Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi (Harameyn) İşleri Genel Başkanı ve Kabe İmamı Abdurrahman es-Sudeysi, yeni hac mevsiminin "istisnai ve güvenli" olması için çalıştıklarını söylerken, bu kapsamda bazı hazırlıklar da öne çıkıyor.
Bu hac mevsiminde dijital girişimler, uygulamalar, çadır kent ve benzeri görülmemiş sayıda görevli ve gönüllünün hac için görevlendirilmesi dikkati çekiyor.
Hacıların tam kapasite dönüşü
Hac ve Umre Bakanı Tevfik er-Rabia 9 Ocak'ta da hacıların sayısının 'de yayılan Kovid öncesindeki haline döneceğini söylemişti.
Rabia, 19 Haziran'da ise ülkeden iki milyondan fazla hacı adayının gelişini memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.
Salgın hastalık nedeniyle olağanüstü hac mevsimlerine tanıklık eden Suudi Arabistan, Kovid salgınından bu yana hac yapmasına izin verilenlerin sayısına ve yaşlarına kısıtlamalar getirdi.
Geçen yıl hacı sayısı, hedeflenen sayının altında kalarak bin 'u yurt dışından olmak üzere bin 'te kaldı.
yılı hac mevsiminde ise salgının patlak vermesi nedeniyle sıkı sağlık kontrolleri altında Suudi Arabistan'ın içinden sadece 60 bin kişinin katılımına izin verildi.
'da dünyanın her yerinden yaklaşık 2,5 milyon hacının geldiği Suudi Arabistan'da 'de hacı sayısı ülke içerisinde yaklaşık 10 bin ile sınırlı kaldı.
Hac mevsimine hazırlık planı
Sudeysi, 1 Haziran'da düzenlediği basın toplantısında, "Bu hac mevsiminin Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi (Harameyn) İşleri Genel Başkanlığı tarihinin en büyük harekat planına tanık oluyor." dedi.
Kabe İmamı Sudeysi, bu planın "tam bir yıllık hazırlık, planlama ve özenli çalışmaların sonucu" olduğunu vurguladı.
Harameyn İşleri Genel Başkanlığı tarihindeki en büyük kadronun göreve hazırlandığını aktaran Sudeysi, 4 ana vardiya ile çalışacak işçi sayısının 14 bine ulaştığını kaydetti.
Sudeysi, Harameyn için 51 alanda 5 binden fazla gönüllüye de fırsat tanındığını sözlerine ekledi.
Yabancı dil hizmeti
Harameyn İşleri Genel Başkanlığı, Mescid-i Haram'da 49, Mescid-i Nebevi'de ise 23 danışma noktası üzerinden 51 dilde çeviri ve yönlendirme hizmeti veriyor.
Bu bağlamda İrşat İşleri Dairesi, söz konusu noktalara hacı adayları için Arapça, İngilizce, Fransızca, Rusça, Farsça, Türkçe, Malayca, Urduca, Çince, Bengalce ve Hausa dilleri olmak üzere 11 dille desteklenen rehber robotlar yerleştirdi.
"Mekke Yolu" Projesi
Hacı adaylarının işlerini kolaylaştırmayı amaçlayan "Mekke Yolu", hacı adaylarının vizelerinin elektronik ortamda verilmesinden başlayarak, belirlenen yollardan ikametgahlarına teslim edilmesinin kısa sürede gerçekleşmesine imkan tanıyan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı girişimlerinden biri.
Pakistan, Malezya, Endonezya, Fas ve Bangladeş'te 5 yıldır uygulanan bu proje, bu yıl ilk kez hayata geçirildi; Türk ve Fildişi Sahili hacı adayları tarafından da beğeniyle karşılandı.
Dünyanın en büyük çadırları
Hac ve Umre Bakanı Tevfik er-Rabia, ülkesinin başta Mina olmak üzere tüm hac mekanlarında gelişmiş sağlık, güvenlik ve kamu hizmetleri sisteminden yaralandığını aktardı.
Hacı adayları için "dünyanın en büyük çadır kenti" olarak bilinen Mina'da kurulan konaklama alanı, yaklaşık 2 milyon bin metrekare alana kurulu.
Suudi Arabistan resmi ajansı SPA'nın Temmuz 'de yayımladığı haberde, Mina çadırlarının "yüksek sıcaklığa ve tutuşmaya dayanıklı bir malzeme ile kaplanmış cam kumaşlardan yapılmış gelişmiş çadırlar" olduğu aktarılmıştı.
Çevre dostu hac
Rabia ayrıca kutsal yerlerin bitki örtüsünün yeşillenmesi için girişimde bulunduklarını ve hacılar için hava kalitesinin iyileştirilmesi çerçevesinde ibadet bölgelerinde bin ağaç dikildiğini ifade etti.
Hacı adaylarının hizmetinde çevre dostu 17 elektrikli trenin hizmete girdiğini söyleyen Rabia, saatte 72 bin kişinin taşınmasının planlandığı trenlerin yanı sıra 72 bin otobüsün de hizmet verdiğini belirtti.
Yaşlı ve engellilere ulaşım desteği
Harameyn İşleri Genel Başkanlığı yaşlı ve engellilere hizmet verebilmek için 24 saat çalışan 9 bin aracı hizmete aldı. "Nakul" adlı uygulama üzerinden kayıt ve araçlar için rezervasyon yapılıyor.
Harameyn İşleri Genel Başkanlığı, hacı adayları için navigasyon uygulaması, dua uygulaması ve Kur'an-ı Kerim uygulaması dahil 14'ten fazla elektronik hizmet hazırladı.
Başta Zemzem olmak üzere su hizmetlerinin yerlerinin bilinmesine imkan sağlayan uygulama, Arapça, İngilizce, Fransızca, Endonezce, Farsça, Türkçe, Urduca kullanılıyor.
Harameyn İşleri Genel Başkanlığına bağlı Teknik İşler ve Dijital Dönüşüm Ajansı da 19 Haziran'da tanıtımı yapılan Dijital Hac Paketi'ni duyurdu.
Dijital Hac Paketi, fetva hizmetleri, rehberlik, öneri ve talimatların yanı sıra birçok uygulamayı tek bir platform altında sunuyor.
Zemzem dağıtımı
Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi İşleri Genel Başkanlığı ayrıca Harameyn'de toplamda 40 milyon litre Zemzem suyu dağıtmayı amaçladığını açıkladı.
Zemzem dağıtımı Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi'de, 30 binden fazla dağıtım noktasından yapılıyor. Bu kapsamda günde yaklaşık iki milyon şişe Zemzem suyu dağıtılıyor.
Hacı adayları, Suudi Arabistan'da uygulanan özel karşılama programlarıyla sıcak bir şekilde karşılanıyor.
Harameyn İşleri Başkanlığına bağlı merkezlerde görev yapanlar, hacı adaylarının bilinçli bir şekilde ibadetlerini yerine getirmeleri için de "bilinçlendirme çalışmaları" yürütüyor.
RAMAZAN
Haber MerkeziSkyroad
İslam toplumunun ilk başkenti olan Medine, aynı zamanda Hz. Peygamber'in (s.a.v) yepyeni bir toplum ve medeniyetin de temellerini attığı şehir olarak ayrı bir yere sahip. Ama bu şehre şüphesiz en büyük değerini veren, hayatının en zor zamanlarında kucak açtığı İslam Peygamberi'ni (s.a.v) ve vefatından sonra da na'şını sinesinde barındırması. Hz. Peygamber'in (s.a.v) “Medine şehri demirci körüğü gibidir; kirlisini, kötüsünü dışarı atar da hâlis temiz olan kalır" hadis-i şerifi ile iltifat ettiği şehir zaten bu özelliğini en başta kâinatın en hayırlısı olan Resulullah'ı kabul ederek göstermiştir. Daha önceleri ayıplanmış anlamına gelen “Yesrib" ismi ile anılan bu yerleşim birimi, Fahr-i Kainat Efendimiz'e (s.a.v) kucak açarak kendisini onurlandırdığı gibi, dostlarına, hatıralarına, aile hayatına, askeri hayatına, idareciliğine de merkez olarak hem medeni şehirlerin anası rütbesine yükselmiş hem de yeryüzündeki en şerefli noktalardan biri olmuş ve Medine-i Münevvere payesine terfi etmiştir. Medine'nin Müslümanlar indindeki faziletli ve muteber yerini sağlayan bir numaralı unsur Fahr-i Kainat Efendimiz'e (s.a.v) kucak açması, ona ikinci yurt olması ve onun manevi varlığının yanında cismani varlığını da halen sinesinde barındırmasıdır. Ancak bu şehri İslam dini açısından önemli bir mevkie oturtan başka özellikleri de var. Bunların başında Kur'an'ın önemli bir kısmının burada nazil olması ve yine Kur'an'ın ve dinin özünün hayata yansıtılması olan Peygamber sünnetinin büyük kısmının sosyal, idari, ekonomik, beşeri ve batıni tüm yönleriyle burada yaşanması ve örnek olarak insanlara sunulması geliyor.
Hazret-i Peygamber'in (s.a.v) burada kurduğu evi ve yanı başındaki Mescid-i Nebevi İslam'ın doğuş yıllarında İslam toplumsal hayatının merkezi olduğu gibi daha sonraki dönemler için de İslami hayatın çok önemli bir kısmının temeli bu şehirde atıldı. Hz. Peygamber (s.a.v) ve sahabesinin İslam'ı burada hayata aksettirirken gösterdikleri çaba ile medeni bir şehir hayatının da nüveleri burada oluştu. İslam'ın nasıl yaşanacağı bu şehirde gösterildi. İslam'ın kastettiği maddi- manevi temizliğin, hakkın, adaletin, dürüstlüğün, namus ve iffetin, dayanışma ve kardeşliğin, eşitliğin, hukukun, yönetimin, sosyal adaletin örneklerinin şekillendiği ve mayalandığı yer de yine bu şehir oldu. İslam toplumunun egemenlik ve hürriyetini temsil eden devlet de burada kurulurken Medine sadece siyasi ve toplumsal bir yapı olmanın çok ötesinde bir şey olan İslam Devleti'nin ilk başkentine dönüştü. Hz. Peygamber dini aleni ve umumi olarak ancak bu beldede tebliğ imkânı bulurken, evinde ağırladığı Ashab-ı Suffa sayesinde Medine aynı zamanda İslam'ın batıni, deruni ve manevi yönünün yani tasavvufun da ilk tedris makamı ve mayalandığı kap oldu. O dönem Müslümanlarının hemen hemen tüm meselelerini düzenledikleri ve konuştukları yer olan Mescid-i Nebevi, İslam'ın ilk kurumsal eğitim yapısı olarak bu şehirde teşekkül etti. Hz. Peygamber (s.a.v), Medine Sözleşmesi'ni imzalayarak hem düzeni, birliği sağlarken Müslüman, Yahudi ve Paganları aynı toplum ve kurallar çerçevesinde bir araya getirerek eşit haklara kavuşturdu. Tüm dünyaya toplumsal mutabakatın ve farklılıklarla beraber yaşamanın mümkün olduğunu gösterdi. Böylelikle bu şehri gerçek anlamda medeni dünyanın ilk numunelerinden biri haline getirdi. Bu şehri hac ve umre vesilesiyle ziyaret eden Müslümanlar, şimdi geriye o küçük ve mütevazı şehirden sureten pek bir şey kalmamış olmakla birlikte Hz. Peygamber (s.a.v) ve sahabesinin teneffüs ettiği havayı koklayarak onların hatıralarının sindiği manevi atmosferi soluyor ve O'nun yaymakta olduğu feyz-i nuraniyi iliklerine kadar hissederek, tadabiliyor.
REKLAM
sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunundaki amaçlar ile sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerezler kullanılmaktadır. Detaylı bilgi için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.
Kuba Mescidi, Peygamber Efendimizin Mekkeden Medineye hicret ederken Kubâda inşa ettirdiği, İslamda inşa edilen ilk mescittir.
İslam tarihinde inşa edilen ilk mescidin adı nedir, ilk cami nerede ve ne zaman yapıldı? Peygamber Efendimiz Kuba da kimin evinde kaldı?
Günümüzde 20 bin kişinin ibadet edebildiği Kuba mescidi, yılında Kuba Vakfı tarafından elden geçirilerek, etrafı genişletilerek tekrar yenilenmiştir.
Medine Kalkınma İdaresi, artan sayıda hacı ve ziyaretçiyi ağırlamak, cami çevre düzenlemesi ve geliştirmesi çalışmaları için genişletme projesi hazırlamaya hazırlanıyor. Genişletme çalışmaları tamamlandıktan sonra Kuba Camiinin 55 bin kişinin ibadet edeceği tahmin ediliyor.
İslam âlimlerinin umumi görüşüne göre Mescid-i Kuba en mübarek üç mescitten biridir.
İbnu Ömer (r.a) rivayetine göre Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm her cumartesi günü Kuba mescidini binekli ve yaya olarak ziyaret ederdi ve içinde iki rekat namaz kılardı. (Buhari, Fazlus-Salât 3, 4, İtisam 16; Müslim, Hacc , (); Muvatta, Salat fis-Sefer 71, (1, ); Nesai, Mesacid 9, (2, 37); Ebu Davud, Menasik 99)
Sehl İbnu Huneyf radıyallahu anh rivayetine göre; Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
Kim evinde temizlenerek (abdest alarak) çıkıp Kuba mescidine gelir ve orada iki rekat namaz kılarsa bu ona bir umreye bedel olur. (Nesai, Mesaciid 9)
İslamiyet dönemi ilk mescidimiz, Mescid-i Kuba (Arapça: مسجد قباء)
Peygamber Efendimizin hicret sırasında yaptırdığı ilk mescidin ismi nedir?
Medinenin güneyinde bulunan Kuba Camii,Mescid-i Nebevi’den sonra kentin ikinci büyük ve prestijli camisidir. Ancak İslam tarihinde ilk inşa edilen mescit olması nedeniyle daha da bir önemli değere sahiptir.
Kuba Mescidi, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v), yılında Mekkeden Medineye hicret ederken konakladığı Kubâda inşa ettirdiği, inşaatında kendisinin de bizzat çalıştığı İslamda inşa edilen ilk mescittir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), Mekkeden Medineye hicret sırasında, cuma namazı saatine denk gelince, Mescidi Nebeviye 4 km mesafedeki burada, Cuma namazını kılmış, daha sonra buraya küçük bir mescid yapılmıştır.
Kubadaki Müslümanlar bazen Cuma namazlarını yakınlardaki İbni Sad (ra) evinde kılıyorlardı. Bu evin yeri Mescid-i Kübanın günümüzdeki uzantısına dahil edildi, ancak Külsüm b. Hidmin (ra) evinin yeri Mescid-i Kerimin güneybatısındaki birkaç kaya ile işaretlendi.
İslamiyetin ilk yıllarında ve Hicret döneminde Kubâ, kuyuları ve hurma bahçeleriyle meşhur verimli bir vaha üzerinde kurulmuş küçük bir köyden ibaretti. Başlangıçta Medineye uzaklığı km (6 mil) kadarken, Hicretten sonra yeni açılan ulaşım yolları ile Medinenin gelişmesi ve de büyümesiyle aradaki mesâfe bugün kapanmıştır.
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v), Mekkeden yola çıkıp on bir günlük yolculuktan sonra yılında Kubâya, Rebîulevvel ayının ortalarında bir pazartesi günü ulaştı.
Hz. Peygamber Efendimiz burada, Medine halkının ve çocuklarının coşku ve sevinçle söyledikleri bilinen Taleal-bedru Aleyna ilahisi ile karşılandı.
Orada, Amr b. Avfoğullarının yurdunda onların himâyesinde bulunan Külsüm b. Hidmin evinde bir müddet misâfir oldu. Genişliğinden dolayı daha uygun gördüğü Sad bin Heysemin evinde de ashabıyla sohbet etti.
Târihi kaynaklar Rasûlüllahın burada kaç gün kaldığı konusunda ihtilaf etmektedirler. Buhârînin Hicretle ilgili bir rivâyetine göre, 10 küsur gece kalmıştır (Buhârî, Menâkıb, 45). Bu, İbn Sadın 14 gün kaldığına dair rivayetine de uygundur (İbn Sad, Tabakâtül Kübrâ, l, ).
Mekkeden Medineye hicret eden ilk muhâcirler Kubâya vardıklarında orada Amr b. Avfoğullarının hurma kurutma yerini tesviye ederek, namaz kılmaya başladılar. İçlerinde Hz. Ömer (r.a.)in de bulunduğu bu ilk muhacirlere en güzel Kuran okuyanları olan Ebû Huzeyfenin azadlısı Sâlim imamlık yapıyordu (İbn Sad, Tabakâtul-Kübrâ, Beyrut , III, 87, IV, ).
Peygamber Efendimiz kısa bir zaman içinde Külsüm bin Hedm’in hurma kuruttuğu arsa üzerinde bizzat kendisi de taş ve kerpiç taşıyarak Kuba Mescidini inşa etti ve burada namaz kıldı. Mesci-i Kubânın ilk hali kare şeklinde bir düzlüğü çevreleyen dört duvardan ibaretti.
Peygamber Efendimiz, kıblenin Kâbeye çevrilmesinden ( M.) sonra Kubâ Mescidiniyeniden inşa etmiştir.
Bu sırada ön duvar ve ona paralel dizilen yedi sütun üstüne bir tavan yapılmıştır. Mescidin güneyinde Külsum bint Hidm ile Sad bin Heysemin evleri bulunmakta ve Sadın evinden mescide bir kapı açılmaktaydı.
Müslümanlar Peygamberin misafir kaldığı bu evleri de ziyaret ederlerdi. Sad bin Heysemin evinde Peygamberin namaz kılarak ashabıyla sohbet ettiği yer te gerçekleşen son imara kadar korunmuş, bu genişletmede Kubâ Mescidine dahil edilmiştir.
Bu caminin yenilenmesi birkaç kez yapılmıştı, bunu yenileyen ilk kişi Osman Ibn Affan (RA) sonra Umar (RA) Kuba Camii minarelerinin inşasını emretti.
Osmanlı İmparatorluğu sırasında Ebu Yalı El-Hüseyni, caminin içinde dua yönünü belirleyen noktayı inşa etmişti.
Yaklaşık otuz yıl önce, yılında, bu cami bir kez daha yenilenerek daha fazla insanın camide namaz kılmasını sağlayan genişletilme çalışması yapılmıştır. Caminin Kuzey tarafı, namaz kılmaları için kadınlara ayrılmıştır.
Cami günümüzde tamamen yeni inşa edilmiş dört adet minareye sahiptir. İmam ve Muezzinlerin yerleşim yerlerine bağlı 56 kubbe bulunur. Bu arada Kuba Camii ile bağlantılı bir kütüphane ve alışveriş merkezi de var.
Kuba Camii, Peygamber Efendimiz tarafından kurulan ilk cami olduğu için İslamda çeşitli nedenlerle tarihi bir öneme sahiptir.
İslam dininde inşa edilen ilk mescit olması bakımından, Peygamber Efendimiz (s.a.v)in belli günlerde bu mescidi ziyaret etmesi ve burada namaz kılması nedeniyle Kuba Mescidinin, Müslüman alemi açısından önemi büyüktür.
Kuba Mescidi Hz. Peygamber (s.a.s)in, düzenli olarak Cumartesi günleri, zaman zaman da Pazartesi günleri ziyaret etmeyi âdet haline getirdiği bir mesciddi. Oraya bazen binekli olarak bazen yaya gider ve namaz kılardı.
Hz. Peygamber (s.a.s) bir hadîs-i şeriflerinde Müslümanlara şöyle buyururlar: Kim güzel bir şekilde abdest alır, sonra Kubâ Mescidine gelir ve orada namaz kılarsa onun için umre sevabı vardır
(ibn Mâce, ikâme, ; Tirmîzi, Sâlat, ).Ahmed ibn Hanbel , el-Neseî , İbni Mace veHakim al-Nishaburi)Kubâ Mescidinde namaz kılmayı umreyle eşdeğer gören Hazreti Peygamber Efendimiz, Medinede bulunduğu zaman Cumartesi, bazen de Pazartesi günleri ve Ramazanın günüMescid-i Kubâya giderek namaz kılar, burada verilen Kuran-ı Kerim derslerine iştirak eder ve kendisine sorulan soruları cevaplandırırdı.
Kuba Mescidi hakkındaki ayet olarak kabul edilen, Kuran-ı Kerimde takva üzerine inşa edildiği bildirilen ve il yapılan mescit olarak övülen, namaz kılınması tavsiye edilen mescit Tevbe Suresi ayetinde şöyle ifade edilmektedir.
İlk günden takva üzerine kurulan mescid (Kuba Mescidi) içinde namaza durman için daha uygundur. Onda temizlenmeyi seven erkekler vardır. Allah da temizlenenleri sever.” (Tevbe Sûresi, âyet),
Kuranda bahsi geçen ve ilk günden takvâ üzerine kurulduğu belirtilen mescidin (et-Tevbe 9/), İslam alimlerince Kubâ Mescidi olduğu kabul edilmektedir. Bu ayette kastedilenin Mescid-i Nebevi olduğu da rivayet edilmektedir.
İslamda inşa edilen ilk mescit olan Kuba Mescidi, bugün Suudi Arabistanın Medine şehri sınırları içerisindedir. Kuba Mescidinin Medineye uzaklığı kmdir. Mescid-i Nebeviden ise yaklaşık 5 kilometre uzaklıktadır
İlk yapıldığı zaman Medine şehir merkezine uzaklığı km (6 mil) uzaklıkta olan Kuba Mescidi, Hicretten sonra yeni açılan ulaşım yolları ile gelişme göstermiş, Medinenin de büyümesiyle aradaki mesâfe bugün kapanmıştır. Günümüzde ise hac ve ümre için gelenlerin çoğu burayı da ziyaret etmektedirler.
Kuyuları ve hurma bahçeleriyle meşhur verimli bir vaha üzerinde kurulmuş olan, ve adını buradaki bir kuyudan alan Kubâ, hicret sırasında Mekke yolu üzerinde Medineye 6 mil mesafede bulunan bir köydü. Hicretten sonra Medinenin gelişimine paralel olarak süratle büyümüş ve şehrin mahallelerinden birisi haline gelmiştir.
Peygamberimizin Cennet pınarlarından bir pınar diyerek övdüğü Gars (İbn Sa‘d, I, ) ve yüzüğünün düşürüldüğü Erîs kuyuları da burada bulunmaktadır.
İlgili Diğer Konular
seafoodplus.info Facebookta!