Emin Çakmak Facebook

Kearney Tüketici Enstitüsü (KCI) tarafından İtalya, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri&#;nde yakın zamanda yürütülen bir ankete göre, moda ürünlerinin satın alınması ve elden çıkarılmasında döngüsellik ve sürdürülebilirliğe ilişkin tüketici eğitiminde açık bir eksiklik var.

Bulgular, yanıt verenlerin neredeyse yarısının, işlenmemiş malzemelerin geri dönüştürülmüş/ileri dönüştürülmüş alternatiflere göre daha üstün veya daha düşük olduğundan emin olmadıklarını gösteriyor. Katılımcıların %30 ila %40&#;ı ya kıyafetleri geri dönüşüm/ileri dönüşüm için iade etme seçeneğinin farkında değil ya da sürece aşina değil. Sonuç olarak, tüketicilerin büyük çoğunluğunun kıyafetlerini bağışlamayı veya arkadaşları ve aileleriyle paylaşmayı tercih etmesi şaşırtıcı değil olarak değerlendiriliyor. Bu, en iyi senaryoda giysilerin yeniden kullanılmasıyla sonuçlansa da, çoğu zaman giysiler bir sonraki bağış döngüsüne kadar saklanır. Daha da gelişme potansiyeline sahip olan ikinci el piyasası bile tam potansiyelinin altında kalmaktadır.

Kearney&#;nin üçüncü yıllık &#;Döngüsel Moda Endeksi&#; CFI raporu, iklim hedefleri konusunda değerlendirilen marka arasında endişe verici bir aciliyet eksikliğini de aynı şekilde ortaya koyuyor. Acil eylem ihtiyacına rağmen, giyim üreticileri, alternatif kullanımlar bulmak yerine satılmamış envanteri elden çıkarmanın bir yolu olarak yakmaya başvururken, pazarı daha fazla ürünle doldurmaya öncelik vermeye devam ediyor.

Rapor, üreticilerin büyük ölçüde işlenmemiş malzemelere güvendiklerini ve tüketicileri kullanılmış giysileri atmanın sorumlu yolları konusunda eğitmekte başarısız olduklarını vurguluyor. Ayrıca, giysi teslim etme ve toplama altyapısının gelişmemiş olduğunu belirtmektedir. Kullanılmış giysileri ayırma işlemi, moda ürünlerini yeniden kullanılabilir alt bileşenlere ayıracak tasarımın olmaması nedeniyle karmaşık ve maliyetli kabul ediliyor.

Kearney, tüketicilerin sınırlı bağış, geri dönüşüm ve onarım seçenekleri araştırmalarından da sorumlu olduklarını iddia ediyor. Kearney&#;nin ortaklarından ve raporun ortak yazarlarından Brian Ehrig&#;e göre, yeniden satış piyasasının popülaritesi, esasen kâr potansiyeliyle biliniyor.

Döngüsellik eksikliği

Kearney ayrıca, döngüselliğin önemini tüketicilere iletme konusundaki yetersiz çabalarını da vurguladı; bu, raporun bulgularıyla daha da güçlenen bir endişe.

İkincil pazar açısından, kiralama hizmetlerinin geliştirilmesinde gözle görülür bir ilerleme eksikliği var ve Kearney, uygulamada yer alan karmaşıklıklar göz önüne alındığında bunun anlaşılabilir olduğunu söylüyor. Giysilerin ömrünü uzatmada ve malzemelerin geri dönüşüm ve ileri dönüşüm için erişilebilir olmasını sağlamada hayati bir rol oynadığından, yıpranmış giysiler için uygun bırakma seçeneklerinin sınırlı mevcudiyetini gözlemlemek endişe vericidir. Ayrıca, ikinci el ürün çeşitleri, potansiyel olarak bu özel sektördeki uzman oyuncuların katılımı nedeniyle kısıtlı olmaya devam ediyor.

Yine de Kearney, birkaç markayı sürdürülebilirliğe bağlılık gösteren dikkate değer istisnalar olarak tanımlıyor. Sorumlu uygulamalarıyla tanınan ilk 10 markanın listesi &#;ye benziyor ve Patagonia, Levi&#;s, The North Face, OVS, Gucci, Madewell, Coach, Esprit, Lululemon Athletica ve Lindex&#;i içeriyor. Madewell, perakende mağazalarında kullanılmış kot pantolonları kabul etmesi ve &#;Madewell Forever&#; programı aracılığıyla kullanılmış veya ileri dönüştürülmüş giysiler sunması nedeniyle takdir edilmektedir. Coach, geri dönüştürülmüş veya geri dönüştürülebilir malzemelerden yapılan ürünlerin satışına odaklanan &#;Coachtopia&#; alt markasıyla övgü topluyor.

Kearney, en kötü performans gösterenlerin listesini ise yayınlamadı.

Kearney&#;nin gözlemlerine göre, şirketlerin çoğu, iyi tanımlanmış ve ölçülebilir çevresel hedefler oluşturmakta veya açıklamakta başarısız oluyor, bu da döngüsellik gibi endüstri çapında çevresel çerçevelerin oluşturulmasını engelliyor.

Ancak, yakında yapılacak düzenlemeler sonucunda hızlı bir dönüşüm beklenmektedir. Bu tür bir örnek, sürdürülebilirlik raporlama standartlarını finansal raporlama ile uyumlu hale getirmeyi amaçlayan yakın zamanda yürürlüğe giren Avrupa Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi&#;ni kapsıyor. (CRSD).

CRSD kapsamında, sürdürülebilirlik raporlaması, yıllık raporlamanın ayrılmaz bir parçası olacak ve üçüncü taraf denetiminden geçecektir. Başlangıçta halka açık şirketler için geçerli olan CRSD, yılına kadar satış ve işgücü boyutu açısından belirli kriterleri karşılayan Avrupa Birliği&#;nde faaliyet gösteren tüm şirketlere iş ortamında hesap verebilirlik ve şeffaflık erişimini kademeli olarak genişletecektir.

      ZONGULDAK ne OLSUN ?

 Eğer Zonguldaklı biri iseniz, yada Zonguldak’ta yaşayan bir kent sakiniyseniz “ Zonguldak” hakkında bir çok duyum alıyorsunuzdur. Yok; Ereğli vilayet olacak, Alaplı, Kandilli, Ormanlı Ereğli’ye bağlanacak. Yok; vadi bölgesi “ Filyos projesi hayata geçtikten sonra” bir KENT merkezi haline getirilecek. Hatta daha önceleri şöyle bir şehir efsanesi ortalarda dolaşıyordu; “ Zonguldak; Çaycuma bölgesine taşınacak ve kent merkezi/ vilayetin kurumları hepsi orada olacak”. Bunun öyle olmayacağı neredeyse tüm resmi kurumların İKİNCİ MAKAS bölgesine taşınmaya başlamasından sonra, o şehir efsanesi artık konuşulmuyor.

  Ereğli’nin hem ekonomik olarak hem de nüfus yoğunluğu açısından kent merkezinden daha büyük olduğunu biliyoruz. Eğer Alaplı bölgesindeki tersaneler kapanmasaydı bu rakamlar daha da farklı olabilirdi. Zonguldak hem Karabük’ü hem de Bartın’ı kaybederek zaten kendisine kesilen cezanın bedelini yıllar önce ödedi ( o ceza niye kesildi rivayetler muhtelif/onları daha farklı bir yazıda işlerim).

  Kentlerin ekonomisi; eğer metropol kent değilse oradaki Kamu işletmeleri ve/veya özel şirketlerin, fabrikaların bilançolarıyla yakından ilgilidir. Örneğin bir Sinop kenti oradaki ( şimdilerde kapanmış olan ) Şişe Cam Sanayi Fabrikası ve Nato tesisleriyle ekonomisini ayakta tutmaya çalışıyordu. Günümüzde Sinop Sanayi ve Ticaret odasının üye sayısı , yine ilimizin güzide ilçelerinden Çaycuma’daki TSO’nun üye sayısı ile neredeyse aynı. Bu manada ne diyoruz, kent olmak önemli değil, o kent kimliğine hem nüfus hem de ekonomik olarak büyüklük sağlamak önemli. Küçük kentler ekonomilerini büyütemedikleri için küçük kalıyorlar. Tersi örnekler hep ilçelerden çıkıyor. Net bir örnek Bozüyük’tür. Bu örnekte kent merkezi olan Bilecik; ekonomisini bir türlü atağa kaldıramadığından ilçesi olan Bözüyük’ün gerisinde kalmıştır. Ülkemizde böyle birkaç örnek var. Önemli diğer bir örnek ise Kırklareli ve ilçesi Lüleburgaz.

  Bozüyüklüler ve Lüleburgazlılar il olmak istiyorlar mı bilmiyorum ancak Kdz. Ereğli’de uzun yıllardır il olma isteği dillendiriliyor. Burada sorun bu ayrılma Kdz. Ereğli’ye il olduktan sonra ne katardan ziyade Zonguldak’ı bitirme noktasına getirir mi? Zira kent ekonomisinin ortalamasını Ereğli ve Çaycuma yükseltiyor. Bu ekonomik değerleri Zonguldak “ hasılasından çıkardığınızda” ortaya kent merkezine gövdesi dalı budanmış bir TTK kalıyor. Onunda akıbeti konusunda olumlu konuşan yok. Bu durumda ortaya çıkacak rakamlar emin olun bu kentin milletvekillerini çok rahatsız edecek seviyede olacaktır. Zaten göç veren bir kent ve istihdam konusunda palavra geçici işlerle ( şu İŞKUR’un 9 aylık işçi alımları) halk uyutuluyor. Eğer rakamlar KIRMIZI ALARM seviyesinde çıkmıyorsa bu biraz ortalamayı Ereğli’nin yükseltmesi biraz da şu uyduruk geçici işçi alımları sayesindedir. Milletvekillerini rahatsız edecek konu ise “kent halkına verdikleri sözler” yüzündendir. Hem kentin ekonomisini büyütmede yeterli olama hem de kentin bir kez daha bölünmesine engel dahi olma. Eğer böyle bir ayrılma söz konusu olursa Allah( C.C.) kendilerine ve bu kente yardım etsin.

  Zonguldak değil bir kez daha bölünme üçe dahi bölünebilir. Hatta her ilçesi bir KENT yapılabilir ama o zaman akıllara şu sorular gelmez mi, hani Zonguldak enerji üssü olacaktı? Hani Zonguldak büyüyecek ve Batı Karadeniz’in yükselen yıldızı olacaktı? Yıllardır söylerim ben siyasileri değil devlet adamlarını severim. Devlet adamları bölmeye değil büyütmeye çalışır siyasiler bölüp parçalamaya. Devlet adamları sizi düşünür siyasiler kendilerini.

  O halde şu soruya yanıt beklemek hakkımız; ZONGULDAK sizce NE OLSUN ?

Türkiye, 3. Avrupa Oyunları'na toplam sporcuyla organizasyon tarihindeki en yüksek katılımını sağlayacak.

Polonya'da 21 Haziran-2 Temmuz'da düzenlenecek 3. Avrupa Oyunları'nda Türkiye adına kadın, 90 erkek sporcu yarışacak.

Oyunların ilk kez 'te düzenlendiği Azerbaycan'da Türkiye'yi 81'i kadın, 'u erkek olmak üzere sporcu temsil etmişti. 'da Belarus'taki oyunlarda ise Türkiye'nin sporcu sayısı 44'ü kadın, 66'sı erkek, toplam olmuştu.

Türkiye, Polonya'da ise olan rekor sporcu sayısıyla madalya mücadelesi verecek.

- Milliler, 19 branşta yarışacak

Türkiye, 3. Avrupa Oyunları'nda 19 branşta temsil edilecek.

Atıcılık, atletizm, badminton, bisiklet, boks, eskrim, judo, kano, karate, kayakla atlama, kick boks, masa tenisi, modern pentatlon, muaythai, okçuluk, 7'li ragbi, artistik yüzme, tekvando ve triatlonda toplam milli sporcu ter dökecek.

Özellikle atıcılık, boks, kano (akarsu slalom), masa tenisi, modern pentatlon, okçuluk, 7'li ragbi ve artistik yüzme branşlarında yarışacak milli sporcular, alacakları derecelerle Paris Olimpiyat Oyunları için kota elde etmeye çalışacak.

- Katılacak isimler

3. Avrupa Oyunları'nda branşlarına göre yer alacak sporcular ve müsabakaların gerçekleştirileceği şehirler ile tarihleri şöyle:

Atıcılık (Wroclaw / 22 Haziran- 2 Temmuz) (17 sporcu): Yusuf Dikeç, İsmail Keleş, Buğra Selimzade, Ahmet Bayrak, Mert Nalbant, Ömer Akgün, Özgür Varlık, Oğuzhan Tüzün, Nedim Tolga Tunçer, Alp Kızılsu, Şevval İlayda Tarhan, Nur Banu Balkancı, Sena Can, Aylin Sarmat, Safiye Temizdemir, Rümeysa Pelin Kaya, Dilara Bedia Kızılsu.

Atletizm (Chorzow / Haziran) (39 sporcu): İlyas Çanakçı, Oğuzhan Kaya, Batuhan Altıntaş, İsmail Nezir, Kayhan Özer, Ertan Özkan, Mikdat Sevler, Ramazan Özdemir, İbrahim Erata, Ramil Guliyev, Necati Er, Turgay Bayram, Mehmet Çelik, Halil Yılmazer, Emin Öncel, Ömer Şahin, Nuh Bolat, Mustafa Kemal Ay, Ersu Şaşma, Ali Eren Ünlü, Edanur Tulum, Gülşah Cebeci, Elif Polat, Şevval Ayaz, Tuğba Toptaş, Şilan Ayyıldız, Simay Özçiftçi, Mizgin Ay, Sinan Koloğlu, Tuğba Danışmaz, Tuğba Güvenç, Fatma Karasu, Tuğçe Şahutoğlu, Esra Türkmen, Nurten Mermer, Sinan Yıldırım, Buse Arıkazan, Ecem Çalağan, Buse Savaşkan.

Badminton (Tarnow / 26 Haziran-2 Temmuz) (2 sporcu): Emre Lale, Neslihan Yiğit Arın.

Dağ bisikleti (Krynica Zdroj / 25 Haziran) (3 sporcu): Zeki Kaygısız, Emre Yavuz, Süleyman Sefa Temel.

Boks (Nowy Targ / 23 Haziran-2 Temmuz) (13 sporcu): Samet Gümüş, Batuhan Çiftçi, Bilge Kağan Kanlı, Tuğul Han Erdemir, Kaan Aykutsun, Uğur Aydemir, Berat Acar, Buse Naz Çakıroğlu, Busenaz Sürmeneli, Hatice Akbaş, Ayşe Taşkın, Gizem Özer, Büşra Işıldar.

Eskrim (Krakow / Haziran) (11 sporcu): Halis Efe Elibol, Alp Eyüboğlu, Enver Yıldırım, Tolga Aslan, Furkan Yaman, Ahmet Turgut Taflan, Aleyna Ertürk, Nisanur Erbil, Iryna Shchukla, Begüm Alkaya, Nil Güngör.

Judo (Krynica Zdroj / 1 Temmuz) (10 sporcu): Bayram Kandemir, Umalt Demirel, Ömer Kemal Aydın, Munir Ertuğ, Hasret Bozkurt, Ayşenur Budak, Fidan Ögel, Minel Akdeniz, Kürbanur Esir, Hilal Öztürk.

Kano - akarsu slalom (Krakow / 29 Haziran-2 Temmuz) (5 sporcu): Tarık Tuğcu, Mustafa Arda Acar, Muhammet Usta, Emir Fazıl Yazıcı, Yusuf Emir Ertek.

Kano-durgunsu (Krakow / Haziran) (4 sporcu): Resül Aydın, Emircan Ayaklı, Taha Erkam Usta, Hilal Avcı.

Karete (Bielsko Biela / Haziran) (9 sporcu): Ali Sofuoğlu, Eray Şamdan, Burak Uygur, Erman Eltemur, Fatih Şen, Dilara Bozan, Serap Özçelik Arapoğlu, Tuba Yakan, Gülbahar Gözütok.

Kayakla atlama (Zakopane / 27 Haziran-2 Temmuz) (3 sporcu): Fatih Arda İpcioğlu, Muhammet Ali Bedir, Muhammet İrfan Çintimar.

Kickboks (Krakow / 30 Haziran-2 Temmuz) (12 sporcu): Emrah Yaşar, Nurettin Diler, Recep Men, Ferit Özdemir, Cevat Kır, Emine Arslan, Büşra Demirayak, Sabriye Gür, Afra Adıyaman, Aybüke Kılınç, Funda Güleç, Fatmanur Karagöz.

Masa tenisi (Krakow / 23 Haziran-2 Temmuz) (3 sporcu): İbrahim Gündüz, Sibel Altınkaya, Özge Yılmaz.

Modern pentatlon (Krakow / 25 Haziran-1 Temmuz) (8 sporcu): Buğra Ünal, Tolga Topaklı, Eren Kıvanç Taşyaran, Dora Nusretoğlu, İlke Özyüksel Mihrioğlu, İpek Akşin, Yaren Nur Polat, Sıdal Aslan.

Muaythai (Krakow / Haziran) (6 sporcu): Sercan Koç, Enis Yunusoğlu, Gülistan Turan, Ezgi Keleş, Kübra Kocakuş, Bediha Taçyıldız.

Okçuluk (Krakow / Haziran) (6 sporcu): Mete Gazoz, Emircan Haney, Ezgi Başaran, Zeynep Köse, Gülnaz Büşranur Coşkun, Hazal Burun.

7'li ragbi (Krakow / Haziran) (13 sporcu): Ayça Akçınar, Gamze Aksoy, Gülnur Sak, Fatmanur Diril, Mihriban Akut, Nazlıcan Erdoğan, Melike Şahan Köse, Gülşah Çakmak, Saime Zeynep Aydın, Vahide Kahraman, Hülya Ataşçı, Sedanur Bolat, Nermin Cem.

Artistik yüzme (Oswiecim / Haziran) (12 sporcu): Esmanur Yirmibeş, Nil Talu, Ayda Salepçioğlu, Melek Andreea Akay, Selin Telci, İsra Yüksel, Derin Aralp, Ece Sokullu, Ece Üngör, Duru Kanberoğlu, Dila Yıldız, Cansın Kütükçüoğlu.

Tekvando (Krynica Zodraj / Haziran) (15 sporcu): Görkem Polat, Ömer Faruk Dayıoğlu, Hakan Reçber, Ferhat Can Karuvat, Muhammed Emin Yıldız, Hüseyin Kartal, Enbiya Taha Biçer, Emre Kutalmış Ateşli, Nafia Kuş, Rukiye Yıldırım, Merve Dinçel, Sıla Ezgi Yağcı, Hatice Kübra İlgün, İkra Kayır, Sude Yaren Uzunçavdar.

Triatlon: (Krakow / 27 Haziran-1 Temmuz) (2 sporcu): Gültigin Er, Sinem Francisca Tous Servera.