Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
Cambridge English Corpus kaynağından
cell'a dair bütün örnekleri gör
Örneklerdeki görüşler Cambridge Dictionary'nin editörlerinin, Cambridge University Press'in ya da lisans sağlayıcılarıın görüşlerini temsil etmez.
İngilizce doğal afetlerin sadece İngilizcesini bilmek yetmiyor. Bu kelimeleri öğrenmenizi kolaylaştırmak için pratik yapmalısınız. Sizin için İngilizce doğa olaylarıyla ilgili örnek cümleleri derledik.
“Last week began with thunderstorms and rain.”
(Geçen hafta gök gürültülü sağanak ve yağmurla başladı.)
“Theyve issued a tornado warning for this area.”
(Bu bölge için kasırga uyarısı verdiler.)
“One man died when he was struck by lightning.”
(Yıldırım düşmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.)
“Today most of the government buildings have been destroyed by the earthquake.”
(Bugün hükümet binalarının çoğu depremde yıkıldı.)
“Small tremors were still being felt several days after the earthquake.”
(Küçük sarsıntılar depremden birkaç gün sonra hala hissediliyordu.)
“The humanitarian crisis of the tsunami is not yet over.”
(Tsunaminin yarattığı insani kriz hala bitmedi.)
“Landscapers planted grass to stop the erosion of the hillside.”
(Peyzajcılar yamaçtaki erozyonu durdurmak için çim diktiler.)
“It started to hail, huge great stones.”
(Dolu yağmaya başladı, kocaman büyük taş boyutunda.)
“A cyclone swept across the island, killing several people.”
(Adayı süpüren bir siklon birkaç kişiyi öldürdü.)
“They felt a current of air like a hurricane wind.”
(Kasırga rüzgarı gibi bir hava akımı hissettiler.)
“Last summer, there was a serious drought in this country.”
(Geçen yaz bu ülkede ciddi bir kuraklık yaşandı.)
“The avalanche struck the ski resort in the late afternoon.”
(Öğleden sonra kayak merkezine çığ düştü.)
“A cigarette spark started the forest fire.”
(Bir sigara kıvılcımı orman yangınını başlattı.)
“Overnight the rain turns to snow, which turns into heavy blizzards.”
(Bir gecede yağmur kara dönüşür ve o da şiddetli kar fırtınasına dönüşür.)
“The flood came about as a result of the heavy spring rains.”
(Sel, ağır bahar yağmurlarının bir sonucu olarak ortaya çıktı.)
Debi kelimesinin ingilizcesi