edebiyat hikaye yazma konuları / Hikaye Nedir? Konu Anlatımı

Edebiyat Hikaye Yazma Konuları

edebiyat hikaye yazma konuları

YAZABİLİRSİN

Karar ver!

Edebiyat tarihçileri ve edebiyat bilimciler, yazarların hikayelerini kurarken verdikleri kararları incelemek için, hikayeye bazı sorular sorar ve sorulara buldukları karşılık üzerinden hikayenin analizini yani bilimsel okumasını yaparlar. Hatta bu incelemelerde tekrar eden bazı öğeler fark ettiklerinde, bu tekrarlardan ve ortak rutinlerden kuramlar ve akımları yaratırlar. Yazarın üretim süreci ve tekniği bu sayede isimlendirilir.

Bu içerikte, ''Edebiyat bilimciler eserleri incelerken bu soruları soruyorsa, yazarlar neden ön hazırlığında hikayeyi kurarken bu soruları sorarak, karar vererek başlamasın?'' Sorumun yanıtını sizlerle paylaşıyorum.

İçeriğin video blogunu izlemek için tıkla!

Karar Vermek Ne Demek?

Kısaca senaryonun ön hazırlık sürecini bir gözden geçirelim istiyorum. Başlangıç aşamasında bizim de ilk yaptığımız şey soru sormaktı ve ilk sorumuz şuydu;

Derdim ne?

Yani neden yazıyorum, neden bunu insanlar görsün, izlesin istiyorum ya da okusun istiyorum?

Derdimizi ortaya koyduktan sonra da şunu soruyorduk;

Fikrim ne?

Yani bu derdi insanlara nasıl anlatacağımıza karar veriyorduk. Bir stil belirliyor, dilimizi, tavrımızı, üslubumuzu yaratıyorduk. Okuyucu ya da izleyiciye neler hissetireceğimizi, konuyu neresinden görmelerini sağlayacağımızı, neyi nasıl değiştireceğimizi, ne açıdan etkileyeceğimizi düşünüyorduk.

Hikaye yazma işine de yine bu soruları sorarak başlıyoruz. Ama hemen ardından bir dizi soru daha sormamız gerekiyor kendimize;

Kim, Kime, Nerede, Neyi, Hangi Araçla (Ne Vasıtası İle), Neden ve Hangi Tavırla, Hangi İfade Biçimiyle, Ne Zaman, Nasıl Bir Bakış Açısı ile Anlatacak?

Bu aşama, hikaye kurmaya başlamaktan bir adım öncesi. Yani ''Kim, Kime, Nerede, Ne yaptı?'' demiyoruz. Bunları hikayeyi kurarken soracağız. Şu an sorduklarımız;

''Ben bu hikayeyi nasıl anlatacağım?'' sorusuna cevap bulmak için sorduğumuz sorular. Bulduğumuz her bir yanıtla, nasıl anlatacağımıza dair bir karar vermiş oluyoruz.

Hikayenin ön hazırlığı dediğimiz yer zaten karar verdiğimiz yer. Hikayeyi yazmaya başladığımızda bu kararları uygulamaya başlamış oluyoruz.

Dolayısıyla ''Karar Vermek'', bu soruları sormak ve yanıt vermek demek. Verdiğimiz her bir yanıt, aslında bizim bu hikayeyi nasıl anlatacağımıza dair bir karar.

Bu çok basit görünen sorulara cevap bulduğumuzda, yani karar verdiğimizde, hikayenizin hangi akımın etkisinde ve hangi kuramın çerçevesinde değerlendirilebileceğini, yani ışığı içeri hangi pencereden davet edeceğini de belirlemiş oluyoruz. En önemlisiyse, türümüzü, temamızı, ifade biçimimizi ve anlatıcımızı belirlemiş oluruz.

Bu sorulara yanıt vermenin, üretim şeklimize ve ürettiğimiz işin Tür - Tema - Akım ilişkisi çerçevesinde yarattığı etkiye en güzel örnek sanırım Polisiye Roman'ların, daha doğrusu ürün çeşidi ne olursa olsun Polisiye hikayelerin bugün geldiği yer olacaktır.

Polisiye hikayeler çok uzun yıllar sadece Kim? daha doğrusu Kim Yaptı? Sorusunu yaratacak şekilde yazıldı. Okuyucuyu da bu sorunun yanıtını verecek olmanın vaadiyle sonuna kadar tuttu. Sonra bir gün Neden? daha doğrusu Neden Yaptı? Sorusu devreye girdi ve her şey değişti. Hatta zamanında Kim Yaptı? Sorusunun cevabıyla ulaştığımız Antagonist (Sebep Olan) karakterlerin Protagoniste (Maruz Kalan) dönüştükleri, Neden Yaptı? sorusuna yanıt gösteren yeni hikayeler ya da devam hikayeleri yaratılmaya başlandı. Hatta yaşanmış tek bir olayı bir kaç farklı açıdan anlatan, yani hem maruz kalanın hem de maruz bırakanın açısından anlatan çapraz kurgulu hikayeler yaratılmaya başladı.

Kötü karakterleri kötü yapan sebeplerin derinine inmeye başladık. Düşünün, tek bir yeni soru, bambaşka bir akım yarattı. Ürünlerin derdi de tavrı da değişti. Karakterler giderek birden fazla boyuta sahip olmaya başladı. Yeni türler, yeni temalar ve yeni bir akım yaratılmış oldu.

Peki Tür Nedir? Tema Nedir?

Bu arada Tür ve Tema arasındaki farkı çok kısaca açmak istiyorum. Senaryoyu çalışırken de bunu sıklıkla söylüyordum. Türlere ve temalara göre bir ayrım gözetmekten, sınıflandırmaktan hoşlanmıyorum.

Bu sebeple Tür'ün karşılığı benim dilimde ''Tavır, Üslup, Dil'' gibi karşılıklara denk geliyor. Nasıl bir dil ve tavır kullanmak istiyoruz?

Şairane bir dil mi? Esprili, mizahi bir tavır mı? Trajedi mi yaratmak istiyoruz? Masalsı bir anlatım mı hayal ediyoruz? Bunlara karar vermek bize insanların Tür olarak sınırlandırdığı öğelere benzer şeyler üretmemiz konusunda yardımcı oluyor. Bir karşılık bulmamızı sağlıyor. Bu sayede Şiir, roman, öykü, tiyatro oyunu, komedi, trajedi, melodram, fars gibi türlerden birinde yazdığımızı söyleyebiliyoruz. Evet. Ama yine de tür ve tema kısıtlamalarını çok savunamıyorum. Bir şey ya siyahtır ya beyaz diyemeyiz yaratıcı bir üretimin içerisindeyken. Özellikle içinde bulunduğumuz çağ, her şeyin giderek grileştiği bir çağ.

Tema'da benim dilimde ''Dert ve Mesele'' ye karşılık geliyor. Hangi meseleye eğiliyoruz? Ne konuda bir şeyler söylemek gibi bir derdimiz var? Bunları düşündüğümüzde, bu derdi anlatmak arzusuyla yazdığımızda, oluşum romanı (kadın, kuir, sömürgecilik sonrası) gazel, sone, gotik, şehir gotiği, kaside, toplumsal sorun romanı, köy romanı, polisiye, mistik gibi temalardan birinde yazdığımızı söyleyebiliyoruz.

Tür ve Tema konusunu ilerleyen içeriklerde daha detaylı açacağız ve Tür - Tema - Akım ilişkisi altında inceleyeceğiz.

Soruları sorduk, yanıtladık, karar verdik. Peki bu kararlar bize neyi verecek?

Karar verdikten sonra sorular bizim için hikayemizi kurmamıza yardımcı birer öğeye dönüşür.

Başlangıç Ögelerimiz Nelerdir?

  • Kim, Nerede, Kime, Ne yaptı? + Kiminle?

Olay Örgüsü Öğelerimiz Nelerdir?

  • Nereden Başlasam? Nasıl Anlatsam?

3 Perdeli Hikaye Kurgusuyla mı?

1 Prolog + 1 Epilog ve 3 Perde ile toplam 5 Perdede yaratılan kurguyla mı anlatsam?

Prolog ve Epilog yazımına 5 perdeli hikaye kurgusu içeriğinde detaylıca değineceğiz.

O zamana kadar önceki yayınlarımızdan ilgili videoyu izlemek için tıkla!

İlgili blog içeriğimizi okumak için tıkla!

Ayrıca 7 perdeli, In Medias Res, Fichtean Döngüsü, Dan Harmon'nın Hikaye Döngüsü gibi stilleri de ilerleyen bölümlerde inceleyeceğiz.

Karakter Yaratımı Öğelerimiz Nelerdir?

  • Kimin Kiminle Ne Derdi Var? - Peki Ama Kim Bunlar?- Neden'leri ne?

Protagonist (Maruz Kalan) + Antagonist (Sebep Olan) + Yardımcı Karakterler

Hemen küçük bir hatırlatma;

Antagonist, kurguda, ana karakteri (protagonist), engellemekle yükümlü kişidir. Karşı kişi ya da Muhalif düşman olarak da bilinir. Asıl karakterin zıttıdır.

Bu zıtlık artık siyah-beyaz gibi olmak zorunda değildir. Hatta bir karakter ne kadar gri ise o kadar gerçektir. Bunun da detayına önümüzdeki diğer bölümlerde değineceğiz.

Şimdilik destek için önceki yayınlarımızdan ilgili videoyu izlemek için tıkla!

İlgili diğer videoyu izlemek için tıkla!

Ya da ilgili blog içeriğimizi okumak için tıkla!

Mekan Yaratımı Öğelerin Nelerdir?

Anlatıcı ve İfade Biçimi Öğelerin Nelerdir?

  • Kim Anlatsın? - Nasıl Anlatsın? Nasıl bir Tonla ve Nasıl bir Dille Anlatsın?

Önümüzdeki günlerde, İfade Biçimleri ve Anlatıcı başlığı altında çok daha detaylı inceleyeceğimiz bu öğelere kısaca değinmek istiyorum. Ele alacağımız ifade ve anlatıcı çeşitleri şu şekilde;

İfade Biçimleri başlığı altında ALEGORİ, KAFKAESK, PİTORESK anlatımı daha detaylı olarak ele alacağız.

Ayrıca Türkçe kaynaklarımızda yer alan;

  • Betimleyici Anlatım

  • Öyküleyici Anlatım

  • Öğretici Anlatım

  • Açıklayıcı Anlatım

  • Tartışmacı Anlatım

  • Kanıtlayıcı Anlatım

  • Coşku ve Heyacana Bağlı (Lirik)Anlatım

  • Destansı(Epik Anlatım)

  • Emredici Anlatım

  • Düşsel(Fantastik) Anlatım

  • Gelecekten Sözeden Anlatım

  • Söyleşmeye Bağlı Anlatım(Diyalog)

  • Mizahi Anlatım

gibi anlatım çeşitlerini de kısaca gözden geçireceğiz.

Şimdilik bizim ana odağımızda yer alacak benim kişisel bir tercihten dolayı üzerine çalıştığım;

ALEGORİ, KAFKAESK, PİTORESK'e eğilelim. Kısaca açıklayalım.

ALEGORİ:

Alegori, edebiyatta sık sık kullanılan, fakat özellikle metafor ve sembol gibi kavramlarla karıştırılabilen bir kavramdır. Bu konuda, teknik terimleri bir kenara bırakıp, biraz günlük bir cümle kurmak, alegori konusundaki bu sıkıntıyı ortadan kaldırabilir. Çok basit ve muğlak bir açıklamayla alegori, bir şeyden bahsediyormuş gibi gözüken, ama aslında tamamen farklı bir şeyden bahseden bir anlatı olarak tanımlanabilir.

Politik alegori, Ahlaki Alegori, Toplumsal alegori olarak üçe ayrılır. İsimlerinden anlaşılacağı gibi politik alegoriler politik konuları eleştirmek için, ahlaki alegoriler ahlaki değerleri eleştirmek için, toplumsal alegorilerde toplumların yaşayış biçimlerini, kurallarını, normlarını eleştirmek için kullanılır. Sorunları ele alır. Ana odağında sorun vardır.

Bu sorunları, gerçek dünyada var olandan tamamen farklı, gerçek dışı ve neredeyse '' Ne Alaka?'' kurgular ve karakterler vasıtasıyla ele alır.

Alegori ayrıca, Doç. Dr. Berat Açıl tarafından ''Hikayeleri birden fazla anlama gelecek şekilde kullanmak'' olarak da tanımlanmaktadır. Bu politik, ahlaki ve toplumsal alegori çeşitleri de kendi için Batılı Alegoriler, İslami Alegoriler ve Osmanlı Alegorileri şeklinde detaylandırılmıştır.

Batılı alegorilerde kişileştirme, iç çatışma ve arayış daha çok bulunmaktadır.

Arapça alegorilerin çoğu felsefidir, daha çok felsefi bir meseleyi tartışan alegorilerdir. Farsça eserlerde ise felsefi olandan tasavvufi olana geçiş görülmektedir.

Osmanlı’da ise alegoriler yüzde doksan beş, belki de daha fazla oranda tasavvufidir. Dolayısıyla Osmanlılar, tasavvufi olma hususiyetini Farisilerden almış görünmektedir.

Batılı alegorilerde yer alan teşhis, iç çatışma ve arayışa ek olarak, Osmanlı alegorisinin en temel özelliğinin metinlerarasılık olduğunu belirten Açıl, burada kast ettiği şeyin bir metnin içinde başka bir metni yoğurmak değil, daha basit anlamıyla, kendi metninde başka metinlerden söz etmek olduğunu ifade etmiştir. Zamansal ve mekânsal müphemiyet bu eserlerin ortak özelliklerinden bir tanesidir.

Buradan hemen kısaca ''Mecaz neden Alegori Değildir?'' Sorusuna girmek istiyorum;

Alegori tekniği böylece iyice açılacaktır. Sizlerle paylaşacağım makale bu konuda yardımcı olacaktır.

Özetlemek gerekirse;

Mecazda tek anlam esasken, alegoride en azından çift anlam esastır. Alegori ve mecaz arasındaki en önemli fark ise alegorinin söz sanatı değil, anlatım tekniği oluşudur. Mecaz bir söz sanatıdır ve kelimenin kendisiyle ilgilidir. Alegori ise metnin/hikâyenin tamamıyla ilgilidir.

Doç Dr. Berat Açıl'ın makalesini okumak için tıkla!

Bir diğer akla gelen soruysa şu;

Kafkaesk Anlatım da bir çeşit Alegori Sayılabilir mi?

Kafkaesk anlatım, Kafka'nın stiline özgü olarak hikayelerinde anlatım akışının doğal bir parçası olarak bilinen ve algılanan gerçeklikten kopma, uzaklaşma durumunu ifade eder.

Kafkaesk Anlatım stili için güzel bir analiz hazırlanmış, izlemek için tıkla!

KAFKAESK:

Kafkaesk anlatımın içinde uzun bir felsefe serüveni ve ütopik kurguya rastlanabilir. İki tehlikeli kavram olan korku ve umutla harmanlanır, ayları ve yılları avucunun içinde kırar fakat görecelilikten başka hiçbir sonuca varmaz. Düşünülen ve eyleme geçirilen her şey, bürokrasinin gizli baskısı ve sessizlik, hepsi insanı gerçeklikten uzaklaşmaya iter. Son olarak da bu tanımlayamama, bu iki duvarın arasına sıkışmışlık ''Kafkaesque'' olarak karşımıza çıkar.

Umutsuzluk, yalnızlık, çaresizlik, korku, kuşku, suç, şüphe... Hepsinden önemlisi Kafkaesk, bir ''Belki'' ve bir çeşit ''Olabilir'' olarak özetlenmiştir.

Kafkaesk anlatım, akışının doğal bir parçası olarak, bilinen ve algılanan gerçeklikten kopma, uzaklaşma durumunu ifade eder.

PİTORESK:

İnsan aklında doğadan bir gerçek gibi hayal uyandırabilen, zihninde tıpkı hiperrealistik bir resme bakıyormuşçasına canlandırma yaşatabilen söz ya da yazı şeklinde özetlenebilir. Estetik etkiyi matematiksel düzen bağıntılarıyla değil de, doğadaki gibi bir rastlantısallıkla elde etmeye çalışan her tür sanatsal tutumu niteler.

Aynı tutum hemen hemen zamandaş olarak 18. yy. resim sanatında da görülür. Bu anlayıştaki resimler doğayı bir yandan "olduğu gibi" yansıtmaya çabalarken, öte yandan da, onu "yabani" olmaktan uzaklaştırmışlardır. Dolayısıyla, pitoreski romantizmden bağımsız düşünmek olanaksızdır. Pitoresk sözcüğü etimolojik olarak “resim gibi; resimsi” anlamına gelmektedir “durumu ve görünüşü resim konusu olmaya değer (görünüş)” açıklaması yer almaktadır.

Şiir sanatındaki kullanımıyla pitoresk, şiiri duygu ve düşüncenin soyut ifadesinden kurtararak onlara gözle görülür bir şekil vermektir.

Anlatıcı başlığı altında da MİMESİS - DİEGESİS - MİNETİK ve SENTAGMATİK - PARADİGMATİK anlatımı daha detaylı bir şekilde ele alacağız. Şimdi kısaca özetleyelim;

Hikayenizi kimin anlatacağınıza karar vermeniz, ön hazırlık aşamasında çok önemli. Siz mi anlatacaksınız? Eğer siz anlatacaksanız, olaylara şahit olmuş, yaşanırken orada bulunmuş ve yaşananlardan etkilenmiş bir anlatıcı mı olacaksınız? Yani hikayenin karakterlerinden biri mi olacaksınız?

Yoksa tüm olayları uzaktan gözetlemiş bir anlatıcı mı olacaksınız? Mesela bir komşu, ya da olayları yaşayan karakterlerle aynı sokakta dükkanı bulunan bir esnaf? Olaylara hiçbir etkisi bulunmayan, uzaktan gözetleyen ve ancak görebildiği kargını anlatabilen bir 3. Şahıs mı olacaksınız anlatırken? Mesela belgeselcilikte Fly On the Wall kavramı vardır. Bu şu demektir, belgesele kaydedilen olay ya da kişi her neyse ve kimse, kameralar ve belgesel ekibi o kişiyi ya da o olayı tıpkı duvara konmuş bir sinek gibi, hiçbir etkileri bulunmadan hatta belki kimsenin haberi olmaksızın izliyor, kaydediyor ve hiçbir yorum olmaksızın öylece ekrana taşıyor. Tıpkı belgeselcilikteki bu ''Duvardaki Sinek'' anlatımı gibi, olayların yaşandığı mekanda yer alan bir bitkinin gözünden mi? Bir sineğin, bir eşyanın gözünden mi anlatacaksınız?

Belki de Tanrı anlatıcı olmak istiyorsunuzdur. Her şeyi görmeye, duymaya ve bilmeye kadir, olayları yaşayan kişilerin bile haberinin olmadığı şeyleri bilen, hatta belki onların bir sonraki adımlarını bile önceden tahmin edip yorumlayabilen bir anlatıcı?

Elbette olayları bire bir yaşayan kişinin ağzından da anlatabilirsiniz. Bu anlattıklarınız gerçekten yaşanmış şeyler olmayabilir. Kurgulamış olabilirsiniz. Yine de bu kurgu gerçekten yaşanmış ve yaşayan da sizmişsiniz gibi, kahramanın dilinden konuşabilirsiniz.

İşte bu gibi anlatıcı çeşitlerini temsil eden bazı kavramlar mevcut.

MİMESİS - DİEGESİS - MİNETİK Anlatım:

Şimdi bu noktada Mimesis ve Diegesis i bir yerde düşünelim, Mimetik'i ve Diegetik'i ayrı bir yerde düşünelim.

Bir anlatıda öykülemenin yapılış tarzı, anlatı kipi (narrative modes) adını alır ve ‘anlatı mesafesi (narrative distance)’ ile ‘anlatı perspektifi (narrative perspective)’ olarak iki ayrı değişkeni içerir.

Anlatı mesafesi kavramı da kendi içinde ikiye ayrılır ve bunlar diegesis ve mimesis olarak adlandırılır. Kökeni Eflatun ve Aristo`ya kadar uzanan bu ayrımlamanın ilkinde, anlatıcı öyküsünü doğrudan anlatır ve bu tarz ‘diegetik' (digegetic) tarz olarak tanımlanır. Bu tarzda, anlatıcı kendisini doğrudan gösterir ve bizi anlatanın kendisi olduğuna inandırır; anlatışta olaylar birinci plandadır, diyaloglar dolaylıdır.

İkincisi ise ‘mimetik' (mimetic) tarz olarak tanımlanır. Burada, öyküyü doğrudan anlatan bir anlatıcı yoktur; örtük olan bir anlatıcı konuşanın kendisi olmadığı izlenimini vermeye çalışır. Bu yapılanma daha çok tiyatro, film gibi olayların doğrudan gösterilmesine dayanan dramatik anlatılarda kullanılır.

Epik şiirin başlıca anlatısal niteliği, ‘göstermek’ yerine ‘anlatmak’ üzerine kurulmuş olmasıdır. Bu kural bugün dünya sinemasında altın kurallardan biridir.

Platon, iki bin beş yüz yıl önce yazdığı Devlet adlı eserinde bu iki anlatım biçimini ‘mimesis’ ve ‘diegesis’ kavramlarıyla ayırt eder. 2 Anlatımın da mimetik türü, şairin anlattığı olayları ve karakterleri ‘göstermesine/taklit etmesine’ dayanırken, anlatımın diegetik türü şairin olayları doğrudan doğruya kendisinin anlatmasıdır.

Yani ilkinde olaylar ‘gözün uzamında’ düzenlenir ve sanki ‘şimdi’ oluyormuşçasına canlandırılarak ifade edilir.

O halde gözün uzamı, ‘tanık olma’ paradigmasında temellenir:

Olaylar, dinleyen/okuyan kişiye, sanki o an oradaymış ve olaylar kendi ‘şimdiki zamanında’ geçiyormuş yanılsamasını yaratır.

Bir anlatıda ‘anlatıcı’ ile ‘anlatılan’ arasındaki mesafenin seçimi ve uygulanan bakış açısının niteliği, öykünün biçimlenmesinin yani anlatı perspektifinin temel belirleyicileridir.

SENTAGMATİK - PARADİGMATİK Anlatım:

Sentagma ve paradigma Türkçedeki dil birimlerinin oluşturulmasında, çözümlenmesinde ve doğruluklarının sınanmasında önemli bir ölçüttür. Dilbilimine etki eden Göstergebilim kavramlarıdır. Anlatı ve Gösterge ilişikisi söz konusu olan tüm sanat dallarında kullanılır.

Sentagma “cümleden ses”e kadar birbirini izleyen ve aynı düzeye bağlanan dil birimleri arasında yatay ilişki.

Paradigma “cümleden ses” e birbirinin yerini alabilen ve aynı düzeye bağlanan dil birimleri arasında düşey ilişki.

Paradigma seçime, sentagma ise birleştirmeye (kombinasyon) dayanır. Özetle dikey paradigmatik eksen seçilen birimi belirler ve “sen ya da ben ya da biz ya da onlar”der ve bir dizi oluşturur. Yatay sentagmatik eksen “sen, ben, biz ve onlar” şeklinde bir dizim oluşturur. Paradigma dizi, Sentegma ise dizim olarak tanımlanabilir.

Prof. Dr. Mine Özyurt Kılıç'ın 2018 senesinde katıldığım Edebiyat Seminerleri'nde verdiği örnek Nazım Hikmet'in STRONTIUM 90 şiirindeki; ''... ete, ota, süte, umuda, hürriyete'' bölümüydü. Bu örneği paradigmatik anlatım için kullanmıştı.

Şiirin tamamını okumak ve Nazım Hikmet'in sesinden dinlemek için tıkla!

Semih Fırıncıoğlu'da kendi blogunda yer alan İletişimde Seçim ve Sıralama başlıklı yazısında Sentagma ve Paradigma'yı şu şekilde açıklıyor;

''Diyelim ki ben birini ya da bir şeyi övmek istiyorum, uygun sıfatlar arıyorum. Zihnimde yerleşmiş paradigma kümelerini kolaçan ediyorum, karşıma bir ekip çıkıyor: yüksek, yüce, üstün, ali. Başka neler var diye bakınıyorum, bir küme daha geliyor: büyük, ulu, muhteşem, muazzam, haşmetli. Ardından, bir küme daha görüyorum: engin, hudutsuz, derin ufuklu. Bundan önceki bölümlerde anlatmaya çalıştığım işlemlerden geçerek bunlardan birini seçiyorum, sentagmama yerleştiriyorum, iletiyorum, vb.''

Semih Fırıncıoğlu'nun Performans Fikri isimli muazzam yararlı blogunu ziyaret etmek için tıkla!

Son olarak, Türk Edebiyat'ında tanımlanan diğer anlatım türlerini de kısaca özetleyelim istiyorum.

Betimleyici Anlatım:

Betimleme, sözcüklerle resim çizme işidir. Görme, dokunma, işitme, tatma ve koklama duyularımız aracılığıyla varlıkların niteliklerini, bu varlıkların duyularımız üzerinde uyandırdıkları izlenimleri belirtmektir. Betimleme, varlıkların belirgin özelliklerini tanıtıp göz önünde canlandırmaktır. Betimleyici anlatımda okuyucunun çeşitli duyularına seslenilerek anlatılan varlıkla ilgili izlenim kazanılması amaçlanır. Betimlemede asıl olan görselliktir. Bu nedenle gözle algılanan renk ve biçim ayrıntılarına büyük yer verilir. Betimlemelerde yazar, nesnel olabileceği gibi gözlemlerine duygularını, yorumlarını katabilir; düşsel öğelerden de yararlanabilir.

Betimlemeler açıklayıcı ve sanatsal betimleme olmak üzere ikiye ayrılır.

Kişinin iç dünyasını anlatan betimlemelere tahlil (ruhsal portre) denir.

Kişinin dış görünüşünü anlatan betimlemelere fiziksel (simgesel) betimleme denir.

Roman, hikâye, tiyatro, gezi yazısı, şiir gibi türlerde kullanılır. Kelimenin yan anlamına ve mecaz anlamlarına yer verilebilir.

Betimleme Pratiği Kazanmak İçin;

İlk kez 13 Temmuz 2017'de yazmaya başladığım betimleme serimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Telefonumun kamerasının bozulduğu günlerdi ve sosyal medya için aktif olarak mimari fotoğraflar çekip paylaşıyordum. Kameramın olmaması bana gördüm manzaraları, tıpkı fotoğrafını çekmişçesine anlatabileceğim, betimleyerek insanların o anın fotoğrafını görmelerini sağlayabileceğim bir yol denemiştim. Projenin adı Kameram Cortingen'di. Bugüne kadar o hesap üzerinden 35 adet siyah beyaz fotoğraf yayınladım. Daha doğrusu 35 farklı anı betimledim.

Hesabı ve betimlemeleri incelemek için tıkla!

Öyküleyici Anlatım:

Yazarın amacı, okuyucuyu bir olay içinde yaşatmaktır. Öyküleyici Anlatım tekniğine hikâye etme de denir. Olay akışı vardır. Olaylar birbiri üzerine gelişir ve zaman durmadan geçer. Genellikle haber kipleriyle çekimlenmiş yüklemler kullanılır.

Bu teknikle yazılmış bir parçanın en önemli iki özelliği: Zaman akışının olması ve parçanın bir öyküden veya romandan alınmış izlenimi vermesidir.

Öyküleme yöntemi roman ve öykü gibi olay esaslı türlerde kullanılır. Bu teknik düşünce yazılarında pek görülmez. Bir durumdan başka bir duruma geçişi, hareketli bir yaşam kesitini bir olaya bağlı olarak anlatma yöntemidir. Öykülemelerde amaç, okuyucuyu olayların içinde yaşatmaktır. Yani okuru, öykünün kahramanlarından biriyle özdeşleştirerek kendini onun yerine koyarak (empati ile) bir görüşü benimsetmektir. Olay, öykünün belirleyici özelliğidir. Olaysız hiçbir anlatım öykü sayılamaz. Olay; insanların başından geçen, az rastlanan, merak öğesi uyandıran giriş, gelişme (düğüm) ve çözüm bölümleri bulunan anlatımlardır. Günlük konuşmalarımızda "Bak ne oldu..." diye başlayan tüm anlatımlar, güldürücü fıkralar, anekdotlar birer öyküdür.

  • Olay, kişi, mekân ve zaman ortak öğeleridir.

  • Olaylar birinci şahsın ağzından anlatılabilir.(Anlatıcı olay kahramanlarından biridir)

  • Sanat metinleri öyküleyici anlatımla yazılır.

  • Olaylar ilahi bakış açısıyla anlatılabilir.

  • Olaylar 3.şahsın ağzından anlatılabilir.(Olan biten bir kamera sessizliğiyle izlenip anlatılır Kişi, mekân ve zaman olay ve olay örgüsünü oluşturmak için kullanılan ögelerdir.

  • Öyküleyici anlatım hikâye, roman, anı, söyleşi, görüşme(mülakat) gibi metin türlerinde kullanılır. Öyküleyici anlatımda bir olayın olması şarttır.

  • Yaşanmış olaylarda olay zinciri, kurgulanmış olaylarda olay örgüsü vardır.

  • Üçüncü şahıs anlatımda anlatıcı her şeyi bilir. (Tanrı Anlatıcı)

  • Öyküleyici anlatım sanat metinlerinde ve öğretici metinlerde kullanılır.

  • Sanat metinlerinde anlatıcı kurmaca kişi öyküleyici metinlerde ise gerçek bir kişidir. Kelimeler daha çok mecaz ve yan anlamda kullanılır.

Öğretici Anlatım:

Açıklama, aydınlatma, bilgi verme amaçlarıyla oluşturulan metinlerde başvurulan anlatım türüdür.

  • Dil daha çok göndergesel işlevde kullanılır.

  • Söz sanatlarına, kelimelerin mecaz anlamlarına yer verilmez.

  • Verilen bilgiler örneklerle ve tanımlarla pekiştirilir.

  • Daha çok nesnel cümleler kullanılır.

  • Açıklama, aydınlatma, bilgi verme amaçlarıyla yazılır.

  • Öğretici metnin anlaşılması ve yorumlanması için okuyucunun verilen bilgiyi kavrayabilecek birikime sahip olması gerekir.

  • İfade hiçbir engele uğramadan akıp gider.

  • Gereksiz söz tekrarı yapılmaz.

  • Ses akışını bozan, söylenmesi güç sesler ve kelimeler yoktur.

  • Dil ve ifade sade, gösterişsiz ve pürüzsüzdür.

  • Düşünce ve duygular kısa ve kesin ifadelerle dile getirilir.

  • Bu anlatım türü daha çok ansiklopedilerde ve ders kitaplarında kullanılır.

  • Tarihi metinler, Felsefi metinler, Bilimsel metinler gibi bölümleri vardır.

Açıklayıcı Anlatım:

Makale, fıkra, eleştiri ve deneme gibi öğretici özellikler gösteren türlere özgü bir anlatım biçimidir.

  • Herhangi bir konu hakkında bilgiler vermek, bir şeyler öğretmek amacına yöneliktir.

  • Açıklama, bilinmeyeni bilinir kılmaktır.Amaç doğrudan bilgi vermek olduğundan yazar sanatlı söyleyişlere, imalı sözlere pek yer vermez. Açık, anlaşılır bir dil kullanır. Soyutlamalardan, kişisellikten kaçınır.

  • Açıklayıcı anlatım biçiminde amaç bilgilendirme, öğretme olduğundan düşünceyi geliştirmek ve konunun daha iyi biçimde anlaşılmasını sağlamak için "tanımlama, örnekleme, tanık gösterme ve karşılaştırma" gibi düşünceyi geliştirme yöntemlerine başvurulur.

  • Ansiklopedilerde, ders kitaplarında daha çok bu tür bir anlatım görülür.

  • Klasik paragraflarda yani giriş, gelişme, sonuç cümlelerini içeren paragraflarda bu yönteme başvurulur. Önce giriş cümlesiyle konu ve bakış açısı verilir, sonra gelişme cümleleriyle yardımcı düşünceler aktarılır ve ana düşünce belirtilir.

  • Paragraflarda ana düşünce genellikle sonda bulunur ilkesine uygun bir anlatım yöntemidir.

Tartışmacı Anlatım:

  • Dil daha çok göndergesel işlevde kullanılır.

  • Düşünce ve duygular kısa ve kesin ifadelerle dile getirilir.

  • Dil ve ifade sade, gösterişsiz ve pürüzsüzdür.

  • Gereksiz ifadelere yer verilmez.

  • Karmaşık ve anlaşılması güç cümleler kullanılmaz.

  • Ses akışını bozan, söylenmesi güç sesler ve kelimeler yoktur.

  • Savunulan ve karşı çıkılan görüşlere yer verilir.

  • İki farklı bakış açısının olduğu konular bu türde işlenmeye daha elverişlidir.

  • Fıkra, deneme, makale, röportaj gibi türlerde kullanılır.

  • Yeteneğe, bilgi ve deneyime göre yöntem belirlenir.

  • Eleştirici bir bakış açısıyla yazılırlar.

  • Anlatım tarzı sohbete varabilir.

  • İhtimal bildirmeyen, kesin, kanıtlanmış bilgiler kullanılır. Bu tekniği kullanan yazarın amacı, okuyucunun herhangi bir konudaki fikrini değiştirmektir.

  • Bir konu üzerinde en az iki görüş vardır. Bu görüşlerden birisi yazarın görüşü, diğeri veya diğerleri başkalarının -belki de okuyucunun- görüşüdür.

  • Yazar değişik yöntemler kullanır, deliller getirir, ispatlar yapar ve parçanın sonunda kendi görüşünü haklı çıkarır.

  • Bu teknikle yazılmış parçalarda genellikle karşılıklı konuşma havası vardır. "Bence, bana göre, kanımca, bana öyle geliyor ki" gibi öznel yargı bildiren sözler dikkati çeker.

  • Tartışma yönteminde tez ve antitezin önemini belirtmek, doğruluğu konusundaki kuşkuları yok etmek için kullanılır.

  • Hızlı ve ekonomik okumalarda antitez bölümünün atlanması ana düşünceyi kavramayı engellemez.

Kanıtlayıcı Anlatım:

  • İnandırma, aydınlatma, kendi görüşünü kabul ettirme amaç edinilir.

  • Kavramları tanımlama ve açıklama önemlidir.

  • Okuyucu ve dinleyiciyi ikna etmek, düşündürmek ve üzerinde durulan konudan uzaklaşmamak için bazı kelime, kelime grupları ve cümleler tekrar edilir.

  • Konuşmacı ve yazar üzerinde durduğu konuyu aydınlatmak ve düşüncelerini kabul ettirmek için örneklere başvurur.

  • Konuşmacı ve yazar konuyu aydınlatmak maksadıyla farklı kişilerin düşüncelerine müracaat eder.

  • Kelimeler ve kelime grupları gerçek anlamında kullanılır.

  • Dil daha çok göndergesel işlevde kullanılır. "Tanımlama, açıklayıcı betimleme, sınıflandırma örneklendirme, karşılaştırma, tanık gösterme, sayısal verilerden yararlanma " gibi düşünceyi geliştirme yollarından faydalanılır.

  • Kanıtlayıcı anlatımda hitap edilen toplumun kültür düzeyi ve beklentileri önemlidir.

Lirik Anlatım:

Genellikle şiir, roman, hikâye, tiyatro gibi edebî türlerde başvurulan, duyguların ön planda olduğu anlatım türüdür. Öyküleyici anlatımda bir olay ya da durumun anlatılması, betimleyici anlatımda kişi, durum ya da varlıkların resmedilmesi, lirik anlatımda ise duyguların ifade edilmesi söz konusudur. Lirik anlatımlarda kelimeler daha çok mecaz ve yan anlamlarıyla kullanılır ve dilin "heyecana bağlı işlev"inden yararlanılır.

  • Lirik anlatımda dil "heyecana bağlı işlev"de kullanılır.

  • Coşku ve heyecana bağlı anlatım daha çok şiir, roman, hikâye, tiyatro türlerinde kullanılır.

  • Öyküleyici anlatımda bir olay ve durumun anlatılması; betimleyici anlatımda kişi, durum ve varlıkların betimlenmesi; lirik anlatımda ise duyguların ifade edilmesi esastır.

  • Coşku ve heyecana bağlı anlatımlarda kelimeler daha çok mecaz ve yan anlamda kullanılır.

  • Öyküleyici anlatımlarda olay ve durumlar anlatılırken duygusal düşünceler katılmaz. Coşku ve heyecana bağlı anlatımda duygular ve içinde bulunulan ruh hali yansıtılır.

Destansı (Epik) Anlatım:

  • Olağanüstü olaylar ve kişiler anlatılır.

  • Destan türünün yiğitçe havası vardır.

  • Yapıp etmeler yani fiiller ön plandadır.

  • Tarihi konular ve kahramanlıklar işlenir.

  • Etkileyici bir özellik taşır.

  • Sürekli hareket vardır.

  • Kelimeler mecaz ve yan anlamlarda kullanılabilirler.

  • Şiir, destan, roman, hikâye, tiyatro, destansı anlatımın kullanıldığı türlerdir.

  • Anlatımda abartıya yer verilebilir.

  • Sanatlı bir dil kullanılır.

Emredici Anlatım:

Açıklayıcı ve öğretici yönleri de bulunan emredici anlatımda emir, öneri, telkin anlamı taşıyan ifadelere yer verilir. Bu tür anlatımda dil, "alıcıyı harekete geçirme" işleviyle kullanılır. Sosyal yaşamın düzenlenmesinde, trafik kurallarında, bazı eşyaların kullanma kılavuzlarında, ilaçların kullanma kılavuzlarında emredici anlatım kullanılır.

  • Dil alıcıyı harekete geçirme işlevinde kullanılır.

  • Emir, telkin, öneri anlamı taşıyan ifadeler yer verilir.

  • Öğretici ve açıklayıcı yönleri vardır.

  • Cümlelerde fiiller hakimdir.

  • Uyulması beklenen bir üslubu vardır. (Zorlama anlamı vardır)

  • Sosyal hayatın düzenlenmesinde emredici anlatım kullanılır.

  • Trafik kuralları, bazı eşyaların kullanma kılavuzları, ilaçların kullanma kılavuzları emredici anlatıma örnek verilebilir.

Düşsel (Fantastik) Anlatım:

Düşsel anlatımda konu; olağanüstü ve fantastik özelliklere sahip, hayal ürünüdür.

Zaman belirli ya da belirsizdir; olağanüstü özelliklere sahip olabilir.

Mekân, olağanüstü, düşsel öğelerden oluşmuş olabilir. Mekân günlük yaşamda karşılaşamayacağımız niteliktedir.

Kişiler çoğu zaman gerçekten uzak kişilerdir. Olağanüstü nitelikte olabilirler.

Düşsel anlatımda hayal, varsayım, abartma, kişileştirme gibi unsurlar çok kullanılır.

Daha çok di' li veya miş'li geçmiş zaman kipi kullanılır. Örnekler: Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi, Gora, E.T,Yıldız Savaşları

  • Düşsel Anlatımla; Düşsel Olmayan Metinlerin Benzer Yönleri: Her iki anlatımda da yapıyı meydana getiren ögeler (kişi, zaman, mekan ve olay örgüsü) aynıdır.

  • Farklılıkları:

Konu;

Düşsel anlatımda konu; olağanüstü ve fantastik özelliklere sahip,hayal ürünüdür. Düşsel olmayan anlatımda konu; yaşanmış ya da yaşanabilir olmalıdır. Günlük yaşama ait unsurlar konu olabilir.

Tema;

Düşsel anlatımda tema; hayali unsurlardan oluşur

Düşsel olmayan anlatımda tema; konuyla ilgili olarak günlük yaşama ait, yaşanabilir özelliktedir.

Zaman;

Düşsel anlatımda zaman; belirli ya da belirsizdir. Bazen zaman ötesi nitelikler taşır. Düşsel olmayan anlatımda zaman; belirli ya da belirsizdir. İçinde bulunduğumuz zamanın özelliklerine sahiptir.

Mekan;

Düşsel anlatımda mekân; olağanüstü, düşsel ögelerden oluşmuş olabilir. Mekân günlük yaşamda karşılaşamayacağımız niteliktedir.

Düşsel olmayan anlatımda mekân; olağanüstü düşsel ögelerden uzak sıradan, günlük yaşamda karşılaşacağımız mekânlardır.

Kişiler;

Düşsel anlatımda kişiler; çoğu zaman gerçekten uzak kişilerdir. Olağanüstü nitelikte olabilirler.

Düşsel olmayan anlatımda kişiler; gerçekte olabilecek, sıradan, günlük yaşamda karşılaşabileceğimiz kişilerdir.

Gelecekten Söz Eden Anlatım:

Gelecekten söz eden anlatımın kullanıldığı metin türleri: roman, hikâye, tiyatro, şiir, deneme gibi metinlerdir.

  • Gelecekten söz eden metinler varsayım ile oluşmuştur.

  • Verilerden yola çıkılarak geleceğe ait tahmin yapılabilir.

  • Olandan çok olması istenilen anlatılır.

  • Gerçekleşmesi mümkün olmayan tasarı ve düşünceler (ütopya) anlatılır.

  • Genellikle gelecek zaman ifadesi kullanılır.

"Gelecekten söz eden anlatım" ile "Düşsel anlatım" arasındaki benzerlik ve farklılıklar:

Gelecekten söz eden anlatımda ve düşsel anlatımda kişinin kendi hayal dünyasındakiler dile getirilir ve buna göre bir anlatım yolu seçilir. Düşsel anlatımda gerçeklikle ilgisi olmayan tamamen çağrışımlara dayalı olaylar, kişiler, zamanlar anlatılır ve bu yapı unsuruyla konu ve tema oluşturulur. Gelecekten söz eden anlatımda ise gerçeklerden yola çıkılarak tahmine dayalı bir anlatım yolu benimsenir. Yani gelecekten söz eden anlatım gerçeğe daha yakındır.

Söyleşmeye Bağlı Anlatım:

  • Jest ve mimikler anlatımın gücünü arttırır.

  • Sohbet, mülakat ve diyalog, monolog metinleri söyleşmeye bağlıdır.

  • Karşılıklı konuşmalar, bağlama ve konuşulan kişiye göre değişebilir.

  • Görme ve işitmeyle kurulan iletişim önemlidir.

  • Vurgu ve tonlama önemlidir.

  • Hikâye, Roman, Tiyatro, Röportaj, Monolog söyleşmeye bağlı anlatımın kullanıldığı metin türleridir.

  • Roman, hikâye ve tiyatrolardaki karşılıklı konuşmalara diyalog, iç konuşmalara ise monolog denir. Tekrarlar söyleşmeye bağlı anlatımlarda ifadeyi kuvvetlendirir.

  • Söyleşmeye bağlı metinlerde anlatımın süresi sınırlandırılmalıdır.

Mizahi Anlatım:

  • Okuyucuda uyandırılmak istenen etkiye göre düzenlenir.

  • Ses, taklit, hareket ve konuşma önemlidir.

  • Mizahi unsurlarda gerçekten sapma vardır.

  • Mizahi unsurları oluşturmada karşılaştırmalar, durumlar, hareketler, kelime ve kelime gruplarından yararlanılabilir.

  • Amaç okuyucuyu düşündürmek ve eğlendirmektir.

  • Roman, hikâye, tiyatro, şiir, deneme gibi türlerde kullanılır.

  • Mizahi anlatımlarda dil bir olayı anlatmak için kullanılır. (sanatsal, edebi işlevlerde kul.)

Türk Edebiyatındaki Anlatı Türleri hakkında detaylı bilgi ve örneklendirmeli açıklamalar için tıkla!

Bu yazımızda 2020-2021 eğitim-öğretim yılı 9. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 2. ünitesi hikaye ders notlarını bulabilirsiniz... Özenle hazırladığımız bu ders notu ünitede yer alan hikâyenin tanımı, tarihsel gelişimi,  unsurları, olay ve durum hikâyesi, önemli temsilciler, aralarındaki farklar, anlatım türleri, anlatım teknikleri vb.  konuları içeriyor. Konular özlü bir şekilde maddeler halinde ve örneklerle açıklanmıştır.


☝UYARI:Bu ders notunu aynen veya değiştirerek hiçbir yerde yayınlamanıza iznimiz yoktur. 

Ünite İçeriği 

  • Hikâyenin unsurları 
  • Olay ve durum hikâyesi 
  • Olay ve durum hikayesinin karşılaştırılması 
  • İsimler, yazım ve noktalama çalışmaları 
  • Hikâye yazma 
  • Sunu ve sunum

HİKÂYE NEDİR?

Gerçek veya tasarlanmış olayları anlatan düzyazı türüne hikâye denir.

Kısaca Özellikleri:
  • Olay, olay örgüsü, kişi, zaman, mekân, çatışma gibi ögelerden oluşur.
  • Çoğunlukla yaşamın bir parçası üzerinde durulur.
  • Detaylı ruh ve karakter tahlillerine yer verilmez.
  • Çevre ve mekânda sınırlılık söz konusudur.
  • Olaylar farklı anlatıcıların bakış açısıyla verilebilir.
  • Bütün özellikleriyle romana benzemekle birlikte kısa olmasıyla ondan ayrılır.
Hikâyenin Tarihsel Gelişimi
  • Dünya edebiyatında hikâye türünün ilk örneği XIV. yüzyılda İtalyan edebiyatında Boccacio’nun (Bokaçyo) Decameron adlı eseridir.
  • Türk edebiyatında Tanzimat’tan önce hikâye türünün yerini halk hikâyeleri, destanlar, masallar, mesneviler ve Dede Korkut Hikâyeleri tutmaktaydı.
  • Batılı anlamda hikâye, Türk edebiyatına Tanzimat’la girmiştir. Ahmet Mithat Efendi’nin Letâif-i Rivâyât adlı eseri ilk hikâye örneklerindendir. Letâif-i Rivâyât’ta yer yer geleneksel hikâyenin anlatım özelliklerine rastlanır.
  • Teknik açıdan güçlü, Batılı örneklere benzeyen ilk hikâye ise Samipaşazade Sezai’ninKüçük Şeyler adlı eseridir.
  • Servetifünun Dönemi’nde hikâye türünün Avrupai anlamda örnekleri Halit Ziya Uşaklıgil ile verilmeye başlanır.
  •  Halit Ziya, yazmış olduğu hikâyeler ile türün romandan ayrılarak bağımsız hâle gelmesinde önemli katkılarda bulunur.
  • Türk Edebiyatında Ömer Seyfettin Maupassant tarzı (olay) hikâyenin, Sait Faik Abasıyanık da Çehov tarzı hikâyenin öncüsü kabul edilir.
                                                           
HİKÂYENİN BÖLÜMLERİ

1. Serim Bölümü:
  • Bu bölüme "giriş, başlangıç" bölümü de denir. Burada olayın geçtiği yer, zaman ve olayın kahramanları belli başlı nitelikleriyle betimlenir. Bu bölümde ele alınacak olan ya da durum ortaya konur.
2. Düğüm Bölümü:
  • Bu bölüme "gelişme bölümü" de denir.
  • Serim bölümünde sergilenen olay, neden-sonuç ilişkisine göre burada yoğunlaşır.
  • Merak ögesi doruğa çıkar, ayrıntılar ortaya konur.
  • Kişilerin konuşmaları genellikle bu bölümdedir.
3. Çözüm bölümü:
  • Bu bölüme "sonuç" da denir.
  • Olayın nasıl sona erdiği, olayın kahramanları ve tanık olanlar üzerinde nasıl bir etki bıraktığı burada ortaya konur.
  • Gerilimler sona erer, merak ettiğimiz sorular yanıtını bulur.
  • Düğüm çözülür.
  • Bu plân daha çok olay öykülerinde karşımıza çıkar. Durum veya kesit öykülerinde olay plânı yoktur.
YAPI UNSURLARI

Hikâyede yapı unsurları olay örgüsü, kişiler, mekân ve zamandır. 


Olay: Hikâyede üzerinde söz söylenen yaşantı ya da durumdur.


Olay örgüsü: Olay örgüsü, konuyu oluşturan olaylar dizisinin birbiriyle bağıntısına verilen addır. Metinlerde olay, ya metindeki kişiler arasında cereyan eden ilişkiler ya da kahramanın iç çatışmaları sonucu ortaya çıkar. Ele alınan olayların gelişiminde mantıksal bir sıra izlenir.


Kişi: Hikâyede anlatılan olayları veya durumları yaşayan kahramanlardır. Hikâyedeki kişiler kurmaca nitelik gösterir.


Zaman: Olayların başlaması, gelişmesi, son bulması belli bir zamanda olur. Bazı öykülerde zaman verilmez, sezdirilir. Öykücü zamanı bir düzen içinde vermeyebilir. Olayın veya durumun son bulmasından başlayarak olayın başlama noktasına doğru gelinebilir.


Yer (Mekân): Öykülerde olay veya durum belli bir yerde geçer. Çevre, uzun betimlemelerle verilmez; öyküyü ilgilendiren yönüyle verilir.

Olay veya duruma bağlı olarak öyküdeki yer değişse de çevre betimlemesi kısa tutulur.

Çatışma:  Edebî metinlerde çatışmalar genellikle birbirine zıt kavramlar, değerler çerçevesinde oluşur. Söz gelişi iyi ile kötü, yoksul ile zengin, idealist ile bir amacı olmayan kişiler, kendi özelliklerinden dolayı hikâyelerde karşı karşıya gelirler. Hikâyeler genellikle bu çatışmaların sergilenmesi ve sonuçlanmasını anlatır. Örneğin Dede Korkut Hikayeleri'nin en bilinenlerinden Deli Dumrul'da Deli Dumrul – Azrail - güç çatışması; Hz. Ali cenknamelerinde genelde müslim-gayrimüslim (müslümanlarla müslüman olmayanlar) iyi-kötü çatışmaları vardır. Metindeki çatışmalar hikâyede okuyucunun merak duygularını sürekli diri tutup bir gerilim ortamı yaratır. 


Anlatıcı: Anlatıcı, edebî metinlerde anlatıcı, kurmacanın sınırları içinde varlığından söz edilen kişidir. Anlatıcı, yazar ile kurmaca metin arasındaki kişidir. 

Üç çeşit anlatıcının bakış açısı vardır: 


a) Kahraman Anlatıcı Bakış Açısı: Bu bakış açısında anlatıcı, eserin kişilerinden biridir.

Örnek: Benim yanımda büyüğüm de yoktu. Yalnız başıma demir parmaklıklı kapıdan içeri girerdim, dokuzuncu hariciye koğuşuna doğru ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürürdüm, camlı kapıların garip bir beyazlıkla gözlerime vuran ve içimde korku ile karışarak yuvarlanan parıltıları arasında o dehlize girerdim ve yalnız başıma bir köşeye ilişirdim, kımıldamazdım, susardım, beklerdim, korkudan büzülürdüm, rengimin uçtuğunu hissederdim. 


b) Gözlemci (Müşahit) Anlatıcı Bakış Açısı: Gözlemci anlatıcı olayların akışını etkilemez, yalnızca bir aktarıcıdır. Amacı okuyucunun anlatılanları daha iyi anlamasını sağlamaktır.

Örnek: Tepesine doğru yükselen güneş mini mini gözlerini kamaştırıyor, esmer derisi bumburuşuk olan yüzünü büsbütün kırıştırıyordu. Kısacık boyu sehpanın arkasında kayboluyor, ara sıra gemiye bakmak için başını çevirince boynunun derisi kıvrılıp katlanıyordu.


c) İlahi Anlatıcı Bakış Açısı: Anlatıcının her şeyi bilip her şeye hâkim olduğu bakış açısıdır. Anlatıcı, kahramanların zihinlerine ve iç dünyalarına girer. 


Örnek: Belli belirsiz bir hayal kırıklığı hissetti. Bu kadarını da yapmaz, yapmamalı diye düşündü. Ama insanoğlu iştei çiğ süt emmiştir. Hemen eşyalarını topladı, ardına bir kez daha baktı. Kafasındaki sorulara cevap bulmaya çalışıyordu. Sessizce dışarı çıktı…


Youtube kanalımıza abone ol!

HİKÂYEDE KONU VE TEMA


Tema: Hikâyedeki temel duygu veya düşüncedir, soyut ve geneldir: sevgi, dostluk vb.

Konu:Hikâyedeki duygu veya düşüncenin somut bir duruma bağlı olarak ele alındığı olgudur, temayı sınırlandırır: 

Örnek: Köyden kente göçün meydana getirdiği olumsuzluklar, eğitimi yarıda bırakıp çalışmak zorunda kalan işçi bir çocuğun hayat mücadelesi gibi...


HİKÂYE TÜRLERİ


Olay (Klasik vak’a) hikâyesi: Olayın serim, düğüm ve çözüm bölümlerine uygun olarak anlatıldığı hikâye türüdür. Olaya dayalıdır. Fransız sanatçı Guy De Maupassant (Mopasan) tarafından geliştirilmiştir. Merak unsuru ön  plandadır. Olay, sonuç bölümünde çözüme ulaşır.


Türk edebiyatındaki önemli temcilcileri:Türk edebiyatında bu tarz öykücülüğün en büyük temsilcisi Ömer Seyfettin’dir. Diğer olay hikaye yazarları:

Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf, Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin, Mustafa Kutlu, Haldun Taner... 


Durum (kesit) hikâyesi: Günlük yaşamın herhangi bir kesitini ele alıp anlatan öykülerdir. Belli bir sonucu olmadığı gibi; serim, düğüm, çözüm planına da uyulmaz. Merak, heyecandan çok, duygu ve hayallere yer verilir. 


Türk edebiyatındaki temsilcileri:Bu türün Türk edebiyatındaki en önemli temsilcileri Sait Faik Abasıyanık ve Memduh Şevket Esendal’dır. Ayrıca Tarık Buğra, Sevinç Çokum’un da durum hikâyeleri vardır.

OLAY VE DURUM HİKÂYESİ FARKLARI

(Olay Hikâyesi)

 (Durum Hikâyesi)

Serim, düğüm, çözüm bölümlerinden oluşan düzenli bir planı vardır.

Serim, düğüm, çözüm planına uyulmamıştır.

Olay ağırlıklıdır.

Durum ağırlıklıdır.

Merak ögesi canlı tutulmuştur.

Merak ögesi ön plana çıkarılmamıştır.

Hikâye beklenmedik bir sonla bitirilmiştir.

Hikâyede bitmemişlik duygusu söz konusudur.














ROMAN VE HİKÂYE ARASINDAKİ FARKLAR

Hikaye Yazma Teknikleri

Hepimiz bir şekilde kendimizi ifade ederiz. Kimimiz sözle, kimimiz müzikle, kimimiz resimle… Amaç aklımızdakini başkalarına da aktarmaktır. Bu aktarımı gerçekleştirmenin yollarından biri de hikaye yazmaktır.

Hikaye, yazarın yaşadıkları, gözlemledikleri, duydukları ya da tamamen kurguladıklarını konu alan bir düz yazı biçimidir. Fakat her düz yazı hikaye değildir. Hikayenin var olabilmesi için mutlaka bir kişi, bir olay, kişinin olayları yaşadığı bir mekan ve zaman dilimi, bir anlatıcı ve anlatıcıya ait bir bakış açısı bulunmalıdır.

Hikayelerin okunması ve beğenilmesi için bazı özellikler taşıması gerekir. İlk olarak yaratılan karakter, bahsedilen olaylar, betimlenen mekanlar ve zaman arasında tutarlı bir ilişki olmalıdır. Şayet yaratılan karakter çok korkaksa ve öykü içerisinde karakterin bu özelliğini değiştirecek bir kırılma noktası verilmeksizin, gece mezarlıkta korkusuzca gezdiğinden bahsedilirse, hikaye kendi içerisinde tutarsızlık sergiler ve gerçekliğini kaybeder. Okuyucunun gözüne takılan bu tür hatalar ise hikayeden soğutur ve yazılanlar amacına ulaşamaz.

İkinci gereklilik ise dilin anlaşılır ve akıcı olmasıdır. Hikayenin kim tarafından okunacağını bilmek çok mümkün olmaz. Her ne kadar yazılırken hedeflenen bir kitle olsa da daima kitle dışı okuyucular ya da belirlenen kitle içerisinde düşünsel farklılıklar olacaktır. Bu sebeple herkesin anlayabileceği, sade ve akıcı bir dil kullanmak en doğrusudur. Çok uzun cümleler okurken etkisini kaybedeceği gibi, anlatım bozukluklarına da sebep olabilir.

Hikaye Yazma Aşamaları

İyi bir hikaye yazmak, iyi bir ön hazırlıkla mümkün olur. Başlangıçta bir şablon çizilmeli ve hikaye bu şablon etrafında şekillenmelidir. Böylece hikayeyi oluşturacak tüm unsurlar belirlenmiş olur ve olayları bu unsurlar etrafında geliştirmek tutarlılığı garanti eder. Ayrıca oluşturulan şablon, hikaye nasıl başlar sorusunu da ortadan kaldırır. Başlangıcı kolaylaştırarak, hikayenin devamı için de akıcılığı sağlar. Hikaye yazmaya başlarken izlenecek basamaklar şu şekilde sıralanabilir.

1-Konu ve Temanın Belirlenmesi: Yazmanın ilk basamağı konuyu belirlemektir. Birçok yazar daha önce anlatılmamış bir konuda yazmak ister. Ancak bu her zaman mümkün olmayabilir. Bu aşamada önemli olan konunun daha önce yazılmamış olması değil, işlenişteki özgünlüktür. Konu seçilirken ilk yapılacak şey, diğer olayların etrafında gelişeceği bir ana olay belirlemektir.

Konu, yazarın başından geçen veya şahit olduğu bir olay da olabilir, tamamen hayal dünyasının eseri de. Gözlemci olmanın bu noktada yazara çok katkısı olacaktır. Zihinde yer etmiş anılar, akılda kalmış karakterler, unutulmayan diyaloglar ve birçok gözlem, hikayeye konu olabilir.

2-Kişilerin Belirlenmesi: Temanın belirlenmesinden sonra sıra kişileri belirlemektedir. İlk olarak bir ana kahraman yaratılır. Bu kişi olayların başlangıcı, gelişimi ve sonucunda etkili olacak karakterdir. Belirlenecek diğer yan karakterler ise olay akışına katkıda bulunacaklardır.

Yazar kişilerin fiziksel ve ruhsal özelliklerini belirlemekte tamamen özgürdür, ancak önemli olan karakterlerin gündelik hayatta karşılaşılabilecek, gerçekçi kişiler olmalarıdır. Ayrıca hikaye içerisinde, yaratılan karakterlerin kişilik özelliklerinden bahsetmek, olaylar ve kişiler arasındaki boşlukları doldurmak açısından oldukça önemlidir.

3-Anlatıcı ve Bakış Açısını Belirleme: Anlatıcı hikayeyi okura aktaran kişidir. Bu, olayları yaşayan kişi yani kahraman, olaylara şahit olan kişi veya ilahi bir güç olabilir. Buna dayanarak hikaye anlatımında üç farklı bakış açısı bulunur.

  • Kahraman Bakış Açısı: Bu bakış açısına göre hikayeyi aktaran kişi olayların kahramanı, yani yaşayanıdır. Kendine dair tüm duygu ve düşünceleri bilip aktarırken, diğer kişilere dair yalnızca gözlemlenebilir unsurları aktarabilir. Kendisinin mutlu, üzgün, endişeli olduğunu belirtirken, karşısındaki bir kişi hakkında yalnızca suratının asık olduğu, gülümsediği yahut yorgun göründüğü gibi detaylara hakimdir. Kahraman anlatıcı kendi dil ve anlatım şeklini kullanır ve birinci tekil şahıs kullanarak yazar.

  • Gözlemci Bakış Açısı: Anlatıcı olan biteni izlemekle yetinmektedir. Okuyucuya aktarabileceği kısım ise yalnızca gözlemleridir. Bir karakteri anlatırken gözle görülebilecek her hareketini aktarabilir ancak iç dünyası, düşünceleri ve hisleri hakkında fikir sahibi değildir. Hem üçüncü tekil şahıs, hem de birinci tekil şahıs olabilir. Başka bir deyişle, kahraman anlatıcı kendi dışındaki karakterler için gözlemcidir.

  • Hakim (İlahi/Tanrısal) Bakış Açısı: İlahi anlatıcı yaşanmış veya yaşanacak her detaya hakimdir. Kahramanların duygularını ve hislerini bilir, yaşayacakları veya söyleyeceklerini aktarabilir. Anlatım üçüncü tekil şahıs kullanılarak yapılır. Bu bakış açısı destandan romana geçmiştir.

4-Olay Örgüsünü Oluşturma: Seçilen konuyu en iyi şekilde yansıtabilecek bir ana olay seçilmelidir. Hiçbir olay tek başına düşünülemez, nedensellik bakımından mutlaka diğer olaylarla ilişkilendirilerek aktarılmalıdır. Örneğin bir kişinin evi yakmasından bahsedeceksek öncelikle evi yakmasında etkili olan diğer olayları aktarmak gerekir. Böylece olay örgüsü neden sonuç ilişkileri içerisinde ilerleyecektir.

5-Mekan ve Zamanı Belirlemek: Hikayenin en önemli unsurlarından biri olan olay, zaman ve mekandan bağımsız düşünülemez. Her hikayede olayların geçtiği bir mekan ve zaman dilimi bulunur. Önemli olan zaman-mekan-olay arasındaki bağlantıları tutarlı kurabilmektir. Örneğin hikayede başından itibaren bir hamilelik dönemi ve doğum anlatılıyorsa, zaman dilimi 2-3 ay gibi kısa bir süre ile sınırlandırılamaz. En az 9 ay gibi bir zaman dilimi belirlenmeli ve diğer olaylar bu zamana yayılmalıdır.

Mekan seçimi ise olay ve kişilere uygun seçilmelidir. Uzun bir hikayenin sürekli aynı mekanda geçmesi okuyucuyu sıkabilir. Bu yüzden ana bir mekan belirlemekle birlikte, olayları farklı yerlere de taşımak faydalı olur.

6-Hikayenin Adının Seçilmesi: Hikayenin adını belirlerken seçilen tema iyi bir çıkış noktası olabilir. Ancak hikaye kıskançlığı anlatıyorsa başlığın kıskançlık olması çok basit kaçabilir. Hikayenin ismi okuyucuda merak uyandırmalı ve çarpıcı olmalıdır. İsmi hikaye bittikten sonra belirlemek de bir seçenektir.

7-Taslağı Yazıya Dökme: Taslağı oluşturduktan sonra sıra hikayeyi yazmaktadır. Planlama aşamasında alınan notlar ve şema izlenerek hikaye tamamlanır.

İyi Hikaye Yazmak İçin Gerekenler

  • Okumak: İyi bir yazar olmak için önce iyi bir okur olmak gerekir. Okudukça dil bilgisi gelişecek, bakış açısı genişleyecektir.

  • Yazmak: Sürekli yazmak, bu anlamda becerilerin gelişmesini sağlar. Başka bir deyişle yazmak, yazarın egzersizidir.

  • Not Almak: Gündelik hayatta karşılaşılan kişiler veya olaylar arasında mutlaka dikkat çekenler olacaktır. Bunları not etmek, bir hikaye yazarken konu ve kişi belirlemeyi kolaylaştırır.

  • Yaşamın Gerçekliğiyle İlgilenmek: Hikayede en önemli olan olayların ve kişilerin gerçekçiliğidir. Gerçek kişi ve olaylar yaratabilmek için hayatın gerçekliğini iyi gözlemlemek gerekir.

  • Hoşgörülü Olmak: Hikayeler iyi ve kötü karakterler içerebilir. Ancak yazarın amacı bu karakterleri yalnızca anlatmaktır. Hikaye içerisinde yer alan bir hırsızı yargılamak yazarın görevi değildir. Bu sebeple yazar yalnızca hoşgörü çerçevesinde anlatmalıdır.

Hikaye Konuları ve Konu Seçimi

Hikaye konuları oldukça çeşitlidir. Her şey bir hikayeye konu olabilir. Daha önce yazılmış veya yazılmamış olmasından çok, konuyu anlatış şekli önemlidir. Defalarca yazılmış bir konu, yazarın anlatımı, olay örgüsü ve hayal gücüyle, emsallerinin bırakamadığı etkiyi bırakabilir. Yaşamın gerçekliğine bağlı kalmak ve iyi bir gözlemci olmak, hikaye yazarken konu sıkıntısı çekmeyi engelleyecektir.

İstanbul İşletme Enstitüsü'nde yer alan Yaratıcı Yazarlık Eğitimi ve Yaratıcı Yazarlık Atölyesi'ne katılarak hikaye yazma konusunda kendinizi geliştirebilir, hikaye yazmanın inceliklerini öğrenebilirsiniz.

Hikaye yazarken uygulanacak en iyi teknik bir şablon hazırlamaktır. Sırasıyla konu, kişiler, anlatıcı, olaylar, zaman ve mekan belirlenmeli, son olarak ise bu şablon etrafında hikaye bütünleştirilmelidir. Bu teknikle hikaye bütün olarak görülebilecek ve unsurlar arasındaki ilişkiler tutarlı olarak betimlenebilecektir.

İyi bir yazar olmak için önce iyi bir okuyucu ve gözlemci olmak gerekir. Gözlemlenen veya düşünülenleri not almak ise hikaye yazarken konu, olay ve kişileri oluşturmak konusunda kolaylık sağlar. Ayrıca iyi hikayeler yazmaya giden yol, sürekli yazmaktan geçer. Yazdıkça yazma becerileri gelişecektir.

Bir hikayeye her şey konu olabilir. Önemli olan konunun daha önce işlenmemiş olması değildir. Birçok kere yazılmış konular, yazarın hayal gücü ve anlatımı sayesinde farklılıklar kazanabilir.

1. Hikaye kurgulama: Hikaye kurgulama, hikayenin yaratılmasına yardımcı olan bir tekniktir. Hikayenin temelinin oluşturulması için, öyküyü anlatmak istediğiniz konu, kahraman, olaylarının ardışık olarak geçmesi, ortam ve ortaya çıkan sonuçları düşünün.

2. Özelliklerin Tanımlanması: Hikayenize kahramanlar eklerken, her karakterin özelliklerini, fiziksel görünüşünü, davranışlarını ve arka planlarını ayrıntılı olarak tanımlamalısınız.

3. Konuşma Teknikleri: Öykünüzün akışını sağlamak ve duygularınızı ifade etmek için, karakterlerin arasındaki diyaloglarınızın doğru ve etkileyici olmasını sağlayın.

4. Öykünüzün Gidişatını Planlama: Hikayenizin hangi zamanda ve mekanda geçtiğini, karakterlerinin arasındaki ilişkileri ve hikayenin gelişimini planlamalısınız.

5. Detayları Düşünün: Hikayenize küçük detaylar ekleyerek, karakterlerinizi net hale getirmenizi ve hikayenizi daha canlı ve gerçekçi hale getirmenizi sağlayın.

6. Günlük Yaşam Teknikleri: Hikayenizdeki olayların gerçekçi olmasını sağlamak için, karakterlerinizin günlük yaşamlarını ayrıntılı bir şekilde betimleyin.

7. Hikayenin Sonu: Hikayenizin sonunda, karakterlerinizin yaşadıklarından ders çıkarmaları veya öğrendikleri şeyleri vurgulayarak, hikayenin anlamlı bir sona sahip olmasını sağlayın.

1.Hikayenin temasını belirleyin. Hikayeyi ne hakkında yazacağınıza karar verin.

2.Kahramanlarınızın kim olduğunu ve hikayenin hangi zamanda geçtiğini belirleyin.

3.Hikayenizin başlangıcını ve sonunu planlayın.

4.Konu hakkında araştırma yapın.

5.Hikayenin sürekli akışını tasarlamaya başlayın.

6.Hikayenizin giriş kısmını yazın.

7.Hikayenin ayrıntılarını zenginleştirin.

8.Hikayenizin ana konusunda istikrarlı kalın.

9.Hikayenizin sonuçlarını öngörün.

10.Hikayenin son kısmını yazın.

11.Hikayenizi düzenleyin ve kontrol edin.

1. Kullanılan Konunun Seçilmesi: Hikâyenin konusunu belirleyebilmek için kişisel tercihler ve ilgi alanlarının göz önünde bulundurulması önemlidir.

2. Karakter Tanımlama: Hikâyenin konusunu belirleyebilmek için kişisel tercihler ve ilgi alanlarının göz önünde bulundurulması önemlidir. Karakterlerin kişiliği, arka planları ve davranışlarının yaratılması gerekir.

3. Konunun Özetlenmesi: Hikâyenin konusunun kısa ve öz bir şekilde özetlenmesi gerekir. Hikâyenin neyi konu edeceği, kahramanların kim olduğu ve konunun nereye kadar gideceği bu özet ile belirlenir.

4. Zaman ve Mekan Konusunun Seçilmesi: Hikâyenin konusu ile ilgili olarak zaman ve mekanın seçilmesi gerekir. Hikâyenin ne zaman geçtiği ve nerede geçtiği önemlidir.

5. Anlatım Tekniğinin Seçilmesi: Hikâyenin anlatımının ne şekilde olacağının seçilmesi gerekir. İlk kişi, üçüncü kişi ya da gözlemci gibi açıklamaların ne şekilde kullanılacağının seçilmesi gerekir.

6. Konuşmaların ve Diyalogların Eklenmesi: Hikâyenin konusunu anlatabilmek için konuşmalar ve diyalogların kullanılması gerekir. Karakterlerin söylemlerinin, davranışlarının, arka planlarının ve kişiliğinin iletişiminin yaratılması gerekir.

7. Hikâyenin Sonlanması: Hikâyenin sonlanmasını belirleyebilmek için konunun hangi noktaya kadar gideceğinin belirlenmesi gerekir. İyi bir son olması için olası sonuçların değerlendirilmesi gerekir.

Hikaye Yazmaya Başlarken

Öncelikle Odaklanmalı

Bir hikaye yazmaya başlamadan önce, ilgi çekici ve orijinal bir konu seçmekte fayda vardır. Bu, yazara hikayenin temel direğini sağlayarak yazma sürecinin akıcı bir şekilde ilerlemesine yardımcı olacaktır.

Karakter Oluşturma Süreci

Etkileyici bir hikaye yazmak için güçlü ve unutulmaz karakterler yaratmak önemlidir. Bu nedenle, karakterlerin fiziksel özelliklerini, kişilik özelliklerini, motivasyonlarını ve hedeflerini detaylı bir şekilde belirlemek gerekir.

Araştırma Yapmak

Hikayede sunulan dünya ve olayların gerçekçi ve inandırıcı olmaları için derinlemesine araştırma yapmak önemlidir. Bu, yazarın terimler, olaylar ve tarihsel gerçeklerle ilgili bilgi sahibi olmasına ve hikayeyi zenginleştiren ayrıntılar eklemesine olanak tanır.

Kurgusal Evren İnşa Etmek

Bir hikayenin mekanını ve zamanını yaratmak, hikaye yazmaya başlamanın önemli bir adımıdır. Bu aşamada, yazara benzersiz bir kurgusal evren sunarak okuyucuların dikkatini çekecek ve ilgi çeken bir ortam sağlamak adına kararlar vermesi gerekmektedir.

Hikayeyi Geliştirmek

Bir hikayeyi yazmaya başlamadan önce, bir ana hat veya iskelet oluşturmak önemlidir. Bu, yazara hikayenin doğal akışını sağlayarak ve okuyucuların ilgisini sürekli canlı tutarak başarılı bir öykü oluşturmasına yardımcı olur.

Hikayeye Başlamak

Oluşturulan dünya, karakterler ve ana hattan sonra, hikayenin ilk cümlelerini yazmak için doğru zaman gelmiştir. İlk cümleler, okuyucuların ilgisini çeken ve onları hikayeye daha fazla dalmasını sağlayan güçlü ve çekici olmalıdır.

Sonuç

Bir hikaye yazmaya başlamak, kapsamlı bir süreçtir ve yazara odaklanmayı, derinlemesine araştırma yapmayı, unutulmaz karakterler yaratmayı ve etkileyici bir kurgusal evren inşa etmeyi gerektirir. Tüm bu bileşenlerin bir araya gelmesiyle, başarılı ve etkileyici bir hikaye ortaya çıkar.

Akıldan Hikaye Yazma Teknikleri

Öncelikle Tema Belirleme

Akıldan hikaye yazmak için öncelikle üzerinde yazılacak tema belirlenmelidir. Tema, hikaye boyunca işlenecek ana fikri ifade eder ve okuyucuya aktarılacak mesajı içerir.

İyi Bir Başlangıç Oluşturma

Hikayenin başında, okuyucunun ilgisini çekecek ve onu hikayeye dahil edecek güçlü bir giriş bölümü oluşturmak önemlidir. Bu, bir diyalog, dramatik bir sahne veya hikayede yer alacak ana karakterin tanıtılması şeklinde olabilir.

Karakter Gelişimi Sağlama

Hikayeyi akıldan yazarken, ana karakter ve yan karakterler için psikolojik, fiziksel ve sosyal özellikler belirlemek ve bu özellikler doğrultusunda karakterlerin hikaye boyunca gelişimini sağlamak önemlidir.

Mekan ve Zaman Kavramı

Akıldan yazılan hikayede, mekan ve zaman kavramının düşük tutulması ve başlangıçta kısa tanıtmaların yapılması, hikayenin akış hızının ve okuyucunun dikkatini dağıtmamak adına önemlidir.

Örüntü Şekillendirme

Hikayede yaşanan olayları anlatırken, olaylar arasında belirli bir örüntü oluşturmak ve bu örüntü ile hikayeyi ilgi çekici hale getirmek önem taşır. Hikâyenin akışında süprizler ve dönüş noktaları eklemek, hikayeyi daha heyecanlı ve merak uyandırıcı kılar.

Çatışma Unsurları Kullanma

Hikayenin içerisine, karakterler arasındaki çatışma unsurları eklemek, hikayeye derinlik katmak ve okuyucunun merakını artırmak açısından önemlidir. Bu çatışma, karakterlerin iç dünyasında veya birbirleriyle olan ilişkisinde yaşanabilir.

Sonuç Bölümü

Akıldan yazılan hikayenin sonunda, hikaye boyunca yaşanan olayların ve çözülmemiş konuların çözüme kavuşturulması önem taşır. Okuyucunun tatmin olacağı ve hikayeyi tamamlamasını sağlayacak şekilde sonlandırılmalıdır.

Öykü Türleri ve Özellikleri

İyi bir öykü, okuyucunun ilgisini çeken ve onu daha fazla okumaya sevk eden, kurgusal bir olay örgüsüne sahip olmalıdır. Öykünün başında yer alan giriş bölümü, okuyucuya kahramanlar ve zaman gibi temel bilgileri sunarak olayları başlatmalıdır.

Ana Çatışma ve Çözüm

Daha sonra, öyküdeki ana çatışma ortaya çıkmakta ve okuyucunun merakını daha da artırmaktadır. Ana çatışmayı, kahramanın içinde bulunduğu zorlu durumlar ve bu durumların nasıl çözüleceğine dair ipuçları takip eder. İyi bir öyküde, düğümün çözülmesi ve ana çatışmanın çözümü tatmin edici ve akılda kalıcı olmalıdır.

Dil ve Üslup

Öykünün dil ve üslubu etkileyici, akıcı ve sürükleyici olmalıdır. Anlatıcının, okuyucunun dikkatini dağıtmadan, yaşanan olayları ve duyguları aktarabilmesi önemlidir. Ayrıca, öyküde kullanılan betimlemeler ve imgeler, okuyucunun hayal dünyasını canlandırmalı ve olayların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmalıdır.

Karakterlerin Derinliği

İyi bir öyküde, karakterlerin etkileyici ve derinliği olan kişiliklere sahip olması gerekmektedir. Karakterler, okuyucunun kendisiyle özdeşleştirebileceği, inandırıcılığı olan ve duygusal bağ kurabileceği bireyler olmalıdır.

Özgün Temalar ve Düşündürücü Yönler

İyi bir öykünün, özgün ve düşündürücü temalar işlemesi de önemlidir. Öykü, okuyucuya farklı düşünce ve bakış açıları sunarak, fikir edinme ve eleştirel düşünme becerilerini geliştiren bir etkiye sahip olmalıdır.

Sonuç olarak, iyi bir öykü; ilgi çekici bir olay örgüsü, tatmin edici çözümler, etkileyici dil ve üslup, derin karakterler ve özgün temalarla okuyucunun zihninde kalıcı bir iz bırakmayı başaran bir eser olmalıdır. Bu özellikleri taşıyan öyküler, edebiyat dünyasında saygın bir yer edinmekte ve okuyucular tarafından beğeniyle karşılanmaktadır.

Güzel Bir Hikaye Nasıl Yazılır?

Hepimiz bir şekilde kendimizi ifade ederiz. Kimimiz sözle, kimimiz müzikle, kimimiz resimle… Amaç aklımızdakini başkalarına da aktarmaktır. Bu aktarımı gerçekleştirmenin yollarından biri de hikaye yazmaktır. Hikaye, yazarın yaşadıkları, gözlemledikleri, duydukları ya da tamamen kurguladıklarını konu alan bir düz yazı biçimidir. Fakat her düz yazı hikaye değildir. Hikayenin var olabilmesi için mutlaka bir kişi, bir olay, kişinin olayları yaşadığı bir mekan ve zaman dilimi, bir anlatıcı ve anlatıcıya ait bir bakış açısı bulunmalıdır.

Hikayelerin Okunması ve Beğenilmesi İçin Özellikler

Hikayelerin okunması ve beğenilmesi için bazı özellikler taşıması gerekir. İlk olarak yaratılan karakter, bahsedilen olaylar, betimlenen mekanlar ve zaman arasında tutarlı bir ilişki olmalıdır. Eğer yaratılan karakter çok korkaksa ve öykü içerisinde karakterin bu özelliğini değiştirecek bir kırılma noktası verilmeksizin, gece mezarlıkta korkusuzca gezdiğinden bahsedilirse, hikaye kendi içerisinde tutarsızlık sergiler ve gerçekliğini kaybeder. Okuyucunun gözüne takılan bu tür hatalar ise hikayeden soğutur ve yazılanlar amacına ulaşamaz.

Dilin Anlaşılır ve Akıcı Olması

İkinci gereklilik ise dilin anlaşılır ve akıcı olmasıdır. Hikayenin kim tarafından okunacağını bilmek çok mümkün olmaz. Her ne kadar yazılırken hedeflenen bir kitle olsa da daima kitle dışı okuyucular ya da belirlenen kitle içerisinde düşünsel farklılıklar olacaktır. Bu sebeple herkesin anlayabileceği, sade ve akıcı bir dil kullanmak en doğrusudur. Çok uzun cümleler okurken etkisini kaybedeceği gibi, anlatım bozukluklarına da sebep olabilir.

İyi Bir Hikaye Yazmanın Ön Hazırlığı

İyi bir hikaye yazmak, iyi bir ön hazırlıkla mümkün olur. Başlangıçta bir şablon çizilmeli ve hikaye bu şablon etrafında şekillenmelidir. Böylece hikayeyi oluşturacak tüm unsurlar belirlenmiş olur ve olayları bu unsurlar etrafında geliştirmek tutarlılığı garanti eder. Ayrıca oluşturulan şablon, hikaye nasıl başlar sorusunu da ortadan kaldırır. Başlangıcı kolaylaştırarak, hikayenin devamı için de akıcılığı sağlar.

Konu ve Tema Belirleme

Yazmanın ilk basamağı konuyu belirlemektir. Birçok yazar daha önce anlatılmamış bir konuda yazmak ister. Ancak bu her zaman mümkün olmayabilir. Bu aşamada önemli olan konunun daha önce yazılmamış olması değil, işlenişteki özgünlüktür. Gözlemci olmanın bu noktada yazara çok katkısı olacaktır. Zihinde yer etmiş anılar, akılda kalmış karakterler, unutulmayan diyaloglar ve birçok gözlem, hikayeye konu olabilir.

Kişilerin Belirlenmesi

Temanın belirlenmesinden sonra sıra kişileri belirlemektir. İlk olarak bir ana kahraman yaratılır. Bu kişi olayların başlangıcı, gelişimi ve sonucunda etkili olacak karakterdir. Belirlenecek diğer yan karakterler ise olay akışına katkıda bulunacaklardır. Yazar kişilerin fiziksel ve ruhsal özelliklerine dikkat etmelidir.

Hikaye yazarken dikkat edilmesi gereken unsurlar

Hikaye yazma sürecinde başarılı bir eser ortaya koymak için bazı önemli noktalara dikkat etmek gereklidir. Öncelikle yaratılan karakterler, olaylar, mekanlar ve zaman arasında tutarlı bir ilişki kurulmalıdır. Aynı zamanda dil, anlaşılır ve akıcı olmalıdır. İyi bir hikayeye ulaşmak için ön hazırlık sürecine özen gösterilmelidir.

Temel unsurların belirlenmesi

Hikaye yazmaya başlamadan önce ana tema, konu ve karakterler belirlenmelidir. Yazılacak hikayenin temelini oluşturan konu, yazarın yaşadığı, gözlemlediği veya hayal gücünün eseri olan olaylardan seçilebilir. Gözlem ve anılar, konu seçimi açısından önemli bir kaynaktır.

Karakter tasarımı ve geliştirme

Tema ve konunun belirlenmesinden sonra ana kahraman ve yan karakterler oluşturulmalı; bu karakterlerin fiziksel ve ruhsal özellikleri detaylı bir şekilde tanımlanmalıdır. Ayrıca, karakterler arasındaki ilişkilerin ve olaylarının mantıklı bir şekilde geliştirilmesi gerekir.

Dilin önemi ve anlatım teknikleri

Anlaşılır ve akıcı bir dil kullanmak, hikaye yazarken dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardandır. Az ve öz cümleler kullanarak, anlatım bozukluklarından kaçınılması hikayenin genel kalitesini artırır. Sade ve herkesin anlayabileceği bir dil kullanmak hikayenin daha geniş bir kitleye hitap etmesini sağlar.

Ön hazırlık ve şablon oluşturma

Başarılı bir hikaye yazmak için gerekli olan ön hazırlık sürecine özen gösterilmesi önemlidir. Başlangıçta bir şablon çizilerek hikaye, bu şablon etrafında şekillendirilmelidir. Şablon oluşturma ve ön hazırlık süreci, hikaye yazarken karşılaşılan problemleri en aza indirger ve hikayenin daha sağlıklı ilerlemesine olanak sağlar.

Sonuç olarak, hikaye yazarken dikkat edilmesi gereken temel unsurlar; konu ve karakter belirlemesi, tutarlılık, anlaşılır ve akıcı dil kullanımı ve ön hazırlık sürecidir. Bu unsurlara dikkat ederek yazılan hikayeler, okuyucunun ilgisini çekecek ve beğenisini kazanacaktır.

Hikaye Yazma Sürecinde Tutarlılık ve Dil Kullanımı

Hikaye yazma sürecinde tutarlılık ve dil kullanımı sağlamak önemlidir. Tutarlılık, özellikle karakterler, olaylar, mekanlar ve zaman arasındaki ilişki ile ilgilidir. Öncelikle, yazılan hikayede yaratılan karakterler ile bahsedilen olaylar ve betimlenen mekanlar ve zaman arasında tutarlı bir ilişki kurulmalıdır. Aksi takdirde hikaye kendi içerisinde tutarsızlık sergiler ve gerçekliğini yitirir. Okuyucunun dikkatini dağıtan ve hikayeden soğutan bu tür hatalar, yazılanların amaca ulaşamamasına sebep olabilir.

Dil Kullanımının Önemi

Hikaye yazarken dikkat edilmesi gereken ikinci önemli nokta ise dilin anlaşılır ve akıcı olmasıdır. Çünkü hikayelerin okunma ve beğenilme şansını artırmak için hem sade hem de akıcı bir dil kullanmak şarttır. Bu sayede tüm okuyucular tarafından anlaşılabilir ve takip edilebilir hale gelir. Ayrıca, dilin akışına uygun uzunlukta cümleler kullanarak anlatım bozuklukları ve etkisini yitirme problemleri de önlenmiş olur.

Ön Hazırlık ile Hikaye Yazma Sürecini Geliştirmek

Hikaye yazma sürecinin başarılı olması için iyi bir ön hazırlık gereklidir. Başlangıçta oluşturulan şablon sayesinde hikayeyi oluşturacak tüm unsurlar belirlenir ve böylece hikayenin tutarlılığı ve akıcılığı garanti edilir. Şablonun oluşturulması, hikayenin nasıl başlayacağı sorusunu da çözer ve devamında daha akıcı bir süreç sunar.

Hikaye Yazmada İzlenecek Basamaklar

1. Konu ve Temanın Belirlenmesi: Hikaye yazma sürecinin ileri aşaması, konu ve temayı belirlemektir. Bu noktada odaklanılması gereken asıl nokta, hikayenin işlenişindeki özgünlüktür. Yazarın gözlemlerinden veya hayal dünyasından beslenerek belirlenen konu, hikayeye zenginlik ve ayrıcalık katar.

2. Kişilerin Belirlenmesi: Hikayenin temelini oluşturan karakterler, ana kahraman ve yan karakterler olarak belirlenmelidir. Ana kahramanın olayların başlangıç, gelişim ve sonuç süreçlerinde etkili olması gerekirken, yan karakterler ise olay örgüsüne katkı sağlar. Yazarın karakterlerin fiziksel ve ruhsal özellikleri üzerinde düşünmesi, hikayenin başarısı açısından önemlidir.

Sonuç olarak, hikaye yazma sürecinde tutarlılık ve dil kullanımının sağlanması, anlaşılır ve akıcı bir metin ortaya koymak için kritik öneme sahiptir. Bu süreç, ön hazırlıklar ve izlenecek basamaklar doğrultusunda disiplinli ve dikkatli bir çalışma ile başarıya ulaşacaktır.

Hikaye hikaye yazma hikaye yazma teknikleri hikaye yazma aşamaları hikaye yazma yöntemleri
Buket Sağdinç

Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü mezunu. Yaklaşık 15 yıldır profesyonel olarak dalgıçlık yapıyor ve çalışma hayatının çoğu turizm sektörü içerisinde geçti. Araştırmayı, öğrenmeyi ve öğrendiklerini aktarmayı keyifli buluyor. Şu an İstanbul İşletme Enstitüsü’nün yanı sıra bir kaç dijital içerik ajansında yazar olarak çalışmakta.

Yazma İstemi ve Hikaye Başlama İşlemleri

Yazma Fikirleri Bulmak

Yazar bloğu. Herkes oradaydı. Özellikle yazmayı sevmeyen öğrenciler.


Okulda Yazma Atölyesi, bir öğrencinin gününün çok zor bir parçası olabilir. Bazı çocuklar düşüncelerini kağıda dökme görevini doğal olarak üstlenirler, ancak mücadele eden pek çok çocuk vardır. En zor kısım genellikle ilk etapta fikirleri not etmektir. Boş sayfalar, ister bir kağıt parçası ister bir kelime işlem belgesi olsun, son derece göz korkutucu olabilir ve hatta plan yapmaya veya yeni fikirler bulmaya başlamak bile öğrencileri afallatabilir. Birçok insan o boş beyaz alanı geçemez.


Ama bir düşünün: insan beyni inanılmaz.


Beyin olayları, insanları ve kavramları bir imgeler, sesler, duygular, tanımlayıcı kelimeler, tatlar, izlenimler ve daha fazlasının bir karışımıyla ilişkilendirebilir. Tüm bu bilgileri işlemek ve daha sonra onu sadece kelimelerle sentezlemek zordur. Görsel bir hikaye başlatıcı veya yaratıcı yazma istemi ile genç yazarların bu boşluğu aşmasına yardımcı olun! Storyboard That öğrencilerin kelimelerin akmasına ve fikirlerin yeşermesine yardımcı olacak!


Hikaye Başlatıcı veya Yazma İstemi nedir?

Bir hikaye başlatıcı veya yazma istemi, yazara ne hakkında yazacağına dair bir fikir veren bir veya iki cümledir. Bu bir soru, bir başlangıç sahnesi, bir resim veya birleştirilmiş birçok şey olabilir. Fikir, yazarlara bir başlangıç noktası vermektir, böylece sıfırdan bir yazı konusu düşünmek zorunda kalmazlar.

Storyboard That insanların anlatılar hakkında düşünmelerine yardımcı olmak için çeşitli hikaye başlatıcılar veya günlük yazma istemleri ile geldi. Hikaye anlatımı, herkesin günlük yaşamının bir parçasıdır ve daha fazla insanın tüm hikayelerini anlatırken kendinden emin hissetmesini istiyoruz. Başlangıçlarımız, çeşitli sahneler, karakterler ve öğelerden oluşan tek hücrelerdir. Birçoğunun belirsiz, tuhaf olması veya yaklaşan bir değişikliğin göstergesi olması amaçlanıyor. Hikaye başlatıcı, sadece bir sahnedeki bir karakterin resmi olabilir ve bazen çok fazla aksiyon söz konusudur.

Yaratıcı yazarlık için bu resimlerin amacı sizi düşündürmektir , belirli bir resim hakkında bir hikaye yazmanızı sağlamak DEĞİLDİR. Görüntüyü oluşturan kişi bunu yaparken bir şey düşünmüş olabilir ve görüntüye tepki veren kişi tamamen farklı bir tepki verebilir. Aslında, hikaye başlatıcı, görünüşte alakasız bir hikayeye yol açabilir ve bu, tamamdır.

Bir Öykü Paketi Oluşturun



İşte bir resim. Bunun hakkında yazalım.



Bazen birinin tek ihtiyacı olan basit ve ilginç yazma komutlarıdır. Ancak, mücadele eden yazarların başlamak için biraz fazladan yardıma ihtiyacı olabilir. Birinin düşünmesini sağlamanın bir yolu soru sormaktır (teşekkürler, Sokrates). Soruları hikaye başlatıcının farklı bölümlerine odaklayın.



Varsa karakterleri tanımlayın . Onlara isimler verin. Karakterler nasıl ilişkilidir? Yaş, giyim, görünüş ve duruş gibi fiziksel özellikler size bir şey ifade ediyor mu? Karakterlerin arka plan hikayeleri nelerdir?

Varsa ayarı tanımlayın . Bu nerede? Bu ne zaman? Karakterler/nesneler oraya nasıl ulaştı? Karakterler/nesneler neden orada? Nereye gidiyorlar? Bu özel ayardaki karakterlerde veya nesnelerde tuhaf bir şey var mı?

Varsa eylemi tanımlayın . Ne oluyor? Az önce ne oldu? Ne olmak üzere? Her şey aynı kalsaydı veya aynı rotada devam etse ne olurdu (veya olabilir)?

Varsa , ruh halini veya duygusal hissi tanımlayın . Ortam veya durum mutlu mu, ürkütücü mü, hüzünlü mü, kafa karıştırıcı mı, rahatsız mı, komik mi? Bu durumda veya ortamda normal olan nedir? Karakterler hangi duyguları hissediyor? Neden böyle hissediyorlar? Böyle hissettikleri için bundan sonra ne yapacaklardı? Ne düşünüyorlar?

Varsa öğeleri tanımlayın . Bunlar ne? Oraya mı aitler? Ne kayıp? Öğeler ne için? Eşyalar nasıl kullanılıyor? Başka hangi öğeler eklenebilir ve neden?


Bu soruları düşünme ve cevaplama sürecinde, her yerden yeni fikirler fışkırabilir! Tek bir resim veya sorudan gelen çağrışımlar, yazarlarınızı birden fazla yönde inanılmaz bir yolculuğa çıkarabilir. Öğrencilerin yaratıcı olmasına izin verin ve ihtiyaç duyduklarında onlara rehberlik edin! Storyboard That kullanarak kendi hikaye başlatıcılarınızı oluşturun.


Yaratıcı Yazarlık Neden Önemlidir?

Yaratıcı bir şekilde yazma yeteneğinin birçok faydası vardır. Faydalarından birkaçı aşağıda listelenmiştir.

  • Yararlarından biri, yaratıcı yazmanın kendimizi ifade etmemize yardımcı olmasıdır. Yazmak, beynimizi iletişim ve kişilerarası beceriler geliştirmemize yardımcı olacak şekilde yaratıcı bir şekilde harekete geçirir.
  • Yaratıcı yazmanın bir başka yararı da bize gramer ve teknik becerileri ilgi çekici bir şekilde uygulama fırsatı vermesidir. Muhtemelen hepimiz hayatımız boyunca yazmayı kullanacağız ve bunu yapmak için gereken temel yazma becerilerine sahip olmak önemlidir.
  • Yaratıcı yazmanın bir başka yararı da empati kurmasıdır. Yaratıcı öyküler okuyup yazarken kendimizi çoğu zaman karakterlerin yerine koyarız. Bu, başkalarına karşı karakter ve nezaket oluşturmaya yardımcı olur.
  • Yaratıcı yazma, kelime dağarcığımızı genişletmeye yardımcı olur. Çocuklara ve yetişkinlere pek çok farklı konuyu potansiyel olarak birleştirme fırsatı verdiğinden, kullandıkları kelimeler karmaşıklık ve anlam bakımından farklılık gösterecektir.
  • Yaratıcı yazma, öğrencilerin duygularını kağıda dökmelerine yardımcı olur. Kendisiyle benzer düşünceleri ve sorunları olan bir karakter hakkında hayali bir hikaye yazmak, kişisel ve gerçek bir şeyle mücadele eden öğrencilere çok yardımcı olabilir.

Konu beynimizi ve becerilerimizi güçlendirmek olduğunda yaratıcı yazmanın pek çok faydası olmakla kalmaz, aynı zamanda çok da eğlencelidir!

Sınıf için bazı yaratıcı yazma fikirlerine mi ihtiyacınız var? Storyboard That sizi korudu. Aşağıda her yaş için fikirlerimize göz atın ve ekstra bir yaratıcılık ve katılım unsuru için fikirlerinizi ve hikayenizi storyboard'a koymayı unutmayın!


Çocuklar İçin Yaratıcı Yazarlık Önerileri
ve Yazma Önerileri Fikirleri

Eski öğretmenlerimiz, her yaş için ilginç yazma ipuçlarının bir listesini bir araya getirdi. Kolej öğrencilerinin yaratıcı yazıları için yazma istemlerinin çocuklar için yaratıcı yazma istemlerinden çok farklı olduğunu anlıyoruz, bu nedenle başlamanıza yardımcı olmak için fikirlerimizi alt kategorilere ayırdık. Yaratıcı yazarlık için en iyi yaratıcı yazma yönlendirmeleri ve görsel yönlendirmeler yoruma açıktır ve başlamak için yeterli bilgiyi sağlarken, yaratıcı özgürlük için birçok alan sağlar.


Öğrenciler İçin Yaratıcı Yazma Önerileri: İlkokul

Küçük yaş grubu için iyi yazma ipuçları sınıfa göre değişebilir. Örneğin, anaokulunuzdan ikinci sınıfa kadar olan öğrencileriniz, yalnızca resimler içeren hikaye başlangıçlarından veya çok fazla anlama gerektirmeyen basit yazma yönergelerinden faydalanacaktır. İlköğretim son sınıf öğrencileri teknolojik açıdan daha bilgili hale geliyor ve kendileri için arama yapabilecekleri ve dijital olarak üzerinde çalışabilecekleri çevrimiçi yazma istemlerini tercih edebilirler. Öğrenciler için yaratıcı yazmayı eğlenceli ve ilgi çekici hale getirmeye yardımcı olacak bazı fikirleri burada bulabilirsiniz.

  • Gökyüzünün neden mavi olduğuna dair bir hikaye uydurun.
  • Bir zamanlar çilekten başka bir şey yemeyen küçük bir kız varmış. Ona ne olacak?
  • Okulunuzun etrafında dolaşan bir deve var. Neden? Hikayesi nedir?
  • Bir sabah uyanırsınız ve köpeğiniz sizinle konuşmaya başlar. Sonra ne olur?
  • Sınıfınıza yeni bir öğrenci katılıyor ve 1645 yılından olduğunu söylüyor. O kim? Şimdi burada ne işin var?
  • Bir gün ormanda yürüyordum ki birinin adımı seslendiğini duydum. Arkamı döndüm ve bu…
  • Ön kapı çalındı. Bir tek boynuzlu at, büyücü ve orada duran bir kaplan bulmak için açtım.
  • En iyi arkadaş olan bir balina ve bir yunus hakkında bir hikaye uydurun.
  • En sevdiğin kazağını bulmak için dolabına giriyorsun ve köşede küçük bir kapı fark ediyorsun. İçeri girersin ve bunun büyülü bir diyara açılan bir portal olduğunu anlarsın.
  • Sokağın sonunda, herkesin orada yaşayan cadının musallat olduğunu düşündüğü bir ev var. Siz ve en iyi iki arkadaşınız araştırmaya karar verirsiniz.

Ortaokul için Yaratıcı Yazarlık Önerileri

Ortaokul yılları, çocukların kendilerine geldikleri, kim olduklarını anladıkları ve seslerini buldukları yıllardır. Ortaokul öğrencileri için iyi yaratıcı yazma ipuçları, gençlerin ve gençlerin ilgilendiği ve ilişki kurabilecekleri şeylere odaklanmalıdır.

  • Kasaba gölünde yüzerken aniden ayağınıza bir şeyin sürtündüğünü hissedersiniz.
  • Ön kapıyı açarsınız ve paketinizin nihayet geldiğini görürsünüz. Kırmızımsı bir parıltıyla parlıyor; hızlı bir şekilde içeri almalısın!
  • Zamanda geriye yolculuk yapan iki kız kardeş hakkında bir hikaye yazın.
  • Uyanıyorsun ve odanda değilsin. Yatağınız ormanın ortasında.
  • Bir realite programı yazıp, yapımcılığını ve yönetmenliğini yapabilseydiniz, konusu ne olurdu?
  • Müdürünüz hoparlörü açar ve herkesin günün geri kalanında okuldan izin aldığını söyler. Ne yapacaksın?
  • Tüplü dalış yaparken okyanusun dibinde bir teneke kutu keşfedersiniz. Yüzeye çıkarıp açtığınızda içinde ne buluyorsunuz?
  • Ailen bir haftalığına gidiyor ve sana ve kardeşlerine onlar yokken hiçbir kuralın olmadığını söylüyor. Haftayı nasıl geçiriyorsun?
  • Bir kaplumbağa, bir kahve fincanı, bir paket sakız, bir ayı ve bir çift terlik hakkında bir hikaye yazın.
  • En sevdiğiniz müzisyen, bir şarkıda onlara katılmanız için sizi sahneye çağırıyor. Ne yapıyorsun? Hangi şarkıyı söylüyorsun?

Lise İçin Yaratıcı Yazarlık Önerileri

Öğrenciler liseye başladıklarında daha çok rapor ve deneme yazmaya odaklanırlar ve yaratıcı yazma onlar için o kadar ilgi çekici olmayabilir veya sınıfta yaygın olmayabilir. İşte daha yaşlı öğrencilere hitap eden bazı benzersiz yazma istemi örnekleri.

  • Kendi yepyeni tatilinizi yaratın. Tatilin nasıl başladığına dair bir hikaye anlatın.
  • Ömür boyu sürecek kahramanınızla tanışırsınız. Birlikte ne yaparsınız? Ne hakkında konuşuyorsun?
  • Siz ve arkadaşlarınız 100 yıl geleceğe giden bir zaman makinesi buluyorsunuz. Atla ve seni nereye götürdüğünü gör.
  • En son TikToc videonuzun viral hale geldiğini keşfediyorsunuz.
  • Size en yakın olan kitabı bulun ve 12. sayfasını açın. Bakmadan, sayfanın bir bölümünü rastgele işaretleyin. İşaret ettiğiniz cümleyi hikayenin ilk satırı olarak kullanarak bir hikaye yazın.
  • Cep telefonlarının olmadığı günümüz dünyası hakkında bir hikaye yazın.
  • Bir grup uzaylı dünyaya iner ve sizden ve arkadaşlarınızdan onlara şehri gezdirmenizi ister. Ne yapıyorsun? Onları nereye götürüyorsun?
  • 50 yaşındaki halinize bir mektup yazın. Hayatın o noktasında nerede olacağını düşünüyorsun?
  • Okulların kıyafet yönetmeliği olmalı mı? Neden ya da neden olmasın?
  • Liseden sonra üniversiteye gitmek istiyor musun? Eğer öyleyse, nereye gitmek istersin? Değilse, kariyerin için ne yapmak istersin?

Yetişkinler İçin Yaratıcı Yazarlık Önerileri

Ne oldu? Hikaye başlatıcılar ve yazma ipuçları yetişkinler için de eğlencelidir! Yetişkinler meşgul olsa da, günlük yaratıcı yazma önerileri güne başlamanın eğlenceli bir yolu olabilir. Zamanın yok mu? Yetişkinler için de bazı kısa yaratıcı yazma önerilerimiz var.

  • Ergen halinizle konuşurken zamanda geri döndünüz. Konuşma ne hakkında?
  • Yaşayan veya ölmüş herhangi biriyle iki saat geçirebilseydin, bu kim olurdu? Birlikte ne yapardınız?
  • Sihirli bir şekilde en sevdiğiniz kitaba taşınırsınız. Hangi maceralar seni bekliyor?
  • Size seçtiğiniz süper güç verilir. Bu nedir ve nasıl iyilik için kullanırsınız?
  • Size beş milyon dolar verildi. Onunla ne yapacaksın?

Yetişkinler için yaratıcı yazılar eğlenceli olabilir! Eğlence!


Sosyal ve Duygusal Öğrenme için Yaratıcı Yazarlık

Sosyal ve duygusal öğrenme veya SEL, bir çocuğun eğitiminin çok önemli bir parçasıdır. Çocuklara öz-yönetim, öz-farkındalık, sosyal farkındalık, ilişki becerileri ve sorumlu karar verme becerilerini öğretir. Duygular, duygular ve bazen zor konularla ilgili olduğu için okulda sosyal ve duygusal öğrenmeyi öğretmek zor olabilir. Bu konularla ilgili resimli kitaplar okumak, tartışmaları daha az göz korkutucu hale getirir ve bu konular hakkında yazmak da yardımcı olabilir. Öğrencilerin sosyal ve duygusal konular hakkında düşünmelerini sağlamanın bir yolu, onları yazdırmaktır. Fikirleri harekete geçirmenize yardımcı olacak bazı yararlı öneriler.

  • En son ne zaman biri için güzel bir şey yaptın, çünkü?
  • Bir arkadaşta aradığınız özelliklerden bazıları nelerdir? Bu özelliklere sahip olduğunuzu düşünüyor musunuz?
  • Seni gerçekten korkutan bir şey nedir? Hiç bu korkunu yenmeye çalıştın mı?
  • Yeni bir şey denediğiniz bir zamanı yazın. Hoşuna gitti mi? Yeni bir şey denemek nasıl bir duygu?
  • Şimdiye kadar aldığınız en iyi tavsiye nedir? Şimdiye kadar verdiğiniz en iyi tavsiye nedir?
  • Senin için zorlayıcı olan bir şey nedir? Size kolay gelen bir şey nedir?
  • Hayal kırıklığına uğramak eğlenceli değildir, yine de hayatta sık sık olur. Hayal kırıklığına uğradığın bir zamanı düşünebilir misin? Ne oldu? Nasıl tepki verdin?
  • Kendinizi gerçekten güvende hissettiğiniz bir zamanı düşünün. Bu nasıl bir histi? Kiminleydin?
  • Seni gerçekten mutlu eden bir şey nedir?
  • Kendinle ilgili en sevdiğin şey nedir?

  • Bu Hikaye Başlatıcıları Kopyalayın veya Kendinizinkini Yapın!

    Yaratıcı yazarlık için bu resimli komutları gününüze eklemeyi deneyin!

    Film şeridini kopyalayın ve öğrencileriniz için bir ödevde şablon olarak kullanın! En iyi kısım? Resimlerimizi ve şablonlarımızı öğrencilerinizin ilgi alanlarına göre değiştirebilir veya olduğu gibi bırakabilirsiniz!

    Awesome Story Starters Yaratın

    Awesome Story Starters Yaratın

    Awesome Story Starters Yaratın


    Yaratıcı Yazma Resimli Bilgi İstemlerini Yazdırma


    Yazı istemlerimizi çevrimdışı duruma getirmek istiyorsanız, Storyboard That birkaç yazdırma seçeneği de sunar! Bu hikaye başlatıcıları kullanabilir veya öğrencilerin kendilerininkini oluşturmalarını sağlayabilirsiniz. Tek ihtiyacınız olan tek hücre! Ardından, yazdırmaya gittiğinizde, sayfa başına bir hücre seçin ve en üstte yazı ve ad ve tarih için satırlar dahil olmak üzere bu birçok seçeneği göreceksiniz! Bu, yaratıcı bir yazı istasyonu için harika bir aktivite, sabahları yumuşak başlangıçlar veya öğleden sonra seçim zamanı. Öğretmenler, öğrencilerin her storyboard'unu, öğrencilerin yıl boyunca üzerinde çalışmaları için dev bir yaratıcı yazma istemleri paketinde bile birleştirebilir.





    Hikaye Küpleri Yap!

    Hikaye küpleri, öğrencilerin harika hikayeler bulmasına yardımcı olmak için harikadır. Karakterleri, donanımları, hava durumunu, sahneleri ve daha fazlasını yuvarlayabilir ve sonuçlarından hikayeler oluşturabilirler! Kendi hikaye küplerinizi yaratın ya da öğrencilerinizin işbirlikçi hikaye anlatımı için sınıf arkadaşlarıyla paylaşmak üzere oluşturmalarını sağlayın!


    Awesome Story Starters Yaratın


    Storyboard That Fikirler

    Mücadele eden bir yazar için atılacak harika bir sonraki adım, önce storyboard yapmaktır! Kelimeleri yazmak/yazmak çok zorsa, sonra ne olacağını resimlerle gösterin. Temel fikri hazırlamak için üç veya altı hücrede bir anlatı oluşturun, ardından fikri metinde detaylandırın!

    Awesome Story Starters Yaratın


    İlgili aktiviteler



    Awesome Story Starters Yaratın



    Neden Storyboard That Kullanmalısınız?

    Storyboard That, kullanımı çok kolay ve çok yönlü olduğu için yeni ders planları ve etkinlikler için mükemmel bir araçtır. Storyboard That ile, ana karakterin bakış açısından veya başka bir karakterin bakış açısından hikaye gibi çok çeşitli storyboard'lar oluşturabilirsiniz.

    Kitabın bir özetini, bir film afişini oluşturmak veya temaları ve olayları analiz etmek için Storyboard That da kullanabilirsiniz. Ayrıca, yazdırılabilir çalışma sayfalarımız eğlenceyi çevrimdışına almayı kolaylaştırır.


    Storyboarding Neden En İyi Öğretim Yöntemidir?

    Storyboarding, eğitimciler için inanılmaz derecede güçlü bir araçtır çünkü öğrencilerin bilgiyi derin ve anlamlı bir şekilde işlemesine ve anlamasına yardımcı olur. Öğrenciler storyboard olduğunda, öğrenme sürecine aktif olarak katılırlar ve metin ile kendi yaşamları arasında bağlantı kurabilirler.

    Storyboard'lar ayrıca öğrencileri bilgiyi sentezlemeye ve okudukları hakkında eleştirel düşünmeye teşvik ederek daha üst düzey düşünmeyi teşvik eder. Son olarak, storyboard'lar öğrenci öğreniminin görsel bir temsilini sağladıkları için öğrenci anlayışını değerlendirmenin harika bir yoludur.



    Sonuçları Tahmin Etme Veya Birden Fazla Perspektifi Keşfetme Gibi Eleştirel Düşünme ve Analiz Becerilerini Geliştirmek İçin Hikaye Başlatıcılar Nasıl Kullanılır?

    1 Hikaye başlatıcıları tanıtın

    Öğrencilerinize çeşitli hikaye başlatıcıları tanıtarak başlayın. Bunlar, bir hikayeye ilham veren yazılı istemler veya resimler olabilir. Öğrencileri kendilerine hitap eden ve ilginç buldukları bir hikaye başlatıcı seçmeye teşvik edin.

    2 Birden çok perspektifi keşfedin

    Öğrencilerinizden hikaye başlatıcıya yanıt olarak alınabilecek farklı bakış açıları hakkında düşünmelerini isteyin. Bilgi istemi sonucunda ortaya çıkabilecek farklı karakterleri, ayarları ve olayları dikkate almaları için onları teşvik edin.

    3 Sonuçları tahmin et

    Öğrencilerinizin, hikayelerinde neler olabileceğini tahmin etmeleri için eleştirel düşünme becerilerini kullanmalarını sağlayın. Onları neden-sonuç ilişkilerini düşünmeye ve farklı eylem ve olayların hikayenin sonucunu nasıl etkileyebileceğini düşünmeye teşvik edin.

    4 Hikaye taslağı

    Öğrencilere hikayelerini tasarlamaları için zaman verin. Onları özgürce yazmaya ve farklı olasılıkları keşfetmeye teşvik edin. Amacın fikir üretmek ve hikayenin onları nereye götürdüğünü görmek olduğunu vurgulayın.

    5 Akran değerlendirmesi

    Hikayeler hazırlandıktan sonra, öğrencilerin hikayelerini bir ortakla paylaşmalarını sağlayın. Hikayede sergilenen eleştirel düşünme becerileri hakkında geri bildirimde bulunmaları için onları teşvik edin. Hikayenin birden fazla bakış açısını etkili bir şekilde araştırıp keşfetmediğini veya sonuçları ilginç ve ilgi çekici bir şekilde tahmin edip etmediğini düşünmelerini isteyin.

    6 Gözden geçirin ve hassaslaştırın

    Aldıkları geri bildirimlere dayanarak, öğrencilerin hikayelerini gözden geçirmelerini ve iyileştirmelerini sağlayın. Onları çoklu bakış açılarını keşfetmeye devam etmeye ve sonuçları tahmin etmek için eleştirel düşünme becerilerini kullanmaya teşvik edin.

    7 Sınıfla paylaşmak

    Son olarak, öğrencilerin hikayelerini sınıfla paylaşmalarını sağlayın. Onları, kullandıkları eleştirel düşünme becerilerini ve çoklu bakış açılarını keşfederken ve sonuçları tahmin ederken karşılaştıkları zorlukları tartışmaya teşvik edin. Yaratıcılıklarını kutlayın ve yazılarında eleştirel düşünme becerilerini kullanmaya devam etmeleri için onları teşvik edin.

    Yaratıcı Yazma Yönergeleri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

    Ortaokul öğrencileri için iyi yaratıcı yazma ipuçları nelerdir?

    Ortaokul öğrencileri için yaratıcı yazma yönlendirmeleri, kendi yaşlarındaki çocukların bağ kurabileceği şeylere odaklanmalıdır. Ortaokul öğrencilerinin ilgisini çeken şeylere bazı örnekler: arkadaşlar, aile, filmler, sosyal medya, spor, seyahat ve müzik.

    Hikaye başlatıcı nedir?

    Hikaye başlatıcı, yazarın yaratıcı hikayesine başlamasına yardımcı olan herhangi bir şeydir. Bir hikaye başlatıcı, bir resim veya kelimeler, basit veya aksiyon dolu, aptalca, belirsiz veya ciddi olabilir.

    Yaratıcı yazarlık hikayesi başlangıçları için bazı fikirler nelerdir?

    1. Kendi yepyeni tatilinizi yaratın. O tatilin nasıl başladığı hakkında bir hikaye anlatın. 2. Zamanda yolculuk yapan iki kız kardeş hakkında bir hikaye yazın. 3. Bir sabah uyanırsınız ve köpeğiniz sizinle konuşmaya başlar. Sonra ne olur?

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir