Hear Okunuşu
hear nasıl okunur
Hear sözcüğünün Ivy tarafından telaffuz edilişi (çocuk, kız)
Hear sözcüğünün Joanna tarafından telaffuz edilişi (kadın)
Hear sözcüğünün Kendra tarafından telaffuz edilişi (kadın)
Hear sözcüğünün Kimberly tarafından telaffuz edilişi (kadın)
Hear sözcüğünün Salli tarafından telaffuz edilişi (kadın)
Hear sözcüğünün Joey tarafından telaffuz edilişi (erkek)
Hear sözcüğünün Justin tarafından telaffuz edilişi (çocuk, erkek çocuk)
Hear sözcüğünün Matthew tarafından telaffuz edilişi (erkek)
Hear sözcüğünün Amy tarafından telaffuz edilişi (kadın)
Hear sözcüğünün Emma tarafından telaffuz edilişi (kadın)
Hear sözcüğünün Brian tarafından telaffuz edilişi (erkek)
hear
teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
duymak -
-
işitmek -
-
ifadesini almakdinlemek -
-
öğrenmek -
-
mektup almakmuhakeme etmekişit -
-
(heard)sorguya çekmek, ifadesini almak. Hear! Hear! İngonaylamakyargılamakdikkatle dinlemekhaber almak -
-
kulak vermekalmakduyuyorİlgili Terimler
hearingduruşma -
-
hearingişitme -
-
hearingduyma -
-
hearingcelsehear supernatural voicesgaipten sesler duymakhear from-den haber almak , mektup almakhear a casedavaya bakmakhear abouthaberi olmakhear abouthaberini almakhear abouthaberdar olmak -
-
hear ofbahsini işitmekhear of(adını) duymakhear ofhaberi olmakhear oföğrenmekhear something through the grapevineBirşeyi o şeyi bir başkasından duyan birinden duymakHearhear!Yaşa!Hearhear!Bravo!hear a pin dropsinek uçsa duymakhear abouthaberi olhear aboutduymak -
-
hear aboutbilmekhear fromhaber almak -
-
hear ofhaberi olhear ofbilmekhear ofduymak -
hear outkonuşma bitene kadar dinlemekhear a feather dropduymak tüy damlahear from(mektup vb. ile) haber almakhearhearvallahihear it on the grapevineKulağına gelmek, kulak misafiri olmakhear something on the grapevineKulağına gelmek, kulak misafiri olmakhear something on the grapevineAğızdan duymak, öyle konuşulduğunu duymakhear tellsöylemek duymakhear through the grapevinebirşeyi dedikodu yoluyla duymakhear voicesGaipten sesler duymakhear! hear!duyuyorum! duyuyorum!hear! listen!duyuyorum! dinleyin!hear a shotsilah sesi işitmekhear a witnessşahidi dinlemekhear a witnesstanığı dinlemekhear a witnesstanığın ifadesini almakhear about-den haberi olmakhear an oathyeminli ifade almakhear an unconfirmed newsduyum almakhear an unconfirmed rumourduyum almakhear arightdoğru duymakhear correctlydoğru duymakhear evidencetanığı dinlemekhear evidenceşahidi dinlemekhear lessaz duymakhear of somethingduyum almakhear of/about-den haberi olmak, -i duymakhear one's voicesesini duymakhear outsonuna kadar dinlemekhear tell ofkulağına çalınmakhear the grass growbilmişlik etmekhear the grass growukâla olmakhear the witnesstanığı dinlemekhear the witnessşahidi dinlemekhear the witnesstanık dinlemekhear the witness testimonytanık ifadesi dinlemekhear! hear!doğruhear! hear!ağzına sağlık koçumhear! hear!doğru vallahihear, heardoğru vallahihear, hearağzına sağlık koçumhear, heardoğru doğruheardduy -
-
hearerdinleyicihearingoturumhearinghuk. celse, duruşma, oturumsorry to hear what happenedgeçmiş olsunheardf., bak. hearcan you hear mebeni duyabiliyor musunheardduyulmuşheardişitildiheardaksetmekheardduyulmak -
-
hearingtoplantıhearingişitme alanıhearingiçtimahearingişitme kaybı -
-
hearingdavanın görülmesihearingişiterek -
pretend that you didn't hearduymamazlıktan gelmekhearinggörüşmehearingişit -
-
hearingişitme duyusu -
-
hearingkendi durumunu çevreye duyurmahearingses erimiHearingsöz hakkıHearingduyarakcan hardly hear someonebirini çok zor duymak, birini işitmekte zorluk çekmek, duymakta zorlanmakdid you hearduydun muglad to hearduyduğuma sevindimheardduymadıheardduyulanit's privilege to hear from yousesini duymak bir ayrıcalıknot to hear day nor doorgün ne de kapı duymak değilsee no evil, hear no evil, speak no evilüç maymunu oynamakto hear aboutbir şeyin haberini almakto hear fromduymakto hear ofduymakwilling to hear, ready to considerduymak, dikkate almak hazır istekliyou could hear a pin dropEğer damla bir pin duyabiliyorduhearerduyan kimsehearingişitme cihazı -
-
hearingaçıklamahearingsoruşturmahearingsavunmahearinghard of hearing ağır işitenhearingİşitme (kabiliyeti)hearingduruşma/duymahearingdinleme -
-
hearinghearing aid kulaklıkhearingsorguhearingİŞİTME: Bak. "physical prof ile serial"hearingişitme, işitimi am gratified to hearduyduğuma memnun oldumi seem to hear işitir gibi oluyorumi won't hear of itKabul etmemnever hear the end of itbir meseleyi tekrar tekrar soylemekseem to hear voicesesler duyar gibi olmakwhat u hearduyduklarınız
nest...
85882 85883 85884 85885 85886