Mehmet Rauf Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri
Mehmet Rauf (d. 12 Ağustos , İstanbul ö. 23 Aralık , İstanbul)
Mehmet Rauf, 12 Ağustos te İstanbulda doğdu. 23 Aralık de yine İstanbulda yaşamını yitirdi.
Türk edebiyatında psikolojik roman türünün ilk örneklerinden olan Eylül isimli romanıyla tanınır.
İlk ve orta öğrenimini İstanbul Balattaki mahalle mektebiyle, Soğukçeşme Askeri Rüşdiyesinde yaptı. Bahriye mektebini bitirdi, deniz subayı oldu. te staj için Girite, te Kiel kanalının açılış töreni için Almanyaya gönderildi. Trabyada elçilik gemilerinin irtibat subaylığına atandı. Üç kez evlendi. den sonra bahriyeden ayrılarak sadece yazarlık yaptı.
arasında Mehasin, arasında Süs adlarında iki kadın dergisi yayınladı. Bir süre ticaretle uğraştı. Yaşamının son yıllarını yoksulluk içinde geçirdi.
Mehmet Raufun Edebî Kişiliği:
İlk öyküsünü 16 yaşında yazdı. Düşüş isimli bu öykü Halit Ziya Uşaklıgilin İzmirde çıkardığı Hizmet gazetesinde yayınlandı. Mektep ve Servet-i Fünun dergilerindeki yazılarıyla tanındı.
Halit Ziya Uşaklıgiiden sonra Servet-i Fünûn romanının ikinci önemli ismi olarak edebiyat tarihimizde yer almaktadır.
Yazı hayatının çeşitli dönemlerinde Rauf Vicdani, Besim Rauf, Cemil, Jüpon, Ali Necdet, Mehmet Nazif gibi müstear (takma) isimler kullanmıştır.
Macera romanlarına özenerek Denaet yahut Gaskonya Korsanları adlı uzun bir hikaye kaleme almıştır. Bu eser yayımlanmamıştır.
Mehmet Raufun Türk edebiyatında kendine üstâd olarak kabul ettiği isim, Halit Ziya Uşaklıgildir.
Asıl ününü Servet-i Fünunda tefrika edilen Eylül adlı romanıyla yaptı. da basılan bu roman, Türk edebiyatındaki ilk psikolojik romandır. Konusu karı-koca-aşık üçlü ilişkisi olan bu romanda, sade ve akıcı bir dille ruhsal çözümlemelere yer verdi. Bu başarıyı diğer eserlerinde yineleyemedi.
Mehmet Raufun Eserleri
Romanlar:
Garam-ı Şebab
Ferda-yı Garam
Eylül
Serab
Genç Kız Kalbi
Menekşe
Karanfil ve Yasemin
Böğürtlen
Son Yıldız
Define
Kan Damlası
Halas
Öyküler:
Âşıkâne
İhtizar
Son Emel
Hanımlar Arasında
Bir Aşkın Tarihi
Kadın İsterse
Üç Hikâye
Eski Aşk Geceleri
Aşk Kadını
Pervaneler Gibi
Gözlerin Aşkı
Mensur Şiir:
Tiyatrolar:
Mehmet Raufun Eserlerine İlişkin Önemli Bilgiler:
1. Romanlarına Dair Önemli Bilgiler
Eylül:
Servet-i Fünûn dergisinde yayımlanmasının ardından Edebiyat-ı Cedîde Kütüphanesinin altıncı eseri olarak yılında kitap halinde basılmıştır.
Halit Ziyaya ithaf edilmiştir.
Mehmet Raufun şaheseri olarak kabul edilir.
Mehmet Rauf bu eserinden dolayı daha çok döneminde olmak üzere Eylül muharriri olarak anılmıştır.
Bu eser, Türk edebiyatında psikolojik roman tarzının ilk başarılı örneği olarak kabul edilmektedir.
Romanın adı olan Eylül eserin hakim duygusunu açıklayan ve sembolize eden bir kelimedir.
Bu romanın hakim duygusu, acı ve ıstıraptır.
Romandaki en önemli metaforlardan biri eldivendir.
Romanın ana karakteleri; Suat, Süreyya, Neciptir.
Suat ile Süreyya karı kocadır. -> (Suat, bayan bir karakterdir!)
Necip ise Süreyyanın yakın akrabası ve yakın arkadaşıdır.
Bu romanda aşk Suat ile Necipin içinde bulunduğu şartların gereği olarak kendiliğinden ortaya çıkmıştır.
Romanın şahıs kadrosu, oldukça dardır.
Romanın merkezindeki karakter, Suattır.
Eserin içerisindeki en ilginç sahne, romanın sonundaki konak yangınıdır. Bir gece vakti konakta çıkan yangın çıkmış ve Suatın da alevler içerisinde kaldığı sanılmıştır. Yasak aşkın taraflarından biri olan Necip, hiç düşünmeden kendini alevlerin içine atmış ve onu kurtarmak için mücadele etmiştir. Süreyya ise aynı cesareti gösterememiş sadece Suat! Suat! diye bağırmakla yetinmiştir. Bu sahne romandaki aşk kavramının karakterler tarafından nasıl algılandığının en somut örneği olarak edebiyat tarihimizde anılagelmiştir.
Eserde uzun ve birleşik cümleler kullanımı bariz olarak görülmektedir.
Tasvir ve tahlillere ağırlık verilmiştir.
Garam-ı Şebab:
Tam bir romandan çok beş bölüm halinde kaleme alınmış olan uzun bir hikaye karakterindedir.
Mehmet Raufun ilk roman denemesi olması açısından önemlidir.
Bu eser içindeki bölümler, önce İkdam gazetesinde tefrika edilmiş daha sonra ise Serâb ve Âşıkâne adlı eserlerinin içerisinde yer almıştır.
Basit bir vaka kuruluşuna sahiptir.
Eserdeki anlatıcı, şair Memdûh Beydir.
Ferda-yı Garam:
Her yönüyle bir Servet-i Fünûn romanıdır.
Eylülden önce yazılmış fakat te kitaplaştırılmıştır.
Bir aşk romanıdır.
Aile içinde yaşanan bir aşk hikâyesi ele alınmıştır.
Romanın iki ana karakteri Macit ve Sermettir.
Sanatçı bu eserinde de Garam-ı Şebabda olduğu gibi tabiatla baş başa kalarak aşkı ve sanatı arayan şair yaradılışlı romantik gençlerin arzu ve eğilimlerini anlatmak suretiyle hem kendi roman anlayışının ipuçlarını vermekte hem de bizi sonraki romanlarına hazırlamaktadır.
Genç Kız Kalbi:
Eylül gibi şahısların psikolojik tahlilleri üzerinde derinlemesine durulmuş bir romandır.
Eylülden sonra en fazla ilgi gören, yeni baskılara ulaşan küçük ama önemli bir romandır.
Romanın ana karakteri, Pervindir.
Pervin, aynı zamanda romanın anlatıcısıdır.
Kadın, aşk, evlilik, eğlence, çocuk eğitimi, değişik insan ilişkileri, İstanbulun pisliği ve bakımsızlığı gibi konulara yer verilmiştir.
Roman Pervinin Günlüğü şeklinde kaleme alınmıştır.
Romandaki iki ana mekan, İzmir ve İstanbuldur.
Üç aylık bir zaman dilimini içermektedir.
Menekşe:
II. Meşrutiyet yıllarında kaleme alınmıştır.
Romandan çok büyük hikaye olarak değerlendirilmektedir.
Dört ana bölümden oluşmaktadır.
Basit bir kurguya sahiptir.
Olaylar, yazar anlatıcı ve yer yer de birinci şahıs aracılığıyla nakledilmiştir.
Romanın merkezindeki karakter, Hüseyin Bülenttir.
Romanda istediği aşkı karısında bulamayan Hüseyin Bülentin bir Ermeni kızı olarak tanıtılan Matmazel Violet ile aralarındaki gönül ilişkisi anlatılmıştır.
Mehmet Raufun romanlarının çoğunda kendi duygu ve düşüncelerini, yaşadığı aşkları anlattığı bilinmektedir. Menekşedeki olayların ve şahısların önemli bir kısmı da onun hayatının ve mizacının bazı noktaları ile aynen örtüşmektedir. O bakımdan Menekşenin otobiyografik bir eser olarak kabul edilmesi mümkündür.
Karanfil ve Yasemin:
Mehmet Raufun Zambaktan sonra erotik unsurlara, cinsel arzu ve dürtülere en fazla yer verdiği romanlardan biridir.
Aynı zamanda bir asker olan Mehmet Rauf, Zambak adlı romanından dolayı askerlik görevinden uzaklaştırılmış ve bu eser yasaklanmıştır. Zambak adlı bu roman müstehcen unsurlara fazla yer vererek Türk toplum yapısının ahlaki değerlerini sarstığı gerekçesiyle yasaklanmıştır.
Romanın ana karakterleri; Samim, Kadri Paşa, Dr. Cevdet Kerimdir.
Romandaki Samim Tanzimat döneminde sık sık rastlanılan Batı taklitçisi dejenere tipi simgelemektedir.
Kalabalık bir şahıs kadrosuna sahiptir.
Romanda Karanfil ve Yasemin adının nereden geldiği açıkça belirtilmemiştir.
Birinci Dünya Savaşından ve cumhuriyetin ilk yıllarından önemli izlenimler aktarılmıştır.
Böğürtlen:
Aşk ve sevgi konusunun işlendiği küçük bir romandır.
İlk olarak Gelincik mecmuasında yayımlanmıştır. (Gelincik mecmuası bizzat Mehmet Rauf tarafından çıkarılmıştır.)
Daha sonra Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilmiş ve yılında da kitaplaştırılmıştır.
Çabuk elde edilen bir aşk ile güçlüklerle elde edilen bir aşkın mukayesesi şeklinde düşünülebilir.
Üç bölümden oluşmaktadır.
Vaka Pertevin ağzından aktarılmıştır.
Müjgan, Pertev ve Süheyla romanın merkezi karakterleridir.
Son Yıldız:
Bu eser büyük aşk romanı olarak takdim edilmiştir okura.
Tıpkı Karanfil ve Yasemin gibi Birinci Dünya Savaşından ve özellikle cumhuriyetin ilk yıllarından görüntüler romanda sıkça kullanılmıştır.
Karanfil ve Yasemindeki birçok karakter bu romanda da aynen yer almıştır.
Perran ile Fahri Cemal, romanın iki önemli karakteridir.
Edebiyat tarihimizde Mehmet Raufun en kalabalık şahıs kadrosuna sahip eseri olarak değerlendirilmiştir.
Yazar-anlatıcı tarafından nakledilmiştir.
Define:
İçinde birtakım teknik kusurlar barındırmasına rağmen polisiye roman tarzında bir eser olarak değerlendirilmiştir. Genellikle aşk ve sevgi konularına eğilen Mehmet Rauf için farklı bir romandır.
16 bölüm halinde sunulmuştur.
Erzurum Hastanesi sertabibi Şakir Feyzinin cümlesi ile başlar ve Şakir Feyzinin hatıratı şeklinde aktarılır.
Romandaki ana mekanlar, Erzurum ve İstanbuldur.
Mehmet Raufun diğer romanlarından farklı olarak tahlil ve tasvirlere sıkça yer verilmemiş bir polisiye roman olmasının gerekliliği olarak olaylar ve çatışma unsurları ön planda tutulmuştur.
Kan Damlası:
Meraklı, heyecanlı milli roman olarak okura takdim edilmiştir.
Define adlı romanın bir anlamda devamı niteliğindedir.
Kan Damlası, Definenin özeti ile başlar.
Define ve Kan Damlası yazarın dedektiflik romanı türündeki eserleridir.
Halas:
Yazarın son romanıdır.
İstiklal Harbi Romanı şeklinde okura takdim edilmiştir.
Halas baştan sona kadar Anadolunun işgalini ve Türk Kurtuluş Savaşını anlatır. Bundan dolayı tarihî roman bağlamında değerlendirilmektedir.
Bu eser Büyüklerin en büyüğü Gazi Mustafa Kemale cümlesi ile Atatürke ithaf edilmiştir.
sayfalık hacimli bir romandır.
Yazar-anlatıcı tarafından nakledilmiştir olaylar.
Mekan, İzmir ve İstanbuldur.
Romanın en önemli karakteri, Teğmen Nihattır.
Mehmet Raufun romanları içinde yurt ve millet sevgisini konu edinen ilk ve tek romandır.
2. MENSUR ŞİİR
Mensure de denilen mensur şiir gerçekte nesir-şiir karışımı bir yazı türüdür. Bünyesinde vezin, kafiye ve şekil gibi nazmın geleneksel unsurları bulunmamakla beraber bir manzumeyi şiir seviyesine yükselten iç ahenk, ritim ve duygu yoğunluğu gibi unsurlar mensur şiir türünün belirleyici unsurlarıdır. Bu bakımdan şeklen nesre benzese de şiire daha yakın bir yerde durmaktadır.
Mensur şiir türünün kaynağı, Fransız edebiyatıdır. Bu türün ilk örneklerine Tanzimat döneminde rastlanılmaktadır. Abdülhak Hamit Tarhanın Makber Mukaddimesi, mensur şiir türünün bilinen önemli örnekleri arasında gösterilebilir.
Mensur şiir türünün Türk edebiyatında tanınmasını sağlayan ve bu anlamda yenileşen Türk edebiyatında türün öncüsü olarak kabul edilen isim, Halit Ziyadır.
Siyah İnciler:
Mehmet Rauf yılından itibaren önce Servet-i Fünûn ve Mekteb başta olmak üzere Resimli Gazete, Resimli Kitap, Mehasin, Musavver Hale gibi gazete ve dergilerde yayımlanan mensur şiirlerini yılında Siyah inciler adı ile kitaplaştırmıştır. Toplam 65 yazıdan oluşmaktadır. 47 tanesi mensur şiir özelliği göstermektedir. Diğerleri daha çok hatıra ve küçük hikâye niteliğindedir. Eser yeni harflerle iki defa basılmıştır.
Siyah İnciler beş bölümden oluşur:
Kelebek
Gençlik: Hüseyin Cahid Yalçına ithaf edilmiştir.
Aşk: Celal Sahire ithaf edilmiştir.
Spleen: Faik Ali Ozansoya ithaf edilmiştir.
Küçük Şeyler: Samipaşazade Sezaî (muharrir-i muhterem)
3. TİYATROLARI
Pençe:
Mehmet Raufun tiyatro türündeki ilk denemesidir.
Mutlu bir evliliğin taşıması gereken şartları, evlilik dışı bir ilişkiye oranla evliliğin güzelliklerini ve üstünlüklerini konu edinen bir oyundur.
Toplam dört fasıldan oluşmaktadır.
Eserde aşk ve evlilik kavramları üzerine yoğun tartışmalar geçer.
Teknik açıdan teatral kusurlar barındırmaktadır.
Mekan Büyükada, Şişli ve Erenköy gibi lüks semtlerdir.
Cidal:
Beş perdelik bir piyestir.
Teknik açıdan Pençeye göre daha başarılıdır.
Mekan, Pençe adlı oyunda olduğu İstanbulun gözde semtleridir.
Konusu aşk olan bir oyundur.
Nesime, Mecdi Bey, Naim Bey, oyundaki önemli karakterlerdir.
Bu oyunda resim yanında musiki de önemli bir yer tutmaktadır.
Karmaşık ve birbiriyle ilintili bir dizi olayın sonunda aynı erkeği sevme elde etme cidalinde (cidal: mücadele) Nesime kazanan taraftır.
Oyunda evlilik ve yasak konusu yoğun bir şekilde ele alınmış ve evlilik kurumunun yapısı ve toplum açısından taşıdığı önem anlatılmıştır.
Mehmet Rauf" width="" height="">
KONUSU : Anadolu’nun işgalini ve Milli Mücadele’yi ,İzmir ve İstanbul’da ki yansımalarının içinden anlatır. Aşk duygusu çerçevesinde işlenen olay örgüsü ; milli duygu , vatan sevgisi ve millet aşkına geniş yer verilmiştir. Subay Nihat ve aşık olduğu iki kadın arasında geçen bağlar etrafında olaylar gelişmektedir.
Eserin kahramanları
Nihat ,Beatrice ,Emin Bey, İclal
Harp okulunu bitiren ve Suriye’de görevlendirilen Subay Nihat orada yaralanıseafoodplus.info nihat güçlü karizmatik yakışıklı bir subaydıseafoodplus.infonması ile hayatında bazı değişiklikler meydana seafoodplus.info nihat artık tedaviye ihtiyacı vardıseafoodplus.info olması seafoodplus.info amaçlı İstanbul’a gönderilir. İzin alıp , İstanbul’dan sonra da babasında kalma bir kaç ev ve dükkanı satmak için İzmir’e gider. İzmire gidişi onun hayatında bazı değişiklikler meydana seafoodplus.infoe bir kız görür.
Bu kız hareketli güzel enerji dolu bir kız olan beatriceseafoodplus.info İzmir’de Beatrice ile tanışır ve onu sever. Nihat devamlı beatriceyi takip seafoodplus.info de durumlar karışıktıseafoodplus.infoıların izmiri işgal etme planları vardır. Yunanlıların İzmir’i işgal etme çabaları karşısında, Beatrice’in babası Nihat’ın milli gururunu kıracak hareketlerde bulunmaya başlayınca Nihat, Beatrice ile olan ilişkisini seafoodplus.info beatricenin babasını yaptıklarını bir türlü kaldıramaz. Nihat İzmir’de kurulan gizli bir örgüte girer. . Kısa bir süre sonra kalp hastalığından ölen örgüt başkanı Miralay Emin Bey’in, götürmesi için bıraktığı iki mektubu alarak İstanbul’a gelir. Mektubun bir tanesi İclal’e verir. İclal ile Nihat birbirlerini severler ve zaferden sonra evleneceklerdir. Nihat bu arada Anadolu’ya geçmek isterken İngilizler tarafından yakalanır ve aylarca tutuklu kalır. Aylar sonra İngiliz mahkemesine çıkartılacak iken Beatrice onu koridor da görür ve yardım edip onu kurtarıseafoodplus.info sıralarda Ankarada meclis açılmıştıseafoodplus.info bu durumdan haberdar olmuştur.
Beatrice bu durumdan sonra evlenmelerinin iyi bir fikir olacağını önerir. Nihat ise İclal’i sevdiğini ; evleneceklerini ve Anadolu’ya kaçıp Ankara’ya gideceklerini söseafoodplus.info Ankara gitme planları yapmıştıseafoodplus.info Ankaraya nasıl gideceğinin planlarını yaprken beatrice onu hala sevmektedir.