iki eş anlamlısı / Eş Anlam, Eş Anlamlılık, Eş Anlamlı Sözcükler - Türk Dili ve Edebiyatı

Iki Eş Anlamlısı

iki eş anlamlısı

Kelime Eş Anlamlısı Nedir? Kelime Kelimesinin Eş Anlamlıları Nelerdir?

Kelime Eş Anlamlısı Nedir?

 1- Söz

 2- Kelam

 3- Lakırdı

 4- Laf

 Kelime Kelimesinin Eş Anlamlıları Nelerdir?

 1- Sözcük:

 Eski Türkçe bir kelime olan söz, 8. asırdan beri kullanılmaktadır. Bu kelimden türetilen sözcük de kelime ile eş anlamlıdır.

 Örnek Kelimeler:

 1- Söz cambazlığı 2- Sözlenmek 3- Sözünde Durmak 4- Sözünün Eri

 5- Söz etmek 6- Söz Sanatları 7- Açık Sözlü

 Örnek Cümleler:

 1- Sözünden dönen insanlara asla güvenmemelisin.

 2- Hikmet, sözüne sadık biri olduğunu bir kez daha ispatlamış oldu.

 3- Sınıf arkadaşlarımla saat ikide buluşmak için sözleştik.

 2- Kelam:

 Kelam hem ifade hem de kelime anlamına gelir. Osmanlı döneminde sarf edilen güzel ve anlamlı sözlere kelam-ı kibar denirdi. Kelam aynı zamanda İslam'ın en önemli ve kapsamlı ilim dallarından biridir.

 Örnek Kelimeler:

 1- Ehl-i Kelam 2- Kelam Etmek

 Örnek Cümleler:

 1- Akşam uğra da karşılıklı iki çift kelam edelim.

 2- İmam Gazali genç yaşında kelam ve hadis ilminde eğitim görmüş, daha sonr tasavvufi konulara yönelmiştir.

 3- Lakırdı:

  yüzyılda literatüre giren lakırdı kelimesi, konuşma, kelime, laf ve söz anlamına gelir.

 Örnek Cümle:

 1- Maalesef boş lakırdı karın doyurmuyor.

 4- Laf:

 Dilimize Farsçadan geçmiş olan laf, kelime dizisi, boş söz ve mevzu anlamına gelir.

 Örnek Cümle:

 ''Konuşurken laflarını biraz daha özenli seçmelisin.''

Tüm Eş anlamlılar: IKI

Tüm eş anlamlısı, benzer anlamı, kelimelerini bulabilir arama kutusundan tüm hepsine arayarak ulaşabilirsiniz.

kelimesinin eş anlamı iki

iki isim - Nedir?

  1. Birden sonra gelen sayının adı.
  2. Bu sayıyı gösteren 2, II rakamlarının adı.
  3. [sıfat]Birden bir artık
    • "(Bir sokak başında kavga eden iki çocuğu ayırdı.)"(H. Taner)

Benzer kelimeler

  • benzer
  • bükmek
  • dublörlüğünü yapmak
  • eğilmek
  • iki enstrüman çalmak
  • iki katına çıkmak
  • iki rolü birden oynamak
  • iki yüzlü
  • ikili oynamak
  • ikinci işte çalışmak
  • katlamak
  • katlanmak
  • kopya
  • koşar adım gitmek
  • yumruğunu sıkmak

Eş Anlamlısı Nedir? Okunuş ile yazım açısından farklı ama anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Anlamdaş kelimeler çoğu zaman birbirinin yerine tutabilir ve genellikle eş anlamlı kelimelerden biri yabancı kökenli olmaktadır

Eş Anlam (Anlamdaş), Eş Anlamlılık, Eş Anlamlı Sözcükler Sözlüğü

Eş Anlam Nedir?

Yazılışları farklı, fakat anlamları aynı olan sözcükler arasındaki anlamsal ilişkiye &#;eş anlam (=anlamdaş=sinonim)&#; denir. (beyaz-ak, siyah-kara, al-kırmızı vb&#;)

Eş anlamı oluşturan sözcüklerden bir tanesi genellikle yabancı dillerden Türkçemize girmiş olan sözcüklerdir.

Eş Anlamlılık:

&#;Farklı sesletilen ve yazılan ancak aynı kavramsal içeriği ve anlamsal özellikleri olan iki sözcük arasındaki ilişki eş anlamlılık olarak adlandırılır.

Türkçede ‘ak ve beyaz’; yürek ve kalp’ sözcükleri; İngilizcede ‘deep ve profound’; ‘mature ve ripe’ sözcükleri aynı kavramsal içeriğe ve anlamsal özelliklere sahiptir, dolayısıyla eşanlamlıdır.

Eş anlamlılık: Eğer X sözcüğü Y sözcüğü ile aynı kavramsal içeriğe sahipse aralarında eş anlamlılık ilişkisi vardır.

Peki, bu sözcükler aynı anlama sahip olduklarına göre belli bir bağlamda birbirlerinin yerine kullanılabilirler mi? Eş anlamlılık ile ilgili sorun bu noktada ortaya çıkmaktadır. Eşdizisel anlam eşanlamlılığı etkileyen ve sözcüklerin birbiri yerine geçmesini engelleyen özelliklerden biridir.

Örneğin Türkçede ‘anamın ak sütü’ deyiminde eşdizisel olarak ‘süt’ün yalnızca ‘ak’ ile kullanılabildiğini ve ‘anamın beyaz sütü&#; ifadesinin kabul edilemez olduğunu görüyoruz.

Benzer biçimde ‘yürekli adam’ ifadesinde yürekli yerine ‘kalpli’ sözcüğü kullanılamaz. İngilizcede de ‘derin düşünce&#; anlamında ‘profound thoughts’ kullanılabilirken ‘deep thougts’ kullanılmaz. Benzer biçimde ‘the river is very deep’ denebilir ancak nehrin derinliğini tanımlamak için ‘the river is very profound&#; denemez.

Öyleyse eş anlamlılık bağlamdan ve herhangi bir eşdizisel ilişkiden bağımsız olarak sözlük düzeyinde ele alındığında olası görünürken belli bir bağlamda ve dizilimde olası olmayabilir. Bu nedenle gerçek eş anlamlılık dillerde çok az düzeyde vardır.&#; (Genel Dilbilim, Anadolu Üniv. Yay.)

» Eş anlamlı sözcüklerin cümlede birlikte kullanılmaları anlatım bozukluğuna yol açar.

  • Beni eleştirip tenkit etmekten bıkıp usanmayacak mısın? (eleştiri=tenkit)

» Eş anlamlı sözcükler her zaman birbirinin yerine kullanılamaz. Özellikle deyimler ve atasözleri kalıplaşmış söz grupları olduğundan bunlarda yapılacak bir değişiklik anlatım bozukluğuna yol açar.

  • &#;Ak akçe kara gün içindir.&#; atasözünü &#;Beyaz akçe siyah gün içindir.&#; şeklinde değiştiremeyiz.

EŞ ANLAMLI SÖZCÜKLER SÖZLÜĞÜ

&#; A &#;

  • aba &#; üstlük
  • abartı &#; mübalağa
  • abece &#; alfabe
  • abecesel &#; alfabetik
  • abes &#; boş &#; gereksiz
  • abide &#; anıt
  • abluka &#; kuşatma
  • abuk sabuk &#; anlamsız
  • abullabut &#; hantal, kaba
  • abus &#; somurtkan
  • acar &#; cesur, becerikli
  • acaba -acep
  • acayip &#; garip
  • acele &#; çabuk &#; ivedi
  • Acemce &#; Farsça
  • acemi &#; toy, bilgisiz
  • acı &#; üzüntü &#; ıstırap
  • acıma &#; merhamet
  • acımasız &#; gaddar
  • açıkgöz &#; kurnaz
  • ad &#; isim
  • adale &#; kas
  • adalet &#; hak
  • adet &#; tane
  • âdet &#; gelenek &#; töre
  • adıl &#; zamir
  • ak &#; beyaz
  • anlam &#; mana
  • anlamdaş &#; eş anlamlı
  • anlatım &#; ifade
  • ant &#; yemin
  • apse &#; iltihap
  • ara &#; fasıla
  • araç &#; vasıta
  • arıza &#; bozukluk
  • arka &#; geri
  • armağan &#; hediye
  • art &#; arka
  • arzu &#; istek
  • asır &#; yüzyıl
  • asil &#; soylu
  • aş &#; yemek
  • aşırmak &#; çalmak
  • ata &#; cet
  • atak &#; girişken
  • atamak &#; tayin etmek
  • atölye &#; işlik
  • avare &#; serseri
  • ayakkabı &#; pabuç
  • ayakyolu &#; hela
  • aylak &#; serseri
  • ayraç &#; parantez
  • ayrıcalık &#; imtiyaz
  • aza &#; üye &#;

&#; B &#;

  • bacı &#; kız kardeş
  • bağışlamak &#; affetmek
  • bağnaz &#; yobaz
  • bakış &#; nazar
  • barış &#; sulh
  • basımevi &#; matbaa
  • basit &#; yalın
  • baş &#; kafa
  • başkaldırı &#; isyan
  • başkan &#; reis
  • başkent &#; başşehir
  • başvuru &#; müracaat
  • batı &#; garp
  • bayağı &#; adi &#; aşağılık
  • bayındır &#; mamur
  • bayındırlık &#; imar
  • baytar &#; veteriner
  • bazı &#; kimi
  • bedava &#; parasız
  • beden &#; gövde
  • beğeni &#; zevk
  • belde &#; şehir
  • belge &#; vesika
  • bellek &#; hafıza
  • bencil &#; egoist
  • benlik &#; kişilik
  • benzer &#; eş
  • beraber &#; birlikte
  • bereket &#; bolluk
  • berrak &#; duru
  • besin &#; gıda
  • beyanat &#; demeç
  • beyaz &#; ak
  • beygir &#; at
  • beyhude &#; boşuna
  • biçare &#; zavallı
  • biçim &#; şekil
  • bilakis &#; tersine
  • bilgin &#; alim
  • bilgisiz &#; cahil
  • bilhassa &#; özellikle
  • bilim &#; ilim
  • bilgisiz &#; cahil
  • bilinç &#; şuur
  • bina &#; yapı
  • bir &#; tek
  • birden &#; ani
  • birdenbire &#; aniden
  • birey &#; fert
  • biricik &#; tek
  • bitki &#; nebat
  • bol &#; geniş
  • boylam &#; meridyen
  • bozkır &#; step
  • bucak &#; nahiye
  • buğu &#; buhar
  • buhran &#; bunalım
  • buyruk – emir
  • büro – ofis – yazıhane &#;

 &#; C &#;

  • cahil – bilgisiz
  • caka – gösteriş
  • camekan – vitrin
  • canlı – diri
  • cazibe – çekim
  • cehalet – bilgisizlik
  • celse – oturum
  • cenk – savaş
  • cenup – güney
  • cerahat – irin
  • cerrah – operatör
  • cesur – yürekli
  • cet – ata
  • cevap – yanıt
  • ceviz – koz
  • cılız – sıska
  • ciddi – ağırbaşlı
  • cihaz – aygıt
  • cihet – yön
  • cilt – ten
  • cimri – pinti
  • cimri – hasis
  • cins – tür
  • civar – yöre
  • cömert – eli açık
  • cümle – tümce &#;

&#; Ç &#;

  • çabuk – acele
  • çağ – devir
  • çağdaş – modern – uygar
  • çağrı – davet
  • çamur – balçık
  • çare – deva
  • çehre – yüz
  • çeşit – tür
  • çeviri – tercüme
  • çığlık – feryat
  • çılgın – deli
  • çizelge – cetvel
  • çoğunluk – ekseriyet
  • çok – fazla &#;.

&#; D &#;

  • dahil – iç
  • daimi – sürekli
  • darbe – vuruş
  • dargın – küs
  • darılmak – küsmek
  • davet – çağrı
  • defa – kez
  • değer – kıymet
  • değerli – kıymetli
  • değnek – sopa
  • deli – çılgın
  • delil – kanıt
  • deneme – tecrübe
  • denetim – kontrol
  • deneyim – tecrübe
  • deprem – zerzele
  • dergi – mecmua
  • derhal – hemen
  • deri – ten
  • derslik – sınıf
  • devamlı – sürekli
  • devinim – hareket
  • devir – çağ
  • devir – tur
  • devre – dönem
  • dışalım – ithalat
  • dışsatım – ihracat
  • diğer – başka
  • dil – lisan
  • dilek – istek
  • diri – canlı
  • dize – mısra
  • dizi – sıra
  • doğa – tabiat
  • doğal – tabii
  • doğu – şark
  • doktor – hekim
  • donuk – mat
  • doruk – zirve
  • dönemeç – viraj
  • döşek – yatak
  • duru – berrak
  • durum – vaziyet
  • duygu – his
  • düş – rüya
  • düşünce – fikir
  • düzey – seviye
  • düzmece – sahte
  • düzyazı – nesir &#;

&#; E &#;

  • ebat – boyut
  • ebedi – sonsuz
  • ebeveyn – anne-baba
  • eda – naz
  • edat – ilgeç
  • edebiyat – yazın
  • efe – zeybek
  • egoist – bencil
  • ehemmiyet – önem
  • ek – ilave
  • eklem – mafsal
  • ekonomi – iktisat
  • elbise – giysi
  • emir – buyruk
  • emniyet – güvenlik
  • ender – nadir
  • endişe – kaygı
  • endüstri – sanayi
  • enkaz – yıkıntı
  • enlem – paralel
  • entari – giysi
  • enteresan – ilginç
  • erek – amaç
  • esas – temel
  • eser – yapıt
  • esir – tutsak
  • etki – tesir
  • etraf – çevre

-F-

  • faaliyet – etkinlik
  • faiz – nema
  • fakat – ama – lakin
  • fakir – yoksul – fukara
  • faktör – unsur
  • fare – sıçan
  • fark – ayrım
  • fasıla – ara
  • fayda – yarar
  • fazla – çok
  • felç – nüzul
  • fena – kötü
  • fer – ışık
  • fert – birey
  • feza – uzay
  • fiil – eylem
  • fikir – düşünce
  • file – ağ
  • füze – roket

-G-

  • garip – acayip
  • garp – batı
  • gaye – amaç
  • gayret – çaba
  • gebe – hamile
  • gelecek – istikbal – ati
  • gelenek – anane
  • gene – yine
  • genel – umumi
  • geri – art
  • gezmek – dolaşmak
  • gıda – besin
  • giysi – elbise
  • giz – sır
  • gizli – saklı
  • gökyüzü – sema
  • görev – vazife
  • gövde – beden
  • gözlem – rasat
  • güç – kuvvet – zor
  • güçlü – kuvvetli
  • güldürü – komedi
  • gülünç – komik
  • güney – cenup
  • güven – itimat
  • güz – sonbahar

-H-

  • haber – havadis, bilgi, salık
  • hadise – olay
  • hal – durum
  • halbuki – oysa
  • ham – olmamış
  • hane – ev
  • hareket – devinim
  • hariç – dış
  • harp – savaş
  • hasım – düşman
  • hasis – cimri – pinti
  • hasret – özlem
  • hassas – duygulu
  • hatıra – anı
  • hayal – düş
  • hayat – yaşam
  • haysiyet – onur
  • hediye – armağan
  • hekim – doktor
  • hela – tuvalet
  • hemen – derhal
  • hısım – akraba
  • hiddet – öfke
  • hikaye – öykü
  • hisse – pay
  • hudut – sınır
  • hususi – özel
  • hür – özgür

-I-

  • ılgım – serap
  • ılıca – kaplıca
  • ırak – uzak
  • ırgat – rençber
  • ırk – soy
  • ıra – karakter
  • ırmak – nehir
  • ısı – hararet
  • ısırmak – dişlemek
  • ısıölçer – kalorimetre
  • ıslah – düzeltme – iyileştirme
  • ıslahat – devrim – inkılap
  • ıslak – yaş
  • ıssız – tenha
  • ışık – ziya
  • ıtır – koku

-İ-

  • icat – buluş
  • iç – dahil
  • içten – samimi
  • idadi – lise
  • idare – yönetim
  • ihracat – dışsatım
  • ihtiyar – yaşlı
  • ihtiyaç – gereksinim
  • ikaz – uyarı
  • iktisat – ekonomi
  • ilan – duyuru
  • ilave – ek
  • ilgeç – edat
  • ilgi – alaka
  • ilginç – enteresan
  • ilim – bilim
  • ilişki – münasebet
  • imar – bayındır
  • imkan – olanak
  • imtihan – sınav
  • isim – ad
  • iskemle – sandalye
  • ithalat – dışalım
  • itibar – saygınlık
  • itimat – güven
  • itina – özen
  • izah – açıklama

&#; J &#;

  • jale – kırağı
  • jandarma – zaptiye
  • janjan – yanar döner
  • jant – ispit
  • japongülü – kamelya
  • jenerasyon – kuşak
  • jeolog – yer bilimci
  • jeoloji – yer bilimi
  • jest – çalım
  • jimnastik – idman – kültürfizik
  • jips – alçıtaşı
  • jurnal – kötüleme – ihbar yazısı
  • jurnalci – gammaz – muhbir
  • jülide – karışık – dağınık
  • Jüpiter – Erendiz
  • Jüri – seçici kurul &#;

-K-

  • kabiliyet – yetenek
  • kabus – karabasan
  • kafa – baş
  • kafi – yeter
  • kafiye – uyak
  • kalite – nitelik
  • kalp – yürek
  • kamu – halk
  • kanıt – delil
  • kapital – sermaye, ana mal
  • kanun – yasa
  • kara – siyah
  • karşın – rağmen
  • karşıt – zıt
  • kas – adale
  • katı – sert
  • kati – kesin
  • kayıp – yitik
  • keder – acı
  • kelime –sözcük
  • kenar – kıyı
  • kent – şehir
  • kere – defa – kez
  • kesin – kati
  • kılavuz – rehber
  • kırmızı – al
  • kıyı – sahil
  • kir – pislik
  • kirli – pis
  • kişi – şahıs
  • kocaman – iri
  • kolay – basit
  • komedi – güldürü
  • komik – gülünç
  • kontrol – denetim
  • konu – mevzu, bahis
  • konuk – misafir
  • konut – ev
  • koşul – şart
  • kural – kaide
  • kuruluş – müessese
  • kurum – kuruluş
  • kuşku – şüphe
  • kutsal – mukaddes
  • kuvvet – güç
  • kuzey – şimal
  • küme – grup
  • küs – dargın

-L-

  • laf – söz
  • lafazan – geveze
  • lahza – an
  • lakayıt – ilgisiz
  • lakin – ama, fakat
  • lal – dilsiz
  • latif – yumuşak, hoş
  • latife – şaka
  • leke – iz
  • lens – mercek
  • lider – önder
  • linet – sürgün
  • lisan – dil
  • logo -arma
  • löp – yumuşak
  • lüzumlu – gerekli
  • lüzumsuz – gereksiz

-M-

  • mabet – tapınak
  • macera – serüven
  • mafsal – eklem
  • mağlup – yenik
  • mahalli – yerel
  • mahcup – utangaç
  • mahluk – yaratık
  • mahpushane – cezaevi
  • mahsul – ürün
  • mana – anlam
  • mani – engel
  • manzara – görünüm
  • matbaa – basımevi
  • matem – yas
  • mebus – milletvekili
  • mecbur – zorunlu
  • mecmua – dergi
  • medeni – uygar
  • medeniyet – uygarlık
  • mektep – okul
  • mektup – name
  • melodi – ezgi
  • menfaat – çıkar
  • menfi – olumsuz
  • menkul – taşınır
  • meridyen – boylam
  • merkep – eşek
  • mesafe – ara
  • mesela – örneğin
  • mesele – sorun
  • mesken – konuk
  • meslek – iş
  • mesul – sorumlu
  • mesut – mutlu
  • meşhur – ünlü
  • meşrubat – içecek
  • merasim – tören
  • mevcut – var
  • meydan – alan
  • millet – ulus
  • milletvekili – mebus
  • milli – ulusal
  • misafir – konuk
  • misal – örnek
  • misli – katı
  • muallim – öğretmen
  • muavin – yardımcı
  • muharebe – savaş
  • muhtelif – çeşitli
  • muştu – müjde
  • mübarek – kutsal
  • müessese – kuruluş
  • mühim – önemli
  • mükafat – ödül
  • müsabaka – yarışma
  • müsait – uygun
  • müspet – olumlu
  • müstahsil – üretici
  • müstakil – bağımsız
  • müşteri – alıcı

-N-

  • nadir – ender
  • nakil – atama – taşıma
  • nakit – para – akça
  • nakliyeci – taşımacı
  • namzet – aday
  • nasihat – öğüt
  • nebat – bitki
  • neden – sebep
  • nefes – soluk
  • nehir – ırmak
  • nem – rutubet
  • nesil – kuşak
  • nesir – düzyazı
  • neşe – sevinç
  • netice – sonuç
  • nispet – oran
  • nitelik – kalite
  • noksan – eksik
  • numune – örnek
  • nutuk – söylev

-O-

  • okul – mektep
  • olanak – imkan
  • olası – mümkün
  • olay – vaka
  • olumlu – müspet
  • olumsuz – menfi
  • onarım – tamir
  • onay – tasdik
  • onur – şeref
  • oran – nispet
  • otlak – mera
  • oy – rey
  • ozan – şair

-Ö-

  • öbek – grup
  • öbür – diğer
  • ödenti – aidat
  • ödlek – korkak
  • ödül – mükafat
  • ödün – taviz
  • öfke – hiddet
  • öge – unsur
  • öğrenci – talebe
  • öğrenim – tahsil
  • öğüt – nasihat
  • ömür – hayat – yaşam
  • önce – evvel
  • önder – lider
  • önemli – mühim
  • öneri – teklif
  • önlem – tedbir
  • örgüt – teşkilat
  • örneğin – mesele
  • örnek – misal
  • öteki – diğeri
  • ötürü – dolayı
  • öykü – hikaye
  • özel – hususi
  • özen – itina
  • özgün – orijinal
  • özgür – hür
  • özlem – hasret

-P-

  • pabuç – ayakkabı
  • padişah – hükümdar – sultan
  • paha – değer – eder – fiyat
  • pak – temiz
  • pakt – anlaşma
  • parantez – ayraç
  • pasak – kir
  • pasaklı – kirli
  • pasif – tepkisiz – edilgen
  • pinti – cimri
  • pis – kirli
  • politika – siyaset
  • problem – sorun

-R-

  • Rab – Tanrı
  • radde – derece
  • radyatör – petek
  • rağmen – karşın
  • raket – tokaç
  • rakım – yükselti
  • rastlantı – tesadüf
  • rey – oy
  • risale – kitapçık
  • riya – ikiyüzlülük
  • romantik – duygusal
  • rötar – gecikme
  • rötuş – düzeltme
  • ruhsat – izin
  • rulo – tomar
  • rutubet – nem
  • rüya – düş
  • rüzgar – yel

-S-

  • saadet – mutluluk
  • sade – yalın
  • sağlık – sıhhat
  • saha – alan
  • sahil – kıyı – kumsal
  • saldırı – hücum
  • samimi – içten
  • sanayi – endüstri
  • sandalye – iskemle
  • savaş – harp
  • saz – çalgı
  • sebep – neden
  • sene – yıl
  • sermaye – kapital
  • serüven – macera
  • sevinç – mutluluk
  • sıçan – fare
  • sıhhat – sağlık
  • sınav – imtihan
  • sınıf – derslik
  • sır – giz
  • sima – yüz
  • siyah – kara
  • siyaset – politika
  • soluk – nefes
  • son – nihayet
  • sonbahar – güz
  • sonuç – netice
  • sorumluluk – mesuliyet
  • sorun – mesele
  • soylu – asil
  • sömestir – yarıyıl
  • söylev – nutuk
  • söz – laf – kelam – lakırdı
  • sözcük – kelime
  • sözlük – lügat
  • sulh – barış
  • suni – yapay
  • surat – yüz
  • sürat – hız
  • sürekli – devamlı

-Ş-

  • şafak – tan
  • şahıs – kişi
  • şahit – tanık
  • şair – ozan
  • şaka – latife
  • şans – talih
  • şark – doğu
  • şart – koşul
  • şayet – eğer
  • şef – lider – önder
  • şehir – kent
  • şekil – biçim
  • şen – neşeli
  • şeref – onur
  • şöhret – ün
  • şuur – bilinç
  • şüphe – kuşku

-T-

  • tabiat – doğa
  • tabii – doğal
  • tabip – hekim – doktor
  • talebe – öğrenci
  • talih – şans
  • tamir – onarım
  • tane – adet
  • tanım – tarif
  • tapınak – mabet
  • taraf – yan
  • tarım – ziraat
  • tarif – tanım
  • tartışma – münakaşa
  • tasdik – onay
  • taviz – ödün
  • tebrik – kutlama
  • tecrübe – deneyim
  • tedbir – önlem
  • teklif – öneri
  • tekrar – yine
  • temel – esas
  • tercüme – çeviri
  • tertip – düzen
  • tesadüf – rastlantı
  • tesir – etki
  • toplum – cemiyet
  • tören –merasim
  • tren – şimendifer
  • tuhaf – garip
  • tutsak – esir
  • tuvalet – hela – wc
  • tüm – bütün
  • tümör – ur
  • tümce – cümle

-U-

  • uçak – tayyare
  • uçurum – yar
  • ufak – küçük
  • uğraş – iş
  • ulaşmak &#; varmak
  • ulu – yüce
  • ulus – millet
  • umumi – genel
  • umut – ümit
  • unsur – öğe
  • us – akıl
  • usta – ehil
  • uyarı – ikaz
  • uygar – medeni
  • uyum – ahenk
  • uzak – ırak
  • uzay – feza

-Ü-

  • ücra – sapa
  • üçkağıtçı – dolandırıcı
  • ülke – diyar – memleket
  • ülkü – ideal
  • üleş – pay
  • üleşmek – bölüşmek – paylaşmak
  • ülke – memleket – devlet
  • Ülker – Süreyya
  • ümit – umut
  • ünite – birim
  • ünlü – meşhur
  • üstat – usta
  • üstün – faik
  • ürem – faiz
  • ürün – mahsul – yapıt
  • üye – aza

-V-

  • vaka – olay
  • vakit – zaman
  • varmak -ulaşmak
  • varlıklı – zengin
  • varsıl – zengin
  • vasıta – araç
  • vatan – yurt
  • vazife – görev
  • vaziyet – durum
  • vesika – belge
  • veteriner – baytar
  • vilayet – il
  • viraj – dönemeç
  • vücut – gövde

-Y-

  • yalın – sade
  • yan – taraf
  • yanıt – cevap
  • yapay – suni
  • yapıt – eser
  • yar – uçurum
  • yaratık – mahluk
  • yardımcı – muavin
  • yargıç – hakim
  • yarıyıl – sömestri
  • yas – matem
  • yasa – kanun
  • yaş – ıslak
  • yaşam – hayat – ömür
  • yaşlı – ihtiyar
  • yazı – ova
  • yazım – imla
  • yekün – toplam
  • yel – rüzgar
  • yemek – aş
  • yerel – mahalli
  • yetenek – kabiliyet
  • yıl – sene
  • yine – tekrar
  • yitik – kayıp
  • yoksul – fakir – fukara
  • yöntem – metot
  • yurt – vatan
  • yüce – ulu
  • yürek – kalp
  • yüz – surat – sima – çehre
  • yüzyıl – asır

-Z-

  • zabit – subay
  • zaman – vakit
  • zarar – ziyan
  • zehir – agu
  • zengin – varlıklı – varsıl
  • zeybek – efe
  • zırnık – metelik
  • zıt – karşıt
  • ziraat – tarım
  • ziyan – zarar
  • zor – güç
  • zorunlu – mecburi &#;

Benzer Diğer Konular

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir