Ataşehir Avicenna Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Uzman Doktorları, hemoptizi olarak bilinen kan tükürme hastalığı hakkında tüm merak edilen soruların yanıtlarını anlattı.
Öksürürken kan gelmesi yaşayanlar, balgamda kan ile karşılaşanlar ya da gece uyurken ağızdan kan gelmesi gibi durumlarla karşı karşıya kalanlar, hemoptizi nedir diye merak etmektedirler. Solunum yollarında bulunan damarlardan birinin bronşa açılması ile oluşan öksürükle kan yada kanlı balgam çıkarmak, hemoptizi ne demek sorusunun yanıtıdır. Hemoptizi, solunum yollarıyla ilgili olan hemen hemen her hastalıkta görülebilmektedir. Kan tükürme bazen bronşit gibi daha basit hastalıklarda görülebilmekle birlikte, bazen akciğer kanseri, tüberküloz (verem), pulmoer emboli(akciğere pıhtı atması) gibi ciddi, erken tanı konulması hayati öneme sahip olabilen bazı hastalıklarda da görülebildiği için, solunum yolu hastalıklarının belirtileri arasında özel bir yere sahiptir.
Kan tükürme genel olarak solunum yolunda yaşanan problemlerin bir sonucu olarak karşımıza çıkar. Sıklıkla kronik bronşit ya da bronşetakzi kaynaklı bir kan tükürme ile karşı karşıya kalınır. Öte yandan, verem, kalp yetmezliği, bronş problemleri, pnömoni ve akciğerde oluşmuş olabilecek bir kan pıhtısı gibi nedenler de kan tükürme sorunuyla karşı karşıya bırakabilir. Ağızdan tükürükle kan gelmesi, gece uyurken ağızdan kal gelmesi, öksürürken kan gelmesi ya da balgamda kan bulma gibi durumlar yaşayan insanların mutlaka bir doktora kontrol edilmesi gerekir. Kan tükürme hafife alınabilecek bir durum değildir. Zaman zaman kan tükürme sonucunda dispne denilen nefes darlığı problemleri de yaşanabilir. Öksürük nöbeti, nefes darlığı ve bunlara bağlı kan tükürme gibi durumlarda bir doktora başvurmak, durum daha da kötü bir halde ise yi arayarak yardım istemek faydalı olacaktır.
Hemoptizi sıklıkla, ağız ve burundan kaynaklanan kan gelmesi ve gastrointestinal sistemden kaynaklanan ve hematemez denen ağızdan kan gelmesi ile karıştırılmaktadır. Ayırıcı tanıda kan gelmesi öksürükle olurken ağız, burun ve boğazdan kan gelmesinde genellikle kan sızıntı tarzında olmakta ve tükürükle gelmektedir. Hemoptizi, hematemez ayrımında ise şunlara dikkat edilmelidir. Hemoptizide gelen kan parlak kırmızı ve genellikle köpüklüdür. Hematemez de ise kusarken kan gelmesi yaşanır, kahve telvesi renginde ve bol partiküllüdür. Hematemez, genellikle mide ya da on iki parmak bağırsak ülserlerinde kanamalar yaşanması sebebiyle olur. Mide veya yutak borusu irritasyonları da kusarken kan gelmesi şeklinde sonuçlar doğurabilir. Karaciğer hastalıkları da hematemez yaşanmasına ve ağızdan kan gelmesi durumunun yaşanmasına neden olabilir. Zaman zaman yutak borusu yırtılmalarında da kanamalar görülebilir. Sıklıkla fazla alkol tüketimi sonucunda oluşan şiddetli kusma ya da yoğun öksürük sonucu yutak borusu yırtılmaları görülür. Öte yandan nadiren de olsa mide ya da özefagus kanserleri sebebiyle ağızdan kan gelmesi yaşandığı bilinmektedir. Tüm bunlar hematemez nedir sorusunun yanıtını oluştururlar.
Hemoptizi de en önemli hususlardan birisi hiç şüphesiz gelen kanın miktarıdır. Ortak bir karar olmasa da bir seferde cc (bir çay bardağı) ya da günde toplam cc (üç su bardağı) kadar kan gelmesi masif hemoptizi olarak adlandırılır. Masif hemoptiziler hayati tehlike oluşturabileceği için yatarak takip ve tedavi edilmelidir. İnsan toplam akciğer volümü yaklaşık cc olduğu göz önünde bulundurulduğunda kan dışarı atılamayıp da bronşların içine dolarsa bu kişinin kendi kanıyla boğulmasına neden olabilir. Akciğerlerde iki kan dolaşımı vardır, biri akciğerleri besleyen kan dolaşımı (bronşiyal), diğeri de vücutta oksijeni azalmış, karbondioksiti artmış kanın oksijenlendirilmek üzere akciğerlere getiren dolaşım sistemidir(pulmoner). Masif kanamalar daha çok yüksek basınca sahip bronşiyal sistemden kaynaklanır.
En sık görülen hemoptizi nedenleri, akut bronşitler, kronik bronşitler, pnömoni(zatüre), tüberkülozdan oluşan enfeksiyonlar, akciğer kanserleri, bronşiektazilerdir. Enfeksiyonlar, hemoptizilerin yaklaşık yüzde 50 70 arasında değişen oranlarda sebebini oluşturmaktadır. Sıklıkla bakteriyel enfeksiyonlar hemoptizi nedeni olurken, influenza (grip) ve HIV(AIDS) gibi virüsler de hemoptizi nedenleri arasında yer alabilmektedir. Kronik bronşitler de, yıl içerisinde birkaç kez tekrarlayan hemoptizilere neden olabilir. Akciğer kanserleri ise, hemoptizilerin yaklaşık yüzde 20sinden sorumludur. Endometriozis olarak adlandırılan bir kadın hastalığı da hemoptizinin nadir nedenleri arasında yer alır ve tipik olarak kanamalar adet dönemlerinde meydana gelebilir. Bu kanamalar katemenial hemoptizi olarak adlandırılır. Arsenik, asbest, nikel, eter gibi bir takım çevresel etkenlere maruziyet de hemoptiziye neden olabilmektedir. Bazı parazitik enfeksiyonlar da akciğerleri tuttuğunda hemoptiziye sebep olabilmektedir. Akciğere pıhtı atması, arteriovenöz malformasyonlar, arteriel anevrizmalar gibi damarsal hastalıklar da hemoptizi hastalığının yaşanmasına sebebiyet verebilir. Her türlü tetkike rağmen yaklaşık yüzde 10 hastada, hemoptizinin sebebi bulunamaz ve bu durum idiopatik (sebepsiz) hemoptizi olarak adlandırılır.
Kan tükürmenin nedenlerini tespit etmek için en sık başvurulan hemoptizi tanı yöntemleri, kan balgam tetkikleri, direk akciğer grafisi, tomografi, digital substrat anjiografi (DSA) ve bronkoskopidir. Direk akciğer grafileri hemoptizi nedenlerini saptamada düşük duyarlılığa sahiptir. Bu nedenle sıklıkla başta tomografi olmak üzere diğer tanı yöntemlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Tomografi, kan tükürme nedenlerini saptamada yüzde 60dan yüzde lere kadar değişen oranlarda sensitiviteye sahiptir. Hemoptizi değerlendirmesinde tomografi ile bronkoskopinin birlikte kullanılması, tanı oranını oldukça arttırmakta ve mutlak suretle önerilmektedir. Bronkoskopi ile hem kan tükürme sebebi araştırılabilirken hem de bazen, özellikle de masif hemoptizilerde, kanamanın durdurulmasını sağlayabilmektedir.
Hemoptizinin yönetiminde 3 temel amaç vardır. Birincisi kanamanın bronşların içine dolarak nefes almayı engellemenin önlenmesi, ikincisi kanamanın durdurulması, üçüncüsü de hemoptiziye neden olan hastalığın tedavi edilmesidir. Ancak bu şekilde doğru hemoptizi tedavisi yapılmış olur. Hemoptizilerin tedavisi sebebe yönelik olarak yapılır, masif hemoptizilerde, acil müdahale gerekebilir. Bunun için bronkoskopi, embolizasyon(kanayan damarın tıkanması) ve cerrahi müdahale gerekebilmektedir. Masif hemoptizi yaşayan bir hastanın disiplinlerarası bir yaklaşım ile yoğun bakım ünitesinde gözlenmesi gerekebilir.
Hemoptizi nedir neden olur?
Bacak ve leğen bölgesi damarlarından gelen bir pıhtının, akciğer damarlarını tıkamasından dolayı meydana gelir.
Hemoptizi tedavi edilmezse ne olur?
Kan akımı kısıtlandığından dolayı kan temizlenme işlemi azalır. Kandaki oksijen seviyesi azalır ve oksijen seviyesi azalmasından tüm organlar etkilenir.
Oldukça sk görülen ve geç belirti veren akcier kanserinin en önemli belirtilerinden birinin öksürük olduuna dikkat çeken uzmanlar bu belirtilere kar uyaryor! Göüs Cerrahisi Uzman Doç. Dr. Özkan Demirhan konu ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlatarak,” Akcier kanseri için sinsi bir kanser tanmlamas yapyoruz ama insanlar belli bal belirtilere kar uyank olup zamannda önlem alabilir. Örnein öksürüün çok iyi takip edilmesi gerekir. Öksürük karakterinin deimesi önemli bir belirti olabilir. Öksürük says artmtr ya da kii sadece gündüz öksürürken gece de öksürmeye balamtr. nsanlar genelde kan gördükleri zaman korkarlar ama öksürünce umursamazlar. "Öksürüyorum sigarandr" derler. Oysa öksürüün kalple mi akcierle mi ilikili olduunun aratrlmas gerekir. Balgamda kanama veya çok kirli balgam çkarma da akcier kanserinin bir baka belirtisi olabilir. Öte yandan akcier kanseri çok çeitli klinik belirtiler verebilir ancak en sk görülen belirtileri sklk srasna göre öyle sralayabiliriz. Uzun süren ve karakteri deien öksürük, kilo kayb, nefes darl, göüs ars, hemoptizi (kanl balgam çkarma), kemiklerde lokalize ar, ses kskl, parmaklarn bombeli hale gelmesi (çomaklamas), ate, halsizlik, vena cava superior sendromu (VCSS-yüz ve boyunda ilik oluur), disfaji (yutma güçlüü).” dedi.
Demirhan, erken tehisin dier kanser türlerinde olduu gibi akcier kanserinde de büyük önem tadna dikkat çekerek, "Akcier kanserini erken evrede yakalamak için bilinçli ve kiiye uygun checkup yaplmas ve bunun da akcier filmi ve düük doz akcier tomografisi ile yaplmas gerekir. Özellikle uzun süredir tütün ve tütün ürünü kullanan 40 ya üstü kiiler, ailesinde akcier kanseri hikayesi olanlar düzenli olarak hekim kontrolünde olmak zorundalar. Risk altnda olduklar için bu kiilere kesinlikle düük doz akcier tomografisi öneririm. Eer çok küçük boyutta bir lezyon tespit edilirse genellikle bunu akcierde nodül olarak tanmlarz 3 ayda bir veya duruma göre 6 ayda bir akcieri düük doz tomografi ile takip ederiz. Ama düük doz tomografi olmas büyük önem tayor çünkü hastalar radyasyona maruz kalyor. Tomografi ilaçsz çekilse bile hasta radyasyon alr. Erken tanda bize yol gösteren uluslararas bir formül vardr bu yöntem yüzde olmasa da bizlere bir fikir vermekte. Filmde patoloji saptand zaman sigara içimi ve ya durumu da göz önünde bulundurulur. Skntl durumlar erken tespit etmek için PET CT de önerilebilir. Lezyon tans için biyopsiye kadar giden bir sürece de gidebilir eer ameliyata uygunsa mutlaka cerrahi tedavi tercih edilmelidir." eklinde konutu.
Doç. Dr. Özkan Demirhan, kanserden ve özellikle akcier kanserinden korunmak için beslenmenin de önemine dikkat çekerek u tavsiyelerde bulundu:
"-Tütün ve tütün ürünlerinden uzak durmak (özellikle pasif içici gibi risk gruplarnn dikkatli olmas gerekiyor)
eker, tuz tüketimini çok aza indirin.
Beyaz et arlkl beslenin. Beyaz et tercihinizi mutlaka balktan yana kullann.
Haftada bir kere mutlaka krmz et tüketmeye dikkat edin. Ancak etin çok pimi ve yanm halini deil orta pimi halini tercih edin.
Öünlerde bol miktarda yeillik tüketin.
C vitamininden zengin gdalar tercih edin.
Akdeniz usulü beslenmeyi yaam ekli haline getirin.
Zeytinyan sofranzn ve mutfanzn ba tac yapn. Kat yalardan uzak durun.
Akcier kanseri tedavisinde kiiye özel tedavi modelini anlatan Göüs Cerrahisi Uzman Doç. Dr. Özkan Demirhan,“ Akcier kanseri her zaman kiiye özel olmaldr. Cerrahi tedavi de cerrahi sonras onkolojik tedaviler de kiiye özel olarak planlanr. Standart gibi görünse de bu tedaviler, kiiye özel baz faktörler vardr. Bu faktörleri sralamak gerekirse; akcier kanserinin evresi, kanserin hücre tipi (Küçük hücreli akcier kanserinin cerrahi tedavisi çok çok snrldr), moleküler genetik testlerin durumu, kiinin performans ( kiinin beslenme ekli ve hayat artlar, kiinin psikolojisi gibi durumlar) eklindedir. Son yllarda tüm cerrahi branlarda olduu gibi göüs cerrahisinde de minimal invazif (Küçük kesi ile yaplan ameliyatlar) yöntemler tercih edilmektedir. Bunlar videotorakoskopik (VATS) ve robotik (RATS) ameliyatlardr. Ancak burada bilinmesi gereken hangi yöntemle ameliyat edilirse edilsin kanser tedavisinin baars kanseri tamamen temizlemektir. Miniml invazif ameliyatlarn en büyük avantaj komplikasyonlar minimuma indirmesidir. Öte yandan ameliyat sonras hasta daha az ar hisseder, hastanede kal süresi azalr. Onkolojik tedavi gerekse bile bu hastalarn tedaviye yant daha baarl oluyor. Akcier kanserinin artnda çevresel faktörlerin günden güne bozulmas, hava kirliinin artmas, tütün ve tütün ürünlerinin daha özendirici hale getirilmesi akcier kanseri oranlarn arttrmaktadr.” dedi.
ANASAYFAYA DÖNMEK ÇN TIKLAYINIZ
Merhaba hocam,
Ben 10 gün önce göğüs hastalıkları uzmanına başvurdum. Sorunum öksürük ve balgam çıkarmaydı. Doktor bana akut bronşit teşhisi koydu, aynı zamanda bana akciğer filmi çekildi ve filmde bi bulguya rastlanmadı. Şu anda 10 günden beri Zinnat diye ilaç kullanıorum.
İlacım yarın bitiyor ve hocam 2 gün öncede ard arda kere kanlı balgam çıkardım. Kan yoğun bir kan değildi, sadece balgamın içinde damar şeklindeydi. Akut bronşitler kanlı balgam çıkarır mı? Kanlı balgam çıkarmak hangi hastalıkların habercisidir hocam? Aynı zamanda 23 yaşındayım, beni aydınlatırsanız çok sevinirim hocam.
Eyvah, balgamımda kan var!
Balgamla kan gelmesi (hemoptizi), insanları çok korkutan ve onların bir an önce doktora koşmalarına sebep olan bir belirtidir.
Hemoptizi tipik olarak parlak kırmızı renkte ve köpüklüdür ama solunum yollarında bir süre bekledikten sonra çıkarılırsa kanın rengi değişir, koyu kırmızı kahverengi olur.
Burun, ağız içi, yutak ve gırtlaktan kaynaklanan üst solunum yolları kanamalarının ve sindirim sistemine ait kanamaların hemoptiziden ayırt edilmesi gerekir.
Hastalar çoğu zaman kanamanın akciğerlerden geldiğini (hatta bazen hangi taraftan geldiğini bile) çok iyi tanımlarlar. Tipik bir kanamada önce nefes borusunda yanma ve gıcıklanma hissedilir, ardından hastanın burnuna kan kokusu gelir ve daha sonra da öksürerek kan çıkarılır.
Hemoptizi, ciddi bir hastalığın belirtisi olabileceğinden üzerinde önemle durulmalı ve sebebi mutlaka araştırılmalıdır.
Hemoptizi daha çok bir akciğer hastalığı belirtisi olmakla beraber, kanama burun, boğaz ve gırtlaktan da gelebilir.
Bu bölgelerin hastalıkları muayene ile kolayca tanınabileceği için, hemoptizi tanımlayan bir hastanın öncelikle kulak, burun, boğaz muayenesi yapılmalıdır.
Şiddetli öksürükler de geçici olarak kanamalara yol açabilir.
Balgamda kanamaya neden olan önemli hastalıklar:
AKCİĞER KANSERİ
Sigara tiryakisi, yaşlı kişilerde ilk akla gelmesi gereken ihtimaldir. Hemoptizi, kanserin ilk belirtisi olabilir fakat maalesef erken belirtisi değildir. Teşhis için, akciğer röntgeninden başka bilgisayarlı tomografi, bronkoskopik incelemeler de gerekir. Akciğer kanserinde erken teşhis hayat kurtarır.
TÜBERKÜLOZ
Halk arasında ince hastalık, verem gibi isimlerle bilinen akciğer tüberkülozu da balgamda kanamaya neden olan hastalıkların en sık saptanan nedenlerindendir.
Kesik kesik öksürük, iştahsızlık, halsizlik, zayıflama, hafif ateş ve gece terlemesi hastalığın diğer belirtileridir. Teşhis için akciğer röntgeni ve balgamda verem mikrobunun saptanması gerekir. Doğru ilaçlarla yeterli süre tedavi edildiğinde tamamen düzelen bir hastalıktır.
ZATÜRREE
Başlıca belirtileri, üşüme, titreme, yüksek ateş, öksürük, cerahatli balgam, göğüs ağrısı ile birlikte balgamda kanama olmasıdır. Kesin teşhis için akciğer röntgeni yeterlidir. Uygun antibiyotiklerle yerinde hiçbir iz bırakmadan düzelir.
AKCİĞER EMBOLİSİ
Akciğer damarlarının pıhtı ile tıkanması ile oluşur. Pıhtının kaynağı bacakların derin toplardamarlarıdır. Ani başlayan batar tarzda göğüs ağrısı, nefes darlığı, öksürük akciğer embolisini düşündürmelidir. Teşhis için röntgenden başka akciğer tomografisi, sintigrafisi ve özel durumlarda anjiografi yapılmalıdır. Tedavide kanı sulandıran ilaçlardan yararlanılır.
BRONŞEKTAZİ
Bronşlarda yaygın veya bölgesel olarak genişleme ve harabiyet vardır. Başlıca sebebi çocukluk çağında geçirilen kızamık, boğmaca, zatürree gibi iltihaplı hastalıklardır. Tipik belirtileri tekrarlayıcı nitelikte öksürük, balgam ve zaman zaman da balgamda kanamadır. Kesin teşhis için ince kesitli bilgisayarlı tomografi yapılmalıdır.
AKCİĞER ABSESİ
Alkoliklerde, düşkün ve yaşlılarda daha çok rastlanan bir hastalıktır. Yüksek ateş, titreme, çok bol ve kötü kokulu balgam ve genel durum bozukluğu başlıca belirtileridir. Bazı hastalar antibiyotikler ile tedavi edilebilirken bazılarında cerrahi girişim gerekir.
DİĞER HASTALIKLAR
Akciğerlerden başka, bazı kalp-dolaşım sistemi, kan, böbrek hastalıkları da balgamda kanamaya yol açabilirler.