Enes Kara Cemaat Yurdu

Elazığ’daki Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi 20 yaşındaki Enes Kara, kaldığı cemaat yurdunda yaşadığı sıkıntılar, gelecek kaygısı ve ailesinin baskıları nedeniyle yaşamına son vermesinin ardından Enes'in babası Mehmet Kara hakkında harekete geçildi. HKP avukatları, Mehmet Kara hakkında, “İntihara Yönlendirme ve Çocuk Koruma Kanunu’na Aykırılık” suçlarını işlediğini belirterek Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

HKP avukatları tarafından Başsavcılığa verilen dilekçede, Mehmet Kara hakkında soruşturma yürütülerek kamu davası açılması, Enes Kara’nın kardeşlerinin koruma altına alınması talep edildi.

“ASIL KATİL, MEHMET KARA’DIR”

Suç duyurusuna ilişkin HKP avukatı Doğan Zafer Çıngı açıklama yaptı. Çıngı şu ifadelere yer verdi: 

"Bildiğimiz üzere Halkın Kurtuluş Partisi olarak geçtiğimiz gün Enes Kara cinayetini yargıya taşımış ve cinayetin sorumlularından olan İçişleri Bakanı, Nur Cemaati Yurdu Sorumluları, Elazığ Valisi ve Yurtlardan sorumlu Vali Yardımcısı hakkında suç duyurusunda bulunmuştuk. Ancak suç duyurumuzdan bu yana ortaya çıkan yeni haberlerde ve yeni delillerde gördüğümüz, Halkımızın da bize Twitter ve diğer sosyal medya platformlarından ilettiği üzere asıl katilin Enes Kara’nın babası olan Mehmet Kara olduğunu görmüş olduk ve bu ortaya çıkmış oldu.

"OĞLUNUN CİNAYETİNİ GİZLEMEYE ÇALIŞIYOR"

Mehmet Kara; Enes’in istememesine rağmen kendisinin intihar ettiği daha doğrusu cinayete uğradığı cemaat evine gönderiyor ve orada bir kez dahi oğlunun neler yaşadığını, nelerden geçtiğini sormuyor. Tam tersine oğluyla ilgilenmek bir tarafa oğlunun ölüm haberini aldıktan sonra yaptığı ilk işte cemaat evini korumak, kollamak oluyor. Cemaat evinin ne kadar iyi olduğundan, hiçbir sorun olmadığından oğlunun ölümüne rağmen bahsedebiliyor. Yani görüldüğü üzere Enes Kara’nın babası olan Mehmet Kara Ortaçağcı gerici zihniyete sahip biridir. Kafası o derece meczuplaşmıştır ki oğlunun ölümünden bile daha önemli görmektedir o gerici cemaat evini. Biz Halkın Kurtuluş Partisi olarak bu duruma sessiz kalamazdık. Çünkü Mehmet Kara sadece cemaat evini savunmakla kalmıyor, aynı zamanda Enes Kara hakkında çıkan haberlere de, bizim geçen gün yaptığımız suç duyurusuna da yayın engeli koydurtmak için savcılığa başvuruyor. Yani oğlunun cinayetini gizlemeye çalışıyor. Burada babadan mı bahsediyoruz yoksa vicdanı, ahlakı, insanlık duyguları alınmış Ortaçağcı gerici meczuptan mı bahsediyoruz. Buna siz karar verin.

“BİZ YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ”

Halkın Kurtuluş Partisi olarak görevimizi yapmaya devam edelim. Mehmet Kara hakkında, “İntihara Yönlendirme ve Çocuk Koruma Kanunu’na Aykırılık” suçlarından dolayı suç duyurusunda bulunduk. Bugün açılmasa da er geç diğer sorumluları gibi babası da yargılanacak ve Enes Kara cinayetinden hüküm giyecektir. Biz buna inanıyoruz. Enes Kara’yı herkes yalnız bıraktı. Babası dahi yalnız bıraktı. Ancak Halkın Kurtuluş Partisi olarak biz yalnız bırakmayacağız. Bu ülkenin tüm gençlerini korumaya, Ortaçağcı gericiliğe karşı savaşmaya, Laiklik bayrağını en yüksekte tutmaya devam edeceğiz."

Kaldığı cemaat yurdunda yaşadığı baskılardan ve gelecek kaygısından dolayı Elazığ Üniversitesi Tıp Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi 20 yaşındaki Enes Kara, geçtiğimiz Ocak ayında yaşamına son vermişti.

Enes Kara’nın intiharının ardından, yaşanan olayın araştırılması için yurdun birçok noktasında eylemler yapıldı. 14 Ocak ’de İstanbul Taksim’de toplanan öğrencilere polis müdahale etmiş ve 83 kişi gözaltına alınmıştı.

İstanbul’daki eyleme katılan ve gözaltına alınan Ayşe S.’ye, Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) tarafından soruşturma başlatıldı. Ayşe S.’ye iletilen soruşturma tutanağında, yapılan eylemin “yasadışı olduğu” vurgulanırken “Polise direnen 83 şahıs yakalanmıştır. Yakalanan şahıslar arasında olduğunuz tespit edilmiştir” ifadelerine yer verildi.

'Geleceksizliğe itilen milyonlarca gençten biriydi'

Konuya ilişkin seafoodplus.info'den Mehmet Oflaz'a konuşan Ayşe S., “Enes Kara bu ülkede geleceksizliğe itilen milyonlarca gençten yalnızca biriydi. Enes Kara gibi yüzlerce, binlerce sıra arkadaşımız yaşadığımız bu düzende bir gelecek göremedikleri için yaşamlarına son verdi” dedi.

'Artık buna bir son vermek gerekiyor'

Ayşe S. sözlerini şöyle sürdürdü:

Enes Kara bilindiği gibi tıp fakültesi öğrencisiydi. Tıp bizim ülkemizde toplum nezdinde revaçta olan mesleklerden biriyken Enes Kara da bu bölümün öğrencisiyken yaşamına son verdi. Bu, aslında en revaçta olan bölümü okusak dahi bu düzen sınırları içerisinde bir geleceğimizin olmadığını biz gençlere gösteriyor. Ve artık buna bir son vermek gerekiyor.

'Gözaltında kötü muameleye maruz kaldık'

Yapılan eylemin söz ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu söyleyen Ayşe S., “Polis şiddetiyle gözaltına alındım. Gözaltında birçok kötü muameleye maruz kaldık. Onlarca kişi havasız ve kirli araçlarda saatlerce bekletildik. Gözaltından çıktığım gün koronavirüse yakalandığımı öğrendim” dedi.

'Soruşturmaların, fişlemelerin daha da artacağının kanıtı'

Enes Kara dosyasının takipsizlikle sonuçlandığını hatırlatan Ayşe S., “Enes Kara gibi yüzlerce sıra arkadaşımızı intihara sürükleyen koşulları bizzat yaratan aslında bu devlettir. Enes Kara’nın intiharını araştırmak yerine benim gibi bu duruma karşı tepkisini ortaya koyan herkese kaldığımız yurtlar, okuduğumuz üniversiteler üzerinden soruşturmalar açılıyor. İçişleri Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından üniversitelere dönük hazırlanan son genelge de soruşturmaların, fişlemelerin daha da artacağının bir kanıtıdır” ifadelerini kullandı.

Elazığ’daki Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. Sınıf öğrencisi 20 yaşındaki Enes Kara, Nur cemaatine bağlı bir yurtta yaşamış olduğu sıkıntılar, gelecek kaygısı ve ailesinin baskıları sebebiyle hayatına son vermişti.

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), Enes Kara olayının araştırılması ve sorumluların yargılanması için harekete geçmişti. HKP avukatları, Nur cemaati yurdu sorumlularının yanı sıra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Elazığ Valisi Dr. Ömer Toraman, Yurtlardan sorumlu Vali Yardımcısı hakkında, “Görevi Kötüye Kullanma”, “İntihara Yönlendirme” ve “Anayasa’nın 2. Ve Maddesine aykırılık” nedeni öne sürülerek 13 Ocak ’de Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştu.

DOSYA YARGITAY'A GİTTİ

Suç duyurusunu işleme alan Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı, Elazığ Valisi Toraman ile Yurtlardan sorumlu Vali Yardımcısı hakkındaki dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi.

Cumhuriyet'in haberine göre; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin yaptığı araştırma ve değerlendirme sonucunda üst seviye memur oldukları gerekçesiyle Vali Toraman ile Yurtlardan görevli Vali Yardımcısı ile alakalı iddiaların soyut ve genel özellikte bulunduğu, somut bilgi ve belgeye dayanmadığını iddia ederek “İşleme konulmamasına” karar verdi.