etkili iletişim teknikleri vize ders notları / Ders: BİT/ - BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ

Etkili Iletişim Teknikleri Vize Ders Notları

etkili iletişim teknikleri vize ders notları

Açıköğretim Aöf Etkili İletişim Teknikleri dersi bir çok açıköğretim bölümünün ortak derslerinden bir tanesidir.

Etkili İletişim Teknikleri dersi için çalışma kaynaklarını sizler için toparladık, derledik ve faydalanmanız için yayınlıyoruz. Önceki yıllara ait çıkmış sorulara, deneme sınavlarına, ders notlarına ve özetlerine, ders kitaplarına aşağıdaki bağlantılardan erişebilirsiniz.

search Çıkmış Soruları Ara

Değerlendirme Yöntemi ve Geçme Kriterleri

Etkili İletişim Teknikleri dersi için 1 adet ara (vize) sınavı ve 1 adet dönem sonu (final) sınavı yapılmaktadır. Ara sınavın %30’u ile Dönem Sonu sınavının %70’i alınarak toplanmakta ve sınıfın genel ortalamasına göre harf notu verilmektedir.

SınavYüzde %
Ara (Vize) Sınavı30
Dönem Sonu (Final) Sınavı70
Toplam
Yıl Sonu
Yaz Okulu Sınavı

Etkili İletişim Teknikleri Dersinin Bulunduğu Bölümler

DİKSİYON GÜZEL VE DOĞRU KONUŞMA 1 DİKSİYON Diksiyon; söz söylerken, duygu ve düşünceleri doğru ve üslubuna uygun olarak anlatmak için sesin uyumunu, söylenişini, hecelerin uzunluğu, kısalığı ve vurguları bakımından doğruluğu; jesti, mimiği, takınılacak tavırları yerinde ve güzel kullanma sanatıdır. 2 DİKSİYON  Doğru nefes alma  Doğru konuşma  Güzel konuşma  Konuşurken sıkıcı olmama demektir. 3  Doğru bir diksiyon için gerekli iki temel koşul vardır. Birincisi; ses aletini doğru kullanmak. Yani konuşma için yeteri kadar havayı ses yollarını kasmadan içeri almak, gereğinden fazla durak kullanmamak, durakları doğru yerde gerektiği gibi kullanmak ve sesi duyulur ve net bir hale getirmek. İkincisi; söz söylerken konuştuğumuz dili düzgün ve doğru söylemek için düzeltmeye çalışmak ve mimiği, jesti, tavrı yardımcı olarak kullanmak. 4 4 KİMLER DİKSİYON EĞİTİMİ ALMALIDIR?  Kendisi ve çevresiyle barışık olma yolunda adımlar atmak isteyen,  İnsanlarla doğru ilişki kurmanın, kişisel gelişiminde önemli olduğuna inanan,  İnsanları ikna etmenin, hırslı olmaktan daha daha önemli olduğu gerçeğini kavrayan,  İşverenleri, müşterileri, kendilerinden üst düzeydekileri, dinleyicileri ve benzeri kişileri etkileyen şeyin, bildiklerini aktarma şekli olduğunu anlayacak kadar zekası olan, 4  Yöneticiler,  Eğitimciler,  Danışmanlar,  Topluluklarda konuşanlar,  Halkla ilişkiler sorumluları,  Reklamcılar,  Satış ve pazarlamacılar,  Politikacılar,  Sivil insiyatif üyeleri,  Tv ve radyocular, Sanatçılar…  Host ve hostesler,  …… 5 KONUŞMAYI ÇİRKİNLEŞTİREN (BOZAN) UNSURLAR 1. Dilimizin özelliklerini ve kurallarını bilmemekten doğan unsurlar. 2. Kendi kusurlarımızdan kaynaklanan nedenler  Güzel ve güzel olmayan konuşma arasındaki ayrımın bilincinde olmamak,  Bozuk ve çirkin konuşmanın kaybettirdiklerinin farkında olmamak,  Diline sevgisi ve saygısı olmayanın, kendi kişiliğine sevgisi ve saygısı olmayacağını bilmemek,  Kendini doğru ve güzel ifade etmenin avantajlarını bilmemek. 6 3. Bozuk diksiyonun temelinde yatan yanlışları ve kusurları devam ettirmek.  Boğumlama bozuklukları,  Vurgu yanlışı,  Yanlış tonlama,  Ulamada dikkatsizlik,  Tekdüzelik,  Yersiz durgu ve duraklar,  Hız kusurları,  Harfleri ve heceleri yutmak, 7  Sesi ve soluğu denetim altına almamak,  Dinlemeyi bilmemek,  Türkçe’nin temel yapısını bilmemek,  Doğru nefes almasını bilmemek,  Ses için hijyenik şartları oluşturmamak,  Prezantasyon-sunum kurallarını bilmemek,  Rahatlama tekniklerini bilmemek. 8 GEVŞEKLİK  Ses organlarının genel tembelliğidir ve en çok karşılaşılan durumdur. Bu genel gevşeklik genel bir konuşma sönüklüğüne yol açar. Gevşekliği gidermek için dişleriniz arasına bir kalem sıkıştırın ve aşağıdaki cümleleri hızla okuyun. «Bir berber bir berbere bre berber beri gel diye bar bar bağırmış. Biz de bize biz derler sizde bize ne derler?» «Pireli peyniri perhizli pireler teperlerse pireli peynirler de pır pır pervaz ederler.» 10 PELTEKLİK  Bir harfin çıkarılamayarak bir diğeri ile değirilmesidir. Bu durum dilin yeterince eğitilmemesinden lehçelerin yapısından veya bazı dillerin fazla etkisinde kalmaktan kaynaklanabilir. Türkçe üzerinde tespit edilen pelteklik türleri aşağıda belirtilmiştir. Zeleştirme: (J) yeri(Z). Örnek: Jale-Zale Jilet-Zilet Seleştirme: Ş yerine S. Örnek: Paşâm-Pasam şapka-Sapka Jeleştirme: C yerine J. Örnek: Ancak-Anjak) Kucak -Kujak Şeleştirme: S yerine Ş. Örnek: Sana söylüyorum-yerine sana şöylüyorum Leleştirme: (R) yerine . Örnek: Birader-Bilader Berber-Belber Merhem-Melhem Terlik-Tellik İnce â yerine kalın a: Kemâl-Kemal Lâstik-Lastik 11 TUTUKLUK  Bir hece üzerinde takılıp kalma heceyi veya kelimeyi tekrarlama durumudur. Bu sorun en çok düşünce akışındaki duraklamadan kaynaklanır. Normal şartlar altında aşırı stres de tutukluğa yol açabilir. Tutukluğu gidermek için herhangi bir metni önce yavaşça ve sonra hızlanarak okuyun. 12 KEKELEME Tutukluğun ileri aşaması söz söylerken birden bire duraklama çoğunlukla buna katılan yüz buruşturması ve gerilme hareketiyle hecelerin tekrarlanması. Kekemeler soluk aldıkları veya pek geç soluk verdikleri sırada konuşurlar. Kekeleme genellikle çocukluk döneminde oluşan bir konuşma bozukluğudur. Erken yaşta konuşmaya başlayan çocukların konuşma başarılarına çevrenin gösterdiği aşırı ilgi çocuğun duygularını zararlı yönde etkiler. Çok iyi konuşarak dikkat çekmek isteyen çocuğun kendi üzerinde ürettiği baskı bir süre sonra kekeleme rahatsızlığını oluşturur. 13 KEKELEME  seafoodplus.infoı yeni öğrenir gibi düşük hızda fakat yüksek sesle bol bol okumak seafoodplus.info cümleleri ezberleyerek tekrar tekrar seslendirmek. seafoodplus.info metinde yer alan tekerlemelerin ısrarla okunması 14 ASALAK SESLER  Bazı sesler veya kelimeler asalak olarak kelimelerin arasına takılır ve konuşmayı tahammül edilmez hale getirir. Asalak sesler veya kelimeler konuşmacının fikir netliği ve kendine güveni hakkında şüphe uyandırır. Konuşmanın kalitesini baltalar ve dinleyiciyi sıkar. Bu kapsamda “ııı eee aaa şey yani mesela evet” gibi ses veya kelimeler konuşma arasında sık sık veya gerekmediği halde kullanıldığında dinleyici rahatsız olur. 15  (L-D-N) Elalem bir aladana aldı aladanalandı da biz bir aladana alıp aladanalanamadık. (K-R) Kırk kırık küp, kırkının da kulpu kırık kara küp. (K-R-D) A be kuru dayı, ne kuru sarı darı bu darı a be kuru dayı? (B-M- Ş) İbiş'le Memiş mahkemeye gitmiş, mahkemeleşmiş mi, mahkemeleşmemiş mi? (D-L-T-K) Şu karşıda bir dal, dalda bir kartal; dal sarkar, kartal kalkar; kartal kalkar, dal sarkar. Dal kalkar, kartal sarkar, kantar tartar. Şu karşıdaki kara kuru kavak, karardın mı ey kara kuru kavak, sarardın mı ey kara kuru kavak! 16 16  (S-K) Bu yoğurdu sarmısaklasak da mı saklasak, sarmısaklamasak da mı saklasak? (M-Y-L) Bu yoğurdu mayalamalı da mı saklamalı, mayalamamalı da mı saklamalı? (B-Ş-Z) Sizin damda var beş boz başlı beş boz ördek, bizim damda var beş boz başlı beş boz ördek. Sizin damdaki beş boz başlı beş boz ördek, bizim damdaki beş boz başlı beş boz ördeğe , siz de bizcileyin beş boz başlı beş boz ördek misiniz demiş. (D-P-K) Değirmene girdi köpek, değirmenci çaldı kötek; hem kepek yedi köpek, hem kötek yedi köpek. 17 17  Ulama Diksiyonun özelliklerinden biri de “ulama”dır. Genel olarak tanımlarsak bir kelimenin sonundaki sessiz harfin ardından gelen kelimenin sesli harfle birleştirilerek seslendirilmesine ulama diyoruz. Ulama, söz akışına pürüzsüzlük ve tatlılık verir. Uygun ulama ile yapılan konuşmalarda veya seslendirmelerde ses bir nehrin akışı gibi sakin ve düzenli olarak ilerler. Türkçede yer alan ulama özelliklerini aşağıda anlatalım: 1. Sessiz harfle biten bir kelimenin son harfi sesli harfle başlayan yanındaki kelimenin ilk harfiyle birleşir. Yazıda Ak--şam-- ol--du. E--lim--den-- al--dı. Konuşmada Ak--şa--mol--du. E--lim-de--nal--dı. 18 18  2. Orijinal yapılarında “b,c,d,g” harfleriyle biten kelimeler vardır. Bunlar yalın kaldıklarında “p, ç, t, k”ya dönüşürler. Yazı dilinde sonlarına ek aldıklarında yumuşak konumlarına dönerler. Örneğin Arapça orijiniyle “kitab” Türkçede “kitap” şeklinde yazılır. Ancak yanına ek aldığında “kitabım” örneğinde olduğu gibi “p”, “b”ye dönüşür. Konuşma dilinde ise ulama bu kurala paralel olarak aynı kelimeyi bir sonraki kelime ile ilişkilendirir. Yazı dilinde sert olan harf ulama ile yumuşar. (Orijinali) Yazı Dilinde İfadesi (Mahmud) Mah--mut ev--len--di. (Mes’ud) Mes--ut ol--du. (Kitab) Ki--tap al--dı. Konuşma Dilinde İfadesi Mah-mu--dev--len--di. Me--su-dol-du. Ki--ta-- bal--dı. 19 19  3. Türkçede kelime sonundaki “k” ünsüzünü, “h” ünsüzü ile başlayan bir kelimenin izlemesi durumunda “h” ünsüzü düşer. İki kelime birbirine bağlanır. Yazı Dilinde Ye--mek ha--ne E--rik ho--şa--fı Konuşma dilinde Ye--me--ka--ne E--ri--ko--şa--fı 4. Eğer kelimeler arasında durak olursa, kurala uygun olsa da ulama yapılmaz. Yazı Dilinde İstiyorum, onu göreceğim. Koşuştururken, okulu unuttu. Konuşma dilinde İstiyorum, onu göreceğim. Koşuştururken, okulu unuttu. 20 20

FİNAL Etkili İletişim Dersi Final Özeti

Ders notlarından daha iyi yararlanmak için lütfen ücretsiz kayıt olunuz.

Kayıt ol!
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
AÖF Kurdu
Katılım
4 Eki
Mesajlar
ETKİLİ İLETİŞİM ÜNİTE DERS ÖZETİ
  • İnsanlar yada toplumlar arasında düşünce ve duyguların aktarılmasına iletişim denir. İnsanlar, gruplar ve örgütler arasında bağ kurmayı hedefleyen etkileşim sürecidir.
  • Benmerkezcilik (egosantrizm); Başkalarının varlığı ve çıkarlarını göz ardı ederek kendini ve sorunsalını her şeyin merkezine koyma tutumu ve davranışıdır. Egosantrizm kısaca benmerkezciliktir. Bireyin kendini merkeze almasıdır. Kısaca her şeyde kendini esas almasıdır.
  • Bencilik; her olayda, her işlemde kendi menfaatini düşünme ve her işten çıkar sağlama düşüncesidir. Bencilik ve benmerkezcilik düşüncesi genel olarak yaşları arasında kazanıldığı söylenmektedir. Benmerkezcilik dönemi insanda 6 yaş civarında sona erer.
  • Empati denildiğinde akla Carl Rogers ve onun konuya ilişkin çalışmaları gelir.
  • Empati; Bir kişinin kendisini karşısındaki kişiye yerine koyarak, olaylara onun bakış açısıyla yaklaşması ve o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesine empati denir.
  • Empati kurabilmek için gerekli olan öğeler; OLAYLARA ONUN BAKIŞ AÇISIYLA BAKMAK, DUYGU VE DÜŞÜNCELERİNİ DOĞRU ANLAMAK, EMPATİK ANLAYIŞIN KARŞISINDAKİ KİŞİYE İLETİLME DAVRANIŞIDIR.
  • Benmerkezcilik kavramı PİAGET tarafından ortaya atılmıştır.
  • Ford’a göre üç tür benmerkezcilik vardır. Bunlar; Görsel- Bilişsel- Duygusal benmerkezcilik.
  • Kudrek ve Rodgon’a göre algısal, bilişsel ve duygusal açıdan karşılarındaki insanın perspektifini alamayanlar, benmerkezci davranmış olurlar.
  • Anlaşmak için bireyler; anlaşma niyetine sahip olmak, iletişim tekniklerini bilme ve gayret göstermelidirler.
  • Felsefik ve antropotlojik gözlemlerde bulunan LAVİ STRUSS kültür ve çeşitlilik üzerine incelemeler yapmıştır.
  • İnsanları ikna etmenin birinci önceliği insanlara karşılı saygılı olmak, ilgi göstermek ve bu yolla insanların sevgisini ve gönlünü kazanmaktır.
  • Yalın bir tanımla benlik; kişinin sahip olduğu tüm zihinsel yapının ve dış özelliklerinin bir bütünüdür. Bilinçli olarak ayırt etme imkanı veren ve özü yalnızca insan ilişkilerinden oluşan kişilik kesimidir.
  • Toplumsal benlik; bireyin tüm davranış örüntülerini ve tecrübelerini içerir.
  • Gerçek ve ideal benlik bireyin kendi fizyolojik, psişik ve sosyo-psişik özellikleri ile tüm yetenek hakk kanıları gerçek benlik ol. adlandırılır.
  • Benliğin insan yaşamındaki görevleri; içgüdülerden ve dürtülerden kaynaklanan güdüleri engellemek, denetlemek ve düzenlemek, çevredeki nesne ve kişilerle bağlantı kurmak, gerçeği tanımak, gerçeğe uyum sağlamak, çevreden gelen uyarımları sınırlandırmak, algılamak, saklamak, hatırlamak, kavramları birleştirmek, engelleri aşabilecek gücü toplamak, geleceğe ilişkin amaçları saptamak, kaygıdan kurtaran savunma düzenini kullanmak.
  • Enic berne tarafından ortaya atılmış olan TRANSAKSİYONEL ANALİZ (TA), kişilik, kişiler arası ilişkiler, iletişim, gelişim, yaşam, psikopotoloji, psikoterapi gibi çok geniş bir yelpaze üzerinde insan davranışlarını açıklayan bir davranıştır.
  • Transaksiyonel analize göre insanın kişiliği üç bölümden oluşur. Bunlar; ana-baba, çocuk ve yetişkin benlik durumlarıdır.
  • Yetişkin benlik durumu Eric Berne tarafından kişinin mantıklı ve sağduyulu yanı olarak tanımlanmıştır.
  • İnsanlar ilişkilerini genellikle üç temel yakl. birini benimserler. Bunlar; SALDIRGAN DAVR. BİÇ, ÇEKİNGEN VE GÜVENLİ DAV. BİÇİMİDİR.
  • Çekingen kişiler, duygu ve düşüncelerini ifade etmekte zorlanır. Benlik saygıları düşüktür. Sürekli bir kaygı ve endişe içindedir, kendi içlerinde suçluluk ve öfke duygusu taşırlar, çekingen kişi karşısındaki sürekli ben önemli değilim sen önemlisin mesajı verir.
  • Güven kişinin güç duygusundan kaynaklanır. Kendisine güvenen kişi başkasını da güvenir. Başkasına güvenmeyen kişi kendine de güvenmez.
  • İletişimde saldırgan kişi; diğer kişileri aşağılar, saygı göstermez, başkalarının duygu ve düşünceleriyle ilgilenmez, genelde sen önemli değilsin ben önemliyim mesajı verirler.
  • Benmerkezcilik, bireylerarası ilişkilerde olayları bir başkasının görüş açısından görememektir.
  • Egosantrizm kısaca benmerkezciliktir. Diğer bir deyişle bireyin kendini merkeze almasıdır.
  • Analiz yöntemi, insanda üç farklı ego halinin bulunduğu ifade eder. Bunlar; çocuk egosu, yetişkin egosu ve ebeveyn egosudur.
  • Bireylerarası iletişimi gerçekleştirirken her şeyde kendini esas almak, her şeyi kendine dayandırmak, her işi kendine bağlamak, kendine indirgemek, her olayı ve düşünceyi kendi görüş açısıyla yorumlamak, EGOSANTRİK OLMANIN ÖZELLİKLERİDİR.
  • Diğer kişilerin bakış açılarını fark etme ALGISAL PERSFEKTİFİN ÖZELLİĞİDİR.
  • MERAK ETME BEN HALLEDERİM İFADESİ GENELDE ANNBABA BENLİĞİ YANSITMASIDIR.
  • İletişim sırasında genellikle kontrolsüz, sorumsuz, sabırsız ve sadece içinden geldiği gibi bir davranış ve yaklaşım sergileyen kişi ÇOÇUK BENLİĞİNİN BİR YANSIMASIDIR.
  • İletişim kurarken daha akılcı ve mantıklı olan ve çözüm bulmaya odaklı benlik tipi YETİŞKİN BENLİK TİPİDİR.
  • İletişim konusunda çalışmalar bir anlamda kültür ve metinler üzerinde çalışmak anlamı taşır. Çalışmanın ana metodu ise semiotik (simgeler ve anlamlar bilimi) olarak ortaya çıkmaktadır.
  • Yapısal olarak ya da kullanılan kodlara göre iletişim ikiye ayrılır bunlar; sözel iletişim (konuşma-dinleme, yazma-okuma) ve sözsüz iletişim.
  • Konuşma, duygu ve düşüncemizi, görüp yaşadıklarımızı karşımızdakilere sözcükleri seslendirerek gönderme, iletme işidir.
  • Konuşmayı oluşturan etmenler; SES, BOĞUMLANMA (TELAFFUZ), KONUŞMA DİNAMİĞİ, SÖZCÜK HAZNESİ, BİÇİM,
  • İyi bir konuşma için sesin özellikleri; işitilebilirdik, akıcılık, hoşa giderlilik.
  • Konuşmanın öğeleri; Dinleyici, ortam,konu ve konuşmacıdan oluşur.
  • Ortam konusu ele alınırken dikkate edilmesi gereken hususlar; toplantının niteliği, toplantının programı, topl. süresi, konu ve konuşmacı.
  • Konuşmanın nitelikleri; iyi bir konuşma sağlam bilgilere dayanır, yıkıcı değil yapıcıdır, konuşmanın temel öğelerini çözümleyerek oluşur, dinleyicilerin ilgi ve dikkatini toplar, canlı bir dil hareketli bir üslup gerektirir, etkili ses tonu ve el yüz hareketleriyle geliştirilir, ahlaksal sorumluluklarının bulunduğunu aklından çıkarmaz, gözlem gücünü geliştirmiş olmalıdır, konuşmacının kişiliği ile bütünleşir, ilginç ve değerli konuları kapsar, belli bir amaca yöneliktir.
  • Konuşma başlığı daha çok durum, izleyici ve konuşmacının yeterlilikleri yoluyla belirlenir. Başlık seçilirken genel amacın belirlenmesi gerekir.
  • Ana fikir cümlesi konuşma yapıldıktan sonra konuşmacının, dinleyicinin aklında kalmasını istediği özet cümledir.
  • Konuşmalarda kullanılan değişik örnek türleri; açık örnekler, genişletilmiş örnekler, varsayımlı örnekler.
  • Konuşmalarda önemli noktalar; söylenecekler düşünülmeli ve planlanmalıdır, dinleyicilerle karşılıklı konuşma yapıyormuş gibi davranılmalıdır, dinleyicinin gözlerine bakılmalıdır, sözlere tat katılmalıdır, gerektiği zaman ses perdesi değiştirilmelidir, konuşmanın şekli gerektiğinde değiştirilmelidir, önemli fikirleri söylemeden ve söylendikten sonra duraklamalıdır.
  • Bilgilendirici Konuşma türleri; Bilgilendirici konuşma-bilgilendirme için konuşma, objeler hk konuşma, süreçler hk konuşma, olaylar hk konuşma, kavramlar hakkında konuşma.
  • Bilgilendirici konuşma ilkeleri; dinleyicinin çok şey bildiğini sanmamak, konuyu doğrudan dinleyicilerle ilintilendirmek, çok teknik olmamak, soyutlamalardan kaçınmak, düşünceleri kişiselleştirmek.
  • Özel durumlarda konuşma; giriş konuşmaları, sunuş konuşmaları, kabul konuşmaları, anma konuşmaları, yemek sonrası konuşmalar.
  • İkna kavramı kaynağın alıcıda istendik değişiklikler oluşturma çabasıdır. Persuasion (rıza ile), convaince (zorlama ile)
  • Dinleme sürecinin basamakları; işitme, iletiye odaklanma, idrak ve yorumlama, çözümleme ve değerlendirme, cevaplama, hatırlama
  • İletişim sürecinde gürültüye dönüşen dinleme türleri; GÖRÜNÜŞTE DİNLEME- SEÇEREK DİNLEME- SAVUNUCU DİNLEME- TUZAK KURUCU DİNLEME- YÜZEYSEL DİNLEME.
  • Etkin (Aktif) dinleme engelleri; FİZYOLOJİK ENGELLER- ÇEVRESEL ENGELLER- PSİKOLOJİK ENGELLER.
  • Yazılı iletişimin gerçekleşmesinde dikkat edilmesi gereken önemli noktalar; kişiliğinizi ortaya koyun, basit bir dil kullanın, açık seçik, anlaşılır yazın, sözcük hanenizi geliştirin.
  • Bilgilendirme için konuşmanın ölçütleri; bilginin doğru iletimi, bilginin açık iletimi, bilginin alıcı için anlamlı ve çekici olması.
  • İKNA EDİCİ KONUŞMA İNANILIR DEĞİLDİR.
  • İkna edici konuşmada izleyiciye serbest seçim imkanı vermemek gerekir.
  • İkna; İstendik amaçların ortaya çıkması için gerçekleştirilen iletişimdir.
  • Antik Yunan zamanında ünlü düşünür Aristo referans olarak ikna kavramını…
  • İletişimin etkileri; alıcının bilgi düzeyinde meydana gelen değişme, alıcının tutumunda mey gel değ., alıcının aöık davranışında mey gel değ.
  • İkna edici iletişim matrisi insan hayatı boyunca sahip olunan insan ilişkilerindeki tüm bağımlı ve bağımsız değişkenler hakkında kesin ve tam verilerdir.
  • İkna edici iletişim matrisinin değişkenleri; ikna edici iletinin sunulmuş olması gerekir, iletiye hedef olan kişinin katılması beklenir, alıcının iletişimi desteklemesi gerekir, sözel düzeyde uyum sağlaması gerekir, en temel basamak gerekliliktir. Altıncı basamak ise, hedef kişinin yeni davranışı açık davranış olarak gösterebilmesidir.
  • Etki taktikleri; RASYONEL-AKILCI İKNA, ARKADAŞLIK YA DA KİŞİSEL ÇEKİCİLİK, KOALİSYON, PAZARLIKBASKI-ISRAR, BİR ÜST OTORİTENİN KULLANIMI, TASDİK.
  • Etki stratejilerinin sınıflandırılması; Birinci strateji. rasyonel, arkadaşlık ve pazarlık. İkinci strateji; koalisyon, baskı-ısrar, tasdik, bir üst otorite
  • Örgüt; bir grup insanın, bir iş bölümü içerisinde, otorite ve sorumluluk hiyerarşisi altında, belirli bir ortak amacı veya hedefi gerçekleştirmek amacıyla gerçekleştirdikleri, akılcı, planlı ve eşgüdümlü yapılanmaya ÖRGÜT denir.
  • Son yıllarda yöneticilerin karar vermelerine yardımcı olmak üzere geliştirilen oyun kuramı, istatistik karar kuramı, yöneylem araştırması gibi teknikler, daha çok bu alandaki sorunların çözümü için harcanan çabalar ürünüdür.
  • Örgütte karar verme davranışını etkileyen etmenler; Bireysel ve gruplar, örgütün yapısı ve örgütün çevresi.
  • Liderliğin astlarını belirlenen amaçlar doğrultusunda etkilemelerine, başka bir ifadeyle amaçlar doğrultusunda ikna etmelerinde etkili olan temel özellik güçtür. Güç, astların , liderin emirlerini yerine getirip getirmediğinin belirleyicisidir. Gücün kriterleri; ÖDÜLLENDİRME GÜCÜ, CEZALANDIRMA GÜCÜ, UZMANLIK GÜCÜ, BEĞENİYE DAYANAN (KARİZMATİK GÜÇ)
  • Kişilik tek bir olgu olarak ele alınmamalı, birden fazla olgunun özel bir bütünleşmesi olarak görülmelidir. Kişilik, karakter, mizaç, huy ve yetenek olmak üzere 3 temel dilimden oluşmaktadır.
  • İnanılırlık iki faktöre bağlıdır. Bunlar; saygınlık ve güvenilirliktir.
  • İkna edici mesajın 4 amacı; BENİMSETME, SÜREKLİLİK, KESİLME, ENGELLEME.
  • Üç tür güvenilirlik biçimi mesajın başarılı ya da başarısız olmasında etkilidir. Başlangıçtaki güvenilirlik, türetilmiş güvenilirlik, son güvenilirlik.
  • Motivasyon kısaca, insanı çalışmaya sevk etmek, çalışmak için bireyi harekete geçirmek ve isteklendirmek anlamına gelir.
  • Mativasyon konusunu ilk inceleyen yönetim uzmanlarının başında Abraham H. MASLOW gelir.
  • MASLOW’un ihtiyaçlar hiyerarşisi şu şekildedir; FİZYOLOJİK İHTİYAÇLAR, GÜVENLİK İHTİYAÇLARI, SEVGİ VE AİDİYET İHT, SAYGI İHT, İDEALLAERİNİ VE YETENEKLERİNİ GERÇEKLEŞTİRME İHTİYACI.
  • Herzberg’in Mativasyon-Hijyen kuramı teorilerinden çift faktör teorisinin belirleyicileri motivasyonel fakt. Ve hijyen faktörlerdir.
  • Mccleland’ın maslow’dan farklı 3 tür insan ihtiyacı üzerinde durur. BAŞARI İHY, SOSYAL İLİŞKİLERDE BUL İHT, GÜÇ İHTİYACI.
  • İkna sürecinin 5 karakteristik özelliği; DİKKAT, İDRAK, ALIKOYMA, DAVRANIŞ, KABUL.
  • İknaya direnmede etkili olan faktörler; KAYNAK-HEDEF-İLETİ-KANAL.
  • İknaya direnmede bilişsel etkenler; ÖĞRENME-ALIŞKANLIKLAR-ÖN EĞİTİM- DİKKATİN DAĞILMASI- TEPKİ.
  • İkna edici koşuma perfektifleri; konuşmacı perfektifi, izleyici persfektifi, konuşma perspektifi.
  • İkna edici konuşma planları; izleyicinin etkisini artırma str., izleyici bilgisini uyumlaştırma str, izleyici tutumlarını uyuml str, yandaşlar, fikri olmayanlar, karşıtlar, izleyici algısını etk. Str, izl. Güdülenmelerini artırıcı str, koşumacının çekiciliği konusunda izleyici algısını artırma, duygulara yaklaşmada uygun dil seçimi.
  • İkna edici konuşma girişleri; dikkati toplama, sesin tonunu ayarlama, iyi niyet yaratma, içeriğe yöneltme.
  • Bilimsel alanda ki kültür uygarlıktır, toplumsal alandaki kültür;eğitimdir, estetik alanda ki kültür; güzel sanatlardır, maddi (teknolojik) alan. Kültür; üreme, tarım, çoğaltma ve yetiştirmedir.
  • Toplumbilimsel açıdan kültür; tarihsel toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, kullanmada sonraki kuşaklara iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğin ölçüsünü gösteren araçların tümüdür
  • Antropolojik açıdan kültür; insanın bir toplum üyesi olarak edindiği bilgi, inanç, sanat, ahlak, hukuk ve törelerle her türlü beceri ve alışkanlıklarını içeren karmaşık bir bütündür.
  • Kültür sınıfları; İDEOLOJİK, ANTROPOLOJİK, TOPLUMSAL, ARTİSTİK.
  • Kültürü oluşturan öğeler; MADDİ (TEKLOJİK GELİŞMİŞLİK-ALETLER) VE MANEVİ ( DİN-EĞİTİM-İNANÇ-TUTUMLAR-DEĞERLER KÜLTÜR ÖĞELERİ.
  • Kültür çeşitleri; GENEL KÜLTÜR, KARŞIT KÜLTÜR, ALT KÜLTÜR.
  • Alt kültür; henel kültürdeki bir takım değerlerin ve inanışların paylaşılması, fakat aynı zamanda bazı kişilerle yine o toplum içinde başka değerlerinde paylaşılması biçiminde tanımlanabilir.
  • Yapısal olarak ya da kullanılan kodlara göre iletişim ikiye ayrılır; sözel iletişim (KONUŞMA-DİNLEME, YAZMA OKUMA), sözsüz iletişim.
  • Sözsüz iletişimi araştırmacılar ilk Yunanlılara kadar götürürken, bazı araştırmacılar ise, insan ve hayvan davranışları arasındaki ilişkiyi açıklamaya çalışmış olan DARWİN’, sözsüz iletişimin atası sayarlar.
  • Kelime kullanmadan bilgi aktarımı olarak tanımlanan sözsüz iletişim genel iletişimin yaklaşık %93’ünü oluşturur. Bu oranın içinde %55 yüz ifadeleri, %38’i ise ses tonudur.
  • Sözel ve sözsüz iletişim karşılaştırmaları; YAPILANDIRILMIŞ VEYA YAPILANDIRILMAMIŞ OLMAK, LİNGUİSTİK OLMAK YA DA LİNGUİSTİK OLMAMAK, SÜREKLİ OLMAK YA DA SÜREKLİ OLMAMAK, DOĞUŞTAN GETİRİLEN VEYA ÖĞRENİLMİŞ OLMAK, BEYNİN SAĞ YA DA SOL LOBUNDA İŞLENME.
  • Sözsüz iletişimin işlevleri; TAMAMLAMA-ÇELİŞME/YALANLAMA-TEKRARLAMA-DÜZENLEME-YERİNİ ALMA- VURGULAMA- RESMETME.
  • Sözsüz iletişim kodlarının ortak özellikleri; iletişim yokluğunu olanaksız kılmak, duyguları ve çoşkuları yetkin biçimde dile getirmek, insanlar arası ilişkileri tanımlamak ve belirlemek, sözel içerik hk bilgi vermek, güvenilir iletiler sağlamak, kültüre göre biçimlenmek.
  • Sözsüz iletişimin kodlarının sınıflandırılması; FİZİKSEL GÖRÜNÜM-VÜCUT BİÇİMİ-BÜYÜKLÜĞÜ, GİYİNME-AKSESUAR-TAKILAR, VÜCUT HAREKETLERİ VE VUCUDUN DURUŞU, MİMİKLER VE GÖZLER, ÇEVRE VE MEKAN ALGISI, DOKUNMA, SES KARAKTERİSTİKLERİ, KOKU VE TAT, KÜLTÜR VE ZAMAN, RENK VE RENK TERCİHLERİ.
  • Kadınlar ve erkeklerin sözsüz davranış farklılıkları açıklamasında en yaygın düşünce HENLEY’in cinsiyet-statü kuramıdır.
  • Anlamların ve kavramların taşınmasında kullanılan bir simgeler sistemi olarak nitelendirilebilen ve toplumsal olarak paylaşılan iletişim aracı DİL’dir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir