ertesi gün hapı tok karnına mı içilir / Doğum Kontrol Hapları | Bursa Kadın Doğum & Vajinismus Tedavisi | Op. Dr. Deniz Güleryüz Çakmak

Ertesi Gün Hapı Tok Karnına Mı Içilir

ertesi gün hapı tok karnına mı içilir

Ertesi Gün Hapı Nasıl Kullanılır?

Ertesi gün hapı, yüksek miktarda progesteron hormonu içeren, korunmasız girilen cinsel ilişki sonrasında planlanmamış gebeliklerin oluşumunu engellemek için kadınlar tarafından kullanılan bir yöntemdir.

Ertesi Gün Hapı Nedir?

Ertesi gün hapı, korunmasız cinsel ilişki sonrasında muhtemel gebeliğin önlenmesi için kullanılan bir ilaçtır. Eczanelerde reçetesiz olarak satılmaktadır. Ertesi gün hapı doğum kontrol yöntemi olarak ilk tercih edilen yöntem olmamalıdır. Kondom yırtılması ya da korunmasız bir ilişki olduğunda kullanılan bir yöntemdir. Bu ilaçlar hormon içerikli ilaçlar olup ciddi kanmalar ve adet düzensizliklerine neden olabilirler.

Ertesi Gün Hapının Özellikleri

Ertesi gün hapının iki tip hap kullanma yöntemi var; microgram etinil estradiol ile 0,5 mg levonorgesterol içeren veya sadece yüksek doz 0,75 mg levonorgesterol içeren ilaçlar.

Ertesi Gün Hapı Nasıl Kullanılır?

Ertesi gün hapı, doğum kontrol yöntemlerinin uygulanmadığı zamanlarda korunmasız girilen cinsel ilişki sonrasında kullanılmalıdır. İlişki sonrası ilk 72 saat içinde 12 saat arayla ağızdan alınırlar. Yine de ilacı eczanenizden aldıktan sonra mutlaka prospektüsünü okuduktan sonra, prospektüste belirtildiği dozda kullanılmalıdır. Koruma oranı ne kadar erken kullanılırsa o kadar fazla olur. İlk 12 saatten sonra kullanmak etkinliği %50 oranında düşürür. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı hiçbir koruyucu özellikleri yoktur.

ertesi gün hapı

Ertesi Gün Hapının Yan Etkileri Nelerdir?

En sık görülen yan etki bulantı (%50) ve kusmadır (%25). Diğer nadir görülen şikâyetleri sıralarsak:

  • Memede hassasiyet
  • Baş ağrısı
  • Halsizlik
  • Şişkinlik
  • Baş dönmesi
  • Lekelenme, ara kanama
  • Adet dönemi fazla kanama
  • Karın ağrısı

Damarsal yapılarla ilgili bilinen bir komplikasyon tespit edilememiştir. Derin ven trombozuna neden olmaz. Ertesi gün hapı kullanmamak için bilinen bir neden yoktur.

Ertesi Gün Hapı Fiyatı

Ertesi gün hapı fiyatı ortalama 90 &#; TL arasındadır. Eczanelerde reçetesiz olarak satılmaktadır. Ertesi gün haplarının sadece beklenmedik durumlarda gebeliği önlemek amacıyla kullanılması gerektiği unutulmamalıdır.

Korunma Yöntemlerinin Etki Mekanizmaları

Korunma yöntemlerinin etki mekanizmaları tam olarak bilinmemektedir. Gebelik oluşumunda birçok safhalar var: ovulasyon, döllenme (fertilizasyon), gamet taşınması, korpus luteum işlevi ve yerleşme (implantasyon). Dışarıdan verilen hormonlar bu safhalara etki ederek gebelik oluşumunu engellemektedir.

Östrojen ve progesteron ovulasyonu engeleyebilir ya da geciktirebilir. Ancak yerleşen embriyonun yerleşim yerinden ayrılmasını sağlamazlar.

Mifepriston ovulasyon ve endometriumun olgunlaşmasını geciktirerek yerleşmeyi engeller. Ovulasyon sonrası luteal fazda korpus luteumun %50 oranında küçülmesine neden olur. Yerleşen embriyoya tek etkili acil yöntem mifeprestondur.

Bakırlı spiral sperm üzerindeki toksik etkisi ve implantasyonu engelleyerek gebelik olmasını önler.

Vücut kitle indeksi 30 üzerinde olan kadınlarda ertesi gün haplarının etkinliği %50 oranında azalır.

Diğer Acil Korunma Yöntemleri ve Başarı Oranları

Acil korunma yöntemleri çok uzun süredir kullanılmaktadır. Son zamanlarda kullanılan östrojen, progesteron ve yüksek doz progesteron dışında anti progesrtin içeren sentetik RU steroidler (mifepreston, mifeprex), yüksek doz östrojen ve acil bakırlı ria uygulamsı daha önceden kullanılan yöntemlerdir. Bu yöntemlerin kullanım şekli ve koruma olasılıkları aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

doğum kontrol başarı oranları

Etiketler:doğum kontrol yöntemleriellaertesi gün hapıertesi gün hapı fiyatıErtesi Gün Hapı Fiyatı norlevo

Doğum Kontrol Hapları

dogum kontrol haplarıDoğum kontrol ilaçları 21 tane hap içeren kutular şeklinde satılır. Monofazik haplarda ilaç paketinin arka yüzünde her hap için haftanın bir günü yazar. İlk ilaç genelde adet kanamasının başladığı ilk gün alınır. Ancak kanamanın ilk 5 günü içinde alınmaya başlanması durumunda da etkisinden bir şey yitirmez. Eğer hap almaya başlarken paketin arkasında yazan günden başlarsanız bu sayede hap atlayıp atlamadığınızı daha kolay kontrol edebilirsiniz. Örneğin adet kanamanız Çarşamba günü başlamışsa paketin arkasında Çarşamba yazan haplardan birini alarak başlamalı ve daha sonra sırayı izlemelisiniz. Eğer multifazik hap kullanıyorsanız mutlaka arkasında 1 yazan haptan başlamalısınız.

21 hap her gün bir tane olacak şekilde alınır. Hapları kullanırken günün hemen hemen aynı saatlerinde almaya dikkat edilmelidir. Ancak burada çok katı olmak gereksizdir. Gün içinde hap alımında yaşanan saatlik farklar bir problem yaratmaz. Hapların tok karnına alınması bulantı riskini azaltmakla birlikte aç ya da tok kanına alınması etkinliğini değiştirmez.

21 gün boyunca kullanılan haplar bittiğinde ilaç alımına bir hafta ara verilir. Bir haftalık aranın sonunda yeni bir kutuya başlanır. Son hapın alımını takiben gün içinde adet kanaması başlar. Yeni bir kutuya başlamak için adet kanamasının bitmesini beklemeye gerek yoktur. Kanama bitmiş olsa da olmasa da önceki kutunun bitiminden 7 gün sonra sekizinci günde yeni bir kutuya başlanır.

Yeniden özetleyecek olursak sadece ilk kutuya başlarken adet kanamasının ilk 5 günü içinde hap alımına başlanır. Daha sonra sürekli bir kutu kullanıp bir hafta ara vermek şeklinde kullanılır. Bu şekilde adet kanamaları düzenli olarak 28 günde bir olur. İlaç kullanılan dönemde kanama olmaz.

Kullanımın özellikle ilk 3 ayı içerisinde ilaç almaya devam ederken lekelenme şeklide kanamalar olabilir. Bu kısmen beklenen bir durumdur ve zaman içerisinde geçecektir. Nadiren ilaç içerisindeki östrojen dozu kişiye az geldiğinden bu durum uzayabilir ve başka bir ilaca geçme gereksinimi doğabilir. Böyle bir olay başınıza geldiği taktirde jinekoloğunuzla irtibata geçiniz.

Yapılan araştırmalarda kadınların %16’sında hap alımında düzensizlikler yaşandığı saptanmıştır. Bu nedenle ilaç almayı unutmamak için belirli bir düzen oluşturmak yararlıdır. Örneğin gece yatmadan önce düzenli olarak dişlerini fırçalama alışkanlığı olan bir kişi OK kutusunu diş fırçasının yanına koyabilir. Benzer şekilde her sabah düzenli olarak makyaj yapıyorsanız kutuyu makyaj malzemelerinizin yanına koyabilirsiniz.

Düzensizlik ve karışıklık en fazla 7 gün ara verilen dönemde yaşanmaktadır. Kişi yeni kutuya hangi gün başlaması gerektiğini şaşırabilir. Bu riski ortadan kaldırmak ve her gün hiç ara vermeden düzenli olarak hap alma alışkanlığını oturtmak için bazı markalarda 21 değil 28 tane hap bulunur. Bu markalarda ilk 21 hap östrojen ve progesteron içerirken son 7 hap aktif madde içermez ve renkleri diğerlerinden farklıdır (genelde kahverengi). Bu hapların içinde çoğunlukla demir bulunur. 28 hap içeren ilaçlar kullanılırken hiç ara verilmez ve kutu bitince hemen yeni bir kutuya başlanır. Aktif madde içermeyen son 7 hap alınırken adet kanaması başlar. Bu tür 28 hap içeren ilaçlar ülkemizde nadiren bulunmaktadır.

DOĞUM KONTROL HAPLARININ KORUYUCULUĞU NE ZAMAN BAŞLAR?
İlk kutuya adet kanamasının ilk beş günü içinde başlandığı ve hiç hap unutulup atlanmadan kullanıldığı taktirde koruyuculuk ilk hapın alımıyla birlikte başlar. İlk kutu kullanılırken ek bir korunma uygulamak gerekmez. Hap alımına ara verilen 7 günlük zaman diliminde koruyuculuğun devam edip etmediği e-posta ile gelen sorular arasında sıkça yer almaktadır. Böyle bir koruyuculuk azalması söz konusu değildir ve ara verilen yedi günlük sürede ilişkiden kaçınmak ya da ek korunma uygulamak gereksizdir. Ancak yedi günün sonunda yeni bir kutuya başlanmadığı taktirde teorik olarak ilacın koruyuculuğu sona erer ve hamile kalma riski doğar.

DOĞUM KONTROL HAPLARININ KORUYUCULUĞU NE KADARDIR?
Doğum kontrol hapı etkinliği çok yüksek bir yöntemdir. Tüm yöntemlere bakıldığında en etkili geri dönebilen korunma yöntemi haplardır.

Bütün doğum kontrol yöntemlerinin teorik ve pratik koruyuculukları vardır. Aradaki fark kişisel farklılıklar ve kullanıcı hatalarından kaynaklanmaktadır. Usulüne uygun kullanıldığında oral kontraseptiflerin koruyuculuğu %’dır. Başarısızlık şansı yani hap kullanımına rağmen hamilelik oluşması ’de birden daha az görülen bir durumdur. Buna karşın pratik koruyuculuk oranı %97 civarındadır. Bu oran bile diğer pek çok yöntemin teorik koruyuculuğundan daha yüksektir.

DOĞUM KONTROL HAPLARI EN FAZLA NE KADAR KULLANILABİLİR?
VÜCUDU DİNLENDİRMEYE GEREK VAR MI?
Doğum kontrol hapları ile ilgili bilinen en büyük yanlışlardan birisi belirli aralıklarla hap kullanımına ara vererek vücudu dinlendirmenin gerekli olduğudur. Bu hurafenin kaynağı belli değildir. Büyük olasılıkla eski kuşak hapların kullanımı ile yaşanan bazı yan etkileri azaltmak ve hastanın hap kullanımından kaçmasını engellemek amacıyla eskiden yapılan bir öneriyken giderek alışkanlık haline gelmiştir. Bu yanlış inanış sadece ülkemizde değil pek çok gelişmiş ülkede de mevcuttur. Yapılan araştırmalar bu tür bir “ara”nın gerekli olmadığını ortaya koymuştur. Vücudu dinlendirmek amacıyla hap kullanımına ara vermenin tek bir etkisi vardır o da istenmeyen bir gebelik ortaya çıkmasıdır.

Eski kuşak yüksek miktarlarda östrojen içeren doğum kontrol hapları hayati tehlike doğurabilen yan etki görülme riskindeki artış nedeni ile 35 yaş üzerindeki kadınlarda kullanılmaz.

Yeni yapılan çalışmalar düşük doz hapların uzun süreler güvenle kullanılabileceğini ortaya koymuştur. Bu nedenle yeni kuşak düşük dozlarda östrojen içeren oral kontraseptifler menopoza kadar kullanılabilir.

Oral kontraseptif ile korunan bir kadın çocuk sahibi olmaya karar verene kadar hiç ara vermeden kullanmaya devam edebilir.

HAP ALIMI UNUTULURSA NE YAPMAK GEREKİR?
Kadınların pek çoğu hap almayı zaman zaman unutmaktadır. Bu durumda hapın koruyuculuğu azalabilmekte ve istenmeyen gebelikler görülebilmektedir.

Eğer doğum kontrol hapınızı almayı unuttuğunuzu fark ederseniz unuttuğunuz hap sayısı ve bulunduğunuz döneme göre ek önlemler alarak istenmeyen bir gebeliğin önüne geçebilirsiniz.

.

Ne yapmalı ?

Ek korunma

1 hap unutulursaAkla geldiği anda o hap alınır ve bir sonraki hap normal şekilde kullanılırGerekmez
İlk 2 haftada 2 hap unutulursaTakip eden 2 günde ikişer hap alınırŞart olmamakla beraber 7 gün ek korunma uygulanabilir.
Eğer 3. haftada 2 hap ya da herhangi bir zamanda ikiden fazla hap unutulursaKalan haplar bırakılıp yeni bir kutuya başlanırHemen ek bir korunma uygulanmalı ve 7 gün sürdürülmelidir.

KİMLER DOĞUM KONTROL HAPI KULLANAMAZ?
Tüm ilaçlarda olduğu gibi doğum kontrol haplarının da kullanılmaması gereken durumlar vardır. Bunlardan bazılarında kullanıma kesinlikle izin verilmezken bazı durumlarda kontrol altında kullanıma onay verilebilir.

Doğum kontrol haplarının kesinlikle kullanılamayacağı durumlar

  • Bilinen ya da şüphe edilen gebelik varlığı: Adet gecikmesi olduğunda bu durumun altında yatan sebep aydınlatılmadan OK kullanımına başlanmamalıdır
  • Trombofilebit: Damar iltihabı olan trombofilebit varlığında ya da daha önceden bu tür bir hastalık geçirmiş kişiler doğum kontrol hapı kullanamazlar. Oral kontraseptiflerin içinde bulunan östrojen hormonu kanın pıhtılaşmaya olan eğilimini arttırmaktadır. Damar içindeki kan pıhtılaştığında damarda yıkanma meydana gelmekte ve o damarı kanlandırdığı alanda beslenme ve oksijenlenme bozukluğu ortaya çıkmaktadır. Bu olay hayati organlardan birinde ortaya çıktığında ölüme kadar uzanan etkiler görülebilir.
  • Tromboembolik bozukluk, serebrovasküler hastalık varlığı ya da daha önceden geçirilmiş olması da benzer risk taşıdığından OK kullanımı kesinlikle sakıncalıdır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan yeni bir çalışmada düşük doz östrojen içeren doğum kontrol haplarının gelişmiş ülkelerdeki sigara içmeyen kadınlarda inme riskinde bir artışa neden olmadığı ancak gelişmekte olan ülkelerde bir risk artışının söz konusu olduğu bulunmuştur. Bu farkın nedeni büyük olasılıkla genel sağlık durumlarındaki farklılıklardır.
  • Koroner arter hastalığı ya da iskemik kalp hastalığı öyküsü
  • Belirgin karaciğer bozukluğu: Östrojen hormonu vücutta karaciğer tarafından yıkılır ve atılır. Eğer karaciğer tam olarak işlev göremiyorsa östrojen yıkılamaz ve istenmeyen etkiler ortaya çıkabilir. Bu nedenle hepatit ya da başka bir nedenle karaciğer sorunu yaşayan kişiler doğum kontrol hapı kullanmamalıdırlar. Yapılan kan incelemelerinde karaciğer fonksiyon testleri normale dönene kadar OK kullanılmaz.
  • Bilinen ya da şüphe edilen meme kanseri: Östrojen hormonunun kanserli meme dokusu üzerindeki etkisi belli değildir. Bu nedenle meme kanseri ya da kuşkusu durumunda kullanılmaz.
  • Tanısı konmamış anormal kanamalar: Anormal vajinal kanamalar pek çok hastalığın belirtisi olabilir. Bu hastalıkların bazıları doğum kontrol haplarından olumsuz şekilde etkilenebilir. Bu nedenle anormal vajinal kanaması olanlarda tanı konana kadar OK kullanılmaz.
  • 35 yaş üzeri sigara içenler.

Klinik değerlendirme sonrası hastanın onayı ile dikkatli şekilde kullanılabilecek olan durumlar

  • Migren: Doğum kontrol hapları içerdikleri hormonların etkisi ile migren ağrılarını tetikleyebilir. Bazı kişilerde var olan migren daha da şiddetlenebilirken diğerlerinde ağrıların sıklığı ve şiddeti azalabilir. Bazı kişilerde ise daha önceden migren öyküsü olmamasına rağmen hap kullanmaya başladıktan sonra migren ortaya çıkabilir. Bu etki özellikle yüksek doz içeren haplarda belirgindir. Migren problemi olanların başka bir yöntem kullanması daha uygun olur.
  • Yüksek tansiyon: 35 yaşından genç olan kadınlar herhangi ek bir sorunları yoksa tansiyonları ilaçlarla kontrol altına alındıktan sonra düşük doz oral kontraseptifleri kullanabilirler.
  • Myomlar: Myom ile doğum kontrol hapları arasındaki ilişki tartışmalıdır. Eskiden bu ilaçların içerdikleri östrojen nedeni ile myomlarda büyümeye neden olacağı düşünülmekteydi. Ancak yapılan çalışmalarda bu tür bir etki saptanamamıştır. Myomu bulunan kadınlar düşük doz doğum kontrol haplarını güvenle kullanabilirler.
  • Gebeliğe bağlı şeker hastalığı: Gestasyonel diyabet adı verilen bu durum gebelikte salgılanan hormonların etkileri sonucu vücudun şekeri metabolize etme yeteneğinde bozulmaya bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Önceki gebeliklerinde şeker hastalığı ortaya çıkan kadınlar yılda en az bir kez kan şekeri kontrolü yaptırmak şartıyla düşük doz östrojen içeren hapları kullanabilirler.
  • Şeker hastalığı: 35 yaşından genç şeker hastaları kan şekeri düzeyleri kontrol altında olmak şartıyla OK kullanabilirler
  • Epilepsi (sara): Oral kontraseptifler epilepsi ataklarını tetiklemezler hatta bazı kadınlarda epilepsi krizlerinin sıklık ve şiddetinde azalmalar rapor edilmektedir. Epileptik hastaların dikkat etmesi gereken durum kullandıkları ilaçların, doğum kontrol haplarının etkisini azaltabilmesidir. Bu nedenle daha etkin bir korunma sağlanması için başka bir yöntem tercih edilebilir.
  • Gebelikte görülen tıkanma sarılığı: Gebelikleri sırasında safra yollarında tıkanma ve buna bağlı sarılık geçiren kadınlarda doğum kontrol hapı kullanımı sırasında da benzer etkiler görülebileceğinden dikkatli olunmalıdır. Düşük doz içeren ilaçların bu tür tıkanma etkisi yaratması beklenmez.
  • Orak hücreli anemi: Taşıyıcı olan kadınlar düşük doz hapları kullanabilir. Orak hücreli anemi hastası olanlarda ise teorik olarak damar tıkanıklığı riski mevcuttur.
  • Safra kesesi hastalığı ya da sarılık ile birlikte seyreden hastalıklar
  • Kan lipide değerlerinin yüksekliği: Kan lipidleri yüksek olanlar ya da ailevi lipid yüksekliği bulunanlar yakın takip altında kullanmalıdır

AMELİYAT ÖNCESİ OK KULLANIMI
Oral kontraseptifler kanın pıhtılaşma mekanizmasında değişikliğe neden olabildiği için herhangi bir nedenden dolayı ameliyat planlanan hastaların bu ameliyattan en az 4 hafta önce ilaç kullanımını bırakmaları önerilmektedir. Ancak bu öneri yüksek doz içeren haplar için geçerlidir. Bu öneriye uyulması yerinde olur ancak düşük doz hap kullananların bu kadar dikkatli olmaları gerekmez. Özellikle büyük cerrahi girişim geçirecek olanlarda ya da ameliyat sonrası damar tıkanıklığı geçirme riski normalden yüksek hastalarda ise her türlü doğum kontrol hapının kesilmesi yerinde olur.

EMZİRME DÖNEMİNDE KULLANIM
Doğum sonrası oral kontraseptif kullanımı sütün hem miktarını hem de kalitesini azaltmaktadır. Bu nedenle emziren annelerde 3 aydan önce doğum kontrol haplarının kullanılması önerilmez. Emzirmeyen ya da düzensiz emziren anneler ise doğumu takip eden 6. haftadan başlayarak düşük doz doğum kontrol haplarını kullanabilirler.

DÜŞÜK YA DA KÜRTAJ SONRASI KULLANIM
haftadan daha erken bir dönemde gebelik düşük ya da kürtaj ile sonlanırsa zaman kaybetmeden hemen aynı gün doğum kontrol hapına başlanabilir.

12 haftadan daha büyük gebelikler söz konusu olduğunda ise yüksek doz ilaçların kullanılması planlanıyorsa geleneksel olarak 2 hafta beklemek gereklidir. Bu teorik uygulamanın amacı damar tıkanıklığı riskini azaltmaktır. Düşük doz ilaçların ortaya çıkması bu uygulamayı da gereksiz kılmıştır.

Gebelik haftası ne olursa olsun kürtaj, düşük ya da erken doğumu takiben düşük dozlu oral kontraseptifler hemen kullanılmaya başlanabilir.

BAŞKA İLAÇLARLA BİRLİKTE DOĞUM KONTROL HAPI KULLANIMI
Halk arasında bazı antibiyotiklerin kullanımının doğum kontrol hapının etkisini azalttığı ve hamileliklere yol açtığına dair hikayeler anlatılır. Bunlar doğru değildir. Temel olarak karaciğerin çalışmasını etkileyen ilaçların doğum kontrol hapının metabolizmasını değiştirerek etkinliğini azaltabileceği kabul edilir. Aşağıdaki ilaçları kullananlarda bu tür bir sorun yaşanabileceğinden başka bir doğum kontrol yöntemi seçilmesi uygun olur:

Rifampin
Fenobarbital
Fenitoin
Primidon
Karbamezepin
Primidon
Etosüksimid
Griseofulvin

Tam olarak ortaya konmamış olmakla birlikte doğum kontrol hapları aşağıdaki ilaçların etkisini arttırabilir ve bu ilaçlar doğum kontrol hapıyla birlikte alınırken dozlarının düşürülmesi gerekebilir:

Diazepam
Klordiazepoksit
Teofilin
Trisiklik antidepresanlar

Tam tersi olarak parasetamol ve aspirin kullanırken daha yüksek doz almak gerekebilir.

C vitamini kan östrojen düzeylerini arttırarak ara kanamalara neden olabilir Bu nedenle günde miligramdan fazla C vitamini alınıyorsa vitamin hapı ile doğum kontrol hapı alımı arasında en az 4 saat ara olmalıdır.

Yeni nesil düşük doz oral kontraseptiflerin ise bu tür etkileri son derece düşüktür.

DOĞUM KONTROL HAPI KULLANAN HASTALARIN TAKİBİ
Genç, sağlıklı ve risk faktörü içermeyen ve yeni nesil düşük doz doğum kontrol hapı kullanan kadınlar yılda bir kez muayene edilmelidirler. Bu muayenelerde;

Öykü
Tansiyon kontrolü
Meme muayenesi
Karaciğer muayenesi
Jinekolojik muayene
PAP smear testi yapılır

Yüksek doz kullanan ya da yüksek risk grubunda olan kadınlar ile yukarıda belirtilen rölatif kontraendikasyonları taşıyan kadınlar ise tercihen 6 ayda bir kontrol edilmelidir.

İlk kez doğum kontrol hapı kulllananlar ise olası yan etkilerin saptanması ve kullanımda hata olup olmadığının değerlendirilmesi amacıyla jinekologları ile görüşmelidirler. Bu görüşmede muayeneye gitmek şart değildir. Telefon ya da e-posta ile yapılan görüşmeler yeterli olur.

Doğum kontrol hapları ilk zamanlarda zannedilenden çok daha güvenli bulunmuştur. Doğum kontrol hapını bırakmanın en önemli nedeni yan etkilerden duyulan korkudur. Oysa yan etkiler hem son derece nadirdir hem de halk arasında sıkça söz edilen kısırlık yapar, kilo aldırır, düzeni bozar gibi hikayelerin gerçekle uzaktan ya da yakından ilgisi yoktur. Üstelik doğum kontrol haplarının istenmeyen gebeliklerden korunmanın yanı sıra kadın sağlığı açısından pek çok ek yararı vardır.

Doğum kontrol hapı kullanmaya başlamadan ya da kullanırken kontroller sırasında rutin laboratuvar incelemesi yapılması çoğu zaman gereksizdir. Bazı grup hastalarda ise kan şekeri ve kan lipid profillerinin kontrol edilmesinde yarar vardır. Bunlar:

35 yaş üzeri kadınlar
Ailede kalp hastalığı, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon öyküsü olanlar
Gebeliğe bağlı şeker hastalığı öyküsü olanlar
Şeker hastalığı olanlar
Kilo problemi olanlar

DOĞUM KONTROL HAPININ KESİLMESİ GEREKEN DURUMLAR
Aşağıdaki durumlar ortaya çıktığında doğum kontrol hapına hemen ara vermeli ve zaman kaybetmeden jinekoloğunuzla görüşmelisiniz.

Uzun süren baş ağrısı
Başağrısı ile birlikte görülen baş dönmesi, bulantı ve kusma
Bulanık görme
Ani görme kayıpları, geçici körlük
Tek taraflı ve kesilmeyen baş ağrısı
Tedaviye cevap vermeyen baş ağrısı
Bacaklarda kızarıklık ve ağrı
İnme ya da felç
Şiddetli karın ağrısı
Şiddetli göğüs ağrısı ve nefes almada güçlük
Kan basıncında yükselme

Tiroid Hastalarının Dikkat Etmesi Gerekenler

TİROİD HASTASIYSANIZ BU YANLIŞLARI YAPMAYIN

Bu yazıyı geçen hafta görüştüğüm bir hastanın yaptığı tedavi yanlışlarını görünce yazmaya karar verdim. O hastanın neredeyse on yıldır tiroid yetmezliği vardı, buna rağmen hastalığı, özellikle tedavisi konusunda son derece yanlış bilgilere sahipti. Bana gelme nedeni de zaten bu yanlış ve noksanlıklardan kaynaklanan bazı sorunlardı.

Tiroid hastalıklarının en sık görüleni tiroid bezinin tembelliği, yaniHipotiroidi’dir. Özellikle son yıllardaHaşimato hastalığının daha sık görüldüğünü hipotiroidiye yakalananların bir hayli çoğaldığını biliyoruz. Hipotiroidinin tek nedeni Haşimato hastalığı değil, daha birçok nedeni var. Ama en sık karşılaşılanı bu olunca hipotiroidi denilince akla hemen Haşimato hastalığı geliyor.

KİMLER RİSKLİ?

Hipotiroidi orta yaşlarda sık rastlanan bir sağlık sorunu. Kadınlarda erkeklerden daha çok görüldüğü de kesin! Bununla birlikte çocuklar, hatta bebeklerde bile görülebiliyor, yaşlılarda görüldüğünde de hayret etmemek gerekiyor. Üstelik “yaşlandırmayı hızlandırdığı” için yaşlılar için önemli bir tehlike kabul ediliyor.

Tiroid hastalıklarına yakalanma bakımından bazıları daha şanssız. İsterseniz onları da bir hatırlatalım: Yeni doğum yapmış kadınlar, önceden guatrı olanlar, ailesinde tiroid hastalığı bulunanlar, elli yaş üzeri dönemdeki kadınlar en önemli adaylar. Ayrıca daha önceden tiroid hastalığı geçirmiş ya da tiroid bezi ameliyatı uygulanmış kişilerde de bu olasılık fazla. Şeker hastalarında, diğer bazı bağışıklık sistemi hastalıklarına önceden yakalanmış olanlarda, lityum ve benzeri ilaçları uzun süre kullananlarda, kolesterolü yüksek olanlarda tiroid yetmezliğine yakalanma ihtimali artıyor.

BELİRTİLERİ NELER?

Tedavi yanlışlarına girmeden önce tiroid bezinin yetersiz çalışması halinde ne gibi belirti ve problemlerin ortaya çıkacağını da kısaca gözden geçirelim. Çünkü çoğumuzun aklına hala hipotiroidi denince kabızlık, ciltte kuruma, sarımsı soluk bir renk alma, ilerleyici kilo kazanımı veya kilo vermede zorlanma, ödem hali, ses kalınlaşması veya sertse kısılma, çatallanma, saç dökülmesi, kaşlarda dökülme, tırnaklarda kırılma, terlemede azalma gibi belirtiler gelir. Oysa sıradan bir “kolay yorulma” belirtisi özellikle ilerleyici bir bitkinliğe, enerji azlığına dönüşmüşse, unutkanlık sorunu giderek ilerlemeye başlamış, odaklanma güçlüğü ve düşünme hızında yavaşlamaya yol açmışsa, sabah yorgunlukları, anlamsız yere üşümeler varsa bunlar da ufuktaki bir hipertiroidinin ilk görüntüleri olabilir. Özellikle kadınlarda depresyon işaretleri olduğu zaman arka planda bir hipotirodinin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır. Özellikle inatçı ve gezici kas ve eklem ağrıları varsa, kas krampları, karıncalanma, uyuşma, el ve kollarda ağrı gibi sorunlar da başlamışsa hipotiroidi akla gelmeli. Ayrıca herhangi bir kan analizinde saptanan sürpriz kolesterol yükseklikleri de hipotiroididen kaynaklanabilir. Ayrıca cinsel istekte azalma ve cinsel güç kaybı da hipotiroidiye işaret edebilir. Gebe kalma güçlüğü, adet düzensizlikleri gibi değişimlerde de hipotiroidi hatırlanmalıdır. Özetle hipotiroidinin oldukça farklı enteresan işaretleri olabilir.

Gelelim hastaların yaptıkları yanlışlara…

İŞTE O YANLIŞLAR…

Çoğu hasta hala tiroid bezi yetersizliğini ortadan kaldırmak için kullandığı tiroid hormonu hapları konusunda yanlış şeyler yapıyor, yanlış şeyler biliyor! Mesela bazıları bu ilaçların kilo aldırdığını düşünüyor. Oysa tiroid hormonlarını kullanmayan hipotiroidi hastaları kolay kilo alıyor. Bazı hastalar bu ilaçların tüylenmeyeyol açtığını, hormon dengesini alt üst ettiğini zannediyorlar ki her ikisi de yanlıştır. Ayrıca bu ilaçların kemik erimesi problemi yaptığı da doğru değildir. Eğer ihtiyacınız kadar kullanır, doz aşımı yapmazsanız böyle bir sorun ortaya çıkmaz. Önlem olarak yine de özellikle elli yaş üstündeyseniz kalsiyum desteği almanız mümkündür. Bu ilaçların hafızayı bozduğu kalbe zarar verdiği de doğru değildir.

Bazı hastalar tiroid haplarını nasıl kullanacaklarını da doğru dürüst bilmiyor. Mesela aç karna değil, tok karna alıyor. Oysa bu hapların sabah aç karna alınması lazım. En iyi sonuç yemekten yarım saat önce alındığında elde ediliyor. İstisnai olarak aç karna alınca midede rahatsızlık ortaya çıkıyorsa tok karna almak da mümkün ama prensip olarak aç karna almak lazım. Eğer sürekli olarak tok karna almak durumunda kalırsanız doktorunuzla bu noktayı mutlaka görüşmeniz gerekiyor. Çünkü çoğu zaman ilacın dozunu arttırmak mecburiyeti ortaya çıkıyor.

KALSİYUM VE DEMİR HAPLARI İLE ALMAYIN!

Tiroid haplarını başka ilaçlarla birlikte almak da doğru değil. Özellikle kalsiyum ve demir hapları demir içeren multivitamin tabletleri gastrit ülser tedavisinde kullanılan her türlü ilaç bu ilaçlarla birlikte kullanılmamalı. Bu ilaçlar gerekiyorsa diğer öğünlere bırakılmalı. Tiroid haplarını özellikle akşamları almamanızda yarar var. Uykunuz kaçabilir, çarpıntı yapabilir.

Bu hapların doz değişikliğini de sadece doktorlar yapmalı. Yani hastaların kendi kendilerine doz ayarlaması yapmaları son derece yanlış hatta tehlikeli. Doz ayarlaması için aylık aralıklarla doktora gitmek TSH ve T3, T4 seviyelerine göre dozu yeniden belirlemek gerekiyor. Bu ilaçların farklı markalar adı altında satılanları aynı dozlarda olsalar bile değiştirmek de doğru değil. Bu hatayı sık yapan hanımlar var. Aynı dozda olsalar bile farklı firmaların ürünlerinin emilim ve biyolojik yararlanımları arasında farklar olabiliyor. Bazı hastaların bu ilaçları kendiliğinden bırakmaları da önemli bir sorun. Tiroid haplarına başlama kararını da doz ayarlama veya tedaviyi sonlandırma kararını da sadece doktorlar verebiliyor. Yine bazı hastalar ilacı sabah almayı unuttuklarında o gün hiç almama yoluna gidiyorlar ki bu da yanlış. Eğer ilacınızı sabah almayı unutursanız öğlen hatta öğleden sonra bile alabilirsiniz. İlacı almayı bir-iki gün unuttuğunuzda da telaşa kapılmayın, ilacınızı aynı dozda almaya devam edin ve bu durumdan doktorunuzu da bilgilendirin.

KİLO VERMEK İÇİN KULLANMAYIN!

Çok önemli bir nokta da şu: Bazı hanımlar –hatta bazı diyet uzmanları- daha da önemlisi bazı doktorlar- bu ilaçları kilo vermek amacıyla kullanıyorlar. Eğer kilo problemi tiroid bezi tembelliğinden kaynaklanmamışsa ve vücudunuz yeteri kadar tiroid hormonu üretiyorsa tiorid haplarını rastgele kullanmak özellikle kilo vermek amacıyla suiistimal etmek çok ama çok tehlikelidir. Yeri gelmişken internetten veya el altından satılanbazı zayıflama ilaçlarının içine –etiketinde beyan edilmeden, yani tüketiciyi aldatma pahasına- tiroid hormonu karıştırıldığı da biliniyor. Bu nedenle özellikle tiroid hormonu kullananların –ama genelde herkesin- zayıflama haplarına ellerini bile sürmemelerini öneriyorum.

Özellikle bazı vitamin üreticileri “metabolizma hızlandırıcı” haplar ürettiklerini iddia ederek kilo kaybı için çare arayanları yanlış bilgilendiriyorlar. Bu hapları iyilik olsun fayda sağlasın diye danışanlarına veren diyet uzmanları egzersiz danışmanları beslenme merkezleri var. Bunların çoğunun içinde tiroid hormonu olmasa bile iyottan zengin yosun özleri, “kelp” ya da doğrudan “iyot” destekleri var. Bu ürünlerin kilo vermeye faydası olmadığı gibi tiroid metabolizmasını bozucu yan etkileri de olabiliyor. Ayrıca özellikle Haşimato hastalığına bağlı tiroid yetmezliğinde bırakın, iyotlu haplar yutmayı içinde, iyot bulunan vitaminler bile tavsiye edilmiyor. Bilindiği gibi bu hastalara iyotlu tuz da önerilmiyor.

DOKTORUNUZLA KONUŞUN

Tiroid hastalarının sık yaptıkları hatalardan biri de tedaviye başlar başlamaz ortaya çıkabilecek ilaca bağlı sıradan bazı sorunları bilmedikleri ya da korktukları için fazlaca büyütmek ve ilacı tümüyle kesmektir. Bu ilaçları kullananlarda özellikle yeni başlayanlarda çarpıntı, uyku kaçması, göğüs ağrısı, sinirlilik, ayak krampları, ellerde titreme, nefes darlığı, baş ağrısı gibi yakınmalar ortaya çıkabilir. Geçici olarak saç dökülmesi, adet düzensizlikleri olabilir. Böyle durumlarda ilacı kesmek yerine doktorunuzla konuşmanız ve çözüm aramanız daha doğru olacaktır.

Eğer tiroid sorununuz varsa sigara içmeyiniz. Sigara içilen yerlerde oturmayınız. Herhangi bir ilaç kullanacağınızda doktorunuza bilgi veriniz. İçinde iyot bulunan hapları şuruplarıdoktorunuzun izni olmadan asla içmeyiniz. Çarpıntıya yol açabilecek kafein zengini içecekleri (çay, kahve, kola) tercih etmeyiniz. Doktorunuzla sürekli temas halinde olmayı ve ortaya çıkabilecek sorunlarda onu bilgilendirmeyi unutmayınız. İlacınızın zaman zaman dozunu azaltmak ya da arttırmak gerekebileceğini aklınızdan çıkarmayınız ve çok özel bazı durumlar dışında hipotiroidinin ömrü boyu süren bir hastalık olduğunu ve tiroid hormonlarının çoğu zaman ömrü boyu kullanılması gerektiğini bir kenara not ediniz.


Ertesi gün hapı ne zaman, ilişkiden sonra kaç saat içinde alınmalı? Ertesi gün hapı nasıl kullanılır?

Bilimin her geçen gün daha da fazla yol kat etmesi her şey gibi sağlık alanında da pek çok kolaylıkla tanışmamıza neden oldu. Korunmasız cinsel ilişkilerin ardından kadınların oral yolla aldıkları doğum kontrol hapları, hem gebeliğin oluşmasını önlüyor hem de döllenmiş kadın yumurtasının tutunmasını engelliyor.

ERTESİ GÜN HAPI NE İŞE YARAR?

Halk arasındaki adıyla ertesi gün hapı olarak bilinen acil kontrasepsiyon hapı, yüksek oranda progesteron hormonu bulundurması sebebiyle istenmeyen gebeliği engellemeye yarayan bir acil doğum kontrol seçeneğidir. Eczanelerden reçeteye gerek duyulmadan alınabilen ertesi gün hapının doğum kontrol haplarıyla karıştırılmaması gerekir çünkü ertesi gün hapı tek seferliktir ve bir doğum kontrol yöntemi değildir.

ERTESİ GÜN HAPI NE ZAMAN KULLANILIR?

Doğum kontrol hapının alınmadığı, prezervatifin kullanılmadığı ya da prezervatifin yırtıldığı veya doğum kontrol yöntemlerinin başarısız olduğu durumlarda ilişkiden sonra alınır. Progesteron içeren ertesi gün hapları gibi prof-Progesteron ve östrojen içeren ertesi gün hapları da vardır. Sadece progesteron içeren ertesi gün hapları sperm ile yumurtanın döllenmesini engellerken progesteron ve östrojen içeren ertesi gün hapları döllenmiş yumurtanın rahim içine yerleşmesini de engeller. Ertesi gün hapı gebelik oluştuktan sonra etki göstermez yani rahme yerleşen embriyoyu ortadan kaldıramaz.

ERTESİ GÜN HAPI NE ZAMAN ALINMALI?

Ertesi gün hapının amacı korunmasız cinsel ilişkide gebeliğin engellenmesi olduğu için ilişkinin ardından ne kadar erken alınırsa gebeliği önleme etkisi o kadar yüksek olur. Korunmasız cinsel ilişkinin ardından 72 saat içinde alınması gereken ertesi gün hapının etkisi alındığı zamana göre farklılık gösterir.

Cinsel ilişkiden sonra ilk 24 saat içinde alınması önemlidir. İlişkiden sonraki ilk 12 saatte alınan ertesi gün hapının %98'e kadar gebeliği engellediği bilinmektedir. 48 saat içinde alınan ertesi gün hapınn etkisi %75'e geriler. 48 saatten sonra üçüncü gün içinde alınan ertesi gün hapının etkisi ise %58'e kadar gerilemiş olur. Ne kadar erken alınırsa gebeliği önleme etkisi o kadar yüksek olur.

ERTESİ GÜN HAPI EN GEÇ NE ZAMAN ALINMALI?

Ertesi gün hapının etkisi korunmasız ve gebelik riski bulunan ilişkinin ardından ilk 72 saat için geçerlidir. En geç 72 saat içinde alınması gerekir. İlişkinin üzerinden geçen 3 günün ardından alınacak ertesi gün hapının pek etkisi olmadığı düşünülür.

ERTESİ GÜN HAPI İLİŞKİDEN 4 GÜN SONRA KULLANILIR MI?

Bazı ertesi gün haplarının 5 güne kadar etki ettiği söylense de uzmanlar bu görüşe çok sıcak bakmaz. İlişkinin ardından 3. Günde alınan ertesi gün hapının etkisi bile %50'lere düşmüşken 4. Günde alınan ertesi gün hapının gebeliği engelleme olasılığı iyice düşük olacaktır.

ERTESİ GÜN HAPI NE KADAR SIKLIKLA KULLANILIR?

Ertesi gün hapı asla bir doğum kontrol yöntemi sayılmaz ve rutin kullanım için uygun değildir. Çok yüksek hormon içermesi bakımından ertesi gün hapının sık sık kullanılması tavsiye edilmez çünkü kadınlarda ciddi yan etkilerin görülmesine neden olabilir.

Sadece gebelik ihtimali bulunan cinsel ilişkilerin ardından kullanılması tavsiye edilen ertesi gün hapı ayda sadece bir kez kullanılabilir. Sadece gebeliğin oluşmasını önlemeye yardımcı olan ertesi gün hapları cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlamaz

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir