İslami dönem Türk edebiyatı olarak da ön plana çıkan geçiş dönemi, pek çok önemli eser ile günümüze kadar ulaşmış durumda. Özellikle İslam'ın kabul edilişinin dönemi olarak yüzyıldan sonra ortaya çıkan bu geçiş dönemi, eserler içerisinde değişik konuların yer alması ile ön plana çıkmaktadır.
Geçiş Dönemi Eserleri
Orta Asya'dan başlamak suretiyle Anadolu'ya kadar uzanan geçiş dönemi eserleri, birçok farklı ismi günümüze kadar ulaştırdı. Böylece yüzyıl ile başlamak suretiyle farklı yüzyıllarda önemli eserler tarihteki yerini aldı. Hem halk şiiri hem de divan edebiyatı ile beraber birçok farklı konu üzerinden ön plana çıkan eserler, edebiyatın her alanında bir ikilik ortaya çıkardı. Bu da geçiş döneminin en önemli özellikleri arasında yer almaktadır. Bu doğrultuda geçiş dönemi içerisinde en bilinen eserleri olarak şunları dile getirmek mümkün;
- Kutadgu Bilig (Yusuf Has Hacib)
- Atabetü'l Hakayık (Edip Ahmet Yükneki)
- Divanı Lügat-it Türk (Kaşgarlı Mahmut)
- Divan-ı Hikmet (Ahmet Yesevi)
- Dede Korkut hikayeleri
Böylesi önemli eserler yüzyıllar boyunca farklı zaman dilimlerinde önemli yazarların ve sanatçıların kaleminden çıktı. Bu eserler aynı zamanda çok önemli bir tarih olarak da ön plana çıkıyor. Kendine has özellikleri ile beraber ortak özellikleri üzerinden Türk edebiyatındaki geçiş dönemini temsil eden eserlerdir.
Geçiş Dönemi Özellikleri Nelerdir?
İslamı kabulü ile beraber Türk edebiyatı ile Arap ve Fars kültürünün bir araya gelmesi üzerinden geçiş dönemi yaşandı. Bu geçiş dönemi içerisinde pek çok önemli eser değişik yıllarda önemli yazarların kaleminden çıkarak günümüze kadar ulaştı. Bu geçiş dönemi edebi eserlerin birçok farklı özellikleri bulunmaktadır.
- Türk edebiyatı bu dönemlerde önemli değişimler yaşamıştır.
- Eski edebiyat anlayışı ile İslamiyet’ten sonraki yeni edebiyat anlayışı bir geçiş meydana getirmiştir.
- Dil üzerinde daha çok Arapça ve Farsça kelimeler ön plana çıkar.
- Uygur alfabesi ile beraber Arap alfabesinin izleri görünür.
- Özellikle şiirler de hem dörtlük hem de beyitler kullanılmıştır.
- Hece vezni ile beraber aynı zamanda aruz veznine de yer verilmiştir.
Tüm bu özellikler ortak şekilde geçiş döneminde yazılmış bütün eserlerde yer alır.
Türk Edebiyatında Geçiş Dönemi
Türklerin Müslümanlığı kabul etmesi ile beraber Divan edebiyatına geçiş gerçekleşti. Zaman içerisinde İslamiyet'in etkisi altında kalan edebiyat, eski dönem ve yeni dönem olmak üzere bir geçiş dönemi yaşadı. Bu dönem aynı zamanda bir karmaşaya da sebep oldu. Bir yanda İslam inancı ile Arap ve Fars kültürü ön plana çıkarken, diğer yanda eski Türk edebiyatı kültürü devam ettirilmeye çalışıldı.
Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı eserleri ve yazarları şunlardır:
Türkler İslam ordularıyla ilk kez VII. yüzyılın sonlarında Horasan’da ve VIII. yüzyılın ilk yarısında Maveraünnehir’ de karşı karşıya geldiler. Bu karşılaşmalarda iki taraf arasında sert çarpışmalar olmuşsa da Türkler yavaş yavaş Müslümanlığı seçmeye başlamışlar ve X. yüzyılın ilk yarısında topluluklar halinde İslam dinine girmişlerdir. Türklerin İslamiyeti kabul etmeleri, bu dinin Önasya’da yayılıp güçlenmesini sağlamıştır.
İslamiyetin kabulünden sonra Türklerin toplum yaşamında önemli değişiklikler olmuş, bu durum Türk edebiyatını da dil, konu, ölçü ve biçim bakımından gittikçe artan ölçülerde etkilemeye başlamıştır.
Batı lehçesi de denilen Oğuzca XIV. yüzyıldan başlayarak Anadolu lehçesi (Osmanlıca) ve Azeri lehçesi olarak iki kola ayrılmıştır. İslam uygarlığı etkisindeki Türk edebiyatının ilk ürünleri Doğu lehçesinin devamı olan Hakaniye lehçesiyle XI., XII. yüzyıllarda (Karahanlılar devri) yazılmıştır. Hakaniye lehçesi XIV. yüzyılda Çağatay lehçesi adını almıştır.
İslamiyetin etkisine girdikten sonra, Anadolu dışında ve Hakaniye lehçesiyle verilen ilk yapıtlar şunlardır:
Yusuf Has Hacip tarafından yazılan bu kitap, aruzla yazılmış ilk Türkçe mesnevidir. ’da tamamlanan bu yapıt Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Kara Han’a sunulmuştur. Kitabın adı Türkçedir ve “kutlu olma bilgisi” anlamına gelmektedir. Kitap, insana her iki dünyada mutluluğa ulaşmak için izlenecek yolu göstermek amacıyla yazılmıştır. Kitapta anlatılanlar, dört temel ilkeyi (doğru adalet, saadet [mutluluk], akıl, anlayış; akibet [hayatın sonu]) temsil eden kişiler arasında geçen bir münazara şeklindedir. Doğru adaleti Kün-Togdı: hükümdar; saadeti Ay-Toldı: vezir; akıl ve adaleti Ögdülmiş: vezirin oğlu; hayatın sonunu Odgurmış: zahit temsil eder.
Kitapta ideal bir insanın, devletin nasıl olması gerektiği, yöneticilerin görevleri anlatıldığı için, bu kitap yalnız bir ahlak kitabı değil, bir “siyasetname”, bir düşünce yapıtıdır da. 88 başlık altında toplanan kitap beyittir. Kitapta din, felsefe, eğitim, öğretim, aile düzeni, ahlaklı yasa, töre bilgisi, devlet, siyaset, ordu, spor, edebiyat, sağlık, gökbilim, tarım, hayvancılık, para… konuları tartışılmıştır.
Kaşgarlı Mahmut tarafından yılları arasında yazılan bu yapıt “Türk Dilleri Sözlüğü” anlamına gelmektedir. Yazar bu yapıtı, Türkçenin Arapça kadar zengin bir dil olduğunu kanıtlamak amacıyla, Arapçadan Türkçeye sözlük biçiminde, ’e yakın sözcük üzerinde çalışarak oluşturmuştur. Yapıtta sözcüklerin açıklanışı sırasında tarih, coğrafya, etnografya, folklor ve edebiyat alanlarından bilgiler, örnekler verilmiş olması kitabın değerini artırmakta ve onu Türk dilinin temel kaynaklarından biri durumuna getirmektedir.
Yeseviliğin kurucusu olan Ahmet Yesevi’nin tasavvufi şiirlerinin toplandığı yapıttır. XII. yüzyılda yazılan bu yapıtta hem hece ölçüsü hem de aruz ölçüsü kullanılmıştır. Hece ile yazılan bölümlerde 4+3 ya da 4+4+4 heceli dizeler yer almış, dörtlük birimi kullanılmıştır.
(Gerçeklerin Eşiği / Basamağı) Edip Ahmet Yükneki tarafından XIII. yüzyılda yazılmış manzum ahlak kitabı. Kitapta ayetlerden, hadislerden de yararlanılarak “ahlaklı olmanın yolları” anlatılmıştır. Cömertliğin, alçakgönüllülüğün erdeminden, kibir ve ihtirasın kötülüğünden; bilginin yararlarından, bilgisizliğin zararlarından, dünyanın dönekliğinden, zamanenin bozukluğundan… söz edilmiştir. Toplam beyitten oluşan yapıt, konu başlıklarına ayrılarak ve aruz ölçüsüyle yazılmıştır.
Uyarı: “İlk İslami yapıtlar” başlığı altında verilen bu dört kitabın yanında XV. yüzyılda Çağataycanın ünlü şairi Ali Şir Nevai tarafından yazılan “Muhakemetü’l Lügateyn” (iki dilin karşılaştırılması) adlı yapıt da önemlidir. ÖSYM, ilk İslami yapıtlarla ilgili sorularda seçenekleri bu beş kitaptan oluşturmuştur.
Türkçenin zengin bir dil olduğunu kanıtlamak amacıyla yazılmıştır. Türkçeyi Farsça ile karşılaştıran Ali Şir Nevai, Türkçenin de Farsça gibi kültür ve edebiyat dili olduğunu göstermek istemiştir. Türkçedeki eylemlerin, eylem çekimlerinin zenginliğini, Türkçenin cinas ve uyak bakımından sağladığı olanakları anlattıktan sonra sanatçıları, Türkçe yazmaya davet etmiştir. Yazılış tarihi: ’dir.
Tags:geçiş dönemi türk edebiyatı, geçiş dönemi türk edebiyatı eserleri, geçiş dönemi türk edebiyatı özellikleri
Edebiyat bir ihtiyaçtır.
İslamiyet Öncesi Türk Şiiri döneminde edebi türlerin büyük bir kısmını şiir oluşturmaktadır. Bu dönemde şiir, müzik ve din iç içedir. Şiirler çoğunlukla Türklerin yaşamını ve kültürünü yansıtmıştır. Sözlü edebiyat geleneğinin dayanağını olan şiirler bu dönem içerisinde “şaman, kam, ozan, baksı” denen şairler tarafından kopuz eşliğinde dini törenlerde (Sığır=av törenleri, Şölen=kurban törenleri veya ziyafetler, Yuğ=yas ve cenaze törenleri) söylenmiştir.
İslamiyet öncesi Türk şiiri nazım şekilleri koşuk, sagu, destan ve sav olmak üzere 4 sınıfta incelenir.
İslamiyet öncesi Türk edebiyatı ile İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatı dönemleri arasında yer alan ve aslında İslami döneme geçişi ifade eden döneme Geçiş Dönemi adı verilmektedir.
İslamiyet’i kabul eden Türklerin büyük ölçüde yaşantısı değişmiştir. Hayvancılıktan tarıma, göçebelikten yerleşik yaşama geçmişlerdir. Toplumsal yaşamı düzenleyen, tarımsal ekonomiyi belirleyen ve yönetimi etkileyen artık İslam dini olmuştur. Bu değişimler ile birlikte Türklerin gelenek ve görenekleri de başkalaşmaya başlamış ve Türk-İslam sentezi oluşmuştur.