Oğlu Kemal’in ismine uzun zamandır projelerinde yer veren ünlü komedyen Cem Yılmaz, oğlunun ismi olan Kemal'i bu filmde de birçok yerde kullanıyor.
Başrolde izleyeceğimiz Cem Yılmaz İftarlık Gazoz isimli filmi ile yılının ilk projesi olarak izleyicilerinin karşısına çıkacak. Gerçek bir hikayeye dayanan film Ege kasabalarında geçiyor. Yaklaşık 40 yıl öncesine dayanan hikayede Cem Yılmaz gazoz satan Gazozcu Cibar Kemal isimli karaktere can veriyor.
Cem Yılmaz Sinemaya Ara Vermeden Devam Ediyor
Cem Yılmaz yılında büyük bir bütçe ile çektiği Ali Baba ve 7 Cüceler filmi ile ’in hakkında en çok söz edilen yapımlarından birisine imza atmıştı. Şimdi ise İftarlık Gazoz filmi ile sinema severlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. İzleyicilerin büyük bir merakla beklediği film fragmanı ile beraber beklentiyi iki katına çıkardı.
70'li Yılların Türkiye'sinde Bir Ege Kasabası
70’li yılları konu alan film, huzur ve barışın hakim olduğu bir Ege kasabasında geçiyor. Gazozcu Cibar Kemal Usta ile Adem arasındaki arkadaşlığı anlatan film, o dönemin insanlarının yaşadığı mutlulukları, hüzünler ve o günlerde yaşanan bir takım zorluklardan bahsediyor. Film boyunca kullanılan Ege şivesi ise izleyenlere eğlenceli dakikalar yaşatacak.
Kemal İsmini Her Yerde Kullanıyor
Cem Yılmaz İftarlık Gazoz filminde, diğer projelerinde olduğu gibi ‘’Kemal’’ ismine yer vermiş. Bilinçli olarak yaptığı iddia edilse de bu konuda kesin bir bilgiye henüz ulaşılmadı. ‘’Pek Yakında’’ filminde de Kemal adını kullanmış ve bu şekilde dikkatleri bu ayrıntının üzerine çekmişti.
İftarlık Gazoz Ne Zaman Vizyona Girecek?
Cem Yılmaz'ın başrolünde oynadığı ve Berat Efe Parlar’ın da ona eşlik ettiği filmdeki diğer oyuncular; Ümmü Pütgül, Okan Avcı, Yılmaz Bayraktar ve Macit Koper.
İftarlık Gazoz filmi 29 Ocak tarihinde sinema severlerle buluşuyor.
Dizi & Film
İzlenmesi Gereken 25 Yerli Film
'dan sonuna kadar sinemamızda yer alan yerli filmlerden 25 tanesini seçtim. Bunları Geçmişe dair giderekten 5erli yıllara bölerek ileridede paylaşacağım. İzlemenizi tavsiye ederim. Sıralama 'ten 'a doğru gidiş şeklinde yapılmıştır. Yıllara göre sıralama içinde karışıktır.
Yapımcılığını Juli Sanat’ın, yönetmenliğini Hasan Doğan'ın üstlendiği, senaryosunu Murat Gürvardar’ın kaleme aldığı Oluversin Gari film serisinin ilk filmi “Aşk Oluversin Gari”, 6 Temmuz salı günü FOX izleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor. Başrolü paylaşan iki oyuncu uzun süredir arkadaş, hatta Aslıhan Malbora ilk oyuncu seçmesine Birand Tunca’yla birlikte gitmiş. Çekimleri Muğla’nın Milas ilçesinde yapılan filmin başrol oyuncuları Malbora ve Tunca ile konuştuk.
Birand Tunca: Evet, en önemli yönü aktivist olması. Materyalist algıda olmayan, insanların önemsediği her şeyi bir kenara iten yapısı var. Anti popüler diyebilirim. İnsanlar yavaş yavaş büyük şehirleri neden terk ediyorlar? Neden bu kadar doğal olana özlem? Çünkü bugün yaşadığımız çoğu şey, özümüzde olmayan ihtiyaçlar bütünü. Güney’in de bu sıkışmış hayatta nefes aldığı yer toprak, arkeoloji. Öze dönüş çabası kısaca
B.T: Çok fazla ortak yönlerimiz var. Kendi bakış açımdan beslendiğim bir yerdeyim. Şartlar ne olursa olsun uyum sağlayabilen bir yapım var. Güney de öyle.
Aslıhan Malbora: Derya köydeki küçük dünyanın ötesine geçebilmiş yaşadığı yerdeki şartlara rağmen üniversite eğitimi almış, farkındalığı ve sosyal zekası oldukça yüksek bir kadın. Hayatının merkezi kız kardeşi. Bu yüzden üniversitedeki bölüm tercihini bile kendi istekleri doğrultusunda değil de kardeşinin ihtiyaçları doğrultunda yapmış. Kardeşi dışında diğer büyük derdi ise köydeki doğal güzellikleri korumak. Otel yapımına karsı çıkarken İkizdere tepkilerini duyumsuyordu. Derya ile ortak noktamız ise çevre ile ilgili olaylara duyarlı oluşumuz. Doğayla ilişkimizin oldukça bozulduğu şu zamanda ona karsı ekstra hassas ve nazik davranmaya özen göstermemiz gerekiyor. Paris anlaşması kapsamında emisyon kaynaklarını azaltıp küresel ısınmanın önüne geçmekle birlikte kuraklığı şiddetle duyumsadığımız, şu günlerde yer altı suları kullanımındaki hoyratlığı engellemeliyiz.
B.T: Aslı çok yakın arkadaşım 5 senedir birbirimizi çok iyi tanırız. Çok da didişiriz (pardon Aslıhan). Çok istedik birlikte bir şey nasıl olur diye, kısmet bugündeymiş. Partnerlerin birbirine yaptığı egodan çok birbirimize “Nasıl daha iyi olabilir” diye danıştığımız; eleştiriye açık bir iletişimimiz var, çalışmaktan çok mutluyum anlayacağınız.
A.M: Birand benim bu sektördeki ilk arkadaşlarımdan. İlk auditionı (oyuncu seçme çekimi) onunla çekmiştim. Arkadaşınla çalısınca tabii ki de eğlencemiz eksik olmuyor sette. Fakat işin içine profesyonellik ve dostluk aynı anda girince ister istemez güzel tarafları olduğu kadar zorlayıcı tarafları da oluyor.
A.M: Günlük hayatınızda şiveli konuşmuyorsanız eğer bunu sindirip refleks haline getirmek ister istemez zorlayıcı oluyor ve zaman alıyor. Fakat bir Ege ilinde doğup büyümemin katkısını almakla birlikte yöre halkıyla da yoğun diyaloglar kurmaya çalıştım. Toplumsal hayatta dil çok önemli. Farklı aksan ve şiveleri dinleyip onları yasamak oldukça keyifli.
Ataerkil bir toplumuz malum Güçlü kadın rolleri veya güçlü erkek rolleri diye ayırmaktan yana değilim. Derinliği olan her rol benim için işlenmemiş altın niteliğinde. Ama gerek erkek gerek kadın rollerinde klişeleşmeye başladık diye düşünüyorum. Daha farklı konular veya daha ilgi çekici hikâyeler olabilir
Okuldan önce sadece yakışıklılığın üzerinden giden bir inanç sistemim vardı. Hocalarım bana sürekli Hamlet; Çehov’daki Treplev karakterini verirlerdi. Buna kapıldığım bir dönem oldu, hocalarıma parçalarımı Hamlet gibi oynamaya başlamıştım pozlar, pozlar
İyi ki yaşadım ve oyunculuğun bundan ibaret olmadığını anladım; o kadar kendimle ilgileniyordum ki anı yaşamam yerine nasıl gözüktüğümle ilgiliydim. Ve bu beni andan koparıyordu. Bir gün kalktım Birand sen sürekli aynı rolleri oynayan, karaktere hep aynı bakanlardan mı olacaksın dedim ve attım kendimi sahneye. Herhalde okulumdaki arkadaşlarım o gün hiç eğlenmedikleri kadar eğlenmişlerdi Şunu anlıyorum sınırları kendimiz çıkıyoruz ne kadar sınırsız bir varlık olduğumuzu unutuyoruz. Kalıplarımız kırılmadan çok zor O günden sonra amaçlarımdan biri yakışıklı+oyuncu yerine oyuncu+yakışıklı diye anılmak oldu.
Aslıhan Malbora: Günümüzde ilişkilerin kısa sürmesi bence iletişim zayıflığından kaynaklanıyor. ‘Ben’den öteye geçip karsımızdaki insana kulak veremez olmuş durumdayız. Tartışmalar bu işin doğasında var halbuki ama bunu nasıl yönettiğiniz önemli. Güven ve saygı olmazsa olmaz söylemeye gerek yok elbet. Ve tabi ki hayatimizdeki insana özel alanını tanımak talep etmediği sürece müdahile etmemek ve olduğu gibi olmasına izin vermek, değiştirmeye çalışmamak.
Hepsi varsa bile hayatınızda aşk olmazsa eğer bir adim ötesine geçemezsiniz. Ana malzememiz budur bizimde.
En sevdiğim beni de içine çekmesine sebep olan yani şahane bir oyun alanı olması. Olmak, oynamak.. Tek bir bedene pek çok hayat sığdırmak gibi geliyor oyunculuk bana. Mesleğinizi severek yapınca elbet olumsuz yönlerine toleransınız daha yüksek oluyor. Ama maalesef ki bu mesleğin negatif tarafı da pek çok meslektaşım tarafından deklare edilen çalışma saatleri
Aile büyüklerimizce konuşulan ve öyküsü milli mücadele yıllarına dayanan bir birleşik kelime olduğunu biliyorum. Bora (TDK: kısa ve sert esen rüzgâr) ile mülk servet anlamına gelen mal kelimesiyle oluşan birleşik kelime.
Hayalperest olmak beni ben yapan en büyük özelliklerimden biri. ‘Hayaller yıldızlar gibidir çoğu zaman ulaşılamazlarsa da doğru yolu gösterirler’ ifadesine inanırım. Hayal, üretimin önemli itici gücüdür. Bu nedenle hayallerimden hiç vazgeçmedim. Büyük bir mutluluk ve coşkuyla söylüyorum ki gerçeklesen en son hayalim 1 yıl önce en yakın arkadaşımla hayalini kurduğumuz markanın kuyruğuna gelmiş bulunmaktayız. Çok yakında satışlarına başlayacağımız bir kadın giyim markası.
Baştan böyle algılansa da kalıcı olanın yetenek ve toplumla olan bağ olduğunu düşünüyorum. Çok şanslıyım ki çevrem kendimi çok güzel hissetmemi sağlayacak insanlarla dolu. Kendini seven, beğenen ve mutlu bir kadınım.
Yapım şirketinin Muğla’da Süpüroğlu restoran da gerçekleştirdiği basın toplantısına yapımcıların yanı sıra filmin oyuncuları ve yönetmeni katıldı. Filmin başrol oyuncusu olan, filmin ismini taşıyan karakter “Mandırana” Gülnihal Demir filmimiz şimdiye kadar ege komedileri arasında en iddialı sinema film olacak” dedi.
Filmin senaryo yazarı ve yapımcısı Zafer Kaya; “Bu senaryonun büyük kısmı Ege insanın gerçek hikâyesinden ve epizotlarından oluştuğunu, kendisinin bile bu senaryoyu yazarken çok büyük keyif aldığını belirtti. Ayrıca Zayka Yapım ve 3 Adam Medya iş birliğiyle yapılan bu filme ciddi bir emek ve finansman sağlandığını söyledi. Harika bir kadro ile projemizi Eylül 15’te çekmeye başlıyoruz. Hikâyenin nerdeyse tamamını Muğla çekiyoruz" diye konuştu.
Yönetmen İlhan İnce, “Senaryonun çok sağlam bir ege komedisi olduğunu vurgulayarak, çıkacak olan hikâyenin en güzel şekilde sinema izleyicisi ile buluşacağının ve seyircinin sinema salonundan çıkarken keşke devamı gelse diyeceğini düşünüyorum.” dedi.
Tüm doğallığı ve sakinliğiyle kendi halinde bir yaşam sürdüren köylülerin ve Mandırana’nın huzuru besicilik konusunda farklı fikirleri olan Murtaza adında bir girişimcinin köye gelmesiyle kaçıyor. Köylü ile Murtaza’nın güldürü öğeleriyle yüklü mücadelesi etkili ve eğlenceli sahnelerle karşımıza çıkıyor.
Söz konusu Ege Komedisi ise gerisi teferruattır.
Filmin oyucularından Mustafa Şen, canlandırdığı karakterden bahsederek, "Murtaza karakterini canlandırıyorum. Her şeyden önce senaryodaki bütünlüğe karşı ve hikâyeye karşı sorumluluklarım var, işlerin iyi gitmesini istiyorum. Öyle keyifli, eğlenceli ve inanın ilk okuduğumda büyük heyecan duyduğum bir senaryo oldu." ifadelerini kullandı.
Oyuncu Volkan Baş kendisinin de Egeli ve Muğla’lı olduğunu aktararak, "Çok fazlası ile dizi ve sinema adına ege karakteri oynadım, ege şivesi seslendirdim ama bu senaryodaki Yüksel karakteri gibi hem ciddi hem de oyunculuğun zirve noktası ile ilk defa bütünleşeceğim.” açıklamasını yaptı.
“Entel Köy Efe Köy” filminde Bekçi Nihat Kapız “Mandırana” filminde de Bekçi Nihat olarak karşımızda. Kendisine sorduğumuz da bu filmde de Bekçi Nihat bizleri yine güldürecek mi? Sorusuna Oyuncu Nihat Kapız “hiç şüphe yok ki Nihat Kapız varsa orda eğlenmek vardır” cevabını verdi.” Senaryo ya çok güveniyoruz” dedi.
Filmin oyuncu kadrosunda ayrıca ünlü oyuncu Sinan Bengier, Merve Uçar Cangöz, Yiğit Dören, Bekir Annıak, Osman Bayar, Ömer Naci Boz, Görkem Naganlu ve sürpriz oyuncular yer alıyor.
#aydın haberleri