hamileliğin ilk ayında oruç tutmak bebeğe zarar verirmi / Hamileler Oruç Tutabilir Mi? Oruç Tutmak Bebeğe Zarar Verir Mi? - Ankara Sağlık Haberleri

Hamileliğin Ilk Ayında Oruç Tutmak Bebeğe Zarar Verirmi

hamileliğin ilk ayında oruç tutmak bebeğe zarar verirmi

Hamileyken Kesinlikle Oru&#; Tutmayın!

Gebelik döneminde annenin önceden yediği miktara göre iki katı yemek yemesi gerekmese de özellikle enerji, karbonhidrat, protein, su ile bazı vitamin ve minerallere daha fazla gereksinimi olduğu akıllardan çıkarılmamalı.

Oruç, fecir (imsak) vaktinden günesin batımına kadar geçen süre içinde yeme, içme ve cinsel arzulardan uzak durmaktır. Hamile ve emziren bir kadının neredeyse 16 saat hiçbir şey yemeden, içmeden sağlıklı kalabilmesi, bebeğinin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi mümkün değildir. Gebelik ve emzirme döneminde kadın fizyolojik olarak sık sık acıkır. Artan gereksinimlerin saatte bir alınan dengeli öğünlerle karşılanması gerekir.

Hamile kadınlarda oruç tutmak, bebeğin ve annenin sağlığını hatta yaşamını tehlikeye sokar. Hamilelerde oruç tutmanın ne gibi zararları olduğunu sıralayacak olursak:

•Açlık nedeniyle kan şekerinde dalgalanmalar, buna bağlı yaşam kalitesinde düşme ve metabolizmanın yavaşlaması, bebeğin hareketlerinde azalma,

•Açlığa bağlı tansiyon değişiklikleri, gün içinde tansiyonun düşmesi, iftar sonrası tansiyonun yükselmesi ve buna bağlı olarak PREEKLEMPSİ (hamilelikte görülen ciddi sağlık sorunu) riskinde artma,

•Açlığa bağlı olarak kandaki keton miktarının artması, bebeğin ilerde nörolojik ve psikolojik ve beyin gelişiminde gerileme hatta ciddi sakatlık riski,

•Vücudun sıvı ihtiyacının karşılanamamasına bağlı olarak kan basıncının düşmesi ve dolaşımda yavaşlama, kordon kanı ile bebeğe giden kanın dolayısıyla oksijen ve besin öğelerinin yeterince bebeğe ulaşmaması buna bağlı anomalilerin görülme riskinde artış,

•Vücudun sıvı ihtiyacının karşılanamamasına bağlı olarak amniyon (plesenta ile bebek arasında bulunan su) sıvısının azalması ve düşük doğum riskinde artma, bebeğin düşük ağırlıkta doğması,

•Yaz sıcakları ile birlikte susuzluğunda eklenmesiyle annenin bayılması, dehidrasyona bağlı olarak anne adayında kalbin çalışmasında aksaklıklar, düşük riskinde artma,

•Uzun süren açlık nedeniyle kan şekerinde düşmeye bağlı halsizlik, sinirlilik, baş dönmesi, baş ağrısı gibi problemler,

•Midesinde gastrit şikâyeti olan hamilelerin uzun süreli açlık sonucu fazla asit üretmesi ve mide şikâyetlerinin daha da ağırlaşması.

Emziren Anneler Neden Oruç Tutmamalı?

Emzirme döneminde annenin enerji ve besin öğeleri gereksinimi gebeliğe göre daha fazladır. Bu ihtiyacın oruç tutarak hele uzun saatler aç ve susuz kalarak karşılanması mümkün değildir. Yapılan birçok araştırma annelerin beslenmesinin süt miktarı ve kalitesini doğrudan etkilediğini gösteriyor. Ayrıca bazı bilimsel araştırmalar kısa süreli yemek yememenin sütü azaltmadığını ancak ciddi sıvı kaybının sütü azaltabileceğini göstermiştir.

Bebekler ilk 6 ay yalnızca anne sütü ile beslenmeli çünkü yeterli miktar ve kalitede anne sütü bebeğin ilk 6 ay tüm gereksinmelerini karşılamaya yeter. Bu sebeple doğum sonrası ilk 6 ay annenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi her zamankinden daha büyük öneme sahiptir.

Oruç tutan bir annenin süt miktarı tutmayan bir annenin sütüne göre daha az ve besleyici değeri bakımından daha fakirdir. Kısaca özetlersem, oruç tutmak, aç kalmak ve tüm gün su içmemek, 
annenin sıvı kaybetmesine ve sıvı kaybına bağlı olarak süt veriminin azalmasına yol açar. Anne sütü verimi düşen bir anne ise süt miktarını ve kalitesini daha sonra tekrar artırmakta zorlanır.

False

Gebelikte oru&#; tutmak zararlı mı?

Anne adaylarının fazla miktarda kalori, protein, mineral ve vitamine ihtiyaç duyduğu gebelik dönemlerinde dengeli beslenmesinin önemi doğacak bebek için büyük önem taşıyor. Dinen oruç tutmamak için geçerli bir neden olan hamilelik döneminin bebek sağlığını ön planda tutarak geçirilmesi gerektiğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Ümmühan Molak Avcı, gebelik döneminde anne vücudu ve bebek için şeker kullanımının artması sonucunda kan şeker düzeylerinin düştüğünü ve buna bağlı olarak anne adaylarının daha sık acıktığını ifade etti.

Anne adaylarının gebelik dönemi boyunca kan şekeri seviyesini dengede tutabilmek için sık sık ve küçük porsiyonlar halinde beslenilmesi gerektiğini vurgulayan Avcı, oruç tutulması durumunda uzun süreli bir açlık dönemi olacağı için bu prensibe uymanın mümkün olamayacağının altını çizdi. Avcı “beslenmenin sürekli olmaması durumunda kan şekeri seviyesi düşecek, vücuttaki hücreler enerji kaynağı olarak yeterince şeker bulamazlarsa depo yağları yakmaya başlar ve keton cisimleri denen metabolik artıkların kanda yükselmesine neden olurlar. Bu artıklar ise bebeğin nöropsikiyatrik gelişimini olumsuz etkileyebilir. Özellikle bebeğin organ taslaklarının oluştuğu ilk üç aylık dönemde oruç tutmak gerekli besin takviyesinin yeterli alınamama ihtimali nedeniyle sakıncalı olabilir. Daha ilerigebelik dönemlerinde ise bebek hareketlerinde ve bazı fonksiyonlarda (kalp, solunum, hareket) geçici yavaşlamaların, azalmaların görüldüğü bildirilmiştir” şeklinde konuştu.
Gebelikte vücudun sıvı ihtiyacı arttığı için gün içerisinde alınan sıvı miktarınında artırılması gerektiğini söyleyen Avcı, terleme ve ishal gibi sıvı kaybının arttığı durumlar, annenin damar içindeki sıvısının azalmasına ve bunabağlı olarak kan basıncı düşüklüğüneveannenin böbrek fonksiyonlarında azalmaya sebep olabileceğini, sonucunda ise sıvı alımındaki azalmanın bebeğin amniyon sıvısını etkileyebileceğini belirtti.

Oruç tutan anne adayını bekleyen riskler

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Ümmühan Molak Avcı, oruç tutan anne adaylarının, gebelikte yeterli kalori ve sıvıyı alamamasının genel bir halsizlik, yorgunluk, tansiyon düşmesi, baş dönmesi, sinirlilik, ağızda kuruluk, az idrara çıkma, kabızlık, ateş yükselmesi gibi yan etkiler ortaya çıkarabildiğinive bu durum bebeğin beslenmesini de olumsuz etkileyerek düşük doğum ağırlığına, bebeğin suyunun azalmasına yol açabildiğini aktardı. Avcı, “gebede şeker hastalığı kalp hastalığı veya hipertansiyon, böbrek, barsak, karaciğer veya mide hastalığı varsa, oruç tutulmamalıdır. Günlük ilaç almak zorunda olan hasta grubunda, oruç tutmanın sakıncalı olacağı unutulmamalıdır. İshal ve kusma süreçlerinde de vücut toleransı azalacağından istenmeyen yan etkilerin ortaya çıkmaması için oruç tutulmamalıdır. Üzerinde durulması gereken bir başka önemli konu açlık sonucu bazı kişilerde meydana gelen şiddetli halsizliğe bağlı bilinç fonksiyonlarındaki azalmalardır. Bu tür bulguları olan, açlığıtolere edemeyen gebelerde oruç tutmaya kesinlikle izin verilmemelidir. Gebelik sırasında inancı gereği oruç tutmak isteyen anne adayları mutlak surette kendilerini izleyen hekim ve sağlık personelinin denetiminde, diyet danışmanlığı da aldıktan sonra oruç tutmaya başlamalıdırlar. Mevcut önemli bir hastalığı bulunanlar oruç tutmamalıdırlar. Gündüz saatlerinde ve sıcak havalarda daha fazla dinlenmeli, terleme yoluyla sıvı kaybını azaltmalıdırlar. Yorucu egzersiz veya kapalı giysilerle sıcakta yürüyüş yapmamalıdırlar. İftarda hafif gıdalar almalı, sindirimi zor yemeklerden uzak durmalı, iftarın sonrasında bir veya iki öğün daha yemeli ve sahur yapmayı ihmal seafoodplus.infoçta, bazı vitaminlerin ve minerallerin alımı daha az olabilmektedir. Bunların desteklenmesine özellikle dikkat edilmelidir” dedi.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir