Sanatçı
: İlahiler
Albüm
: Türkçe İlahiler
Şarkı
: Esmaül Hüsna Zikri
Boyut
: MB
İndirme
: Toplam İndirme
Tarihinde eklendi, Toplam İndirme
Sanatçı'nın En Çok İndirilen Mp3leri
Kullanıcı Yorumları (İlahiler - Esmaül Hüsna Zikri )
Esmaül Hüsna Zikri Şarkı Sözü
Esmaül Hüsna Zikri İçin şarkı sözü eklenmemiş. Esmaül Hüsna Zikri Şarkı sözlerini biliyorsanız bize gönderebilirsiniz.
Esmaül Hüsna Zikri Anahtar Kelimeler
İlahiler Esmaül Hüsna Zikri Mp3 İndir Dinle , İlahiler Esmaül Hüsna Zikri Şarkı Sözleri , İlahiler Albümleri , İlahiler Esmaül Hüsna Zikri Cep Telefonuna Mp3 İndir,Esmaül Hüsna Zikri bedava mp3 indir ,Esmaül Hüsna Zikri cepten ücretsiz indir
Sanatçı'nın Son Eklenen Mp3leri
Şuan Dinlenen Mp3'ler
Niyazi Altılar'ın Hayatın Büyük Sırrı 5. Element adlı kitabı geçtiğimiz aylarda kitapçı raflarında yerini aldı. Dini içerikli bir bireysel gelişim ve moral motivasyon kitabı olan eser benzerlerinden bir hayli farklı.
Kendisini sosyolog yazar ve liderlik uzmanı olarak tanımlayan Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü mezunu olan Niyazi Altılar'ın İslami literatürle kaleme aldığı eserinin bölüm başlıkları, 'evrendeki ilahi sır, içimizdeki ilahi sır, hayatın büyük sırrı, sevginin birleştirici gücü, sevginin iyileştirici gücü, sevginin geliştirici gücü, bilgelik kaynağı sevgi, özgürlük kaynağı sevgi, sonsuzluk kaynağı sevgi, kendimizi sevmeyi öğrenmek, hayatı sevmeyi öğrenmek, evrensel yasa: çekim yasası, affetmek ve sevgi yasası, iyi niyet ve sevgi yasası, dürüstlük ve sevgi yasası, kozmik bilinç ve 5. element, koşulsuz sevgi ve 5. element, Yunus Emre ve koşulsuz sevgi şeklinde adlandırılmış
Kendi adına açılmış bir de internet sitesi bulunan yazarın eserindeki en ilginç bölüm ise hiç kuşkusuz Allah'ın güzel isimlerinin evreni şekillendiren özelliklere sahip olduğunu hatırlatması ve onlanın şifa kaynağı olarak kullanılabileceğini belirtmesi. Yazarın Oksiyen yayınlarından çıkan eserine göre her isim değişik organlar için şifa kaynağı hükmünde.
Ünlü İslam alimlerinden Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın Mukaddime adlı eserinde zirveye çıkan haliyle şahit olduğumuz tarzda dini bilgilerin günün bilimsel verileri ışığında harmanlanmasıyla halkın da anlayacağı tarzda sadeleştirilmesinden oluşan yazım tarzı bu eserde en modern şekliyle okurlara sunuluyor.
Esmaül Hüsna için "bedeni ve zihni, öfke, nefret, eleştiri, hüzün, pişmanlık, kıskançlık, korku ve günah duygusundan meydana gelen zehirleri temizleyen en etkili güçtür. Hastalık genelde bedenin herhangi bir yerinde enerjinin işlevini yapmaması sonucunda oluşur. Öfkelendiğimizde, bedenimizde öldürücü bir zehir meydana gelir. Eğer bu zehir nötralize edilmezse bazen uzun vadede ölümle sonuçlanır.İşte bu zehrin de en büyük panzehiri Esmaül Hüsna’dır" tarifini yapan yazar bazı rahatsızlıkları ve onlara iyi gelecek adları listeliyor;
İşte bazı rahatsızlıklar ve ona şifa verecek Esmaül Hünsa:
Yazar eserinde, "türlü ihtiyaçların giderilmesine yönelik şu zikir tekniklerini deneyebilirsiniz" tavsiyesinde de bulunuyor:
Sağlıklı bir ömür için El- Vasi
İyi bir idareci olmak için El-Vali
Yeni bir iş kurmak için El-Hakim
Küsleri barıştırmak için El- Cami
Bolluk ve bereket için El- Hamid
Bedenen güçlü olmak için El- Kaviy
Sevmek ve sevilmek için El- Vedud
Daima yükselmek için El- Mukkadim
Birinin elinizden tutması için El-Veli
Her meselenin çözümü için Ez- Zahir
Birilerine iyilik yapmak için El- Latif
İlim ve irfanınızın artması için EL-Alim
Cesur ve atılgan olmak için El Kahhar
Alacaklarınızı tahsil etmek için El-Bais
Hafızanızın kuvvetlenmesi için El- Habir
İzzet ve şerefinizin artması için El- Mecid
Ağır hastalıklardan korunmak içi El-Mümin
İkna kabiliyetinizin yükselmesi için El- Azim
Kaybettiğiniz bir şeyi bulmak için El- Vacid
Üzüntü ve sıkıntıdan kurtulmak için El Halik
Yaşamda neşeli ve enerjik olmak için El-Hayy
İşlerinizde daha başarılı olmak için El- Muhyi
Kötü alışkanlıklardan kurtulma için Er- Reşit
Kötü birinin uzaklaştırılması için El- Muahhir
Zekanızın daha kuvvetli olması için El- Muhsi
Herhangi bir hedefe ulaşmak için El- Musavvir
Eşinizle aranızın daha iyi olması için El- Muksit
Hatırı sayılır insanların sizi sevmesi için El- Vali
Şansınızın ve talihinizin açılması için Eş- Şekkkur
Elinizdeki fırsatları değerlendirmek için El- Muid
Elinizdeki bir şeyi muhafaza etmek için Er-Rakib
İhtiyacınız olan bir şeyi elde etmek için El- Mukit
İnsanlardan hürmet ve saygı görmek için El- Kebir
Sizde eksik olan bir şeyi tamamlamak için El- Mukit
Arzu ve isteklerinizin kabul olunması için El- Mucib
İşinizde yükselmek ve kariyer yapmak için Er- Rafi
Çocuklarınızın size daha itaatkar olması için El- Hadi
Maddi ve manevi anlamda güçlü olmak için El- Metin
Sizde eksik olan bir şeyin tamamlanması için El- Cebbar
Şefkatli ve merhametli olmak için ER-Rahim, Er-Rahman
Aranız açık bir arkadaşınızla barışmak için Celle Celelahü
İnsanlar arasında başı dik ve alnı açık gezmek için El- Hasib
Size zarar verecek kişilerin sizden uzaklaşması için Ed- Darr
Başkalarını duygu ve düşüncelerini anlamak için El Müheymin
Birinin gücü ve varlığı karşısında zayıf kalmamak için El-Müzill
Başladığınız bir işi başarıyla sonuna kadar götürmek için El-Vekil
Zihinsel,ruhsal ve bedensel olarak organize olmak için El-Kayyum
Herhangi bir konuda haklı olduğunuzu ispatlamak için El- Hakem
Birine yaptırmak istediğiniz işinizin kolaylıkla olması için El-Rezzak
Maddi ve manevi anlamda sıkıntıya düşmemek için El-Muğni, En-Nafi
Olmadık yerden başınıza felaketlerin gelmemesi için El -Mani, Es-Selam
"Esmâ'ul hüsnâ bilgisi, Allah-âlem ilişkisine ışık tutması ve sonuçta Allah'ı tanıtması açısından önem taşımaktadır" diyen yazar Niyazi Altılar, Esmaül Hüsna'nın insanı mutluluğa, huzura, sağlığa ve başarıya ulaştıran bir enerji ve şifa kaynağı olduğunu savunuyor ve özelliklerini şöyle sıralıyor:
"Esmaül Hüsna, insanın içinde eksik olan enerjileri tamamlar, zarar veren negatif enerjileri de yok eder ve kişiyi rahatlatır.Çünkü Esmaül Hüsna;Sizde Allah hakkında yücelik ve aşkınlık hissi uyandırıseafoodplus.infore huzur ve sükûn verir, lütuf ve rahmet ümidi telkin eder.
Esmaül Hüsna, fiziksel, psikolojik ve zihinsel sorunların çözümlenmesine yardım etmesi ve diğer pozitif etkileri hem iş yaşamında hem duygusal yaşamınızda hem de sosyal ilişkilerinizde sizi destekleyecek ve çok daha mutlu bir insan olmanıza yardım edecektir.
Yüce Yaratıcı, kâinat ağacının meyvesi olan insanın kalbini kendine bir nevi arş yapmış, Hadis-i Kudsîde “Yere göğe sığmam, mü'min kulumun kalbine sığarım” buyurarak ona ne kadar önem verdiğini çok açık bir şekilde göstermiş. Bu sebeple insan kalbi de yalnız ve yalnız Ona yönelmekle ve Onunla olmakla huzura erebiliyor. Kur'an-ı Kerim'de, “Dikkat edin! Kalpler ancak Allah'ın zikri ile mutmain olur, huzura kavuşur!” (Ra'd Suresi, Ayet)"
(Haber 7)
Kitapla ilgili teknik bilgiler ve internet üzerinden sipariş şartlarını görmek için bu linki kullanabilirsiniz:
1 – ALLÂH : [ Tüm isim ve sıfatlan kendinde toplayan yüce Allah'ın zatının, başka hiçbir varlığa verilemeyen ismidir. ]
Allah zikrine devam eden kişinin derecesi hem Allah katında hem de insanlar katında artar. İnsanlar arasında; sevilen, sayılan, sözü geçen kıymetli bir kişi olur. Duaları kabul görür. Nefis şeytanının şerrinden kurtulur. Güneş doğarken gümüş veya altın levha üzerine Allah ismini yazan ve üzerinde taşıyan şeytan şerrinden korunur. Soğuk havada bu levha üzerinde iken Allah diye zikrederse soğuğu hissetmez. Balgam hastalığı olan kişi taşırsa balgam hastalığından kurtulur. Kişi 7 gün oruç tutup, gece yarısında 2 rekat Allah rızası için namaz kılıp, ardından 66 defa Allah zikrini yaparsa; Allah bir melek görevlendirir. O melek, o kişiyi tüm kötülüklerden koruduğu gibi, hal ve hareketlerinde, işlerinde o kişiyi yönlendirir, yönetir ve yardımcı olur. Allah ismini kağıda gül suyu, safran ve misk karışımıyla yazıp, üzerinde taşıyanı Allah her türlü kötülükten korur. Amir veya makam sahibi kişilerin yanında riayet görür. Düşmanlarına karşı galip gelir. Cuma günü oruçlu olarak, sabaha doğru gümüş yüzüğe Allah ismini yazıp, sağ elinin parmağına takan kişinin her isteği insanlar tarafından karşılanır. İşi görülür. Sol elinin parmağına takıp bir mahkemeye giden kişi haksızlığa uğramaz.
Allah Cenabı Hakk’ın Celal ve Cemal gibi bütün isimlerini kapsamaktadır. Allah diye zikreden Cenabı Hakk’ı bütün isimleri ile anmış olur. Bütün isimler Allah isminde gizlidir. Diğer isimler Allah İsmi Azamına birer sıfattır. Allah ismi hiç bir isme sıfat olmaz. Cenabı Hakk’ın Zatına mahsus bütün isimlerin özellikleri Allah isminde vardır. Allah ismi; ruhi hastalıklardan, kalp katılığından, küfürden, maddi ve manevi bataklıktan, nefsin istek ve arzularından kurtulmak, düşmanlarını yenmek, merhamet sahibi olmak, Allah’ın istediği şekilde hayat sürmek, son nefeste imanlı ölmek, kalbin nurlanması, imanlı olması ve şifa bulmak, güç, kuvvet ve rızık kazanmak, gizli sırlara vakıf olmak, hem dünya, hemde ahiret saadetine ermek için zikredilir.
Allah ismi iki şekilde zikr olunur;
1) Ya Allah
2) Allah, Allah… diyerek Ya: Yardım isteme, aman ve ah gibi medet talep etmeyi ifade eder.
Zikretmek iki şekilde olur;
1) Kişiye Cenebı Hakk’ın ilham yoluyla telkin etmesi şekliyle yapılan zikir.
2) Kişinin alim bir zat’a el verip / (nispet edip), ders alıp onun dediği ve tavsiye ettiği şekilde zikretmek.
Zikre başlamadan önce abdest alınır. Niyet edilir. ; Dünya kelamından uzak, dünyayı unutarak, ismin hem dil, hemde kalb ile birlikte ifadesine başlanır. Manevi alemlerin sultanı olmak için YA HU YA ALLAH ismi azamı zikredilir. Bu zikir Allah dostlarının, veli kullarının zikridir. HU ismi şerifi dışında Allah isminin önüne hiç bir isim geçemez. Allah ismini insanlardan uzak, tenha bir yerde abdestli olarak zikredene; Meleklere mahsus alemlerin kapıları açılır. Maneviyatı güçlenir. Yüksek makamlara ulaşır, nurlanır. Hergün Ya Allah Ya Hu diye defa zikirde bulunanı Allah, kemaliyle rızıklandırır. Şifa için Allah ismi 70 defa bir kağıda yazılıp, yazı su içinde silindikten sonra, hastaya içirilirse; hasta şifa bulur.
2 – ER RAHMÂN: Rahman [ Bütün Yaratılmışlar hakkında hayır ve merhameti tercih eden ]
Günde zikir sayısı : – Dünya ve Ahirette Allah’ın sevgilisi olmak için okunur.
Farz namazlarının ardından defa Ya Rahman ismini zikreden; Allah’ın rızasını kazandığı gibi, Allah’ın nimetleride ona sunulur. 40 gün riyazet halinde defa Ya Rahman ismini zikredenin kalp gözü açılır. 5 V akit namazların ardından defa Ya Rahman ismini zikreden, her olaydan haberdar olur. Olay olmadan haberi olur. Er Rahman ismini; misk, safran, gül suyu karışımı mürekkep ile kağıda yazıp üzerinde taşıyan; insanlar arasında sevgi, saygı görür. Günde defa zikredenin her arzusu gerçekleşir.
3 – ER RAHİM: Rahim [ Çok merhamet eden, büyük nimetler veren. ]
Günde zikir sayısı : – Maddi ve Manevi Rızıklar için okunur.
Ya Rahim ismini zikretmeye devam eden kişi; belalardan, kazalardan ve afetlerden korunur. Uykusunda ağlayan veya korkan çocuğun üzerine defa Er Rahim isminin yazıldığı kağıt konulursa; çocuk bu durumdan kurtulur. 5 vakit namazlarının sonunda Ya Rahim ismini defa okuyanın ahlakı düzelir. Rızkı ve bereketi artar. Hastaysa şifa bulur. Tüm nimetler okuyanın ayağına gelir. Errahmanirrahim veya Ya Rahman Ya Rahim isimlerini zikredenler; sıkıntıdan, darlıktan ve korkularından kurtulurlar. Günde defa okuyanın kalbi yumuşar, Allah’ın rahmetini kazanır. Kötülüklerden muhafaza olur.
4 – EL MELİK: Melik [ Bütün Kainatın Tek Sahibi ve mutlak hükümdarı. ]
Günde zikir sayısı : 91 – Emir sahibi olmak, maddi ve manevi güçlü olmak için okunur.
Sabah namazının ardından defa Ya Melik ismini zikreden fakirlikten kurtulur. Bu ismi her gün okumaya devam edenler bazı sırlara vakıf olurlar. İlim ve marifet sahibi olurlar.
5 – EL KUDDÛS: Kuddus [ Hatadan, gafletten, aczden ve her türlü eksiklikten pek uzak, pek temiz ]
Günde zikir sayısı : – Günahlardan kurtulmak ve kalp temizliği için okunur.
Ya Kuddüs ismini zikreden kişi şehvetten kurtulur, ahlakı düzelir. Günde defa okuyan kalbin manevi hastalıklarından kurtulup, insanlar arasında sevilen, saygı duyulan kişi olur. Vesveseden kurtulur. Şeytanın hilelerinden uzak olur.
6 – ES SELAM: Selam [ Kullarını selamete çıkaran, Cennetteki bahtiyar kullarına selam veren ]
Günde zikir sayısı : – Korkulan her şeyden korunmak için okunur.
Hasta üzerine veya defa Ya Selam ismi okunursa hasta iyileşme gösterir. Es Selam ismini kağıda yazıp üzerinde taşıyan ve sürekli zikr eden; fenalık ve kötülüklerden emin olur. Ya Selam isminin zikrine devam eden kişi; cin, şeytan ve insanların hile ve vesveselerinden uzak olur. 66 defa bir kaba yazıp, 40 gün aç karnına bu sudan içen vesvese hastalığından kurtulur. Günde defa okuyanın her duası kabul olur.
7 – EL MÜ’MİN: Mü’min [ Gönüllerde iman ışığı uyandıran, kendine sığınanları koruyup rahatlatan ]
Günde zikir sayısı : – Kötü hastalıklara düşmemek için okunur.
Her gün sabah namazının ardından defa Ya Mü’min ismini zikreden sıkıntıya düşmez. Dili, yalan ve küfürden uzaklaşır. Riyadan, zinadan, kibirden, hasedden, kötü ahlaktan uzak olur. Her gün defa Ya Mü’min ismini zikreden hastalıklardan ve sıkıntılardan kurtulur. 43 gün, 5 vakit namazların ardından, defa Ya Mü’min ismini zikreden arzusuna kavuşur. Her gün okumayı adet haline getiren muhtaçlık hissetmez, kimseye muhtaç olmaz, düşman şerrinden muhafaza olur, dili kötü söz söylemez.
8 – EL MÜHEYMİN: Müheymin [ Gözeten ve Koruyan ]
Günde zikir sayısı : – İnsanların düşüncelerini anlar korunur.
Ya Müheymin zikrine devam eden unutkanlıktan kurtulur. Bu zikre bir Ulema ile devam eden gizli sırlara vakıf olur. Yatsı namazının ardından defa okuyup konuşmadan, sağ tarafına yatıp uyuyana rüyasında olacak hadiselerden haber verilir. Günde defa tenha bir yerde okuyanın kalbi nurlanır. Günde defa okuyan bela, musibet ve düşman şerrinden korunur. İlim ve imanı artar. Yazıp üzerinde taşıyanın rızkı ve malı artar. Allah’ın himayesinde olur.
9 – EL AZÎZ: Aziz [ Mağlup edilmesi mümkün olmayan galip ]
Günde zikir sayısı : 94 – Düşmanlara galip gelmek için okunur.
Ya Aziz ismini zikreden kişi, kendini insanlara sevdirir. İşi ve istekleri geri çevrilmez. Hem insanlara, hemde ruhanilere karşı sözü geçen, itibar sahibi bir kişi olur. Ya Aziz ismi 7 gün düşmanının helakı niyetiyle okunursa, kişinin düşmanı helak olur. 40 gün sabah namazından sonra 40 defa okuyan fakirlikten kurtulur. Kimseye muhtaç olmaz. Hergün evden çıkarken, 94 defa Ya Aziz ismini zikreden dünya ve ahirette bahtiyar olur.
10 – EL CEBBÂR: Cebbar [ Eksikleri tamamlayan, dilediğini zorla yaptırmaya müktedir olan ]
Günde zikir sayısı : – istek ve arzuların olması için
Ya Cebbar ismini zikreden kişiye bütün insanlar itaat edeler, o kişiye kötülük yapmaya cesaret edemezler. Ya Cebbar ismi bir düşmanın helakı için defa okunur. Ya Cebbar ve Zülcelali Vel İkram isimlerini beraber yazıp üzerinde taşıyan bütün insanlara güzel görünür. Her gören saygı ve sevgide bulunur.
11 – EL MÜTEKEBBİR: Mütekkebbir [ Her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren ]
Günde zikir sayısı : – İzzete ve refaha nail olmak için okunur.
Ya Mütekebbir ismini hergün okuyan konuştuğu zaman karşısındakileri tesiri altında bırakır. Okuyanın hayır ve bereketi çoğalır. Her gün sabah namazının ardından defa Ya Mütekebbir ismini zikreden itibarlı olur. Karşısındakiler ona itaat eder, sözü geçen bir kişi olur. Her gün müşteri saatinde defa okuyanın bereketi artar. Kötü davranışları olan ve sürekli haram işleyen kişinin üzerine defa okunursa o kişi davranışlarını düzeltir.
12 – EL HÂLIK : Halik [ Bütün varlığı, halleri ve hadiseleri, tayin ve tesbit eden hepsini yoktan var eden. ]
Günde zikir sayısı : – İşlerde üzüntüden ve sıkıntıdan kurtulmak için okunur.
Ya Halık ismini zikredenin kalbi nurlanır. Her işte başarılı olur. Bela ve kötülüklerden korunur. İyileşmesi zor akıl hastalığı olanlar bu ismi yazıp taşımaları halinde faydasını görürler. Çözülmesi zor olan bir işi olan kişi; kıbleye yönelip defa Ya Halık ismini zikredip, işinin çözülmesi için dua ederse işi halolur.
13 – EL BÂRİ’ : Bâri [ Eşyayı ve herşeyin vucüdunu herşeyin birbirine uygun halde yaratan ]
Günde Zikir Sayısı : – İşinde Başarılı olur, şöhret bulur.
Ya Bari’ ismini 7gün defa okuyan selamete erer ve afetlerden korunur. Günde defa şems saatinde okuyan; düşmanlarını yener, feraha erer ve zihni, aklı gelişir. En az bir sene okumaya devam eden şifa verir. Şifacı olur. Ağır işler kolaylaşır. Ya Bari’ ismini defa abdestli ve kıbleye yönelerek okuyan; ardından isteği doğrultusunda dua ederse isteği gerçekleşir, duası kabul görür. Başı ağrıyan kişi El Bari’ ismini gümüşe yazıp başında taşırsa baş ağrısından kurtulur
14 – EL MUSAVVİR : Musavvir [ Tasvir eden, herşeye bir biçim ve özellik veren ] / EL-MU’TÎ : [ Veren, ihsân eden ]
Günde Zikir Sayısı – Maksat ve merama ulaşmak için
Ya Musavvir ismini zikreden başladığı işte başarılı olur, geri kalmaz ve yaptığı iş bozulmaz. Sanatkarsa sanatında başarılı ve üstün olur. Ya Musavvir ismini defa hergün okuyan ruhanilerle irtibata geçer. Ya Musavvir ismini zikreden sıkıntılarından kurtulur, çocuğu ahlaklı olur. Günde adet okuyan kişi düşmanını dost yapar. Bir istek veya arzu için okunursa okuyanın arzusu gerçekleşir.
Allah (c.c.), Mu’tî’dir. Yani, mahlûkatına hayat hakkını ve her istediğini verendir. Cenab-ı Hak kullarının Kendisine açılan ellerini boş çevirmez. Mahlûkâtının hal ve söz dilleriyle yaptıkları duâ, niyaz ve isteklerini kabul eder. Varlıkların ihtiyaçlarını eksiksiz yaratır ve ellerine verir. Mîde için yeryüzünü envâi türlü yiyecek ve gıdalarla donatan Cenab-ı Hak, maddî-mânevî tüm âzâların ihtiyaç duydukları nîmetleri yaratır ve ikram eder. Kullarını Cennetine alır ve her arzu ettiklerini ihsân eder. Mu’tî ismi Hazret-i Ali’nin (r.a.) Peygamber Efendimizden (a.s.m.) rivâyet ettiği vârit olmuştur. Duha suresi seafoodplus.info geçmektedir. Gözü veren Cenab-ı Hak, görünen âlemde göz zevkine uygun güzellikleri de yaratıp gözün önüne sermiştir. Kulağı veren Allah Teâlâ, işitme âleminde latîf nağmeleri ve güzel sesleri de yaratmış ve kulağın işitme zevkine ikram etmiştir. İnsandaki her türlü cihâzât ve âletlerin, duygu ve latîfelerin her birisinin ayrı ayrı hizmeti ve ubûdiyeti, ayrı ayrı lezzeti, elemi, vazifesi ve mükâfâtı vardır. Cenab-ı Hak ve Hakîm-i Mutlak, insanda istihdam ettiği cihâzların her birisinin, mânevî şükürlerine karşılık, lâyık ücretlerini de inşaallah verecektir.Rızkımızı veren Rezzâk’ımızdır. Zenginlik ve servet veren Ganî olan Cenab-ı Haktır. İstemelerimize ve duâlarımıza cevap veren, atiyye veren Cenab-ı Haktır. Sayısız arzularımızı ve gayelerimizi gerçekleştiren ve yerine getiren de Cenab-ı Haktır.
15 – EL ĞAFFÂR : Gaffar [ Mağrifeti pek çok ]
Günde Zikir Sayısı : – Bağışlanmak ve günahlardan korunmak için okunur.
Ya Gaffar zikrine devam eden günahlarından, hata ve isyanlarından mağfiret bulur. Affolunur. Hasımlarının gözünde görünmez olur. Kavga ve savaş durumunda düşmanları tarafından görülemez. Gaffar ismini zikreden Allah’dan merhamet istemiş olur. Günde defa okuyan maddi ve manevi halini düzeltir. Gizli şeylerin esrarına vakıf olur. Sinirlenip herşeye parlayan kişiler bu ismi okursa öfkeleri yatışır. Kurşun levha üzerine yazıp üzerinde taşıyan zalimlerin şerrinden korunur.
16 – EL KAHHÂR : Kahhar [ Herşeye her istediğini yapacak şekilde galip ve hakim olan ]
Günde Zikir Sayısı : – Zalimleri kahretmek için
Kahhar ismi; düşmanı kahretmek ve düşmanı helak etmek gibi bir tesire sahiptir. Ya Kahhar ismini her gün okuyanların kalbinde dünya sevgisi kalmaz. Nefsine yenik düşmez. Düşmanlarını hezimete uğratır. Düşmanına karşı beddua da bulunsa düşmanı helak olur. Şehvet ve hırstan kurtulur.
17 – EL VEHHÂB : Vehhab [ Her türlü nimeti devamlı bağışlayan ]
Günde Zikir Sayısı : – Sıkıntısız borçsuz bir hayat için okunur.
Ya Vehhab ismini sürekli zikreden kişinin rızkı artar, maddi sıkıntılarından kurtulup, refaha erer. Mahlukata karşı güçlü ve heybetli görünür. Dua edilirken 7defa zikr olunursa duanın kabulune vesile olur. Zeka ve anlama güçlüğü olanlara yazılarak içilirse faydası olur.
18 – ER REZZÂK : Rezzak [ Yaratılmışlara faydanılacak şeyleri ihsan eden ]
Günde Zikir Sayısı : – Bol rızıklı ömür için okunur.
Her sabah namazından sonra defa Ya Rezzak ismini zikredenin rızkı artar, maddi sıkıntıları sona erer. Aç karnına günde 20 defa okuyanın zekası ve zihni açılır. İşini gördüreceği kişinin yüzüne 26 defa okunursa işi görülür. Kötülüklerden ve fitnelerden korunmak için sabah namazı vakti girmeden evin dört tarafına onar defa Ya Rezzak ismi okunarak üflenir. Ya Fettah Ya Rezzak isimlerini hergün beraber okuyana; kapalı kapılar açılır, maddi sıkıntıya uğramaz, rızkı artar.
19 – EL FETTÂH : Fettâh [ Her türlü zorlukları açan ve kolaylaştıran ]
Günde Zikir Sayısı : – Maddi manevi hayırlar için okunur.
Ya Fettah isminin zikrine devam edene Allah hayır ve bereket ihsan eder. Darlık ve sıkıntı çekmez. Okuyanın kalbi nurlanır, işleri kolaylaşır. Makam ve mertebesi yükselir, kimseye muhtaç olmaz. Sabah namazlarının ardından sağ elini kalbine koyarak 71 defa okuyanın kalbi temizlenir. Yatarken okuyana rüyasında bilmediği şeyler gösterilir. Zor bir durumdan kurtuluşa ermek için niyet ederek utarit saatinde defa okunur. Düşmanının dost olması niyetiylede utarit saatinde defa okunmaya devam edilirse düşmanı dost olur.
20 – EL ALÎM : Alim [ Her şeyi çok iyi bilen ]
Günde Zikir Sayısı : – ilim zenginliği için okunur.
Ya Alim zikrine devam eden gizli sırlara vakıf olur. Herşey ona beyan olur. Okuyanın ilmi artar, hikmetli konuşur ve yüce makamlara erişir. El Alim ismini yazıp suda silip içenin anlayışı ve zekası artar.
21 – EL KÂBID : Kâbid [ Sıkan, Daraltan ]
Günde Zikir Sayısı : – Zalimin zülmünden kurtulmak için
Ya Kabid ismini okumaya devam eden kişi heybetlilik ve celallik kazanır. Kimse düşmanlık etmeye, hakkında dedikodu yapmaya cesaret edemez. Okuyan kötü huylarından kurtulur. Düşman şerrinden korunmak için defa okunur. İki ay günde defa okuyana bazı sır perdeleri açılır.
22 – EL BÂSIT : Bâsit [ Açan, Genişleten ]
Günde Zikir Sayısı : 72 – İşlerin büyümesi mal ve paranın bereketi için okunur.
Ya Basıt ismini zikreden kişi korktuğu şeylerden emin ve güven içinde olur. Kalbindeki korku ve endişeler gider. Kalbi geniş olur. Keyfi ve neşesi artar. Sıkıntılarından kurtulur. Rızkı ve itibarı artar. Kalp gözü açılır. Hergün sabah namazından sonra 72 defa Ya Basıt ismini zikredenin rızkı bollaşır.
23 – EL HÂFIZ : Hafıd [ Yukardan aşağıya indiren alçaltan ]
Günde Zikir Sayısı : – Kötüden ve belalardan korunmak için okunur.
Ya Hafız ismini zikreden; korku, telaş, kötülük ve fenalıklardan emin olur ve korunur. Okuyana düşman saldıramaz. Cin, şeytan ve insan şerrinden korunur. Bu isim; korunması için, neye okunursa, o şey muhafaza olur, korunur.
24 – ER RÂFİ’ : Râfi [ Yukarı kaldıran, yükselten ]
Günde Zikir Sayısı : – İnsanlar arasında ve işinde yükselmek için okunur.
Ya Rafi ismini zikreden her türlü hayırlara vesile olur. Rızkı ve derecesi artar. İnsanlar arasında yüksek mertebelere ulaşır. Düşmanlarının kalbinde korku ve ürperti olur. Fakirlikten ve zalim şerrinden muhafaza olur.
25 – EL MUİZZ : Muiz [ İzzet veren, ağırlayan ]
Günde Zikir Sayısı : – Fakir ve zelillikten kurtulmak için okunur.
Ya Muizz zikrine devam eden kişi aziz olur. Gücü, kuvveti artar. Kadri yücelir. Mahlukata karşı heybetli görünür. Kimseden korkmaz.
26 – EL MUZİLL : Müzil [ Zelil eden, alçaltan ]
Günde Zikir Sayısı : – Düşmanları zelil etmek için
Ya Muzill ismini zikreden kişiye, istediği düşmanını Allah zelil kılar. Düşman ve zalim şerrinden emin olur, korunur. Düşmanını hezimete uğratır.
27 – ES SEMî’ : Semi [ Herşeyi iyi işiten ]
Günde Zikir Sayısı – Duaların kabulu için okunur.
Ya Semi ismini zikredenin duaları kabul olur. 7 gün oruç tutup, halvete girerek Ya Semi ismini zikreden ulvi ruhların sesini işitir.
28 – EL BASÎR : Basir [ Her şeyi iyi gören ]
Günde Zikir Sayısı : – Acziyetin kalkması için okunur.
Ya Basır ismini zikredenin dünya ve ahiret korkuları kalmaz. Basiret gözü açılır. Tüm kötülüklerden korunur. İstek ve arzuları gerçekleşir. Ya Basır ismini her sabah defa zikreden gizli husus ve hadiseleri öğrenir. Ya Allahü Ya Basır isimlerini zikredenin içi temizlenir. Allah’ın rahmetini kazanır. Gözleri nurlanır.
29 – EL HAKEM : Hakem [ Hükmeden, hakkı yerine getiren ]
Günde Zikir Sayısı : 68 – Haklı davasını kazanması için okunur.
Ya Hakem ismini zikredenin içi, alemin sırlarıyla dolar. Sözü geçerlive tesirli olur. Allah katında mertebesi yükselir. Eşyaların sırrına vakıf olur. Anlama ve kavrama gücü artar.
30 – EL ADL : Adl [ Çok Adaletli ]
Günde Zikir Sayısı : – Adaletli olmak için
Ya Adl ismini zikredenin maddi ve manevi hali düzelir. Hakim ve hükümet görevlileri her gün sabahları defa Ya Adl ismini zikrederlerse, adalet üzere hareket ederler, adaletten ayrılmazlar. Gece yarısından sonra defa Ya Adl ismi zikredildikten sonra bir zalime beddua edilirse; o zalim perişan olur.
31 -EL LATÎF : Latif [ En ince işlerin bütün nceliklerini bilen, kullarına iyilikler ulaştıran ]
Günde Zikir Sayısı : -Dileklerin olması, kısmet ve rızık için Okunur.
Ya Latif ismi; insana her hususta fayda veren, havassı en çok olan isimlerden biridir. Ya Latif ismini zikreden huzura kavuşur, her şeyde başarılı olur. Maddi durumu düzelir. Hasta olan iyileşir. Sıkıntı ve bunalımdan kurtulur. Arzu ve isteklerine kavuşur. Günde defa okunması tavsiye edilmiştir
32 – EL HABİR : Habir [ Herşeyin iç yüzünden gizli taraflarından haberdar ]
Günde Zikir Sayısı : – Hafıza ve idrakin genişlemesi için
Ya Habir ismini zikredende ruhaniyet kesbeder, eşyanın sırrına vakıf olur. Kötü ahlak ve zalim şerrinden kurtulur. Rüyasında istediği şey hakkında bilgi alır. 40 gün defa okuyan bu ismin hadimi ile görüşür.
33 – EL HALÎM : Halim [ Suçlara karşı hemen ceza vermeyen yumuşak davranan, süre veren ]
Günde Zikir Sayısı : 88 – Ahlak ve hılim / huy güzelliği için okunur.
Ya Halim ismini zikreden arifler zümresinden olur. Merhametli ve sözü geçen bir kişi haline gelir. Dünyayı bırakıp, tâata yönelir. Sinirli ve asabi olan kişiler okursa durumları düzelir.
34 – EL AZİM : Azim [ Çok Azametli ]
Günde Zikir Sayısı : – Sözünün tesirli ve sayırlı olmak için
Ya Azim ismini zikreden korktuğu ve çekindiği şeylerden korunur. Hastaysa şifa bulur. İnsanlar arasında itibarlı olur, şerefi yücelir. İstek ve arzularına kavuşur. İşlerinde başarıya ulaşır. Yüksek mertebelere ulaşır.
35 – EL GÂFÛR : Ğafur [ Affı ve mağfireti pek çok ]
Günde Zikir Sayısı : – Günahların affı, kötü ahlakı bırakmak için okunur.
Ya Gafur ismini zikredeni Allah af ve mağfirette bulunur. Fakirlikten kurtulur. Korktuklarından emin olur, korunur. Şiddet ve öfkeli kişilere karşı Ya Gafur ismi okunursa öfkeleri yatışır. Her farz namazının ardından Ya Gafur ismini okumaya devam edene; ruhaniler gelerek isteklerini yerine getirir.
36 – EŞ ŞEKÛR : Şekûr [ Kendi rızası için yapılan iyiliklere daha fazlasıyla karşılık veren ]
Günde Zikir Sayısı : – Talihin açıklığı, bol rızık için okunur.
Ya Şekur ismini zikreden kişinin refahı artar, sıhhat ve huzur içinde olur. Her işinde kolaylık bulur. Kazandığını kaybetmez. Nimetleri eksilmez. Zalim ve düşman şerrinden korunur.
37 – EL ALİYY : Aliyy [ Pek yüce, Pek yüksek ]
Günde Zikir Sayısı : – Zilleten kurtulmak ve ilim için
Ya Aliyy ismini zikreden kişi hor görülmez, onu gören herkez sever, sayar. Sözü dinlenir. Ahlakı düzelir, hikmetli konuşur. Kısmeti açılır, kötü huylarını bırakır.
38 – EL KEBÎR : Kebir [ En büyük, pek büyük ]
Günde Zikir Sayısı : – Hürmet görmek için okunur.
Ya Kebir ismini zikredenin ilmi ve bilgisi artar. İnsanlardan hürmet görür. Onu görenler, ondan çekinir. Yüce mertebelere erer. Borçlu kişiler günde defa okurlarsa borçlarını ödemeye muvaffak olurlar. İşinden haksız yere uzaklaştırılanlar, görevlerine ve işine geri döner.
39 – EL HAFÎYZU : Hafız [ Yapılan işleri bütün tafsilatıyla tutan,herşeyi belli bir vakte kadar bela afetten koruyan ]
Günde Zikir Sayısı : – Nefsinin ve malının korunması için okunur.
Ya Hafıd ismini zikreden kişi; zalim ve kötülerin şerrinden korunur.
Keywords:
<< Other posts
| |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
ALLAH
Gördüğümüz görmediğimiz, bildiğimiz bilmediğimiz bütün âlemlerin sâhibi ve mâliki, kâinatın yegâne yaratıcısı, her türlü övgüye ve ibâdete lâyık olan yüceler yücesi Rabbimizin doksan dokuz isminin bütün hususiyetlerini kendinde toplayan en kapsamlı özel adıdır.
Er-Rahmân
Rahmet ve merhamet; acıma, bağışlama, kalp yufkalığı, şefkat ve ihsân anlamlarına gelir. “Rahmân” ve “Rahîm” isimleri, “çok şefkat ve merhamet eden” anlamındadır. Kur’ân’da “Rahmân” ismi elli yedi, “Rahîm” ismi yüz on beş defa Allah’a nisbet edilmektedir. “Rahmân”, Allah’ın zâtî ismi, “Rahîm” ise fiilî isimlerindendir. “Rahmân”, zâtî ismi olduğundan Allah’tan başkasına isim olarak verilemez. Fiilî isimlerinden olan “Rahîm” ise başkasına isim olarak verilebilir. Allah’ın bu ismi bir kulda tecelli ederse, o kul merhamet kanatlarını bütün yaratıklara açar. Allah’ın rahmeti bütün yaratılmışları kapsar. Rahmetiyle, inanan inanmayan bütün insanlara rızıklarını ve nimetlerini bol bol seafoodplus.info Peygamber Allah’ın rahmetini şöyle anlatır: “Şüphesiz Allah’ın yüz rahmeti vardır. Bunlardan bir tanesini yaratıklarına vermiştir. Yaratıkların birbirlerine acımaları bu rahmet sebebiyledir. Allah’ın rahmetinin doksan dokuzu kıyâmet günü içindir.”
Er-Rahim
Pek çok merhamet edici, verdiği nimetleri iyi kullananları daha büyük nimetler vermek suretiyle mükâfâtlandırıcı anlamındadır. Rahmân ve rahîm, rahmet kökünden türemiştir. İkisi de Allah’ın engin merhamet ve şefkatini bildirir. Ancak aralarında şöyle bir fark vardır: Rahmân ismi dünyada mü’min kâfir herkesi kuşatmışken, rahîm, sadece inananlara mahsustur. Bu bakımdan Allah, âhirette sadece mü’minlere rahmet ederek, onları cennetine koyacaktır. Rahmân ve rahîm isimleri iki türlü rahmet ifâde eder. Rahmân isminin ifâde ettiği rahmet, hiç bir şarta, kesbe ve irâdeye bağlı olmayarak bahşolunan rahmettir. Bu bütün yaratıkları kapsayan bir rahmettir. Bunda çalışan çalışmayan, itaatli suçlu, inançlı inançsız ayırımı yoktur. Rahîm isminin ifâde ettiği rahmet ise, Rahmân’ın lütfu olan rahmeti iyiye kullanarak çalışanlara bir mükâfât olmak üzere verilen rahmettir. Bu, en az bire ondur. Çalışanın samimiyetine göre yedi yüz katına ve hatta daha fazla katlara çıkabilir. Elbette çalışanla çalışmayan bir olmaz.
El-Melik
Görülen ve görülmeyen bütün âlemlerin, bütün kâinatın tek sahibi ve mutlak surette tek hükümdârı demektir. Kendisine ibâdet edilmeye yegâne lâyık olan O’dur. O’nun istediği olur, istemediği olmaz. O, bir şeyin olmasını isterse, sadece “ol” der, o da derhal olur. Olmasını istemediği hiçbir şey de asla varlık sahasına çıkamaz. Bütün evren, yaratılmış olan her şey, mükemmel bir düzen içerisinde işlemektedir. Asla bir başı boşluk ve düzensizlik yoktur. Bütün idâre tek bir yerden geliyor. O Allah, dünya ve âhiret hayatındaki her şeye gerçek anlamda ve kayıtsız şartsız hâkim ve mâlik olan ve dilediği gibi tasarrufta bulunandır.
El-Kuddûs
Hatadan, gafletten, âcizlikten, her türlü eksiklikten uzak, bütün kemâl sıfatları üzerinde toplamış, bütün övgülerin üstünde olan demektir. Her türlü ayıptan, kusurdan ve ihtiyaçtan uzak olan, her türlü hayır ve bereketin kaynağı olan mübarek zât demektir. Her türlü eksiklikten, lekeden, pastan, kirden son derece temiz demektir. Gördüğümüz görmediğimiz, bildiğimiz bilmediğimiz her şeyi yaratan Allah Teâlâ, kâinâtı akıllara durgunluk verecek bir düzen ile yaratmıştır.
Es-Selâm
Her türlü eksiklikten, ayıptan, kusurdan, yaratılmışlara özgü değişim ve yok oluştan münezzeh ve sâlim olan; kullarını her türlü kötülüklerden, tehlikelerden selâmete çıkaran; Cennetteki kullarına selam veren demektir. Allah, gerek dünyada, gerekse âhirette tehlikeye düşen kullarını tehlikelerden kurtarıp selamete çıkarandır. Hz. Peygamber, her namazdan sonra; “Allah’ım! Sen’sin selâm ve Sen’dendir selâm!” buyurmuştur. Selâm, Esmâ-i Hüsnâ’dan biri olduğu için Müslüman olmayanlara bu lafızla selam verilmez. Müslüman olmayanlar, dua ve esenlik dileği olan “selâm”ı hak etmemişlerdir.
El-Mü’min
Güven veren, va’dine güvenilen; inananları korku ve endişeden güvende kılan; mü’minlerin îmân ve samimiyetini tasdik eden; mûcizeler vermek suretiyle Peygamberlerinin doğruluğunu isbatlayan; kendisine sığınanları koruyan, emniyetle rahatlandıran seafoodplus.info’ın kullarına en büyük nimetlerinden biri, îmândır. Diğeri, emniyettir. İnsan; canı, malı, ırzı, namusu için her zaman bir endişe ve korku içinde kalsaydı, bu ne büyük bir azap olurdu. Bu isim bir kulda tecellî edince, o kulun kalbine imân iyice yerleşir. O, güvenilir biri olur. Allah Teâlâ, mü’min isminin bir tecellisi olarak inananları korkulardan güvende kılıyor.
El-Müheymin
Kâinatın bütün işlerini gözetleyip yöneten; bütün yaratıklarını gözetip koruyan; korkulardan emin kılan demektir. Yine kullarına asla zulmetmeyen; her söylediği ve yaptığına güvenilen; bütün kullarını hükmü altına alan; olup biten her şeyden haberdâr olan ve Peygamberi’ne indirdiği vahyin doğruluğuna tanıklık eden; kullarını dâimâ gözetim altında bulunduran; mü’minlere güven, sevgi ve huzur veren demektir.
El-Aziz
Yenilmesi mümkün olmayan gâlip; dengi ve benzeri bulunmayacak şekilde değerli ve şerefli; güçlü ve yenilmez demektir. Allah Teâlâ yegâne güç ve kuvvet sahibi olan mutlak gâliptir. O’nu âciz bırakacak hiç bir güç yoktur. Dilediğini izzetli, şerefli ve üstün kılar.
El-Cebbâr
Dilediğini her durumda gerçekleştiren; istediğini zorla yaptırmaya muktedir olan; yaratılmışların halini iyileştiren; parçalanmış, dağılmış ve bozulmuş olanı düzeltip onaran; her şeyi tasarrufu altına alan demektir. Allah Teâlâ, kırılanları onarır, eksikleri tamamlar, her türlü perişanlıkları düzeltir, yoluna koyar. Düzeni bozulan her şeyi düzene koyar. Yaratıklarının ihtiyaçlarını giderir. Yaşama ve rızık sebeplerini sağlar. Kırılan ümitlerin canlanması, şaşırtıcı perişanlıkların iyi hale gelmesi ve yola konması için tek başvuru kaynağının Allah Teâlâ olduğunu bilmeli, yanlış yerlere başvurmamalıdır.
El-Mütekebbir
Her zaman ve her yerde büyüklüğünü gösteren; zât ve sıfatlarının mâhiyeti bilinemeyecek kadar ulu, yaratılmışların sıfatlarından yüce olan; azgın ve zâlim insanları mutlak gücüne boyun eğmek zorunda bırakan demektir. Büyüklük ve yücelik, ancak Allah’a mahsustur. İnsan çalışıp çabalamalı büyük adam olmalı, ama asla büyüklenmemelidir. Yaratılmışlar içinde ilk defa kendini büyük gören İblis olmuş ve bu durum onun lanetlenmesine, cehenneme girmesine sebep olmuştur.
El-Hâlık
Her şeyi yaratan, yoktan var eden demektir. Allah Teâlâ, eşyayı, her hangi bir örneği ve benzeri olmadan yaratandır. Yarattığı her şeyi bütün ayrıntılarıyla bilir. Her şeyin varlığını, varlığı boyunca görüp geçireceği halleri bilir, olayları tayin ve tesbit eder, ona göre yaratır. Demek ki hâlık isminin iki anlamı vardır: birincisi; bir şeyin nasıl olacağını tayin ve tesbit etmek, ikincisi, o takdire uygun olarak o şeyi yaratmak, var etmek. Allah Teâlâ, her şeyi ezelde takdir etmiş, takdir ettiklerinin zamanı gelince bunları yaratmış, varlık sahasına çıkarmıştır. O’nun ilim, irâde, takdir ve yaratmasından hiç bir şey uzak kalamaz.
El-Bârî
Bir örneği ve maddesi olmaksızın yaratan; evrenin bütün parçalarını âhenkli ve düzenli olarak meydana getiren demektir. Allah Teâlâ, zât ve sıfatları bakımından yaratılmışlara asla benzemez. Yarattığı her şeyi hiç bir modele bağlı kalmaksızın yarattığı gibi, tam bir uygunluk ve kusursuzluk halinde yaratmıştır. Bir kulda bu isim tecellî edince, o kul yaptığı her şeyi adâletle, hakkâniyetle ve sağlam yapar.
El-Musavvir
Varlıkları çeşitli şekillerde yaratan; yarattığı her varlığa ayrı bir şekil ve husûsiyet veren demektir. Hâlik, bâri’ ve musavvir isimlerinin üçü de yaratıcı anlamındadır. Bunlardan hâlik; bir örneği, eşi, benzeri olmaksızın ilk defa yaratan demektir. Bâri’; yarattığı şeyi düzgün yaratan, yarattığı canlıları, organları yerli yerinde, uyumlu yaratan demektir. Musavvir de; yarattığı her şeye ayrı bir şekil, biçim ve husûsiyet veren demektir. Yeryüzünde bulunan milyarlarca insanın her bir organının bir diğerine benzemeyişi, Allah’ın yaratıcılığının mükemmelliğine delildir. Bu isimden nasip alan kullar, Allah’ın yarattığı her şeye hayranlıkla ve ibretle bakarlar.
El-Gaffâr
Dâimâ affeden; kullarının günahlarını örten, ayıp ve kusurlarını bağışlayan; tekrarlanan günahları bağışlayan; mağfireti, bağışlaması sonsuz olan demektir. Mânevî kirlerden, günahlardan temizlenmek için Allah Teâlâ’ya istiğfar etmeli, mağfiret ve bağışlanma dilemeliyiz.
El-Kahhâr
Yenilmeyen, yegane gâlip demektir. Allah Teâlâ, her şeye, her istediğini yapacak şekilde gâlip ve hâkimdir. Kuvvet ve kudretiyle her şeyi içinden ve dışından kuşatmıştır. O’na karşı her şeyin boynu büküktür. Dilediğini istediği anda yok ve helak eder.
El-Vehhâb
Karşılık beklemeden bol bol veren; hibesi ve lütfu çok olan demektir. Allah Teâlâ, bağışı çok olandır, karşılıksız verendir, nimetlerinin ardı arkası kesilmeyendir. İnanan inanmayan ayırımı yapmaksızın bütün kullarına nimetlerini bol bol verendir. Rahmeti gereği lütfu bol olan ve hayırlı işlerde başarıya ulaştırandır.
Er-Rezzâk
Bedenlerin ve ruhların gıdasını, bütün yaratıklarının rızkını yaratıp veren demektir. Allah Teâlâ, yarattığı bütün yaratıklarının rızkına kefildir. Yerde, gökte, yer altında, denizde vb. nerede canlı varsa hepsinin rızkını yaratan Allah Teâlâ’dır. Hepsinin rızkını tam vaktinde ve unutmadan verir. Ancak insanlara, yarattığı rızıkları meşrû yoldan arayıp bulmalarını emretmiştir. Bu isimden nasip alan kul, rızkın değil, Rezzâk’ın peşinden koşar. Her nimette O’nu hatırlar. Allah’ın cömertliğine hayran kalır.
El-Fettâh
İyilik kapılarını açan; hakemlik yapan; bütün anlaşmazlıklarda hakemlik yaparak mutlak adâleti gerçekleştiren; zulme uğrayanlara yardım eden; mü’min kullarını zafere ulaştıran; mü’minlere mânevî kapıları açıp kalplerden kederleri gideren; her derde çare bulan; her türlü engelleri kaldıran demektir. Allah Teâlâ, yürekten, tasaları, kederleri giderendir. İnsanı sıkıntılardan kurtarıp göğsüne genişlik verendir. Anlaşılması zor ilimlerin üzerindeki zorluğu gidererek anlaşılmasını kolaylaştırandır. Allah, insana hidâyet yollarını açar.
El-Alîm
Hakkıyla bilen demektir. Allah Teâlâ, zaman ve yer kaydı olmaksızın büyük küçük, gizli açık her şeyi bilendir. Olmuşu, olanı, olacağı en mükemmel bir şekilde bilir. Hiç bir şey O’nun bilgisi dışına çıkamaz. O’nun bilemeyeceği bir şey düşünmek mümkün değildir.
El-Kâbıd
Rızkı daraltan; canlıların ruhlarını alıp hayatlarına son veren demektir. Allah Teâlâ, istediğini sıkar, daraltır; istediğini genişletir. İstediğinden verdiği zenginliği, çoluk çocuğu, hayat zevkini, gönül ferahlığını alıverir. ihsânettiği şeyleri daraltır, azaltır. Güneşin doğmasıyla karanlığı giderir. Kuşlara gökyüzünde uçma imkânı verir, onları düşmekten korur. Bu ismi “Bâsıt” ismiyle beraber değerlendirmelidir.
El-Bâsıt
Rızkı genişleten; ruhları bedenlerine dağıtan demektir. Allah Teâlâ, kulunu darlıktan çıkaran, sıkıntıdan kurtarandır. İlâhî imtihanın gerçekleşmesi için bazan sıkar, bazan genişletir. Bazan darlık, sıkıntı verir. Bazan bolluk, rahatlık, huzur verir. Bu ismi, “Kâbıd” ismiyle beraber değerlendirmelidir.
El-Hâfıd
Alçaltan; zillete düşüren; yukarıdan aşağıya indiren demektir. Allah Teâlâ, kâfirleri, zâlimleri, zorbaları alçaltır; mü’minleri, dostlarını yükseltir. İstediği kulunu yukarıdan aşağıya atıverir. En yüksek mertebelerden en aşağı mertebelere indiriverir. Allah’ın düşürdüğünü hiç kimse yükseltemez, yükselttiğini de hiç kimse alçaltamaz. Bu ismi “Râfi’” ismiyle beraber değerlendirmelidir.
Er-Râfî
Yücelten, yükselten, yukarı kaldıran, şeref veren demektir. Allah Teâlâ, dilediği kuluna şeref bahşederek yükseltir, diğer kullarından üstün kılar. Dilediğini zengin kılar, şerefli kılar, saygıdeğer kılar. Dilediğine îmân bahşeder, sâlih ameller işlemesine ve cennetine girmesine imkân verir. Bu ismi, “Hâfid” ismiyle beraber değerlendirmelidir. Râfi’; dostlarının tâat ve amellerini kabul edip kendisine yaklaştıran, dünyada şerefli kılan demektir. Hâfid de; kendisine itâat etmeyenleri kendisinden uzaklaştıran, mertebelerini düşüren demektir.
El-Muiz
Üstün kılan, izzet ve şeref veren; mülkü dilediğine veren demektir. Allah Teâlâ, kendisine inananları yükseltir, şereflendirir, başkalarına üstün kılar. Îmân ehli, Allah’ın azîz ve değerli kıldığı kimselerdir. “Muizz” ismini “Müzill” ismi ile beraber değerlendirmelidir.
El-Muzil
Zillete düşüren, hor ve hakir kılan, rezil ve perişan eden, alçaltan demektir. Gönülleri dünya hırsı ile yanıp tutuşan kişiler, Allah’ın zelil kıldıklarıdır. Bunların şiarı dünya çıkarı için nefsini alçaltmaktır. Bunlar yarın Allah’ın huzuruna yüzleri kararmış olarak çıkacaklardır. “Müzill” ismini, “Muizz” ismi ile beraber değerlendirmelidir.
Es-Semî
Sonsuz işiten, her türlü kısıtlamadan yüce olarak gizli açık her şeyi işiten; işitilecek şeyler kendisine gizli kalmayan; dilek, dua ve yakarışları kabul eden demektir. Allah Teâlâ, ister açık, ister gizli bütün sesleri, fısıltıları işitir. Kendisine içinden hamd edenin hamdini işiterek onu mükâfâtlandırır. Dua edenlerin dualarını kabul eder. Allah’ın işitmesi kullarınki gibi kulak ve ses gibi bazı vasıtalarla değildir.
El-Basîr
Sonsuz görücü; her şeyi gören, bilen; kendisinden hiç bir şey saklanamayan demektir. Allah Teâlâ’nın görmesi de işitmesi ve diğer isim ve sıfatları gibi sonsuzdur. Her hangi bir organ ve vasıta ile değildir. Görme konusu olan her şeyi görür. Açıkta olanları gördüğü gibi gizli olanları da görür. Dışımızı gördüğü gibi içimizi de görür. O hâlde devamlı bir şekilde Rabbimiz tarafından görüldüğümüzü ve gözetlendiğimizi unutmamamız, buna göre söz ve davranışlarımıza dikkat etmemiz gerekir.
El-Hakem
Hükmeden, hakkı yerine getiren; hüküm yetkisi kendisine ait olan; son hükmü verecek olan demektir. Allah Teâlâ, hâkimdir. Her şeyin hükmünü O verir. Verdiği hükmü tamamiyle yerine getirir. O’nun hükmünü engelleyecek, bozacak, değiştirecek, geri bıraktıracak hiç kimse yoktur. Kıyâmet gününde Allah Teâlâ hükmünü verecek, adâlet tam olarak gerçekleşecek ve herkes hak ettiğinin karşılığını tam olarak alacaktır. Hiç kimseye en küçük bir haksızlık yapılmayacaktır.
El-Adl
Mutlak adâlet sahibi, çok adâletli, asla zulmetmeyen; her şeyi yerli yerine koyan demektir. Allah Teâlâ, çok adâletlidir. Hiç kimseye en küçük bir haksızlık yapmaz. Herkes neyi hak ettiyse, herkese hakkını tam olarak verir. Yaptığı her şey, akla, mantığa, hikmet ve maslahata uygundur. Bu isimden nasip alan kul, zulmün her çeşidinden kaçınır; kendi aleyhine bile olsa adâletten ayrılmaz.
El-Latîf
Yaratılmışların ihtiyaçlarını en ince ayrıntıya varıncaya kadar bilip sezilmez yollarla karşılayan; kullarına yumuşaklıkla, lütuf ve ihsânıyla muâmele eden demektir. Allah Teâlâ, kullarına iyilik ve merhamet edendir. Fiillerini yumuşaklıkla gerçekleştirendir. Sonsuz lütuf ve kerem sahibidir. Kendisine gizli olan hiç bir şey yoktur.
El-Habîr
Her şeyi bilen, her şeyin iç yüzünden, gizli taraflarından haberdâr olan demektir. Allah Teâlâ, yerde ve gökte, bütün evrende olan gizli açık her şeyden haberdârdır. O’nun bilemeyeceği bir şey düşünmek mümkün değildir. Bu bakımdan yaptığımız her şeyi Allah’ın bildiğini düşünerek yapmalıyız.
El-Halîm
Suçluların cezasını vermeye gücü yettiği hâlde cezalandırmayıp onlar hakkında yumuşak davranan, cezalarını geriye bırakan; acele ve kızgınlıkla muâmele etmeyen demektir. Allah Teâlâ, günahları yüzünden kullarına olan lütuf ve ihsânını esirgemez. İyi olsun kötü olsun bütün kullarını rızıklandırır; belâ ve âfetlerden korur. Acelecilikle ve kızgınlıkla davranmaz. Çok yumuşak davranır. Ceza vermekte acele etmez. Süre tanır, ama ihmal etmez.
El-Azîm
Büyük, yüce, ulu demektir. Allah Teâlâ, zât ve sıfatları bakımından en büyüktür. Mutlak ve ekmel büyüklük Allah’a mahsustur. O, hiç bir şekilde âciz bırakılmayacak olan Kâdir-i mutlaktır. Akıl, O’nun büyüklüğünü idrâkten âcizdir.
El-Gafûr
Günahları bağışlayan; affeden demektir. Allah Teâlâ, bağışlaması bol olandır. Kulun günahı ne kadar çok olursa olsun Allah Teâlâ, bunları meydana çıkarıp kulunu rezil ve rüsvay etmez, bunları örter ve gizler. Kulun, işlediği gü nahları ve suçları bağışlar. Sonsuz mağfiret edici ve bağışlayıcıdır. Bu isimden nasip alan kul, daima istiğfâra yönelir. Şahsına yapılan haksızlıkları bağışlar. Kin tutmaz.
Eş-Şekûr
Az iyiliğe çok mükâfât veren; kendi rızası için yapılan iyilikleri fazlasıyla mükâfâtlandıran demektir. Allah Teâlâ, kulların işlediği ibâdet ve iyilikleri fazlasıyla karşılayandır. Kul, Allah’ın verdiği nimetlere şükürle karşılık vermelidir. Kul şükrederse, Allah onun şükrünü karşılıksız bırakmaz, fazlasıyla mükâfâtlandırır.
El-Aliyy
Pek yüce, pek yüksek demektir. Allah Teâlâ, insan tasavvurunun tahayyül edeceği her şeyden daha büyük, daha yüce ve daha yüksektir. İzzet, şeref ve hükümranlık bakımından O’ndan daha yüce bir varlık yoktur. O’nun yüksekliği cisimlerin sahip olduğu türden değildir. Yücelik ve üstünlük bakımındandır.
El-Kebîr
Büyük ve ulu demektir. Allah Teâlâ, her hususta insanların kavrayamayacağı kadar ulu ve büyüktür. Zâtının ve sıfatlarının mâhiyeti bilinemeyecek kadar uludur. Mutlak büyüktür. Kudret ve hükümranlığı sınırsızdır. Hiç bir şeye muhtaç değildir. Yaratılmışlara benzemez. O’nun büyüklüğü, mekâna bağlı bir büyüklük değildir. O, bundan münezzehtir.
El-Hafîz
Koruyup gözeten; kendisinden gizli hiç bir şey olmayan demektir. Allah Teâlâ, evrenin düzenini koruyup sürdürendir. Her şeyi eksiksiz kaydedip hesaba çekmek üzere koruyandır. İnsanların niyetlerini ve bütün sırlarını bilendir. İnsanların söz ve hareketlerini melekler aracılığıyla tesbit ve tescil ettirendir. Dostlarını kötülüklerden koruyandır.
El-Mukît
Yaratılmışların her türlü gıdalarını yaratıp veren; her şeye gücü yeten ve koruyan demektir. Allah Teâlâ, bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp verendir. Yarattığı bütün canlılara ne kadar ömür takdir etmişse ona göre rızıklarını da tayin ve takdir etmiştir. Herkesin rızkı bellidir. Herkes kendi rızkını yer, kimse kimsenin rızkını yemez.
El-Hasîb
Kullarına yeten; onları hesaba çeken demektir. Allah Teâlâ, herkesin hayatı boyunca yapıp ettiklerinin bütün ayrıntılarıyla hesabını iyi bilendir. Bütün kullarını yaptıklarından dolayı veya yapmaları gerekenleri yapmadıklarından dolayı çok ayrıntılı bir şekilde hesaba çekecek ve herkesin hak ettiğini tam olarak verecektir.
El-Celîl
Azamet ve ululuk sahibi demektir. Allah Teâlâ, bütün sınırlama ve benzerlikleri aşan bir yüceliğe sahiptir. Değer ve mertebece en yüce olandır. Mü’minleri yücelten, amellerini kabul edip mükâfâtlarını artırandır. O, zât, sıfat ve fiilleri itibariyle en büyüktür. O’nun büyüklüğü hacim itibariyle değildir; şân, şeref ve yücelik itibariyledir.
El-Kerîm
İhsânı, in’âmı, lütfu, keremi bol olan, sonsuz cömert demektir. Allah Teâlâ, her türlü faziletin sahibidir. Hiç bir karşılık beklemeden verendir. Yardımı ve ikrâmı sonsuz ve sınırsızdır. Muktedirken, affedendir. Va’dini yerine getirendir. Kendisine sığınanı yüz üstü bırakmayandır. Az da olsa işlenen iyi ameli kabul eden, karşılığını fazlasıyla verendir. Bu isimden nasip alan kul, cimriliğin her çeşidinden kurtulur. Allah’ın kendisine verdiği nimetleri diğer kullarıyla paylaşmasını bilir. Şahsiyetini zedeleyecek her türlü rezillikten kurtulur.
Er-Rakîb
Her şeyi gözetleyip denetleyen; kontrol eden demektir. Allah Teâlâ, yaratıklarından bir an bile gâfil değildir. Kim ne yaparsa onu görür ve bilir. Hiçbir şey Allah’tan gizli kalmaz. Bütün varlıklar üzerinde gözcüdür, gözetleyicidir. Bütün işler O’nun denetimi ve gözetimi altında meydana gelmektedir. O, bütün olan bitenlere şahittir. Herkese yaptığının karşılığını verir.
El-Mücîb
Kendine yalvaranların isteklerini veren; kullarının dileklerine ve dualarına karşılık veren demektir. Allah Teâlâ, kullarına, onlardan daha yakındır. Kendine yalvaranları işitir, bilir ve onların isteklerini verir. İnsanın duâya şiddetle ihtiyacı vardır. Duâ, bir bakıma ibâdettir. Duâdan mahrum kalmamak lazımdır.
El-Vâsî
İlmi ve merhameti her şeyi kuşatan demektir. Allah Teâlâ, kullarına bolca ihsân eden, rızıklarını genişletendir. Allah ilim, lütuf ve ihsânı ile her şeyi kuşatmıştır. Nimetlerinin bir kısmı fayda sağlayan türden, diğer bir kısmı da zararları gideren türdendir.
El-Hakîm
Hikmet sahibi demektir. Allah Teâlâ, yaptığı her şeyi yerli yerince, eksiksiz ve tam yapar. En üstün bir ilim sahibidir ve yaptığı her şey mutlaka bir hikmete mebnîdir; hikmetsiz asla iş yapmaz. Bütün emirleri insanların yararına olduğu gibi bütün yasakları da insanların zararınadır.
El-Vedûd
Çok seven ve çok sevilen; sevilmeye lâyık olan demektir. Allah Teâlâ, sâlih kullarını sever, sâlih kulları da Allah’ı sever. Sâlih kullarından râzıdır. Allah yaratılmış bütün varlıkların hayrını ister. Bu nedenle onlara ihsân ve ikrâmlarda bulunur. Sevilmeye en çok lâyık olan da O’dur. Her mü’minin hedefi Allah dostluğunu kazanabilmek olmalıdır. Bunun için her türlü fedakârlığa katlanmalıdır. Bu isimden nasip alan kul, hem Allah adına herkesi, her şeyi sever; hem de herkes tarafından sevilir.
El-Mecîd
Şânı büyük, yüksek; lütuf ve ikrâmı bol demektir. Allah Teâlâ, her türlü eksikliklerden yücedir. Şânı büyüktür. Lütuf ve keremi çoktur. Her türlü övgüye lâyıktır. Affı, ihsânı, rahmeti ve yardımı sonsuzdur. Nimetleri saymakla bitmez.
El-Bâis
Ölüleri dirilten, Peygamber gönderen demektir. Allah Teâlâ, öldükten sonra diriltendir. İnsanlar ölüp toprak olduktan sonra onları diriltecek, kabirlerinden çıkaracak, mahşerde toplayacak, çok ayrıntılı bir şekilde hesaba çekecektir. Allah Teâlâ, aynı zamanda insanlara doğru yolu göstermek üzere Peygamberler gönderendir. Peygamberlere uyanlar kurtulacak, uymayanlar azâbı hak edeceklerdir.
Eş-Şehîd
Her zaman, her yerde hazır olan; her şeye şâhit olan; kendisine hiçbir şey gizli olmayan demektir. Allah Teâlâ, her şeyi bilendir. İlminden hiç bir şey gizli olmayandır. Allah, açıkta olanları da bilir, gizli olanları da bilir. O, her şeye şâhittir. Âhirette herkese halini bildirecektir.
El-Hakk
Varlığı gerçek olan, varlığı hiç değişmeden duran; varlığı ve ilâhlığı kesin olan, hükmünün gereğini yerine getiren demektir. Allah Teâlâ, varlığı ve ilâhlığı kesin olan, inkârı mümkün olmayandır. O’nun zâtı yokluğu kabul etmediği gibi bir değişikliği de kabul etmez. Hükmünün gereğini yerine getirendir. Ezelî ve ebedî olandır. Değişmeksizin varlığı devam edendir. Varlığı fiilen gerçek olandır yani sadece zihinde değil, zihnin dışında da var olandır.
El-Vekîl
İşlerini kendisine bırakanların işlerini en mükemmel bir şekilde yapan; kendisine güvenilip dayanılan demektir. Allah Teâlâ, her bakımdan insanın güvenip dayanacağı varlıktır. En güzel vekildir, en büyük vekildir. Yarattığı bütün varlıkların işlerini idare edendir. Allah Teâlâ, elinden geleni yaptıktan sonra işini Allah’a havale edeni, mükâfâtlandırır.
El-Kaviyy
Pek güçlü; gücü her şeye yeten demektir. Allah Teâlâ, tam bir kudret sahibidir. Gücü, kuvveti sonsuzdur; bitmez, tükenmez. Bir sınıra sığmaz, ölçüye gelmez. Nicelik ve nitelik bakımından üstün kudrete sahiptir. Gücünün yetmeyeceği bir şey düşünülemez. O, her şeyi etkiler, ama hiç bir şey O’nu etkileyemez.
El-Metîn
Sonsuz kudrete sahip; son derece güçlü, kuvvetli; dayanıklı, sağlam demektir. Allah Teâlâ, sonsuz bir güce sahiptir. Fiillerinden dolayı zatına her hangi bir zorluk ve yorgunluk ilişmez. Kuvveti azalıp gevşemez. Hiçbir şey O’nu âciz bırakamaz. Hiç kimsenin yardımına da muhtaç değildir. Allah’ın “Kaviyy” ismi, kudretinin kemâlini ifâde eder. Bütün nesne ve olayları etkileyendir. “Metîn” ismi, kuvvetinin şiddetini bildirir. Dıştan gelebilecek hiç bir etkiyi kabul etmeyendir.
El-Veliyy
Dost ve yardımcı demektir. Allah Teâlâ, sevdiği kullarının dostudur. Onlara yardım eder; sıkıntılarını, darlıklarını giderir; ferahlık verir. Dünya ve âhiret işlerinde başarıya ulaştırır. Mü’minlerin yardımcısı ve koruyucusudur. Allah’tan başka gerçek dost ve yardımcı yoktur.
El-Hamîd
Övülmeye lâyık olan demektir. Allah Teâlâ, bütün isimleri, sıfatları ve fiilleriyle övülmeye tek lâyık olan zâttır. Bütün varlığın diliyle övülen ve şükredilendir. Allah Teâlâ, bizâtihî övülmeye lâyık olandır. Aynı zamanda insanların işledikleri iyi fiiller sebebiyle onları över ve mükâfâtlandırır.
El-Muhsî
Sonsuz ilmiyle her şeyin sayısını bilen, her yapılanı bir bir sayan demektir. Allah Teâlâ, sonsuz ilmi ile her şeyi kuşatmıştır. Her şeyi tek tek ve bütün ayrıntılarıyla bilendir. O’nun ilminden hiç bir şey hariç kalamaz. Bütün amellerin sayısını bilir, kıyâmet günü bunların hepsinin karşılığını verir. Hiç birini unutmaz ve atlamaz.
El-Mübdi
Yaratıkları maddesiz ve örneksiz olarak ilk baştan yaratan demektir. Allah Teâlâ, kâinâtı yaratırken daha önce bir benzeri ve örneği olmaksızın yaratmıştır. İşte esas yaratma denilen, ilk maddesi, örneği olmaksızın yaratmadır. Bu, yoktan var etmedir ve Allah’a mahsustur.
El-Muid
Yaratılmışları öldürdükten, yok ettikten sonra tekrar yaratan; öldükten sonra dirilten demektir. Allah Teâlâ, ilk defa yarattığı bütün insanları öldürecek, sonra tekrar diriltecek ve dünya hayatlarındaki inanç ve amellerinden hesaba çekecektir. Hayat, sadece dünya hayatından ibaret değildir. Tekrar bir hayat vardır ki gerçek ve devamlı hayat budur. İnsanlar buna göre hareket etmelidir.
El-Muhyî
Can veren, yaşatan demektir. Allah Teâlâ, can bağışlayan, sağlık verendir. Ölüleri diriltendir. Ölü beldeleri gökten indirdiği su ile canlandıran, yeryüzünü bitkilerle donatandır. İlk olarak yaratan, can veren Allah, öldükten sonra tekrar hayat vermeye kâdirdir. Ölü kalpleri ilâhî hidâyet ve marifetle canlandırandır.
El-Mümît
Öldüren, canlının hayatına son veren demektir. Allah Teâlâ, canlılara hayat verdiği gibi, ezelî ilmindeki takdire göre vakti gelince bu hayatlara son verendir. Fânî hayat, doğumla başlar, ölümle biter. Hayat dediğimiz ruhla cesedin birleşmesidir. Ölüm ise ruhun cesedden ayrılmasıdır. Ruh, ölmez. Başka bir hayatla devam eder. Kul için, ölüm sonrası başlayacak yeni ve devamlı hayata iyi hazırlık yapmak mühimdir.
El-Hayy
Diri, canlı olan; ölmek şânından olmayan demektir. Allah Teâlâ, bütün hayatların kaynağıdır. Hep diridir. Allah’ın hayy (diri) oluşu, yaratılmış varlıklarda olduğu gibi organik bir canlılık değildir. Hiç bir şeyden gâfil olmayan, hata yapmayan, kâinâtta kendisinden hiç bir şey gizli olmayan demektir.
El-Kayyûm
Olup kimseye muhtaç değildir. Ezelî ve ebedîdir. Her şeyin varlık kazanması ve varlığını devam ettirmesi ancak Allah’ın yaratması, maddî mânevî ihtiyaçlarını gidermesi ve korumasıyla mümkündür. Yeri, gökleri ayakta tutan O’dur.
El-Vâcid
İstediğini istediği zaman bulan; hiç bir şeye muhtaç olmayan demektir. Allah Teâlâ, dilediği şeye sahip olur. Bu hususta bir engelle karşılaşmaz. Bir şeyi ele geçirmek istediğinde zaman kollamaya, tedbir almaya, tuzak kurmaya ihtiyacı yoktur. İstediği, istediği zaman O’nun huzurundadır. Bütün yaratıklar O’nun emri ve tasarrufu altındadır.
El-Mâcid
Şânı ve kadri büyük; kerem ve cömertliği bol demektir. Allah Teâlâ, yardımı, ihsânı bol olandır. O’nun kullarına olan kerem ve cömertliği ifâdeye sığmaz, ölçüye gelmez. Bir taraftan kullarını iyi işler yapmaya muvaffak kılar; öbür taraftan onları güzel sıfatlara sahip olduklarından över.
El-Vâhid
Bir olan, tek olan; zâtında, sıfatlarında, isimlerinde ve fiillerinde asla ortağı, dengi ve benzeri bulunmayan demektir. Allah Teâlâ, tektir, bölünüp parçalara ayrılmaz. Benzeri yoktur. Allah’ın bir olması sayı bakımından değildir, büyüklük ve yücelik açısındandır. O, bölünmesi ve artması mümkün olmayan tek bir varlıktır.
Es-Samed
Her şeyin kendisine muhtaç olduğu, kendisinin hiç bir şeye muhtaç olmadığı; ihtiyaçların giderilmesi ve ızdırapların dindirilmesi için başvurulacak tek merci demektir. Allah Teâlâ, yaratıkların her türlü ihtiyaçlarını gidermek için başvurdukları tek başvuru kaynağıdır. Her türlü yaratığın her türlü ihtiyacını en mükemmel bir şekilde karşılar ve giderir. Kendisi ise hiç bir şeye muhtaç değildir.
El-Kâdir
Her şeye gücü yeten; kudret sahibi demektir. Allah Teâlâ, istediğini, istediği gibi yapmaya gücü yetendir. Her şeyi takdir eden, planlı ve ölçülü yapandır. Hiçbir şey O’nu âciz bırakamaz. Âlem, mutlak irâde ve kudrete sahip olan Allah tarafından yaratılmıştır.
El-Muktedir
Tam bir kudret sahibi; her şeye gücü yeten demektir. Allah Teâlâ, kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde istediği gibi tasarruf edendir. O’nun “Kâdir” oluşu, istediğini, istediği anda ve istediği şekilde yaratma gücüne sahip olması demektir. “Muktedir” olması ise, bilfiil gücünü yarattıklarında göstermesidir.
El-Mukaddim
İstediğini öne alan, ileri geçiren demektir. Allah Teâlâ, dilediği şeyi veya kimseyi öne alan, önde bulundurandır. Allah’ın daveti geneldir. Fakat hidâyet ettikleri davete uyar, ileri gider. Hidâyet etmedikleri geri kalır. Allah’ın emir ve yasakları bütün kullar içindir. Fakat Allah’ın muvaffak ettikleri bunlara uyar, yükselir; muvaffak etmedikleri geride kalır. O hâlde hem akıl ve irâdemizi Allah’a îmân ve itâat yönünde kullanmalı, hem de Allah’tan hidâyet istemelidir. “Mukaddim” ismi, “Muahhir” ismiyle beraber değerlendirilmelidir.
El-Muahhir
İstediğini geri koyan, arkaya bırakan demektir. Allah Teâlâ, hikmeti gereği geri bırakılması gerekenleri geri bırakır. “Mukaddim” ismi ile ilgili açıklamalarımız “Muahhir” ismi ile de ilgilidir. Esasen bu iki isim beraber değerlendirilmelidir. Bazan Allah Teâlâ, kulların istediklerini bir hikmeti gereği geri bırakır. İmtihan dünyasında olduğumuzu unutmamamız gerekir.
El-Evvel
İlk; varlığının başlangıcı olmayan demektir. Allah Teâlâ, bütün varlıklardan öncedir. Varlığının bir evveli, başlangıcı yoktur. O, kadîmdir, ezelîdir. Varlığı kendi zâtıyladır. Bütün varlıklar varlığını O’ndan almaktadır. Yaratmayı başlatan O’dur. “Evvel” ismini “Âhir” ismiyle beraber değerlendirmelidir.
El-Âhir
Varlığının sonu olmayan demektir. Allah Teâlâ, varlığı devamlı olandır. Varlığının başlangıcı olmadığı gibi sonu da yoktur. Allah, eşyanın evveli olması bakımından “Evvel”dir. Eşyanın sonu Allah’tan olması bakımından da “Âhir”dir. “Âhir” ismini, “Evvel” ismiyle beraber değerlendirmelidir.
Ez-Zâhir
Varlığı apaçık demektir. Allah Teâlâ, varlığını ve birliğini belgeleyen birçok delil bulunması açısından aşikârdır. Her şeyin üstünde olan, her şeyden yüce olandır. Allah’ın varlığı o kadar açıktır ki insanın gördüğü her şey, ibret nazarıyla baktığı takdirde onu, Allah’a götürür. “Zâhir” ismi, “Bâtın” ismiyle beraber değerlendirilmelidir.
El-Bâtın
Zâtının görülmesi ve mâhiyetinin bilinmesi açısından gizli demektir. Allah Teâlâ, gizlidir. Çünkü O, gözle görülemez, künhüyle bilinemez. İnsan, her şeyiyle sınırlıdır. Allah ise, sınırsızdır. Sınırlı olan sınırsız olanı idrâk ve ihâta edemez. “Bâtın” ismi, “Zâhir” ismiyle beraber değerlendirilmelidir.
El-Vâlî
Kâinatın tek hâkimi, yöneticisi demektir. Allah Teâlâ, bu büyük evreni ve her an meydana gelen bütün olayları tek başına yönetendir. Yaratıkların işlerini yerine koyandır. Bütün varlıkların tek hükümdârı olup onlar üzerinde istediği şekilde tasarrufta bulunandır. Dirilten ve öldüren O’dur. Hiç bir şey O’nun tasarrufunun dışında kalmaz.
El-Müteâlî
İzzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce demektir. Allah Teâlâ, yaratılmışlar hakkında aklın mümkün gördüğü her şeyden, her hal ve tavırdan yücedir. Zât, sıfat ve fiilleri açısından yaratılmışlara benzemekten, denk ve ortağı bulunmaktan yücedir.
El-Berr
İyilik ve bahşişi çok olan; va’dini yerine getiren demektir. Allah Teâlâ, kulları hakkında kolaylık isteyendir. Yaratıklarına karşı rahmet ve mağfireti; lütuf ve ihsânı bol olandır. Kullarının hep iyiliğini ister, kötülüklerini ve zorluk çekmelerini istemez. Yapılan kötülüklerin çoğunu bağışlar, örtbas eder.
Et-Tevvâb
Tövbe eden kullarının tövbelerini kabul eden ve tövbede muvaffak kılan demektir. Allah Teâlâ, kullarını tövbeye sevkeden ve tövbelerini kabul edendir. Kendisine yönelen kullarının günahlarını affedendir. Tövbeleri kabul edip günahları bağışlayandır. Kul, işlediği günahlardan pişman olur, tövbeye yönelirse Allah onu tövbesinde başarılı kılar ve tövbesini kabul eder.
El-Müntakim
Suçlulara, adâleti ile hak ettikleri cezayı veren demektir. Allah Teâlâ, suçluları hemen cezalandırmaz. Onları çeşitli yollarla uyarır. Yanlış davranışından dönmesi için kendisine fırsat ve yeterli zaman verir. Tövbe etmeyenleri cezalandırır. Fakat bu cezalandırma kendisi için değildir; zulüm ve gadre uğrayanlar içindir. Allah, dostlarından değil, düşmanlarından intikam alır.
El-Afüvv
Hiç bir sorumluluk kalmayacak şekilde günahları affeden demektir. Allah Teâlâ, günahları kökünden kazıyıp tamamen yok eder. Kirâmen kâtibin meleklerinin kayıtlarını siler. Hatırlayıp mahçup olmasınlar diye kullarına işledikleri günahları da unutturur. Bu isimden nasip alan kul, bir taraftan devamlı Allah’tan af diler, diğer taraftan ümitsizliğe kapılmaz. Kullara karşı da çok affedici olur.
Er-Raûf
Çok şefkatli ve merhametli demektir. Allah Teâlâ, kullarına karşı ileri derecede merhamet ve şefkat sahibidir. Kullarının sıkıntılarını ortadan kaldırır. Allah kullarına akıl ve iyiyi kötüyü ayırt etme yeteneği vermiştir. Kullarını, işledikleri suçlardan dolayı hemen cezalandırmaz. Onlara hatalarından dönmesi için fırsat tanır. İnanan kullarının kusurlarını bağışlar, iyi amellerine fazlasıyla mükâfât verir.
Mâlikü’l-Mülk
Mülkün gerçek sâhibi; bütün varlık âleminin tek hâkimi demektir. Allah Teâlâ, bütün kâinatın tek sâhibi ve mâlikidir. Mülkünde istediği gibi tasarruf eder. Dilediğine mülk verir, dilediğine vermez. Dilediğine az verir, dilediğine çok verir. Mutlak hükümranlık O’na aittir. Bu isimden nasip alan kulda mal ve mülkün emânet olduğu şuuru yerleşir. Mal ve mülkü nasıl kullanacağını bilir; israf ve cimrilikten uzak durur. Nimet verene şükrünü tam yapar.
Zü’l- Celal-i ve’l-İkram
Ululuk ve ikrâm sahibi demektir. Allah Teâlâ, yaratıkları tarafından yüceltilmeye ve övülmeye lâyık olandır. Kullarından dilediklerine, kendisine samimiyetle kulluk vazifelerini yapmayı sağlayan, mânevî derecelerini yükselten, dünyada ve âhirette onlara bol lütuflarda bulunandır. Ne kadar büyüklük, ululuk, yücelik varsa, hepsi Allah’a mahsustur.
El-Muksıt
Adâlet sahibi; bütün işlerini denk, birbirine uygun ve yerli yerinde yapan demektir. Allah Teâlâ, adâletle hükmedendir. En üstün adâlet ve merhamet sahibidir. Mazlumların haklarını zâlimlerden alandır. Dünyada dost düşman ayırımı yapmadan bütün kullarına rızık verir. Âhirette, dostları, yaptıklarının karşılığını fazlasıyla alacak, düşmanları ise sadece yaptıklarının karşılığı bir cezaya çarptırılacaklardır.
El-Câmî
İstediğini istediği zaman istediği yerde toplayan demektir. Allah Teâlâ, birbirine benzeyen şeyleri ve benzemeyen zıt şeyleri bir araya getirip toplayandır. Kıyâmet günü hesaba çekmek için yaratıkları toplayandır. Bütün iyilikleri, güzellikleri ve övgüleri zâtında toplayandır. Tabiatları zıt birçok unsuru bir araya getirendir. İnsanları birbirlerine sevdirip kalpleri ısındırandır.
El-Ganîyy
Çok zengin olan; hiç bir şeye muhtaç olmayan demektir. Allah Teâlâ, her şey kendisine muhtaç olan; kendisi hiç bir şeye muhtaç olmayandır. Zât ve sıfatlarında her türlü ihtiyaçtan uzak olandır. Çok zengindir, hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Ama bütün varlıklar her konuda O’na muhtaçtır.
El-Muğnî
İstediğini zengin eden demektir. Allah Teâlâ, dilediği kulun her türlü ihtiyacını karşılayandır. Fakir kullarını lütuf ve ihsânıyla zenginleştirir. Kanâat duygusu lütfedip gönül zenginliğine eriştirir. Kulun hal ve davranışlarını rızası yönüne yönlendirerek mânevî bakımdan zenginleştirir.
El-Mânî
Dilemediği şeylerin gerçekleşmesine izin vermeyen; kötü şeylere engel olan demektir. Allah Teâlâ, bazı isteklerin gerçekleşmesine müsaade etmez. Bütün isteklerimiz, Allah’ın dilemesi ve takdiriyle gerçekleşir. O’nun dilemediği bir şey olmaz. Dilediği şey de olur. Allah Teâlâ, sevdiği kullarının bazı kötü isteklerine engel olmak suretiyle onları zarardan korur.
Ed-Dâr
Zarar veren; elem ve zarar verici şeyleri yaratan demektir. Allah Teâlâ, bir kuluna her hangi bir zarar vermeyi dilerse, hiç kimse ona fayda veremez. Fayda vermek istediği kimseye de kimse zarar veremez. “Dârr” ismi, “Nâfi’” ismiyle beraber değerlendirilmelidir.
En-Nâfi
Fayda veren; dilediği kuluna hayırlı ve faydalı olanı veren demektir. Allah Teâlâ, zararlı gibi görünen her şeyi sezilmez yollarla faydalı hale getirendir. Çaresizlerin imdadına yetişendir. Kulunu hayra ve iyiliğe yöneltendir. “Nâfi” ismi, “Dârr” ismiyle beraber değerlendirilmelidir.
En-Nûr
Nurlandıran, ışık veren, nur kaynağı; âlemleri nurlandıran; istediği simalara, zihinlere ve gönüllere nur yağdıran demektir. Allah Teâlâ, varlığı apaçık olandır. Nuru yaratan, onunla gökleri ve yeri aydınlatandır. Kulunun kalbini, gönlünü îmân nuruyla aydınlatarak hidâyete ermesini ve doğruyu bulmasını sağlayandır.
El-Hâdî
Hidâyeti yaratan; istediği kulunu muradına erdiren, hayırlı yollara muvaffak kılan demektir. Allah Teâlâ, inanacak kalplerde hidâyeti yaratandır. Ebedî mutluluğu sağlayacak doğru yolu gösteren ve doğru yola ulaştırandır. Yolunu şaşırmışlara rehberlik edendir.
El-Bedî
Varlıkları, eşi, benzeri ve örneği olmaksızın, sanatkârane bir şekilde yaratan demektir. Allah Teâlâ, her şeyi, bir numûnesi, benzeri olmaksızın yaratandır. Bu yaratma da eşsiz ve benzersiz bir yaratmadır. Yani akıllara durgunluk verecek derecede kusursuz ve mükemmel yaratmadır. Allah, zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde benzeri görülmeyendir.
El-Bâki
Ebedî olan; varlığının sonu olmayan demektir. Allah Teâlâ, varlığı devamlı olandır. Varlığının bir başlangıcı olmadığı gibi bir sonu da yoktur. Zâtı da, sıfatları da, fiilleri de bâkîdir, ebedîdir, devamlıdır. Mü’min de her hangi bir işi Allah rızası için yapmışsa, o fiil de ebedîlik kazanır. Yani kul, öbür âlemde mükâfâtını alır.
El-Vâris
Varlığının sonu olmayan demektir. Allah Teâlâ, yaratılmış bütün varlıkları yok ettikten sonra bâkî kalan, mülkün gerçek sahibidir. Mülkü dilediğinden alır, dilediğine verir. Dünyada bulunan herkes ve evrende bulunan her şey fânîdir, geçicidir. İnsanlar ölümlü oldukları için sahip oldukları mal, mülk, servet de geçicidir.
Er-Reşid
İrşad eden; doğru yolu gösteren demektir. Allah Teâlâ, bütün işleri isabetli olan ve hedefine ulaşandır. Her şeyi ezelî takdirine göre yürüten, bir nizam ve hikmet üzere sonuna ulaştırandır. Lüzumsuz, faydasız, boş iş yapmayandır. Fiilleri dâimâ yerinde olandır. Devamlı olarak hakka isabet edendir. Hiç kimsenin yol göstermesine muhtaç olmayandır.
Es-Sabûr
Çok sabırlı demektir. Allah Teâlâ, günahkârları cezalandırma konusunda acele etmeyip lütfuyla bağışlayan ve erteleyendir. Günahkârlara mühlet tanır. Tövbe kapısını ölünceye kadar açık tutar. Kullarının af ve bağışlama dilemeleri için onlara fırsatlar tanır. Bu isimden nasip alan kul, ibâdetleri yapmada, haramlardan kaçınmada ve her türlü felâket karşısında sabırlı olur.