folik asit kullandıktan ne kadar sonra hamile kalınır kadınlar kulübü / Folik Asit Kullandıktan Ne Kadar Sonra Hamile Kalınır? - Mavi Kadın

Folik Asit Kullandıktan Ne Kadar Sonra Hamile Kalınır Kadınlar Kulübü

folik asit kullandıktan ne kadar sonra hamile kalınır kadınlar kulübü

Hamile Kalmak İsteyenlerin Alması Gereken Vitaminler

Kadınların düzenli olarak korunmasız cinsel ilişkiye girmesine rağmen hamile kalamaması nadir rastlanan bir durum değil. Hamile kalamamak kısırlık gibi tedavi gerektiren problemlere işaret edebilse de, bazen bu durum doğru zamanı bulmak ve yaşam tarzı ile ilgili seçimler ile de ilgili olabiliyor. Örneğin beslenme tarzı ve fiziksel sağlığın doğurganlığa etkisi büyük… Belli gıdalara ağırlık verip diğerlerini olabildiğince azaltmak, kadınların doğurganlığını etkileyebiliyor. Bu yazıda, hamile kalma şansınızı artıracak ya da hamileliğe hazır olmanızı sağlayacak belli başlı vitaminlerden kısaca bahsedeceğiz.

Not:Genel bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan alınan bilgilerin derlenmesiyle hazırlanmış olan bu yazı, bir doktor tavsiyesi olarak alınmamalıdır. Hamile kalma ve sağlıkla ilgili diğer konularda, en sağlıklı bilgiler için doktorunuza danışmanızı tavsiye ederiz.

Folik Asit

Folik asit, yalnızca hamile kalmaya çalışılan dönemde değil, hamileliğin ilk üç ayında da alınması tavsiye edilen bir vitamindir. Folik asit hamile kalma şansını artırdığı gibi, hamilelik esnasında da bebeğin omurilik gelişimi bakımından büyük önem taşır. Bunlara ek olarak erkeklerde folik asit kullanımının da sperm sayısını artırdığını gösteren çalışmalar mevcuttur.

Kalsiyum

Kalsiyum, hamile kalma şansını artırdığı için değil, hamile kalınması durumunda vücutta bebeğin gelişimi için yeterli miktarda bulunması adına alınmalıdır. Bu bileşen bebeğin kemikleri, kan damarları ve kalbinin gelişiminde önemli bir rol oynar. Hepsi bir yana, özel durumlar söz konusu olmadıkça, zaten her yetişkine kemik sağlığı için gerekli ölçüde kalsiyum alması önerilmektedir.

Koenzim Q10

Koenzim Q10, çeşitli besinlerde bulunabileceği gibi takviye gıdalardan da alınabilecek doğal bir antioksidandır. Vücut, Koenzim Q10’u, hücre yenilenmesi için gerekli enerjiyi üretmekte kullanır. Hem kadın, hem erkek fertilitesini artırdığını gösteren çalışmalar mevcuttur.

Omega 3

Hamilelik süresince alınması önemli olan Omega 3 yağ asitlerinin, aynı zamanda doğurganlığa fayda sağladığı da bilinmektedir. Omega – 3 yağ asitleri, vücutta üretilmedikleri için, besinlerden ya da takviye gıdalardan alınmaları tavsiye edilmektedir. Omega 3 için somon, sardalya gibi cıva oranı düşük balık çeşitleri, ve balık yağı olarak bilinen takviye gıdalar tercih edilebilir.

Demir

Kadınlar için günlük önerilen demir miktarı genelde 18 mg’ken, hamile kalmaya çalışan ya da hamile olan kadınlar için bu oran 27 mg’dır. Yeterli miktarda demir alınmaması halinde, organlar gerekli oksijeni alamazlar. Kanlarında yeterli miktarda demir bulunmayan kadınların, anovülasyon olarak bilinen, yumurtalıkta yumurtacıkların oluşmaması şeklinde kendini gösteren sıkıntıyı yaşayabilecekleri düşünülmektedir. Ayrıca, hamile kalınması halinde bebek sağlıklı bir şekilde gelişebilmek için annesinin vücudundaki demiri kullanacağından, hamilelik başlangıcında düşük seviyelerde demire sahip olmak riskli olabilir.

B6 Vitamini

B6 vitamini fertilite ile iki şekilde ilişkilendirilmektedir. Birincisi, B6 vitamini yumurtlama döngüsünün luteal fazına katkı sağlar. Luteal faz, yumurtanın serbest kalmasından sonra meydana gelen, ortalama 2 hafta süren dönemdir ve normalden kısa sürmesi hamilelik şansını azaltır.  Aynı zamanda B6 vitamini homosistein amino asidinin seviyesini düşürür, ki bu aminoasidin düşük seviyelerde olmasının hamilelik şansını artırdığını gösteren çalışmalar vardır. Ayrıca, hamilelik sürecinde B6 vitamini almanın sabah bulantılarını azalttığını gösteren çalışmalar da mevcuttur.



Gebelik şansını artıran 7 öneri

Modern hayatın insanlığa sunduğu acı reçetenin ilk sırasında doğurganlık olayını olumsuz yönde etkilemesi gelmektedir. Bahçeci Sağlık Grubu Akupunktur Uzmanı Dr. Hasan Ali Nogay “Kişiye özel beslenme programı, egzersiz, akupunktur, nöral terapi, EFT(Duygusal Özgürleştirme Tekniği) ve NLP gibi tamamlayıcı tıp yaklaşımları anne adayını stresin zararlarından koruyup, hormonal dengeyi düzeltmeye yardımcı olur, gebelik şansını artırır” dedi.

Anne-baba olmayı çok arzu ediyor ancak bir türlü mutlu sona ulaşamıyorsunuz. Bahçeci Sağlık Grubu Akupunktur Uzmanı Dr. Hasan Ali Nogay çocuk hayalini gerçeğe dönüştürmek isteyen çiftlere 7 önemli öneride bulundu:

“1-Anne-baba olmaya karar verildiğinde öncelikle beslenme alışkanlıkları yeniden düzenlenmelidir. Örneğin “şeker, tatlandırıcılar, kafein, sigara, kola, alkol” gibi vücuda zararlı birçok molekülün kullanımı sonlandırılmalıdır. Çay içilecekse “şekersiz” olarak ve azaltılarak içilebilir.

2-Stresten Kurtulun… Modern hayatın bir parçası gibi olan stres altında uyku düzeninin, beslenme düzeninin bozulmasıyla insülin, adrenalin (hipertansiyon) ve leptin direnci -obezite (metabolik sendrom) için uygun zemin oluşmaktadır. İnsülin ve leptin direnci olan kişiler, “acıkma” ve “doyamama” korkusu içinde yaşar veya doyduklarını hissetmez. Çünkü stres, “kortizon hormununun” dengesiz ve yüksek miktarda salınması ile “açlık hissini” körükler.

3-Eğer kilo fazlalığı mevcutsa dengeli bir kiloya ulaşmak için en iyi dönem gebelik öncesidir.

Obezite yani kilo fazlalığı; koroner kalp hastalığı, hipertansiyon, inme, tip 2 diyabet, rahim, meme kanseri, yumurtalık kistleri (polikistik over sendromu), depresyon osteoartrit (romatizma), varis, uyku-apne sendromu, doğum zorlukları gibi hastalıklar için çok önemli risk faktörü olduğu artık kesin olarak biliniyor.

Son çalışmalar, yüzde 5-10'luk kilo kaybının bile dramatik bir şekilde yumurtlama ve gebelik şansını artırdığını göstermektedir.

4-Sigaradaki nikotin, yumurtalıkları etkileyerek genetik anomalilere neden olabilir. Sigara içen erkeklerin spermlerinde daha fazla şekil ve hareket bozukluklarına rastlanmaktadır. Erkekler, sigara kullanmayan eşlerini pasif içici yaptıkları için, üreme sağlığının da bozulmasına sebep olmaktadır. Sigara içen gebeler, daha çok erken doğum yapmaya eğilimlidirler. ‘Ani Bebek Ölümü’ de sigara içenlerde daha sıklıkla rastlanan bir durumdur. Erkeklerde sperm oluşumunu olumsuz etkilememek için 2.5 ay önce; kadınlarda da en az 1 ay önce sigara bırakılmalıdır. (Kadınlarda eğer belirli bir “hormonal dengesizlik” mevcutsa, süre erkeklerle aynıdır.)

5-Alkol de gebe kalma şansını azaltır. Anne karnında alkole maruz kalan bebeklerde uzun dönemde zeka gerilikleri, öğrenme bozuklukları, davranış bozuklukları görülebilir. Alkol erkeklerde de sperm sayısı ve kalitesini azaltır.

6-Hamile kalmayı kolaylaştırmak için çiftlerin evde kendi kendilerine kullanabilecekleri ilaçlar yoktur. Gebelik için kullanılan vitaminler (folik asit ve multivitaminler) veya demir (kan) hapları hamile kalmayı kolaylaştırmaz. Anne olmak isteyen her kadının yeterli folik asit ve diğer besin unsurlarını dengeli alması, hamileliği kolaylaştırmak için değil bebeğin sağlıklı gelişimi içindir.

7-Kişiye özel beslenme programı, fiziksel egzersiz, akupunktur, nöral terapi, EFT(Duygusal Özgürleştirme Tekniği) ve NLP gibi tamamlayıcı tıp yaklaşımları ile “anne adayını” stresin zararlarından koruyup hormonal dengeyi düzeltilebilir. ‘Aşırı yeme isteği ve doymama’ hissinin de önüne geçebilir. Ayrıca anne-baba adayları bağımlılıklarından (sigara-tatlı-çikolata vb) kurtarılır, sağlıklı-dengeli beslenmeye geçişte yaşanabilecek ‘yoksunluk ve tatminsizlik’ sendromlarından da korunur.

Düşük sonrası hemen hamile kalınabilir mi?

Gebeliğin erken döneminde düşük yapan kadınlara genelde yeniden gebe kalmadan önce üç ay beklemeleri söylenir. Fakat son dönemde yapılan yeni bilimsel çalışmalar düşük sonrası, mümkün olur olmaz çabuk gebe kalınabileceğini ortaya koydu.

Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen, Obstetrik & Jinekoloji dergisinde yayınlanan araştırmanın detayları hakkında şu bilgileri verdi:

“Araştırma kapsamında 20 hafta ya da altında bir ya da iki düşük yapmış 18-40 yaş arasında 998 gebelik incelendi. Ektopik gebelikler ya da mol gebelikler çalışma kapsamı dışında bırakılmış sadece kendiliğinden olan düşükler çalışmaya dahil edilmiştir.

ÜÇ AYDAN KISA BİR SÜREDE GEBE KALIRSANIZ... 

Kadınlar, gebelik kaybı sonrası altı adet döngüsü ya da gebe kalıncaya kadar takip edilmişlerdir. Düşük sonrası üç aydan daha kısa süre içinde gebe kalmaya çalışanlar yüzde 53,2 oranında başarıyla gebeliklerini doğuma kadar devam ettirmişlerdir. Daha uzun süre bekleyenlerde ise bu oran yüzde 36,1’dir.

Gebelik kaybından sonra üç aydan kısa bir sürede gebe kalanlarda gebelik komplikasyonları açısından risk artışına rastlanmamıştır.

Düşük sonrası ilk üç ayda gebe kalanlar (yüzde 76,7) üç aydan sonra gebe kalanlarla karşılaştırıldığında (yüzde 23,4) canlı doğuma daha yüksek oranda ulaşmışlardır.

ERTELEMEYİN, HAMİLE KALIN

Beklemek için fizyolojik bir neden yoksa, duygusal olarak kendini hazır hisseden kadın, gebe kalmak istiyorsa ertelememelidir. Bu bulgular da ertelemeyi gerektiren patolojik bir neden yoksa erken gebelik kaybını takiben hemen gebe kalınmasında bir sakınca olmadığını kanıtlamaktadır.”

İLK ÜÇ AYDA DÜŞÜĞE NEDEN OLUYOR

Bitki çaylarının hamilelerde düşüğe ve erken doğuma neden olduğu bildirildi. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hakan Çoksüer, günümüzde bitki çaylarının tüketimi fazlasıyla arttığını söyledi.

Doç. Dr. Hakan Çoksüer, bitki çayı tüketiminin hamileliğin ilk 3 ayında düşüğe, son 3 ayında ise erken doğuma neden olabileceğini belirterek uyarılarda bulundu.

SAĞLIKLI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜP SIK SIK BİTKİ ÇAYI İÇİYORSANIZ...

Siyah klasik çaya alternatif olarak, sağlık açısından oldukça faydalı olması nedeniyle bitki çaylarının daha fazla tercih edildiğini kaydeden Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hakan Çoksüer, özellikle soğuk havalarda soğuk algınlığı için tüketimin daha da arttığını dile getirdi.

Doç. Dr. Çoksüer, "Ancak bazı bitki çayları faydalarının yanı sıra belli durumlarda zararlı etkiler de gösterebiliyor. Bitki çayları, baş ağrısından depresyona kadar aşağı yukarı her sağlık sorunu için tüketildiği biliniyor. Fakat yapılan araştırmalarda bitki çaylarının gebelik döneminde tüketilmesinin masum olmadığı yönündedir. Birçok gebe kadın bilinçsiz bir şekilde bilmeden bitki çaylarını tüketmektedir. Fakat gebelik döneminde anne adayı tükettiği besinlere karşı dikkatli olmalı ve seçici davranmalıdır. Her bitkisel çay içilmemeli, bitkisel çayların içindeki maddeler bilinmelidir. Aksi durumda bitkisel çayların içerisinde bulunan maddeler bebeğe zarar verebilir" dedi.

BİTKİ ÇAYLARI DÜŞÜĞE NEDEN OLABİLİR!

Bitki çaylarının sıkça tüketildiğinde düşük yapma riskini, gebelikte kanama riskini ve rahim kasılmalarını artırarak erken doğum yapma riskini ortaya çıkardığını aktaran Doç. Dr. Hakan Çoksüer, "Folikasit seviyesini olumsuz yönde etkileyebileceği tespit edildiğinden hamile bayanların yeşil çay tüketiminden uzak durmaları tavsiye edilir. Yine bebek emziren bayanlar için içerisindeki kafein miktarından bebeğin uyku düzeninin bozulabileceği söylenerek yeşil çayı fazla tüketmemeleri önerilmektedir. Hamile kadınlar özellikle hamileliğin ilk 3 aylık döneminde çok dikkatli olunmalıdır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir