Hamilelikte adet sancısı gibi ağrıların oluşum nedeni bebeğin gelişiminden dolayıdır. Hamilelik süreci anne adayları için değişim sürecidir. Bu süreçte anne, hem bedensel hem de ruhsal yönde değişimler yaşar. Bu değişimlerin yanında birtakım sıkıntıların da beraberinde gelmesi doğaldır. Adet sancısına benzer ağrılar çekmek ve sanki adet olacakmış gibi krampların gelmesi hamilelik boyunca yaşanabilir. Bu durumun önüne geçebilmek için bazı yöntemler uygulayabilirsiniz. İşte hamilelikte adet sancısı gibi ağrılar için çözüm önerileri ile birlikte gebelikte adet sancısı gibi ağrı neden olur ve nasıl geçer sorularının yanıtları
Hamileliğin ilk üç ayı anne adayları için zorlu geçer. Hamileliğin tüm belirtileri bu ayda yoğun bir şekilde yaşanır. Hamilelik öncesinde her ay oluşan adet sancılarının etkisi hamileliğin ilk üç ayında da sanki adet oluyormuş gibi his verebilir. Fakat bu durum daha çok bebek gelişimi ve annede meydana gelen değişimlerden dolayıdır. Gebeliğin ilk aylarında sancı başlayan sancılar ilerleyen aylarda giderek azalacaktır. Anne olmak isteyenlerdeadet olacakmış gibi ağrım var hamile miyim? Gibi soruları da merak ediyorlar. Bu durumu detaylı ele alırsak aşağıdaki konu başlığımızda sorunun cevabını bulabilirsiniz.
Kadınlarda Adet ağrısına ve sancısına ne iyi gelir, nasıl geçer? İşte Regl (adet) ağrısına iyi gelen şeyler, evde çözüm yöntemleri
Öncelikle anne adayları adet sancısı ile hamilelikte belirtileri arasındaki fark konusunu iyi bilmelidir. Adet sancıları karnın alt bölgesinde kasıklarda sancı ve ağrı, şiddetli kramplar şeklinde başlar. Eğer adet düzensizliğiniz yoksa 1 ila 3 gün sonra adet olmanız beklenir. Bu süre zarfında adet olmazsanız en az bir hafta geçmişse ve hamilelik gibi bir beklentiniz varsa muhakkak hamilelik testi yaptırın. Adet döngüsü aydan aya farklılık gösterebilir. Bazen kişisel nedenlere bağlı olarak da gecikebileceği unutulmamalıdır. Hamilelik belirtilerinde idrar yanması sık görülür. Sırt ve bel ağrıları ortaya çıkar. Mide bulanması ve kusma gibi durumlar baş gösterir. Fakat adet sancısında bu belirtiler daha az görülür. Sizde her zamankinden daha aşırı belirtiler görüyorsanız hamilelik testi uygulayabilirsiniz.
Adet sancıları kadınlar için unutulmaz bir olay olduğu için hamilelik gibi bir süreçte adet olmaktan kurtuldum demek daha zor oluyor. Çünkü hamilelikle beraber adat sancısı gibi sancılar ve ağrılar baş gösteriyor. Özellikle karın bölgesinde meydana gelen değişiklikler hamile kadınlara adet sancısını hatırlatıyor. Böyle bir süreçte sancıları geçirmek için doktorlar ilaç önermiyor. Onların yerine bitkiler, bitkisel çaylar deneyebilirsiniz. İşte onlardan bazıları şu şekilde:
Hamilelik döneminde adet sancısına benzer ağrılar ilk üç ayda etkili olarak görülür. Neredeyse adet olacakmış gibi ağrılar da görülebilmektedir. İlk üç aydan sonra sanı ve ağrılarda azalma görülür. Karın bölgesindeki değişimler ve anne adayların hamileliğe daha hazır hissetmeleriyle de beraber bu sancılar komple kaybolur.
Sağlıklı bir bebeğin gelişim süresi haftadır. Kadın doğum pratiğinde gebelik haftası, kadının son adet tarihinden itibaren hesaplanmaktadır. haftaları arasında doğum, “zamanında (term) doğum” olarak bilinir.
Gebeliğin 20’nci haftası ile 37’nci haftası arasında gerçekleşen doğumlar ise erken doğumdur. Erken doğumlar;
Gebeliğin 20’nci haftasından önce olan gebelik kayıpları, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “düşük (abortus)” olarak tanımlanmaktadır. 20’nci haftadan sonra kasılmaların başlaması ve düzenli olarak gelmesi erken doğum riskini gösterir.
Özellikle ilk gebelikte erken doğum riskini öngörmek çok kolay değildir. Erken doğum riskinin arttığı durumlar:
Annedeki stresin erken doğuma neden olabileceği ile ilgili yayınlar olsa da stresin ölçümü tam olarak yapılamaz. Bu nedenle stresin, erken doğumla direkt ilişkisini göstermek zordur.
Anneye veya bebeğe ait bazı özel durumlar, tedavi amaçlı erken doğumu gerektirebilir.
Annede gelişen gebelik zehirlenmesi annenin ve bebeğin hayatını tehdit eden çok ciddi bir durumdur ve tek tedavisi doğumdur. Bebeğin akciğerlerinin gelişimi de göz önünde bulundurularak doğum zamanına karar verilir. Annede gebelik kolestazı (vücuttaki safra yollarının işlevindeki bozukluk nedeniyle kandaki safra asit miktarındaki artışa bağlı olarak çeşitli şikayetlerin oluşması) veya bazı kalp hastalıkları nedeniyle erken doğumu planlamak gerekebilir.
Bebekte anne karnında gelişme geriliği ve bazı fetal anomalilerin olması durumunda erken doğum gerekebilir. Gelişme geriliğinde takip edilen parametrelerde bozulma olması durumunda ve bebeğin sıkıntıda olduğu tespit edilirse doğum planlanır.
Son aylarda düzensiz gelen ve ağrılı olmayan kasılmalar “Braxton Hicks Kasılmaları” olarak adlandırılır. Bu kasılmalara, doğuma hazırlık ağrıları da denmektedir. Ancak erken doğumda kasılmalar, düzenli aralıklarla gelmekte ve sıklığı giderek artmaktadır. Ayrıca;
Erken doğum, bazen membran rüptürü (doğum başlamadan suyun gelmesi) ile birlikte olabilir. Suyun gelmesi istemsiz bir şekilde olur ve gebe, berrak sıvının aktığını hisseder. Bazı durumlarda az miktarda amniyon akışı (bebeğin içinde bulunduğu sıvı) tanıyı zorlaştırabilir. Gözle görünen aktif amniyotik sıvı akışının olmadığı durumlarda, özel tanısal testler ile vajendeki sıvının bebeğe ait olup olmadığı anlaşılabilmektedir. Membran rüptürü, gebelerde zaman zaman karşılaşılabilen idrar kaçırma probleminden de ayırt edilmelidir.
Erken doğum riski olan gebelere öncelikle yatak istirahati ve fiziksel aktivitenin kısıtlanması önerilir. Ancak sürekli hareketsiz kalmak da gebelikte sıkıntı yaratabilir. Bu nedenle erken doğum riski değerlendirmesi doğru analiz edilmelidir.
Günümüzdeki son literatür bilgileri, erken doğum riskinin, progesteron (kadınları hamilelik dönemine hazırlayan hormon) kullanımıyla önlenebileceğini göstermektedir.
Gebelik takip sürecinde ultrasonografi ile bakılan rahim ağzı uzunluğu, erken doğumun öngörülmesinde belirleyicidir. Kişinin geçmiş öyküsüne ve ultrasonda ölçülen rahim ağzı uzunluğuna göre bazen progesteron başlanmakta bazen de rahim ağzına dikiş uygulaması yapılabilmektedir.
Erken doğum riski yüksek olan gebelerde, riski azaltmaya yönelik yukarıda bahsedilen önlemler alınmalıdır. Ancak erken doğum başladığında, gebenin hastaneye yatırılarak izlemi yapılmalı ve erken doğum kasılmalarını azaltmaya yönelik tedaviuygulanmalıdır. Günümüzde var olan tedavilerin hiçbiri erken doğumun engellenmesinde yüzde etkin değildir.
Erken doğumda önemli olan bir husus da bebeğin hangi merkezde doğurtulması gerektiğidir. Gebenin, yenidoğan yoğun bakım şartları uygun bir merkezde doğurması önemlidir. Gebe yenidoğan ünitesi olmayan bir merkezde görüldüyse, acilen üst basamak bir merkeze güvenli bir şekilde nakli sağlanmalıdır. Daha önce yapılmamışsa bebeğin akciğerlerinin gelişmesi için iğne yapılmalı ve doğum olabildiğince ertelenmelidir. Bebekte veya annede stres bulgusu varlığında bu ağrıları durdurmak tehlikelidir ve bir an önce doğum planlanmalıdır.