kaynağı değiştir]
Muhammed, 40 yaşına yaklaştığında çoğunlukla kalabalıklardan uzaklaşmaya ve yalnız başına bir yerlerde inzivaya çekilmeye başlamıştı. Çünkü Mekke halkının adaletsiz, çirkin ve şirk dolu yaşamını pek beğenmiyor; o da çareyi tek başına tefekkür ve ibadetle buluyordu. Kaynaklar, Muhammed'in öncesinde bir Hanif olduğunu, yani İbrahim'in geleneklerine ve öğretilerine uygun olarak ibadet ettiğini söylemektedir.[42]
Muhammed, Mekke'ye yaklaşık 5km uzaklıkta olan Nur Dağı'ndakiHira Mağarası'nda, dedesi Abdülmuttalib gibi her yıl Ramazan boyunca tek başına kalarak inzivaya çekiliyordu.[43][44] İslami kaynaklar, Nur Dağı'na yaptığı ziyaretlerin birinde melek Cebrail'in kendisiyle yılında iletişime geçmeye başladığını ve Muhammed'e Kur'an'ın suresi olan Alak Suresi'nin ilk beş ayetlerini okumasını emrettiğini belirtmektedir:[45]
ALAK SURESİ İLK 5 AYET
Yaratan rabbinin adıyla oku!
O, insanı alaktan (asılıp tutunan zigottan) yaratmıştır.
Oku! Kalemle (yazmayı) öğreten, (böylece) insana bilmediğini bildiren rabbin sonsuz kerem sahibidir. (Kur'an –5)
Bazı rivayetlere göre, Muhammed ilk vahiylerini aldıktan sonra çok korktu, ancak Cebrail yaklaştı ve ona Allah'ın bir elçisi olarak seçildiğini söyledi. Muhammed ardından eve döndü ve karısı Hatice ile birlikte Hatice'nin amcasının oğlu ve Hristiyan bir keşiş olan Varaka bin Nevfel'in yanına gittiler. Varaka, Muhammed'i teselli etti ve kendisine son peygamber olduğunu açıkladı. Öte yandan Şii geleneği, Muhammed'in Cebrail'in ortaya çıkışına ne şaşırdığını ne de korktuğunu, aksine onu bekliyormuş gibi karşıladığını savunur.[46]
İlk vahyi, Muhammed'in kendini dualara ve ibadetlere daha fazla teslim ettiği ve korkuyla geçirdiği üç yıllık bir zaman dilimi (fetret-i vahiy) izledi. Vahiyler yeniden başladığında rahatladı ve uyarmaya başlaması emredildi. Konuyla ilgili bazı ayetler şöyledir:
Ey örtünüp bürünen Peygamber! Kalk da (insanları) uyar. Rabbini yücelt.[47]
Rabbin seni terk etmedi ve sana darılmadı. (Kur'an Duha:1–11)[48][49]
Din tarihçisi Welch'e göre bu vahiylere gizemli nöbetler eşlik ediyordu ve raporların daha sonraki Müslümanlar tarafından sahte olması pek olası değil.[17] Muhammed, kendi düşüncelerini bu mesajlardan ayırabileceğinden emindi.[50]