gebe kalamıyorum / Düzenli Adet Görüyorum, Neden Hamile Kalamıyorum? - Pepapp

Gebe Kalamıyorum

gebe kalamıyorum

Ruh eşinizi bularak hayatınızı birleştirdiğinizde artık bir aile olmak, vakti geldiğinde ise bir çocuk sahibi olarak ailenizi genişletmek istersiniz.

Bir bebeğinizin olması, bazen planlanarak bazen de beklenmedik bir sürprizle gelişir. Bazı çiftler şanslıdır ve çocuk denemelerinin ilk aylarında gebelik sağlayabilirler. Ancak bazı çiftler, uzun süre korunmasız ilişki yaşamış olmalarına rağmen çocuk sahibi olamamaktan yakınabilirler.

Bu nedenle anne olmak isteyen bazı kadınların ‘Neden hamile kalamıyorum?’ diye düşündükleri dönemler olur. Kişiler, denemiş olmalarına karşın bir sonuç elde edemediklerinde infertilite (kısırlık) şüphesine kapılırlar. Fakat bu durumun altında yatan birçok farklı neden olabilmektedir.

Peki gebelik oluşmasına neler engel oluşturuyor, hamile kalmayı önleyen sebepler nelerdir?

Neden Hamile Kalamıyorum?

Günümüzde normal yollarla bebek sahibi olmaya çalışan ailelerin%15’i, bu konuda başarısız olmakta ve hamile kalmayı başaramamaktadır.

Gebeliğin zor oluşmasının veya hiç oluşmamasının çeşitli sebepleri vardır. Bu kişilerde hamileliğin meydana gelmesinde ne çeşit engeller bulunduğunun, birtakım testler ve tetkiklere bağlı olarak incelenmesi gerekir.

Doğuştan veya bir hastalığa bağlı olarak gelişen sebepler olabildiği gibi, çevresel faktörlerin etkisiyle meydana gelen sıkıntılar da söz konusu olabilir.

Bazı durumlarda nedenlerin ortadan kaldırılabilmesi ve döllenmenin oluşabilmesi için ilaç tedavisi uygulanması veya cerrahi müdahalede bulunulması gerekebilir. Ancak çiftlerin zamansız endişeye kapıldıkları da çok sık görülmektedir. ‘Hamile kalamıyorum!’ diyerek kısırlık teşhisine çok erken karar verilmemesi gerekir.

Döllenme, tüm şartlar uygun olsa dahi her zaman denk gelmeyebilir. Bu sizin gebe kalamayacağınız anlamına gelmemektedir.

Hangi Durumlarda ‘Hamile Kalamıyorum’ Denebilir?

Bir çiftin, ’bebeğimiz olmuyor!’ diyebilmesi için öncelikle 3 durumun tam ve doğru olarak meydana gelmiş olması gerekir.

Döllenme, yumurtlama dönemine denk getirdiğiniz her ilişkide oluşabilecek bir olay değildir. Bir ay içerisinde döllenme oluşma olasılığı yaklaşık % civarındadır.

Bu nedenle, 35 yaş altındaki kişilerde 1 yıl, 35 yaş üstü kişilerde ise 6 ay korunmasız ilişki denenmeden gebe kalmak için yeterli bir süre geçmiş sayılmaz.

Ancak bu sürelerin dolmasının ardından gebe kalınamadıysa doktora başvurmak uygun olabilir.

Çiftlerin düzenli ilişkide bulunması, gebelik şansının yükselmesinde çok büyük rol oynamaktadır. Uzmanlar tarafından gebelik için önerilen, haftada en az 2 kez korunmasız ilişkiye girme yönündedir.

Özellikle ortalama 28 günlük menstrual döngüye sahip kişilerde adet döneminin ilk gününden başlanarak ve günleri arasında ilişki yaşandığında, başarı oranı çok daha yüksek olmaktadır.

Yeterli süre ve düzenli ilişkinin yanı sıra, çiftler arasında yaşanan cinsel ilişkinin doğru bir şekilde gerçekleşmemesi de hamilelik oluşmasına bir engeldir. Burada pozisyondan daha önemli olan, erkeğin sperm hücrelerinin kadının vajinası içerisine ulaşmasını sağlamaktır.

Bu 3 durumun gerçekleşmesine rağmen; yeterli süre denenmiş, düzenli ve doğru bir şekilde ilişkiye girilmiş, fakat 12 aylık bir süre sonunda hâlâ hamile kalınamamışsa, bir kadın doğum uzmanına danışılarak hamile kalamama sebepleri hakkında detaylı bir araştırma yapılması uygun olacaktır.

Gebelik Nasıl Oluşur?

Bir hamileliğin meydana gelmesi, yumurta hücresinin fallop tüplerinde sperm hücresi ile karşılaşması ve bu karşılaşma sonunda döllenmenin meydana gelerek döllenmiş embriyonun tüplerde ilerleyip rahme yerleşmesi sonucunda oluşur.

Tüm bu döngü içerisinde, kadının üreme organlarıyla veya erkeğin üreme sistemiyle ilgili herhangi bir sorun bulunması, döngünün tamamlanmasını engelleyerek gebelik oluşumunu da önleyecektir.

Bu sebeple, hem kadın hem de erkek için ayrı ayrı sebepler incelenmelidir.

Neden Hamile Kalamıyorum?

 

Hamile Kalamama Sebepleri Nelerdir?

Bir kadının bebek sahibi olamamasında farklı etkenler rol alabilir. Yumurta hücresinin üretimi ile ilgili, sperm hücresinin üretimi ve iletimi ile ilgili veya yumurta ve sperm hücrelerinin karşılaşması ve birleşmesi ile ilgili farklı sorunlar olması mümkündür.

Bundan dolayı, hamile kalamamanın nedenleri kadın ve erkek için farklılık gösterecektir.

Anne Adayından Kaynaklı Sebepler

Kadınların üreme sistemleri, erkeklere kıyasla çok daha komplike bir yapıdadır. Bu nedenle kadından kaynaklı hamileliği engelleyen birçok sebep olabilmektedir.

  • Yumurtlama problemi (kadında adet görememe veya adet düzensizliği sorununun bulunması durumunda döllenmeye uygun, olgun bir yumurta hücresi elde edilemez)
  • Tüplerde tıkanıklık (tüplerden her ikisinin de kapalı olması durumunda yumurta hücresi sperm hücresi ile buluşamaz ve döllenme meydana gelemez)
  • Yumurta rezervi azlığı (özellikle ileri yaştaki kadınların yumurtalıklarındaki yumurta rezervleri azalarak döllenme şansının düşmesine neden olmaktadır)
  • Rahimde var olan fizyolojik sorunlar (çift rahim, yarım rahim, rahimde perde gibi yapısal bozuklukların ve anomalilerin bulunması)
  • Rahim yapışıklıkları (Adenomiyozis hastalığı, rahim içi hücrelerin rahim duvarına yapışması durumudur)
  • Endometriozis hastalığı (tüplerde meydana gelen yapışıklıklardır ve kanalların kapanmasına neden olarak döllenmeye engel olur)
  • Süt hormonunun (prolaktin) fazla salgılanması (hiperprolaktinemi olarak da bilinen bu sorun, kadınlarda yumurtlama problemlerine ve buna bağlı olarak hamile kalamamaya neden olabilmektedir)
  • Enfeksiyonlar (üreme organlarında meydana gelen enfeksiyonlar, doğurganlığı olumsuz etkileyebilmektedir)
  • Hipotiroid, hipertiroid veya guatr gibi tiroid hormon rahatsızlıkları (hormon seviyelerinde bozulma meydana gelerek yumurtlamaya engel oluşturabilir)
  • Polikistik over ve miyomlar (yumurtlayamamaya ve tüplerde tıkanıklığa yol açabilen sıkıntılardır)
  • Sperm öldürücü antikorların varlığı
  • Kürtaj vb. gibi geçirilen cerrahi operasyonlar
  • Kemoterapi, radyoterapi gibi kanser tedavileri
  • Sigara ve alkol kullanımı
  • Aşırı kilo ve obezite
  • Erken menopoz

Baba Adayından Kaynaklı Sebepler

Erkekten kaynaklı nedenlerden dolayı gebelik oluşmaması durumunda, erkeğin sperm hücresi incelemeye alınır.

  • Testis tümörleri
  • Doğuştan gelişmeyen sperm kanalı
  • Testis travması
  • Varikosel rahatsızlığı (testislerde damar genişlemesi)
  • Kistik fibrozis (organların salgı bezlerini olumsuz etkileyerek fonksiyon bozukluklarına yol açan genetik bir hastalıktır)
  • Hidrosel (testis çevresini saran zarlar arasında sıvı birikiminin artması olarak bilinen bu durum, testislerde fazla su birikimine yol açarak testislerin görevini yerine getirmesine engel oluşturabilir)
  • Azospermi hastalığı (menide sperm hücresinin hiç bulunmaması)
  • Sperm sayısı azlığı (meni içerisinde bulunan sperm hücre sayısının az olması durumunda döllenme şansı düşmektedir)
  • Sperm hücrelerinde yapısal bozukluklar bulunması
  • Var olan sperm hücrelerinin hareketliliği (az hareket eden sperm hücreleri döllenme şansını azaltır)
  • Ereksiyon (sertleşme) problemleri
  • Testis enfeksiyonları
  • Geriye boşalma sorunu
  • Hormon bozuklukları
  • Kanser tedavisi ve ilaç kullanımı
  • Sigara ve alkol kullanımı

Anne ve baba adayının gerekli muayenelerden geçmesi sonucunda elde edilen bilgiler, ‘Neden hamile kalamıyorum?’ sorusuna ışık tutacaktır.

Sonuçlar neticesinde kadına yumurta takibi, erkeğe ilaç tedavisi veya kadına aşılama yöntemi uygulanarak gebelik sağlanmaya çalışılabilir.

Ancak tüm bunlardan önce, gebelik oluşumu için yeterli sürenin geçtiğinden emin olunmalı ve sabırsız davranılmamalıdır.

Hamile kalmaya yardımcı 6 besin konulu makalemizi inceleyebilirsiniz. Hemen incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

seafoodplus.info

Nasıl hamile kalınır? Hamile kalma önerileri nelerdir? Makalemizi hemen incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

seafoodplus.info

seafoodplus.info Sedat KadanalıKısırlık ( İnfertilite ) Okunma
İKİNCİ KEZ ANNE OLAMAMA: NEDENLERİ, ÇÖZÜMLERİ, ÖNERİLER
İKİNCİ KEZ ANNE OLAMAMA: NEDENLERİ, ÇÖZÜMLERİ, ÖNERİLER
Daha önceden doğum yapmış bir kadının ikinci kez anne olmasını engelleyebilecek başlıca faktörleri şöyle sıralayabiliriz.
•Annenin yaşı 
Hiçbir kadının doğurganlığı sonsuz değildir. Kadınların çocuk yapmak için yaşlarını dikkate almaları gerekir. Bilinmelidir ki 35 yaşından sonra doğurganlık azalmaya başlamakta,  40 yaşında bu azalış çok belirginleşmekte ve genelde yaşlarında bitmektedir. Dikkat edilir ise doğurganlıkta bahsediyorum, adet görmekten değil, yani kadın adet görmeye devam edebilir ancak doğurganlığı daha önceden seafoodplus.info başka anlatımla kadınlar adetten kesilmeden yıl önce doğurganlıkları biter  yani düzenli adet görmek hamile kalınacağı anlamına gelmez
•Erkek sperm sayısının az olması ya da erkekteki sperm sayısının zamanla bozulması
Yumurtanın döllenebilmesi  için belli sayı ve fonksiyonda sperm gerekmektedir.  Sperm sayısı travma, alkol, sigara, kullanılan ilaçlar ve metabolik hastalıklar ve yaşla değişkenlik göstermektedir.  Zaman içerisinde yaşam tarzı ve değişik etkenlerden dolayı sperm değerleri ve spermin dölleme yeteneği kaybolabilmektedir. Dolayısı ile ikinci çocuk sahibi olamayan çiftlerden biz ilk önce erkeğin sperm tahlilini isteriz. Bu durumda sıklıkla şu sıkıntıyı yaşarız, kadın ve erkek beraberce “ Doktor bey , bizim bir çocuğumuz var, spermde problem yok” diye cevap veririler . Ben de hemen çocuğu kim doğurdu diye ironik bir soru sorarım, kadın “tabii ki ben” diye cevap verince , cevabım hazırdır “ o zaman sizde de bir şey yok, doğurduğunuza göre doğurabildiğiniz ispatlamışsınız”.  Doğan bebek anne ile babanın ortak mahsuludur, dolayısı ile daha önce ailenin çocuk sahibi olmuş olması  ikinci bebek istediğinde çiftlerden herhangi birinde sorun olmayacağı anlamına gelmez.
Maalesef burada kadın doğurganlığı azaltan sebebin kendinden kaynaklanacağı ön yargısında olup, bunu peşinen kabullenmiş ve bu yükü de sırtlamıştır. Halbuki nasıl kadında doğurganlığı azaltan olaylar doğumdan sonra ortaya çıkabilir ve tedavi gerektir ise aynı durum erkek içinde geçerlidir. İster ilk ister 2. çocuk için hekime gelinsin araştırmaya erkeğin sperm tahlili ile başlanır, zira bu basit bir testtir ve olası sebeplerin yaklaşık % 50 sini bize ekarte ettirebilmektedir. Erkek normal ise bu sefer kadına ait testlere başlarız.,
Halk arasında çukulata kisti olarak bilinen hastalıktır. Batın içinde yapışıklıklara neden olmakta ve endometriozis odaklarından salgılanan salgılar tüplerin ve overlerin sağlıklı çalışmasını engellemektedir. Her ne kadar halk arasında “ doğum yapınca vucut yenilenir, doktor gebeliği önerdi” yolunda  inanışlar olsa da bunlar doğru değildir. Tıbben gebeliğin iyi geldiği ve hastalığı gerilettiği tek durum endometriozistir, bu yüzden biz hekimler yalnızca endometriozisi olan kadınlara doğum yapmalarının sağlıkları için iyi olacağını söyleriz.
Endometriozisi olan kadınlara 2. doğumları geç kalmadan yapmalarını ve çok ara vermemelerini öneririz. Burada iki  kazancımız olur  birincisi hastalığın ilerlemesi durur ve hastalık gebelikle kaybolabilir , ikinci kazanç ise gebelik aralığı çok olduğunda endometriozis ilerlemesi ve kadının normal yoldan gebe kalma şansı azalması, ameliyat ve tüp bebek gibi maddi ve manevi külfeti olacak işlere yol açabilecek bir durumun önüne geçilmesi olacaktır..  Sırf gebelik aralığını az tutulması ile bir taşla iki kuş vurulmuş olacaktır.
Yumurta kalitesinin bozulması, yumurta kapasitesi, yumurtlamasının azalması
Anne yaşıyla paralellik gösteren bir başka konuda budur. Gebelik için sağlıklı yumurta gerekli olup ve sağlıklı şekilde döllenmesi gerekmektedir bunun içindir ki; üretilen yumurtanın kaliteli ve döllenme kapasitesinin yüksek olması gerekmektedir. Kadınların yumurtalarında bulunan yumurta hücresi sayısı doğumdan itibaren azalmaya başlamaktadır, bu azalma 35 yaş altı çok önemli değil iken bu yaştan sonra gebe kalma şansını olumsuz etkileyebilmektedir.  Daha da önemlisi bu sayısal azalma beraberinde kalitesel azalmayı da getirmektedir. Yani sayısı azalan yumurtanın  döllenmesi, gelişmesi ve sağlıklı gebelik oluşturma şansı da azalmaktadır. Önemli bir nokta da yumurta yaşı her zaman kadının kronolojik yaşı ile uyumlu lmamaktadır, yani kadının yaşı 30 olabilir  ancak yumurtalık yaşı 40 dır. Bu durum erken menopoza yol açan bir durumdur.
•Enfeksiyonlar, vajinal ya da cinsel yolla bulaşan mikroplar 
Enfeksiyonlar sperm kalitesini bozması yanı sıra kadın üreme organları over, tüp ve rahimde hasara neden olarak da gebeliğe engel olmaktadır. Vajinal akıntı ve lokal infeksiyonlar , geçici manta r infeksiyonları çok büyük problem oluşturmaz iken özelikle tüp ve yumurtalıkları içine alan infeksiyonlar gebe kalma şansını önemli ölçüde ortadan kaldırmaktdır. Yine karın içinde ki diğer organların infeksiyonları da üreme organlarını indirekt olarak etkileyebilir, örneğin apandisit patlar ve infeksiyonu tüplere bulaşır ise bu da gebe kalmaya engel olabilmektedir.
•Miyomlar veya yumurtalıklardan kaynaklanan kistler
Myomlar ve yumurtalık kistleri yerleşim yerine göre değişmekle beraber embriyonun sağlıklı olarak rahime yerleşmesini bozmakta ve  oluşan gebeliğin sağlıklı bir şekilde doğum safhasına gelmesine engel olabilmektedir. Ancak myomlar ile gebe kalamama arası ilişki çok net değildir, çoğu kadın myomu ile hamile kalıp normal doğum yapabilir. Eğer gebe kalmaya engel bir myom var ise bu ameliyat ile çıkarılarak gebe kalma şansı verilir. Yumurtalık kistleri çoğu zaman masumdur ve kendiliğinden kaybolur, ama bazen de gebelik şansını azaltabilirler.
•Kilo, stres ve sigara
Aşırı kilo,aşırı zayıflık, aşırı stres ve sigara kullanımı kadının düzenli ve sağlıklı yumurtlamasını bozmakta ve düşüklere neden olabilmektedir. Aşırı kilo alınması veya verilmesi yumurtlamayı bozarak gebelik şansını azaltabilirler. Sigara antiöstrojeniktir, sigara içen kadınlarda menopoz daha erken yaşlarda olmaktadır.
Teşhis koymada nasıl bir yol izlenir
İlk önce neden gebe kalınamıyor sorusuna cevap arıyoruz. Sebebin bulunmadan yapılacak tedaviler deneme yanılma yöntemi olacaktır. Yapılan jinekolojik ve genel değerlendirmeyi takiben önce erkeğin sperm tahlilini istiyoruz., sonra anne adayına kan tahlili yapılıp hormonları değerlendirilip, daha sonra görüntüleme  yöntemleri  olan ultrason ve rahim filmiyle rahim yumurtalıklar ve tüpler değerlendirilmektedir . Bu yöntemlere neden hamile kalınamadığı sorusuna cevap bulduktan sonra tedavi planlanmaktadır.
Başarıya ulaşma oranları 
Başarıya ulaşma oranı her çift için farklıdır, çünkü her çiftin çocuk sahibi olamama sebebi aynı değildir. Yumurtlaması olmayan bir bayanda basit bir yumurtlama tedavisi ile hemen hamilelik elde edilebilirken( % lük bir başarı), erken menapoza girmiş veya yumurtalık rezervi çok çok azalmış bir kadında çok düşük(% 5) gebelik oranı elde edilmektedir. Ancak çocuk olmama nedeninin araştırılıp ona yönelik yapılacak tedavilerin başarı şansı daha yüksektir. Maalesef günümüzde deneme yanılma yöntemi ile çeşitli tedavi alternatiflerinin denenmesi olmaz ise diğer yönteme geçilmesi hem boş yere zaman  kaybına hem de başarısızlığa yol açmaktadır. Problem odaklı tedavilerin başarısı daha yüksek olacaktır. Çiftlerin doktora “neden hamile kalamıyoruz, sorunun çözüm aşamaları nedir ve beklenen  başarı oranları nedir” sorularını tedavinin başında sorarak öğrenmeleri ve buna göre bir yol haritası çıkarmaları tedaviye uyumları için şarttır.
Ailelere tavsiyeleriniz 
 En önemli tavsiye çocuk doğurma yaşının geciktirilmemesi diyebiliriz. Günümüzde çalışma hayatının içine yoğun olarak giren kadın çocuk doğurma yaşını ertelemektedir. Ancak kadının doğurganlığının sınırı olduğundan bu şansı daha sonra bulamamaktadır. Kadınlar için ideal doğurganlık yaşları 35 yaş sonrası hızla azalmaktadır. Genelde aileler bir çocuk bize yeter diyerek ikinci gebeliği düşünmemektedirler. Ancak çocuk okul çağına geldiğinde kreş ve okul da arkadaşlarının kardeşleri olduğunu görünce aileye “neden benim kardeşim yok, bende kardeş istiyorum” demeye başlar aile bu yüzden  ikinci çocuğu düşünür. Bu esnada aile çocuğa haksızlık ettiğini ileride kendileri hayattan göçüp gittiklerinde çocuğun tek başına kalacağını düşünerek çocuk yapmaya karar vermektedirler. Bu geç karar sonucu kadının yaşı 40 lara ulaştığında gebe kalma şansını çok azaltmaktadır.
Çiftlerin aile planını bunları düşünerek yapması lazım, ben doğum yaptırdığı tüm aileleri bu konuyu açarak ikinci doğumu ne zaman düşünüyorsunuz diye sorarım. Aile “asla, bir tane yeter” dese de  eninde sonunda 2. gebeliği düşüneceklerini, çocuğun okul çağı geldiğinde onlara kardeş için baskı yapacağını hatırlatarak, kardeş zamanlamasının  gebe kalma şansı azalmadan yapmalarını öneririm.
İki doğum arasında olması gereken ideal süre nedir?
İki doğum arasında ki ideal süre 2 yıl olsa da bu çok net değişmez bir kural değildir. Burada gaye anne vücudunun toparlanarak 2. gebeliğe hazır olması için düşünülen tahmini bir süredir. Ama emzirirken hamile kalan hiçbir anneye sırf  iki gebelik arası süre kısa olacak diye gebeliği sonlandırılması önerilmez. Sezaryen içinde bu öneriler benzer olmakla beraber, önemli bir neden yok ise sezaryen ile doğuran annelerin bu süreye riayet etmeleri önerilir
Tedavi aşamasında ailelerin psikolojik destek alması gerekiyor mu, etkileri nelerdir?
Özel bir psikoloğa ciddi bir sorun olmadığında gerek yoktur, ancak çevre ve yakınlarından bu desteği alması tedavi başarı şansını artıracaktır. İkinci çocuğa sahip olamayıp  bu amaçla tedaviye başlayan çiftlerde genelde bu işi çok ertelemenin verdiği pişmanlık ve panik olmaktadır. Örneğin geçen hafta 42 . yaşında çocuk sahibi olmak için tedaviye başlayan bir hastam tedavi yaşından dolayı başarısız olunca  dedi ki “mimar oldum, mühendis oldum, kariyer yaptım, büyük binalar yaptım, projeler geliştirdim. Ancak hepsi boş imiş keşke her şeyden önce bir çocuk yapsaydım”. Bu örnekte olduğu gibi ile geç kalmışlık , yoksunluk ve herkesin rahatlıkla elde ettiği bir konuda tedaviye muhtaç kalma gibi duygulanımlar içerisinde olan bu çiftlere psikolojik destek verilmelidir.

 


Neden Hamile Kalamıyorum? Gebe Kalamamanın 11 Sebebi

Düzenli cinsel ilişkiye girseniz, yumurtlama takibi yapsanız ve hatta gebelik öncesi kullanılan vitaminleri eksiksiz bir şekilde alsanız dahi gebelik hemen gerçekleşmeyebilir. Zira yumurtlama düzensizlikleri, üreme sistemindeki yapısal sorunlar, düşük sperm sayısı ve daha pek çok faktör gebe kalamama sebepleri arasında yer alıyor. Düzenli cinsel yaşama rağmen en az 1 yıl gebe kalamama olarak tanımlanan kısırlık, birçok çiftte semptom da göstermiyor. Dolayısıyla çocuk sahibi olmak istiyor ve uzun bir süredir gebe kalamıyorsanız, neden hamile kalamıyorum diye merak etmiş ve araştırmalara başlamış olabilirsiniz. Biz de buradan yola çıkarak hazırladığımız yazıda, hamile kalamama nedenleri nelerdir, detaylıca ele aldık. Keyifli okumalar.

1. Yeterince Uzun Süre Denememek

Eğer hamile kalamıyorum diyorsanız dikkate almanız gereken ilk şey, gebelik için ne kadar süre denediğinizdir. Araştırmalara göre yumurtlama takibini iyi yapmış çiftlerin yaklaşık %80’i ilk 6 ayda, %90’ı ise 12 aylık süreçte gebelik elde ediyor. 35 yaşından küçükseniz ve 1 yıldır korunmasız cinsel ilişkiye rağmen gebe kalamıyorsanız muayene olma zamanınız gelmiş demektir. 35 yaşından büyük olan kadınlar ise vakit kaybetmemek adına 6 aylık denemeden sonra kadın doğum uzmanına muayene olmalıdır.

2. Yumurtlama Problemleri

Hamile kalabilmek için yumurta ve spermin buluşması gerekir. Eğer yumurtlama ile ilgili problemler varsa hamile kalmak pek mümkün olmayabilir. Örneğin polikistikover sendromunda yumurtlama düzensiz olduğundan gebe kalmak zaman alabilir. Yumurtlamayı etkileyen diğer faktörler ise aşırı zayıf veya kilolu olmak, tiroid fonksiyon bozuklukları, yumurtalık yetmezliği ve aşırı egzersizdir.

Bu içeriğimiz de ilginizi çekebilir:

Yumurta Rezervi Düşüklüğü Nedir?

3. Partnerdeki Sorunlar

Kısırlık yalnızca kadınları değil erkekleri de etkiler. Bebek sahibi olamayan çiftler incelendiğinde, %20 ila %30’unda erkekten kaynaklanan doğurganlık sorunları olduğu saptanmıştır. Üstelik bu sorunlar herhangi bir semptoma da yol açmadığından tedaviyi geciktirebilmektedir. Bu nedenle gebe kalamıyorum diyen kadınların eşlerinin sperm testi yaptırması büyük önem taşıyor.

4. Yaşa Bağlı Zorluklar

35 yaşından büyük kadınlar için hamile kalmak daha uzun sürebilir. Zira yaş arttıkça yumurtanın kalitesi ve miktarı düşer. Aynı şekilde erkeklerde de sperm kalitesi düşeceğinden 40 yaşından sonra çocuk sahibi olmayla ilgili sorunlar yaşanabilir. Bu nedenle düzenli adet olunsa dahi gebe kalınamadığında muayene olmak ve gerekiyorsa tıbbi destek almak gerekir.

5. Fallop Tüpleri ile İlgili Sorunlar

Fallop tüpleri rahim ve yumurtalıklar arasındaki köprüdür. Her ay olgunlaşan yumurta spermle buluşabilmesi için fallop tüplerine bırakılır. Herhangi bir nedenle fallop tüpleri tıkalıysa veya o bölgede geçmiş ameliyatlardan kalan yara izi mevcutsa, yumurta ve sperm buluşamayacağı için gebelik oluşmayabilir. Fallop tüpleri tıkalı olan kişiler pelvik ağrı yaşayabilir ancak kadınların önemli bir kısmında hiçbir semptom görülmez. Bu nedenle gebe kalamayan kişilere önerilebilecek bir diğer test de rahim filmidir. Bu esnada tüplerin tıkalı olup olmadığı anlaşılabileceği gibi tıkalı tüplerin açılması da sağlanabilir. Yani hem tanı hem de tedavi için rahim filmi önerilebilir.

Neden Hamile Kalamıyorum? Gebe Kalamamanın 11 Sebebi

6. Endometriozis

Endometriozis, rahim iç dokusunun rahmin dışında da gelişmesidir. En sık görülen semptomları ağrılı adet dönemleri ve pelvik ağrıyken, bazı kadınlarda hiçbir semptom görülemeyebilir. Bu nedenle çoğu kadın endometriozise sahip olduğunu kısırlık için yapılan test ve tetkikler sonucu öğrenir. Kadınların yaklaşık % 10 ila %15 kadarı endometriozisten muzdaripken, bu kadınların neredeyse yarısının gebe kalmakta güçlük çekeceği tahmin ediliyor.

7. Altta Yatan Tıbbi Durumlar

Gebe kalamama nedenleri arasında yer alan bir diğer faktör de çeşitli tıbbi durumlar olabilir. Örneğin tiroid fonksiyon bozuklukları, lupus gibi bazı otoimmün hastalıklar veya tam olarak kesinleştirilemese de depresyon gibi rahatsızlıklar gebe kalmayı zorlaştırabilir. Ayrıca cinsel yolla bulaşan hastalıklar da tedavi edilmediğinde hamilelik şansını düşürebilirler.

8. Bazı İlaçlar

Bazı reçeteli ilaçlar da doğurganlığı olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle eğer gebe kalmaya çalışıyorsanız ve aynı zamanda düzenli ilaç kullanıyorsanız, bu ilaçların doğurganlık üzerine etkisini doktorunuza danışmalısınız. Ancak ilaçları kesinlikle kendi inisiyatifinizde kesmemeli, mutlaka doktorunuzun önerilerine uymalısınız.

9. Yaşam Tarzı

Sigara, alkol veya uyuşturucu gibi maddelerin doğurganlığı olumsuz etkileyebildiği biliniyor. Ayrıca kronik stres, kötü beslenme ve uykusuzluk gibi faktörler de dolaylı yoldan gebeliğin oluşmasına engel olabiliyor. Bunun yanı sıra aşırı kilolu veya zayıf olmak ya da aşırı egzersiz yapmak da doğurganlık üzerinde olumsuz etkilere yol açabiliyor.

Açıklanamayan Kısırlık

Gebe kalamama sebepleri arasındaki bir diğer unsur da açıklanamayan kısırlıktır. Sperm değerlerinin normal, yumurtlamanın düzenli ve  tüplerin açık olması gibi her şeyin yolunda olduğu durumlarda gebeliğin gerçekleşmemesine açıklanamayan kısırlık denir. Açıklanamayan kısırlık olgularında yapılan test ve tetkiklerde gebeliğe engel olabilecek hiçbir durum saptanmaz. Ancak buna rağmen çiftler gebelik elde edememektedir.

Doğurganlık Tedavilerine Başvurmamak

Doğurganlık problemlerine sahip olup olmadığınızı anlamanın en iyi yolu kadın doğum uzmanına muayene olmaktır. Ancak pek çok çift, dışarıdan fark edilebilen herhangi bir semptoma sahip olmadığı için tedaviyi geciktiriyor. Bu da kısırlığa neden olan durumun daha da kötüleşmesine yol açabiliyor. Bu nedenle 1 yıldır denemenize rağmen gebe kalamıyorum diyorsanız, mutlaka muayene olmalısınız.

Bu içeriğimiz de ilginizi çekebilir:

Rahimde Perde Olması Gebeliğe Engel midir?

Kaynak: 1

Editörün Seçtikleri

Popüler Yazılar

Gebe Sözlüğü

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir