Insancıl Kitap Ekşi

internet sitelerinde ellerinde olmayan kitapları da satıp tahsilatını yapan, sonrasında ise "bu kitaplar elimizde yok" diyerek yaptıkları iadede tutarları eksik yatıran, bununla ilgili telefonla dönüş yaptığınızda ise müşteriye bağırıp çemkiren çalışanları da olan kitapçı.

anlaşılan bunu adet haline getimişler :

seafoodplus.info&#x;lar-da-siteye-koyuluyor

zor bulunan kitapları ucuz ucuz satıyor diye sevindiren,sipariş verdikten sonra 1 hafta boyunca ses soluk çıkmayan ve kendilerini aradığınızda siparişinizi iptal ettiklerini söyleyen,üzen,hayal kırıklığı yaratan online kitap satıcısı.

eskişehirliler hep sever insancıl sahaf ı hatta iki şubesi vardı ben çocukken biri porsuk çayının yanındaydı en çokta onu severdim. kitapları gizli gizli karıştırmayı kokularını içime çekmeyi özledim sanırım.

ınternet uzerinden satis yapmamasi gereken firma. ılk defa almistim bir daha da almam. aldim dedigim parasini odedim, gelen giden yok daha.

asıl hazinesi aşevi yakınındaki subesindedir. alt katı kendi başına adalar şubesi kadar 2. el kitap barındırır.

overrated bir sahaf. hemen hemen aynı mevkide çok daha minimal ve samimi aynı zamanda zor bulunan baskıları bulabileceğiniz sahaflar da var.

internet sitelerinde sepete attığınız kitaplar için satın alma butonu olmayan yayın evi. hatta herhangi bir satın alma butonu yok. ancak sepete atabiliyorsunuz. "bize ulaşın" diye verdikleri whatsapp hattına da cevap veren yok. gerçekten süperler.

askerliğimi yaptığım günlerde dükkanlarından epey alışveriş yapardım. güleryüzlü, işlerini iyi yapan insanlardı. internette ise aynı performansa ulaşamıyorlar anlaşılan.

çocukluğumdan beri özellikle istiklal mahallesindeki şubesinde zamanın nasıl akıp gittiğini anlamadığım canım sahaf.

bunların 'dorlion yayınları' adı altında bastığı 'türlerin kökeni' tek kelimeyle rezalettir, ahlaksızlıktır. almayın aldırmayın

birçok eski dergiyi çok uygun fiyata burdan alabiliyorum mizah dergilerinden tarih dergilerine. kitap konusunda çok iyi bir sahaf değildir ama dergileri için gitmeye devam

baygınlık nöbetleri eşliğinde okuduğum, buna rağmen bitirmek için hırs yaptığım, sonuna geldiğimde "oh bea" nidalarıyla kitaplığın en uzak köşesine, tozlanmak üzere terk ettiğim kitap.

kabalcı'dan yarı fiyatına aldığım kitap. georges bataille'i deathspell omega'nın etkilendiği bir yazar olmasıyla ve aldığım seçmeli edebiyat dersi vasıtasıyla duymuştum.

kitaptaki, birinci ağzıdan okuduğumuz hikayede hakikaten bunaltıcı ve tiksindirici bir hal var. ama yine de sürükleyici ve merak uyandırıcıydı.

(bkz: rahip c)

"eeeh, ööööff" diye diye okuduğum, bitse de gitsek tarzı kitap. kitapları "iğrençlikler" diye tabir edilen davranış örneklerini günlük hayatta çok görüyoruz zaten. yabancı değil. ikiyüzlülük, şeyinin doğrultusunda gitme vs vs. belki de bir ayna oldu bu kitap. sen busun veya sizler busunuz da diyor olabilir. o yüzden kendimize bakmaktan da çekinmiş olabiliriz. bilemedim bak şimdi.

ne çok akıcı ne de sıkıcı olan kitap.

bir rahibin bir orospu tarafından arzulanmasının nasıl bir durum olduğunu anlatan ve yüksek dozda libido ile yazılmış bir kitap.

"insancıl her şey insan için kurulmuş bir tuzaktır: ne yaparsak yapalım, hiçbir düşüncemizin bizi aldatmasına ve eğer yeteri kadar hafızamız varsa belli bir süre sonra güldürmesine engel olamayız. en büyük çığlıklarımız bile sonunda bir şakaya dönüşür, bu çığlıkları işitenler bir süre sonra endişe etmekten sıkılırken, bağırmış olanlar da kendi hâllerine şaşmaya başlarlar."

serbest çağrışım