Hamile anne adaylarının araba kullanmalarında sakınca olup olmadığı çok merak edilen ve sık sorulan sorulardandır. Bu konu kişiye göre değişmektedir. Ancak normal şartlarda hamile olan bir anne adayının araba kullanmasında özel bir durum yok ise hiçbir sakınca bulunmamaktadır. Kadın doğum doktoru buna en doğru kararı verecek kişidir.
Ancak bu belirtilen durumlar her hamile olan ve araç kullanan anne adayları için geçerli değildir. Fiziksel ve biyolojik olarak bir sakınca olmadığı sürece ve psikolojik olarak da hamile olan anne adayı araba kullanmak istiyor ise doğuma yakın son hafta içinde araba kullanması hariç diğer zamanlarda rahatlıkla araba kullanmasında bir sakınca bulunmamaktadır.
Hamilelik dönemi her şeyden uzak, kısıtlamalarla dolu ve hasta muamelesi yapılarak geçirilecek bir zaman dilimi değildir. Tam aksine mutlu, umutlu ve heyecanlı geçmesi gerekken bir süreçtir. Bu nedenle de anne adayı hamilelik öncesinde normal şartlarda nasıl yaşıyor ise aynı yaşam tarzını sürdürmekte ve arabasını da rahatlıkla kullanabilmelidir. Yani hamilelik standart yaşam tarzından çok büyük fedakârlıklar yapmayı gerektirmez. Sağlıklı beslenip, egzersiz yapmanın yanında uyku düzenine de dikkat etmesi gereken anne adayı günlük yaşamın hiç bir işinden geri kalmadan yaşamını sürdürebilmektedir.
Hamileler Emniyet Kemerlerini Nasıl Bağlamalıdır?
Araba kullanan anne adayları emniyet kemerini bağlamak zorundadır. Ancak bu durum ilk aylarda pek sorun olmasa da ilerleyen aylarda bebek büyüyeceğinden sıkıntı yaşanmaması için yapılması gerekenler;
Hamileler Hangi Durumlarda Araba Kullanmamalıdır?
Emniyet Kemeri Bebeğe Zarar Verir mi?
Hamile olan anne adayı, araba kullanırken emniyet kemeri takmalıdır. Bu hem zorunlu hem de faydalıdır. Ancak takılma şekline dikkat edilmelidir. Emniyet kemeri yanlış takılırsa bebeğe zarar verebilir.
Emniyet kemerinin alt bandı karın altından karşıya geçecek biçimde kasık hizasından bağlanmalıdır. Kesinlikle rahimin ( karın üzerinden) bağlanmamalıdır. Çapraz olan bant ise, iki göğüs arasından ve yine karnın üzerinden olmamak koşulu ile karşı tarafa uzatılarak sabitlenmelidir.
Tüm bu kurallara dikkat etmek koşulu ile araç kullanmak durumunda olan anne adayları, araç kullanma süresini abartmadan azami saat sürücü koltuğunda oturarak araç kullanabilirler. Yolculuklarda ise her iki saat ara ile mola verip dinlenmek ve kısa yürüyüşler yaparak yola devam etmelidir.
Emniyet kemerinin bağlanma şekli çok önemlidir çünkü bir kaza sırasında emniyet kemerinin vücudu saran kısmı karın bölgesine gelirse, bebeği sıkıştıracağından ciddi zararlar verebilir. Göğüs arası ve karın altı kasık bağlama şekli en ideal olan hamilelerin emniyet kemeri bağlama şeklidir. Rahim bölgesine kaza sırasında yapılan baskı, hamilelik sürecini tehlikeye sokar. Emniyet kemeri karın bölgesinden bağlanırsa, Plasenta dekolmanı, şiddetli kanama, bebek ölümü, anne ölümü meydana gelebilir.
Hamilelikte Araba Kullanmak Ve Yolculuk Yapmak Hangi DurumlardaSakıncalıdır?
Doğum sancıları başladığında anne adayı kesinlikle aracı kendisi kullanarak hastaneye ulaşmaya çalışmamalıdır. Böyle bir davranış hem anne adayı hem de bebek için son derece riskli olup kaza oranı da yüksektir.
Anne adayları haftaya kadar araba kullanabilir. Rahat ve hareketi engellemeyecek kıyafetler giyerek ve emniyet kemerini usulüne uygun bağlayarak, karın bölgesini direksiyondan uzak tutarak ve hem koltuğu hem de aynaları ayarlayarak araba kullanmalıdır. haftadan sonra anne adayında aniden kan şekerinin düşmesi ile aniden tansiyonun düşmesi gibi durumlarla karşılaşılması çok sık rastlanan bir durum olduğundan doktorlar tarafından bu dönemde mecbur kalınmadıkça araba kullanmayı önermemektedirler.
Ayrıca, hava yastığı olsa bile emniyet kemeri takılmaması durumunda hamile olan anne adayının bir kaza anında aracın dışına fırlaması mümkün olacağından hem anne adayı hem de bebeğin sağlığı tehlikeye gireceğinden emniyet kemerinin takılması çok gereklidir. Bazı durumlarda hamilelerin doğuma araçlarını kendileri kullanarak geldiğine de rastlanmaktadır ancak bu durum hekimler tarafından kesinlikle önerilmemektedir. Çünkü doğuma bu kadar yaklaşmışken trafik gibi stresli bir ortama girmek bile ciddi bir risk oluşturmaktadır. Ayrıca hamileliğin doğuma en yakın olduğu durumunda araç kontrolünde dikkat toplama, ağırlaşan refleksler ile hareket kısıtlılığı içinde bulunulan durumu daha da zora sokacağından denenmemelidir.
Doğum öncesinde hazırlanan hastane çantası gibi, doğuma kimin götüreceği, refakatçi olarak kimin anne ve bebeğin yanında kalacağı hep önceden planlanmalıdır.
“Hamilelerin iş yerine servis, toplu ulaşım araçları veya eşleri tarafından kullanılan özel araçla gitmeleri en idealidir” diyen Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü, Kadın Hastalıkları-Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, çalışan anne adaylarının hamilelik sürecini sağlıklı geçirebilmeleri için önerilerde bulundu:
Anne adayları; iş ve günlük hayatlarında vücuda oturmayan, rahat hareket etmelerini sağlayacak hafif ve bol kıyafetler tercih etmelidir. Özellikle terlemeyi artıran sentetik kumaşlar yerine daha sağlıklı olan pamuklu kumaşlar tercih edilmelidir. İç çamaşırlarında da buna dikkat etmeliler. Bu dönemde ayakkabı seçimi de oldukça önem taşır. Babet gibi topuksuz veya yüksek topuklu ayakkabılar sıklıkla bel ağrılarına sebep olabileceğinden alçak topuklu ayakkabılar anne adayının çalışma ortamındaki rahatı için daha doğru olacaktır.
Anne adayının çalışma ortamının aydınlık ve iyi havalandırılmış olması çok önemlidir. Direkt klimaya maruz kalmayan bir bölümde rahat bir koltuğun olduğu ve dirseklerin 90 derecede durabileceği yükseklikteki masalar kullanılmalıdır. Uzun süre dinlenmeden çalışmak kaslarda ağrıya ve dolaşım sisteminde bazı problemlere yol açabilir. Belli aralıklarla verilecek molalarda basit kol, bacak ve boyun hareketleri faydalı olur. Sürekli oturarak çalışan anne adaylarının 2 saatte bir kalkıp 10 dakika ofis içinde dolaşmaları, dolaşım sistemlerini rahatlatmaları açısından önemlidir. Mümkünse işe servisle gidip gelmek, öğle saatlerini ‘şekerleme’ yapmak için kullanmak, işini bir an önce bitirip geri kalan zamanını istirahat için harcamak veya işyerinden erken çıkma seçeneğini kullanmak da anne adayı için çözüm olabilir.
İş yerine servis, toplu ulaşım araçları veya eşiniz tarafından kullanılan özel araçla gitmek en idealidir. Aracı kendiniz kullanıyorsanız emniyet kemeri kullanmayaözen göstermelisiniz. Tansiyon ve kan şekeri düşme eğiliminin ortaya çıktığı durumlarda araç kullanılması önerilmez. Hamileliğin ikinci yarısından sonra anne adaylarının araç kullanımında daha yavaş seyreden trafikleri tercih etmeleri önemlidir. 32’nci haftadan sonra kısa mesafeler hariç anne adayının araç kullanması istenmez.
Çalışan ve günün önemli bir kısmını ayakta geçiren hamileler, evde ayaklarını ve bacaklarını yüksek bir noktaya kaldırarak dinlenmelidirler. İş sonrası evde basit yürüyüş veya temel egzersiz hareketleri ile toplardamarlardaki kan akışını düzenleyecek hareketler yapmaları önerilir. Haftada kez yüzme, her gün en az 20 dakikalık tempolu yürüyüşler ya da germe-gevşeme egzersizleri; hem anne adayının kendisini daha iyi hissetmesini sağlar, hem de doğuma iyi bir hazırlık olmaktadır. Gece yatmadan alınan ılık bir duş; anne adayını rahatlatarak düzenli bir uykuya geçişi sağlar.
Güvenli sürüş yapmanıza yardımcı olacak ipuçları:
Hava yastıkları hamile kadınlar için güvenli midir?
Uzmanlar evet diyor. Hava yastıkları emniyet kemerleri ile birlikte çalışmak üzere tasarlanmıştır. Hamile bir kadın emniyet kemerini uygun bir şekilde takıp ön hava yastığından mümkün olduğu kadar arkaya oturduğu sürece hava yastığı ve emniyet kemeri kombinasyonu en yüksek seviyede koruma sağlamaktadır. Uzmanlar, hava yastığı yararlarının hamile bir kadına ve bebeğine olan risklerinden daha fazla olduğunu belirtmiştir.
Yan hava yastıklarının yolcular için risk oluşturduğu gösterilmemiştir. Çoğu durumda, en büyük tehlike, arabanızın ne tür nesnelerle çarpıştığıdır. Yine de, yan hava yastıklarının aniden yerinden çıkması durumunda yan hava yastığı saklama bölmesine yaslanmamak güvenlidir.
Uçak kabin basıncı hamilelik sırasında güvenli midir?
Evet. Sağlıklı olduğunuz, doktorunuz ve havayolu şirketinin hamilelik aşamasında hava yolculuğunuzu onayladığı sürece, basınç sizin veya bebeğiniz için bir sorun olmamaktadır.
Ticari uçakların kabinleri, yolcu konforunu sağlamak için basınçlandırılmıştır. Hava basıncı aslında uçakta, deniz seviyesinden zeminde olduğundan daha düşük olduğundan biraz daha az oksijen içermektedir. Oksijen seviyesindeki değişim bebeğinizi çevreleyen doku veya sıvıyı etkileyecek düzeyden çok uzaktır. Ancak tansiyon değişiklikleri ve kalp hızı artış gibi fizyolojik değişikliklere sebep olabilir.
Buna karşılık, yüksek irtifalarda uçabilen küçük, ticari olmayan uçakların basınçsız uçak kabininde uçmak, özellikle gebeliğin son döneminde önerilmemektedir. Hava basıncındaki değişiklik çok az risk taşır ancak yüksek irtifalardaki düşük oksijen azalması daha ciddidir ve bebeğinizi etkileyebilir.
Kandaki oksijen içeriğini azaltabilecek durumlarda (şiddetli orak hücre anemisi gibi), kan pıhtılaşması veya plasenta yetmezliği gibi sağlık problemlerine sahip hamilelerde hava yolculuğu yapması risk oluışturabilir. Hekiminize danışın.
Uçak yolculuğunda maruz kaldığım radyasyon doğmamış bebeğime zarar verir mi?
Karada veya havada olsak da her gün dünyaya ulaşan kozmik iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalırız. Dünyanın atmosferi, bu radyasyondan bir miktar koruma sağlar. Yüksek irtifalarda hava daha incedir ve radyasyon seviyeleri biraz daha yüksektir, ancak genellikle seyahat eden yolcular için endişe duyulacak düzeyde olmaz. Bu nedenle uçak yolcululukları gebelik için genel olarak güvenli kabul edilmektedir.
Hamileyken havaalanı tarama makinelerinden geçmek güvenli midir?
Evet. Havaalanı dedektörleri, yolcuları taramak için manyetik bir alan, çok düşük enerjili radyo dalgaları veya çok az miktarda X-ışını (X ışınlarının gelişmekte olan bir bebeğe zarar verme dozu yaklaşık mikrosievert iken bu dedektörler, size veya çocuğunuza zarar vermeyecek kadar düşük olan 1 mikrosievertten daha düşük radyasyon dozu oluşturur) kullanabilir. Bu maruziyetlerin her biri ile ilişkili enerji miktarı size veya gelişmekte olan bebeğinize zarar veremeyecek kadar düşüktür.