İnsanın yaşam kalitesini olumsuz derecede etkileyen ağız yaraları dudak, dil ve dil altı, damak, diş etleri ve yanakların iç kısmında görülebilir. Ağızdaki aft, uçuk, pamukçuk gibi yaralardan dolayı yeme-içme, konuşma ve yutkunmada zorluk oluşturabilir. Genellikle gün içerisinde kendiliğinden geçen ağız yaraları çeşitlerine göre farklılık gösterir. Ağız yaralarını evde doğal yöntemler geçirmek mümkün. Adaçayı, tuzlu su, karbonat gibi bitkisel yöntemlerle dil ve ağız içindeki yaralar geçirilebilir.
Ağız yaraları, enfeksiyonlar ve sıcak ya da soğuk yeme durumlarında oluşabilir. Bu durumu çözmek için kullanılabilecek bitkiler ve ilaçlar bulunmaktadır.
Ağız Yarası Belirtileri Nelerdir?
Ağız yaraları, gün içerisinde ortaya çıkan, hızlı bir şekilde gelişen ve genellikle birkaç gün içerisinde iyileşen yaralar şeklinde görülür. Bu süreçte görülen belirtiler şu şekilde sıralanabilir:
- Ağız içinde kızarık görünümdeki yaralar
- Yara bölgesinde iltihaplanma
- Yara bölgesinde şişkinlik, ağrı ve hassasiyet
- Yara bölgesindeki ağrı ve batma hissi nedeniyle konuşma ve çiğnemede güçlük
- Diş fırçalama esnasında acı hissi
- İştah azalması
- Boğaz ağrısı
- Ateş
Ağız Yarası Neden Olur?
Ağız yaraları bazen stres ve psikolojik kaynaklı etkenlere bağlı olarak kendiliğinden ortaya çıkabilir. Bu durumların haricinde oluşumunda rol oynayan belli başlı nedenler mevcuttur. Bu yaraların oluşumunda rol oynayan yanlış davranışlar ve bazı sağlık sorunları şunlardır:
- Genetik ve sistemik hastalıklar
- Vitamin ve mineral eksiklikleri
- İlaç kullanımı
- Hormonal değişiklikler
- Besin ve ilaç allerjileri
- Aşırı soğuk ve sıcak besinlerin tüketilmesi
- Ağız bakımı ve temizliğinin yetersiz olması
- Alkollü ve asitli içeceklerin tüketimi
- Sigara kullanımı
- Sağlık açısından uygun olmayan kimyasal içerikli diş macunu ve benzeri ağız bakım ürünlerinin kullanımı
- Diş ve diş etlerinin yapısındaki bozukluklar
- Bağışıklık sisteminin zayıf olması
- Bakteriyel ve viral enfeksiyonlar
- Sert ve ağız içinin çizilmesine neden olabilecek besinlerin tüketimi
Ağız Yarası Çeşitleri Nelerdir?
Ağız yaraları değişik şekillerde ortaya çıkabilir. Farklı şekillerdeki lezyonlar farklı hastalıkların habercisi olabilir.
Aft (Aftöz Ülser): Üzeri beyaz, etrafı kırmızı ağrılı yaralardır. Genellikle ağız içinde yerleşir, dudaklarda görülmez. Küçük, büyük ya da kümeler halinde izlenebilir. Sık sık tekrarlayan aftlar bağışıklık sisteminde bir bozukluk zemininde gelişir.
Uçuk: Herpes simplex virüsü tarafından oluşturulan, genellikle dudakta dudağın etrafında izlenen ağrılı, içi sıvı dolu kabarık lezyonlardır. Daha önceden vücutta bulunan ve latent kalmış Herpes simplex virüsünün özellikle gribal enfeksiyonlar sırasında, vücudun bağışıklık sistemi zayıfladığında sebep olduğu yaralardır.
Pamukçuk: Kandidiyazis olarak da bilinen Candida albicans adı verilen bir mantar türü tarafından oluşturulan lezyonlardır. Mukozada sarı - beyaz yumuşak ağrısız lezyonlardır. Genellikle bebeklerde, takma diş sahibi bireylerde ya da bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda görülür.
Lökoplaki: Beyaz, kirli beyaz bazen sarımtırak etraf mukozadan hafif yüksek, üzeri düz veya pürtüklü olabilen lezyonlardır. Dilde ya da ağız mukozasında görülebilirler. Çoğunlukla sigara içimi ve dumansız sigara kullanımı sebebi ile geliştiği düşünülmektedir. Bunlar kesildiğinde lökoplaki genellikle sona erer.
Eritroplaki: Lökoplakide tarif edilen yaraların kırmızı renkli olanıdır.
Liken Planus: Özellikle dilde görülen dilden kabarık morumsu lezyonlardır.
Ağız Yarası Nasıl Geçer?
Ağız yaralarının oluşumları genellikle ağız içinde enfeksiyon oluşumlarından oluşmaktadır. Enfeksiyonla oluşan ağız yaraları için antibiyotik kullanımı en doğru çözüm olacaktır. Düzenli olarak ağız temizliğine dikkat etmek ve ilaç kullanımı bu durumu çözecektir.
Ağız yaraları vitamin ve mineral eksikliği durumunda da oluşabilmektedir. Bu durumun çözümü için gerekli olan hastane de test yaptırmak ve vitamin eksikliklerini tespit etmektir. Vitamin ve mineral eksikliklerinde çözüm düzenli olarak eksik olan vitamin ve minerallerin alınmasıdır.
Ağız yaraları oluşturabilecek durumlar arasında iltihaplı romatizma bulunmaktadır. Bu durum ilk olarak ağız içinde yara oluşumu ile gözlemlenmektedir. Çözümü için doktorun belirleyeceği tedaviyi almak ve düzenli bir şekilde devam etmek olacaktır. Ağız içinde yara görümüne dikkat etmek ve gerekli tedavinin alınmasına özen göstermek gerekir.
Stresli dönemler içinde ağızlarda yaralar gözlemlenebilir. Ağız içinde bulunan yaraların birçok sebebi olduğu gibi birçok tedavi yöntemi de bulunur. Yaraların tedavisini sağlamak ve ağız içi temizliğe daha fazla özen göstermek bu noktada çok önemli bir yer kapsar.
Ağız Yaralarına İyi Gelen Doğal Yöntemler
Ağız yaralarının oluşumunda görülen sorunlar çeşitlilik göstermektedir. Bu yaraların oluşumlarının nedenleri öncelikle belirlenmelidir. Tedavinin belirlenmesi için öncelikle yaraların sebebi belirlenmelidir. Yara sebepleri arasında enfeksiyon başlıca olarak yer alır. Enfeksiyon oluşumunda ağız temizliği için hafif asidik ürünler ile ağzı gargara yapmak bir çözüm olabilir.
En iyi tedavi için hastaneye gitmek ve tedavi için belirlenecek olan sorunun en belirgin olarak tespit edilmesi gerekmektedir. Testler olarak vitamin ve mineral durumlarının ne olduğu gözlemlenmelidir. Ağız yaraları oluşturulabilecek vitaminlin alınması ile sorun çözülecektir.
İltihaplı romatizma, ağız yaraları ile oluşmaya başlayan sorunlar arasın bulunur. İltihaplı romatizma hastalığı ilk olarak ağız içi yaralar olarak sinyal vererek başlar. Bu durumun en erken tespit edilmesi ve ardından tedaviye en erken şekilde başlanması en iyi durumu sağlamaktadır.
Ağız içi yaralar oluşturabilecek durumlar arasında çok sıcak ve çok soğu yiyecek ya da içecek kullanımı bulunabilir. Bu durumlar ağız içinde bölgesel travmalar oluşturmaktadır. Çözümü için ise daha ılık ve orta yiyecekler tercih ederek iyileşmesi beklenebilir. Ağız içinde böyle durumlar için derinin zorlanmaması gerekmektedir.
Belli ilaçların kullanımları sırasında ağız içinde yaralar oluşumu gözlemlenmektedir. Bu durum için ilacın içinde yer alan bilgilendirme kağıdı okunmalı ve yan etkileri izlenmelidir. Böyle durumlarda doktorlara danışmak ve tedavi yöntemini oluşturmak en iyi çözüm olacaktır.
Türkiye genelinde oluşan ağız yaralarının sebepleri arasında yer alan hastalık, Behçet hastalığı olarak bilinen iltihaplı romatizmadır. Bu hastalık ağız içi yaralar ve farklı organlar içinde de hastalık oluşturmaktadır. Bu belirtiler arasında genital bölgelerde yaralar oluşumu da yer almaktadır.
Bu durumlarda ağız yarasına ne iyi gelir sorusuna cevap olarak gelen bitkiler ve gargara yöntemleri bulunmaktadır. Düzenli olarak gargara yapmak, ağız içi yaraların enfeksiyon ve travmalarını çözmesi mümkündür. Bu bitkiler ve gargarlar farklı şekilde yapılabilir.
Tuzlu su ile gargara yapmak
Ağız içinde yaralar için tuzlu su ile gargara yapmak yaraları iyileştirir. Bu yöntem için bir bardak su içine 1 çay kaşığı kadar tuz katmak ve sonrasında ağzı gargara yapmak gerekmektedir. Ağız içinde 15 ile 30 saniye arasında gargara yapmak bir çözüm olabilir. Bu gargarayı birkaç saatte bir yapmak mümkündür.
Elma sirkesi ile gargara yapmak
Elma sirkesi, farklı rahatsızlıklar için kullanılmakta olan ürünlerden bir tanesidir. Halk arasında temizlenme ve bakterilerin öldürülmesi için kullanılmaktadır. Ağız içi yara oluşumları da bir enfeksiyon durumu olduğu için kullanılmaktadır. Düzenli olarak gargara yapılması ile ağız içi yaralarda azalma ve iyileşme gözlemlenebilir.
Karanfil yağı
Eczanelerde yer almakta olan karanfil yağı ile ağzı gargara yapmak iyi bir tedavi olur. Karanfil yağı geçmişten bugüne kadar diş ağrılarında ve ağız içi yaraların ağrılarında kullanılmıştır. Bu konu ile ilgili bilimsel makaleler yer almaktadır.
Karbonat
Ağız içi yaralarında sık tercih edilen yöntemlerden biri de karbonattır. Karbonatı ağız içindeki yaraya sürerek yaranın acısını hafifletebilir ve yaranın iyileşme sürecini hızlandırabilirsiniz.
Kekik
Kekik ağız yaralarında kullanılan doğal yöntemlerden biridir. Bunun için 1 tatlı kaşığı kekiği ağzınıza alarak çiğnemelisiniz. Ağız içi yaraları için etkili bir yöntem olan kekik olası yara oluşumunu da ortadan kaldırmada faydalıdır.
Adaçayı
Adaçayı mikrop öldürücü özelliği ile ağız yaraları tedavisinde uygulanabilecek etkili yöntemlerden biridir. Adaçayının yapraklarını sıcak suda demledikten sonra dilerseniz gargara yapabilir ya da ağız içinde bir müddet bekleterek içebilirsiniz.
Çinko takviyesi
Ağız içi yara oluşumları çinko eksikliklerinde gözlemlenmektedir. Ağız içinde oluşan yaralar için çinko desteği almak, ağız içi yaraların çıkmasını azaltmış ve engellemiş olur. Ağız içi yara oluşturan eksikliklerin alınması da bir çözüm olur.
Hindistan cevizi yağı kullanımı
Hindistan cevizi yağı, eski dönemlerden bu döneme kadar iyi gelen yanları ile bilinmektedir. Yapı olarak antimikrobiyal yanı ile ağız içindeki bakterileri temizlemesi, ağız içi yaraların düzelmesi ve sağlıklı olması için kullanıma açık bir yöntemdir.
Ağız İçi Yaraların Nedenlerine Göre Tedaviler
Ağız içi yara oluşumlarının farklı sebeplerden oluşabilmesi nedeni ile çözümü de farklılık gösterebilmektedir. Elbette ağız içinde yapılan gargara yöntemleri bir çözüm olabilmektedir ancak iltihaplı romatizma gibi sorunlardan oluşanlar için farklı bir tedavi izlenmelidir.
Ağız içinde bulunan yaraların nelerden dolayı oluştuğuna bağlı olarak tedavi uygulamak en iyi çözümü ve en hızlı iyileşmeyi sağlayacaktır. Tedavi aşamasında sorunlar şu şekildedir.
- Vitamin ve mineral eksiklikleri
- İltihaplı romatizma
- Enfeksiyon oluşumları
- Soğuk ve sıcak yiyecek sonrası travmalar
Yukarıda belirtilmiş olan durumların arasından hastalığın nedeni belirlenmelidir. Vitamin ve mineral eksikliklerinde eksik olan eksikliğin alınması bir tedavi olabilir. Aynı şekilde enfeksiyon oluşumları ve travmalar içinse gargara yöntemleri kullanılabilir.
İltihaplı romatizma için erken teşhis için doktora danışmak en iyi tedavi için doğru yol olacaktır. Tedavilerin belirlenmesi için sorunların tespit edilmesi şart olarak görülmelidir.
KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU
Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.
1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:
Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:
İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.
2. Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.
3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;
Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.
5. Veri Güvenliği
Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
6. Şikayet ve İletişim
Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “seafoodplus.info” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, seafoodplus.info web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.
Ağız yarası denildiğinde dudak, dil ve dil altı, damak, diş etleri ve yanakların iç kısmında gelişen mukozal hasarlardan bahsedilmektedir. Sıcak madde tüketimi ya da yanlışlıkla ısırma sonrasında kendiliğinden geçen basit hasarlar olabileceği gibi uçuk şeklinde virüslere bağlı olarak ortaya çıkan ağrılı yaralar görülebilir. Ağız içinde en sık görülen lezyonlardan bir tanesi aft ya da aftöz ülser olarak tanımlanan patolojilerdir. Üzeri genellikle beyaz, iltihaplı görünümlü ve oldukça ağrılı lezyonlardır. Özellikle gribal enfeksiyonlar sırasında sıklıkla ortaya çıkan aftlar genellikle bir kaç gün içerisinde kendiliğinden iyileşir. Sık tekrarlayan, geçmesi uzun süren aft varlığında genellikle altta yatan ve immün sistemi baskılayan hastalıklar mevcuttur. Bu gibi durumlarda bu hastalıklara yönelik olarak tıbbi tetkikler yapılmalıdır. Diş eti hastalıkları ve diş apseleri de ağız yaralarına sebep olabilir. Ağız yaralarının kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görüldüğü izlenmiştir.
Ağız yaraları değişik şekillerde ortaya çıkabilir. Farklı şekillerdeki lezyonlar farklı hastalıkların habercisi olabilir.
Ağız yarası belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Ağız yaraları genellikle gün içerisinde kendiliğinden geçer. Bazı durumlarda 10 güne kadar uzayabilen lezyonlar görülebilir. Eğer bu süre zarfında ağız yaraları geçmiyorsa veya sık sık tekrarlayan ağız yaraları mevcutsa altta yatan diğer sebepler araştırılmalıdır. Beslenme yetersizlikleri ve başta C vitamini olmakla birlikte diğer vitamin eksiklikleri ya da sigara kullanımı tekrarlayan ağız içi yaralara sebep olabilir. Bağışıklık sistemini baskılayan hastalıklarda da tekrarlayan yaralar görülebilir. Romatizmal bir hastalık olan Behçet Hastalığı'nın ana bulguları arasında ağızda tekrarlayan aftöz ülserler yer almaktadır.
Gebelik sırasında vücutta hormonal aktivite artmaktadır. Özellikle öztrojen hormonunun etkisiyle hamile kadınlarda diş eti problemleri ve diş eti iltihapları oluşumu sıklıkla gözlenir. Diş etleri hassastır, çabuk şişerler ve daha sık kanama izlenir. Bu durumlardan korunmak için gebelikte ağız ve diş bakımına önem gösterilmeli ve kesintiye uğratılmamalıdır.
Normal doğumla dünyaya gelen bebeklerde doğum sırasında anneden bebeğe geçen mantar enfeksiyonlarına bağlı olarak ağız çevresinde veya ağız içinde yaralar görülebilir. Bağışıklık sistemi problemi olmayan bebeklerde bu lezyonlar kendiliğinden geçer. Ayrıca emen bebeklerde ağız içinde pamukçuk denilen beyaz lezyonlar görülebilir. Ağız ve diş bakımını yeterli düzeyde yapmayan ve ağız hijyeni bozuk çocuklarda da pamukçuk görülebilir. Çocuklarda ateşli hastalıklar sırasında nadiren de olsa uçuk izlenebilir.
Ağız yaraları genellikle doğal maddelerle gargara yapılarak iyileştirilir. Ağız yarası nasıl geçer sorununa cevap arayan insanoğlu çok eski zamanlardan beri doğal yöntemlerden faydalanmaktadır. Doğal yöntemlerle geçmeyen ağız yaraların tedavisinden antibiyotik ya da antiviral ajanlardan faydalanılabilir. Dudakta gelişen uçukların tedavisinde antiviral madde içeren kremler fayda sağlayabilir. Ağız yaralarını iyileştirebilecek bir takım doğal maddeler şunlardır.
Karbonat
Ağızda ortaya çıkan lezyonlar için karbonat sıklıkla kullanılır. Karbonatın iltihapları azaltmaktaki etkisi ile hem yara iyileşir hem de ağrı diner. Bir çay kaşığı karbonat ile bir miktar ılık su karıştırılarak macuncu bir kıvamda hazırlanan karışım yaranın üzerine sürülerek bir süre lezyon üzerinde bekletilmelidir. Daha sonra bu karışım temiz ılık suyla durulanmalıdır.
Tuz
Tuzlu su ile gargara ağız yaralarının tedavisinde fayda sağlayabilir. Tuz aynı zamanda aft ağrısını da hafifletir. Yarım bardak ılık suda bir çay kaşığı normal ev tuzu eritilir ve bu suyla günde birkaç kere hatta birkaç saatte bir bu suyla, yutmadan saniye gargara yapılabilir.
Karanfil yağı
Karanfil yağının ağrı dindirici özelliği bulunmaktadır. Çok ağrılı olabilen ağız içi aft benzeri lezyonlarda ağrıyı hafifletmekte kullanılabilir.
Aloe Vera
Aloe vera bitkisinin jeli doğrudan aftın üzerine uygulanarak ağrıyı azaltmakta ve iyileşme sürecini hızlandırmakta kullanılabilir. Aloe vera suyu da aynı etkiyi gösterir. Ayrıca çatlamış dudaklar ve uçuk gibi diğer ağız lezyonlarında da faydalı olduğu izlenmiştir.
Meyan Kökü
Meyan kökünün doğal iyileştirici özellikleri, ağız yaralarında da olumlu sonuçlar verir.
Hindistan cevizi yağı
Hindistan cevizi yağı doğal bir antimikrobiyal maddedir. Susam yağı veya diğer yenilebilir yağlarla karıştırılarak kullanılacak hindistan cevizi yağı gargarası ağız yaralarının tedavisinde çok eski zamanlardan beri kullanılan bir uygulamadır.
Ada Çayı
Bilinen en eski mikrop öldürücü bitkilerden olan ada çayı, ağız yaralarının tedavisinde de kullanılabilir. Kolaylıkla her yerde bulunabilen yaprak şeklindeki ada çayı, sıcak suda demledikten sonra gerek gargara yaparak, gerekse de ağız içinde bir miktar tutup içerek kullanılabilir. Ada çayı gargarası ağız içi hijyeni sağlayarak hem iltihaplanmayı azaltır hem de ağrı sağaltımında faydalı olur.
Bahsedilen doğal yöntemlerle geçmeyen ya da sık sık tekrarlayan ağız yaraları daha ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Böyle bir durumda bir kulak burun boğaz uzmanı ya da diş hekiminden randevu almayı ihmal etmeyiniz.
Ağız Aftları Nedir?
Aft dendiği zaman ağızın içinde çıkan yaraları anlıyoruz. Bunlar genellikle ağız içi, yanak, dudak, dil ve diş etlerinin üzerinde görünen yaralardır. Genel olarak sarı veya kırmızı renklerde olan bu yaralar zaman zaman ağrılar yapabilir ve beyaz rengi almış ülserli lezyonları ortaya çıkarabilir. Bayanlar erkeklere oranla daha sık aft sorunu yaşmaktadır. Aft sorunu olan kişiler genel olarak gülerken, konuşurken ve yemek yerken sıkıntılar yaşar. Bulaşıcılığı olmayan aft yaraları sigara ve alkol tüketimine bağlı olarak veya dudak yanak ısırmaya bağlı olarak oluşabilmektedir. Yaralara bir virüs veya bir bakteri neden olmamaktadır.
Nedenleri
Aft yaralarının nedeninin bir virüs veya herhangi bir bakteri grubunun olmadığı bilinmektedir. Beslenme alışkanlıklarına göre şekillenebileceği gibi bununla beraber strese bağlı olarak veya travmaya bağlı olarak da aft yaralarının olması mümkündür. Sterse bağlı olarak oluşan aftlara migren ve gastrit gibi hastalıkların neden olduğu bilinmektedir. Ayrıca beslenme alışkanlıklarına da değinecek olursak fazla asitli yiyecekler, baharatlı yiyecekler yani ağız mukozasında tahrişe neden olabilecek yiyeceklerin de aft yaralarına neden olduğunu söyleyebiliriz. Travmatik nedenlerden dolayı aft yaralarının oluştuğu da görülmektedir. Bu genellikle dil ısırma, yanak ve dudak ısırma alışkanlıklarının yanı sıra protezlere tam adapte olamama sorunundan da kaynaklanabilmektedir. Diş macunu kullanımında asit oranı yüksekse de aftların oluşması muhtemeldir. Ayrıca sistemik hastalığı olan kişilerde de ağız yaraları oluşabilmektedir.
Nasıl Önlenir?
Kişilerin aft yaralarını önleme esnasında dikkat etmesi gereken unsur tahriş eden gıdalardan uzak durması olduğunu bilmelidir. Yemek ve içekler ılıkken tüketilmelidir.
Tedavi Süreci
Tedavinin başlangıcı bir hekimle beraber olmalı ve hekimin yazmış olduğu reçeteye uyulmalıdır. Doktorunuz yazılan reçetedeki ilaçlar hakkında sizleri bilgilendirecektir. Birçok ilaç grubu bunun tedavisinde kullanılabilmektedir. Ayrıca aftların tekrarlanmaması veya tedavi süresince büyük ağrılar oluşturmaması için beslenmenize dikkat etmeniz gerekmektedir. Beslenme alışkanlığınızı düzenlemeniz ve asitli ve baharatlı gıdalardan uzak durmanız gerekmektedir. Tedavi sırasında yemek yerken reçetelendirilmiş olan aft kreminizi yemek yemeden önce ağzınızdaki yaraların üzerine sürmeli ve bu yaralar geçene kadar buna uymalısınız.