ez zehravi kimdir / EZ-ZEHRAVÎ | Sifahane

Ez Zehravi Kimdir

ez zehravi kimdir

kaynağı değiştir]

Zehrâvî

Zehrâvî

seafoodplus.info
DoğumEbü'l-Kāsım Halef bin Abbâs ez-Zehrâvî
Ölüm
Milliyet Arap
Vatandaşlık Endülüs
Kariyeri
DalıTıp
Etkilendikleriİbn Hazm

Zehrâvî ya da tam künyesiyle Ebü'l-Kāsım Halef bin Abbâs ez-Zehrâvî (Arapça:&#;أبو القاسم خلف بن العباس الزهراوي, ), Endülüs'te yaşamış olan bir Arap-Müslüman hekim ve cerrahtır. Orta Çağ İslam Dünyası'nın önde gelen hekimlerinden olan Zehrâvî, Cerrahinin Babası olarak kabul görür.[1] Zehrâvî'nin tıbba yaptığı en büyük katkı, hiç şüphesiz 30 ciltten oluşan Kitab al-Tasrif (et-Tasrif) isimli eseridir.[2] Zehrâvî'nin kullandığı cerrahi alet ve uygulamalar, modern tıbba öncülük etmiştir. İcat ettiği cerrahi aletlerden bazıları günümüzde hala kullanılmaktadır.[3]

Dış gebeliği tanımlayan ilk doktor olmasının yanı sıra, hemofilinin kalıtsal doğasını da belirleyen ilk kişidir.[3]

Kaynakça[değiştir

EZ-ZEHRAVÎ

EZ-ZEHRAVÎ

Yükselme Dönemi Endülüs Emevî tabiplerinden olan Halef İbn Abbas ez-Zehravî, Ebu’l-Kasım künyesiyle Milâdî ’da Endülüs medeniyetinin merkezi olan Kurtuba’ya yakın ez-Zehra kasabasında dünyaya gelmiştir ve muhtemelen ismini de doğduğu bu kasabanın ismine atfen almıştır.

’da başlayıp ’te son bulan 83 yıllık ömründe özel hayatına dair teferruatlı bilgiler vermemesine rağmen, ortaya koyduğu eser ve çalışmalar hakkında çok geniş bilgiler bırakmıştır. Avrupalılar tarafından genellikle Abulcasis ve Albucasis olarak ün kazanan Zehravî, Endülüs Emevilerinin bir kültür merkezi olan Kurtuba’da eğitim ve öğrenimini görmüş, burada kurulan okulda birçok ünlü bilim adamıyla birlikte tıp ilmini, o dönemin büyük ustalarından olan İbn-i Cülcül, Ebu Bekir er-Razî, İbnü’l-Cezzar el-Kayrevanî gibi ilim adamlarından almıştır.

Bu eğitim ve öğretim ile hem teorik, hem de pratik anlamda kendisini çok iyi yetiştirdiği gibi, yanında da değerli birçok ilim adamı yetişmiştir. Ayrıca tıp ilminin yanında fizik, matematik ve astronomiyle de ilgilenmiş, kendini geliştirmiş ve hattâ ilim meclislerinde bu ilimlerle ilgili münazaralara katılmıştır. Yaptığı çalışmalarla modern cerrahinin öncülüğünü yapan ez-Zehravî, tıp ilminde hem teorik, hem de pratik olarak uzmanlaşınca, kendisini çok genç yaşta saray doktoru olarak Emevî sarayında bulmuştur.

Önce Halife Üçüncü Abdurrahman, sonra da Halife İkinci el-Hakem dönemlerinde sarayın özel doktorluğunu yapmıştır. Bu iki halife de ilme verdikleri destek ve himaye ile ez-Zehravî’nin zirveye çıkmasında çok önemli rol oynamıştır. Bütün hayatını tıbbî ilimlere ve eczacılık sahasındaki çalışmalara veren ez-Zehravî, asrın en ünlü cerrahlarından olmuştur. Dr. Cambell, ez-Zehravî’nin tıp ile ilgili prensipleri için “Avrupa tıp müfredatındaki Galen’in ilkelerini geride bırakmıştır.” diyerek onun büyüklüğünü itiraf etmiştir. İnsaf sahibi Batılı bilim adamları, bu bilgilerin İslâm dünyasından (Emevîler) cihana yayıldığını da itiraf etmişlerdir.

Halef-bin-Abbas-ez-Zehravi-ameliyat-aletleriEvet, burada ez-Zehravî’nin şahsında şekillenen ancak 8. asırdan başlayarak Avrupa Rönesansı’na gidecek asırlarda yol haritalığı yapanlar, İslâm Dünyası’nın bu çağlar aşan ilim adamları idi. Öyle ki, o dönemin onlarca ilim adamı, M. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin de ifadesiyle, “seafoodplus.info didik ediyordu eşya ve hâdiseleri durup dinlenme bilmeden: Çağdaşları her şeyi uzaktan uzağa seyrededursun, o her gün yeni yeni tespitleriyle yürüyordu varlığın özüne ve özlerin de özüne doğru… O her zaman yeni bir şeylere ulaşma peşindedir; ufku, hedefi ve imkânlarının fersah fersah önünde, ilim ve irtifaı en yüksek uçanlardan daha yüksek; sermayesi bir damla olduğu durumlarda dahi gözlerinde her zaman engin deryaların o mehabetli görüntüleri; kanatlarını ümitle açar-kapar ve bu uzun yolculukta tek kuruş sermayeye sahip olmasa da, dünyanın hazinelerini ayaklarının altında hissediyor gibi yürür hedefine. Evet bunların insanlığa armağan ettikleri eserler çağları aşacak nitelikte ve Batı Rönesansı’na öncülük yapacak mahiyettedir.”

Esasında ez-Zehravî’ yi günümüze kadar taşıyan şey, tıp ilminin farklı yönlerini içine alan ve 30 makale, şekil ve yaklaşık sayfadan oluşan iki ciltlik Kitabu’t-Tasrif Limen Aceze Ani’t-Te’lif adlı tıp ansiklopedisi mahiyetindeki eseridir. Ayrıca üzerinde çalıştığı ihtisas alanları ve bunlarla ilgili icat ettiği tıbbî âletlerle de ilmî şöhretini artırmıştır. Bu çalışmalarıyla hem çağına, hem de kendisinden asırlarca sonra gelen bilim adamlarına ve onların yaşadığı asırlara öncülük etmiştir.

Zehravî’nin yazmak için tam elli yılını verdiği yukarıdaki eseri uzun yıllar gerek İslâm dünyasında, gerekse Orta Çağ Batı dünyasında cerrahî alanında hep başeser olarak kalmış, üzerine yeni bir eser yazılamamıştır. Özellikle cerrahî alanında ilk kitap olan bu büyük ansiklopedik eser, çok önemli bir kaynaktır ve hem Doğu’da, hem de Batı’da klâsik eserler arasına girerek yaklaşık yıl, Avrupa’da tıp müfredatının bir parçası olmuştur. Zehravî, bu eserinde tıbbî etikle yoğrulmuş bir tıp modeli sunmuş ve tıbbî uygulamaları simyadan, felsefeden ve ilâhiyattan da ayırmıştır.

Uzmanlık alanları ve icat ettiği âletler
İslâm dünyasının en büyük cerrahı ve anatomisti olan ez-Zehravî, uzmanlık alanlarını ve cerrahide kullandığı kadar âleti, yazdığı eserinde resimlerini de çizerek teferruatlı olarak anlatmıştır. Böyle bir üslûp o güne kadar hiç kullanılmamıştır. Zengin muhtevası ve yeni üslûbundan dolayı yazdığı bu eser, asırlar boyu tıp ilmi ile uğraşan doktor ve cerrahların bir başvuru kaynağı olmuştur.

A- Dahiliye ve genel cerrahîdeki yenilikleri
Modern cerrahinin öncüsü olan ez-Zehravî, cerrahideki ilk ve orijinal büyük buluşları gerçekleştirmiş, böylece cerrahlığı müstakil bir ilim hâline getirmiştir ve böylelikle Müslüman cerrahların da öncüsü sayılmıştır. Tarih, şiir, hadîs ve mantık konularında yaklaşık yüz adet kitap yazan ve yılları arasında yaşayan İbn Hazm’ın ifadelerine göre, ez-Zehravî mesleğinde zamanının en verimli ve en ciddi şekilde çalışan doktoru idi. Meşhur fizyolojist Halen’e göre de onun eserleri asırdan önce yaşamış bütün cerrahlar için yegâne kaynak idi. Avrupalılar asırlarca onun eserlerini incelemiş, faydalanmış ve bunlara dayanarak yeni icatlar yapmışlardı. Yani ez-Zehravî, kendi devri içinde yapılması imkânsız gibi görülen uzmanlık alanlarındaki birçok ameliyatı gerçekleştirmiş ve tıp ilmine büyük katkılarda bulunmuştur. Dahiliye ve genel cerrahide yaptığı yeniliklere bir göz atılırsa;

1- Tıp dünyasında çok dikkat çekici bir hastalık olan hemofiliyi (kanarca) ayrıntılı olarak tanımlayan ilk hekimdir.

al-zahrawi_great_surgeon_072- Ameliyatlarda kanın akmasını önlemek için damar dikimi ile damarları birbirine birleştirmeyi, böylece bu usûlle kanamayı önlemeyi ez-Zehravî bulmuştur. Fakat ondan 6 asır sonra ( l6. asır) gelen Fransız doktoru Ambroise Pare bu uygulamayı bulduğunda büyük bir kâşif olarak lanse edilmiş ve ez-Zehravî’den ne yazık ki hiç bahsedilmemiştir.

3- Diğer bir önemli buluşu da ameliyat ipliği olarak kedi bağırsağını kullanmasıdır ki, bu uygulama günümüz cerrahları tarafından da (kat-kut diye tâbir edilir) çok yaygın olarak kullanılmaktadır.

4- Eklem iltihaplarının tedâvisini de yine ilk defa gerçekleştiren ez-Zehravî olmuştur.

5- Böbrek ve mesanede oluşan taşları ameliyatla çıkarma metodunu ilk kez ez-Zehravî bulmuştur. İdrar yollarında sonda kullanmayı gerçekleştiren de ilk o olmuştur.

ez-Zehrâvî’nin”et-Tasrif Limen Aceze Ani’t-Te’lif” adlı eserinin Latince çevirisinden bir sahife

6- Akciğer iltihaplanmaları üzerinde çalışarak, ilk kez ameliyatla göğsü yarıp dağlama yoluyla tedavi etmeyi başarmıştır.

7- İlk kez fıtık ameliyatını yapan da ez-Zehravî’dir.

8- İlk kez karaciğer hastalıklarını teşhis etmesi, ağız yaraları ve şişmeleriyle ilgili tedavilerde de başarılı olması, nereden bakılırsa bakılsın kendi dönemi için çok önemli bir çalışma olarak kaydedilmiştir.

9- O zamana kadar tek bir hastalık olarak bilinen guatr ve tiroid bezi kanserini ayrı ayrı tarif eden ve teşhis koyan da ez-Zehravî’dir.

Bunun yanında yaraların cerahat toplamasından, apselerin boşaltılmasından ve yüz sivilcelerinin tedavisinden de ilk bahseden kişi olmuştur.

Hemoroid hastalığı ve çocuğun sünnetiyle ilgili bilgileri de yine ez-Zehravî vermiştir.

Bunun yanında göğüs kanserinin ameliyatla nasıl tedavi edileceğini de ilk o göstermiştir.

Ameliyat sonrası dikiş izlerini en aza indirmeye çalışması bugünün estetik cerrahisine ışık tutmuştur. Yani ilk estetik ameliyatı yapan da ez-Zehravî’dir.

asırda İngiliz doktor Percival Potti, omurilik tüberkülozları ve artrit ile ilgili teşhis ve tedâvi usûllerini kamuoyuna “Potti” adı ile duyrulurken, ez-Zehravî tam 8 asır önce bunun tedavisini yapmıştır.

Zehravî’nin bu uzmanlık alanında icat edip kullandığı, orijinalliği ile de doktorların hayranlığını uyandıran ameliyat âletlerini ilk defa sterilize ettiğini de unutmamak gerekmektedir. Ayrıca bu cerrahî âletlerini ilk defa sistematik olarak sınıflayan da ez-Zehravî’dir. Meselâ “boru-bıçak” adı verilen ve ince bir boruya benzeyen âleti, kurşun kaleme benzeyen ucu biraz toparlak, pürüzsüz ve kaygan bir âleti, deriyi ameliyat anında tutmaya yarayan çok sivri ve üç uçlu uzun saplı çapaya benzeyen bir âleti, çıban ve şişlerin çıkarılmasına yarayan âleti, tırtırlı ve sivri demir testereye benzeyen âleti, eklem ameliyatları için ucu eğri bıçağa benzeyen âleti, kan ameliyatlarındaki “kürle dikişi” denen sekiz dikişi, tek ipliğe geçirilen iki iğneli dikiş usûlünü, kedi bağırsağından imal edilen ameliyat ipliğini, bütün dikişlerde ve özellikle karın boşluğu altındaki cerrahî müdahalelerde havsalanın yatakta dik ve yüksek tutulmasını ilk defa o uygulamış ve bütün bunları tıp dünyasına miras bırakmıştır. Fakat bunları asır başlarında Alman cerrah Frederick Trendelenberg’in kullandığı sanılmıştır.

B- Ortopedik cerrahideki yenilikleri
1- Dünyanın ilk ortopedi cerrahı da olan ez-Zehravî, bu bilim dalında çok önemli buluşlara imza atmıştır. Buluşları tam 10 asır boyunca, yani asır başına gelinceye kadar hep Batılı bilim adamlarınca yeni bir buluş diye ortaya atılmıştır. Yaptığı ameliyatlar ve geliştirdiği ameliyat usûlleri, Batı’da yıl boyunca cerrahî tekniğinin en üst seviyesini temsil etmiştir. İlk dizkapağı ameliyatını gerçekleştirmiştir.

2- Çıkan omuzu yerine koyma tekniğini de o bulmuştur ve günümüzde bu teknik hâlâ aynı şekilde uygulanmaktadır.

3- Kırık ile ilgili yaraların bakım ve tedavisinde alçı sargısından bir pencere açarak yarayı tedavi ve kontrol etmeyi de ilk o geliştirmiştir.

4- Bunun yanında omurilikte meydana gelen zedelenme ve kırılmalardan dolayı oluşan felç ve kısmî felçleri de ilk defa ez-Zehravî tedavi etmiş ve dünya tıbbının ayakta durması adına mühim bir miras bırakmıştır.

C- Kadın hastalıkları ve cerrahi
Zehravî’nin dönemine gelinceye kadar cerrahiyle ilgili eser yazmaya kimse yanaşmıyordu. Çünkü ameliyatlardan sonra hastanın bakımı zordu ve ölüm oranları fazla oluyordu. Bundan dolayı, doğrusu ameliyat yapmaya da hekimler cesaret edemiyorlardı. Neticede cerrahî sahada eserler de yazılmıyordu. İşte böyle bir zamanda ez-Zehravî ortaya çıkmış ve meşhur eserini kaleme almıştır. Başta İstanbul kütüphanelerinde olmak üzere et-Tasrif’in 86 yazma ve basma nüshası vardır. Eser ilk defa asırda Cremonalı Gherard tarafından Lâtinceye tercüme edilmiş, sonra İbraniceye ve Provençalcaya çevrilmiştir. Bu eser, asırda Fransa’ya girmiş, yüzyıl boyunca Fransa’da tıp cerrahisine hâkim olmuş ve böylece ez-Zehravî Hipokrat ve Galen ile birlikte anılmaya başlamıştır.

1- Kadın hastalıklarıyla ilgili yeni usûller ve metotlar bulan ez-Zehravî doğumun kolay olması için ilk defa yeni teknikler uygulamıştır. Doğum sırasında bebeğin ters gelmesi ciddi bir problem olarak hekimleri endişelendirirken, ilk defa ez-Zehravî bu duruma müdahale etmeyi tavsiye etmiştir. Tavsiye edilen bu usûl, doğum için oldukça faydalı ve doğumu kolaylaştırıcı mahiyettedir. Ancak ez-Zehravî’nin tavsiye ettiği bu metodu uygulamaya tam yıl sonra gelen Stuttgart’lı jinekolog Walcher teşebbüs edebilmiştir. Zehravî’nin ismini hiç kullanmadan maalesef bu buluşa da “Walcher buluşu” denmiştir.

2- Rahimlerde meydana gelen şişme ve urların tedavisiyle ameliyatını da ilk kez ez-Zehravî yapmış ve rahim kanseri ile ilgili çok mühim bir çözümü miras bırakmıştır. Bu alanda icat ettiği ve kullandığı âletler ise; doğum ve rahim ameliyatları için makaslar, huniler, aynalar; çift uçlu, burgulu, kaşığa benzeyen ve çok ince uçlu, çatal uçlu bıçaklar; sapan ucuna benzeyen, uzun ağızlı, dişli, penseye benzeyen çatallar; yeni doğan bebeklerin idrar zorluğuna karşı, çok hassas ve ince ameliyat âletleridir.

ChirurgicalOperation15thCentury-Abu al-Qasim al-Zahrawi-ebul-kasim-el-zehravi-Abulcasis-Albucasis
D- Diş cerrahisindeki yenilikleri

Zehravî’nin doğduğu yer olan Kurtuba, dönemi itibariyle medeniyet dünyasının merkezi konumundaydı ve burada kaleme alınan et-Tasrif, Batı’nın Orta Çağ dünyasına tamamen hâkim olmuştu. Bütün hekimlerin bir başvuru kaynağı durumunda olan et-Tasrif, asırlarca Salerno, Montpellier ve diğer Avrupa ülkelerinde ders kitabı olarak okutulmuştu. Başta da ifade edildiği üzere İtalyan ve Fransız cerrahlar üzerinde de tesirli olan bu eser, böylece ez-Zehravî’nin ve çalışmalarının modern döneme kadar yaşamasını sağlamıştı. et-Tasrif in yapılan bu tercüme ve çevirilerle tıp kamuoyuna girmesi Batı’da daha da geniş bir yankı uyandırmasını sağlarken, Orta Çağ bilim adamlarından sayılan Fransız Guy de Chauliac’da, ez-Zehravî’den faydalandığını ifade etmiş ve eserinin en az yerinde ez-Zehravî’den bahsetmiştir. Zehravî’nin ağız sağlığı ve diş bakımı ile ilgili çalışmalarına gelince;

1- Diş çürüklerinin cerrahî usûllerle çekilmesi ve çekimden sonraki tedâvi usullerini de ilk defa o bulmuştur.

2- Problemli diş meselesini, protez anlamında çözmek için iki diş arasına orta kalınlıkta bir altın ip bağlayarak halletmiş ve böylece dişlerde protez kavramını getirmiştir.

3- Aynı hizada olmayan ve deforme olmuş dişlerin problemlerini ve bunların nasıl düzeltileceğini ele almıştır.

4- Sığır dişlerinden yapay diş hazırlama ve bunlarla kusurlu olan dişleri değiştirme tekniği de ona aittir. Tıp dünyasında çok dikkat çekici bulunan bu alandaki âletleri şunlardır: Ağızda kırılan dişi ve diş köklerini çekmek için 10’a yakın âlet; dişleri törpülemek ve çekme sırasında rahat çalışmak için çeşit âlet; toz hâlindeki ilâcı boğaz ve dişetlerine ulaştırmak için, ince ve uzun bir huniye benzeyen âlet.

E- Kulak-burun-boğaz ve göz cerrahisindeki yenilikleri
asır sonlarında Fransız doktor Lonfrange, ez-Zehravî’nin eserini detaylarıyla inceleyip, yukarıda anlatılan gerçekleri görünce ülkesinin doktorları için, “Bunlar kendi konularını bile bilmeyen cahil adamlardır. Aralarında doğru dürüst operasyon yapabilecek tek bir cerrah bile yoktur.” diyebilme faziletini göstermiştir.

1- Zehravî, kulak, burun, boğaz ve göz hastalıklarının teşhisini ve tedavisini de yapmıştır. Batı dünyası asır başlarında bile henüz göz ve diş hastalıklarıyla ilgili bilgilerden yoksun iken, ez-Zehravî asırlarca önceden bunların tedavisini yapıyordu. Buradaki uzmanlık alanlarıyla ilgili kullandığı âletler bugünkülere çok benzemektedir. Bu âletler tıp tarihinde çok ilgi görürken ilim adamları bunları görüp inceleyince hayranlıklarını gizleyememişlerdir. Bu âletlerden bazıları şunlardır: boğaza takılan cisimleri çıkarmak için iğneye benzeyen âlet; dili bastırmaya yarayan geniş ve düz kaşığa benzeyen âlet; bademcik ameliyatlarında kullanılan kartal gagasına benzeyen ucu dişli ve eğri makas; iki ağzı yuvarlak, kapandığı zaman tam daire oluşturan makas; göz ve katarakt ameliyatları için saplı, ok uçlu, çok sivri uzun makas; ince bıçak ve ucu hilale benzeyen uzun saplı âlet; kulak temizliğinde kullanmak için şırınga; kulak içine giren cisimleri çıkarmak için cımbız.

F- Eczacılık alanındaki çalışmaları
Zehravî’nin eseri et-Tasrif, Fatih zamanında da Amasya Hastahanesi Başhekimi Sabuncuzâde Şerafettin tarafindan bazı ufak tefek ilâvelerle birlikte Türkçeye, Cerrahiye-i İlhaniye adıyla nakledilerek istifadeye sunulmuştur. Bütün bunların yanında kitabında eczacılıkla ilgili çok ayrıntılı bilgiler veren ez-Zehravî, eserinde insan vücudunun bütün organlarının anatomisini ve gördükleri vazifeleri anlatırken, bunun yanında hastalıkların çeşitlerinden, belirtilerinden ve tedâvi usûllerinden de bahseder. Zehravî, ilâç yapımında damıtmayla ilgili olarak ilk defa kömürü kullanan kişi olarak da tarihe geçmiştir.

1- İlâçların faydalarından, özelliklerinden ve terkiplerinden bahsetmektedir. Hangi ilâcın hangi hastalığa iyi geleceğini anlatmıştır. Ağrı kesici ilâçlardan, kusturucu, kalb, şişmanlık ve zayıflık, mide ve bağırsakların temizlenmesi, kanın sulandırılmasında kullanılan ilâçlardan bahsettiği gibi, panzehirlerden ve zehirlere karşı kullanım tariflerinden, ishal ve kabızlığı giderici, sara, felç, yüz felci ve nezle, diş ağrısı, soğuk algınlığı, hemoroit, kulak ağrısı ve göz hastalığına iyi gelen ilâçlara, diş ve diş eti, göğüs hastalığı, astım, nefes darlığı, ses kısıklığı, öksürükle ilgili ilâçlara varıncaya kadar bahsetmektedir.

2- Ayrıca ilâçların isimlendirilmesinden ve son kullanım tarihlerinden bahsederken eczacılığa önemli bir fayda sağlamıştır.

3- İlk defa tabletler üzerine ilâcın ismini yazan da ez-Zehravî’dir.

4- Zehravî hastanın yemesi gereken gıdalardan, ilâçların nasıl saklanması gerektiğinden ve koruyucu hekimlikten de bahsetmiştir.

Bir zamanlar, tabiî ilimlerin hemen her sahasında, gerek ez-Zehravî’nin muasırları gerekse ondan önce veya sonra yaşamış olan büyük dehalar, varlığı didik didik etmiş ve kendilerinden sonra gelen insanlığa büyük bir ilmî miras bırakarak insanlığın karanlıkta kalmasına engel olmuşlardır.

(Kaynak, Sızıntı) 

 

• • •

 

ZEHRÂVÎ

Ebü’l-Kāsım Halef b. Abbâs ez-Zehrâvî (ö. /)

Cerrahî alanında getirdiği yeniliklerle tanınan Endülüslü tıp âlimi.

Endülüs Emevî Hükümdarı III. Abdurrahman’ın başşehir Kurtuba yakınlarında () yılında inşasını başlattığı yeni hilâfet merkezi Medînetüzzehrâ’ya nisbetle anılmakta, araştırmaların çoğunda burada doğduğu belirtilmektedir. Kazandığı şöhrete rağmen hayatına dair kaynaklarda verilen bilgiler yetersizdir. Kendi dönemine en yakın müelliflerden meşhur Zâhirî fıkıh âlimi İbn Hazm (ö. /), Endülüs ulemâsının çeşitli alanlarda yazdığı eserleri zikredip onları övdüğü risâlesinde bizzat gördüğü Zehrâvî’nin et-Taśrîf adlı eserini, “Tıp sahasında bundan daha kapsamlı, ifade ve uygulama bakımından bundan daha güzel bir eser yazılmamıştır desek doğru söylemiş oluruz” sözüyle anmaktadır (Feżâǿilü’l-Endelüs ve ehlihâ, s. 18).

Hadis ve biyografi âlimi Humeydî (ö. /) Zehrâvî’nin ilim ve fazilet ehli olduğunu, tıp alanında yetiştiğini, bu konuda et-Taśrîf li-men Ǿaceze Ǿani’t-teǿlîf adıyla çok bilinen, büyük bir eser kaleme aldığını ve () yılından sonra vefat ettiğini belirtir, İbn Hazm’ın onunla ilgili yukarıdaki sözünü de kaydeder (Ceźvetü’l-muķtebis, I, ). Bu kısa bilgi ondan bir asır sonra gelen Dabbî ve İbn Beşküvâl gibi Endülüslü âlimlerce aynen tekrarlanmıştır (Buġyetü’l-mültemis, I, ; eś-Śıla, I, ). İbn Beşküvâl, Zehrâvî’yi hocaları arasında zikreden Ebû Ömer İbn Sümayk’ın (ö. /) Kurtuba’da (Cordoba) tahsil gördüğünü, tıp konusunda mâlûmatı bulunduğunu ve Tuleytula’ya (Toledo) bağlı Talibîre’de kadılık yaptığını belirtirken (eś-Śıla, I, , ) İbn Beşküvâl’in eserine zeyil yazan İbnü’l-Ebbâr (ö. /) tabip İbn Vâfid el-Lahmî’nin biyografisini verirken onun Kurtuba’da Zehrâvî’den tıp tahsil ettiğini söyler (et-Tekmile, II, ).

Doğu İslâm dünyasından tıp tarihçisi İbn Ebû Usaybia da (ö. /) Zehrâvî’yi basit ve mürekkep ilâçlar hususunda tecrübeli, doğru tedavi uygulayan iyi bir tabip diye niteler, onun tıp alanında çeşitli eserler kaleme aldığını, en büyük ve meşhur eserinin mükemmel bir çalışma sayılan Kitâbü’t-Taśrîf olduğunu kaydeder (ǾUyûnü’l-enbâǿ, s. ). Daha sonra gelen Endülüs tarihçilerinden Makkarî, bir yerde İbn Hazm’ın yukarıda adı geçen risâlesinin metnini verirken onun Zehrâvî ile ilgili sözlerini de nakletmiş, bir başka yerde İbn Saîd el-Mağribî’nin Zehrâvî’yi İbnü’l-Baytâr’ın kaynakları arasında saydığını belirtmiştir (Nefĥu’ŧ-ŧîb, II, ; III, , ). Endülüs Emevî hükümdarlarından III. Abdurrahman, II. Hakem ve II. Hişâm devirlerinde yaşayan Zehrâvî meşhur bir hekim olarak bu hükümdarların yakınında bulunduğu kabul edilmekle birlikte ilk kaynaklarda onun saray ve hükümdarlarla ilişkisi hakkında herhangi bir mâlûmat yer almamaktadır.

Zehrâvî’nin Batı Avrupa’nın en büyük başşehri ve ilim merkezi olan Kurtuba’da tahsil gördüğü ve mesleğini burada icra ettiği anlaşılmaktadır. Leo Africanus (Liyûn el-İfrîkī) diye tanınan Arap seyyahı Hasan el-Vezzân (ö. /’den sonra) İtalyanca yazdığı ve J. H. Hottinger’in Latince’ye tercüme ettiği (Libellus de viris quibusdam illustribus apud Arabes), otuz Arap ve yahudi filozofu ve hekimi hakkında bilgi verdiği eserinde Zehrâvî’nin Mansûr-Billâh’ın hekimi olduğunu ve () yılında yaşında iken vefat ettiğini belirtir (EI², XI, ).

Burada adı geçen Mansûr-Billâh, II. Hişâm zamanında yönetimi ele alan vezir ve kumandan İbn Ebû Âmir olmalıdır. İslâm dünyasında İbnü’l-Heysem, Bîrûnî ve İbn Sînâ gibi XI. yüzyıl bilim adamları arasında yer alan Zehrâvî her ne kadar tıbbın çeşitli dallarıyla ilgilenmişse de daha çok cerrah özelliğiyle tanınmıştır. Avrupa’da Abulcasis Abulcases, Bulcasis, Albucasis, Albuchasius, Albulcasis, Alcarani, Alcaravius, Alzahavi, Ezzahravi, Ezaharagui gibi adlarla anılmış ve cerrahînin babası kabul edilmiştir.

Zehrâvî’nin günümüze ulaştığı bilinen tek çalışması olan Kitâbü’t-Taśrîf li-men Ǿaceze Ǿani’t-teǿlîf, Batı İslâm dünyasında tıp alanında yazılan en muhtevalı ve Avrupa’da en çok rağbet gören bir eserdir. Bir tıp ansiklopedisi niteliği taşımakta olup her biri çeşitli alt bölümlerden (bab) oluşan otuz kısımdan (makale) meydana gelmiştir.

İlk makalede genel tıp bilgileri ve esasları, ikinci makalede baştan ayaklara kadar hastalık, bunların belirtileri ve tedavileri, üçüncü makaleden yirmi beşinci makaleye kadar basit ve mürekkep ilâçlar ve hazırlanması, yirmi altıncı makalede her hastalığa uygun gelen besin maddeleri, yirmi yedinci makalede bitkisel ve hayvansal gıdaların ve basit ilâçların özellikleri, yirmi sekizinci makalede madensel, bitkisel ve hayvansal ilâç tabletlerinin yapımı, yirmi dokuzuncu makalede ilâç adları, aynı özelliğe sahip muadilleri, kullanım süreleri, ağırlık ve hacim ölçüleri, otuzuncu makalede cerrahî konusu işlenmiştir.

Zehrâvî’nin yılında tamamladığı Kitâbü’t-Taśrîf, geniş ölçüde, daha önce ortaya konan Yunan ve İslâm tıp kaynaklarına dayanmakla birlikte müellifin yaklaşık elli yıllık şahsî tecrübelerinin sonuçlarını vermesi bakımından önem taşımakta, özellikle cerrahî operasyonlara dair açıklamaları ve içerdiği alet resimleriyle öne çıkmaktadır (bk. et-TASRÎF).

Kitâbü’t-Taśrîf İslâm dünyasından çok Batı’da etkili olmuş, birçok Batılı hekim bu eserden alıntı yapmıştır. Eserin özellikle cerrahîye dair otuzuncu bölümü Latince’ye çevrildikten sonra yazma nüshaları İspanya, İtalya ve Fransa’da yayılmış, XV ve XVI. yüzyıllarda defalarca basılmıştır. Fransa’da cerrahînin babası kabul edilen Guy de Chauliac (ö. ), ’te yayımladığı cerrahîye dair eserinde ’den fazla yerde Zehrâvî’nin adını zikretmektedir. Daha sonra da yaygın biçimde kullanılan eser XVIII. yüzyıla kadar etkisini sürdürmüştür.

Zehrâvî’den alıntı yapanlardan biri de ’de neşrettiği De Motu Cordis et Sanguinis adlı eserinde büyük kan dolaşımını ilk defa açıklayan William Harvey’dir. Kitâbü’t-Taśrîf, kendi etkisi yanında Batı’da diğer İslâm bilginlerinin eserlerine ilgi duyulmasında oynadığı rol bakımından da önem taşır. İslâm dünyasında Zehrâvî’den etkilenen birçok hekim arasında XV. yüzyılda yaşayan Osmanlı âlimi Sabuncuoğlu Şerefeddin’in ayrı bir yeri vardır. Birçok tıp tarihçisi, Sabuncuoğlu’nun Cerrâhiyye-i İlhâniyye adlı eserini Kitâbü’t-Taśrîf’in bir tercümesi olarak değerlendirmiştir. Ancak iki eser mukayese edildiğinde temel bilgiler aynı olsa da ayrıntılarda önemli farklar belirlenmektedir.

Bazı yazma nüshaları İstanbul, Kahire, Şam, Bağdat, Rabat, Londra, Oxford, Paris, Vatikan, Venedik ve Bolonya kütüphanelerinde bulunan Kitâbü’t-Taśrîf’in otuzuncu bölümü Cremonalı Gerard (ö. ) tarafından Chirurgia adıyla çok erken tarihlerde Latince’ye tercüme edilmiş ve Batı cerrahîsini etkilemiştir. XIII. yüzyılın ortalarında eserin ilk iki bölümü İbrânîce’ye çevrilmiş, ardından Latince’ye aktarılarak yayımlanmıştır (Liber theoricae nec non practicae Alsaharavii, Ausburg ). XIII. yüzyılın sonlarında eserin eczacılığa dair yirmi sekizinci bölümünü Cenovalı Simon ve Turtuşalı Abraham Judaeus Latince’ye tercüme etmiştir (Venice ).

Marianne Engeser bu Latince versiyonu Almanca’ya tercümesi ve açıklamalarla birlikte yeniden neşretmiştir (Der Liber servitoris des Abulkasis []: Übersetzung, Kommentar und Nachdruck der Textfassung von , Stuttgart ). et-Taśrîf’in otuzuncu bölümü J. Channing tarafından da Latince tercümesiyle birlikte yayımlanmıştır (I-II, Oxford ). Lucien Leclerc’in aynı bölümün önemli bir girişle birlikte yaptığı Fransızca tercümesi (Paris ) Zehrâvî’nin cerrahlığının modern bilim tarihçilerince tanınmasında önemli rol oynamıştır. Yine otuzuncu bölümün M. S. Spink ile G. L. Lewis tarafından gerçekleştirilen İngilizce tercümesi Arapça metinle beraber açıklamaları da içerir (London ). Bu bölümün çeşitli neşirleri yapılmış (el-Cirâĥa: el-Maķāletü’ŝ-ŝelâŝûn mine’l-mevsûǾati’ŧ-ŧıbbiyye et-Taśrîf, nşr. Abdülaziz Nâsır en-Nâsır-Ali Süleyman et-Tüveycîrî, Riyad ; Kitâbü’z-Zehrâvî fi’ŧ-ŧıb li-Ǿameli’l-cerrâĥîn, nşr. Muhammed Yâsir Zekkûr, Dımaşk ), Ahmed Ârâm ve Mehdî Muhakkık tarafından Farsça’ya çevrilmiştir (Cerrâĥî ve İbzârhâ-yi Ân, Tahran hş./).

Kitâbü’t-Taśrîf’in yirmi beşinci bölümünün bir kısmını Sami K. Hamarneh, G. Sonnedecker’le birlikte İngilizce’ye (A Pharmaceutical view of Abulcasis al-Zahrāwī in Moorish Spain with Special Reference to the Adhān, Leiden ); on altıncı (Un tratado de polvos medicinales, Almeria ), on yedinci (Tradato de pestillas medicinales segun Abulcasis, Almeria ), on dokuzuncu (Un tradato de estética y cosmética en Abulcasis, Granada ), yirminci (Un tratado de oftalmología en Abulcasis, Almeria ) ve yirmi birinci bölümü (Un tratado de odontoestomatología en Abulcasis, Almeria ) Luisa Maria Arvide Cambra tarafından İspanyolca’ya tercüme edilmiştir. Concepocion Gil Ganguita Almeria Üniversitesi’nde eserin on sekizinci bölümü üzerine bir doktora tezi hazırlayarak İspanyolca’ya çevirmiştir (La Magāla XVIII del Kitāb el-Taśrīf de al-Zahrāwī, ). Fuat Sezgin, İstanbul kütüphanelerinde beş tam nüshası bilinen eserin Süleymaniye Kütüphanesi’nde Hacı Beşir Ağa (nr. ) yazmasının tıpkıbasımını gerçekleştirmiştir (bk. bibl.).

Zehrâvî’nin tıp tarihindeki yeri ve önemi konusunda yapılan çok sayıda araştırma genellikle eserinin başta cerrahî olmak üzere bazı bölümleriyle sınırlı kalmış, kitabın bütünü, Zehrâvî’nin daha önceki bilginlerle veya kendi çağdaşı olan müslüman tıp âlimleriyle ilişkisi yeterince incelenmemiş, diğer İslâm tıp kaynaklarıyla karşılaştırılması yapılmamıştır (et-Taśrîf, nşr. Fuat Sezgin, neşredenin girişi, I, 7).

Zehrâvî genellikle cerrahî tedavilerin basit dağlama, kan alma, bazı urların kesilip alınması, bazı yaraların ve kesiklerin dikilmesiyle çeşitli kırık çıkıkların tedavisinden ibaret olduğu ve bu tedavilerin berber-cerrah denen kişiler tarafından yürütüldüğü bir dönemde cerrahîyi tıbbın bir dalı olarak görmüş, cerrahînin ve o dönemdeki cerrahî teknolojisinin gelişmesine büyük katkı sağlamış, cerrahî makas ve bıçakları ile bistüriyi, uçları değişik aletleri bulmuş, aletlerin şekilleri kadar onların imalinde kullanılacak metallerin özellikleri üzerinde de önemle durmuştur.

Göz ve göz hastalıklarıylada ilgilenmiş, günümüzde de etkili olabilecek bir tedaviyi “triciasis” için önermiş, “ptergium”u da ameliyatla uygun bir şekilde tedavi etmiştir. Bu iki hastalıkla benzeri birçok göz hastalığı ameliyatında zamanımıza göre de başarılı sayılacak tedaviler uygulamıştır. Mezopotamyalılar’dan beri çok iyi bilinen katarakta limbusta bir kesme (inzisyon) yapmak suretiyle bir tedavi önermekte, “Kesmede eğer katarakta -kompaktlaşan lense kadar- ulaşılırsa hasta ameliyattan sonra tekrar görmeye başlar” demektedir. Zehrâvî’nin başarı ile tedavi ettiği hastalıklar arasında “tracheostomi” uygulamaları da zikredilebilir. Burada soluk borusuna yapılacak müdahalelerde soluk borusunun yapısını, ona komşu yapıları ve bu tip müdahalelerde nereden kesme yapılacağını tarif etmekte, yine boğazla ilgili olarak tonsilektomi uygulamalarını da tanımlamaktadır.

Diş çekimini, gevşemiş dişin sabitleştirilmesini, yerinden oynamış dişlerde ne gibi tedavilerin uygulanabileceğini ayrıntılı biçimde anlatmakta, bu sırada kullanılacak aletler hakkında bilgi vermektedir. Ayrıca takma dişleri, bunların yapımını, düşen dişin yerine nasıl konulacağını açıklamakta, diş etlerinde meydana gelen iltihaplı hastalıklarda bunların kesilerek alınmasını ve daha sonra o kısmın dağlanmasını önermektedir. Burun, çene ve omurga kırıkları dahil kırık çıkıklarla da ilgilenen Zehrâvî kırık patella kemiği için ilk defa cerrahî bir müdahale uygulamıştır.

Damarları ve özelliklerini çok iyi bilen Zehrâvî arterlerin enine kesilmesi halinde çok kanama olacağını, kesiğin küçük olması durumunda parmakla kesilen yere bastırılması, dağlama uygulanması ve ardından soğuk su ile yıkayıp kan dindiren bazı merhemlerin sürülmesiyle kanamanın durdurulabileceğini söylemektedir. Dağlama yoluyla tedavi Yunanlılar’dan beri bilinmekle beraber Zehrâvî dağlamanın sınırlarını çizmiş, nerelerde kullanılabileceğini daha kesin biçimde tesbit etmiştir.

İdrar yolları hastalıklarında da cerrahî tedavi tavsiye eden Zehrâvî mesane taşının urethra kanalından dışarıya atılamaması durumunda perineal bir kesik yapılarak taşın bulunduğu yerden çıkarılması gerektiğini belirtmektedir. O, kadınlarda litotomi uygulaması yapan ilk hekim ve günümüzde “obstetrike Walcher pozisyonu” denen uygulamayı öneren ilk cerrahtır.

Bunun için yeni tip bir forseps önermiştir (Hamarneh, DSB, XIV, ). Ayrıca zor doğumlarda fötusün nasıl alınacağını, özellikle de başın dışarıya çekilmesinde karşılaşılan zorluklarda nasıl bir uygulama yapılması gerektiğini göstermiştir. Bu ameliyatlarda daha sonra Chamberlan ailesinin önerdiği forsepslerin bir ön modelini vermiştir. Bu cerrahî uygulamaların yanı sıra Zehrâvî’nin fıtık ameliyatları (kasık ve göbek fıtığı), hidrosel, varikosel, basur memeleri, çeşitli yerde oluşan fistüller, çıkmayan tırnaklar, erkeklerde memelerin büyümesi, kadınların göğüslerindeki anormal büyümeler ve çift cinsiyetlilik (hermafroditizm) konularında çeşitli cerrahî tedavi önerileri bulunmaktadır.

Kaynak: TDV İslam Ansiklopedisi, yıl: , cilt: 10

kaynağı değiştir]

  1. ^Ahmad, Z. (St Thomas' Hospital) (), "Al-Zahrawi - The Father of Surgery", ANZ Journal of Surgery, 77 (Suppl. 1), ss.&#;A83, doi/j_8.x&#;
  2. ^al-Zahrāwī, Abū al-Qāsim Khalaf ibn ʻAbbās; Studies, Gustave E. von Grunebaum Center for Near Eastern (). Albucasis on surgery and instruments. University of California Press. ISBN&#; 2 Mayıs tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mayıs &#;
  3. ^abCosman, Madeleine Pelner; Jones, Linda Gale (). Handbook to Life in the Medieval World. Handbook to Life Series. 2. Infobase Publishing. ss.&#; ISBN&#;&#;

Konuyla ilgili yayınlar[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir