Öksürük vücudun doğal savunma mekanizmalarından biridir ve en önemli amacı akciğerleri enfeksiyondan ve yabancı maddelerden korumaktır. Soluk borusu ve buradan akciğerlere doğru uzanan bronş ve bronşioller, yabancı maddelere karşı son derece duyarlıdır. Herhangi bir yabancı maddenin solunum yoluna girmesi ile sinir sistemi uyarılır, beyne acil iletiler gönderilir ve beyinde ilgili alanın uyarılması sonucu öksürük mekanizması başlatılır. Öksürük sırasında saatte yaklaşık km hıza ulaşabilen bir hava akımı oluşur. Vücut bu şekilde solunum yoluna girmiş olan yabancı maddeyi vücuttan dışarı atmaya çalışır. Bu güçlü mekanizma sayesinde akciğerler boğulma ve yabancı cisim aspirasyonu gibi ölümcül olabilecek durumlara karşı korunmuş olur.
Bunun yanı sıra enfeksiyon durumunda artan sekresyon da akciğerlerin havalanmasını engeller ve akciğer hasarına yol açabilir. Bu nedenle vücut, solunum yolunda artan sekresyonu yabancı bir cisim gibi algılar ve onu akciğerlerden uzaklaştırabilmek için sürekli olarak öksürük mekanizmasını devreye sokar.
Solunum yolunda meydana gelen değişiklikler ve özellikle mukozal ödem ve sekresyonun artması, hamilelikte burun tıkanıklığı, burun kanaması, öksürük nöbetleri ve ses tonunda değişikliklere yol açabilir. Üst solunum yolunda görülen mukozal değişikliklerden bizzat östrojen hormonu sorumludur. Dolayısıyla gebelik dönemi boyunca bu mukozal değişiklikleri önlemek mümkün olmayacaktır. Ancak doğru bakım ve uygulamalarla ortaya çıkan semptomları kontrol altına almak mümkündür.
Hamilelikte öksürüğü geçirmeye yönelik başlıca uygulamalar şu şekilde sıralanabilir:
Hamilelik dönemi vücutta anatomik, fizyolojik ve psikolojik değişikliklere yol açan kompleks bir zaman dilimidir. Bebeğin uterus (rahim) duvarına tutunması ile birlikte vücutta hızlı hormonal değişiklikler meydana gelir ve çok sayıda organın işleyişi bu değişikliklerden etkilenir.
Gebeliğin ilk haftaları itibariyle solunum yolu mukozası normalden çok daha fazla kanlanmaya başlar. Akciğerlere gönderilen kan miktarı artar ve vücut hem bebek hem de anne için gerekli olan oksijeni temin etmeye çalışır. Solunum yolu mukozasının daha fazla kanlanmaya başlaması ile birlikte mukozada ödem gelişir, sekresyon salgısı artar ve mukozal doku hassasiyeti görülebilir. Bu gibi solunum yolu değişiklikleri gebeliğin başlangıcından itibaren ortaya çıkar ancak üçüncü trimester olarak adlandırılan aylık gebelik döneminde artış gösterir. Sekresyonların artışı, mukoza dokusunun ödemlenmesi ve doku hassasiyeti gelişmesi gibi durumlar hamilelikte öksürük şikayetine yol açabilir. Vücut, öksürük mekanizmasını devreye sokarak solunum yolunu sekresyonlardan arındırmayı ve akciğeleri korumayı hedefler.
Bu şikayetler özellikle altıncı gebelik ayından sonra belirgin hale gelir çünkü bu aylarda bebeğin büyümesi ve rahmin genişlemesi sonucunda akciğerlere yapılan basınç artar ve total akciğer kapasitesi azalır. Bu nedenle özellikle son üç aylık dönemde (üçüncü trimester) solunum ile ilgili değişiklikler daha şiddetli hissedilir.
Hamilelikte özellikle kuru öksürüğe yol açan bir diğer neden ise reflü şikayetidir. Gebelik ile birlikte sindirim sistemi fizyolojisi de büyük oranda değişim yaşar ve mide asidinin artması sonucu reflü ve mide yanması gibi istenmeyen durumlar gelişebilir. Artmış mide asidi yemek borusuna doğru ilerler ve boğazda acı bir his yaratır. Bu durumda öksürük mekanizması uyarılır ve reflüye bağlı öksürük atakları yaşanabilir.
Hamilelik döneminde mukozal sekresyonun artışı şiddetli öksürük ataklarının başlıca nedenidir. Çoğunlukla doğru girişim ve uygulamalar sonucunda sekresyonun gerilemesi ile birlikte ataklar hafifler ve öksürük kontrol altına alınır. Ancak bazı durumlarda solunum yolundaki sekresyon giderilse dahi öksürük problemi devam edebilir. Bu durumda gelişen kuru, sekresyonsuz ve sıklıkla boğazda kaşıntı hissine yol açan öksürüğe gıcık öksürük adı verilir.
Genellikle boğazda tahriş nedeni ile ortaya çıkan gıcık öksürük için uygulanabilecek en iyi tedavi, boğazdaki tahrişin kontrol altına alınması veya dindirilmesi olacaktır. Ancak boğazdaki tahriş durumu her öksürük atağında artış göstereceği için bu dokuyu iyileştirmek sanıldığı gibi kolay olmayabilir. Öncelikle bu dönemde yumuşak ve ılık besinler tüketmek gerekir. Sebze çorbaları, ılık ballı süt ve hamilelik döneminde tüketilebilecek bitki çayları tercih edilebilir. Sık aralıklarla su içilmesi ve boğaz mukozasının sürekli olarak nemli tutulması yeni bir öksürük atağı durumunda gelişecek olan tahrişi önlemek adına önemlidir. Tüm bunların yanı sıra doğal içeriklerle geliştirilmiş boğaz spreyleri ve pastiller ile gıcık öksürüğe yol açan boğaz kuruluğu ve tahrişin hafifletilmesine yardımcı olunabilir.
Hamilelik sırasında gıcık öksürük aynı zamanda reflüye bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Mide asidinin yemek borusuna kaçışı boğazda yanma ve kaşıntı hissine yol açar ve bu durum reflüye bağlı öksürük ataklarının gelişmesine neden olur. Öksürüğün reflüden kaynaklı olarak ortaya çıktığı tablolarda öncelikle artmış mide asidini kontrol altına alacak tedaviler uygulanmalı ve reflü şikayeti ortadan kaldırılmalıdır. Daha sonra boğazda gelişen tahrişe yönelik iyileştirici yöntemler uygulanır ve tahrişe bağlı öksürük ataklarının gelişmesi önlenebilir.
Öksürük durumunda kişi genellikle birkaç saniye süren oksijen açlığı yaşar ve bu durum öksürüğün sonlanması ile birlikte ortadan kalkar. Ancak şiddetli ve uzun süren öksürük ataklarında bu durum normalden biraz daha yoğun hissedilebilir. Bunun dışında yaygın görülen öksürük komplikasyonları şu şekilde sıralanabilir:
Hamilelik sırasında yaşanan öksürük atakları çoğunlukla herhangi bir akciğer hastalığından bağımsız, mukozal değişikliklerden kaynaklı olarak ortaya çıkar. Bu tabloda öksürük problemi genellikle semptomatik tedavi ile geriler ve bebeğe herhangi bir zarar vermez. Ancak astım tanısı almış hamile kadınlar için durum biraz daha farklı ilerleyebilir. Kronik bir akciğer rahatsızlığı olarak tanımlanan astım hastalığı durumunda öksürük yalnızca mukozal değişikliklerden kaynaklı olarak ortaya çıkmaz, akciğer dokusunda yaşanan daralma ve tıkanıklıklara bağlı olarak gelişir. Bu durum hem anne adayı hem de bebek için çeşitli risk unsurlarına yol açabilir. Dolayısıyla astım hastalığı bulunan kişilerin gebelik planlamasından doğuma kadar tüm süreçte uzman kontrolünde olması gerekir.
Bisolnatur doğal içerikli öksürük şurubu, kuru ve balgamlı öksürüğü rahatlatır. İçeriğinde bulunan bal sayesinde Mukusun nemlenmesini destekleyerek fizyolojik olarak atılmasını kolaylaştırıseafoodplus.info üzerinde bir “film” oluşturarak tahriş eden dış etkenler ile temasını engelle
Kuru öksürük ataklarının büyük bir kısmı boğazdaki kuruluk hissine bağlı olarak ortaya çıkar. Dolayısıyla kuruyan boğaz mukozasını yumuşatarak kuru öksürük ataklarını ortadan kaldırmak mümkündür. Bisolnatur öksürük şurubu rahatlatıcı etkisinin yanı sıra boğaz mukozasında bulunan duyu reseptörleri üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturur. İçeriğinde bulunan Poliflav M.A kompleksi sayesinde antioksidan etkiye sahiptir.
Bisolnatur® gluten, koruyucu, renklendirici ve başka yapay yardımcı maddeler içermez, doğal içeriklerle üretilmiştir. Doğal şeftali, limon ve portakal aromaları ile tadı hoştur, güvenle tüketilebilir. Siz de doktorunuza danışarak Bisolnatur öksürük şurubunu doktorunuzun onayı ile tercih edebilir, gebelik döneminde yaşanan öksürük ve boğaz ağrısı gibi problemleri kolayca kontrol altına alabilirsiniz. Sağlıklı günler dileriz.
Yayınlama Tarihi:
Son güncellenme Tarihi:
Hamilelikte gıcık öksürük uyku düzeninden beslenme rutinlerine kadar yaşamın birçok noktasına müdahale eden rahatsız edici bir semptomdur. Genellikle bağışıklık sistemiyle ilişkili olan bu durum, viral enfeksiyonlar dahil olmak üzere birçok sebepten kaynaklanabilir.
Gıcık öksürük boğazda kaşıntı hissiyle birlikte gelerek tahriş edici olabilir.
Hamilelikte boğazda gıcık ve öksürüğün bazı nedenleri şunlardır:
Öksürme sırasında karın kasları gerilip hareket ettiğinde bebek bunu hissedebilir. Ancak bariyer görevi gören plasenta, büyüyen fetüse yeterli korumayı sağladığından dolayı öksürük bebeği etkilemeyebilir.
Soğuk algınlığı ve grip uzun süre tedavi edilmediğinde enfeksiyon içeriye yayılarak bebeğin bilişsel gelişimini etkileyebilir. Bu nedenle gıcık öksürükle ilgili semptomlar ciddiye alınarak kısa süre içinde doktora başvurulmalıdır.
Gebelikte öksürük tedavi edilmediğinde önemli sorunları beraberinde getirebilir. Bu durum hamilelik sırasında vücudun normalden daha hassas olmasından kaynaklanır.
Hamilelikte öksürük krizi aşağıdaki komplikasyonlara neden olabilir:
Yaşam tarzında bazı farklılıklar yapmak ve enfeksiyonları önleyici tedbirler almak gebelikte öksürüğün önlenmesine yardımcı olabilir:
Anne adayları ne kadar sağlığına dikkat etse de öksürük sorunu hamileliğin herhangi bir ayında ortaya çıkabilmektedir. Hamileliğin getirmiş olduğu hormonsal değişiklikler ve vücut yapısındaki değişimler beraberinde alerjik reaksiyonları da getirerek öksürüğe sebep olabilir. Ama öksürüğün sık görülen nedeni grip ve nezle diyebiliriz. Öksürükten dolayı anne adayları en çok tedirgin olduğu soru hamilelikte öksürük bebeğe zarar verir mi? konusu oluyor. Hamilelikte öksürük tehlikeli mi gibi birçok sorunun yanıtını açıklamaya çalıştığımız içeriğimizden aynı zamanda hamilelikte öksürüğe ne iyi gelir ve nasıl geçer sorularına yanıt bulabilir, öksürüğe iyi gelen evde doğal ve bitkisel yöntemler hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Hamilelikte gıcık şeklinde öksürük anne adaylarını oldukça rahatsız eder ve sürekli öksürme hissi verir. Gıcık şeklinde öksürüğün diğer adı kuru öksürüktür. Yani balgamsız, boğazda yanma ve gıcıklık hissi ile oluşan öksürük çeşididir. Gece yatarken de ortaya çıkar. Hamilelik sürecinden dolayı rahat pozisyonda uyuyamayan anne adayları bir de öksürük ile uğraşmak zorunda kalabilirler. Siz hamilelikte öksürüğe iyi gelen yöntemlerden bahsedeceğiz.
Hamilelikte öksürük tedavisi öksürüğe neden olan hastalığın şiddetine göre uygulanmaktadır. Öksürük sorunu normal şartlar altında bir hafta içerisinde geçebilen bir olaydır. Uzun sürmesi ve ateşlenme gibi durumlarda doktor kontrolü şarttır. İşte hamilelikte öksürük nasıl tedavi edilir? yanıtı…
Hamilelik sürecinde oluşan öksürüğü kesmek için süt, bal, pekmez, zencefil dörtlüsünü tüketmeniz öksürüğe iyi gelecektir. Örneğin; bal, zencefil ve süt karışımını deneyebilirsiniz.
Hamilelik sürecinde doktorlar vitamin ilaçları haricinde hiçbir ilacı kullanmaya izin vermezler. Öksürük içinde öksürük şuruplarının içilmesi tavsiye edilmiyor.
Uzun süreli geçmeyen öksürükler genelde soğuk algınlığına bağlı sebepler yüzünden olabilir. Uzun süren öksürükler vajinadan kan gelmesine yol açabilir. Ya da doğumun yaklaştığı dönemlerde amniyon zarının daha erken yırtılmasına neden olabilir. Anne adayları bu konuyla ilgili hamilelikte öksürük erken doğuma sebep olur mu? sorunun yanıtını merak ediyorlar. Bu duruma kesin ve net bir cevap alabilmek için en doğru hareket uzman bir doktora görünmektir.
Anne adayları için hamilelik sürecinde oluşan her hastalık ve beraberinde gelen hastalık belirtileri psikolojik olarak rahatsız eder. Karınlarında taşıdıkları bebekleri için tedirgin olurlar. Öksürükte hastalık belirtileri arasında yer alırken hamilelik sürecinde de kendini göstererek ciddi sorunlara yol açabilir. Hamilelikte meydana gelen öksürüğün nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Öksürük sorunu hamilelik döneminde başlarsa kulak burun boğaz doktoruna görünebilirsiniz. Ayrıca dâhiliye doktoruna da görünmenizde fayda vardır.
Ebeveynler annenin hamilelik sürecinde bebeğe zarar gelmemesi için çok dikkatli ve hassas olurlar. En ufak bir rahatsızlıkta bile kendilerinden çok taşıdıkları bebekleri düşünürler. Bu annelik içgüdüsünden gelen bir durumdur. Örneğin; sürekli olan öksürük bazen şiddetli de olabilmektedir. Öksürdüğümüzde sanki vücudumuzdan bir parça koparmış gibi olur. Bu yüzden hamilelikte öksürük bebeğe zarar verir mi? Sorusu akıllara takılıyor.
Öksürükten kaynaklı anne karnında ne kadar sarsıntılar oluşsa da bebeği hiçbir şekilde etkilemez. Amniyon kesesi bebeğinizi dış etkenlerden karşı koruyan bir tür kamuflajdır.
Hamilelikte nefes darlığının pek çok farklı nedeni olabilir. Özellikle de gebelikte yaşanan değişimler fiziksel ve psikolojik olarak kişiyi etkilemektedir. Gebelik sürecindeki değişimlerin önemli bir bölümü ise hormonlardan kaynaklı olabiliyor. Özellikle anne karnında bebeğin gelişimi de sağlıklı bir şekilde sürdürülmelidir. Anne bedeninin bu değişimlere ayak uydurması da çok önemlidir.
Hamilelikte Nefes Darlığı Neden Olur?
Gebelik sürecinde çeşitli sağlık problemleri ile karşı karşıya kalınabilir. Özellikle çeşitli nedenlerden dolayı hamilelik sürecinde nefes darlığı görülebilir. Nefes darlığı bazı anne adaylarında belirgin şekilde ortaya çıkıyor. Hamilelik döneminde nefes darlığı anne adaylarını oldukça yorabiliyor. Bu nedenle anne adaylarının nefes darlığı yaşamamaları için belli başlı önlemler alınabilir.
Gebelik sürecinde nefes darlığı genellikle hormonal nedenlerden dolayı ortaya çıkabilir. Bunun yanı sıra bebeğin anne karnında sağlıklı büyüyebilmesi için annelerin de değişime ayak uydurması gerekmektedir. Gebelikte vücuttaki değişimlerden en çok akciğer ve kalp etkilenebilir. Bu nedenle gebelik döneminde de nefes almada güçlük çekilir. İlerleyen süreçlerde nefes darlığı da oluşabilir.
Gebelik döneminde rahim genişlemeye başlar. Buna bağlı olarak ciğerlerin altında yer alan diyafram kısmına baskı uygulandığı için ciğerler sıkışmaya başlar. Ciğerler de küçüldüğü için kişi nefes almada zorluklar yaşayacaktır. Bebeğin pozisyonu ve ağırlığı da annede solunum güçlüğü yaşatabilir.
Hamilelikte Nefes Darlığı Bebeğe Zarar Verir mi?
Hamilelik döneminde nefes darlığının çeşitli sonuçları ortaya çıkabilir. Gebelikte annenin nefes darlığı çekmesi bebeği de etkileyebilir. Genişleyen dolaşım ve solunum sistemi karında büyüyen bebeğin de gelişimini doğrudan etkilemektedir. Anne karnındaki bebek nefes darlığından dolayı olumsuz etkilenebilir. Hamilelik döneminde anne adaylarının yaşadığı nefes darlığı sorununu çözmek için doğru adımlar atılmalıdır.
Gebelikte Nefes Darlığı Nasıl Geçer ve Ne Yapılmalı?
Hamilelik döneminde anne adayları bazı durumlardan dolayı nefes darlığı yaşayabilirler. Nefes darlığının giderilmesi için belli başlı önlemler alınabilir. Öncelikle nefes darlığının giderilmesi için çeşitli nefes egzersizleri yapılmalıdır. Bu nefes egzersizlerinin yapılması için uygun ortam hazırlanır. Ev ve oda içerisinde rahat bir ortam yaratılır. Tüm telefonlar sessize alınır ya da kapatılır. Bunun yanı sıra havasız ortamlarda kalınmamalıdır. Nefes egzersizi yapılacak ortam mutlaka havalandırılmalıdır.
Gebelik yaşayan anne adayları rahat nefes alabilecekleri konforlu kıyafetler giymeliler. Nefes egzersizi yapılırken içme suyu da bulundurulmalı. Ara sıra su içilerek nefes egzersizi de daha kaliteli olabilecektir. Yere ise yumuşak bir minder konulmalıdır. Minderin üzerine battaniye serilip oturulur. Bazı durumlarda rahat bir minder üzerinde yatmak da mümkün olur. Nefes egzersizi yapılırken gözler kapalı tutulmalıdır. Anne adayı gözlerini kapatarak bebeğine ve duygularına da konsantre olmalıdır. Bunun yanı sıra nefes egzersizi sırasında rahatlatıcı bir müzik açılmalıdır. Nefes egzersizleri de düzenli bir şekilde yapılmalıdır.
Nefes Darlığı Belirtileri Nelerdir?
Nefes darlığının birbirinden farklı belirtileri olabilir. Özelikle de nefes darlığı şiddetliyse dikkate alınmalıdır. Genellikle yoğun bir göğüs ağrısı da yaşanabilir. Nefes darlığının yoğun olması ciğerde kan pıhtısı oluşması gibi ciddi bir sorunun da habercisi olarak görülebilir. O nedenle nefes darlığının ciddi belirtileri olduğunda bir uzman hekime görünmek gerekir. Sürekli öksürük, çarpıntı ve baygınlık hissine dikkat edilmelidir. Nefes darlığı sorasında kanlı balgam ve sürekli öksürük olabilir.