kaynağı değiştir]
Ana madde: Albigeois Haçlı Seferi
1209 yılında Güney Fransa’da bulunan Kathar mezhebi mensuplarına karşı Katolik Fransızlar tarafından bir haçlı seferi düzenlenmiştir. Bu mezhep özellikle Güney Fransa’da doğmuş Papalığa muhalif düalist felsefeyle Hristiyanlığı yorumlayan bir görüştü ve Katoliklerce şiddetle kınanmış ve pek çok kez kanlı saldırılar yapılmıştır. Kadın ve çocukların da katledildiği bu seferden sonra Kathar mezhebi mensupları bu bölgeden sürüldü.[22]
Urbanus'un verdiği dinsel konuşma çok güzel planlanmıştı. Haçlı seferi kavramını ortaya atmak için güney Fransa'nın iki önemli lideri olan "Toulouse Kontu Raymond de Saint-Gilles" ve "Puy Başpiskoposu Adhemar" ile konuşmuştu. Adhemar Clermont Konsilinde şahsen bulunmuş ve bu konsilde "haç takma"ya, yani Haçlı Seferine gitmeye, başta talip olmuştu. Bundan sonra 1095'te ve 1096'nın sonlarına kadar II. Urbanus bu mesajını ülkeyi gezerek Fransa'ya yaymaya uğraştı ve kendinin Fransa'da varamadığı yerlerine kendine vekil olan piskoposlara ve papazlar göndererek bu Urban'ın fikirlerinin yayılmasını ve herkesçe kabul görmesini sağladı. Yine Papa vekilleri papazlar bu fikirlerin Fransa, Almanya ve İtalya'da yayılmasına neden oldular. Bu konuşmaya gelen yanıt Bizans imparatoru Aleksius'un, hatta II. Urbanus'un, beklediğinden çok daha pozitif oldu. II. Urbanus Fransa'da yaptığı gezilerde Haçlı Seferine bazı kişilerin (kadınların, keşişlerin ve hastaların) katılmasını yasaklamak istediğini açıkladı ama bu istekleri Hristiyan ahali tarafından kabul edilmediği hemen aşikar oldu. Sonunda bu silahlı haç seferine gitmeye gönüllü olanlar yüksek tabakadan askerlik bilen şövalyeler değil; hiçbir savaş yapma yeteneği olmayan ve çok az serveti olan veya hiç serveti olmayan köylüler oldu. Kilise veya sivil bürokrasi tarafından kontrol edilemeyen yeni bir Hristiyan inanç sistemi coşkusu Avrupa'nın her yanına yayıldı.[5] Bu çoşkuyu ortaya çıkaran tipik bir ayinde önce II. Urbanus'un ortaya attığı fikirler açıklanmaktaydı; sonra Haçlı Seferi gönüllüleri ortaya çıkıp Kudüs'teki "Kutsal Kabir Kilisesi" (Kıyamet Kilisesi) ne gidip kutsal hacı olmaya yemin etme töreni yapılmakta ve bu gönüllülere bezden bir kırmızı istavroz (haç) verilmekte ve bunu elbiseleri üstüne dikmeleri istenmekteydi.[6]
Neden bu kişisel dinsel coşkunun Avrupa'yı sardığını ve neden beklenenden çok daha büyük sayıda kişinin gönüllü olarak buna iştirak ettiğini açıklamak istenmektedir. Buna verilecek en uygun cevabı Ashbridge şöyle ifade etmiştir:
Haçlı seferine gitmek idealine açıkça katılan binlerce kişinin tam sayısını bulma imkânı elimizde olmadığı gibi, günümüzde elimize geçmiş olan kaynak ve delilleri kullanarak, buna katılanların psikolojik yapılarına, içgüdülerine, maksatlarına, bilinçli veya bilinçsiz kararlarına delillere dayanan bir açıklama göstermek imkânı da çok sınırlıdır.
Yine de bazı hipotezler ve açıklamalar yapılmıştır: