Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
Çeviri ekle
Şirkette azdırıcı hap
rhe's giving off a pill at the company
Son Güncelleme:
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans: Anonim
Son Güncelleme:
Kullanım Sıklığı: 6
Kalite:
Referans: Wikipedia
teletubbies kil
Son Güncelleme:
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans: Wikipedia
azdırıcı hap ile ilgili komik videolar
Son Güncelleme:
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans: Wikipedia
kaç tane hap aldın?
how many pills did you take?
Son Güncelleme:
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans: Wikipedia
her altı saatte iki hap almalıyım.
i have to take two pills every six hours.
Son Güncelleme:
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans: Wikipedia
ortalama fiyat (hap başına eur)
mean price (eur)
Son Güncelleme:
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans: Wikipedia
sizler ve taptığınız şeyler, cehenneme girecek kimseden başkasını allah'a karşı azdırıcı değilsiniz.
but as for you, and that you serve,
Son Güncelleme:
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans: Wikipedia
Son Güncelleme:
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans: Anonim
Deneyiminizi iyileştirmek için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi ziyaret etmeye devam ederek çerezleri kullanmamızı kabul etmiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi seafoodplus.info
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
tablet'a dair bütün örnekleri gör
Örneklerdeki görüşler Cambridge Dictionary'nin editörlerinin, Cambridge University Press'in ya da lisans sağlayıcılarıın görüşlerini temsil etmez.
İngilizce Öğren
İngilizce Öğren/ İpuçları/ Kelime Bilgisi
8 dakikalık okuma
Bir lisan, bir insansözünden hareketle, ana dil haricinde bir dil bilmenin kişinin yeni insanlar tanıyarak onların kültürlerine ortak olmasını sağlar. Yeni bir dil bilmek kişinin kendisini ifade etme gücünün dünyanın her yerinde geçerli olması anlamına gelmektedir. Yeni bir dil öğrenmek, kişinin kendine yapacağı en büyük yatırımlardan biridir.
Dil bilmenin verdiği özgüven ile kişi, dünya çapında dilerse akademik dilerse sosyal hayatta büyük adımlar atabilir. Yabancı dil bilmenin artısı ile diğer kültürleri keşfetmeye ek olarak kişi kendisine yeni iş olanakları da oluşturabilir, gelir kapılarını daha da arttırarak refah seviyesini yükseltebilir. Yabancı dil bilmenin psikolojik artıları olduğu da barizdir.
Bu artılardan en önemlisi yeni bir dil öğrenme aşamasında beyin çok yönlü kullanılmaya başlandığından, aynı anda çokça şey düşünülüp yapılabilinirken, hafıza da güçlenir. Yeni bir dil bilme aşamasında yani öğrenmeye çalışma aşamasında bile bu girişim, beynin genç kalmasını sağlayacak ve beynin öğrenme kapasitesini arttıracaktır. Bu yazımızda günlük hayatta çok sık kullanılan İngilizce alışveriş diyalogları hakkında detayları sana sunuyoruz.
Dünyada en çok konuşulan dil olan İngilizceyi bilmek, dünyanın çoğu ülkesinde kişinin kendisini ifade edebilmesini sağlayacak, yeni kültürler keşfetmesine yardımcı olacak, yeni iş olanakları bulmasına imkan tanıyacak bir durumdur.
İngilizce öğrenmek isteyen kişiler genellikle dil bilgisi ve kelime bilgisi birikimini arttırdıktan sonra okuma ve yazma üzerine çalışmaya başlarlar. Daha sonra ise konuşma sınıflarına giderek İngilizce bilgilerini geliştirirler. Ancak kısa süre içerisinde yurt dışına çıkması gereken, yurt dışına turistik amaçlı gitmek isteyen kişiler bazen hap bilgilere ihtiyaç duyarlar.
Bu hap bilgiler genellikle günlük konuşma İngilizcesine dair bilgiler olmaktadır. Bu hap bilgilerden en çok ihtiyaç duyulanı İngilizce Alışveriş Diyalogları olmaktadır. Yurtdışına çıkıldığında mutlaka gidilen ülkeden hatıra kalması, anıları hatırlatması adına ya da sevdiklerimizi mutlu etmek için alışveriş yapılır. İngilizce Alışveriş Diyalogları bu noktada bilinmesi gereken diyaloglardan en önemlisidir. Bu yazımızda sana İngilizce Alışveriş Diyalogları için örnekler verecek ve İngilizce Alışveriş Cümleleri konusunda aktaracağız.
İngilizce Alışveriş Diyalogları ile ilgili İngilizce konuşmaya başlamadan önce, alışveriş yaparken etkili bir iletişim kurmak adına ilgili İngilizce Alışveriş Diyalogları içerisinde geçebilecek olan kelimelerden, Türkçe karşılıklarından ve okunuşlarından bahsedelim.
KELİME | TÜRKÇE KARŞILIĞI | OKUNUŞU |
Shopping | Alışveriş | Şoping |
Shopping Centre | Alışveriş Merkezi | Şoping Sentır |
Pay | Ödemek | Pey |
Receipt | Fatura / Fiş | Resiit |
Price | Fiyat | Pırays |
Money | Para | Mani |
Coin | Madeni Para | Koin |
Mall | Alışveriş Merkezi | Moll |
Credit Card | Kredi Kartı | Kredit Kart |
Shopping Cart | Alışveriş Arabası | Şoping Kart |
Shelf | Raf | Şelf |
Shipping | Nakliyat | Şiping |
Free Shipment | Ücretsiz Kargo | Fri Şipmınt |
Tax | Vergi | Taks |
Tax Free | Vergisiz Alışveriş | Taks Fri |
Gift | Hediye | Gift |
Delivery | Teslimat | Dılivriy |
Open | Açık | Opın |
Close | Kapalı | Kıloz |
Discount | İndirim | Diskaunt |
Reduction | İndirim | Ridakşın |
Package | Koli / Paket | Pekıc |
Customer | Müşteri | Kastımır |
Cheap | Ucuz | Çiip |
Expensive | Pahalı | Ekspensiv |
Tip | Bahşiş | Tip |
Refund | Geri Ödeme | Rifaund |
Colour | Renk | Kalır |
Buy | Satın almak | Bay |
Size | Ölçü / Beden | Sayz |
Look | Bakmak | luuk |
Gift Voucher | Hediye Kuponu | Gift Vauçır |
Bargain | Pazarlık | Bargın |
Fitting Room | Deneme Kabini | Fiting Rum |
Match | Uymak | Meç |
Yukarıda İngilizce alışveriş kelimeleri ve Türkçe karşılığını okunuşları ile paylaştım. Sırada, bu kelimeleri ve daha fazlasını içeren İngilizce alışveriş diyalogları içerisinde geçen İngilizce alışveriş cümlelerini inceleyelim.
Kendi dilimizde de olduğu gibi İngilizcede de belirli İngilizce alışveriş cümleleri vardır. Bu cümleler, alışveriş yapılan ortamlarda sıklıkla kullanılmaktadır. Aşağıda alışverişlerde kullanılan kalıplaşmış cümlelerden örnekler yer almaktadır.
How much is it? | : Bunun fiyatı nedir? |
Do you have ? | : var mı? |
Where can I find ? | : Nereden bulabilirim? |
What time do you open / close ? | : Ne zaman açıyorsunuz / kapatıyorsunuz? |
How much does it cost? | : Fiyatı ne kadar? |
I ‘m just looking. | : Yalnızca bakıyorum. |
May I pay with credit card? | : Kredi kartıyla ödeyebilir miyim? |
May I have the receipt, please? | : Fiş / fatura alabilir miyim lütfen? |
I would like to return this. | : Bunu geri vermek istiyorum. |
How can I help you? | : Size nasıl yardımcı olabilirim? |
Can I see the options? | : Seçenekleri görebilir miyim? |
May I help you? | : Yardımcı olabilir miyim? |
What size do you need? | : Kaç beden istiyorsunuz? |
Can I suggest this? | : Size bunu önerebilir miyim? |
What are your hours? | : Çalışma saatleriniz neler? |
Can you measure me? | : Bedenimi ölçer misiniz? |
Is it on sale? | : Bu indirimde mi? |
I would like to try this on. | : Bunu denemek istiyorum. |
Do you need anything to go with that? | : Bununla gidecek bir şey ister misiniz? |
I looking for something for my . | : için bir şey bakıyorum. |
I want to buy it. | : Satın almak istiyorum. |
That’s too expensive. | : Bu çok pahalı. |
That’s good value. | : Fiyatı çok uygun. |
Do you sell ? | : satıyor musunuz? |
Have you got anything cheaper? | : Daha ucuz bir tane var mı? |
İngilizce alışveriş diyaloglarının bilinmesi iletişim kurarken gelişecek diyalogların anlanmasını ve kendimizi karşı tarafa net bir şekilde ifade edilmesini sağlar.
Yurt dışına çıkıldığında alışveriş yapmak, gezilen ülkelerden hatıra almak istemek kaçınılmaz bir durumdur. Bu durumlarda alışveriş yapılırken İngilizce Alışveriş Diyologları’na hakim olmak çok önemlidir. Aşağıda paylaştığım İngilizce alışveriş diyalogları yurt dışında yapacağın alışverişler esnasında sana yardımcı olacaktır.
A: Can I help you? (Size yardımcı olabilir miyim?)
B: Well, Im just looking. (Şey, sadece bakıyorum.)
A: Are you looking for anything in particular? (Özellikle bir şey mi arıyorsunuz?)
B: No, not really. Ill perhaps buy some presents. (Hayır, gerçekten değil. Belki birkaç hediye alırım.)
A: How about these folklore dolls? Or do you like these cups with the queen on them? (Peki ya bu folklor bebekleri? Yoksa üzerinde kraliçe olan bu kupaları sever misin?)
B: No, thanks, Id like something personal. Let me look round first. (Hayır, teşekkürler, kişisel bir şey istiyorum. Önce etrafa bir bakayım. )
A : Who is serving here? (Bu tarafla kim ilgileniyor?)
B : Hi, how can I help you? (Merhaba, size nasıl yardım edebilirim?)
A : How much is this scarf? (Bu atkının fiyatı nedir?)
B : It is 9 dollars. (9 dolar.)
A : Do you have this it in different colours? (Başka renkleri var mı?)
B : Yes, we have red ones here. (Evet, burada kırmızıları var.)
A : Thanks, I will buy it. Can I get it gift-wrapped? (Teşekkürler. Satın alacağım. Hediye paketi yaptırabilir miyim?)
B : Yes, I will wrap it as a gift for you. (Evet, sizin için onu bir hediye olarak paketleyeceğim.)
A: Hi, could you help me please? (Merhaba, bana yardımcı olabilir misiniz?)
B: Of course, are you looking for something in particular? (Tabii, belirli bir şey mi arıyorsunuz?)
A: Yes, do you have a jacket to match this t-shirt? (Evet, bu tişörte uyacak bir ceketiniz var mı?)
B: This would go with your t-shirt. Would you like to try this on? (Evet bu tişörtünüzle iyi gider. Üzerinizde denemek ister misiniz?)
A: Yes, my size is large. (Evet, large beden giyiyorum.)
B: Sorry, we don’t have it in your size. (Üzgünüm, size uyan beden yok.)
A: What about this one? Do you have it in my size? (Peki ya şu? Bunun bana uyan bedeni var mı?)
B: Yes, here it is. (Evet, buyurun.)
A: How much is it? (Fiyatı ne kadar?)
B: It is 30 dollars. (30 dolar.)
A: It is too expensive. Can you make a reduction? (Çok pahalı. İndirim yapabilir misiniz?)
B: I can give it to you for 25 dollars. (Size 25 dolara verebilirim.)
A: Okay, I will buy it for 25 dollars. (Tamam, 25 dolara satın alacağım.)
A: Good morning!
B: Good morning.
A: I want a loaf of bread, please.
B: Here you are.
A: Thank you.
B: Do you want anything else?
A: Yes. I’d like a bottle of milk, a packet of sugar, and two cans of Cola-Cola. How much is all that?
B: 25€, please.
A: Here’s 30€.
B: That’s 5€ change. Thank you very much and come again.
Bu yazımızda İngilizcenin günlük aktivitelerimizden olan alışverişteki yerinden bahsettik. İngilizce alışveriş diyalogları daha çok çeşitlenebilir. Sen de kendi diyaloglarını oluşturarak konuşma egzersizleri yapabilirsin.
Online İngilizce öğrenmek ve İngilizce alışveriş diyaloglarının yanı sıra İngilizce yeni kelimeleri öğrenmek için kursumuzu tercih edebilirsin. Bunun için tek yapman gereken yan tarafta yer alan formu doldurmak ve ekip arkadaşlarımızın seni aramasını beklemek