hıncal uluç arda turan / Hıncal Uluç: Bitsin, ölsün Arda; insanlık bu mudur?

Hıncal Uluç Arda Turan

hıncal uluç arda turan

Barcelona Arda'yı sildi

Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, Barcelona’da oynayan Arda Turan’ın artık takımdan silindiğini yazdı. Hıncal Uluç, Arda’nın sürekli İstanbul’a geldiğinden ve magazin basının gündeminden düşmediğini yazarak, kendisini arayıp uyardığını ifade etti.

Hıncal Uluç’un yazısının ilgili bölümü şöyle:

“Arda gene magazin medyamızda.. Son aylarda, spor sayfalarında resmini, ismini gören oldu mu?. Varsa yoksa, magazin.. Hele hafta sonunda magazin eklerinde tavan yaptı..

Niye spor sayfalarında hiç haber olamıyor?. Çünkü Barcelona'daki futbol yaşamı fiilen bitti.. Atletico Madrid'deki harika lider oyununa hayran olan Luis Enrique, onu artık son yıllarını yaşayan Iniesta'nın yerine hazırlamak üzere düşünmüş ve transfer etmişti. Barcelona'yı asıl ayakta tutan iki kişiden biriydi Iniesta.. Öteki Xavi.. Xavi gitmişti. Iniesta da emekli olmak üzereydi. O müthiş yeteneği ile Arda geçecekti, takımın dümenine..

Ama Arda, Barcelona'da, Atletico Madrid'deki Arda olamadı. Atletico'da liderdi. Oyunu yönetiyor, riskler alıyordu.. Şimdi önünde Neymar, Suarez, Messi Üçlüsü varken hele, vereceği paslar, yaptığı ataklar misliyle skora yansıyacağı için efsane olacaktı..

Maçları izlemeye başladım.. Baktım Arda, aynen , Barça'da (Barsa okunur) Galatasaray'daki Selçuk'a dönmüş.. Garantili yan ve geri paslar dışında nerdeyse hiçbir şey yapmıyor.. O tutulmaz adam eksiltmelerine teşebbüs bile etmiyor. Baş başa kaldığı tek kişiyi geçse, mutlak gol ya da asist durumuna gelecek olsa bile denemiyor.. Tık, en yanındakine pas..

Bir de tembel.. Oyunu izliyorum.. İleriye koşanların en gerisinde.. Geriye dönenlerin de en gerisinde.. Santranın iki yanındaki 40 metre içinde boş gidip boş geliyor, nerdeyse.

Bir iki maç.. Baktım aynen devam.. Aradım..

"Bu nasıl oyun" dedim..

"Hıncal Ağbi, hoca öyle istiyor" dedi..

"Seni Iniesta'nın yerini doldurman için alan hocan öyle şey istemez" dedim.

Anlatamadım.. Arda'nın yeteneklerinin yarısına sahip olmayan Rakitic diye biri, sırf hırsı ve heyecanı ile takıma yerleşti. Arda ilk 11'den düştü.. İlk yedek olmaktan düştü.. Sonunda, iyice takımdan düştü..

Oynadığı son maçlarda, Marca gazetesi anketlerinde seyirci onu "En Kötü Oyuncu" seçmeye başlamıştı.”

seafoodplus.info

Hıncal Uluç'tan Arda Turan'a flaş tavsiye! "Bu delikanlının ihtiyacı olan şey"

 

FutbolArena - Sabah Gazetesi yazarlarından Hıncal Uluç, şarkıcı Berkay’a kafa atıp hastaneye silahla giden Arda Turan’la ilgili bir yazı kaleme aldı.

 

"Doktor" dediğim "Ruh doktoru!.." Çünkü bu delikanlının profesyonel yardıma ihtiyacı var. Çünkü hiç kimse, hem de bu kadar değerliyken kendi kendini böylesine ısrarla ve inatla yok etmek için çırpınmaz..


Sanatsever okurlarım bilirler.. Ünlü bir sanatçının eseri müzayedede milyonlarca liraya ( milyon dolar) satılmıştı. Alıcı, tablosunu almaya gittiğinde bir sürprizle karşılaştı. Soyut sanatın dehalarından sanatçı (Banksy) tablonun içine gizli bir cihaz yerleştirmiş, bu cihaz eserin yarısını yok etmişti.

Son aldığım haber, alıcı ve müzayede firması hâlâ durumu tartışıyorlar. Eser tahrip mi edilmiş, yoksa sanatçının yaptığı soyut eser, asıl bu gizlice tahrip sonu kalan mı?. Arda’nın da ruhunda benzeri bir cihaz var.. Onu için için kemiriyor ve yok ediyor.


Vücudunda olsa, operatörler çeker alır. Ama bu genç adamı kemiren cihaz ruhunda. Onun için "Ruh doktoru" şart!. Yani sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en gözde sporcularından biriyken, Barcelona gibi bir takıma kadar yükselmişken, böyle hataları arka arkaya nasıl yapar bir adam?.

Barcelona şutladı. Ders almadı. Milli takımdan kovuldu.. Ders almadı. Bu ülkede ne Fenerbahçe, ne de Galatasaray talip bile olmadı.. Ders almadı. Başakşehir son bir şans tanıdı.. Onu bile kullanamadı. Yüz karası bir olay yaratıp çok ağır ceza aldı. İşte Süper Lig başlayalı 8 hafta oldu, Arda hâlâ tribünde.

Heyecanla, hırsla sahaya dönmesini, eski Arda olmasını bekleyenlerin başında geliyordum. Daha birkaç gün önce yazdım da.. Şu yaptığı rezilliğe, ayıba, utanca bakın.. İler tutar tarafı yok. A’dan Z’ye yüz karası, her şey. Rezalet!.. Skandal!.

Evlisin. Eşin hamile.. Doğumu yakın. Senin de sahalara dönmen yakın.. Şu yaptığın işe bak, Arda!. Utanman da mı kalmadı? Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ bu yazımı okur mu?. Okur da ciddiye alır mı bilmem.. Çünkü beni adam yerine koymadığını biliyorum. "Dostuz" sandım bir mesaj attım.

Cevap vermedi. O mesajı bu defa köşemde "Bir gazetecinin Başakşehir Başkanı ve Federasyon İkinci Başkanına açık sorusu" şeklinde bu köşede yazdım. Gene tınmadı. Olur a.. Koskoca Gümüşdağ önüne gelenle muhatap olur mu?.

Ama ben gene de ona yazıyorum. Normalde bu skandaldan sonra Arda’yı derhal sözleşmesini feshederek kapıya koymanız gerekirdi. Ama hep söylediğim bir laf var. "Bu ülkede yetenekler patates tarlasında yetişmiyor." Bir yeteneği harcamak kolay. Zor olan kazanmaktır. Arda’yı kazanmak için sonuna dek savaşmalıyız.

Bay Gümüşdağ, Hem Başakşehir’in hem Milli Takımın Arda’ya ihtiyacı var. Siz ikisinden de sorumlu makamlardasınız. Bu genç adamı mutlak hele sporcuları çok yakından bilen bir Uzman Doktora teslim edin. Ben bir isim de vereyim.. Prof. Dr. Acar Baltaş!. Sporla ve sporcu ile iç içe bir uzmandır.

Sporcu ruhunu en iyi bilenlerin başında gelir. Hem onunla, hem Arda ile konuşun ve bu ikisini buluşturun, mutlak.. Oturduğunuz iki koltuğu da doldurmak istiyorsanız tabii.. Bana cevap vermeyin. Artık öyle bir beklentim yok zaten. Ama Arda’ya sahiplenin!. Hemen!. Lütfen!.

Hıncal Uluç: Bitsin, ölsün Arda; insanlık bu mudur?

Sabah yazarı Hıncal Uluç, Berkay’ın eşi Özlem Ada Şahin’i sözle taciz edip şarkıcının burnunu kıran, hastaneye silahla giden futbolcu Arda Turan’ın profesyonel yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi. Uluç, “Bitsin Arda.. Ölsün Arda.. Yardıma muhtaç birine tekme atmak bizi sosyal medyada popüler yapıyor.. Basalım tekmeyi o zaman.. O tabancasını beynine dayatalım ve kına yakalım.. Bu mudur?. İnsanlık bu mudur?" diye sordu.

Uluç’un yazısı şöyle:

Bu sosyal medya denen rezillik bizi bu hale getirdi. Daha doğrusu sosyal medya gibi, herkese fikrini açıklama fırsatı veren bir muhteşem ortamı "Rezillik" haline biz getirdik. Sosyal medyada adımızın en çok geçmesi, en azgın, en sınırsız, hadsiz yorumlara bağlı..

İnsanlar hırsla sarılıyor bu fırsata.. Eee.. Bizim medya da, kalemlerini sosyal medyaya göre kullananlarla dolu.. Hemen yardakçı konuşmalar ve yazılar ki, "Like" alsınlar.. Yahu şöhreti rezillikte arayanlar beni beğenirlerse kalemimi kırarım..

Ama bizde öyle değil.. "Vur abalıya" lafı, hangi milletin deyimi.. Arda'nın birbiri ardında yaptıklarının mazur görülecek yanı var mı?. Adam bir yaptığından ve sonucundan ibret almıyor, yenisini, daha beterini yapıyor..

O zaman vuranlar da daha beter vurmaya başlıyorlar. Ama hiçbiri düşünmüyor ki, "Bu genç adam bunca rezilliği arka arkaya niye yapıyor?." Demiyorlar ki, "Acaba ruhsal bir sorunu, profesyonel bir yardıma ihtiyacı mı var?.”

Ben Arda'yı daha genç takımdayken tanıdım. Onu seyretmeye Florya'ya, Beylerbeyi sahasına giderdim. Müthiş yeteneğinin yanında herkesin sevgilisi bir çocuktu.

Kampta akşam yemeklerinden sonra herkes etrafında toplanır, yaptığı şakalar, taklitlerle herkesi güldürürdü. Hele bir Fatih Terim taklidi yapardı, Fatih Hocam hayatında ona güldüğü kadar hiçbir şeye gülmemiştir.

Ama Fatih Hocam dahil hiç ama hiç kimse "Ne oluyor bu çocuğa" demedi. Hocalar demedi.. Kulüpte, Federasyonda yöneticileri demedi. Başakşehir Kulübü, başkanı, yönetimi, hocası bile sahiplenmedi Arda'ya.. "Cart" diye milyon lira ceza.. Sonra da "Davanın sonunu bekleyeceğiz..”

Bekleyeceksen gerçekten, o milyon ceza ne?. Mahkemeden evvel sen mahkum etmiş olmuyor musun, o zaman?. Ya da açıklasana.. " milyon lira sabahın dördünde, o adı bile karanlık mekanda olmanın cezasıdır.." Eee!. Burak da o saatte orda.. Trabzon ona niye milyon kesmiyor?.

Yani palavra.. Başakşehir Arda'ya değil, adı bin türlü rezillikle anılan, evli kadınla Akmerkez'de haltlar karıştırıp yuva yıkan sabıkalı adama inanmış ve hükmünü kesmiş.. Bu, o demek!.

Kulüp Başkanı Gümüşdağ beni aradı. Konuştum seyahat öncesi.. "Arda'nın profesyonel yardıma, mentöre ihtiyacı var. Acar Baltaş hocamla buluştur mesela" dedim.. "Bizim kulüpte mentör var. Psikolog uzmanımız da var" falan gibi laflar etti. "Ceza" lafını duyar duymaz mesaj attım.

"Sayın Başkan, Arda'yı şu ana kadar bir ruh doktoru ile buluşturdunuz mu?. Evetse kim?. Telefonu lütfen. Saygılar!." Bu mesaj salı günü atıldı. Bu satırları yazdığım 24 saat sonra.. Tık yok!. Gümüşdağ, Arda'yı değil, milyon ceza kesip kendini kurtarmayı düşünüyor olmalı.

Bitsin Arda.. Ölsün Arda.. Yardıma muhtaç birine tekme atmak bizi sosyal medyada popüler yapıyor.. Basalım tekmeyi o zaman.. O tabancasını beynine dayatalım ve kına yakalım.. Bu mudur?. İnsanlık bu mudur?.

Sonra patates tarlasına gidelim, toprağı kazalım.. Orda binlerce Arda var zaten.. Bunu kazanmaya niye uğraşıyoruz ki, yok edip "Like almak" varken..

Arda'ya hem de nasıl vuranlardan biri de sevgili Ayşem.. Özyılmazel.. Ayşecim, Ali Taran'la evlendiğin zaman seni nasıl linç etmişlerdi, hatırlasana.. Bu medya, o medya işte!.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir