kaynağı değiştir]
Yayınlanma: - 22 Şubat Güncellenme:
Çin tuzunun pekmez, nişasta veya şeker kamışı gibi ürünlerin fermantasyonu ile elde edildiğini söyleyen Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mahmut Muzaffer İlhan, “Monosodyum glutamat en çok gıda katkı maddesi olarak kullanılıyor. Birçok hazır paketlenmiş ürün içinde bu katkı maddesini görmek mümkün. E kodu ile paketli ürünlerde Çin tuzunu (MSG) görebiliyorsunuz. Cips, işlenmiş et, balık, ketçap, mayonez, konserve ve hazır çorba gibi birçok gıdada görülüyor. Çin tuzunun zararı içerisindeki glutamattan kaynaklanıyor. Bu katkı maddesi vücuda girdiğinde reseptörler yoluyla beyin ve santral sinir sistemiyle etkileşime geçiyor. Çin tuzunun bağımlılık yapma potansiyelinin olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca, iştah merkezini uyararak doyma hissini de azaltıyor” diye konuştu.
ÇEŞİTLİ HASTALIKLARDA ROL OYNUYOR
FOTO: SHUTTERSTOCK
Çin tuzunun hormon ve yağ dokularında bozulmalara neden olduğunu kaydeden İlhan, “Bu madde, insülin direncini arttırıyor. Dilde de tat duyusunu etkileşime geçirerek daha çok yeme konusunda vücudu uyarıyor. Kişilerde doyma hissi gelişmiyor ve iştah artışı gelişiyor. Beyinde oluşturduğu çeşitli toksit etkilerden dolayı alzheimer, parkinson, epilepsi (sara) gibi çeşitli hastalıkları oluşmasında önemli rol oynayabiliyor. Çin tuzunun üreme fonksiyonları üzerinde de etkili olduğunu ortaya koyan çalışmalar devam ediyor. Yağ dokusunda insülin direncini arttırarak, hipertansiyon ve obezite gibi hastalıklara da zemin hazırladığı değerlendiriliyor” ifadelerini kullandı.
ÇOCUKLARDA DAVRANIŞSAL BOZUKLUKLARA NEDEN OLUYOR
Bilim insanları ve sağlık çalışanları ile vatandaşlara büyük sorumluluklar düştüğünü dile getiren Doç. Dr. İlhan, sözlerine şöyle devam etti:
“Çin tuzu üzerindeki çalışmaların daha da artırılması gerekiyor. Ambalajlı ürünlerden uzak durmalıyız. Çin tuzu, hormon üretimi konusunda etkili olabilecek bir madde. Çocukları, yetişkinlere göre daha fazla etkiliyor. Çocuklarda davranışsal bozukluklara da sebep olabilir. Büyüme hormonu üzerinde de etkili olabileceği saptandı.”
EN ÇOK BEYİN SİSTEMİNİ ETKİLİYOR
Beslenme ve Diyet Uzmanı Yıldız Melek Aksoylu, “Monosodyum glutamat beşinci tat olarak ortaya çıkıyor. Yani lezzet veren tat olarak ortaya çıktı. Bir ürünü 10 gram yemek varken, 50 gram tüketiyoruz. Bazı ülkelerde gıda katkı maddesi, bazı ülkelerde aroma verici olarak kullanılırken bazı ülkelerde ise kullanımı tamamen yasaklanmış. En çok beyin sistemini etkiliyor. Beynimizi kontrol edemez hale gelirsek diğer organlarda etkilenir. Birçok ülkede bebek gıdalarında kullanımı yasaklandı” şeklinde konuştu.
İŞTAH MERKEZİNİ TETİKLİYOR
Monosodyum glutamatın, çocukluktan itibaren çok fazla tüketildiği takdirde ileriki yaşlarda kişinin sinir sistemini bozarak birçok sağlık sorununa neden olabileceğine dikkati çeken Aksoylu, sözlerine şöyle devam etti:
“Kişinin bir günde almış olduğu toksik yük çok önemli. İçerisinde monosodyum glutamat olan ürün ikinci defa tüketilmeye başladığı zaman bünyeye zarar veriyor. Bu katkı maddesi yiyeceklerde kullanıldığında daha fazla tüketime mi teşvik ediliyoruz sorusu ortaya çıkıyor. Bu katkı maddesinin fazla tüketimi fazla kilo demektir. Fazla kiloyla beraber diyabet hastalığı ortaya çıkar. Kalp ve hipertansiyon hastalıklarına neden olabilir. Aldığımız ürünlerin içeriğini okumalıyız. Çin tuzu iştah merkezini tetikliyor. İştah merkezini kontrol edemez hale geliyoruz. Bu da beraberinde kiloya bağlı hastalıkları getiriyor.”
BEYİN GELİŞİMİ İÇİN ÇOCUKLARI UZAK TUTMALIYIZ
Çin tuzunun bebeklerde ilk 4 yaş kullanımın yasak olduğunu vurgulayan Yıldız Melek Aksoylu sözlerini şöyle noktaladı:
“Kendimizin ve çocuklarımızın sağlığı için aldığımız gıdanın içeriğini okumalıyız. Çocukların yemeklerini belirli bir aya kadar evde yapmalıyız. Çin tuzu bir dönem bebek mamalarıyla gündeme gelmişti. Bebek mamalarında bazı markalar kullanıyor, bazı markalar ise kullanmıyor. Paketli ürün alırken içeriğine dikkat etmeliyiz. Çocuklarda beyin gelişimi belirli bir yaşa kadar devam ettiği için bu katkı maddesini tüketmesi çok zararlı olacaktır.” (DHA)
İlginizi ÇekebilirPandemi sürecinde obezite corona riskini arttırıyorİlginizi ÇekebilirProf. Dr. Özyaral'dan sahte parfüm uyarısıBebekcilt kanseriÇinÇocukdiyabetdiyetepilepsiEskişehiristanbulobeziteOsmangaziparkinsonSağlıkşekerTürkiye
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
seafoodplus.info kaynağı değiştir]
Monosodyum glutamat (MSG),doğada yaygın bir amino asit olan glutamik asidin nüfuz eden bir yapıda olması nedeniyle birçok gıdada bulunan glutamik asit formlarından biridir. Glutamik asit ve tuzları; aralarında hidrolize bitkisel protein, otolize maya, hidrolize maya, maya özü, soya özü ve protein izolatı dahil olmak üzere diğer birçok katkı maddesinde bulunabilir ve bunların genel ve olağan isimlerle etikette belirtilmesi zorunludur. MSG, yılından bu yana "baharatlar ve tatlandırıcılar" terimi kapsamına dahil edilememektedir. Ribonükleotid olan gıda katkı maddeleri disodyum inosinat ve disodyum guanilat, genellikle monosodyum glutamat içeren içeriklerde birlikte kullanılmaktadır. Ancak, gıda sektöründe glutamik asit kullanıldığında da 'doğal lezzet' terimi kullanılmaktadır (sodyum tuzu içermeyen MSG). FDA yasalarındaki eksiklik nedeniyle glutamik asidin yüzde kaçının 'doğal lezzet' olduğunu belirlemek mümkün değildir.
FDA, gıdanın hidrolize protein gibi serbest glutamat kaynağı olan maddeleri içermesi durumunda "MSG yoktur" veya "MSG eklenmemiştir" gibi etiketleri yanlış yönlendirici bulmaktadır. FDA, yılında "(glutamat içerir)" ifadesini; önemli miktarlarda glutamat içeren protein hidrolizatlarının genel veya olağan isimlerine eklemeyi önermiştir.
Gıdalar ve Pişirme adlı kitabının yılı versiyonunda gıda uzmanı ve yazar Harold McGee "[çok sayıda çalışma sonrasında], toksikoloji uzmanları MSG'nin yüksek miktarlarda bile olsa birçok kişi için zararsız bir içerik olduğu sonucuna ulaşmıştır."[33]