Sevgili anne babalar, ne zamandır yazmak istiyorum Soğuk algınlığı ilaçları başlıklı bir yazı. Çünkü gerçekten bu konuda biraz kafalar karışık. Maalesef yanlış kullanımlar görüyoruz, yanlış anlamaları düzeltmek için, bu konuda bir yazı yazma ihtiyacı hissettim. Soğuk algınlığı ilaçları deyince, bitkisel ilaçlar, vitaminler, burun açıcı serum fizyolojik deniz suyu içeren damlalar ve spreyler dahil birçok seçenek mevcut. Ancak benim burada üzerinde durmak istediğim, yan etki ihtimali daha yüksek olan, burun ve kulak salgılarını azaltma etkisi olan soğuk algınlığı ilaçları.
Anıl Yeşildal seafoodplus.info
Bu ilaç grubunu kabaca iki gruba ayırabiliriz; Sadece antihistaminik yani alerji ilacı içeren bir grup var. Biraz önce bahsettiğimiz antihistaminikler alerji ilacı olmalarının yanında gerçekten solunum yollarında ciddi bir kurumaya yol açar. Ancak bazen daha yoğun şikayetleri olanlar için, bu ilaçların içine dekonjestan dediğimiz türde bazı maddeler de konmaktadır. Soğuk algınlığı ilaçları söz konusu olunca en dikkat etmemiz gereken etken maddeler Psödoefedrin ve Fenilefrin adlı etken maddelerdir.
Ne yazık ki bu tür ilaçların, bunların içine genellikle ateş düşürücü etkisi, ağrı kesici etkisi olan İbuprefen veya parasetamol de ekleniyor. Dolayısıyla bazen çocuğun yüksek ateşi olmadığı halde bunları da almak zorunda kalıyor. Ateş düşürücülerin hastalıkların iyileşmesi üzerine olumsuz etkileri olduğunu daha önce paylaşmıştım. Detayları merak edenler Ateş Düşürücüler Gizli Düşmanımız adlı makalemi de okuyabilirler.
Calpol Öldürmez :))
Calpol öldürüyor diye haberlerde duymuş olabilirsiniz. Aslında çok gülünç bir haber çünkü bu haberde akabinde de, doktorlar parasetamol öneriyor deniyor. Ne yazık ki medyada doğru yanlış bilmeden, halkı endişeye sürükleyecek haberleri sıkça görebiliyoruz.
Oysa ülkemizde kullandığımız Calpol sadece parasetamol içerir. Çocuklarda yıllardır kullanılan en güvenli ateş düşürücü ve ağrı kesicidir. Buradaki haberin aslı şöyle. İngilterede bir çocuğun ölümünde sebep olduğu düşünülen ilaç, Calpol plus-mix. Yani bu ilacın içinde sadece ateş düşürücü parasetamol yok, içinde biraz önce bahsettiğimiz dekonjestan maddelerden bir tanesi var. Peki bu dekonjestan maddeler gerçekten çocukların ölümüne mi yol açıyor? Öncelikle % böyle bir ilişki olduğunu söylemek çok yanlış olur.
Detay için Calpol Neden Öldürsün ki? adlı makalemi de okuyabilirsiniz.
Ama bu tür bilgiler bizim bu tarz ilaçlara daha farklı yaklaşmamıza yardımcı oluyor. Bu nedenle birkaç yıl önce, Sağlık Bakanlığı soğuk algınlığı ilaçları ile ilgili yeni düzenlemeler yaptı. Ruhsatlarındaki prospektüslerindeki yaş sınırlarında bir değişikliğe gidildi. İçerisinde dekonjestan olmayan soğuk algınlığı ilaçları için 2 yaş ile sınırı getirdi. İçerisinde dekonjestan olanlar ise 6 yaşla sınırlandı ve bunları reçetesiz satışı yasaklandı.
Öncelikle konuyu daha net anlatabilmek, bazı yanlış anlaşılmaları ve bazı zararları önleyebilmek adına en sık kullanılan bazı soğuk algınlığı ilaç markalarını içerikleri ile birlikte söylemek durumundayım. Bu herhangi bir ilacı kötülemek övmek veya önermek anlamında algılanmasın lütfen. Daha da ilginci ilaçların isimleri de farkında olmadan hatalı bir yargı oluşturabiliyor.
Özellikle Sağlık Bakanlığı yaş sınırları koymadan önce, soğuk algınlığı olduğu zaman Peditus şurup bebeklere rahat rahat verilirdi. İsmine de baktığımızda Pedi Pediatriyi çağrıştırıyor yani çocuklar için hatta bebekler için uygun olduğu algısını yaratıyor. Oysa durum tam tersi Peditus artık 6 yaş ruhsatına sahip bir ilaç. Artık doktorlar bu konuya ruhsat değişikliğinden sonra çok dikkat ediyorlar. Ancak bir anneye sorsanız küçük bebeği için hele de reçetesiz satılıyorsa, Peditus mu verirsin, yoksa mavi kutulu A-ferin mi? Emin olun annelere böyle bir soru sorsanız yarıdan çoğu Peditus diyecektir. İşte bu yazının asıl amacı da zaten, ön yargıları ve kafadaki bu yanlış kalıplaşmış bilgileri ortadan kaldırmak.
Peki kötü bir ilaç mı? Tabii ki hayır, kötü bir ilaç değil. Ancak içerisinde Fenilefrin isimli dekonjestan madde olduğu için, uygun yaşlarda uygun dozlarda kısa süreler kullanılabilir. 3 yıl önce Sağlık Bakanlığının soğuk algınlığı ilaçları üzerine yaptığı ruhsat değişikliklerinden sonra, bu tür ilaçların uygunsuz kullanımı iyice azaldı. Özellikle dekonjestan içeren ilaçlar 6 yaş üzerine uygun ibaresi kondu ve de reçetesiz satılması yasaklandı. Böylece çok özel durumlarda, doktorların azaltılmış dozlarda vermesi dışında uygunsuz kullanımların önüne geçilebildi.
Bu tür ilaçlarda mümkün olduğunca ruhsattaki yaş sınırlarına dikkat etmekte fayda var. Aslında bilimsel kanıtlara, çok geniş vaka serileri ile yapılan çalışmalara bakıyoruz, kongrelerdeki konuşmaları dinliyoruz. Ve bu tür ilaçları ne soğuk algınlığında, ne kulak iltihabında, ne de kulakta sıvı birikiminde kullanmaya gerek olmadığı ifade ediliyor. Ama gerçek hayat, kongrelerdeki gibi değil. Sonuçta bu ilaçların tedavi etmediğini, sadece belirtileri azaltarak iyileşene kadar hastaları rahatlattığını biz doktorlar tabii ki biliyoruz.
Ancak burnu çok tıkalı olan, ağızda geri akıntının yaptığı öksürükten gece uyuyamayan ve bu durumdan son derece rahatsız olan bir çocuk düşünün. Eğer burundan sıkılan serum fizyolojik damlalarla, deniz sularıyla, bitkisel ilaçlarla çocuk yeterince rahatlamıyorsa, o ailenin ve çocuğun hayatı kabusa dönüyorsa, mecburen bir şeyler yapmak gerekiyor. Zaten biz gerek yok, bekleyelim desek de siz mutlaka başka ilaçlar talep ediyorsunuz.
Bu durumda da mümkün olduğunca ilaçların yaş sınırlarına dikkat ediyoruz. Biraz sonra size ilaçların markaları ve içerikleri ile ilgili yaş sınırları ile ilgili kısa özet bir bilgi vereceğim. Işığında kendi klinik pratiğinden bahsetmek gerekirse kesinlikle hiçbir ilaç vermiyorum. Serum fizyolojik dışında ilk 6 ay vermemek için gerçekten elimden gelen çabayı gösteriyorum ve de mümkünse aslında 2 yaşın öncesinde bu tür ilaçları hiç vermiyorum. Ancak bazen dediğim gibi gerçekten şikayetler çok yoğun olunca mecbur kalabiliyoruz o zaman da ne yapmak gerekiyor önerilen ilacın dozunun yarısını, benimki üçte birini enjektörle bir kaç mililitre gibi çok düşük dozlarda bazen vermek gerekebiliyor.
Yani bazen doktor dozunda ciddi ayarlamalar yaparak önerilen yaşın altında bu ilaçları verebiliyor. Bu durumda da ciddi bir yan etki genellikle görmüyoruz tam içeren ilaçlar gerçekten çok ciddi bir sıkıntı yoksa 6 yaşından önce verilmemeli. Ancak bazen kulakta sıvı birikimi kulak iltihabı gibi durumlarda kısa süreli yine 6 yaş için önerilen dozun yarısı üçte biri, dörtte biri gibi düşük dozlarda gün kadar kısa süreli kullanmak gerekebiliyor. Dekonjestan içermeyen soğuk algınlığı ilaçları ise 2 yaştan itibaren kullanılabiliyor. 2 yaşın altında kullanacaksak aynı şekilde yaşa kiloya uygun doz azaltmaları yapılabilir ama tekrar tekrar vurguluyorum; Çok mecbur kalmadıkça, ruhsatta yaş sınırları dışında bu tür İlaçları kullanmayı önermiyoruz.
Bu ilçaları 3 gruba ayıracağız.
Bunlar daha önce de belirttiğim gibi, 2 yaşın altında kullanılmasa iyi olur. Şu anda Türkiyede piyasada bu tarz sadece 2 tane ilaç var. A-ferin Pediatrik şurup kolay anlaşılması ve karışmaması açısından mavi kutuda olan. Bir de İburamin Zero şurup var, bu da pembe kutulu bir ilaç.
Bunlar daha önce de belirttiğim gibi, 6 yaşın altında kullanılmasa iyi olur. Bu gruba gelince, en çok bilinenlerden birisi Peditus şurup. Bunun dışında A-ferin Plus şurup, kırmızı kutuda olan İburamin Cold şurup, lacivert-kırmızı kutulu ve Coldaway şurup en sık bilinenlerden bazıları. Bunlar genellikle 15 mg Psödoefedrin içeren şuruplar.
Ancak anne babaların yine çok sık aşina olduğu Sudafed, Actidem ve Actifed tarzı şurupların içerisindeki Psödoefedrin miktarının 5 ml yani bir ölçekte 30 mg olduğunu da vurgulamak gerekiyor. Dolayısıyla 6 yaşın üstünde bile, eğer bu şurupları vereceksek ancak 1/2 ölçek yani diğerlerine eşdeğer olacak şekilde verebiliyoruz. Normal şartlarda bu şurupların prospektüslerinde genellikle 12 yaş altında kullanılmaz ibaresine rastlayabilirsiniz. Bu tür ilaçların haplarına geldiğimizde, Psödoefedrin dozu genellikle mg civarında. İster çocuk, ister yetişkin olsun dekonjestanların yüksek dozda ve sıklıkla alınması özellikle hassas bireylerde, kalpte çarpıntı bazen de ciddi ritim bozukluklarına yol açabilir. Epilepsisi olanlarda da Epilepsi nöbetini tetkileyebilir. Bu nedenle bu ilaçların doktor kontrolünde, dikkatli kullanılmalarında büyük fayda görüyorum.
Sevgiyle ve sağlıcakla kalın.
KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU
Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.
1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:
Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:
İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.
2. Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.
3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;
Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.
5. Veri Güvenliği
Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
6. Şikayet ve İletişim
Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “seafoodplus.info” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, seafoodplus.info web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.
Son günlerde salgın haline gelen ve çocuk yaşlı demeden yatağa düşüren griple sürekli karıştırılan soğuk algınlığı arasındaki farkları ve griple ilgili merak edilenleri Hisar Intercontinental Hospital Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Bölümü Uzmanlarına sorduk…
Her ikisi de solunum yolu hastalığıdır; ancak bunlara farklı virüsler neden olur. Grip burun, boğaz, bronş ve muhtemelen akciğerler dahil solunum sistemini bozar. Soğuk algınlığı ise sadece üst solunum yolunu etkiler. Bu nedenle gribin ateş, vücut ağrıları, yorgunluk gibi belirtileri soğuk algınlığına göre daha şiddetlidir. Özellikle kış aylarında daha sık görülen gribin başlıca belirtileri ateş, yorgunluk, vücut ağrıları, titreme, baş ağrısı, boğaz ağrısı ve öksürüktür. Öksürük bronşları tahriş edecek kadar yoğun değildir. Hastalığın en kötü günleri ilk gündür. İstirahat ile gün arasında geçer. Ancak hastalığın ardından birkaç hafta boyunca yorgunluk hissedebilirsiniz. Grip ilk saat arasında bulaşıcı hale gelir. Bu nedenle hasta olsanız bile fark edemeyerek virüsü diğer sağlıklı kişilere de bulaştırabilirsiniz. Grip olduğunuzda lütfen hekiminize başvurmadan ateş düşürücü ilaçlar ya da antibiyotikler kullanmayın. Ateşlendiğinizde mutlaka istirahat edin; böylece daha hızlı toparlanabilirsiniz.
Grip için tek bir en iyi tedavi yoktur, ancak semptomları azaltabilir birçok yolu vardır. Reçeteli ilaçlar grip belirtileri ilk ortaya çıktığı zaman alındığında hastalık süresini kısaltabilir. İlaçlar özellikle ilk 48 saat içerisinde alındığında hastalığın ilerlemesini engeller. Soğuk algınlığı ve grip ilaçları ateş, ağrı, burun tıkanıklığı, öksürüğü azaltma gibi konularda size yardım edebilir; ancak onlar gribi tamamen tedavi etmez; sadece bu süreci daha rahat atlatmanıza yardımcı olabilir. Dekonjestanlar burnun şişmiş mukozalarını küçülterek nefes almanıza yardımcı olur. Ayrıca tuzlu burun spreyleri de açık solunum yollarına yardımcı olabilir. Öksürük preparatları, su ve meyve suları ile birlikte, öksürük yatıştırmaya yardımcı olabilir. 4 yaş altındaki çocuklarda mecbur kalmadıkça öksürük ve soğuk algınlığı ilaçları kullanılmamalıdır. Çocuğunuz 4 ve 6 yaş arasında ise, herhangi bir ilaç vermeden önce doktorunuza danışın. 6 yaş üzeri çocuklarda semptomları hafifletmek için hekiminizin önerdiği ilaçları kullanabilirsiniz. Vücudunuzdan su kaybını önlemek için bol bol sıvı tüketin. Bu aynı zamanda burun mukozanızı da rahatlatır. Kahve, çay, kola gibi kafein içeren içecekleri sınırlayın. İştahınızın durumuna göre hareket edin. Eğer gerçekten aç değilseniz, beyaz pirinç ya da et suyu gibi basit yiyecekleri yemeyi deneyin. Antibiyotikler grip ya da soğuk algınlığı tedavisine yardımcı olmayacaktır. Antibiyotikler bakterileri öldürür, ancak grip veya soğuk algınlığına neden olan virüsler üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Grip bağışıklık sisteminizi zayıflatabilir ve bakteriyel enfeksiyonlar için kapıyı açabilir. Bu nedenle gribiniz giderek kötüleşiyorsa bir hekime başvurun. Bakteriyel bir enfeksiyon geçiriyor olabilirsiniz. Bu durumda antibiyotik tedavisi gerekli olabilir.
Belirtiler şiddetliyse, toparlanacağınıza daha da kötüye gidiyorsanız, ateşiniz düşmüyorsa mutlaka hekime başvurun. Grip gibi başlayan ve başka bir hastalığa dönüşen bir duruma girmiş olabilirsiniz. Eğer bu belirtilerden herhangi biri varsa, hemen bir doktora görünün
Grip aşısı ölü virüslerden yapılır ve sizi grip yapmaz. Ancak, aşı vücudun bağışıklık yanıtı tetikleyebilir, böylece kas ağrısı ya da düşük dereceli ateş gibi birkaç hafif belirtileri olabilir.
Grip virüsü akciğerlere bulaşabilir ve zatürre gibi ciddi bir enfeksiyona neden olabilir. Grip zatürreye dönüşmeye başlarsa hastanede tedavi gerekebilir. Alerjisi olanların gribe yatkınlığı yoktur. Ancak alerjiler, gribin astım, zatürre gibi hastalıklara dönüşmesini tetikleyebilir. Bu nedenle özellikle yaşlılar, hamileler, bebekler ve kronik sağlık problemleri olanların daha dikkatli hareket etmeleri gerekir. Grip ve soğuk algınlığına neden olan virüsler virüslü kişinin öksürmesi ya da hapşırmasıyla ortaya çıkan damlacıklar yoluyla yayılır. Grip ve soğuk algınlığından korunmak istiyorsanız;
Burun tıkanıklığı,akıntıları, sinüzit ve soğuk algınlığı için kullanılan ilaçlar KULAK BURUN BOĞAZ alanında en sık kullanılan ilaçlardandır. Uygun kullanıldıkları zaman çok sık olarak olarak sıkıntı veren şikayetlerin önüne geçilebilir.
Bu ilaçlar; alerji, soğuk algılığı, rinit, sinüzit gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarında, sıklıkla gerginlik, tiroid hastalığı, hamilelik gibi sebeplerin burun etlerini şişirmesi ile ortaya çıkan vazomotor rinitte burun tıkanıklığı ve diğer şikayetlerin giderilmesinde kullanılmaktadır.
Bu tür ilaçlar alerjiyi, enfeksiyonu tedavi etmekten çok hastaya rahatsızlık veren durumları ortadan kaldırarak kişilere konfor sağlamak amacıyla kullanılırlar.
Antihistaminikler
"Histamin", kişinin alerjik olduğu madde ile karşılaştığında veya iltihap durumlarında ortaya çıkan önemli bir kimyasal ajandır. Antihistaminikler histaminin etkisini önlerler ve böylece alerjinin oluşturduğu şikayetlere iyi gelirler. En iyi sonuç için bu ilaçlar alerji şikayetleri ortaya çıkmadan alınmalıdırlar.
Antihistaminiklerin ortaya çıkardığı en sık yan etki "uyku hâli" vermeleridir. Bu nedenle gece yatmadaan önce alınması önerilir. İlk dozlarda oluşan uyku etkisi kullandıkça giderek azalmaktadır. Günümüzde yeni çıkan antihistaminik türlerinde uyku etkisi daha azdır. Yinede araba veya tehlikeli olabilecek makina kullananlara bu ilaçlar dikkatle verilmelidir, özellikle gündüz alınması sıkıntı yaratabilir.
Dekonjestanlar
Burun ve solunum yollarındaki çok geniş kan kapasitesine sahip olan damarlar vardır. Buradaki kan damarlarının şişmesi ile burun, sinüs ve göğüste oluşan tıkanıklığa "konjesyon" denir. Alerjide salgılanan "Histamin" buradaki damarları uyararak genişlemelerine sebep olur.
Dekonjestanlar kan damarlarının büzülmesine yol açarak hava pasajlarını yeniden açan ilaçlardır.
Dekonjestan ilaçların yan etkisi, kişide "sinirlilik hâli" yaratmalarıdır. Uykuya dalmada zorluk yapabilirler. Tansiyonu ve nabız sayısını yükseltebilirler. Bazı hastalarda idrar yapmada zorluk olabilir. Yüksek tansiyonu, kalp ritm bozukluğu ve kalp rahatsızlığı olan ve göz tansiyonu yüksek olanlarda dekonjestanlar zorunlu olmadıkça kullanılmamalıdır.
Zayıflamak için kullanılan bazı ilaçların içerisinde daha yüksek dozda dekonjestan vardır. Bu nedenle bu tür ilaçların çoğu reçetesiz verilmemektedir. Bu tür ilaçları alanlarda solunum yolu takanıklığı için verilecek ilave ilaçlar dikkatli ve doktor kontrolü altında kullanılmalıdır.
Antistamik ve Dekonjestanları Birlikte Kullanma
Teorik olarak etkileri iyi dengelenirse, antihistaminiklerin verdiği uyku hâli dekonjestanların verdiği uykusuzluk ile giderilebilir. Bundan dolayı birlikte kullanılabilir. Hatta aynı tablet içinde birlikte bulundukları ilaçlar piyasada bulunmaktadır.
Özellikle antistaminikler uzun süre kullanılmaları gereken ilaçlardır. Aylar veya yıllar boyunca kullanabilir. Uzun kullanımlarda bazen etki azalır. Böyle durumlarda aynı guruptan diğer bir ilaca geçilmesi yararlı olacaktır.
Herkesin bu tür ilaçlara verdiği cevap farklı olabileceği için kişiye uygun doz takiplerle ayarlanmalıdır. Sıklıkla antihistaminik akşam, dekonjestan sabah alınabilir.
Soğuk Algınlığı İlaçları
Dekonjestanlar ve antihistaminikler, şişliği ve salgıyı azaltıcı, kurutucu etkilerinden dolayı "soğuk algınlığı" ilaçlarının vazgeçilmezleridir. Beraberinde parasetamol, aspirin ve aspirin türevleri, öksürük baskılayıcı maddeler de soğuk algınlığı ilaçlarına eklenmektedir. Bu tür ilaçların etkileri herkeste aynı değildir. En uygun gelebilecek içeriği olan ilaçları seçme konusunda dikkatli olmalıdır.
İlacın üzerinde kimyasal maddeler ve neye iyi geldikleri ve yan etkileriyle ilgili bilgiler tam okunmalı anlaşılamayan konular doktora ve eczacıya sorulmalıdır.
Burun Spreyleri
Burun spreyleri, temell olarak iki gruba ayrılmaktadır.
Birinci gurup; "Alerjik rinit, vazomotor rinit ve polip" için hekim kontrolü altında uzun süre kullanılabilen steroid (kortizon) içeren burun spreyleridir. Bu tür spreyler tedavi amaçlıdır, etkili olmaları için uzun süreler kullanılması gerekir. İçeriğinde bulunan kortizon sadece burna etki eder. Vücuda geçişi son derece azdır, diğer organlara bir etkisi ve zararı yoktur.
Diğer gurup burun sprey ve damlaları ise eskiden beri bilinen ve sık kullanılan dekonjestan yani burun açıcı ilaçlardır. Tedaviden çok burundaki kan damarlarını geçici büzerek burun tıkanıklığında hemen rahatlama sağlamak için kullanılır. Burun içi dokularına ve damarlara çok etkilidir ve hemen rahatlama sağlarlar. Ancak etkileri kısa sürelidir, birkaç saat içinde biter. Kişi spreyi tekrar tekrar kullanma ihtiyacı hissederü. Uzun süreli kullanımlarda her kullanımdan sonra, burun damarları ve dokuları refleks olarak tekrar eskisinden de fazla genişlerler. Buna "rebound etki" denir. Kısır döngü oluşur ve damla kullanımı bağımlılık halini alır. Bu tip uzun kullanımlar, haftalar ve aylar içinde burun içi dokuda kalıcı hasarlar oluşturabilir. Dekonjestan özellikli burun spreyleri kısa süreli durumlarda tercih edilmeli, 1 haftadan fazla devamlı kullanılmamalıdır. Bebek ve çocuklarda zararlı etkiler daha kısa sürede oluşabilir. Damla ve spreylerin devamlı kullanımı günü geçmemelidir.