DR. EREN FIRAT
Beyin göçü, yetitirilmesi için büyük kaynak gerektiren veya yetitii halde ilgisizlik ve olanakszlk nedeniyle bilim insan, hekim, mühendis gibi vasfl insan gücünün daha gelimi bir ülkeye göç etmesidir.
Beyin göçü terimini ilk kez, 'l yllarda ngiltere'den ABD ve Kanada'ya göçü anlatmak amacyla ylnda Royal Society tarafndan kullanlmtr.
Beyin göçü çounlukla yoksul ülkelerden zengin ülkelere dorudur. Güneyden kuzeye göçe teknoloji ile ilgili örenci ve aratrmaclar, kuzeyden-güneye olan göçe daha çok sosyal bilimciler katlr. ylndaki göçmenlerin yüzde 60' gelimekte olan ülkelerden gitmitir. arasnda OECD ülkelerindeki üniversitelerden mezun olan yabanclarn says yüzde 63 artmtr. OECD ülkelerinin tamam yabanc beyin göçünü kolaylatrc politikalar yürütürler. Bu ülkeler içinde beyin göçünün üçte ikisi Kuzey Amerika'ya yöneliktir. Beyin göçünden birkaç ülke youn olarak yararlanr. ABD'nin pay yüzde 50'dir. Buna Kanada ve Avustralya eklenirse yüzde 70, Fransa, Almanya ve ngiltere eklenirse oran yüzde 85'e ulamaktadr.
Yetimi insan gücü hareketi olarak deerlendirilen beyin göçünün geçmii çok eski devirlere dayanr. Çeitli dini, siyasi, bilimsel nedenlere dayanan beyin göçü ilk ve orta çalarda bulunuyordu. II. Dünya Sava’ndan önce çok sayda bilim insan Hitler'den kaçp ABD'ye yerletiler. Bu Amerika'nn gelimesinde büyük ölçüde rol oynad. Albert Einstein da Almanya'dan ABD'ye göç eden bilim insanlarndan biridir.
Hititler kendi doktorlarna ek olarak yabanc ülkelerden doktorlar getirmi onlar çaltrmlardr. Hatta III Hattuili örneinde olduu gibi Antik Msr’dan bilgi alp, tedavide kullanlp kullanlmayaca sorulmutur.
Beyin göçü tarihinin, bilimin tarihi ile baladna dair ortak bir görü bulunmaktadr. MÖ yllar arasnda beyin göçünün yönü Atina'ya doruydu. MÖ 'den sonra bilimin merkezi, beyin göçünün yönü skenderiye'ye dorudur. skenderiye Kütüphanesi’nin insan gücü ihtiyac beyin göçü ile salanmtr. Bilimsel çalma ortam ve ücretler dünyann deiik yerlerinden bilim insanlarn buraya toplamt.
M.S. ylndan sonra dünyann bilim merkezi ran'n dousu olmutur. Cündiapur Üniversitesi dünyann her yanndan özellikle de Hristiyan bilim insanlar toplanmtr. 8. ve 9. yüzyllar boyunca Emevi ve Abbasiler devrinde Badat ve am da bilimin merkezi olmutur. Kurulan merkezlere önceleri bireysel, tevikler sonrasnda Suriyeli, Yahudi, Hindu ve ranl aratrmaclar ilgi göstermitir.
Avrupa'da orta çada Avrupa ülkeleri arasnda beyin göçü gerçeklemitir. Bu zamanda devletler tarafndan beyin göçünü tevik eden ve yasaklayan kararlar alnmtr. Avrupa'da 'de 20 olan üniversite says, yüzyl sonlarnda 80'e ulamtr. Haçllarn 'de, Osmanllarn 'de stanbul'u almas ile bilim insanlar Avrupa'ya gitmitir. Bu kiiler, Padura, Oxford, Heidelberg ve Prag'da bilim merkezlerinin kurulmasna öncülük ettiler. Ulusal devletlerin kurulmas ile ve yüzyllardan sonra beyin göçü durdurulmaya çallmtr.
Sömürgeciliin ekil deitirmesi ile beyin göçü olgusu günümüzde de sürmektedir. En çok beyin göçü alan ülkeler; ABD, Kanada, Avustralya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Almanya, Fransa, sviçre, sveç, Norveç’tir. En çok beyin göçü veren ülkeler ise Hindistan, Pakistan, Bamsz Devletler Topluluu, Çin, Filipinler, Cezayir, Fas, Tunus, ran, Msr, Nijerya, Türki Cumhuriyetler ve Türkiye'dir.
Beyin göçünün nedenleri; ücret eitsizlikleri, sanayilemi ya da gelimi ülkelerin çok yüksek ücretler vermesi, gelimi ülkelerdeki çalma kolaylklarnn fazla olmas, teknolojinin geliime açk olmas, frsat bolluu, kiinin kendi mesleinde en üst düzeyinde tatmin edilmesi, göç gönderen ülkelerin sanayi ve ticaretinin çok gelimemi olmas, i imkanlarnn olmamas ya da uygun i bulunmamasdr.
Beyin göçü denen olgu daha çocuklukta balamaktadr. Genel olarak bat hayranl ile yetitirilen kiiler yaamlarnn ileri döneminde bat deerlerini sorgulamadan kabul etmekte içselletirmektedir. Daha ilkokul çanda yerinde beyin göçü yaplmakta yabanc dil eitimi altnda yetitirilen çocuklarmz, sraladmz nedenlerin hiçbiri yokken bile yaad ülkeye yabancdr, ne yazk ki bu yabanclk ancak eitimle mümkündür.
Yukarda özetlenen nedenlerden en fazla hekimlik etkilenmektedir. Yurt d göçü, aslnda hekimlik mesleinin uygulanmasnda karlan güçlüklerden yalnzca biridir. Beyin göçü olgusu yalnzca bireysel gidi deil, kamu kurum ve kurulularnn yollad kiilerde önemli bir yüzde oluturmaktadr. Bu konuda elimizde salkl saysal deerlerin olmamas salkl yorum yapmamzda önemli bir engeldir.
Kamu kurum ve kurulularndan yurt dna yollananlarn hangi oranda yaadklar ülke vatandaln seçtikleri bilinmesi gereken bir gerçektir.
Ülkemizin zor koullarnda yetien hekimlerin eitimden uzmanla ve uzmanlk sonrasnda yaanan büyük sorunlar vardr. Bu sorunlarn en önemlisi son yllarda daha çok tank olduumuz hekimlik mesleinin onursuzlatrlmas ve hekimlik uygulamas srasnda hekimlerin can güvenlii kayglarn tamalardr. Giderek azalan ekonomisi ile hekimlerin normal yaam standartlarn sürdürmekte güçlük çekmeleridir. Burada muzdarip olanlar yalnz hekimler deil tüm salk çalanlardr bunu aklda tutmak gerekir. Hekimler ayn zamanda yaadklar adaletsizlik ortamndan ikayet etmektedirler. Üniversitelerdeki atamalarda yükselen adaletsizlik gene bir baka itiraz nedenidir. Hekim örgütlerinin (TTB) hekim sorunlarn çözmekte ulusal birliin dna çkan uygulamalar, örnekleri fazlasyla arttrlacak yukarda sralanan olaylar hekimlerin gelecek düüncelerini umutsuzlua sürükler niteliktedir. Bütün bu yönetimsel sorunlara karlk ulus ötesi örgütler ülkemizi küçük düürmek, terk edilen ülke göstermek için çaba harcamaktadr.
Tp eitiminde gözlenen temel eksiklik müfredattr. Teknolojik arlkl eitim, felsefenin giderek gerilere atlmas yeni bir insan tipi teknolojik hekim tipi yaratmtr. Bilimi üretmeden bilimsel üretmeden yana olmayan hekim tipi bat ülkelerinde üretilen her tür bilgiyi sorgulamadan örenmekte hzla günlük pratie sokmakta bilinir tannrl ile zamann ruhunu en güzel ekilde yanstmaktadr. Tekno insan vicdan yoksunu yalnzca para kazanmay ve toplumun önüne kendini koyan insandr. Aygt kullanm bilgisi olan üzerindeki dümelerin egemenliinde olan bu yeni insan tipi her eyi küçümsemekte ülkesinin uzanda gelecekler aramak üzere yollara dümektedir. Bilimsel aratrmalar hep cihaza, ilaca uygun ekilde yaplmaktadr. Televizyonlarda izlediimiz tele tabipleri bu snf içinde deerlendirmek mümkündür. Para sarmalnda gelire dönük salk iletmeleri, üniversiteler ksaca özetlenen çarkn parças olmulardr. Düünsel olarak 12 Eylül’de balayan emei ve düünce gücünü dlayan yaklam bilgiyi felsefeyi küçümsemi teknolojik tek boyutlu hekim tipi yaratmtr.
Hekimlerin içine dütüü durum yukarda özetlediimiz tabloyu emein, üretimin, bilimin, felsefenin, bamsz düüncenin egemenliini kurmadan deimez. Tbbiyenin geçmii yetitirdii birbiri ardna eklenerek gelitirdii kuaklar gelecee güvenle bakmamz salyor.
Türkiye’ye geleceimize ideallerini her eyden üstün tutan tbbiyelinin görevi ülkesini yüceltmek yükseltmektir. Biz hekimlere düen görev budur.
Beyin göçü, iyi eğitim alan, yetenekli işgücünün, bulunduğu az gelişmiş veya gelişmekte olan bir ülkeden, gelişmiş bir ülkeye gitmesi olarak tanımlanabilir. Bu durum sınırlı kaynakları ile yetiştirdiği değerli beyinleri kaybeden ülkelerin gelişmelerini daha da yavaşlatır. Özellikle gelişmiş Avrupa ülkelerinin yetişmiş beyinlere daha yüksek ücret ve daha iyi olanaklar sağlaması beyin göçünü daha da hızlanmaktadır.
Beyin göçü iç ve dış beyin göçü olarak ikiye ayrılır. Ülke içindeki beyin göçüne iç ve ülke dışına olan beyin göçüne ise dış beyin göçü adı verilir. Türkiye’de iç beyin göçü, çoğunlukla devlet sektöründen özel sektöre doğru gerçekleşir. Devlet üniversitelerinden özel üniversitelere öğretim üyesi geçişi veya hastane, üretim tesisi gibi devlet kurumlarında yetişen elemanların özel sektöre geçişi iç beyin göçü olarak adlandırılabilir. İç beyin göçünün ülke açısından pek fazla zararı olmaz. Dış beyin göçü ise iyi yetişmiş yetenekli işgücünün, gelişmiş ülkelere akışıdır ve ülkeye zararı çok büyüktür.
Beyin göçü ’lı yıllarda başlamış olup, önce doktorlar, mühendisler ve sonra her türden bilim insanları ve meslek grupları arasında yaygınlaşmıştır.
Türkiyenin beyin göçü çok ciddi bir sorundur; çünkü kalkınmayı sağlayan, insan sermayesinin kalitesidir. Türkiyede akademisyenler ve araştırmacılar, mezun işsiz sayısının artması nedeniyle iş bulmakta zorlanmaktadırlar. Birçok yetenekli insan, yurtdışında daha iyi fırsatlar aramak için ülkeyi terk etmektedir.
Türkiye, en fazla beyin göçü veren 32 ülke içinde 24’üncü sırada yer alıyor. Aynı zamanda, Türkiye ABD’de en fazla öğrenci okutan 10’uncu ülke konumundadır.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, ’da Türkiye’den en çok göçün yaşandığı yaş grubu olmuştur. Ülkeden yurt dışına giden bin kişiden, 50 bin ’ünü yaş grubu oluşturuyor. Birleşmiş Milletler Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) verilerine göre Türkiye’den her yıl 50 bin öğrenci yurtdışına okumaya gidiyor. TÜİK verilerine göre yılında Türkiye’den yurtdışına bin kişi göç etti. En çok beyin göçü alan ülkeler Norveç, İsveç, ABD, Kanada, ve Avustralya olarak sıralanıyor.
Beyin göçü dünyada da önemli bir sorundur. Beyin göçünün fazla verildiği ülkeler arasında Hindistan, Pakistan, Birleşik Devletler Topluluğu, Çin, Filipinler, Cezayir, Fas, Tunus, İran, Mısır, Nijerya, Türki Cumhuriyetler de vardır. Gelişmiş ülkeler arasında bile beyin göçü söz konusudur. Örneğin, Kanada ve İngiltere’den ABD’ye beyin göçü vardır. Kanadalılar daha iyi iş olanakları, yüksek ücret ve daha düşük vergi nedeniyle ABD’de çalışmayı tercih etmektedirler. Kanada’dan dışarıya olan beyin göçü kadar da Kanada kendisi dışarıdan beyin göçü aldığından gidenler ve gelenler birbirini dengelemektedir.
Beyin göçü, Türkiyenin uzun yıllardır karşı karşıya olduğu bir durumdur. Beyin göçünün birçok nedeni vardır. Eğitim fırsat eşitliğinin yeterli olmaması bunlardan biridir. Türkiyede eğitim sistemi, Türkiye için bir kalkınma kaynağı olacak kaliteli insan sermayesi üretmek için tasarlanmamıştır. Göçmen krizi, ekonomik problemler ve globalleşme son on yıldır beyin göçünü daha da arttırmıştır. Pek çok genç yurtdışında yükseköğrenim görüp, Türkiyeye geri dönmeyi tercih etmemektedir.
Az gelişmişlik, yüksek işsizlik oranları, nitelikli insanların düşük ücretlerle çalıştırılması, ülkede uygulanan maaş politikalarının yanlışlığı, işe alımda politik yozlaşma, adam kayırma, adaletsiz sınav sistemleri, yöneticilerin niteliksiz olması, ülkede araştırma koşullarının gelişmemiş olması ve gençlere fırsat tanımama itici sebepler olarak kabul edilebilir.
Ekonomik durumda iyileşme, yüksek ücret beklentisi, kaliteli yaşam arzusu, gelişmiş bilimsel araştırma koşullarına kavuşma, çekici şehir merkezlerinin cazibesine kapılma ve yabancı eğitimle prestij yakalama isteği ise beyin göçü için çekici sebepler olarak sıralanıyor.