hz zekeriya ve meryem / Zekeriyyâ Aleyhisselâm Hazreti Meryem’in hâmîsi - Türkiye Gazetesi

Hz Zekeriya Ve Meryem

hz zekeriya ve meryem

Hz. Zekeriya Kimdir? Hazreti Zekeriya (A.s) Hayatı (Kıssası), Mesleği, Mucizeleri Ve İlgili Ayetler

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06,

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

Hz. Zekeriya; kendi kavmi tarafından Allah’tan istenen, yine onlar tarafından zulme uğrayan ve sonunda da şehit edilen bir peygamberdir. Bu kapsamda Hz. Zekeriya kimdir, hayatı nasıldır ve Hz. Zekeriya’nın mucizeleri nelerdir gibi sorular sıkça karşımıza çıkmaktadır. Sizler için Zekeriya peygamberin hayatını ve tüm mucizelerini detaylı bir şekilde araştırıp, derledik.

Haberin Devamı

Zekeriya ismi, İslam kaynaklarında İbranice bir ad olarak yer almaktadır. Kur’an-ı Kerim’de Zekeriya peygambere ait bir dua da yer almaktadır.

Hz. Zekeriya Kimdir?

 Hz. Zekeriya, soyu Hz. Süleyman’a dayanan bir peygamberdir. Kendisi, Hz. Süleyman’ın soyundan sayılan Elisa ile evlenmiş ve bu ikisinden Hz. Yahya dünyaya gelmiştir. Hz. Zekeriya, Hz. İsa’nın babasız olarak doğmasından sonra Yahudilere karşı HZ. Meryem’in yanında durmuştur. Ancak bu kavmi ikna etmeyi başaramamıştır.

Hazreti Zekeriya (A.S) Hayatı (Kıssası)

 Hz. Zekeriya’nın yaşadığı dönemde İsrailoğulları, Şam ve Kudüs çevresinde yaşamlarına devam ediyorlardır. Ancak bunlar arasında peygamberlik vazifesi üstlenen bir kişi yoktu. Bunun üzerine İsrailoğulları, kendilerine bir peygamber gönderilmesi için dua ettiler ve duaları kabul oldu. Bu bağlamda, Hz. Zekeriya hoca olarak Beytül Makdis’te çalışırken peygamberlik görevine nail oldu.

Haberin Devamı

 Hz. Zekeriya’nın hayatı ile ilgili bilgilere Kur’an’da yer alan Meryem Suresi’nden erişilebilmektedir. Buradaki kıssalarda Hz. Zekeriya’nın sapkın insanları yollarından vazgeçirmek ve iman etmeleri konusunda çabaladığı anlatılmaktadır.

 İslami kaynakların bir bölümünde Hz. Zekeriya’nın şehit edildiği bilgileri yer almaktadır. Buna göre bir rivayete göre Hz. Zekeriya, Hz. Yahya’nın şehit edilmesinden sonra bölgeden uzaklaşmıştır. Bu esnada bir ağaç kovuğunda saklanırken, düşmanları tarafından bulunmuş ve şehit edilmiştir.

Hazreti Zekeriya (A.S) Mesleği

 Peygamberlerin, yaşamları sırasında bazı mesleklerle uğraşarak geçimlerini sağladıkları bilinmektedir. Peygamberlere ait bu meslekler bazı İslam kaynaklarında yer almaktadır. Bu bağlamda Hz. Zekeriya’nın meşgul olduğu meslek de bazı kaynaklarda marangozluk olarak yer almaktadır.

Hazreti Zekeriya (A.S) Mucizeleri ve İlgili Ayetler

Diğer peygamberlerde olduğu gibi Hz. Zekeriya da bazı mucizelere sahipti. Bu mucizelerden ilki, onun yanındayken kalemlerin tek başına Tevrat’ı yazabilmesiydi. Bu mucize kendisine, Yahudi biri tarafından “Peygamber olsan, Tevrat’ı kendi elinle yazmazdın.” eleştirisi üzerine bahşedilmiştir. Ağaçların Hz. Zekeriya ile konuşabilmesi, nehre atılan tüm kalemlerin batması ancak Hz. Zekeriya’nın kaleminin su üzerinde dik bir biçimde durabilmesi ve ağaçları köklerinden çıkartabilmesi de diğer mucizeler arasında yer almaktadır.

Haberin Devamı

 Kur’an-ı Kerim’de yer alan; Al-i İmran Suresi, En’am Suresi, Meryem Suresi ve Enbiya Suresi’nde Hz. Zekeriya ile ilgili ayetler yer almaktadır. Bu sureler ve ilgili ayet numaraları ise aşağıdaki gibi listelenmektedir.

 - Al-i İmran Suresi, 37, 38, 39, 40 ve Ayet

 ( ve Ayet: “Orada Zekeriya Rabbine dua etti: "Rabbim, bana Katından tertemiz bir soy armağan et. Doğrusu Sen, duaları işitensin" dedi. O mihrapta namaz kılarken, melekler ona seslendi: "Allah, sana Yahya'yı müjdeler. O, Allah'tan olan bir kelimeyi (İsa'yı) doğrulayan, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir.")

 - En’am Suresi, Ayet: “Zekeriya'yı, Yahya'yı, İsa'yı ve İlyas'ı da (hidayete eriştirdik.) Onların hepsi salihlerdendir.”

Haberin Devamı

 - Meryem Suresi, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve Ayet

 (6. ve 7. Ayet: "Bana mirasçı olsun. Yakup oğullarına da mirasçı olsun. Rabbim, onu (kendisinden) razı olunan(lardan) kıl." (Allah buyurdu:) "Ey Zekeriya, şüphesiz Biz seni, adı Yahya olan bir çocukla müjdelemekteyiz; Biz bundan önce ona hiçbir adaş kılmamışız.")

 - Enbiya Suresi Ayet: Zekeriya da; hani Rabbine çağrıda bulunmuştu: "Rabbim, beni yalnız başıma bırakma, sen mirasçıların en hayırlısısın."

kaynağı değiştir]

Zekeriya, İslâm'a göre bir peygamberdir. Babasının adı Berahya (Berhiye) idi[9] ve soyu Davud oğlu Süleyman Peygambere dayanıyordu.[10] Meryem'in annesi Hanne (Hınne), Zekeriya'nın eşi el-Îşâ'nın (İşbâ, Îşâ) kızkardeşiydi. Hanne, İmran'ın hanımıydı. Bir gün hâmile kaldığında çocuğunu tapınağa nezir kıldı. Nezir kılınan oğlan, hayatını ibâdete adar ve zâhid olurdu. Bununla birlikte çocuk kız doğdu ve Meryem adı verildi. Mâbed'deki İsrailoğullarının din adamları Mâbed'e adanan kızın büyütülmesi ve yetiştirilmesi vazîfesi için Zekeriya'yı seçtiler.[11] Zekeriya, ne zaman Meryem'in odasını hâlini hatırını sormak için ziyâret etse, yanında kışın yaz meyvesi, yazın kış meyvesi bulurdu.[12] Zekeriya Peygamber, bu sıralarda 92[12] yaşında veyâ o ,[12] zevcesi de 98[12] yaşındaydı. Bu ileri yaşında, Zekeriya'nın zevcesinin çocuk yapma kabiliyeti kalmamıştı. Böyle bir şey için duâ etmiyordu. Meryem'in yanına mûcizevî tarzda mevsim-dışı meyveler gönderildiğini gören Zekeriya, kendisine de bir çocuk ihsan edilmesi için Allâh'a yalvardı.[13] Duâsı kabûl edildi[14] ve adı Yahya olacak bir çocukla müjdelendi.[5] Zekeriya, bu müjdeye şaşırdı ve çocuğunun olacağı konusundaki müjde ona tekrâr vurgulandı.[15] Zekeriya, çocuğun olacağına dâir bir işâret dileğinde bulundu ve Allah'ın meleği ona, bir alâmet olarak üç gün boyunca konuşamayacağını, sâdece insanlarla işâretleşerek iletişim kurabileceğini haber verdi.[16]

Yaşam tarzı ve mesleği[değiştir

Hz. Zekeriyyâ

Hz. Zekeriyyâ Kur’ân’da Âl-i İmran ; En’âm 85; Meryem ; Enbiya âyetlerde anlatılmaktadır. Bu sûrelere baktığımızda genel olarak  Hz. Zekeriyyâ’nın Âl-i İmrân’da gaybi kıssa boyutuyla Hz. Meryem’in akraba ve hocalık yönüyle; En’âm’da “sırât-ı müstakîm” (En’âm 6/) üzerine olan ve doğru yolda örnek alınacak peygamberlerden biri olarak; Meryem’de bir eş, bir baba ve halkı için endişe duyan bir elçi olarak; Enbiya sûresinde ise Hz. Muhammed’in nübüvvetini destek mahiyetinde önceki peygamberlerin beşeriliğini ortaya koymak (Enbiyâ 21/7), bütün peygamberlerin tevhide çağırdığı bildirmek (Enbiyâ 21/25) ve sûrede adı geçen on altı nebiden kendilerine isticap edilenlerden biri olarak anlatıldığı görülmektedir.

Hz. Zekeriyyâ öncelikle karşımıza Hz. Meryem’in bakımını üstlenmek üzere toplanan mabed ehlinin çektiği kurada kuranın kendisine çıktığı kimse olarak karşımıza çıkmaktadır. Gönüllü bir hizmet; hem Rabbine hem insana. Bakımı ise öyle zarafet içerisinde dile getirilir ki; “bir çiçek gibi yetiştirmek” toprağını, suyunu ihmal etmeden Allah rızası için bir adağa bir davaya sahip çıkmak. Bu o günün Müslüman toplumunda Suffe ehlinin genç ve bekar kimseleri ile savaşlardan veya diğer sebeplerden yetim kalmış çocuklara İslam davası adına sahip çıkmayı, onları yetiştirmeyi ve onların bakımını üstlenmeyi Hz. Zekeriyyâ nezaketi ve örnekliği ile örnek göstermektedir.

Çocuk sahibi olamayan bir eş olarak Meryem ve Enbiyâ da anlatılırken bu konuda duasına yer verilmektedir. Burada ise çocuk istemesinin amacı önemlidir; çocuk kendi ilkelerine ve ümmetin onları uyarıp ıslah edecek kimselerden mahrum kalmamasına yönelik bir istek vardır. İnsanın ebedilik arzusunun tezahürü olarak neslin devamında çocuk sahibi olmayı istemenin Hz. İbrahim’den sonraki örnekliğidir bize Hz. Zekeriyyâ ve Enbiyâ suresinde belirtildiği gibi duası kabul edilir, kendisine Hz. Yahyâ lütfedilir. Onun babalık ve hocalık misyonunu Hz. Meryem ile görürken Hz. Yahya da bunu okuyamayız. Çünkü Hz. Yahya, ailesinin kendisine yaptığı çağrı ve eğitimin sonucunda mümin gençlerin temsilidir; “ana babasına karşı halim selim ve itaatkar”. Zira peygamberdir de. Bu açıdan Hz. Zekeriyya mümin anne babaların temsilcisi ve Hz. Nuh’un aksine kendisine iman edip itaat eden bir çocuğun babası, bir çocuğun eniştesidir. O da üzerine düşen görevi hem dua hem de eylem olarak yerine getirmiştir.

Peygamberler, insanlara “üsve-i hasene/en güzel örneklik” teşkil etmeleri bakımından insanların zafiyetlerini, isteklerini ve erdemlerini kendilerinde görebileceğimiz kimselerdir. Hz. Zekeriyyâ Peygamber toplumuna ve ondan sonraki mümin topluluğa duada ısrar etmeyi, uzun yıllar boyunca ümidini yitirmemeyi, çocuk isteme ve yetiştirmede niyet ve yöntemleri, insanın içerisine düştüğü şüpheleri ve bunları giderme isteğini öğretmektedir. Selam olsun…

Tweetle

Zekeriyyâ Aleyhisselâm Hazreti Meryem’in hâmîsi

Şam vilayeti Batlamyûsîlerin elinde iken Beytü’l-Mukaddes ma’mûr, halk huzurludur. Müminler arasında gündüzü saim (oruç tutan), gecesi kaim (namaz kılan) zikirde daim abidler bulunur. 
Hatta bir kısmı mescitten hiç ayrılmaz, sadece ibadetle meşgul olurlar. 
Bu arada Hârûn aleyhisselâm neslinden gelen din büyükleri ders okuturlar. Enbiya oğullarından kendisini Beytü’l-Mukaddes’in hizmetine vakfetmeyen yoktur âdeta.  
O günlerde Müminler “Bir peygamber göndermesi için” Allahü tealaya niyazda bulunurlar. 
Bereyha oğlu Zekeriyyâ’nın işi marangoz olsa da vakitlerini ekseri Mescid-i Aksâ’da geçirir, saatlerce Tevrât yazar.  Kurban işlerini deruhte eder ayrıca. 
Hazreti Zekeriyyâ, peygamberliği bildirilince Müminler memnun olurlar. Asaletini bilir (Hazreti Dâvûd neslindendir) itirazda bulunmazlar. 

KUŞ YAVRUSU 
 O günlerde bazı kadınlar hâmile kalınca; oğlumu Beytü’l-Mukaddes’e vereceğim” şeklinde nezrederler ki “âzâdlı” denir bunlara.  Eğer çocuk kız olursa adak düşer, niyetlerinin sevabını alırlar. 
Mâsan oğlu İmran’ın hanımı Hunne, ağaç altında otururken, bir kuşun yavrusuyla oynadığını görüp imrenir ve “Allahü teala bana bir çocuk verirse onu Beytü’l-Mukaddes’e hizmetçi yapacağım” der. 
Ve hamile kalır. Beyi İmrân; “Oğlan olacağını nereden biliyorsun” der,  “Ya kız olursa?” 
Hunne nezrederken; oğlum dememiştir, erkek ya da kız, artık ne olursa. 
İmran bin Mâsan çocuğunu göremeden vefat eder, Hunne’nin bir kızı olur adını “Meryem” koyar. Ve alıp yavrusunu Beytü’l-Mukaddes’e götürür. Nezrinin kabûlünü ricâ eder ulemadan. Teamüllere göre kızlar alınmıyordur ama çocuk Dâvûd aleyhisselâm neslinden İmran’ın kızı olunca hayır diyemezler ona Ki, Hazreti Meryem’in dedeleri (Mâsânoğulları) hayırlı insanlardır ayrıca. 
Zekeriyyâ aleyhisselâm mescidin idarecilerinden biridir; “Çocuk benim himâyemde kalsın” der, “Çünkü Meryem, hanımımın yakını (yeğeni) oluyor.”
Mescit uleması “İyi ama” derler “Mesele yakınlıksa, annesine vermek daha evla!”
Meryem hakikaten farklı bir çocuktur, bütün abidler himâyelerine almak için talip olurlar. Kırgınlık çıkmasın diye hoşça bir yol bulur, Tevrât-ı şerîfi yazarken kullandıkları kalemleri Ürdün nehrine bırakırlar.  Kimininki suya batar, kimininki kapılıp gider akıntıya. Hazreti Zekeriyyâ’nın kalemi ise sabit durur suda. “Tamam” derler “İşaret bariz, Meryem senin himayende kalsın bundan sonra!”

BIRAK KALEM YAZSIN
Hazreti Zekeriyyâ’nın maiyetinde yetmiş kişi vardır, gün boyu Tevrât yazarlar.  
Nasipsizin biri gelir  “Sen de yazıyorsun” der, “Yanındakiler de. Bir fark göremiyorum aranızda.” 
Cebrâil aleyhisselâm “Kalemini bırak” der, “O devam eder yazmaya.”
Kalem seri bir şekilde çalışmaya başlar, döndüğünde 12 sûreyi tamamlanmış bulur ki, hiçbir hattat yazamaz o hızla.  

 

MESCİD GÜLÜ
 Zekeriyyâ aleyhisselâm Meryem’i (Radıyallahu anha) alıp evine götürür. Onu ablası (ya da teyzesi) Elîsâ büyütür. Ders okuyabilecek yaşa gelince Beytü’l-Mukaddes içinde yüksekçe bir mekân hazırlar ki, merdivenle çıkılabilir anca. 
Zekeriyyâ aleyhisselâm, günde bir gelir, hem yiyecek getirir hem de dersini öğretir. Yanına başka giren çıkan olmaz. Meryem ibadetten büyük haz alır, hâllere sırlara gark olur zamanla. 
Hazreti Zekeriyyâ bakar bir kış günü yaz meyveleri konmuş odaya. 
- Meryem bunlar nereden geliyor?
Çocuk normal bir şeymiş gibi cevaplar “Rabb’im veriyor!”  
İbn-i Abbâs’a göre (radıyallahü anh) cennetten gelmektedir onlar.  
O günlerde Zekeriyyâ aleyhisselâm , hanımı da 97 yaşındadır. Büyük Nebi Hazreti Meryem’in temizlik ve sâfiyetine imrenip Hak tealadan bir evlât ister. Ki, vâris olsun makâmına.
Biliyorsunuz peygamberler mal mülk, dinar dirhem bırakmaz, onların mirası ilim hikmettir.  
Duası kabul olur, müjdeyi bizzat Cebrail aleyhisselâm getirir hatta.
“Allahü teala, Zekeriyyâ aleyhisselâmın, duâsına icâbetle buyurdu ki; “Ey Zekeriyyâ! Biz seni Yahyâ isminde bir oğulla müjdeleriz. Ondan önce bu isimle kimseyi tesmiye kılmadık” (isimlendirmedik) (Meryem Sûresi: 8) 
Allahü teala, dinini onunla ihyâ edeceği için, Yahyâ! 
KARNIMDAKİ
KARNINDAKİNE

 Annesi, Hazreti Yahyâ’ya hâmile iken, Hazreti Meryem de İsâ aleyhisselâmı taşımaktadır karnında. Bir gün karşılaşırlar Elîsa Hatun; “Meryem sen hamile misin?” diye sorar. 
- Çünkü karnımdakinin karnındakine ta’zîm ettiğini hissediyorum açıkça. Sen ne tarafa gidersen o da dönüyor o tarafa.
Yahyâ aleyhisselâmın, Hazreti İsâ’yı ilk tasdiki budur. Zaten tâbi olacaktır hayatı boyunca.
Müddet tamam olunca, Yahyâ (aleyhisselâm) dünyâya gelir. Aileye saadet getirir. Olgun bir çocuktur, yüzünün nuruyla ev aydınlanır âdeta. 
Bir süre sonra da Hazreti İsâ doğar. 
Meryem Vâlide’miz oğlunu alıp çıkar kavminin karşısına. “Meryem! Sen ne yaptın” derler, “Baban fena bir adam değildi oysa!” 
Tam ona atmak için taş aramaya başlamışlardır ki Hazreti Meryem; Eliyle Hazreti İsâ’yı işâret eder. Bebek fasih cümlelerle konuşunca şaşırıp kalırlar.

ÇAMUR AT İZİ KALSIN
 Ama çeneleri durmaz, “hiç babasız çocuk mu olur” diye konuşurlar aralarında. İblîs dedikodu meclislerini dolaşır Hazreti Zekeriyyâ’ya iftirâ atar. “Yanına girebilen sadece oydu” der, “ne olabilir ki başka?” 
Bunun üzerine İsrâiloğulları ayaklanır Zekeriyyâ aleyhisselâmı aramaya başlarlar. 
Mübarek; olacakları hissetmiştir, uzaklaşmaya çalışır aralarından. Müfteriler peşine düşer, öfkeleri artar.
Zekeriyya aleyhisselâm Beytü’l-Mukaddes yakınlarında bir bahçeye girer. Ağacın biri “Ey Allah’ın peygamberi gel” diye seslenir. Onu gövdesinin içine alıp saklar. 
Zalimler izleri takip ederek ağacın yanına kadar gelirler. Nereye gitmiş olabilir acaba? 
İblîs, insan suretinde gelir. “Ağacı bıçkı ile kesin” diye fısıldar “aradığınız burada!”  
Ağacı biçer, Zekeriyya Aleyhisselamı şehîd ederler. 
Rivâyet edilir ki; Testere mübârek başına değince, canı çok yanar ama ah bile demez, sabreder ıstırabına. 
“Belâların en şiddetlisi, peygamberlere gelir” Hadîs-i şerîf.
 Zekeriyyâ aleyhisselâmın Halep Ulu Cami içinde bir kabri (ya da makamı) var. Halep’e gelenler mutlaka uğrar, feyiz alırlar. Zikirler, tekbirler, yanık sesli hafızlar…  Şeker, şerbet, meyan ikramları, hurmalar, çerezler, pilavlar… 
Renkli huzurlu bir mescittir ancak…
Ancak rejim güçleri ve İranlı militanlar camiyi de türbeyi de yakıp yıktılar. Şu an perişan durumda 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir