derdini marko paşaya anlat / Marko Paşa - Vikipedi

Derdini Marko Paşaya Anlat

derdini marko paşaya anlat

‘Git, derdini Marko Paşa’ya anlat’

Haberin Devamı

Birinci bölüm: Marko Paşa: Ailesi ve İlk Tahsil Yılları

İkinci bölüm: Marko Paşa’nın Aile Çevresi ve Çocukları

Üçüncü bölüm: Şahsiyeti ve Yöneticiliği

Yaşamının özet sunumu şöyle yapılabilir: Önce talebe, sonra tabip ve 18 yıl da görev yaptığı Mekteb-i Tıbbiye yılları. Bu süreç içinde kimlerle çalışmış: Abdülmecit, Abdülaziz, İkinci Abdülhamit...

‘Git, derdini Marko Paşa’ya anlat’

Arşiv Belgeleri Işığında Marko Paşa, Hayatı- Çevresi - Şahsiyeti
Sefa Saygılı - Cihan Okuyucu
Büyüyenay Yayınları

Öğrencileri saraya karşı korurdu

Saygılı - Okuyucu ikilisinin hazırladığı Marko Paşa kitabını okurken bazı bilgilerin altını çizmeniz gerekiyor. Tıbbiye gibi siyasal çalkantıların başladığı bir öğretim kurumunu idare etmek, sultanla öğrenciler arasındaki ilişkileri düzenlemek... Bir tabibin ekseninde, bir dönemin grafiğini öğreniyoruz... ‘19. Yüzyılın İkinci Yarısında İstanbul Rumları’ bölümünde, Marko Paşa’nın 45 yıllık İstanbul hayatı incelenirken kozmopolit İstanbul’un da haritası ortaya konuluyor.

Haberin Devamı

‘Mekteb-i Tıbbiye’nin Kısa Tarihi’ bölümünde Cemil Topuzlu “Dertleri, ihtiyaçları uzun uzun anlatırdık, o dinler gibi yapardı, sonra da ‘Haydi siz gidin ben icabına bakarım’ derdi” diyor ve ekliyor: “Son derece zeki adamdı. Talebeyi çok himaye etmiştir. Padişah ikide bir Tıbbiye mektebinden şüphelenirdi. Marko Paşa saraya koşar, bizim talebe böyle şey yapmaz diye bir sürü dil dökerek sarayı yatıştırırdı. Bu idarecilikteki ustalığını da gösterir. Bu zatın tabip olarak büyük bir liyakati yoktu. Lâkin çok kurnaz, daima ipe un seren bir adamdı. Halk arasındaki ‘Derdini Marko Paşa’ya anlat’ sözü de zaten buradan gelir.”

Üç padişah döneminde hep gözde kalmış

Haberin Devamı

Hikmet Feridun Es’e göre hem sarayda hem mahallede dert dinlerdi. İstibdada karşı öğrenci hamiliğinin önemi de anılmalıdır. Saygılı ve Okuyucu ‘Sonuç’ta paşanın kişiliğini tanımlıyorlar: “Farklı fikirler olsa da hızlı yükselişi ve üç padişah döneminde hep gözde kalmayı bilişi; zekâsını, liyakatini ve değişen dengelere ayak uydurmasını bilen bürokrat kişiliğini göstermektedir.”

Türk tıbbında iz bırakmış Marko Paşa’nın yaptıklarını, hayatını anlatan ilginç bir kitap.

#Yazar#Doğan Hızlan#Edebiyat

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

git derdini marko paşa'ya anlat

  • malûm önümüz kış. grip, nezle, soğuk algınlığına bağlı envai çeşit hastalıklar artacak biz veya etrafımızda ki insanlar hastalıktan dolayı rahatsızlıklarını bulunduğu çevreden birilerine aktaracaklar. uzun süren bu şikayetler karşı tarafın umursamazlığına ve "git derdini marko paşa'ya anlat" biçiminde sonuçlanabilir.

  • --- spoiler ---

    anlatılana göre marko paşa, sultan abdülaziz zamanında yaşamış ünlü bir rum hekimmiş.
    aynı zamanda devletin bürokratik kademelerinde de bulunmuş. marko paşa halk arasında çok kısa sürede ünlü olmuş çünkü kimseyi başından savmaz, herkesin derdini uzun uzadıya dinlermiş. ama gel gör ki halk çözemeyeceği dertleri de kendisine getirir olmuş. hatta gün gelmiş hastalık dışındaki sıkıntıları da paşaya taşımaya başla-mışlar.marko paşa’nın gönlü kapısına geleni başından göndermeye hiç razı olmazmış. karşısındakine derdini çözemeyeceğini de söyleyemezmiş. derdi dinler dinler, hastanın konuşması bitince, “anladım anladım, ama ne?” diye sorarmış. hasta da şaşırırmış tabii. başlarmış baş-tan anlatmaya. yine anlatır, anlatır, lafın sonu gelince aynı tepkiyle karşılaşırmış: “anladım anladım, ama ne?”üçüncü anlatmadan sonra paşa yine aynı tepkiyi verince karşısındaki çaresiz kalır, en sonunda pes eder, evine geri dönermiş. kısa zamanda marko paşa hekimliğiyle değil de hiçbir şeye çözüm bulmamasıyla anılır olmuş. insanlar o günden beri çözülemeye-cek bir işle karşılaştıkları durumlarda “derdini marko paşa’ya anlat” diyerek konuyu kapat-maya başlamışlar.

    işte böyle, alt yanı çıkmaz sokak olan, bir itin öteki ite, onun da kuyruğuna buyurduğu, için-den çıkılmaz durumlar için kullanılır bu deyim.

    garip, üzgün durma öyle,
    git derdini makro paşa’ya söyle.
    merhem olmaz kimse yarana,
    günler geçer, bitmez bu çile.

    marko paşa kimdir?
    marko paşa ya da asıl adıyla marko apostolidis (yunanca: ?????? ???????????) (ö. 1888), rum asıllı osmanlı hekimiydi.galatasaraylı marko paşa ilk ve orta öğrenimini yunanistan'ın meyve bahçeleri ve bağlarıyla ünlü syros adası'nda yaptı. sonra, ailesi ile birlikte gittiği istanbul'da mekteb-i tıbbiye-i şahane'yi (askeri tıbbiye) bitirdi. mezun olduğu yıl, cerrahi kliniği şefliğine atandı. kısa sürede iyi bir hekim olarak ün kazandı ve mirlivalığa (osmanlılar'da sancak beylerine verilen paşalık rütbesi) yükseltilen ilk hekim oldu. 1861'de sultan abdülaziz'in hekimbaşılığına getirildi. 1871'de mekteb-i tıbbiye-i şahane nazırlığı'na atandı. 1878'de, ıı. abdülhamit döneminde meclis-i ayan üyeliğine getirildi. kırımlı aziz bey'le birlikte hilâl-i ahmer cemiyeti'nin (türkiye kızılay derneği) kurulmasında katkıda bulundu.marko paşa çok sabırlı bir hekimdi. hastalarını uzun uzun sabırla dinler, dertlerine tıbbi yönden yardımcı olmakla birlikte, onlara manevi huzur ve rahatlık vermeye de özen gösterirdi.marko paşa'nın bu ünü halk arasında iyice yayıldı ve zamanla, yakınmayı dinleyecek kimsenin olmadığını vurgulamak için söylenen "anlat derdini marko paşa'ya" deyimi ortaya çıktı. marko paşa 1888 yılında vefat etti.
    --- spoiler ---

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

Marko Paşa

Başlığın diğer anlamları için Marko Paşa (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.

Marko Paşa ya da asıl adıyla Markos Apostolidis (Yunanca: Μάρκος Πιτσιπιος, d. 1824, Sire - ö. 1888), baba adı Apostol (Αποστολος), Rum asıllı Osmanlı hekimiydi.[1]

Marko Paşa ilk ve orta öğrenimini Güney Ege'nin meyve bahçeleri ve bağlarıyla ünlü Sire (Siros) adasında gördü. Sonra ailesi ile birlikte gittiği İstanbul'da 2. Mahmut tarafından açılan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'yi (Askeri Tıbbiye) Tabip Miralay rütbesiyle bitirdi. 1851'de cerrahi kliniği şefliğine atandı. Kısa sürede iyi bir hekim olarak ün kazandı ve mirlivalığa (tuğgeneral) terfi eden ilk hekim oldu. 1861'de Sultan Abdülaziz'in hekimbaşılığına getirildi. 1871'de ferik (korgeneral) rütbesindeyken Tıbbiye-i Şahane Nazırlığı'na (Tıp Fakültesi Dekanı) atandı. 1878'de II. Abdülhamit döneminde Meclis-i Ayan (Senato) üyeliğine getirildi. 1868'de Kırımlı Aziz Bey, Dr. Abdullah Bey (Karl Edward Hammerschmidt) ve Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa (Michel Lattas) ile birlikte Hilâl-i Ahmer Cemiyeti'nin (Kızılay Derneği) kurulmasına katkıda bulundu ve ilk genel başkanı oldu.[1]

Marko Paşa hastalarını uzun uzun sabırla dinleyen, dertlerine tıbbi yönden yardımcı olmakla birlikte, onlara manevi huzur ve rahatlık vermeye de özen gösteren bir hekimdi. Marko Paşa'nın ünü halk arasında iyice yayıldı ve zamanla, yakınmayı dinleyecek kimsenin olmadığını vurgulamak için söylenen "anlat derdini Marko Paşa'ya" deyimi ortaya çıktı. Marko Paşa 1888 yılında Burgazada'da (Antigoni) hayatını kaybetti.

Kaynakça[değiştir

Derdini Marko Paşa’ya Anlat Deyiminin Hikayesi ve Anlamı

Anlamı:

Yakınmalarını,  şikayetlerini anlatmak için git başka birini bul

Hikayesi:

Anlatılana göre Marko Paşa, Sultan Abdülaziz zamanında yaşamış ünlü bir Rum hekimmiş. Aynı zamanda devletin bürokratik kademelerinde de bulunmuş. Marko Paşa halk arasında çok kısa sürede ünlü olmuş çünkü kimseyi başından savmaz, herkesin derdini uzun uzadıya dinlermiş. Ama gel gör ki halk çözemeyeceği dertleri de ken­disine getirir olmuş. Hatta gün gelmiş hastalık dışındaki sıkıntıları da paşaya taşımaya başla­mışlar.

Marko Paşa’nın gönlü kapısına geleni başından göndermeye hiç razı olmazmış. Karşısındakine derdini çözemeyeceğini de söyleyemezmiş. Derdi dinler dinler, hastanın konuşması bitince, “Anladım anladım, ama ne?” diye sorarmış. Hasta da şaşırırmış tabii. Başlarmış baş­tan anlatmaya. Yine anlatır, anlatır, lafın sonu gelince aynı tepkiyle karşılaşırmış: “Anladım anladım, ama ne?”

Üçüncü anlatmadan sonra paşa yine aynı tepkiyi verince karşısındaki çaresiz kalır, en sonunda pes eder, evine geri dönermiş. Kısa zamanda Marko Paşa hekimliğiyle değil de hiçbir şeye çözüm bulmamasıyla anılır olmuş. İnsanlar o günden beri çözülemeye­cek bir işle karşılaştıkları durumlarda “Derdini Marko Paşa’ya anlat” diyerek konuyu kapat­maya başlamışlar.

******************

İşte böyle, alt yanı çıkmaz sokak olan, bir itin öteki ite, onun da kuyruğuna buyurduğu, için­den çıkılmaz durumlar için kullanılır bu deyim.

Deyimler için tıklayınız!

2023 Ders Kitabı Cevapları

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir