De ki: "O kitabı göklerin ve yerin sırrını bilen indirmiştir. Şüphesiz O, bağışlayandır, çok merhamet edendir." (Furkân suresi 6. ayet)
"Kur'ânı biz indirdik, biz. Onun koruyucuları da, şübhesiz ki, biziz." (Hicr Suresi seafoodplus.info)
"Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir.
Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz. (Alkışlar) kaynak: seafoodplus.info
Mustafa Kemal Atatürk'ü dinsiz gösterip, bu milletin gözünden düşürme çalışmaları yıllardan beri planlı bir şekilde yürütülmektedir. Oysaki Atatürk'ün hayatının bütününe, söylevlerinin ve demeçlerinin tamamına ve anılarda geçen ikili diyaloglara baktığımızda onun, karanlık güçlerin göstermeye çalıştığı gibi biri olmadığı açık ve net bir şekilde karşımıza çıkmaktadır.
"Atatürk; devletini, vatanını, milletini ve dinini satmamış; bunlar konusunda pazarlığı söz konusu bile etmemiştir. Müslüman ve dindar bir kimliğin dinsiz gösterilmesi O'nun kurduğu devletin de dinsiz olduğu yanılgısına insanları ikna içindir. O yüzden Atatürk vatandır, Atatürk bayraktır, Atatürk tam bağımsızlıktır, Atatürk birleştirici harçtır." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk, , s)
Atatürk'ü dinsiz göstermeye çalışanların en çok kullandıkları argüman, 1 Kasım tarihinde TBMM'nin 5. dönemin 3. Yasama Yılını Açış Konuşmasında kullanmış olduğu bir cümledir. Yaklaşık 3 bin sözcüğün kullanıldığı bu konuşmada Atatürk'ün anlatmaya çalıştığı şeyin üzerinde durmak yerine, binlerce sözcüğün içerisinden cımbızla bir ifadenin seçilmesi, yukarıda belirtilen sebeplerden ötürü olduğunu bize göstermektedir.
Din aleyhinde kullandığı iddia edilen ifadede Atatürk şunu söylemiştir: "Bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır."
Bu ifadeler 3 bin sözcükten cımbızlanmış sadece bir kaç sözcüktür. Özellikle bu ifadede kullanılan "sanılan" vurgusu Atatürk'ün dinsizliğine delil olarak gösterilmektedir.
Yüce kitabımızda, Kur'an-ı Kerim'in indirilişiyle ilgili onlarca ayet mevcuttur. Fakat hiç birinde Kur'an'ın gökten indiğine dair bir ifade bulunmaz.
Ayrıca Kur'an-ı Kerim'in gökten indiğini düşünen hiç bir Müslüman olduğunu da sanmıyorum. Nitekim öyle düşünen bir Müslüman, Allah'ın gökte olduğunu iddia ediyor demektir ki, Allah'a bir yer ihdas ettiği için küfre düşeceğini bilir. Ayrıca Allah'ın gökte olduğunu düşünmek, Allah'ın gökyüzünü yaratmadan önce nerede olduğu sorusunu akıllara getirecektir!
Kur'an-ı Kerim'in indirilmesi gibi peygamberlerin gönderildiği de ayetlerde belirtilmektedir. Dolayısıyla peygamberlerin gökten gönderilmediğini herkes bilir. Peygamberlerin insanların içinden seçildiği ve Allah tarafından O'nun bir elçisi olarak görevlendirildiği ayetlerde açıkça anlatılmaktadır.
Evet, Kur'an-ı Kerim indirilmiştir ama gökten değil. Allah'ın katından indirilmiştir.
Peki, o zaman "gökten indiği sanılan kitaplar" ne olabilir sorusu akıllara gelmektedir. Bu sorunun cevabını bulabilmek için Kur'an-ı Kerim'in dışındaki kitaplara bakmak gerekir.
Bu konuyla ilgili kısmet olursa pazartesi günü yeni bir yazı dizisine başlıyoruz. Yeni Mesaj gazetesinde yayınlanacak olan bu yazı dizimizde konuyu çok daha kapsamlı olarak ve kaynaklarıyla ele almaya çalıştık. Bu yazı dizimizde Atatürk'ün kullanmış olduğu o ifadenin açılımını yapmaya çalışacağız. Ve en sonunda göreceğiz ki Atatürk, kullandığı bu ifadelerle küfre düşmemiştir. Tam tersine Atatürk, dinine ve Kur'an'a son derece vakıf bir insan ve çok iyi bir Müslümandır.