar kahramanlık iddiasında da değillerdir. Buna ihtiyaçları da yoktur çünkü kahraman olarak yaratılmışlardır. Nene Hatun'un elini bu hisle öpüyor ve onu tanımış olmaktan iftihar ediyorum." ifadelerini kullandığının kayıtlara geçtiğini belirtti.
Osmanlı tarihinin en önemli savaşlarından Osmanlı-Rus savaşı, Osmanlı açısından büyük bir mağlubiyetle sonuçlanmıştı. Söz konusu dönemde Rus ordusunun baskınla aldığı kent merkezi yakınındaki Aziziye Tabyaları, Erzurum halkının da yardımıyla yapılan karşı baskınla Ruslardan geri alınmıştı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.Osmanlı tarihinin önemli savaşlarından 93 Harbi diye adlandırılan Osmanlı-Rus Savaşında genç yaşta gösterdiği büyük kahramanlık sonrasında gönüllerde tahta kuran ve Türkiyede ilk yılın annesi unvanını alan Nene Hatun, vefatının 67nci yılında saygı ve minnetle anılıyor.
Erzurum kent merkezine 25 kilometre mesafede yer alan Çeperli köyünde doğan, 16 yaşındayken Erzurumlu Mehmed Efendi ile evlenerek Erzurum Taşmescit Mahallesine gelin giden Nene Hatun, Osmanlı-Rus Savaşında 22 yaşında bir anne olmasına rağmen bebeğini beşikte bırakıp Erzurum halkıyla cepheye koştu.
Genç yaşta gösterdiği büyük kahramanlıkla gönüllerde taht kuran ve dönemin NATO Orduları Başkomutanı Amerikalı General Matthew Ridgwayin dikkatini çeken Nene Hatun, Türk kadınının vatanı için tüm fedakarlığı yapabileceğini göstererek isminin daha fazla tanınmasını sağladı.
Türk kadınının kahramanlığında önemli bir yeri olan ve hayatı boyunca Türk dünyası için zorlu olan 5 savaşa şahitlik etmiş Nene Hatun, yakalandığı soğuk algınlığı ve zatürre nedeniyle kaldırıldığı Erzurumdaki Numune Hastanesinde 22 Mayıs te vefat etti.
Nene Hatunun kentteki Aziziye Tabyalarında bulunan kabri ve heykeli, her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor.
Erzurum Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu, Nene Hatunun Anadoluda Türklerin zor zamanlarında yaşamış kadın kahraman olduğunu söyledi.
Nene Hatunun Kırım Savaşı yıllarında doğduğunu ve 93 Harbi diye adlandırılan Osmanlı-Rus Savaşında genç bir gelinken Erzurumlularla Rusları Aziziye tabyasından attığını ifade eden Küçükuğurlu, şöyle konuştu:
1. ve 2. dünya savaşlarını görmüş, hayatı boyunca Milli Mücadeleyi de sayarsak 5 savaşa şahitlik etmiş bir Türk kadını. Böyle zor zamanlarda Türklerin milli refleksi olarak vatanı kurtarma azmi ve iradesi ortaya çıktığı için Nene Hatun, bu savaşlardan özellikle 93 Harbinde simgesel bir kahramanlık göstererek Türk dünyasının sembol kadınlarından birisi olmuş. Nene Hatun, yaşadığı dönemdeki savaşların etkisiyle o yılları yokluk ve zorluklarla geçirdi. Osmanlının yıkılması ve Cumhuriyetin kurulmasına da şahitlik eden Nene Hatun, aslında Osmanlıdan Cumhuriyete miras olmuş. Cumhuriyetin ilk yılları ve 2. Dünya Savaşı sonlarına kadar ki dönemde kadın kahraman sembolü haline gelmiştir. Hak ettiği değer, ömrünün son yıllarında verilmiş bir kahraman.
Küçükuğurlu, Nene Hatunun hayatının son zamanlarında 5 Mayıs te Türkiyenin ilk yılın annesi seçildiğini belirterek, bu nedenle dönemin valisi ve ileri gelenlerinin kendisini ziyaret edip hediyeler verdiğini anlattı.
Nene Hatunun çocuklarının savaşlara da katıldığını dile getiren Küçükuğurlu, Araştırmalarımıza ve Genelkurmayın şehitler listesine göre Abdurrahman isminde oğlu 1. Dünya Savaşında şehit oluyor. Erzurum Pasinler doğumlu ve baba adı Mehmet olan Abdurrahman isminde 9. Kolorduda bir askerin şehit olduğunu kayıtlardan öğreniyoruz. Büyük ihtimale bu asker, Nene Hatunun oğlu olan Abdurrahmandır. diye konuştu.
Türk dünyasında bu şekilde başka bir kadın kahramanın olmadığını aktaran Küçükuğurlu, şunları kaydetti:
Nene Hatun öldükten sonra da unutulmamış ve tespitlerimize göre, hakkında 3 sinema filmi, bir çizgi film, pek çok belgesel, birer şarkı ve türkü bestelenmiş. Hakkında bu kadar film çekilip türkü, şarkı bestelenen, adı caddelere, okullara verilen başka bir kadın kahraman yoktur. Ömrünün son zamanlarında birçok gazeteci ile röportaj yapmış Erzurumu ve kendi durumunu anlatmıştır. O bakımdan Nene Hatun günümüze kadar bu özelliğini korumakta. Erzurumun bağrından çıkmış ve diğer Erzurumlularla vatani vazifesini Türk askeriyle yerine getirmiş. O yüzden hak ettiği değeri bundan sonra da inşallah görecektir.
Nene Hatun kimdir, hakkında kısa bilgi! Nene Hatun sözleri nelerdi? Sorusu ve detayları sizler için haberimizde derledik. Osmanlı Devletinde gençlik yıllarında kahramanlık gösteren Nene Hatun’u öğrenciler kısa yaşam öyküsünü araştırmaya başladı. Genç yaşta gösterdiği büyük kahramanlıkla gönüllerde taht kuran ve Türk kadınının kahramanlığının simgesi olan Nene Hatun'un bugün de dillerden düşmeyen cesareti nesilden nesle aktarılıyor. Peki, Nene Hatun sözleri nelerdi? İşte Nene Hatun kimdir, hakkında kısa bilgi!
Erzurum kent merkezine 25 kilometre mesafede yer alan Çeperli köyünde doğan Nene Hatun, 16 yaşındayken Erzurumlu Mehmed Efendi ile evlenerek Erzurum Taşmescit Mahallesi'ne gelin gitti. Nene Hatun, Osmanlı-Rus Savaşı'nda 22 yaşında gencecik bir anne olmasına rağmen "Bu bebeği bana Allah verdi, ona Allah bakar." diyerek bebeğini beşikte bırakıp Erzurum halkıyla cepheye koştu.
Dönemin NATO Orduları Başkomutanı Amerikalı General Matthew Ridgway'in Erzurum'da Nene Hatun'u cesaretinden dolayı ziyaret ederek elini öpmesi, kahraman Türk kadınının vatanı için tüm fedakarlığı yapabileceğini gösteren "Nene Hatun" isminin çok daha fazla tanınıp bilinmesini sağladı.
Cumhuriyet döneminde "Kırkgöz" soyadını alan Nene Hatun'un 4'ü erkek, 2'si kız 6 çocuğu dünyaya geldi.
İlk çocuğu Nazım'ı ve sonradan doğan iki oğlunu 1. Dünya Savaşı'nda şehit veren Nene Hatun, yakalandığı soğuk algınlığı ve zatürre nedeniyle kaldırıldığı Numune Hastanesinde 22 Mayıs 'te vefat etti.
Nitekim, orduyla beraber kadını-erkeği, genci-ihtiyarıyla bütün Erzurum halkı; Kasımda, ellerine geçirdikleri balta, satır, tırpan, kazma, ne buldularsa Moskof zulmüne karşı tarihimizin bir altın sayfasını daha yazmışlar ve düşmanı püskürtmeyi başarmışlardır. Yediden yetmişe bütün milletin ordusuyla kenetleşip düşman işgalini bertaraf etmek için giriştiği mücadelelerinden biri daha şanla ve şerefle kazanılmıştır.
Arif Bey’in senâ ettiği kahraman kadınların başında ise, henüz hayatının baharını yaşayan Nene Hatun geliyordu.
Nene Hatun, Aziziye’de Moskof’a indirdikleri unutulmaz darbeyi ve efsanevî mücadelenin destanlaşan anlarını şöyle anlatıyordu:
“Muharebenin gürültüleri ile uyandık. Kocam baltasını kaptığı gibi dışarı fırladı. Biraz sonra bana dönerek; ‘Ruslar tabyalara girmiş, sen çocuğa bak, arkamdan gelme. Biz, Rus’u durdururuz!..’ dedi ve gitti Bütün memleketin boşaldığı, herkesin Rus’u karşılamaya, vatanı kurtarmaya gittiği bugün, ben nasıl evde kalabilirdim?!. Minik yavrumu Allah’a emânet ederek, evde bulunan satırı aldım ve sel gibi akan kalabalığa karışarak tabyalara doğru koşmaya başladım Mecidiye Tabyalarını aşıp düzlüğe indiğimiz zaman, düşmanın kulaklarımızı sağır eden tüfek ateşleri altında yaralanana, ölene bakmadan ileri atıldık
“DÜŞMANI KOVDUK YA”
Bazen satırla, bazen taşla vuruyor, önümüze çıkan her Rus’u devirerek tabyalara doğru ilerliyorduk. Asker kardeşlerimiz bir taraftan, biz bir taraftan tabyalara girdik Bu arada tabyanın bir tarafında yaralı olan kardeşim Hasan’ı gördüm. Ağlayarak üzerine atıldım. Kardeşim Hasan ‘Abla ağlama, anamız bizi bugünler için doğurdu. Ben de dedem gibi şehitlik mertebesine yükselmeyi her zaman istemiştim. Düşmanı kovduk ya, gayrısına gam yemem!’ dedi ve gözlerini bir daha açmamak üzere yumdu”
#Nene Hatun, Türk, Mayıs, Cumhuriyet, ziyaret, NATO, Şehit, Allah, dünya