çelme noyan / Efsane Komutan Subutay | Türkçe Malumatlar

Çelme Noyan

çelme noyan

20&#;den fazla sefer yöneten ve 65 meydan muharebesi kazanan Cengiz Han&#;ın Acımasız ve Efsane komutanı Subutay, Orta Asya Türklerinden Tuvalılara mensup olduğu düşünülen Uranhay kabilesindendir. Moğolların Gizli Tarihi adlı eserde babası Çarçuday, Timuçin&#;in babası Yesügey&#;in dostu olarak belirtilmektedir. Bu esere göre Timuçin (Cengiz Han) doğduğunda Subutay&#;ın babası Çarçuday samur derisinden bir kundak hediye ederken, yanında götürdüğü çocuk yaştaki oğlu Çelme&#;de Cengiz Han&#;a arkadaş ve hizmetkar olmak üzere yanında bırakıldı. Hem Celme hem de Subutay, ilerde Noyan (General) olacak ve Cengiz&#;in en güvendiği adamlar olacaktır.

Yesügey&#;in senesinde öldürülmesinden sonra Timuçin için işler yolunda gitmedi. Düşmanları kendisini yakalamak istemesi üzerine Çelme&#;de onunla beraber kaçak olarak yaşadı. Sonraki dönemde Çelme&#;nin kardeşi olan Subutay&#;da Cengiz&#;in saflarına katıldı. Aynı yemeği yediler, aynı suyu içtiler. Aralarında büyük bir bağ vardı. Timuçin, çocukken tanıştığı kan kardeşi Camuka&#;dan yardım istedi ve karısı Börteyi kaçıran Merkitleri ortadan kaldırdı. Karısın kurtardı. Ancak sonra Camuka ile Timuçin ters düştü. Subutay, bazı boyların desteğini alan Camuka ile Timuçin&#;in mücadelesinde abisi Çelme ile birlikte Timuçin&#;in safında yer aldı. Timuçun boylar arasındaki savaşları kazandıktan sonra &#;Cengiz Han&#; adını aldı. Tüm göçebeleri tek çatı altında topladı ve Büyük Türk-Moğol kağanlığını kurdu. Subutay tüm istilalarda yerini aldı. Subutay, &#;da Harzemşahlar üzerine yapılan seferde görev aldı. Deşt-i Kıpçak ile İdil-Ural bölgesinde askeri faaliyetlerde bulunarak zaferler elde etti. Cengiz Han&#;ın vefatı ile Ögeday&#;ın başa geçmesinden sonra Batu Han&#;ın emrinde Doğu ve Orta Avrupa&#;nın ele geçirilmesinde rol oynadı. yılında günümüz Macaristan&#;ın kuzey doğusundaki Mohi&#;de Subutay&#;ın da katıldığı savaşta Moğollar, Macarlar&#;ı ağır bir yenilgiye uğrattı. yılında tahta geçen Güyük Han tarafından Çin&#;deki Song hanedanına karşı gönderilen orduyu komuta etti. Seferin tamamlanmasından sonra yılında Moğolistan&#;a geri döndü. Tarihte yetenek, taktik ve Cengiz Han&#;a bağlılık açısından Cengiz Han&#;ın ve Moğol İmparatorluğu&#;nun en seçkin generallerinden biri sayılmaktadır.

20&#;den fazla sefer yönetti ve 65 meydan muharebesi kazandı, bu sırada insanlık tarihinin en büyük bitişik imparatorluğu olan Moğol İmparatorluğu&#;nun genişlemesinin bir parçası olarak tarihteki herhangi bir komutandan daha fazla toprak fethetti veya ele geçirdi. Sık sık yaratıcı ve sofistike stratejiler ve birbirinden yüzlerce kilometre uzakta çalışan orduların rutin olarak koordineli hareketleri aracılığıyla zafer kazandı. Subutai, kendisini Çin, Orta Asya&#;dan Rus bozkırlarına ve Avrupa&#;ya götüren seferlerinin coğrafi çeşitliliği ve başarısı ile tanınır.

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

KIZILTUĞ “Cengiz Han”

.

KIZILTUĞ “Cengiz Han”

Ercüment Kalmık imzalı ilüstrasyonları, sıkça tasvir edilen cenk sahneleri, at sırtında yapılan bozkaşi oyunları, Çin imparatorunun sarayına dek uzanan entrikaları ve tarihi şahsiyetlerin resmi geçidi ile ilgi çekici bir roman &#;Kızıl Tuğ&#;. Post-Modern edebiyatın son yıllardaki vazgeçilmez kahramanlarından Hasan Sabbah, romanın baş aktörlerinden bir tanesi. Öykünün önemli bir bölümü ise &#;Alamut Kalesi&#;nde geçiyor. Roman, ard arda sıralanmış öykülerden oluşmuş. Kızıl Tuğ&#;da, döneme göre başka yenilikler de var; milli bir şuur aşılamak amacıyla yazılmasının etkisiyle, sık sık dipnotlar verilmiş. Kimi zaman öz Türkçe kelimelerin anlamlarını açıklıyor, kimi zaman eski adetler, inançlar, kişiler hakkında bilgiler veriyor.

Yazar, ilk romanı oluşu nedeni ile, &#;Fatih Feneri&#;, &#;Hilal ve Haç&#; romanlarında üstesinden gelinen tutarsızlıklardan kaçınamamış. Bu metinde zaman ve mesafe mefhumu yok. Mesela, Timuçin, Orta Asya&#;da karşılaştığı Otsukarcı&#;nın yola çıkacağını öğrenince, &#;sen Horasan&#;dan geçecek misin&#; diye soruyor. Kahramanlarımız, bugün motorlu taşıtlarla aşılması güç olan mesafeleri, kuş olup geçiyorlar. Bir bakıyorsunuz Alamut kalesindeyiz, bir bakıyorsunuz Çin Sarayında. Anlatı bakış açısı tekniği de ilginç. Öykü, &#;li yıllarda sürerken aniden anlatıcı araya girip bugünlerden söz ediyor. Yazar o kadar özgürdür ki, kendi hayali karakterinin Osmanlı&#;yı eleştirisine düştüğü dipnotta; metinsel gerçeklik ile tarihi gerçekliği &#;bakın, elin Arabının gördüğünü, Osmanlı padişahları fark edememiş, İmparatorluğu felakete sürüklemiş&#; diyecek kadar yer değiştirtebilir.

&#;Kızıl Tuğ&#;daki kahramanımız Otsukarcı, her ne kadar Hasan Sabbah&#;ın kızı ile tutkulu bir aşk yaşasa da, bu aşkın duygusal yönü ağır basar. Yazarın sonraki romanlarındaysa, yazdığı dönemlerdeki bir başka popüler türün, avantür polisiyelerin, özellikle Mayk Hammer&#;in etkileriyle, erkek karakterlerin daha çapkın, kadınların daha işveli olduğu erotik sahneleri hemen fark edersiniz. Fantastik Türk sineması içinde yer alan tarihi filmlerden biri olan Cengiz Han, tarihsel fantazyanın başlangıcıdır. Bu başlangıç ileriki dönemlerde çoğalıp dizilere dönüşecek olan tarihsel kahramanlık filmlerinde genellikle Abdullah Ziya Kozanoğlu kaynak alınarak karşımıza çıkacaktır. Kızıltuğ‘da bu tür bir filmden seyircinin beklediği her şey mevcuttur. Kahraman cengaver Otsukarcı, Cengiz Han, Alamut Kalesi, Hasan Sabbah, Haşişinler, komik tipler ve bol figüranlar. (Aylık Birikim Dergisi , A. Ömer Türkeş)

Kızıltuğ romanı hakkında Sn. Türkeş‘in bu bilgilerini aktardıktan sonra, biz de filmde rol alan oyuncuları tanıyalım. yılları arası devam eden Türk sinemasında tiyatrocular döneminin son yılı olan bu filmde rol alan oyuncular da İstanbul Şehir tiyatrolarında oynayan oyunculardan seçilmiştir genelde. Müziklerini Orhan Barlas‘ın yaptığı ve yapımcılığını da Nazif Duru ve Murat Köseoğlu‘nun Atlas Film adına üstlendiği filmin değerli oyuncuları;

Mesiha Yelda &#;Sabiha Sultan&#;‖(), Turan Seyfioğlu &#;Otsukarcı/Halid&#;‖ (), Cahit Irgat &#;Cengiz Han&#;‖ (), Müfit Kiper (), Nebile Teker &#;Türkan Sultan&#; , Rauf Ulukat &#;Çakı&#;r‖ (), Atıf Kaptan &#;Hasan Sabbah&#;‖ (), Mücap Ofluoğlu &#;Ömer&#;‖, Nubar Terziyan &#;Mervan&#;‖ (), Eşref Vural &#;Celme Noyan&#;‖ (), Vedat Örfi Bengü, &#;Mehmet Töküş&#;‖(), Ahmet Üstel (), Ferhan Tanseli &#;Celalettin&#;‖(, Hasan Ceylan (), Abdurrahman Conkbayır, Arif Eriş, Nergiz Moğol, Selahattin Tükenmez, İhsan Özokur
Bilge Kültür Sanat Yayınevince yılında basılan kitabın arka kapağında roman ile ilgili şu kısa bilgiye yer verilmektedir.

[“Uğur ola bahadırlar! Bir daha birbirimizi görmeyeceğiz. Tanrı size alkış versin Kılıçlar kalktı, başlar eğildi. Önde, tarihin eşini yetiştiremediği yüce Hakan, hepsi; aşk uğrunda her şey, para, rütbe, ün, kahramanlık gibi bütün değerleri bir tekmede yıkan bu bahadırı selamladılar. &#; Selam yiğit Otsukarcı ! Tıpkı bundan yıllarca önce Türkistan&#;dan gün batısına gidiş gibi; ardında Kızıl Tuğ&#;u dalgalandıran Çakır, göğsünde sevgilisi, Payaza&#;yı sürdü; kan renginde başı dumanlı dağlara doğru vurdu gitti.”]

yılında yazılan Kızıltuğ romanı yirmi dokuz sene sonra yılında Aydın Arakon‘un senaryosu ve rejisiyle KIZIL TUĞ/Cengiz Han adıyla filme aktarılmıştır. Arakon kardeşlerden iki yaş büyük abi İlhan Arakon filmin foto direktörlüğünü yapar. Filmin baş oyuncusu ve karakterlerinden Atıf Kaptan &#;Hasan Sabbah&#; karakterini canlandırmaktadır. Hasan Sabbah kimdir, tanıyalım:

Hasan Sabbah İran‘daki İsmailiyye Devletinin kurucusu ve Batıniliğin bir kolu olan Haşaşin fırkasının reisi. İsmi, Hasan bin Ali bin Muhammed bin Cafer bin Hüseyin bin el-Sabbah el-Himyeri‘dir. Hasan Sabbah veya Hasan bin Sabbah diye şöhret bulmuştur. Kendi iddiasına göre, Yemen emirlerinden Yusuf Himyeri‘nin soyundandır. Doğum tarihi belli değildir. İran‘ın Rey Şehrinde doğdu. (H)te öldü.

Hasan bin Sabbah, çocukluğundan itibaren düzenli bir eğitim ve öğretim gördü. Büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk ve Şair ve matematikçi Ömer Hayyam‘la beraber İmam Muvaffak Nişapuri‘den ilim öğrendi. Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan‘ın hacibi yani en yakın adamlarından oldu. İran‘daki dai-i a‘zam İbn-i Attai‘ın telkinlerine kapıldı. Bu sırada ünlü Selçuklu veziri Nizamülmülk ile arası açıldı ve Mısır‘a kaçtı. Eshab-ı kiram düşmanlığı üzerine kurulan Fatımi Devleti hükümdarı Mustansır-billah‘tan iltifat gördü. Batınilik sapık fikirlerinin yayılması için çok gayret etti. İhtiyar olan Mustansır‘ın ölümünden sonra, yerine kimin geçeceği hususunda oğlu Nizar tarafını tuttu. Halbuki başkaları Mustansır‘ın diğer oğlu Müstali tarafını tutuyorlardı.

Bu sebeple Mısır‘dan ayrılan Hasan Sabbah İran‘a dönerek, Nizar için propaganda yaptı. İlk zamanlar mutedil bir şii gibi davranıp pek çok cahili aldattı. Sonraları fedayin diye bir teşkilat kurup, yol kesiciliğe, eşkıyalığa, pusu kurup Ünlü adamları öldürmeye başladı. (H. ) de etrafına topladığı kimselerle Selçuklulara karşı isyan edip birkaç kaleyi işgal ederek, İsmailiyye Devletini kurdu. Kazvin‘in kuzey batısındaki Alamut Kalesini (H. )da eline geçirdi. Etrafına topladığı kimseleri afyonkeş yapan Hasan Sabbah‘ı, Selçuklu Sultanı Melikşah, nasihat yoluyla itaate davet edip, sapık fikirlerinden vazgeçmesini istediyse de, o, buna aldırış etmeyip, bozuk fikirlerini yaymaya devam etti. Hasan Sabbah ve adamlarının iyilikle yola gelmeyeceğini anlayan Sultan Melikşah, (H. ) de üzerlerine kuvvet gönderdi. Fakat sultanın vefatı üzerine istenilen netice alınamadı.

Fatımi hükümdarının ölümünden sonra ikiye ayrılan Batınilerin Nizari koluna mensup kimselerin de gelip iltihak etmesiyle kuvvetlenen Hasan Sabbah ve taraftarları, fitne ve fesatlarına devam ettiler. Mühim devlet adamlarını, kumandanları ve alimleri öldürdüler. Büyük Selçuklu Veziri Nizamülmülk‘ü şehid ettiler. Ajanlarını devlet teşkilatları içine, hatta saraylara ve evlere kadar sızdırıp her tarafa şüphe ve korku yaydılar. Horasan ve Huzistan bölgesindeki bazı kaleleri de ele geçirip, ticaret ve hac kafilelerini soydular.

Hasan Sabbah‘ın fikirleri, Peygamber efendimizden önce, Sasaniler zamanında İran‘ı altüst eden Mejdek‘in komünist fikirlerini andırıyordu. Pek çok haramları mübah sayıp, ahireti, Cennet‘i ve Cehennem‘i inkar ediyordu. Kandırdığı cahil kimseleri afyonkeş yaparak, cinayetler işletiyor, kurduğu terör teşkilatıyla pek çok islam alimini, mühim devlet adamlarını ve Ehl-i sünnet Müslümanları şehid ettiriyordu. Fakat dünya, Hasan bin Sabbah‘a da kalmadı. (H) senesinde öldü. Hasan Sabbah‘ın yazdığı birkaç Farsça eser, Moğolların Alamut Kalesini fethettikleri zaman imha edildi. Ölümü üzerine eski güçlerini kaybeden Alamut Batınileri de (H)da Moğollar tarafından imha edilerek büyük bir fitne önlenmiş oldu. Moğollar bir müddet islam aleminin duraklamasına sebep olurken, aynı zamanda islam alemini Batıni sapıklarından temizliyorlardı.
(seafoodplus.info#ansiklopedi)

.

Yalçın Özgül 

 

Hadi Bu Haberi Sevdiklerinle Paylaş :

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

Kuruluş Osman dizisi Noyan kimdir, ka&#; yaşında? Kuruluş Osman nasıl &#;ld&#;?

ATV’in her Çarşamba ekrana gelen Kuruluş Osman dizisi ile ilgili bilgiler araştırılıyor. Dizinin oyuncuları ilgiyle merak ediliyor. Peki ama Kuruluş Osman Noyan kimdir?

Kuruluş Osman Noyan Korkmaz kimdir?

Onlar, Timuçin’in Dört Köpeğidir. Alınları bakırdan yapılmıştır, çeneleri makas, dilleri delip geçen tığ gibidir, kafaları demirden, kırbaç gibi kullandıkları kılıçları vardır… Savaş günü geldiğinde düşman etini yalayıp yutarlar. Dikkatli olun, onlar artık zincirlerinden boşandılar ve neşeyle salyalarını akıtıyorlar. Bu dört köpek, Cebe, Kubilay, Çelme ve Subutay’dır.”

Cengiz Han’ın sağ kolu olarak Subutay, cesur ve güçlü bir strateji uzmanı ve generaldi. Ünlü Moğol liderlerinin imparatorluklarını genişletmesine yardımcı olmada güvenilir bir tercihti. Moğollara küçük yaşta katılmasına rağmen Subutay’ın inanılmaz yetenekleri Cengiz Han’ın ‘savaş köpeklerinden’ biri olmasını sağladı.

‘Bahadır’ lakabıyla da bilinen Subutay, hem ünlü Moğol hükümdarı Cengiz Han hem de onun varisi ve oğlu Ögeday Han’a hizmet etmiştir. Moğol İmparatorluğunun en ürkütücü generallerinden biri olan Subutay Asya ve Avrupa’da çetin geçen sayısız sefere gönderilmiştir.
Genç Subutay Subutay’ın ile ’li yıllar arasında doğduğuna inanılır. Kaynaklar da genellikle yılında doğduğunu söylüyor. Bu General, Moğol kabilesi olarak kabul edilmeyen Uriangkhai adında bir kabileye mensuptu. Bu insanlar, ormanlarda yaşar ve Moğolların aksine binicilikle değil de kürk ticareti ve demircilikle uğraşırdı. Subutay’ın bir demircinin oğlu olduğu ve bir kaynakta da babasının isminin Qaban olduğu söylenir. Bir demirci olarak Subutay’ın babası, silahlar ve pişirme kapları gibi kırık metal nesneleri onararak Moğollara hizmet etmiş olabilirdi. Belki de genç Subutay, Moğollarla bu şekilde tanışmıştı.

Subutay, Cengiz Han’ın ordusuna gençken katılmıştı. Bir kaynağa göre Moğol ordusuna katıldığında sadece 14 yaşındaydı ve savaşa katılamayacak kadar küçük olduğu için Han’ın kapı görevlisi olarak atandı. Bu pozisyonu sayesinde Moğolların savaş sanatını öğrenmeye başlayan Subutay’ın binicilikte hiç tecrübesi yoktu. Ormanda yaşayan biri olarak bu yetenekten yoksun olduğu için ata binmeyi yanına görevlendirildiği Moğol subayından öğrendi. Bu subay aynı zamanda yay kullanmayı ve daha sonra bu ikisini birlikte kullanmayı da öğretti. Moğol ordusunu hafife alınmayacak bir ordu haline getiren şey, işte bu at ve yayı birlikte kullanabilmeydi.

Subutay, Moğol ordusunda en alt basamaktan başlayıp en üstlere kadar çıktı ve Cengiz Han’ın beyin takımının bir parçası oldu. Bu durum, çoğu kez Moğol liderinin insanları liyakatlerine göre atadığının kanıtı olarak gösterilir çünkü Moğol olmayan sıradan bir vatandaş Subutay, onun ordusunda yükselebilmiştir. Askeri bir komutan olarak Subutay, büyük ihtimalle Batı’ya yaptığı seferleriyle tanınır. Bu seferlerde Subutay, aralarında Rusların, Lehlerin ve Macarların da bulunduğu düşmanlara karşı Moğol ordusunu komuta etmiştir.

Bu savaşlar sırasında Subutay, çok yönlü bir general ve strateji uzmanı olduğunu herkese gösterdi. Genellikle en büyük zaferi olan atfedilen Mohi Savaşı buna örnek olarak verilebilir. Bu savaş Nisanında Batu Han ve Subutay önderliğindeki Moğollarla Macar Kralı IV. Béla komutasındaki Macarları karşı karşıya getirmiştir. Savaşta, Sajó Nehrinin karşı tarafına konuşlanan Macar askerlerin kullandığı arbaletlerin yoğun ateşi altında kalan Moğollar normalden çok daha fazla ağır yara aldı. Daha fazla kayıp vermemek için normalde kuşatma zamanında kullanılan bir teknik olan askerlere taşlarla karşılık vermeye karar verdi. Aynı zamanda Moğollar Macarların yanından dolaşıp arkasına geçerek onları gafil avlamasına yardımcı olacak bir köprü geçici olarak nehrin aşağısına inşa edildi.

Subutay’ın komutasında Moğol ordusu Doğu ve Orta Avrupa’nın büyük bir kısmını tahrip etti. yılının sonlarında Subutay Kutsal Roma İmparatorluğunu işgal etmeyi planlarken Ögeday vefat etti ve Moğol güçleri yeni Büyük Han’ı seçmek için eve döndü. Ögeday ölmeseydi Moğolların saldırıları karşısında hiçbir Avrupa ordusunun duramayacağı söylenmiştir.

ÇİNGİZLİ DEVLETİ’NİN BÜYÜMESİNDE ROL OYNAYAN TÜRKLERDEN ÇELME VE SUBUTAY Saadettin Yağmur GÖMEÇ Çingizliler tarihiyle alâkalı kaynaklara baktığımızda; Çingiz ve onun ahfadının dışında çok sıkça karşılaştığımız birkaç ilgi çekici şahsiyet daha vardır ki, onlar da Çelme, Subutay, Cebe, Kubilay, Bugurçu ve bir de belki Mukali’dir 1. Tıpkı Çingiz’in kimliği meselesinde olduğu gibi, bu kişilerin mensup bulunduğu kavimler hakkında da araştırmacıların değişik görüşlere meylettiklerini biliyoruz. Ancak bu bölümün konusunu bunlardan şimdilik sadece ikisi ilgilendiriyor. Onlar da, Çelme ve Subutay kardeşlerdir. Bununla birlikte tarihin bu iki kahramanının başka kardeşleri olduğuna dair de belgeler mevcuttur. Fakat geçmişe baktığımızda sadece ailenin bu iki ferdi daima ön plandadır. Bu güne kadar Çelme ve Subutay kardeşler konusunda Türkiye ve Türkiye dışında çok az sayıda incelemeye rastladık. Bunun sebebi herhalde onlar hakkında bilgi veren kaynakların azlığıdır ki, bu noktaya da işaret etmek isteriz. Özellikle Çingiz Han’ın ölümünden sonra kaleme alınan “Moğolların Gizli Tarihi” ve bazı Çingiz-namelere baktığımızda; Çingiz’i en zor zamanlarında yalnız bırakmayan ve sonuna kadar ona sadakatle hizmette bulunan insanların başında biraz evvel saydığımız Çelme, Subutay, Kubilay ve Cebe Noyanlar gelir ki2, Gizli Tarih’te onlara Çingiz’in dört köpeği lâkabı da verilir. Ama bunların içerisinde Subutay’ın yeri bambaşkadır. Çünkü o tarihin en büyük komutanlarından biridir. Başlangıçta Türkistan’daki fetihlerde mühim roller ifa eden Subutay; Çingiz Han’ın vefatının ardından da özellikle Batu’ya düşen bugünkü Macaristan ve Rusya topraklarında ön plandadır. Subutay ve Cebe’nin idaresindeki, yaklaşık iki tümenden müteşekkil bir ordunun ile yılları arasında, Batu Han’a bağlı olarak, çok kısa bir sürede Doğu Avrupa’yı ele geçirdiğini biliyoruz3. Fakat bizim amacımız Çingiz Han, onun oğulları ve torunlarının savaşlarıyla, faaliyetlerini ayrıntılı bir şekilde incelemekten ziyade; Çingiz’in dört komutanından ikisi olan Çelme ile Subutay’ın kimliği ve yaptıkları üzerinde durmaktır. Söz konusu bu çalışma belki onlar hakkında ileride daha ciddi ve teferruatlı boyutlarda araştırmaların yapılmasına ön-ayak olabilir. Dünyanın gelmiş-geçmiş en büyük fatihlerinin başında yer alan ve o zamanki dünyanın yarısından fazlasına çok kısa bir sürede sahip olan Çingiz Han’ı büyük kılan husus, bize göre emrindeki komutanları ve örnek seçtiği Türk devlet teşkilatıdır. Çingiz Han, Türk-Mogol Kaganlığının başına geçtikten sonra, ilk iş olarak zapt ettiği Türkistan coğrafyasındaki bölgelerin idaresiyle ilgilendi. O, ister-istemez kendinden önceki bir devletin kurumlarını almak zorundaydı. Çingiz’in de  A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi. 1 Mukali, Ak Tatar grubuna mensup olduğu söylenen bir Celayir’dir ve onların da Mogollaşmış Türk kabilesi olduğuna dair iddialar mevcuttur. Bunun yanısıra Çingiz Han’ı Kerayitler kuşattığında atından düşünce, onu Arulatlardan Bugurçu ile Mukali kurtarmış idi. Bakınız, Reşideddin Fazlullah, Cami’üt-tevarih, Çev. A.Gölpınarlı, İstanbul (tarihsiz), s; C.T’ang, Moğol Sülalesi Devrinde Türk ve İslam Dünyası ile Temasta Bulunan Şahsiyetler, Doktora Tezi, İstanbul , s, ; seafoodplus.infoet, Bozkır İmparatorluğu, Çev. seafoodplus.info, İstanbul , s 2 seafoodplus.infoger, Warriors of the Steppe, New York , s 3 seafoodplus.infors, The History of the Mongol Conquest, Pennsylvania , s; Hildinger, a.g.e., s; S.Gömeç, “Türk Tarihinin Kahramanları: Batu Han”, Orkun, Sayı 94, İstanbul , s önünde en mükemmel şekliyle Türk devlet sistemi bulunuyordu 4. Komutanlarından üçte-ikisi ve idare ettiği halkın % ’i Türk olan bu gözü-pek devlet adamı, ortaya koyduğu siyasi teşekkülün yönetiminde Uygur ve Türk-Tatar menşeili danışmanlara yer vermekle5 beraber, çocukları ve torunlarının eğitimini de onlara havale etmiştir ki, bu suretle Mogol toplumuna başta Türk yazısı ve yüksek Türk kültürü egemen olmuştur. Çelme ve küçük kardeşi Subutay’la alâkalı en eski kayıtlara elbette ki, Mogollar ve Çingiz hakkında da ilk bilgileri aktaran “Moğolların Gizli Tarihi” adlı eserde rastlıyoruz. Malûm olduğu üzere bu kitap, Çingiz Han’ın atalarını anlatmakla başlar ki; onun ceddi bir erkek bozkurt ile dişi alageyiğin birleşmesi suretiyle, Burhan-haldun Dağı civarında doğan Bataçı Han isimli bir kişidir6. Yine Çingiz’in atalarından Bodun Çor, Bolçun-aral denilen yerdeki ikameti sırasında zaman zaman yiyeceğini kurtlarla paylaşmıştır7. Görüleceği üzere bu hikâye, Çince ve Farsça belgelerde geçen, Türklerin türeyişiyle ilgili efsanelerle benzerlik gösteriyor. Bildiğimiz gibi Türklerin çoğalması da bir erkek çocukla, dişi kurttun aracılığı iledir 8. Bütün bunları bir kenara bıraktıktan sonra, Çingiz Han veya tarihinde Onon Nehri kıyısındaki Delün-boldak’ta doğduğunu öğreniyoruz9. Kaynakta yazdığı şekliyle, o dünyaya geldiğinde, Uranhay kabilesinden Yesugey’in dostu demirci Çarçiuday, yanında oğlu Çelme de olduğu halde, Temuçin’e samur derisinden bir kundak hediye eder. Bundan sonra oğlu Çelme’yi de ona hem arkadaş, hem de hizmetkâr kıldığını bildirir senesinde Temuçin’in babası Yesugey öldürüldüğünde11, ailenin bütün yükü onun omuzlarına bindi. Düşmanlarının peşine düşmesi üzerine, ailesi ve yanındaki en sadık adamlarından olan Çelme ve Arulatlardan Bugurçu ile beraber uzun süre kaçak yaşamak zorunda kaldı. Onlara daha sonra Çelme’nin küçük kardeşleri Çakur-han, Subutay Batur ve yine Çingiz’le kan kardeşi olan, Caciratlardan Çamuka da (veya Çabuka) katıldı Ama bilindiği gibi, Çingiz’le Çamuka’nın arasına bir süre sonra düşmanlık girdi. Birtakım boylar ’de Çamuka’yı “Kür Han” ilan edip, etrafında toplanırken, yine Çingiz’in yanında Çelme, kardeşi Subutay ve Bugurçu vardılar. Bu vefakâr dostlarından Subutay, “Moğolların Gizli Tarihi” adlı eserde, Çingiz Han’a korkmaması için şöyle diyordu: “Dağılan adamları toplarım, biraraya getiririm. Bir keçe misali seni örterim. Senin evini ve halkını korurum” Altan Topçi’da da; Subutay “herşeyimle onu takip edeceğim” demiştir Bu durum yüzlerce yıl evvel İl-teriş ile Tunyukuk’un anlaşarak Türkleri yeniden toparlamalarına benziyor ki, dahi devlet adamı Bilge Tunyukuk kendi yazıtında; “ormanda, taşta kalmış olanları toplanarak yedi yüz oldu. Bunların (üçte) iki kısmı atlı, bir bölümü yayaydı. “Katıl” dedi. Katılanı ben idim. “Kendi kendime onu kagan mı yapayım” deyip, düşündüm: “İnsan zayıf ve semiz boğaları uzakta görse, hangisinin zayıf, hangisinin kuvvetli olduğunu ayırt edemez”. Bunu hatırlayıp Tanrı bilgi verdiği için onu bizzat ben kagan yaptım”15, diyordu. 4 S.Gömeç, Uygur Türkleri Tarihi, 5. Baskı, Ankara , s 5 Bu husus ve devlet adamları konusunda bakınız, B.Ögel, Sino-Turcica. Cengiz Han ve Çin’deki Hanedanın Türk Müşavirleri, Taipei 6 Moğolların Gizli Tarihi, Çev. seafoodplus.info, 2. Baskı, Ankara , s.3; Altan Topçi, Çev. T.Gülensoy, Ankara , s; S.Gömeç, “Türk Mogol Devletinin Kuruluşunun Yılı”, Orkun, Sayı , İstanbul , s 7 Moğolların Gizli Tarihi, s 8 S.Gömeç, “Ergenekun”, Orkun, Sayı 79, İstanbul , s 9 Moğolların Gizli Tarihi, s 10 Moğolların Gizli Tarihi, s; C.T’ang, Moğol Sülalesi Devrinde Türk ve İslam Dünyası ile Temasta Bulunan Şahsiyetler, Doktora Tezi, İstanbul , s; seafoodplus.infoevsky, Genghis Khan, Malden , s 11 seafoodplus.infold, “Cengiz Han”, İslam Ansiklopedisi, C. 3, 5. Baskı, İstanbul , s; S.Gömeç, “Türk Tarihinin Kahramanları: Çingiz Han”, Orkun, Sayı 92, İstanbul , s 12 Moğolların Gizli Tarihi, s; Ratchnevsky, a.g.e., s 13 Moğolların Gizli Tarihi, s; T’ang, a.g.t., s 14 Altan Topçi (Moğol Tarihi), Çev. T.Gülensoy, Ankara , s 15 Bakınız, Tunyukuk Yazıtı, I. Taş, Batı tarafı, satır: “Ida taşta kalmışı yitiyüz boltı. İki ülügi atlıg erti, bir ülügi yadag erti. Yiti yüz kişig udızıgma ulugı şad erti: “Yagıl” tidi. Yagmışı ben ertim: “Bilge Tunyukuk kagan mu kılayın tidim”, Sakıntım: “Turuk bukalı, semiz bukalı ırakda bilser, semiz buka turuk buka tiyin bilmez ermiş tiyin” ança sakıntım. Anta kisre Tengri bilig birtük üçün özüm ök kagan kıltım”. Çingiz Han da, Çelme ile Bugurçu’ya; “gölgemden başka dostum yokken, bana gölge oldunuz. Sizi asla unutmayacağım. Tanrı’nın yardımıyla kuvvetim arttı. Beni korudunuz. Çamuka’yı değil beni seçtiniz. Benim en eski arkadaşlarım sizlersiniz”16, şeklinde karşılık veriyordu. Bu arada Çamuka ile olan mücadeleleri sırasında birgün Çingiz Han yaralandı. Neredeyse kangren olacaktı. Ateşten yarı ölü bir şekilde yatan Çingiz’in yarasını Çelme emerek temizlemiştir. Hatta kitapta zikredildiği kadarıyla, Çelme’nin bazan telaştan, Çingiz’in kanını yuttuğu da oldu. Çingiz Han komadan çıkınca, Çelme’ye susadığını söyler. Fakat ordugâhta ne içecek, ne de yiyecek bir şey kalmamıştır. Bunun üzerine Çelme elbiselerini soyunarak, sadece bacaklarında bir don olduğu halde, çıplak bir vaziyette karşıda duran düşman denklerinin arasına gider. Gizlice arabalarda kımız aradıysa da, bulamamıştır. Kağnılardan birisinde tesadüfen bir yoğurt kabı bulur ve onu çalarak getirir. Bunları yaparken de kimseye görünmemiştir. Çelme, bir yerden de su tedarik eder, yoğurtla karıştırıp ayran yapar ve onu Çingiz’e içirir. Gün ağardığında, kendine gelen Çingiz Han yanı-başında kan ve çamurdan oluşan pisliği görünce, Çelme’ye “bu nedir” diye sordu ve “biraz uzağa tüküremez miydin” dedi. Çelme de, “sen hastayken uzağa gidemezdim, sana bir şey olmasında korktum”, şeklinde bir cevap verdi. Çingiz Han, yine ona; “çıplak bir şekilde, niye düşman içine gittiğini” sorduğunda; “eğer böyle ele geçseydim, sizin tarafınıza kaçmak isterken yakalandım. Bu yüzden beni öldürmek için soyup, hapsettiler. Fırsatını bulup, kurtuldum diyecektim. Böylece bana inanıp, elbise verirlerdi ve yine etrafı kollayıp, geri dönerdim”, biçiminde cevaplayınca; bu akıl Çingiz’in çok hoşuna gitti. Çingiz Han da ona şöyle dedi: “Bir zamanlar üç Merkit kabilesi, beni Burhan Haldun’da muhasara ettiklerinde, hayatımı kurtarmıştın. Şimdi tekrar kurumuş kanımı emerek, canıma can kattın. Susuzluktan ölecekken, hayatını tehlikeye atıp, bana içecek buldun. Senin bu fedakârlıklarını unutur muyum” Gerçekten Ermeni kaynaklarında da ismi geçen bu Uranhay, Çingiz’i birçok defalar ölümden kurtararak, bir nev’i onun en büyük cihan fatihi olmasına vesile teşkil etti. Böyle bir arkadaşlık, bu şekilde bir dostluk dünya tarihinde ender görülen hadiselerdendir. Hele hele insanların küçük menfeatler uğruna en yakınlarının bile göz yaşlarına acımadıkları bir evrende bu tür ilişkiler gıptayla bakılacak bir durumdur. Çingiz Han, senesinde Tugrul unvanıyla da bilinen Kerayit hükümdarı Ong Han ve Caciratlardan Çamuka ile karşılaşmadan önce, Çelme’yi artçı birliklerin başına geçirmiştir. Yenilen Ong Han Naymanların arasına kaçtı ve orada öldürüldü. Bu sırada Tayang Han’ın üvey annesi Ong Han’ın başının getirilmesini, gerçekten o ise bu eski dostlarına yakışır bir cenaze töreni yapılmasını buyurdu. Bunun üzerine Kerayit hakanının kesik başı çadıra getirilmiş, o olduğu anlaşılmış, fakat yüzündeki gülümsemeye sinirlenen Tayang, Ong Han’ın başını tekmelemiştir 18, ki bu durum Naymanlar arasında felaketle karşılaşacaklarına yorulmuştur. Yine ilk ortaya çıktıkları yurt Ulug Kem kıyılarında bulunan, başta Kırgızlarla, dolayısı ile de Türklerle ilişkilendirilen Naymanlar, biraz güçlendikten sonra Urungu Nehrine doğru kaymışlar ve neticede sınırları kuzeyde Kırgız, güneyde Uygur, doğuda Kerayit ve batıda Kanglılara kadar uzanmıştı. Sekiz ayrı bölgede yaşayan kabilelerin birliğinden müteşekkil ve bu yüzden de isimleri Mogolca sekiz manasına gelen Nayman beyi Inanç öldükten sonra, oğlu Tay Buka’ya Çin imparatorluğu tarafından büyük kagan demek olan “Tai-wang” unvanı verilmişti. Bu söz bir müddet geçince Taiyang ve nihayet Tayang’a dönmüştü ki, işte Nayman beyi Tayang Han, Çingiz ile mücadelesi sırasında, ordunun en başında yürüyen dört kişiyi görünce, bunların kim olduklarını Çamuka’ya sorar. Çamuka da; “bunlar Çingiz’in en sadık komutanlarıdır. İkisinin adı Cebe ile Kubilay; iki kardeşin ismi de Çelme ve Subutay’dır”19 der. Adeta Çingiz Han’ın önünde Kubilay, 16 Moğolların Gizli Tarihi, s 17 Moğolların Gizli Tarihi, s; Ratchnevsky, a.g.e., s 18 Moğolların Gizli Tarihi, s; T’ang, a.g.t., s; Genceli Kiragos, Moğol İstilası, Ter. Mahmut Kemal Bey, Haz. seafoodplus.infoısalihoğseafoodplus.info, İstanbul , s 19 Moğolların Gizli Tarihi, s; T’ang, a.g.t., s, Çelme, Subutay ve Cebe, arkasında da Bugurçu Mukali, Baragul (Borokul) ve Çila’un20 Noyanlar yürüyordu. Bu arada Öngüt beyi Alakuş Tigin’e Naymanlar ittifak teklifinde bulundukları halde, o bunu reddetti. Ebu’l-gazi Bahadır Han’ın bildirdiğine göre; Tayang Han, Öngüt beyi Alakuş Tigin’e gönderdiği bir elçi vasıtasıyla “bir kilim üzerine on derviş sığar, fakat iki padişah yeryüzüne sığmaz. Çingiz üzerimize gelmeden biz ona saldıralım”, demişti, ama yukarıda da belirttiğimiz üzere Alakuş Tigin buna müspet yaklaşmadı. Bu kadirşinaslığa karşılık Çingiz Han da Alakuş Tigin’e kızlarından birini verdiği gibi, oğulları Kün Buka Güyük’ün kızı Yelmiş ile Ay Buka da Kubilay’ın kızı Yürek’le evlendi Bunun üzerine bildiğimiz gibi senesinde Kubilay ve Cebe’nin öncülüğünde hazırlanan ordu, Tayang Han’ın Merkit, Kerayit, Cacirat, Dörben, Tatar, Katagın ve Salciut gibi halklardan mürekep askerleriyle karşılaştı. Komutanlarıyla görüşen Nayman beyi, Mogolların çok kalabalık olmaları sebebiyle onlara direnemeyeceklerini söyleyip, atlarının yorulduğunda saldırmaayı teklif etmişse de, oğlu Küçlüg babasını korkaklıkla suçladı. Buna çok kızan Tayang tedbirsizce davranıp, savaşa karar verdi. Ama Çamuka ile beraber bir tepe üstünde muharebe alanına baktığında, Mogolların sayısının fazlalığı onu endişelendirdi ki, vuruşmalar esnasında Çamuka da oradan ayrılmıştı. Ağır yaralanan Tayang Han öldü, oğlu da Buyruk Han’ın yanına kaçtı. Neticede Çamuka da Çingiz Han’n elinden kurtulamadı. Belki Çingiz, adamlarının ihanetine uğrayan Çamuka’nın ölmesini istemiyordu, ama bu cesur rakip bizzat kendisi idam edilmeyi diledi. Çünkü bağışlandığı takdirde, sürekli olarak Çingiz onun yeniden baş kaldıracağı düşüncesini taşıyacaktı Ayrıca Çingiz Han tarihinde, başkomutanı Subutay’ı Merkit reisi Tokta Han’ın oğullarını takip için vazifelendirmişti. O, Nayman beyi Buyruk’un üstüne yürümeyi de ihmal etmedi. Bir av sırasında ansızın kıstırılan Buyruk Han ortadan kaldırıldı. Buyruk’un oğlu ile Küçlüg Kıpçak yurduna sığınıp, Cuci’ye karşı savaştılarsa da, nihayet onlar bir şekilde ele geçirilip, Çingiz’in emriyle öldürüldüleri Doğudan batıya, kuzeyden güneye doğru yapılan fetihler ve yeni teşkilatlanmaların ardından, ’da Onon Nehri kıyısında, Türk ve Mogol halkı toplanarak bir kurultay düzenlediler Tarih konusunda birtakım farklı görüşler mevcut ise de, burada Temuçin’e bir Türk kamı olan Kökçe tarafından, Çingiz unvanı verildi Dokuz tuglu sancak açıldı, töre yeniden düzüldü Çingiz Han bu 20 Mukali Celayir, Bugurçu Arulat, Borokul Çurkin ve Çila’un Sulduz boyundandır. 21 seafoodplus.infoet, Bozkır İmparatorluğu, Çev. seafoodplus.info, İstanbul , s; T’ang, a.g.t., s; seafoodplus.infokli, Türk Ortodoksları, Ankara , s; Cengiz İmparatorluğu, Çev. seafoodplus.info, İstanbul , s; Abulgoziy, Şacarayi Türk, Muharrir A.Öktam, Toşkent , s; S.Y.Gömeç, Uygur Türkleri Tarihi, 5. Baskı, Ankara , s 22 Grousset, a.g.e., s; Barthold, a.g.e., s; T’ang, a.g.t., s, 23 Moğolların Gizli Tarihi, s; Barthold, a.g.e., s; seafoodplus.infoian, A History of Russia. Central Asia and Mongolia, Oxford , s; T’ang, a.g.t., s, 24 Moğolların Gizli Tarihi, s; seafoodplus.info, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Ankara , s; Barthold, a.g.e., s; seafoodplus.info, “Türk-Mogol İmparatorluğu ve Devamı”, Türk Dünyası El Kitabı, C. I, 3. Baskı, Ankara , s; Barthold, a.g.m., s; Hildenger, a.g.e., s 25 Çingiz’i kaganlık makamına bir Türk kamı olan Kökçe (Kököçü) atamıştır. O, tarihindeki kurultayda; “bana Tanrı’dan emir geldi. Bu günden sonra ona Temuçin denmeyecek. Bütün yeryüzünün hakanlığını ona verdim. Onun adı artık Çingiz’dir”, der. Ayrıca, Ebu’l-gazi, Şecere-i Türk’te Çingiz, Çink’in çoğulu ve manası “ulu, sert” demektedir. Bakınız, Abulgoziy, Şacarayi Türk, Muharrir A.Öktam, Toşkent , s 26 Eski Türklerde dokuz ve yedi sayıları önemlidir. Bunlar daha çok dini kaynaklı inanışlardır ki, bu gelenek Türklerden Mogollara da intikal etmiştir. Dokuz tuga sahip olan bey, herkesten daha üstün sayılmakla beraber, bir devletin mevcudiyeti için gerekli şartlardan birisi de elbette kanunları olmasıdır. Her ne kadar Türk milleti kanunlarını yazılı olarak saklamadıysa da, yüzyıllardan beri gelen töre hükümleri herkes tarafından bilinmekte ve kayıtsız-şartsız uyulmaktadır. Törede belirtilenlere aykırı davrananlar en şiddetli biçimde cezalandırılırlardı. Bozulan töreyi düzeltmek Türk kaganlarının en belli-başlı vazifelerinden birisidir. Eski Türk düşüncesinde töreye sıkıca bağlılık ve kurulu düzenin bozulmamasına gayret edilmesi, dikkat çeken bir husustur. Emir Temür, “saltanat müessesesi töre ve tüzüğe kavice bağlıdır. İlk önce töreye ve tüzüğe kendim uydum” der. Devlet kurabilmek için düzen ve yasa şarttır. İşte bu yüzden eski Türk yazıtlarında, Türk töresi halka ve gelecek nesillere anlatılmaktadır. Çin kaynakları da Türk töresi hakkında uzun uzadıya bilgiler verir. Kanunlardan mahrum bir sırada yaptığı konuşmada; “evinde dirlik ve düzeni sağlayan, devleti de yönetebilir”, demiştir. Çünkü aile devletin küçük bir numunesi olduğuna göre, idaresi birbirine benziyordu. Arkasından da Çelme ve Subutay kardeşleri binbaşı atadı Bu şekilde askeri işlerin yoluna koyulması sırasında Çingiz Han, Kubilay’a28 şöyle dedi: “Güçlülerin boynunu kırdınız, güreşçileri yere serdiniz. Ey Kubilay, Çelme, Cebe ve Subutay ben sizleri düşmana karşı gönderdiğimde; ilerle deyince taşları parçaladınız, saldır deyince kayaları dağıtarak, denizleri geçtiniz”. Böylece onlara övgüler yağdırarak, Çelme ile Arulatlardan Bugurçu’yu kendine danışman yaptı Sonra Celme’ye dönerek; “Çarçiuday-ebugen (Çelme’nin babası), bir zamanlar yanında, henüz beşikten aldığı oğlu Çelme olduğu halde Burhan- haldun’a, doğduğum yere gelerek, bana samurdan bir kundak hediye etmişti. Sen o zaman bana katıldın. Eşiğimde kulum, kapımda hizmetçim oldun. Senin bana yardımların çoktur. Benimle beraber doğdun, benimle birlikte büyüdün, seni dokuz suça kadar muaf tutuyorum” 30, buyurdu. Çingiz’in nasıl büyük bir devlet adamı olduğu hakkında pekçok kişi hemfikirdir. Elbette ki yakınlarına yeri geldiğinde böylesine müşfikçe davranan ve güvenen bir devlet adamı başarılı olur. Kök Türk Kaganlığı da dünyada söz sahibiyken, öyle değil miydi? Yani küçükler büyüklerin izinden yürüdüklerinde herşey çok güzeldi. Ama tersi olduğunda da devletlerini kaybediyorlardı. Yazıtlarda bu hususta şöyle deniyor: “Bilgisiz ve kötü kaganlar tahtta oturduğundan, bakanları ve beyleri de bilgisizmiş. Halkı düzensiz, Çin milleti aldatıcı ve sahtekâr olduğundan, küçük kardeşi büyük kardeşe düşürdüğünden, bey ve halkın arasını açtığından Türk milletinin ülkesi elinden çıkmış. Kaganını kaybetmiş. Çin milletine bey olacak erkek çocuğu kul, hanım kızı cariye oldu. Türk milleti Türk adını bıraktığından”31 başına bunca bela gelmiştir. Çingiz Han’ın yanındaki danışmanlara baktığımızda, bunların önemli kısmı Türk’tür. Çünkü onlar, Türk’ün altın çağlarının nasıl kazanıldığını ona anlatıyorlardı ve Çingiz de buna göre hareket ediyordu. Çelme Noyan, tıpkı babasını olduğu gibi Çingiz’in küçük oğlu Tuluy’u da bir düşman elinden öldürülecekken, kurtarmıştır Herhalde bütün bu yardımlarından sonra Çingiz, Çelme’nin oğlu Yesuntek’i dörtyüz bahadırın komutanı yaptı Bunun ardından Kubilay Noyan, Karluk Türklerine karşı gönderildiğinde, Karluk hükümdarı Arslan Han ona kendiliğinden tabi oldu ve muhtemel bir savaşı önlediğinden de kızlarından birisini ona sözledi. Bu sıralarda Subutay da, Merkitlerden Tokta’nın çocuklarının peşinden yürüyerek, onları imha etti Bu çağlarda bozkırda hüküm süren Harezmşahlar hanedanlığı da mühim bir kuvvet olarak göze batıyordu. Kaynaklar bu sırada Muhammed Harzezmşah’ın azamet ve şevketinede vurgu yapıp, kibirinden bahseder. Bununla birlikte iki ülke arasında bir dostluk söz konusuydu. Çünkü Çingiz Han, Ebu’l-gazi’nin dediğine göre, bir adamını Muhammed Harezmşah’a göndermiş ve iki devlet arasında devletin yaşayabilmesi zaten düşünülemez. Bakınız, S.Gömeç, “Bazı Çingiz Yasalarının Tarihi ve Sosyal Dayanakları”, Türk Kültürü, 44/, Ankara ; S.Gömeç, Kök Türk Tarihi, 4. Baskı, Ankara , s; Sahibkıran Emir Timur, Timur’un Günlüğü, Haz. K.Şseafoodplus.info, 3. Baskı, İstanbul , s 27 Moğolların Gizli Tarihi, s Eski Türklerde aile için bakınız, S.Gömeç, “Türk Ailesine Genel Bir Bakış”, Yörtürk, 16/97, Ankara ; S.Gömeç, Türk Kültürünün Ana Hatları, 3. Baskı, Ankara , s 28 Barulas kabilesinden gelen bu Kubilay, torunuyla aynı adı taşıdığından bazan karıştırılmaktadır. Bakınız, T’ang, a.g.t., s 29 Moğolların Gizli Tarihi, s; seafoodplus.info, “The Rise of the Mongolian Empire and Mongolian Rule in North China”, The Cambridge History of China, Ed. seafoodplus.info, Vol. 6, Cambridge , s; Christian, a.g.e., s 30 Moğolların Gizli Tarihi, s; Ratchnevsky, a.g.e., s 31 Bakınız, Köl Tigin Yazıtı, Doğu tarafı ; Bilge Kagan Yazıtı, Doğu tarafı Biligsiz kagan olurmış erinç, yablak kagan olurmış erinç. Buyrukı yime biligsiz ermiş erinç, yablak ermiş erinç. Begleri bodunı tüzsüz üçün Tabgaç bodun tebligin kürlügin üçün armakçısın üçün inili eçili kingşürtükin üçün begli bodunlıg yongşurtukın üçün Türük bodun illedük ilin ıçgını ıdmış. Kaganladuk kaganın yitürü ıdmış. Tabgaç bodunka beglik urı oglın kul kıltı. İşilik kız oglın küng kıltı. Türük begler Türük atın ıtdı. 32 Kaynaklarda belirtildiğine göre Tuluy küçük iken, bir Tatar yemek istemek için Çingiz Han’ın çadırına girer ve bıçağını çıkararak Tuluy’u öldüreceği sırada, dışarıda inek kesen Çelme ve Çedai içeri girip, bu şahsı öldürürler. Bakınız, T’ang, a.g.t., s 33 Moğolların Gizli Tarihi, s 34 Moğolların Gizli Tarihi, s barış imzalandığından, Harezmşahlardan bir fenalık gelmediği müddetçe onlara dokunmamaya karar vermişti. Bu anlaşmayla alâkalı olarak Tabakat-ı Nasıri’de şunlar yazılıdır. Çingiz Han elçilere: “Muhammed Harezmşah’a söyleyin; “ben güneşi doğan bir hakanım, sen ise güneşi batan padişahsın. Aramızda kuvvetli bir sulh ve sevgi olsun. İki taraftan tacir ve kervanlar gelip-gitsin. Benim ülkemdeki değerli malları sana; seninkileri de bana getirsinler” 35, der. Malûmdur ki bu sıralarda Sır Derya üzerinde bulunan Otrar şehrine yılında, Çingizlilere ait bir kervan mallar getirmişti. Dörtyüz elli kişilik kervanın mallarını Harezm’in Otrar valisi yağma ettirdi ve tüccarların kafasını kesti. Bazı kaynaklar, bu hadiseyi İslam memleketlerinin tahrip sebebinin başlangıcı olarak görür Tazminat için gelen elçilere de kötü davranılmış, hatta bir tanesi de öldürülmüştü. Neticede iki devlet arasında savaş çıkması kaçınılmaz oldu. Tavşan yılında (), Çingiz Han Harezmşahlara karşı bir sefer başlattı. Karakurum’da küçük kardeşini (Otçigin) bıraktı. Öncü olarak Cebe’yi, arkasından Subutay’ı, peşinden de Tokaçar’ı (veya Tokuçar) yolladı. Onlara Harezmşah’ı kuşatmalarını emretti. Subutay söylenenleri harfiyen yerine getirdi; fakat Tokaçar, Merv- Herat hükümdarı Han Melik’in şehirlerini yağmalayıp, halkını esir alarak, kötü muamelelerde bulununca, isyan eden ahali tarafından öldürdü. Her ne kadar Han Melik, Çingiz Han’dan özür dilediyse de, onun gazabının korkusu Celaleddin’in safına geçmesine neden oldu. Her ikisi beraberce Çingiz’in ordusunu ve Şiki-kutuku’yu37 yendilerse de; Subutay ve Cebe yetişerek, onları mağlubiyete uğrattılar. Hatta söylendiğine göre, bu sırada kişilik bir askeri kuvvetin başında bulunan Tokaçar’ın hatunu Nişabur’a girince, önüne çıkan herkesi öldürerek kocasının intikamını aldı Harezmşahların acı bir şekilde ortadan kalkması sadece Türk tarihi için değil, elbette hem İslam, hem de Avrupa’nın geleceğinde önemli sonuçlar doğurdu. Çünkü o çağa kadar Türk-Mogol güçlerinin batıya gitmesine set vazifesi gören Harezmşahların yıkılmasıyla Mogolların önündeki bütün engeller dağıldı. Bu yüzden İslam ve Hrıstiyan dünyası son derece büyük tahribatlara uğradı. Neticede Subutay’ın emrindeki kuvvetler Deşt-i Kıpçak ile İdil-Ural’ın batısına gönderildi Ancak onun buralarda biraz zorluklarla karşılaşması üzerine, ’den sonra han seçilen Ögedey, Subutay’a yardımcı olsun diye Batu (Cuci’nin oğlu), Börü (Çagatay’ın oğlu), Güyük (Köyük/Ögedey’in oğlu) ve Mengü (Tuluy’un oğlu) gibi tiginleri vazifelendirildi. Han verdiği buyrukla, bunlara Batu’nun komuta etmesini istiyordu. Aslında bu sefere büyük oğulların katılmasını Çagatay önermişti. Böylece ordunun kuvvetinin ve itaatın büyük olacağına inanılıyordu Bu 35 Minhac-ı Sirac el-Cuzcani, Tabakat-ı Nasıri, Çev. seafoodplus.info, İstanbul , s; Devletşah, Devletşah Tezkiresi, C. II, Haz., seafoodplus.info, İstanbul , s 36 Cüveyni, Cuzcani ve Ebu’l-gazi bu savaşın nedenini ayrıntılı biçimde şöyle anlatıyor: Harezmşahlığından ikisi baba-oğul yanlarında değerli mallarla Çingiz Han’ın topraklarına üç tüccar gelir. Çingiz, bunlar döneceği sırada kişi toplatıp, ellerine de yüklüce bir para verip, Muhammed Harezmşah’ın ülkesinden gelen tüccarlarla birlikte onları birşeyler satın almak üzere yollar. Bu heyetle bir de mektup gönderir ve “memleketinizden güzel şeyler alsınlar, böylece aramızdaki ilişkiler gelişsin, düşmanlıkların yerine sevgi ve dostluk gelişsin” der. Bu tüccarlar Otrar’a vardıklarında Harezmşahın annesi Terken Hatun’un da akrabası olan ve Kadır Han unvanını taşıyan vali Inalcık heyet içindeki bir Hintli ile tartışınca onları hapsettirdi. Bu arada Muhammed Harezmşah ile de haberleşip, aralarından sadece biri (hamamda) saklandığı için kurtulan bu tüccarların hepsini öldürttü. Bu adam kaçıp, olup-biteni Çingiz Han’a anlattı. Bunlara çok kızan Çingiz, bu sırada Küçlüg Han ile Tok Togan’ın peşine düştüğünden Harezmşaha haber yollayarak; akıttığı kanların intikamını almak için yakında üzerine yürüyeceğini bildirdi. Bakınız, Alaaddin Ata Melik Cüveyni, Tarih-i Cihan Güşa, Çev. M.Öztürk, 2. Baskı, Ankara , s; Cuzcani, a.g.e., s; Abulgoziy, a.g.e., s 37 Bilindiği üzere yılından itibaren Çingiz Han, annesi ve karısı Börte ile beraber küçük yaşta yanlarına alıp, büyüttükleri bir Tatar olan Şiki-Kutuku’ya da büyük yargıç yetkilerini verdi. Bu kurultayda Şiki-Kutuku’ya şöyle diyordu: “Bize tabi olan insanları sınıflandır; keçe çadırlarla, tahta evlerde oturanları ayır. Kimsenin sözlerine karşı gelmesine izin verme. İnsanların içinde hırsızları temizle, yalancıyı kontrol et, ölümü hak edeni öldür, cezayı hak edeni cezalandır, sonra bütün halkla ilgili alınan kararları Kök Defter’e kaydet” (Bakınız, Grousset, a.g.e., s; seafoodplus.info, “The Great Yasa of Chingiz Khan and Mongol Law in the Ilkhanate”, Bulletin of the Schools of Oriental and African Studies, XLIX/1, London ; C.T’ang, Moğol Sülalesi Devrinde Türk ve İslam Dünyası ile Temasta Bulunan Şahsiyetler, Doktora Tezi, İstanbul , s). 38 Moğolların Gizli Tarihi, s; Barthold, a.g.e., s; T’ang, a.g.t., s, 39 Moğolların Gizli Tarihi, s; El-Ömeri, Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım, Çev. seafoodplus.info, İstanbul , s; Grousset, a.g.e., s 40 Moğolların Gizli Tarihi, s; Abulgoziy, a.g.e., s; S.Y.Gömeç, “Tarihinin Kahramanları: Batu Han”, Orkun, Sayı 94, İstanbul , s muazzam kitle Deşt-i Kıpçak ve Slav yurdunda önemli başarılar kazandı. Çok az bir zamanda Avrupa’nın ortası ve doğusu ele geçirildi Bu ordunun komutası Batu’nun elindeymiş gibiyse de, esasında bütün askeri işleri düzenleyen Subutay’dı ve kuvvetlerin tamamına yakını da Türklerden meydana gelmişti. Bahis konusu Kıpçak topraklarındaki faaliyetler sırasında, bu kardeş çocuklarının arasının açıldığını görüyoruz. Tiflis’in zaptı esnasında Batu yeğenleriyle beraber bir kurultay toplar. Mecliste herkesten önce içer ve bu durum da Börü ile Güyük’ün hoşuna gitmez. Onlar toplantıyı terk ederler. Çünkü kendilerini Batu ile eş görüyorlardı. Ama gerçekte en yaşlıları da Batu’ydu ve büyük han tarafından onların önderi seçilmişti. Dolayısıyla Batu, bu olayı Ögedey’e şikayet etti. O da, herkesin içinde bu yaptıklarından dolayı Güyük’ü azarladı. Başarının kendine değil, bizzat Subutay’a ait olduğunu söyledi. Hatta onu yabancı ülkelerdeki şehirlere “tamgacı” olarak vazifelendireceğinden bahsedilir ki; Mogol an’anesinde ve Çagataylılarda şehir hayatı pek önemsenmemiş, buna karşılık kır hayatı hep ön plana çıkarılmıştır. Onların düşüncesine göre, hayvan sürüleri ve hayat tarzları şehirlerde oturmalarına mani idi. Böylece şehir hayatından uzak kalarak hem savaşçılıklarını koruyorlar, hem de karışma yoluyla erimenin önünü alıyorlardı. Dolayısıyla Mogol hanları ve Mogollar için yerleşikliğe geçmek bir zûl ve hakaretti. Ögedey belki de bu suretle Güyük’ü cezalandıracağını düşünmüştü Ama Çingiz’in torunları arasındaki mücadelelerin ilk ciddi tohumları da bu sırada atıldı Çelme ve Subutay’ın ölüm tarihleri muallakta ise de, Subutay’ın altmış yaşlarındayken devlet işlerinden el-ayak çektiği ve ’lerde öldüğü sanılmaktadır. Bununla birlikte dikkatlice tedkik ettiğimiz “Moğolların Gizli Tarihi” adlı bu kaynakta, Çingiz’in varlığı ve devletinin genişlemesinin esas dayanağı, Çelme ve Subutay ile onların yoldaşı Cebe, Kubilay ve Bugurçu’dur. Çingiz Han’ın babasının sağlığından itibaren onun yanında yer alan Uranhay kabilesi ve bu halkın önde gelen beylerinden Çelme ve Subutay, küçücük bir topluluktan koca bir cihan devletinin doğmasına aracılık yaptılar. Çelme ve Subutay kardeşler ölene kadar Çingiz Han’a sadık kaldılar. Subutay’ın torunu Asu da (ölm. ), Kubilay Kagan’a () hizmet etmiş, cesur ve yetenekli bir komutandı. Kaynaklar Mengü Han’ın da onu çok beğendiğini söylerler Öyle ise bu derece önemli kişilerin mensup olduğu Uranhay kabilesi üzerinde de biraz durmakta fayda vardır. Kimdir bu Uranhaylar? Kimilerine göre bir Mogol kabilesi mi, yoksa bazılarının söylediği gibi bir Türk aşireti mi? Bugünkü Mogolistan halkları içerisinde en misafirperver topluluklardan birisi olarak gösterilen Uranhaylar, umumiyetle bu ülkenin kuzeyinde bulunan Tuvalılarla eş tutulmakta olup; bunlara zaman zaman birtakım araştırma eserlerinde “Soyot” dendiğini de görüyoruz. Bununla birlikte bazan daha kuzeydeki Saha Türklerinin Uranhay diye adlandırılmaları söz konusudur ki, bu görüşe en çok Sahalı bilim adamları rağbet ediyor Tuva Türkleri hakkında Türkiye’de ilk ciddi çalışmayı yapan seafoodplus.info Gömeç, onların Kök Türkçe yazılı belgelerde zikredilen “Üç Tuglu Türk Bodun”un bir parçası olduklarını ileri sürüyor. Üç Tuglu Türk Bodun üzerinde gerçekleştirilen incelemelere göre de, bu federasyonun bir üyesi Tuvalılardır Kök Türk, Uygur ve Kırgız çağında umumiyetle bugünkü konumlarını muhafaza eden Tuvalılar, Altaylı Türkler gibi Kök Türk konfederasyonunun bugüne kadar gelen temsilcileridir. Tuva Türklerine yakıştırılan Uranhay ve Soyot gibi isimler onların kendi adlandırmaları değil, komşu 41 Moğolların Gizli Tarihi, s; Hildinger, a.g.e., s; seafoodplus.infol, The Great Armies of Antiquity, Westport , s 42 seafoodplus.infoı, Çağatay Hanlığı, Ankara , s 43 Moğolların Gizli Tarihi, s; seafoodplus.infov, Muhayyel Hükümdarlığın İzinde, Çev. seafoodplus.info, İstanbul , s 44 seafoodplus.info, Çin’deki Moğol Devletinde Ordu ve Savaş Düzeni, Doktora Tezi, Ankara , s; seafoodplus.infoet, Bozkır İmparatorluğu, Çev. seafoodplus.info, İstanbul , s; seafoodplus.info, Encylopedia of Mongolia and the Mongol Empire, New York , s 45 seafoodplus.info, The Social, Legacy of Communism, Cambridge , s; seafoodplus.info, Territories of the Russian Federation, Fourth Edition, London , s. 46 S.Gömeç, “Tarihte ve Günümüzde Tuva Türkleri”, Avrasya Etüdleri, Sayı 21, Ankara , s halkların verdikleri tanımlamalardır. Tıpkı bugünkü Tuvalılarla aynı yerlerde yaşayan Kırgızlara, bir vakitler Çinlilerin “Hakas” dediklerini de biliyoruz Günümüzün Hakasları, Kırgızların anayurtta kalan parçalarıdır. Dolayısıyla Uranhaylarla, şimdilerde Rusya Federasyonuna bağlı bir muhtar cumhuriyet halinde yaşayan Tuvalı Türkler aynı halktır. İşte bu müstesna Türk boyu, Kök Türk Kaganlığının yıkılışı esnasında onlara sonuna kadar sadık kalmakla beraber, asrın başlarında bir cihan devleti olarak ortaya çıkan Çingizlilerin böylesine güçlenmelerinde önemli roller ifa ettiler. Çingiz Han’ın yanında ölene değin yer alan Çelme ve Subutay gibi Uranhaylar, onun sınırsız kuvvetinin dayanağı oldular. Zaten pekçok araştırmacı Çingizlileri bir Türk devleti olarak görürler ki; başta ahalisinin üçte ikisi, devlet memurlarının büyük bir kısmıyla, ileri gelen komutanların Türk oluşu da bunu ispatlıyor. Tarihe baktığımızda bu muazzam siyasi teşekkül Çingiz ve oğullarının ölümünün ardından, kısa sürede kaçınılmaz bir şekilde Türk ve Müslüman olacaktır. KAYNAKÇA Fazlullah, Cami’üt-tevarih, Çev. A.Gölpınarlı, İstanbul (tarihsiz) Abulgoziy, Şacarayi Türk, Muharrir A.Öktam, Toşkent Alaaddin Ata Melik Cüveyni, Tarih-i Cihan Güşa, Çev. M.Öztürk, 2. Baskı, Ankara Allsen, T., “The Rise of the Mongolian Empire and Mongolian Rule in North China”, The Cambridge History of China, Ed. seafoodplus.info, Vol. 6, Cambridge Altan Topçi (Moğol Tarihi), Çev. T.Gülensoy, Ankara Atwood, C.P., Encylopedia of Mongolia and the Mongol Empire, New York Barthold, W., “Cengiz Han”, İslam Ansiklopedisi, C. 3, 5. Baskı, İstanbul Bell, I., Territories of the Russian Federation, Fourth Edition, London Cengiz İmparatorluğu, Çev. seafoodplus.info, İstanbul Christian, D., A History of Russia. Central Asia and Mongolia, Oxford Devletşah, Devletşah Tezkiresi, C. II, Haz., seafoodplus.info, İstanbul Ekincikli, M., Türk Ortodoksları, Ankara El-Ömeri, Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım, Çev. seafoodplus.info, İstanbul Gabriel, R., The Great Armies of Antiquity, Westport Genceli Kiragos, Moğol İstilası, Ter. Mahmut Kemal Bey, Haz. seafoodplus.infoısalihoğseafoodplus.info, İstanbul Gömeç, S.Y., “Tarihte ve Günümüzde Tuva Türkleri”, Avrasya Etüdleri, Sayı 21, Ankara Gömeç, S.Y., “Ergenekun”, Orkun, Sayı 79, İstanbul 47 S.Gömeç, Kırgız Türkleri Tarihi, 4. Baskı, Ankara , s Gömeç, S.Y., “Türk Tarihinin Kahramanları: Çingiz Han”, Orkun, Sayı 92, İstanbul Gömeç, S.Y., “Türk Tarihinin Kahramanları: Batu Han”, Orkun, Sayı 94, İstanbul Gömeç, S.Y., “Bazı Çingiz Yasalarının Tarihi ve Sosyal Dayanakları”, Türk Kültürü, 44/, Ankara Gömeç, S.Y., “Türk Mogol Devletinin Kuruluşunun Yılı”, Orkun, Sayı , İstanbul Gömeç, S.Y., Kök Türk Tarihi, 4. Baskı, Ankara Gömeç, S.Y., “Türk Ailesine Genel Bir Bakış”, Yörtürk, 16/97, Ankara Gömeç, S.Y., Kırgız Türkleri Tarihi, 4. Baskı, Ankara S.Gömeç, Türk Kültürünün Ana Hatları, 3. Baskı, Ankara Gömeç, S.Y., Uygur Türkleri Tarihi, 5. Baskı, Ankara Grousset, R., Bozkır İmparatorluğu, Çev. seafoodplus.info, İstanbul Gumilev, L.N., Muhayyel Hükümdarlığın İzinde, Çev. seafoodplus.info, İstanbul Hildinger, E., Warriors of the Steppe, New York Kafalı, M., Çağatay Hanlığı, Ankara Kurat, A.N., IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Ankara Miller, W., The Social, Legacy of Communism, Cambridge Minhac-ı Sirac el-Cuzcani, Tabakat-ı Nasıri, Çev. seafoodplus.info, İstanbul Moğolların Gizli Tarihi, Çev. seafoodplus.info, 2. Baskı, Ankara Morgan, P.O., “The Great Yasa of Chingiz Khan and Mongol Law in the Ilkhanate”, Bulletin of the Schools of Oriental and African Studies, XLIX/1, London Ögel, B., Sino-Turcica. Cengiz Han ve Çin’deki Hanedanın Türk Müşavirleri, Taipei Ratchnevsky, P., Genghis Khan, Malden Sahibkıran Emir Timur, Timur’un Günlüğü, Haz. K.Şseafoodplus.info, 3. Baskı, İstanbul Saunders, J.J., The History of the Mongol Conquest, Pennsylvania T’ang, C., Moğol Sülalesi Devrinde Türk ve İslam Dünyası ile Temasta Bulunan Şahsiyetler, Doktora Tezi, İstanbul Temir, A., “Türk-Mogol İmparatorluğu ve Devamı”, Türk Dünyası El Kitabı, C. I, 3. Baskı, Ankara Wang, C., Çin’deki Moğol Devletinde Ordu ve Savaş Düzeni, Doktora Tezi, Ankara

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir