fitne ne demek din / Bakara Suresi Ayet Tefsiri - Diyanet İşleri BaşKanlığı

Fitne Ne Demek Din

fitne ne demek din

kaynağı değiştir]

Kökün "yargılama" olarak birçok örneği Kuran'da görülür. Kökün bu duygusu, örneğin Mısır'da bir adamı öldürdükten sonra "ağır bir yargılama ile" yargılanan Kuran gibi ayetlerde bir "sıkıntı" veya "zorluk" duygusu taşır. " [15] yıllarca Medyenliler arasında kaçmaya ve yaşamaya zorlanarak; ve Kuran , bazı inananların "dar bir kenarda" Tanrı'ya ibadet etmeleri olarak nitelendirildikleri,[16] hayatları nispeten güvenli ve kolay olduğu sürece mutlu olurlar, ancak imtihan edilirlerse, Tanrı'dan uzaklaşırlar.

Bununla birlikte, diğer ayetlerin kökü, bir kişinin inançlarına olan bağlılığının bir tür testi olarak bir "imtihan" duygusu taşır (testin "sıkıntı" olarak yargılama duygusu gibi kötü bir şeyden kaynaklandığını ima etmek zorunda kalmadan).[17] Mesela Kur'an kısmen, "Ve yine de bazılarını başkaları tarafından deneriz."Kuran ve , kişinin kendi servetini ve çocuklarını deneme olarak tanımlayarak açıkça ortaya gibi, yaşamda yaygın olarak iyi şeyler olarak kabul edilen şeyler deneme olarak kullanıseafoodplus.info da bu yargılama duygusunu iyi bir şeyle taşır; orada, Tanrı'nın kendi "nimet" bazı insanlar için bir deneme olarak tanımlanıseafoodplus.info, Kuran Tanrı, “doğru yolu” bu şekilde test edebileceğimiz bir bolluk ”atabilmeye karar veren putperestlere, onları bir kez test edip edemeyeceğini görmek için, lehine ya da inanç içinde kararlı olup olmadıklarını

İmtihanlar/denemeler, Tanrı'nın bazılarının kabul edilmesini zor bulabileceği şeylerden de kaynaklanabilir. Örneğin, Kuran , "Zakkum ağacının" vahyi " insanlık için " olarak tanımlar.[18]Bu başka örneği, Ateşi koruyan meleklerin sayısının "inkar edenler için ve kalplerinde hastalık ve kafirler için bir engel oluşturduğu Kur'an , diyebilir ki: Bu benzetmeyle Allah ne demek? "

Günaha girme, şeytana uyma, ayartma[değiştir kaynağı değiştir]

Kaynakça[değiştir kaynağı değiştir]

Kök aynı zamanda, inançlarında ikiyüzlü olanların geri ve kararlı inananlar tarafından söyleneceği Kuran gibi "ayartma" duygusunu taşır. tereddüt ettiler ve şüphelendiler ve boşuna istekler, Allah'ın emri gelene kadar sizi kandırdı ve aldatıcı sizi Allah hakkında aldattı. "Kur'an , Musa, İsrailoğullarını, onları kırk gün boyunca Tanrı ile buluşmaya terk ettiğinde, Altın Buzağı'nın (Pickthall'ın çevirisinde) cazip oldukları bir şey olduğu konusunda ayarttığı söseafoodplus.info ve Marut, Babil halkını Kuran , uyarının bazıları için etkisiz olduğu kanıtlanmasına rağmen, "Biz sadece bir cazibeyiz, bu yüzden inkar etmiyoruz" konusunda uyarıyorlar.

Tarihsel kullanımı[değiştir

Fitne Ne Demektir?

Fitne kelimesi, sözlükte "altın ve gümüş gibi değerli madenleri saflığını anlamak için ateşte eritmek" mânasına gelen fetn (fütûn) kökünden türemiştir. Kelimenin en eski kullanımlarında "derisini daha kolay yüzebilmek için kurbanı sıcak kuma gömmek; kandırmak, gönlünü çelmek" ve "pusu kurarak yol kesmek" anlamları da vardır. Kuyumcu için aynı kökten gelen fettân kullanılır (Lisânü'l-ʿArab, "ftn" md.). Kelime Kur'ân-ı Kerîm'de "ateşe atma, ateşle azap etme" anlamında geçmektedir (ez-Zâriyât 51/13). Fitnenin zamanla kazandığı, insanın zarara uğraması veya uğratılması şeklindeki anlamında ateşte yanmayla ilgili eski mânanın da etkisi olmuştur. Klasik sözlüklerde bu anlamların başlıcaları şu şekilde sıralanmıştır: "Sınama, maddî ve mânevî sıkıntı, üzüntü, belâ ve felâketle imtihan etme." İnsanın içine aşk ateşi düşürdüğü veya gönlünü çelip mantıklı düşünmesini engellediği için kadına fettân denilmiştir. Aynı kelime, kişinin aklını karıştırıp ahlâkını bozan ve cezaya çarptırılmasına sebep olan şeytan için, ayrıca zarar verme mânasından dolayı hırsız için de kullanılmıştır. İnsanların hırsını kamçılayıp günah işlemelerine sebep olan altın ve gümüşe "iki fettân", insanları zor bir imtihandan geçirecek olan Münker ve Nekir'e de "kabrin iki fettânı" adı verilmiştir (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, "ftn" md.; Lisânü'l-ʿArab, "ftn" md.; Tâcü'l-ʿarûs, "ftn" md.; Müsned, II, ; III, ). Fitnenin, "inanç uğruna mâruz kalınan ağır işkence" anlamında kullanımı da oldukça yaygındır.

Fitne, özellikle bu son anlamda kullanıldığında her zaman kötü sonuçlar doğuran bir durumu ifade etmeyebilir; inanma iradesini daha da güçlendirmesi, ahlâkî arınmaya imkân sağlaması, kişiye imanındaki kararlılığı ve erdemli yaşayışı kanıtlamaya fırsat vermesi bakımından ferdin veya toplumun dinî ve ahlâkî gelişmesine katkısı olan olumlu bir imtihan ve deneme yolu sayılabilir. Nitekim Seyyid Şerîf el-Cürcânî ve Tehânevî gibi bazı âlimlerin fitne hakkındaki tariflerinde bu hususu dikkate aldıkları farkedilmektedir. İbn Manzûr da fitne için, "insanın isyankârlığını olduğu kadar sabır ve metanetini de ortaya koyup sonuçta Allah'ın mükâfatına nâil olmasına fırsat veren imtihan" şeklinde bir açıklama yapar; ardından da Mecdüddin İbnü'l-Esîr'in, fitnenin genellikle "hoşa gitmeyen bir imtihanın sonucu" anlamında kullanıldığını, ancak kelimenin giderek "günah, inkârcılık, savaş, yangın, zelzele" gibi mânalarının yaygınlaştığını belirten açıklamasını nakleder (Lisânü'l-ʿArab, "ftn" md.). Aynı müellif, "Allahım, fitnelerden sana sığınırım!" diyen birine Hz. Ömer'in, "Rabbinin sana mal ve evlât vermesini istemiyor musun?" dediğini hatırlatır ve onun bu sözüyle, "Mallarınız ve evlâtlarınız sizin için birer fitnedir" meâlindeki âyeti (el-Enfâl 8/28) kastettiğini belirtir. Bu açıklamalar da fitnenin büsbütün zararlı bir şey olmadığını göstermesi bakımından ilgi çekicidir.

Kur'ân-ı Kerîm'de otuz dört âyette fitne kelimesi, yirmi altı âyette de türevleri geçmektedir. Fitnenin Kur'an'daki kullanımına göre anlamlarını tesbit etme hususunda en önemli kaynak olarak bilinen ve bu bakımdan bazı özel araştırmalara konu olan (meselâ bk. Vadet, XXXVII/I, s. ; Abdulkader Tayob, s. ) Taberî'nin Câmiʿu'l-beyân adlı tefsiri de dikkate alındığında fitnenin Kur'an'da başlıca şu mânalara geldiği görülür: Sınama (ibtilâ), deneme (ihtibâr) ve imtihan (el-Bakara 2/; Tâhâ 20/40, 85, 90, ); şirk, küfür, müşriklerin müslümanlara uyguladıkları ve şirke döndürmeyi amaçlayan baskılar (el-Bakara 2/, , ; en-Nisâ 4/91); sapıklık, sapma, saptırma (el-Mâide 5/41, 49; es-Sâffât 37/); azap, işkence, ateşe atma (el-Ankebût 29/10; ez-Zâriyât 51/13, 14; el-Burûc 85/10); düşman saldırısı (en-Nisâ 4/); Allah'ın kullarına farklı imkânlar vererek birbirlerine karşı niyet ve tutumlarını ortaya çıkarması (el-En'âm 6/53; el-Furkān 25/20; bk. Taberî, VII, ; XVIII, ); günah (et-Tevbe 9/49); şeytanın hile ve tuzağı (el-A'râf 7/27); şeytanın zayıf ruhlu kişilere aşıladığı bâtıl inanç ve kuruntu (el-Hac 22/53); nifak (el-Hadîd 57/14; bk. Taberî, XXVII, ); delilik (el-Kalem 68/6).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir