Gebelikten şüphe eden kadınlar adet dönemi geciktiğinde genellikle ilk olarak eczanelerden alınan ve evde uygulanabilen idrarda gebelik testi yaparlar. Sonuç pozitif çıkarsa, bir sağlık kuruluşunda kanda gebelik testi yaptırılır. Aslında gebelik önce kanda, ardından idrarda kendisini gösteren bir durumdur. Bu bakımdan eğer daha çok erken bir dönemse gebelik gerçekleştiği halde idrar testi negatif sonuç verebilir. Şöyle ki; korumasız cinsel ilişki sonrasında sperm yumurtayı döllediğinde oluşan embriyo anne adayının rahmine yerleştiği anda aslında gebelik gerçekleşmiştir. Bunun akabinde de HCG hormonu salgılanmaya başlar. İşte bu embriyo oluşumunun 4. gününden itibaren kandaki HCG hormonu test ile tespit edilebilecek seviyeye ulaşır. Bu bağlamda HCG önce kanda, ardından idrarda tespit edilebilir. Yani gebelik durumunu kan testiyle belirleyebilmek için döllenmenin ardından en az 4 günlük süre geçmeli, idrarda gebeliği görebilmek içinse ortalama 10-12 günlük bir süreye ihtiyaç duyulmaktadır.
İDRARDA GEBELİK TESTİ
Gebelikten şüphe eden kadın eczaneden satın alacağı basit bir test materyaline idrar damlatarak gebe olup olmadığını kolaylıkla öğrenebilmekte. Bu bakımdan idrarda gebelik testi, kandan gebelik testinden çok daha pratiktir. Ancak en kesin sonuçları alabilmek adına kanda gebelik testi yaptırmak çok daha doğru olur. Zira gebelik hormonu önce kanda ortaya çıkmakta, sonrasında tüm vücuda yayılıp idrara geçmektedir. Bu bakımdan gebelik daha 4-5 günlükse idrar testi doğru sonuç vermeyebilir, fakat 10 gün ve üzerindeki gebeliklerde idrar testine başvurmak doğru olacaktır. Ayrıca idrarda gebeliğe bakılacaksa sabah aç karnına, ilk idrarda gebelik testi yapılması, sonuçların daha güvenli olabilmesi bakımından önemlidir.
İdrarda gebelik testi için hazırlanan materyal, idrarda HCG hormonu ile HCG antikoru arasında meydana gelen tepkiyi tespit etme üzerine fonksiyon gösterir. İşte burada materyale idrar damlatılır ve mini test platformunda çift çizgi oluşması durumunda gebeliğin varlığı, tek çizgide ise yokluğundan bahsedilir.
Şunun altını çizmekte fayda vardır ki; idrarda gebelik testi yapıldı ve sonuç negatif çıktı ise bunun yanlış olma ihtimali vardır. Zira belki de gebelik gerçekleşmiş, ancak henüz gebelik hormonu idrara ulaşmamıştır. Fakat idrarda gebelik testi pozitif çıktıysa, bu sonucun yanlış olma ihtimali çok düşüktür.
GEBELİK TESTİ SONUÇLARI NE ZAMAN BELLİ OLUR?
İdrarda gebelik testi, kan testine göre çok daha pratik ve hızlı sonuç verir. Test yapıldıktan sonraki 5 dakika içinde sonuç belli olur. Ancak kanda gebelik testi için bir sağlık kuruşuna gitmek gerekir ve kan verdikten sonra sonucun açıklanma süreci o sağlık kurumunun iş yoğunluğuna göre değişecektir. Ancak normal şartlar altında kan testinin sonucu da en geç 1 saat içinde belli olur.
Sağlıklı, üreme çağına gelmiş bir kadının adet döngüsü 21 gün ila 35 gün arasında belli bir düzen içerisinde her ay bir döngü şeklinde ilerlemektedir. Bu süre kişiden kişiye hatta kişinin kendi adet düzeni içerisinde de değişim göstermektedir. Adet düzeni süresi farklı olduğundan, her kadının yumurtlama dönemi de farlılık göstermektedir.
Kadınlarda herhangi bir problem olmaksızın, yumurtalıklardaki yumurta rezervi yeterli olduğunda yumurtlama adetin başlamasından 14 gün öncesinden meydana gelmektedir. Bu normal olarak kabul edilen süredir. Bebek sahibi olmak isteyen çiftlere bu süre baz alınarak korunmasız ilişki yaşayacakları zaman dilimi belirlenir.
Geç döllenme adı verilen durum yumurtlama tarihiyle alakalıdır ve ‘geç yumurtlama’ da denmektedir. Örnek verecek olursak; Bir kadının adet döngüsü 30 günde bir gerçekleşiyorsa, adet başlangıcından itibaren sayıldığında 16. gün yumurtlama gününe denk gelmektedir. Herhangi bir nedenden ötürü yumurtlamanın bu tarihten daha geç bir tarihte gerçekleşip, yumurtanın sperm ile geç döllenme durumuna ‘geç döllenme’ denmektedir.
Geç döllenme diyebilmek için yumurtanın gelen sperm ile döllenmesi gerekmektedir. Yumurtlama gerçekleştikten sonra koitus dediğimiz cinsel birleşme söz konusu olmaz ise döllenme gerçekleşmeyecektir. Döllenmeyen yumurta da normal âdet kanaması şeklinde, yumurtlamanın geç olmasından ötürü geç de olsa kanama şeklinde atılacaktır. Bu durumda geç döllenmeden söz edilememektedir.
Nadir de olsa gözlenen geç döllenme durumu kadınları endişelendiren bir durumdur. Korunmasız ilişki sonrası ‘Hamile kaldım mı?’, ‘Geç döllenme oldu mu?’ gibi sorular kişilere endişe uyandırmaktadır. Bu endişeleri dindirmek için adet olduktan sonra en az 7 gün sonrasında Beta- HCG değerlerine bakılır. Geç döllenme Beta- HCG değeri ile teşhis edilir. Beta- HCG testinin negatif çıkmasıyla, geç döllenme tanısı dışlanır.
Geç döllenme anneye ya da bebeğin gelişimine zarar veren bir durum değildir. Geç döllenme cinsiyetle de alakalı değildir. Yumurtlama zamanının geç olmasından kaynaklanan bir durumdur. Annede ya da bebekte herhangi bir belirtisi olmamaktadır. Geç döllenme durumuna özel bir belirti de mevcut değildir. Normal gebelik sırasında görülebilecek belirtiler geç döllenme ile de görülebilmektedir.
Bu belirtiler arasında;
Adet düzenini etkileyen hastalıklar yumurtlama zamanını etkilediği için bu tarz durumlar geç döllenme nedeni sayılabilmektedir. Geç yumurtlama nedenleri, geç döllenmeye neden olmaktadır.
Bu nedenler arasında;
Geç döllenme oldukça kolay teşhis edilebilen bir durumdur. Hamile kalmak isteyen bireyler korunmasız ilişki sonrasındaki süreçte adet tarihlerini kontrol ederler. Adette yaşanan gecikme sonrası anne adayı doktora başvurmadan öncesinde hamilelik testi yaparlar. Eğer geç yumurtlama sonrası döllenme gerçekleşmişse hamilelik testi sonucu pozitif çıkacaktır. Emin olmak adına doktora başvurulduğunda kan testi istenir.
Geç döllenme Beta- HCG değeri dediğimiz hamileliği gösteren parametre yüksek çıkacaktır. Bu durum doktorlarda hamilelik şüphesi uyandıracak ve Ultrason (USG) ile bakmalarını sağlayacaktır. Ultrason karın üzerinden özel jel sürülerek yapılan bir görüntüleme yöntemidir. Ses dalgaları prensibiyle çalıştığı için hem anneye hem de olası gebelik durumunda bebeğe zarar verecek bir yöntem değildir. Yapılan Ultrasonografik görüntülemede gebeliğe dair bulgu izlenmeyebilir.
Geç yumurtlamanın getirdiği geç döllenme durumu geç sonuç veren bir durumdur. Bu da testlere ve görüntüleme yöntemlere yansımasında gecikmelere yaşanabileceğini göstermektedir. Bu durum hemen her zaman göze alınarak hastanın izlemi için birkaç hafta sonrasında tekrar çağrılması istenir. Kan testleri tekrar yapılır. Kan testinde Beta- HCG değerinin yükselip yükselmediği kontrol edilir.
Yükselme varsa gebelik şüphesi daha da artar. Sonrasında hastanın ultrason görüntülerine bakılır. Daha öncesinde gebeliğe dair bulgusu olmayan hastaların sonrasında ultrasonda gebelik bulguları olması bizi ‘Geç Döllenme’ tanısını koyduracaktır. Bununla birlikte bebeğin, geç döllenme kalp atışı da normal gebelik sürecinden uzun sürecektir. Bu durum hakkında aileye bilgi verilip mutlaka endişeleri giderilmelidir.
Geç döllenme durumu aslında hastaya ya da bebeğine zarar veren bir durum değildir. Bazı durumlar hariç bebeğin gelişimini engelleyecek bir durum değildir. Geç döllenmede sadece gecikmeli bir gebelik söz konusudur. Bu yüzden doktor kontrolü dışında bebeğe veya anneye yapılan işlemler yanlış olacaktır.
Geç döllenme nedenleri bazen bebeğin gelişimine engel olabilmektedir. Bu yüzden bazı durumların tedavisi sağlanmalıdır.
Bunlar arasında;
Geç döllenme tedavi edilmesi gereken bir durum değildir. Geç döllenmeye neden olan durumun tedavisi sağlanmalıdır. Geç döllense de sağlıklı olan yumurta ve sperm kişilere sağlıklı birer bebek verecektir. Hastanın geç döllenme nedeni jinekolojik olarak geçirilen bir enfeksiyon ise ve bu durumun tedavisi sağlanmazsa hem anne adayı açısından hem de bebeği açısından sağlık sorunlarıyla karşılaşılacaktır. Sıklıkla düşüğe neden olan bu durum aynı zamanda bebeğin gelişimini etkileyerek çeşitli sorunlara neden olabilmektedir.
Hastada eğer polip ya da miyom mevcutsa ve tedavisi sağlanmadan hamile kalınmışsa bu durum da çeşitli sorunlara yol açabilmektedir. Başta döllenme sonrası rahim duvarına implantasyon(yerleşme) işleminde sorunlara neden olacaktır. Hatta bu durum sıklıkla düşüğe neden olacaktır. Döllenmede sıkıntı çıkmasa dahi bebeğin gelişim göstereceği rahim açıklığını azaltan bu yapılar gebeliğin ilerleyen dönemlerinde sıkıntı çıkarmaktadır. Erken doğuma da neden olan bu oluşumların mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir.
Herhangi bir adet düzensizliği söz konusu olduğunda hastalar mutlaka doktora görünmelidir. Böyle durumlarda öncelikle gidilmesi gereken bölüm Kadın Hastalıklarıve Doğum bölümüdür. Gerekli tetkikler yapıldıktan sonra altta yatan başka bir hastalıktan şüphe duyuluyorsa başka bölümlere yönlendirme yapılmalıdır. Hastada eğer tiroid beziyle alakalı bir problemden şüphe duyuluyorsa bu tarz hastaların ayrıntılı incelemesi yapılması adına Dahiliye (İç Hastalıkları) bölümünün Endokrinoloji kısmına sevk edilmelidir. Tiroit beziyle alakalı bir problem olması dahilinde öncelikli olarak bu durumun tedavisi sağlanmalıdır. Sonrasında Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümünde incelemelerin sağlanıp altta yatan neden varlığı sorgulanmalıdır.