Füsun Demirel, 25 yıllık evli bir kadınken, 50’sinde ikiz çocuk sahibi oldu ve boşandı. Şimdi hayatında Aslı ile Mehmet ve “Yalan Dünya” var. Kariyeri yaş aldıkça yükseliyor. Küçükken Pamuk Prenses olmak isterken cüce rolü oynadığını anlatıyor: “Altı yaşında yardımcı oyuncu olmak alnıma kazınmış. Asla prenses olamadım. Ama bu da belki şimdi kariyerimi sürdürmeme yarıyor”
Fotoğraflar: ERCAN ARSLAN
Kapıyı çalıyorum, tanımadığım bir hanım açıyor Salonda beklerken bir köşedeki ödülleri inceliyorum Ve duvardaki Balkanlar’dan göç etmiş aile fotoğraflarını. O kadar sessiz ve sakin bir evdeyim ki az sonra kopacak cümbüşü tahmin etmem mümkün değil. Ama işte zil çalıyor, önce pat pat ayak sesleri, sonra küçük bir kız giriyor içeri, ardından ışın kılıcıyla bir oğlan çocuğu Arkalarından kahkahalar içinde bir Füsun Demirel Derken yeğeni Berna, onun arkadaşı Şive, çocukların Necla ablaları Ve ailenin ayakkabı, gözlük, ne bulursa yiyen dört ayaklı mensubu Karmen. “Yalan Dünya”nın Servet’i Füsun Demirel’in ‘gerçek dünyası’ bu. Beş yıl önce, 50’sindeyken 25 yıllık evli ve çocuksuz bir kadından bekar ve ikiz çocuklu bir anneye geçiş yapan Demirel ile konuşacak öyle çok konu var ki Anneler Günü madem, geç bir yaşta gözünü karartıp tüp bebek yöntemiyle sahip olduğu, şimdi 5 yaşında olan ikizleri Aslı ile Mehmet’ten başlıyoruz Memo bir süre sonra terk ediyor ‘kız muhabbeti’ni ama fırından yeni çıkan börekler, arada teybe üfleyen Aslı’nın kıkırdamaları, Karmen’in ağzımıza giren kuyruğu, huzurlu ve neşeli bir dolu ses de bize eşlik ediyor
Annelikle beraber neler değişti sende?
Aşırı duygusal bir insan oldum, ota boka ağlıyorum. Çok pimpirikliyim. Bir de şey hesapları yapıyorum, “Onlar 20 yaşına geldiğinde kaç yaşında olacağım? O kadar zamanım olacak mı?” Sağlıklı kalayım diyorum, zamanımı iyi değerlendireyim, moralimi yüksek tutayım Çocuklu hayatta çocuklaşmaya başlıyorsun. Bizim evde dramalar, melodramlar, hiçbir şey yok, haberleri izlemiyorum. Çizgi film izliyorum, çocuklarla çocuk oyunu oynuyoruz, evin içi kreş gibi. Beş yaşında çocuk gibi bakıyorsun hayata, insanın moralini çok yüksek tutuyor bu. Gülmek hiç eksilmiyor.
Evlilik bitti değil mi?
Evet, bizim senelik bir beraberliğimiz oldu, hâlâ da çok iyi dostuz, hayattaki en değer verdiğim insan Nurettin.
Ama galiba çocuk kararını sen tek başına verdin
Biraz öyle, evet. Ama Nurettin’le birlikte yaptık sonuçta, onun onayı, isteği olmadan bu iş olmazdı. Çocuklarla da sık görüşüyorlar, oyunlar oynanıyor, Karagöz Hacivat’lar yapılıyor, apayrı zamanlar geçiriyorlar birlikte.
“Kilo yüzünden konservatuvara alınmadım”
Nasıl göze alabildin tek başına çocuk büyütmeyi?
Ben eskiden beri her şeyi tek başıma yaptım. Konservatuvarı kazanamayınca 18 yaşımda tek başıma yurt dışına gitmemle başladı belki benim o cesaretim.
Kilodan ötürü konservatuvarı kazanamadığın doğru mu?
Evet doğru. Cüneyt-Ayten Gökçer jürideydi. Birinci elemeyi kazandım da ikincide kaybettim. Araştırıldı, “Çok yetenekli bir kız çocuğu ama kilosu fazla” cevabını vermişler. Yıkıldım. Karar verdim, “Ben oyuncu olacağım ama bu kiloyla olacağım, siz de göreceksiniz”.
Çok mu kiloluydun?
Normaldim aslında. Ama çok fit, manken gibi insanları alıyorlardı. Sonra ailem beni İtalya’ya göndermeye karar verdi. Önce Perugia’da yabancılar için dil üniversitesinde okudum. Sonra Roma’da Dramatik Sanatlar Akademisi’ni bitirdim.
Nasıl bir ailen vardı?
Harika, bizi o kadar kişilikli yetiştirdiler ki hiçbir gizlimiz saklımız olmazdı. Annem ölene kadar Türk Sanat Müziği korosuna gitti, beni bütün Türk filmlerine götürürlerdi. Belgin Doruk’lu filmleri hatırlıyorum, eve gelince onların hayalini çok kuruyordum. Hatta o kadar ağlıyordum ki annem kızıyordu, ben de “Tamam o zaman ben de içimden ağlarım” diyordum.
O romantik kız çocuğundan idolü Leyla Halid olan genç kız nasıl çıktı acaba?
Ablam, eniştem aktif siyaset yapıyorlardı, onlardan çok etkilendim. Hatıra defterime bakınca çok gülüyorum, o kadar isyan var ki küçücük çocukta, “Devrimci olup silahı alacağım, bu haksızlıkları yapanları kurşuna dizeceğim” diye.
Süs püs yok muydu?
Tabii vardı, lise yıllarında artık boyfriend, süslenmeler, gezmeler başladı. Hatıra defterimde gene bir not var, “Devrim meselelerine biraz ara verildi, şimdi aşk zamanı”.
İtalya’dan sonra Berlin var, Vasıf Öngören’le çalışma, eşin Nurettin Şen’le tanışma Nasıl başladı hikaye?
Ben Nurettin’le tanıştığım anda “Aaa ben sizi tanıyorum, hayranım” diye cilve yaptım. Aslında gerçekten tanıyordum, çünkü lisedeyken Birlik Sahnesi’nin, AST’nin (Ankara Sanat Tiyatrosu) abonesiydim.
Bir arkadaşlık başladı, bir akşam hep beraber bir restorana gittik, metroyla eve dönüyorduk, bizim durağa geldik, ben indim ama kafaya takmışım, çektim elinden, “Sen de eşlik et eve kadar” dedim.
Çapkın mısındır?
Çok çapkındım, evet. Seviyorum flört etmeyi.
Niye “di”li geçmiş zaman?
E artık çoluğa çocuğa karıştım.
Aşka kapıyı kapattın mı?
Kapatmadım hiçbir kapıyı da şimdi böyle bir hayat yaşıyorum. Çok klişe ama doğru, çocukların aşkı insanı o kadar doyuruyor ki başka aşka ihtiyaç duymuyorsun.
Füsun Demirel’in ikizleri Aslı ile Mehmet ve Beyazıt Öztürk’ün köpeğinin yavrusu olan Karmen röportaja eşlik etti.
“Akil insan olmak istemezdim çok mantıklı gelmiyor bana”
Senin Kürt meselesine dokunan çok sayıda filmin oldu. Barış sürecini nasıl değerlendiriyorsun?
Tabii ki çok gecikmiş bir süreç bu. Niye bu kadar bekledi bu ülke, niye bu kadar acı çekti insanlar? Ben bölgede çekilmiş filmlerde oynadım, bana en büyük katkısı, oralara çok gittim ve bire bir kendim tanık oldum. Devletin de Allah’ın da sırtını döndüğü insanlar, hayvanı bile bağlasan durmayacak yerlerde yaşamaya çalışıyor. Sen eğer devlet olarak o insanlara hizmet götürmezsen, doğaldır ki o insanlar da sana düşmanlık besler. O kadar korkunç koşullarda bir tek şey kalıyor: “Kaybedecek hiçbir şeyim yok” deyip silahı alıyor, “Beni gör” demek istiyor. “Büyük Adam Küçük Aşk” filminde bunu Handan İpekçi o kadar iyi anlattı ki. En yakınındaki insan “senden” olmayabilir ama ona dokun, onu hisset, onu anlamaya çalış. Biz bu toplumda farklı ırklardan, farklı dinlerden insanlar olarak aslında devlete rağmen dokunmayı başarabilmişiz. Ama devlet böyle bir inatlaşmaya gittikçe keskinleştirmiş durumu. Onun için bu barış sürecinin zaten aciliyeti vardı ve umut ediyorum ki artık geri dönüşü olmasın.
‘Akil insan’lar arasında olmak ister miydin?
İstemezdim, hayır. O bana biraz garip geliyor gerçekten, çok mantıklı gelmiyor. Birtakım ünlü ya da “toplumda saygı gören” diye tanımlanan, iktidarın öyle tanımladığı insanlar seçiliyor, bir yerlere gönderiliyor ki insanları ikna etsin, meseleyi anlatsın diye. Ben bu yöntemi çok da etkili bulmuyorum.
“Ferzan ‘Cahil Periler’de bizim hayatımızı çekti”
Konservatuvara girmene engel olan kilo sonradan hiç dert oldu mu başına?
Eski filmlerime bakıyorum, evet, basenli, alaturka bir tipim ama belim inceydi, karnım yoktu. Ben kendi bedenimle çok barışıktım, bu fiziğimle de çok güzel roller oynadım. Şimdi artık gerçekten tombul bir anneyim. Doğumun bana tek zararı. Belki bunu hayati sorun yapmadığım için bu mesele biraz uzadı. Ama Aslı’yla Mehmet için yapmam lazım. Çünkü çok uzun bir hayat bizi bekliyor, sağlıklı olmalıyım.
Çok kalabalık bir aileniz var gördüğüm kadarıyla
Evet ayrıca gelip yatıya kalan kızların arkadaşları, benim dostlarım oluyor, ev kızlar yurdu gibi. Ben kalabalıkları çok seviyorum, partiler yapalım, eğlenelim. Kahvaltılarımız şenlikli, gürültülü patırtılı
Hiç kafanı dinlemek istemiyor musun?
Hiç. Evden üç saat uzak kalsam bu kalabalığı özlüyorum. İtalya’da da biz Ferzan’la (Özpetek) kalabalıkların içinde hep birlikte yaşadık öğrencilikte.
Siz okul arkadaşı mısınız?
Tabii beraber okuduk, aynı evleri paylaştık, çok özeldir dostluğumuz.
“Altan’dan müthiş tecrübeler ediniyorum”
Filmlerindeki gibi masalarınız oluyor muydu?
Aynı. Hatta ben çok duygulanırım diye izlemedim “Cahil Periler”i. Bizim hayatımızı çekmiş, öyle bir teras vardı, Ferzan orada yaşıyordu, ben giriş katında. Çok renkli bir hayatımız vardı, travestiler, eşcinseller, ben hep onlarla yaşadım.
Ve o alışkanlık hep devam etti.
Peki neden birlikte çalışmıyorsunuz hiç? Görüşmüyor musunuz artık?
Ya evet, “Hamam” projesi döneminde bir tatsızlık yaşadık, artık eskisi gibi görüşemiyoruz.
Kadın oyuncuların kariyerinde yaşla birlikte düşüş olurken sende böyle bir durum olmadı. Yola ‘jönfiy’ olarak başlamadığın için mi acaba?
Olabilir, çok haklısın. Yaş ilerledikçe bir bakıyorum, muhteşem başroller oynamışlar, şimdi bilmem kimin annesini oynuyor. Çok hüzün verici. Benim çizgimde hiç değişiklik olmadı. Çok komik, altı yaşında annem beni baleye yollardı, Pamuk Prenses olmak isterdim, tütüler giyiyordum, beni yedi cücenin biri yaparlardı. Yani altı yaşında yardımcı kadın olmak alnıma kazınmış. Asla prenses olamadım. Ama o da belki şimdi kariyerimi sürdürmemi sağlıyor.
“Yalan Dünya”daki kocan Altan Erkekli de senin gibi geç yaşta çocuk sahibi oldu
Çok komiğiz, düşün setin en yaşlılarıyız, nene-dede oynuyoruz fakat Altan’ın küçük bebeği var, bizimkiler malum. Geceleri kalkıyoruz, sete yorgun geliyoruz. Gülse’ler bize sitem eder “Hiçbir eğlencemize katılmıyorsunuz” diye. Zaten vaktimiz olsa uyuruz. Altan’dan müthiş tecrübeler ediniyorum, çözümleyici bir insan. Her eve lazım.
Hasibe Eren’in de daimi annesi durumundasın, “Sıdıka”dan sonra bir kez daha.
Çok komik, geçenlerde bana ne dedi biliyor musun, “Sen benim hayatımda hep ikinci annemdin, şimdi sanki ben senin annen olmaya başladım.” O çok endişeleniyor benim kilolarım, sağlık durumumla ilgili. Sette geçen gün arkasına taktı beni, 20 dakika yürüttü, her gün denetliyor beslenmemi, sağolsun.
Tiyatroda oynayacak mısın?
Çok niyetim var ve doğal olarak elimin altındaki Dario Fo’lardan birini oynamayı düşünüyorum. Ve çok istiyorum Altan Erkekli ile birlikte oynamak. Altan’ı belki sizin vasıtanızla kandırabilirim. “Bebek var, yarışma programı var, nasıl olur Füsun’cuğum” dese de, bunu çok istiyorum.
Mahsun Kırmızıgül’le kavga ettiniz mi sahiden?
Bir kavgamız asla olmadı. Hatta hukukumuz çok tatlıydı, ben doğum yaptığımda bizi ziyaret etmişti, “Beyaz Melek”te de, sonraki iki projede de benimle çalışmak istedi ama olamadı. Son söz konusu olan “Romantik Komedi” filmi, tamamen gişe işi. Mahsun’un ortağı ajansımla konuştu. Bana önerilen o kadar konu bile olmayacak bir ücret ki, ben de artık içimi Twitter’da döküyorum, oraya yazdım isim vermeden. Magazinciler haber yaptılar. Gücendim, “Değerimiz bu kadar mı?” diye. Ama Mahsun’un kişiliğiyle alakası yok, belki haberi bile yoktu.
“Servet’le komşum olsa görüşmem”
Servet’le titizlik açısından benziyor musunuz?
Hiç benzemiyoruz. Ben temizlik konusunda normal bir insanım, tabii çocuklarla birlikte hijyeni öğrendim. Servet’inki takıntı.
Çocuklar izliyor mu diziyi?
İzliyorlar, sete de geliyorlar ve de katıla katıla gülüyorlar. Zaman zaman da taklidini yapıyorlar, Orçun’u, Selahattin’i taklit ediyorlar.
Servet pek olumlu bir karakter sayılmaz ama seyirci seviyor kendisini
Seyirci seviyor ama Gülse’nin çok severek yazdığını düşünmüyorum, bir eleştiri var orada, mizah da oradan çıkıyor. Bir sonradan görme hikayesi. Maddiyata çok düşkün insanlar bunlar. O nedenle de bu aile bizden çok uzak insanlar. Ben hep söylüyorum “Komşum bile olsa görüşmem bunlarla” diye.
HaberTürk'ten Aytekin Teker'in sorularn yantlayan baarl isim, annelii hakkndaki sorular içtenlikle yantlad.
"Geç yasta anne olmaya karar verdikten sonra hayatnzda neler degisti? Hamilelik surecindeki tecrübelerinizi paylasr msnz?" sorusuna, "Uzun kariyer sürecim sonunda geri donup baktgmda eksik bir seyler var dedim hep cok istediklerimi gerceklestirdim. Ama bir sey eksik kald. Annelik. Yasmn onemli olmadgn uzmanlar soylediginde cesaret geldi. Her bunye farklyd herkeste anatomik yap farklyd. Dolaysyla benim yapm genç kalmst ve annelik icin dogru adaydm. Uzun, meakkatli bir surec yasadm. Ve hamile kaldgmda, hele ikiz bebekler oldugunu ogrendigim anda cok aglamstm. Zaten duygusal oluyorsunuz. Bol aglama, bol duyarllk Hamilelikte de hep calstm son bir haftaya kadar setteydim."
Geç anne olanlara tavsiye veren Füsun Demirel, "Kadnlar artk kariyerleri icin cok calsyor. Annelik 40’l yaslara kadar otelendi. Elbette çocukla anne arasnda yas fark ucurumlarca olmamal. Ama onceden dedigim gibi, kendine bakms, saglkl, anatomisi dogru isleyen, rahim yaps saglkl bir kadn icin annelik yas hic onemli degil. Cesurca bu projeye imza atabilirler." dedi.
kizleri 13 yana giren Füsun Demirel, "Anneligi kutsallatrmyorum. Ama yasamn en guclu ogretilerinden birisi annelik sureci. Sabretmek, sebat etmek, dayanma gucu, fedakarlk, onun icin var olma hali, ask, en yuce ask Hepsi bu snavda var." diyerek anneliin kendisine kattklarn anlatt.
Sinema, müzik ve TV dünyasının ünlülerinin çocukları da kelimenin tam anlamıyla göz önünde büyüyor. Her ne kadar bazıları bebeklik yıllarından beri kamera karşısında olsa da bazılarının varlığını bile tesadüfen öğreniyor bu ünlülerin hayranları. İşte sosyal medya paylaşımlarıyla müzik, sinema ve ekran dünyasının ünlülerinin çocukları.
Ebru Gündeş ve kızı Alara
Tamer Karadağlı ve Arzu Balkan’ın kızları Zeyno
Nilüfer ve kızı Ayşe Nazlı
Onur Saylak ve Tuba Büyüküstün'ün ikizleri
ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ
TV8 ekranlarının sevilen dizisi Kırmızı Oda'dan merakla beklenen yeni bölüm fragmanı yayınlandı. Dizinin yeni bölümünde Sezin Akbaşoğulları, Füsun Demirel, Nazan Diper ve Semra Dinçer konuk oyuncu olacak.
Yapımını OGM Pictures'ın gerçekleştirdiği, Gülseren Budayıcıoğlu'nun gerçek karakterlerin gerçek yaşam öykülerini barındıran eserinden uyarlanan senaryosunu Banu Kiremitçi Bozkurt'un kaleme aldığı Kırmızı Oda dizisi yeni bölümüyle bu akşam ekrana gelecek.
Kırmızı Oda'da Hediye'nin annesi rolünü Füsun Demirel canlandırmaktadır.
Füsun Demirel (d. 20 Ağustos , Ankara), Türk oyuncu ve çevirmen.
Perugia Yabancılar Üniversitesi () ve Roma Dramatik Sanatlar Akademisi tiyatro bölümünden mezun olan () sanatçı, 'de Almanya Berlin Kollektiv Theater'da Vasıf Öngören'in yazıp yönettiği Zengin Mutfağı oyunuyla sanat hayatına başladı.
Çevre Tiyatrosu, Dormen Tiyatrosu, Devekuşu Kabare, Dostlar Tiyatrosunda çalıştı. yılında Atıf Yılmaz'ın Bir Yudum Sevgi filmi ile tiyatrodan sinemaya geçiş yaptı. Özellikle Züğürt Ağa, Uçurtmayı Vurmasınlar ve Büyük Adam Küçük Aşk gibi filmler ile Sıdıka ve Şaşıfelek Çıkmazı gibi dizilerdeki rolleriyle tanınır.
Oyunculuğunun yanı sıra, iyi derecede İtalyanca, İngilizce, Almanca bilgisine dayanarak çevirmenlik yaptı ve Dario Fo ile Franca Rame'nin toplam 27 oyununu Türkçeleştirdi.
Füsun Demirel yılında ÇASOD başkanlığı yapmıştır.
Antalya Altın Portakal Film Festivali -
SİYAD (Sinema Yazarları Derneği)
Adana Altın Koza -
Adana Altın Koza Film Festivali -
Ankara Film Festivali
SİYAD -
ÇASOD Oyunculuk Ödülleri -
Ankara Sanat Kurumu Çevirmen Ödülü -
Antalya Altın Portakal Film Festivali -
Ankara Film Festivali -
Siyad -
Aile İşi (Dizi)
İçimdeki Ses
Yalan Dünya -
Tövbeler Tövbesi
Küstüm Çiçeği
Ey Aşk Nerdesin
Geniş Zamanlar -
Saklı Yüzler -
Kızlar Yurdu -
Kameranın Ardındaki Kadın: Bilge Olgaç -
Canım Benim -
Eğreti Gelin -
Aşk Meydan Savaşı -
Roos en Rana -
Büyük Adam Küçük Aşk -
Dönüşü Olmayan Yolculuk (Reise Ohne Rückkehr) -
Avrupa Geceleri -
Şaşıfelek Çıkmazı -
Figüran -
Yara -
Babamı Hırsızlar Çaldı -
Sıdıka -
Hollywood Kaçakları -
Şehnaz Tango -
Kurtuluş
Oğlum Adam Olacak -
Böcek -
Gerilla -
Beyhan'ın Düğünü -
Artist Palas -
Babam Askerde -
Cadı Ağacı -
Şans Blokları -
Rumuz Sev Beni -
Ay Vakti -
Belkıs Hanımın Konağı -
Hadi Gel Bar -
Mem û Zîn -
Menekşe Koyu -
Gizli Merkez -
Berdel -
Camdan Kalp -
Bekle Dedim Gölgeye -
Bir Küçük Bulut -
Boynu Bükük Küheylan -
Vatan Yolu (Dei Heimreise)
Uçurtmayı Vurmasınlar
Gömlek -
Sevgili Bayan -
Biri Ve Diğerleri -
Kiracı -
Menekşeler Mavidir -
Ferhunde Kalfa -
Aaahhh Belinda -
Asiye Nasıl Kurtulur? -
Kupa Kızı -
Züğürt Ağa -
Bir Yudum Sevgi -
Gizli Duygular -
Gazap Rüzgarı -
Türkiye'nin en başarılı oyuncularından Füsun Demirel elli yaşında ikiz annesi oldu. Mehmet İlkem ve Aslı Senem yılında dünyaya geldi.
seafoodplus.info - Gündem