Bebeklerin bazı anomalilerle dünyaya gelmesi durumunda sorunların erken dönemde çözülebilmesi için ebeveynlerin dikkati büyük önem taşıyor. Bu anomalilerden biri olan çocuğun yarım sünnetli doğması, toplum tarafından olumlu bir durum olarak algılansa da hayatın erken dönemlerinde tedavi ettirilmelidir. Bu durumu olumlu olarak yorumlamanın yanlış olduğunu dile getiren Çocuk Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Hüseyin Kılınçaslan, doğuştan sünnetli olmanın bilinmeyenlerini anlatıyor.
DOĞUŞTAN SÜNNETLİ OLMAK NE ANLAMA GELİR?
Hipospadias, bilinen adıyla yarım sünnetli olma veya doğuştan sünnetli olma durumu, yeni doğan erkek çocukların cinsel organlarında görülen bir çeşit gelişim bozukluğudur. Hem idrar yolu hem de penisin görünümü ile ilgili bir anomali olan hipospadias, idrar deliğinin olması gerektiği penis ucunda değil, penisin altında başka bir noktada olması durumudur. Yeni doğan her bebekten 1'inde görülen yarım sünnetli görünüm, penisin içindeki idrar kanalının kısa kalmasıyla meydana gelir. Çocuğun sağlıklı gelişimi ve ileri yaşantısını normal geçirebilmesi için bu durum mutlaka tedavi ettirilmelidir.
BEBEĞİNİZDE BU BELİRTİLER VAR MI?
Yarım sünnetli görünümün en belirgin özelliği idrar deliğinin penisin ucunda olması gerekirken daha alt taraflarda olmasıdır. Bunun yanı sıra bebeklerde ve çocuklarda;
PSİKOLOJİK OLARAK OLUMSUZ ETKİLİYOR!
Yukarıda bahsedilen belirtilerin fark edilmemesi çocukların sosyal hayata dahil olmasıyla birlikte ciddi bir soruna dönüşebilir. Sağlık problemlerinin yanı sıra okulda, yuvada tuvaletini yapmak zorunda kalan çocuklar yaşıtları ve hemcinsleri gibi olmadığını görünce psikolojik olarak olumsuz etkilenir. Ayrıca çocukların cinsel gelişimi için de büyük bir problem oluşturmaktadır.
Dolayısıyla bu durumun çocukların cinsel kimliklerini farkına vardıkları 2 yaşına kadar tedavi ettirilmesi gerekir. En ideal zaman aralığı ise 6 ay – 1,5 yaştır.
ÇEVRESEL FAKTÖRLERE DİKKAT!
Yarım sünnetli görünümün ortaya çıkmasında birçok neden etkilidir. Genetik faktörlerin belirleyici bir rol üstlendiği bu durumda, babada durumun varlığı çocukta da olma riskini arttırabilir. Hastalığın genetik faktörlerle ilişkisinin yanı sıra çoklu çevresel etkenler de bu anomalinin ortaya çıkışında etkilidir. Besinler yoluyla alınan zirai zehirler, hava kirliliği, yüksek soya tüketimi, yanlış beslenme ve bazı hormonlara maruziyet yarım sünnetli doğum ile ilişkilidir.
DOĞUŞTAN SÜNNETLİ GÖRÜNÜM NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Hamilelik döneminde yapılacak ultrason kontrollerinde bu durum bazen görülebilir. Ultrason ile teşhis edilememesi durumunda ise doğduktan sonra yapılacak fiziki muayene tanı koymak için yeterlidir.
DOĞUŞTAN SÜNNETLİ GÖRÜNÜM NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Hipospadiasın düzeltilmesi için tek tedavi yöntemi ameliyattır. Cerrahi müdahaledeki amaç, normal olmayan idrar yolunu düzeltmek ve penisin aşağıya doğru kıvrılmasını engellemektir. Bunun için penisin aşağıya doğru kıvrılmasına neden olan kordi adlı yapılar çıkarılır. Daha sonra idrar kanalının kısa kalmasına neden olan eksiklik tamamlanır ve yeni bir idrar kanalı oluşturulur. Yassı bir görünüme sahip olan penis ucu doğal hale getirilir. Bebeğin/çocuğun penisi hem normal bir görünüme kavuşur hem de fonksiyonlarını geri kazanır.
Çocuk Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Abdulkerim Temiz, halk arasında "doğuştan sünnetli" veya "peygamber sünnetli" olarak adlandırılan çocukların ameliyatlarının, çocukların cinsel kimliklerinin farkına vardıkları 3 yaşından önce yapılması ve tamamlanması gerektiğini söyledi.
Doç. Dr. Abdulkerim Temiz, erkek çocuklarda, idrar yolunun gelişimindeki aksaklık sonucu idrar deliğinin normalde olması gereken penisin uç kısmı dışında, geride bir noktada; penisin alt yüzünde olması şeklinde tarif edilen hipospadiasın, yaklaşık erkek çocukta bir görülen doğumsal bir hastalık olduğunu ifade etti. Böyle durumlarda genellikle sünnet derisinin bir kısmının da gelişmediğini belirten Temiz, "Bu çocuklarda ek olarak 'kordi' olarak adlandırılan, penisin sertleştiği durumlarda peniste öne-aşağıya doğru eğri olması durumuyla da sıklıkla karşılaşmaktayız. İdrar yolunun açıldığı nokta penis ucuna ne kadar uzak ise tablo o kadar ağırdır" dedi.
Ağır hipospadiaslı çocuklarda penis eğriliklerinin daha sık görüldüğünün altını çizen Dr. Temiz, şunları söyledi:
"Hipospadias hastalığına inmemiş testis olarak adlandırılan testislerin yerinde olmaması, doğumsal idrar yolu anormallikleri ve kasık fıtığı da eşlik edebilmektedir. Özellikle ağır hipospadias ile inmemiş testis saptanan hastalarda, endokrin sistem-hormon hastalıkları veya genetik anormalliklere bağlı cinsiyet farklılaşma bozukluklar olarak adlandırılan gelişimsel bozukluklar ile karşılaşılabilir. Bu nedenle ağır hipospadiaslı çocukların çocuk endokrinoloji uzmanları ile birlikte değerlendirilmesi gerekebilmektedir."
Hastalığın tedavisinin ameliyatla mümkün olduğunu kaydeden Doç. Dr. Temiz, "Ameliyatın amacı hem görünüm açısından hem de işlevsel açıdan normal bir penis yapısının elde edilmesidir. Bu amaçla tıbbın ve cerrahinin tarihsel gelişim sürecinde yüzlerce ameliyat yöntemi tarif edilmiştir. Ameliyat zamanını ve yöntemi, penisin boyutu, hipospadiasın tipi, eğrilik olup olmaması, sünnet derisinin varlığı, yeterliliği gibi çeşitli faktörler değerlendirilerek belirlenir" diye konuştu.
"EN UYGUN ZAMAN YAŞ ARASI"
Ameliyat için en uygun yaşın genellikle 1 ile 2 yaş arası olarak kabul edildiğini vurgulayan Temiz, şöyle devam etti:
"Özellikle 3 ile 6 yaş arasındaki çocukların cinsel kimliklerinin farkına vardıkları, psikoseksüel gelişiminin olduğu 'fallik dönem' öncesinde ameliyatların yapılmış ve tamamlanmış olması önerilmektedir. Nadiren ihtiyaç duyulsa da, penis boyutunun yetersiz olduğu, ameliyat açısından zorlukların yaşanabileceği çocuklarda, çocuk endokrinoloji bölümü ile birlikte lokal etkili; krem veya sistemik etkili; kas içine yapılan iğneler şeklinde, uygun dozdaki hormon takviyeleri tercih edilebilmektedir. Hormonal destek sonrası penis boyutları yeterli düzeye geldikten sonra ameliyat planlaması yapılmalıdır."
Ameliyatla yapılanın, idrar yolunun penisin ucuna ilerletilmesi olduğunu ifade eden Temiz, aynı ameliyatta penisteki eğriliklerin de düzeltilmesi gerektiğini kaydetti. Peniste ciddi eğriliği olmayan çocuklarda tek seans ile bu ameliyatın gerçekleştirilebildiğini belirten Temiz, "Bununla birlikte özellikle ağır hipospadias tiplerinde, peniste ciddi eğriliğin eşlik ettiği çocukların bir kısmında, ameliyatların başarısını arttırmak ve istenmeyen durumların gelişimini engellemek amacıyla evreli ameliyatlar tercih edilebilmektedir. Evreli ameliyatlarda ilk olarak penisteki eğrilik düzeltildikten sonra, yeni idrar yolunu oluşturabilmek için sünnet derisi, ağız içi mukozası veya kulak arkası deri gibi çeşitli doku yamalarından yararlanılabilir" dedi.
Doç. Dr. Abdulkerim Temiz, ameliyatların, özellikle bu ameliyatlar için tasarlanmış ekipmanlar ve malzemelerle gerçekleştirildiğini aktardı. Ameliyatın süresinin, kullanılacak yönteme ve tablonun ağırlığına bağlı olarak ortalama 1 ile 4 saat arasında değişebildiğini dile getiren Temiz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlk ameliyattan genellikle 6 ay veya 1 yıl sonra ikinci evre olan yeni idrar yolunun penis ucuna taşınması ameliyatı gerçekleştirilir. Yapılan ameliyatın hassasiyeti ve anatomik yerleşimi nedeniyle gelişme ihtimali olan enfeksiyonlara karşı antibiyotik kullanımı tercih edilmektedir. Hem tek seans hem de evreli yapılan ameliyatlarda ameliyat sonrası dönemde çocukta idrar sondası olmaktadır. Hafif tipte olan ve tek seansta ameliyat edilen olguların başarı oranı tecrübeli ellerde yüzde 90'ın üzerindedir. Bu ameliyatlardan sonra en sık karşılaşılan istenmeyen durumlar idrar deliğinde daralma olması ve fistül gelişimidir. Bunların oranı hafif formlarda yüzde civarındayken; ağır formlarda kullanılan yönteme, teknik ekipmana, deneyime, penisin yapısına, daha önce geçirdiği ameliyatlar gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak artış gösterebilmektedir."
"SÜNNET ÖNCESİ MUTLAKA UZMANA DANIŞILMALI"
Doç. Dr. Temiz, çoğu hastada ameliyat esnasında sünnet derisinden yararlanıldığını hatırlatarak, bu nedenle sünnet öncesi çocukların mutlaka bir uzman tarafından muayene edilmesinin, en azından hipospadias olmadığının ortaya konması açısından büyük önem taşıdığını kaydetti.