istanbulu konu alan şiirler / "İstanbul'un Şiiri" yayında

Istanbulu Konu Alan Şiirler

istanbulu konu alan şiirler

etiket Ünlü Şairlerimizin Güçlü Kalemlerinden Güzide Şehrimiz İstanbul İçin Yazılmış En Güzel 19 Şiir

Haberler

Genel Kültür

Sanat

Ünlü Şairlerimizin Güçlü Kalemlerinden Güzide Şehrimiz İstanbul İçin Yazılmış En Güzel 19 Şiir

Kimileri hayatlarını İstanbul'da geçirmiş, kimileri bu şehri hiç görmeden aşık olur gibi sevmiş. Kimileri yazma ilhamını İstanbul'dan alırken, kimileri dizelerinde ona olan özlemine yer vermiş. Birçok şairimizin şiirlerine konu olmuş bu eşsiz şehir. Onedio olarak sizler için hanlarıyla, boğazıyla, vapurlarıyla, köprüleriyle ve birçok nadide semtiyle şairlerimize ilham olan İstanbul hakkında yazılan en güzel şiirleri listeledik!

1. Yahya Kemal Beyatlı-Başka Bir Tepeden

1. Yahya Kemal Beyatlı-Başka Bir Tepeden

2. Orhan Veli Kanık-İstanbul'u Dinliyorum

2. Orhan Veli Kanık-İstanbul'u Dinliyorum

3. Nurullah Genç-İstanbul ve Sen

3. Nurullah Genç-İstanbul ve Sen

4. Necip Fazıl Kısakürek-Canım İstanbul

4. Necip Fazıl Kısakürek-Canım İstanbul

5. Bedri Rahmi Eyüboğlu-İstanbul Destanı

5. Bedri Rahmi Eyüboğlu-İstanbul Destanı

6. Cahit Sıtkı Tarancı-Bahar Sarhoşluğu

6. Cahit Sıtkı Tarancı-Bahar Sarhoşluğu

7. İlhan Berk-İstanbul'dan

7. İlhan Berk-İstanbul'dan

8. Turgut Uyar-Bir Gün Sabah Sabah

8. Turgut Uyar-Bir Gün Sabah Sabah

9. Ümit Yaşar Oğuzcan-Üstüme Varma İstanbul

9. Ümit Yaşar Oğuzcan-Üstüme Varma İstanbul

Yahya Kemal Beyatlı-Siste Söyleniş

 Yahya Kemal Beyatlı-Siste Söyleniş

Ziya Osman Saba-İstanbul

 Ziya Osman Saba-İstanbul

Orhan Veli Kanık-Bir Garip Orhan Veli

 Orhan Veli Kanık-Bir Garip Orhan Veli

Atilla İlhan-İstanbul Ağrısı

 Atilla İlhan-İstanbul Ağrısı

Oktay Rıfat Horozcu-İstanbul Şiirinden

 Oktay Rıfat Horozcu-İstanbul Şiirinden

Sunay Akın-At Kokusu

 Sunay Akın-At Kokusu

Behçet Necatigil-Barbaros Meydanı

 Behçet Necatigil-Barbaros Meydanı

Özdemir Asaf-Boğaz Gezintisi

 Özdemir Asaf-Boğaz Gezintisi

Sezai Karakoç-Denizin Kentini Yaktım

 Sezai Karakoç-Denizin Kentini Yaktım

Aşık Veysel Satıroğlu-Sevgisi İçimde

 Aşık Veysel Satıroğlu-Sevgisi İçimde

BONUS

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda

Şiirlerde İstanbul

&#;iirler &#;ehirleri güzelle&#;tirir. &#;mgeler, sözcükler, dizeler &#;ehirlere, kentlere bamba&#;ka bir tin kazand&#;r&#;r. Estetik bir boyut katarak ya&#;ad&#;&#;&#;m&#;z, alg&#;lad&#;&#;&#;m&#;z &#;ehrin havas&#;n&#;n de&#;i&#;mesini sa&#;layabilir, sa&#;lar. Nitekim bunu tüm somutlu&#;uyla ya&#;ad&#;k bir ara. Gezi direni&#;i s&#;ras&#;nda, “Gezi akl&#;n&#;n” hayat&#; “kanatland&#;rd&#;&#;&#;” günlerde, yollarda merdiven basamaklar&#;n&#;n gökku&#;a&#;&#; gibi rengârenk boyand&#;&#;&#; ve duvarlara, kald&#;r&#;mlara, yüzü olan ta&#;lara yaz&#;larak “soka&#;a ç&#;kt&#;&#;&#;” k&#;sac&#;k dönemde &#;iirin &#;ehri nas&#;l ve ne kadar güzelle&#;tirebilece&#;ine tan&#;k olduk.

Öte yandan &#;ark&#;lar, türküler gibi &#;iirler de &#;ehirlerin, sokaklar&#;n, semtlerin deyim yerindeyse haf&#;zas&#;d&#;r. Nice &#;ehir, sokak, semt &#;iirler arac&#;l&#;&#;&#;yla ölümsüzlük kazanm&#;&#;t&#;r, kazan&#;r. Nice &#;iir geçmi&#;ten bugüne, bugünden gelece&#;e kalan önemli bir tan&#;k olarak okunmaktad&#;r hâlâ.

&#;stanbul tarihsel, sosyal, kültürel de&#;erleriyle ve kimli&#;iyle modern öncesi zamanlarda oldu&#;u gibi modern Türkçe &#;iirde de konu olmay&#; sürdürmü&#; &#;ehirlerden. Hatta bu yönüyle de ilk s&#;ralarda yer ald&#;&#;&#;n&#; söyleyebiliriz. Kald&#; ki günümüz ko&#;ullar&#;nda da &#;ehirlerin imgelerin, sözcüklerin, dizelerin açt&#;&#;&#; yeni pencerelere, sundu&#;u yeni bak&#;&#; aç&#;lar&#;na fazlas&#;yla muhtaç oldu&#;u aç&#;k.

&#;iirsiz bahar olmayaca&#;&#;n&#; dü&#;ünerek ve de özellikle bu bahar&#;n &#;stanbul’da bir ba&#;ka ya&#;and&#;&#;&#;n&#; dikkate alarak modern Türkçe &#;iirde yer etmi&#;, vazgeçilmez &#;stanbul içerikli &#;iirlerden k&#;sa bir derleme yapt&#;k. Ancak küçük derlememizde modern Türkçe &#;iirin unutulmaz yap&#;tlar&#;na ve &#;airlerine yer verebildik.

&#;iirlerle hem &#;stanbul’da hem de &#;ehrin geçmi&#;inde k&#;sa bir turumuza buyurunuz…

'&#;STANBUL'A YEPYEN&#; B&#;R DUYARLILIK'

&#;stanbul ve &#;iir deyince her ne kadar modern Türkçe &#;iire dahil olmasa da Tevfik Fikret’i ve onun me&#;hur “Sis”ini hat&#;rlamamak mümkün de&#;il. “Sis” &#;iirini önemli yapan özelliklerden biri sembolizmidir. Bir di&#;er özelli&#;i de &#;airin &#;stanbul’a yepyeni bir duyarl&#;l&#;kla bak&#;&#;&#; ve daha önce yaz&#;lan, dile getirilen &#;iirlerdeki yakla&#;&#;mdan bütünüyle kopmu&#; olmas&#;, modern Türkçe &#;iirin birtak&#;m öncü unsurlar&#;n&#; içermesidir.

“Sis” hem yaz&#;ld&#;&#;&#; dönemdeki siyasal bask&#;y&#;, zorbal&#;&#;&#; sembolist bir anlay&#;&#;la dile getirir hem de &#;stanbul’un, &#;iirin yaz&#;ld&#;&#;&#; dönemdeki sosyal, kültürel ortam&#;n&#; betimler. Hat&#;rlam&#;&#;ken &#;iirin giri&#;inden bir bölüm payla&#;al&#;m:

Sarm&#;&#; yine âfâk&#;n&#; bir dûd-&#; munannid,

Bir zulmet-i beyzâ ki peyâpey mütezâyid.

Tazyîk&#;n&#;n alt&#;nda silinmi&#; gibi e&#;bâh,

Bir tozlu kesâfetten ibâret bütün elvâh;

Bir tozlu ve heybetli kesâfet ki nazarlar

Dikkatle nüfûz eyleyemez gavrine, korkar!

'KARAKALEM B&#;R KARTPOSTAL &#;EHR&#;'

“Sis”le ba&#;lamam&#;z&#;n birçok nedeni var. Ama önemli nedenlerinden biri, uzunca süre kendisinden sonraki modern Türkçe &#;iirin kurucu ku&#;aktan &#;airlerini etkilemi&#; olmas&#;. Yahya Kemal “Sis”in hakl&#; lanetinden hem &#;stanbul’u hem de Osmanl&#; geçmi&#;ini kurtarmaya deyim yerindeyse ömrünü adar. Ancak çabalar&#; nafile olarak kal&#;r. Çünkü Yahya Kemal’in &#;iirlerinde ya&#;ayan bir &#;ehir de&#;il de karakalem bir kartpostal söz konusudur. &#;&#;te “Bir Ba&#;ka Tepeden” ba&#;l&#;kl&#; &#;iirin ilk dörtlü&#;ü;

Sana dün bir tepeden bakt&#;m aziz &#;stanbul!

Görmedim gezmedi&#;im, sevmedi&#;im hiçbir yer.

Ömrüm oldukça, gönül taht&#;ma keyfince kurul!

Sade bir semtini sevmek bile bir ömre de&#;er.

Yahya Kemal’in Tevfik Fikret’in “Sis” &#;iirinde Osmanl&#; rejimine, dönemin padi&#;ah&#; Abdülhamit’e yöneltti&#;i ele&#;tiriyi unutturmak, Fikret’in hakl&#; öfkesini bast&#;rmak ve dile getirdi&#;i ele&#;tiriyi de&#;ersizle&#;tirmek ister. Bunun için niyetini aç&#;k etti&#;i “Siste Söyleni&#;” &#;iirine bakmak gerekir. &#;u beyitler o &#;iirin giri&#;inden:

Birden kapand&#; birbiri ard&#;nca perdeler

Kandilli, Göksu, Kanl&#;ca, &#;stinye nerdeler?

Som zümrüt ortas&#;nda, muzaffer, ak&#;p giden

Firuze nehri nerde? Bugün sakl&#;d&#;r, neden?

Benzetmek olmas&#;n sana dünyâda bir yeri;

Eylül sonunda böyledir &#;sviçre gölleri.

Bir devri lânetiyle bo&#;an &#;airin Sis'i.

Vicdan ve rûh elemlerinin en zehirlisi.

Yahya Kemal’i kendi "sis"i içinde söylenmeye b&#;rak&#;p modern Türkçe &#;iirde &#;stanbul’un izini sürmeye daha yeni ku&#;aktan &#;airlerin yap&#;tlar&#;ndan örneklerle devam edelim.

Memleketimden &#;nsan Manzaralar&#; &#;iirler 5, Naz&#;m Hikmet, syf, Yap&#; Kredi Yay&#;nlar&#;,

'&#;STANBUL'A G&#;R&#;LEN VE ÇIKILAN B&#;R KAPI: HAYDARPA&#;A'

Nâz&#;m Hikmet do&#;du&#;u, çocuklu&#;unu, gençli&#;i geçirdi&#;i, sevip sevildi&#;i, sosyalizm mücadelesi verdi&#;i, hapishanelerinde yatt&#;&#;&#; ve sonra da hasretini duydu&#;u &#;stanbul’a bak&#;&#;&#;n&#;n yans&#;d&#;&#;&#; iki &#;iir dikkat çeker. &#;lki &#;stanbul’u zaman&#;n&#;n en önemli noktas&#;ndan Haydarpa&#;a gar&#;ndan dile getirir. Haydarpa&#;a önemli bir simgedir. Bir kap&#;d&#;r; &#;stanbul’a hem girilen hem de ç&#;k&#;lan bir kap&#;… Ayn&#; zamanda Anadolu’ya aç&#;lan bir kap&#;… Modern Türkçe &#;iirin ba&#;yap&#;tlar&#;ndan “Memleketimden &#;nsan Manzaralar&#;” Haydarpa&#;a gar&#;n&#;n merdivenlerinde ba&#;lar…

Haydarpas&#;a gar&#;nda

bahar&#;nda

saat on bes&#;.

Merdivenlerin u&#;stu&#;nde gu&#;nes&#;

yorgunluk

ve telas&#;.

Bir adam

merdivenlerde duruyor

bir s&#;eyler du&#;s&#;u&#;nerek.

Zay&#;f.

Korkak.

Burnu sivri ve uzun

yanaklar&#;n&#;n u&#;stu&#; c&#;opur.

Merdivenlerdeki adam

- Galip Usta -

tuhaf s&#;eyler du&#;s&#;u&#;nmekle mes&#;hurdur :

“Kaat helvas&#; yesem her gu&#;n” diye du&#;s&#;u&#;ndu&#;

5 yas&#;&#;nda.

“Mektebe gitsem” diye du&#;s&#;u&#;ndu&#;

10 yas&#;&#;nda.

"Babam&#;n b&#;c&#;akc&#;&#; du&#;kkan&#;ndan

Aks&#;am ezan&#;ndan o&#;nce c&#;&#;ksam" diye du&#;s&#;u&#;ndu&#;

l l yas&#;&#;nda.

"San iskarpinlerim olsa

k&#;zlar bana baksalar” diye du&#;s&#;u&#;ndu&#;

15 yas&#;&#;nda.

“Babam neden kapatt&#; du&#;kkan&#;n&#;?

Ve fabrika benzemiyor babam&#;n du&#;kkan&#;na”

diye du&#;s&#;u&#;ndu&#;

16 yas&#;&#;nda.

“Gu&#;ndeligim artar m&#;?” diye du&#;s&#;u&#;ndu&#;.

20 yas&#;&#;nda.

Nâz&#;m Hikmet’in &#;stanbul’a duydu&#;u hasreti dile getiren &#;iirlerinden biri de “Mavi Liman” ba&#;l&#;kl&#; dörtlüktür:

Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.

Seyir defterini ba&#;kas&#; yazs&#;n.

Ç&#;narl&#;, kubbeli, mavi bir liman.

Beni o limana ç&#;karamazs&#;n

'&#;A&#;RLER &#;EH&#;R ARASINDAK&#; ETK&#;LE&#;&#;M&#;N SEMBOL&#;K &#;FADES&#;'

Cahit S&#;tk&#; Taranc&#;’n&#;n “Bahar Sarho&#;lu&#;u” ba&#;l&#;kl&#; &#;iiri, &#;airle &#;ehir aras&#;ndaki etkile&#;imin sembolik ifadesi olarak da okunur: Taranc&#;’n&#;n di&#;er yap&#;tlar&#; gibi “Bahar Sarho&#;lu&#;u” da sembolist anlay&#;&#;la yaz&#;lm&#;&#; modern Türkçe &#;iirdeki örneklerinden biridir:

Yuvas&#; saçakta kalan k&#;rlang&#;ç,

Yavrusu dallara emanet serçe,

Derken camiler üstünde güvercin

Minareler kat&#;ndan geçiyorum

Gökyüzü mahallesi &#;stanbul’un

Süt beyaz bir mart&#;y&#;m aç&#;klarda

Gemilere ben yol gösteriyorum,

Bu&#;day ve ilaç yüklü gemilere

Bir kanat vuru&#;ta bulutlarday&#;m;

Bir süzülü&#;te vatan&#;m dalgalar!

'YEN&#; B&#;R &#;&#;&#;R ÖNER&#;S&#;'

Orhan Veli ve arkada&#;lar&#; Melih Cevdet Anday ile Oktay Rifat “Garip” ç&#;k&#;&#;&#;yla yürürlükte olan “resmi &#;iir anlay&#;&#;&#;n&#;” eskitmekle kalmazlar. Yeni bir duyarl&#;l&#;k, yeni bir &#;iir ve hayata bak&#;&#; aç&#;s&#; önerirler. &#;airin gözü orta ve alt s&#;n&#;f&#;n ya&#;ant&#;s&#;na çevrilir. “Süleyman Efendi”yle “Dalgac&#; Mahmut”un ne ve nas&#;l ya&#;ad&#;&#;&#; kadar nerde ya&#;ad&#;&#;&#; da &#;iirin konusu olur. “&#;stanbul'u Dinliyorum” ba&#;l&#;kl&#; &#;iirdeki keder ve ne&#;e “Dalgac&#; Mahmut”un oldu&#;u kadar "Süleyman Efendi"nin de ruh halini yans&#;t&#;r. Tabii &#;airin de. &#;iirden bir bölüm okuyal&#;m:

&#;stanbul'u dinliyorum, gözlerim kapal&#;;

Önce hafiften bir rüzgâr esiyor;

Yava&#; yava&#; sallan&#;yor

Yapraklar a&#;açlarda;

Uzaklarda, çok uzaklarda

Sucular&#;n hiç durmayan ç&#;ng&#;raklar&#;;

&#;stanbul'u dinliyorum gözlerim kapal&#;;

&#;stanbul'u dinliyorum gözlerim kapal&#;;

Ku&#;lar geçiyor derken;

Yükseklerden, sürü sürü, ç&#;&#;l&#;k ç&#;&#;l&#;k;

A&#;lar çekiliyor dalyanlarda;

Bir kad&#;n&#;n suya de&#;iyor ayaklar&#;;

&#;stanbul'u dinliyorum, gözlerim kapal&#;;

&#;stanbul'u dinliyorum, gözlerim kapal&#;;

Serin serin Kapal&#; Çar&#;&#;,

C&#;v&#;l c&#;v&#;l Mahmutpa&#;a;

Güvercin dolu avlular.

Çekiç sesleri geliyor doklardan

Güzelim bahar rüzgâr&#;nda ter kokular&#;;

&#;stanbul'u dinliyorum, gözlerim kapal&#;;

&#;stanbul'u dinliyorum, gözlerim kapal&#;;

Ba&#;&#;nda eski âlemlerin sarho&#;lu&#;u,

Lo&#; kay&#;khaneleriyle bir yal&#;

Dinmi&#; lodoslar&#;n u&#;ultusu içinde.

Orhan Veli’nin &#;stanbul’u dinlerken duydu&#;u sesler aras&#;nda sayd&#;&#;&#; “doklardan gelen çekiç sesleri” de vard&#;r. Ama &#;air o “çekiç seslerini” duydu&#;u gibi b&#;rak&#;r. Daha fazlas&#; yoktur. Üstünde durmaz, duramaz; belki de duracak vakti kalmad&#;&#;&#;ndan. Ancak bir ba&#;ka &#;air, o sesin pe&#;ine dü&#;ecektir.

&#;stanbul, &#;lhan Berk, 72 syf, Ada Yay&#;nlar&#;,

&#;lhan Berk’in “&#;stanbul” kitab&#;n&#; olu&#;turan &#;iirleri, “doklardan gelen” ve etkilendi&#;i o sesin pe&#;inden giderken yazm&#;&#; olabilece&#;ini dü&#;ünebiliriz. Berk’in “&#;stanbul” &#;iirinden k&#;sa bir bölüm okuyal&#;m:

&#;&#;te kur&#;un kubbeler &#;ehri &#;stanbul’das&#;n

Havada kaçan bulutlar&#;n h&#;&#;&#;rt&#;s&#;

Karaköy çar&#;&#;s&#;ndan geçen tramvaylar&#;n camlar&#;na ya&#;mur ya&#;&#;yor

Yenicami, Süleymaniye arkalar&#;n&#; kirli bir gö&#;e vermi&#;ler

Hiç k&#;m&#;ldam&#;yorlar

Ayasofya elleriyle yüzünü kapam&#;&#; bütün i&#;tah&#;yla a&#;l&#;yor

&#;nsanlar sokak sokak, çar&#;&#; çar&#;&#;, ev ev

&#;nsanlar s&#;rt s&#;rta, omuz omuza verip durmu&#;lar

Boyunlar&#; bükük

Yorgun, asabi, kederli, kindar

Y&#;&#;&#;n y&#;&#;&#;n olmu&#;lar hepsi köprünün aç&#;lmas&#;n&#; bekliyor

Bir anda &#;ehrin dört buca&#;&#;na akacaklar

Bir anda iki ayr&#; k&#;tadaki insanlar gibi

Fatihliyle Be&#;ikta&#;l&#; sarma&#; dola&#; olacaklar''

Nâz&#;m Hikmet’in “Memleketimden &#;nsan Manzaralar&#;”nda bir süre kap&#;s&#;nda durup, belki de merdivenlerine oturup hayat&#;n ak&#;&#;&#;n&#; ve o hayat&#; yapan öznelerin eylemlerini izledi&#;i yerde bir kez de Turgut Uyar durur. Uyar, “Bir Gün Sabah Sabah” ba&#;l&#;kl&#; &#;iirinde Fikret’in “Sis”inden, Nâz&#;m Hikmet’in “Memleketimden &#;nsan Manzaralar&#;”ndaki “Haydarpa&#;a's&#;ndan”, Orhan Veli’nin ve &#;lhan Berk’in “fabrika düdüklerinden” ve “Haliç k&#;y&#;lar&#;ndan” geçerek gider bir a&#;ka, sevgilisine. “Bir Gün Sabah Sabah” &#;iirini okurken ayn&#; zamanda özel olan&#;n sosyal, sosyal olan&#;nsa özel oldu&#;u de görü&#;ü süzülür bilincimize… &#;iirden bir bölüm payla&#;al&#;m:

Ver elini Haydarpa&#;a demi&#;iz,

Vapur r&#;ht&#;mdad&#;r p&#;r&#;l p&#;r&#;l,

Hava hafiften so&#;uk,

Deniz katran ve bal&#;k kokulu

Köprüden kay&#;kla geçmi&#;im kar&#;&#;ya,

Bir nefeste ç&#;km&#;&#;&#;m bizim yoku&#;u…

Bir gün sabah sabah kap&#;y&#; vursam,

-Kim o? dersin uykulu sesinle içerden.

Saçlar&#;n da&#;&#;n&#;kt&#;r, mahmursundur.

Kim bilir ne güzel görünürsün sevgilim,

Bir gün sabah vakti kap&#;y&#; çalsam,

Uykudan uyand&#;rsam seni,

Ki daha sisler kalkmam&#;&#;t&#;r Haliç’ten.

Fabrika düdükleri ötmededir.

Behçet Necatigil bir &#;stanbul &#;airidir. Ama onun &#;iirlerinde &#;stanbul daha çok &#;ehir de&#;il de sokak, ev, semt, çevre olarak ç&#;kar kar&#;&#;m&#;za. “Barbaros Meydan&#;” Necatigil’in hem ilk dönemini hem de &#;airin &#;stanbul’la ili&#;kisini örnekleyen &#;iirlerdendir. &#;iirden k&#;sa bir bölüm aktaral&#;m:

Be&#;ikta&#;'ta Barbaros Meydan&#;

Sa&#;&#; an&#;t, solu türbe

Ortas&#; kare &#;eklinde,

Park&#;d&#;r yoksullar&#;n

Bilhassa yaz aylar&#;.

'&#;MGELERLE RESSAM TARAFINDAN RESMED&#;LM&#;&#; B&#;R TABLO'

Oktay Rifat’&#;n &#;stanbul temal&#; &#;iiri bir tablo gibidir. &#;airin sözcüklerle, imgelerle izlenimci bir ressam&#;n f&#;rças&#;ndan resmedilmi&#; bir tablo çizer adeta… Oktay Rifat’&#;n “&#;stanbul &#;iirlerinden” ba&#;l&#;kl&#; &#;iirini okuyal&#;m:

&#;stanbul'un üstüne güne&#; do&#;du,

Ç&#;kt&#; silkinerek gecenin içinden,

K&#;z gibi minareleriyle Süleymaniye,

Sultanahmet, Sultan Selim, Fatih camileri.

Türbeler, çe&#;meler, sebiller

Ald&#;lar ayd&#;nl&#;kta yerlerini.

&#;ak&#;maya ba&#;lad&#; bülbül gibi

Ba&#;dat kö&#;künün çinileri;

Hepsi de al&#;n teri,

Hepsi de el eme&#;i.

Bir yaprak dü&#;tü döne döne &#;ad&#;rvana;

Bir kumru su içti &#;ad&#;rvandan.

Üsküdar'&#;n fakir evleri göründü uzaktan

En arkada Çaml&#;ca tepeleri.

'&#;STANBUL ALGISINI, DÜ&#;ÜNCES&#;N&#; DE&#;&#;&#;T&#;REN &#;A&#;R'

Modern Türkçe &#;iirde hem &#;ehir hem de &#;stanbul alg&#;s&#;n&#;, duygusunu, dü&#;üncesini de&#;i&#;tiren &#;airlerden biri de Attilâ &#;lhan’d&#;r… Onun “&#;stanbul A&#;r&#;s&#;” modern Türkçe &#;iirin belle&#;inde, unutulmaz &#;iirler aras&#;nda yer al&#;r. Attilâ &#;lhan’&#;n “&#;stanbul A&#;r&#;s&#;” &#;iirini payla&#;al&#;m:

Kanatlar&#; parça parça bu a&#;ustos geceleri

y&#;ld&#;zlar kaynarken

&#;ang&#;r &#;ungur ayaklar&#;m&#;n dibine dökülen

sen

e&#;er yine &#;stanbul'san

yine kan köpüklü cehennem sarma&#;&#;klar&#; büyütece&#;im

pancak pancak &#;iirler tükürece&#;im

demek yine ben

limandaki direkler orman&#;nda bütün band&#;ralar ayaklan&#;yor

kap&#; önlerinde boyunlar&#;n&#; bükmü&#; tek tek kafiyeler

yahudi sokaklar&#;n&#; ayd&#;nlatan telaviv &#;ark&#;lar&#;

mavi asfaltlara çökmü&#;

diz ba&#;l&#;yor

e&#;er sen yine &#;stanbul'san

kirli dudaklar&#;n&#; bulut bulut dudaklar&#;ma uzatan

sirkeci gar&#;'nda tren ç&#;&#;l&#;klar&#;yla b&#;çaklan&#;p

intihar dumanlari içindeki haydarpa&#;a'dan

anadolu üstlerine bak&#;p bak&#;p

a&#;layan

sen e&#;er yine &#;stanbul'san

aldanm&#;yorsam

yakalar&#; karanfilli ibneler e&#;er beni aldatm&#;yorsa

kulaklar&#;mdan kan f&#;&#;k&#;r&#;ncaya kadar

yine senin emrindeyim

utanmasam

gozlerimi damla damla kadehime damlatarak

kendimi yani &#;u bildigim attila ilhan'i

zehirleyebilirim

sonbahar karanl&#;klar&#; tuttu tutacak

tarlaba&#;&#; pansiyonlar&#;nda bekarlar bu&#;ulan&#;yor

imtihan ç&#;&#;l&#;klar&#; yükseliyor üniversite'den

tophane iskelesi'nde diesel kamyonlar&#; sarho&#;

direksiyonlar&#;n&#;n koynuna girmi&#; b&#;çk&#;n &#;oförler

uykusuz dalgalan&#;yor

ulan &#;stanbul sen misin

senin ellerin mi bu eller

ulan bu gemiler senin gemilerin mi

minarelerini kürdan gibi di&#;lerinin aras&#;nda

liman liman götüren

ulan bu mazot tüküren bu dövmeli gemiler senin mi

ak&#;amlar yass&#;ld&#;kça neden böyle devle&#;iyorlar

neden durmaks&#;z&#;n imdat k&#;v&#;lc&#;mlar&#; f&#;&#;k&#;r&#;yor

antenlerinden

neden

peki &#;stanbul ya ben

ya m&#;sralar&#;n&#; dört renkli duvar afi&#;leri gibi boy boy

gümrük duvarlar&#;na yap&#;&#;t&#;ran yolcu abbas

ya benim kahr&#;m

ya senin a&#;r&#;n

a&#;&#;r kabaralar&#;nla uykular&#;m&#; ezerek deliksiz ya&#;att&#;&#;&#;n

çaresiz zehirle kusan ç&#;lg&#;n bir y&#;lan gibi

burgu burgu içime bo&#;altt&#;&#;&#;n

o senin a&#;r&#;n

o senin

e&#;er sen yine &#;stanbul'san

yan&#;lm&#;yorsam

koltu&#;umun alt&#;nda eski bir kitap diye götürmek istedi&#;im

sicilyal&#; bal&#;kç&#;lara marsilyal&#; dok i&#;çilerine

sat&#;r sat&#;r okumak istedi&#;im

sen

e&#;er yine &#;stanbul'san

e&#;er senin a&#;r&#;nsa i&#;neli be&#;ik gibi her taraf&#;mda hissetti&#;im

ulan yine sen kazand&#;n &#;stanbul

sen kazand&#;n ben yenildim

kulaklar&#;mdan kan f&#;&#;k&#;r&#;ncaya kadar

yine emrindeyim

ölsem yaln&#;z kalsam cüzdan&#;m kaybolsa

paras&#;z kalsam tenhalarda kalsam çarp&#;lsam

hiç bir gün hiçbir postac&#; kap&#;m&#; çalmasa

yan&#;lm&#;yorsam

sen e&#;er yine &#;stanbul'san

senin &#;sl&#;klar&#;nsa kulaklar&#;ma saplanan bu &#;sl&#;klar

gözbebeklerimde gezegenler gibi dönen yaln&#;zl&#;&#;&#;mdan

bir tekmede kap&#;lar&#;n&#; k&#;r&#;p ç&#;kt&#;m demektir

ulan bunu sen de bilirsin &#;stanbul

kaç kere yazd&#;m kimbilir

kaç kere kirpiklerimiz kasaturalara dönmü&#; diken diken

eylül'ünde birader m&#;rc ve ben

sokaklar&#;nda mohikanlar gibi ate&#; yakt&#;k

sana tapt&#;k ulan

unuttun mu

sana tapt&#;k.

Vedat Türkali’nin ’larda yeniden hat&#;rlanan ve bestelenmesiyle birlikte yayg&#;nl&#;k kazanan “Bekle Bizi &#;stanbul” &#;iirini unutmu&#; de&#;iliz elbette. Unutulacak gibi de&#;ildir çünkü. Derin izler b&#;rakarak yer etmi&#;tir toplumun kültürel belle&#;inde. Öyleyse Grup Baran’&#;n besteledi&#;i “Bekle Bizi &#;stanbul” &#;iiriden de iki betiklik bir bukle payla&#;al&#;m:

Salk&#;m salk&#;m tan yelleri esti&#;inde

Mavi patiskalar&#; y&#;rtan gemilerinle

Uzaktan seni dü&#;ünür dü&#;ünürüm

&#;stanbul

Bin bir direkli Haliç'inde ak&#;amlar

Adalar&#;nda bahar Süleymaniye’nde güne&#;

Ey sen ne güzelsin kavgam&#;z&#;n &#;ehri

&#;stanbul

&#;stanbul’u bir de &#;iirin aynas&#;ndan görmek üzere ç&#;kt&#;&#;&#;m&#;z k&#;sa tur vesilesiyle hem yap&#;tlar&#;na ba&#;vurdu&#;umuz &#;airleri bir kez daha selamlam&#;&#; olduk, hem bu “ba&#;ka bahar&#;” &#;iirle kucaklam&#;&#; hem de &#;stanbul’a de&#;i&#;ik bir pencereden bakmay&#; denedik.

Bu k&#;sa yolculu&#;un sonunda son sözümüzse; iyi baharlar, &#;iirsiz kalma &#;stanbul, olsun…

En G&#;zel İstanbul Şiirleri: &#;nl&#; Şairlerin En G&#;zel, Anlamlı, Etkileyici İstanbul Şiirleri

Son Dakika Haberler

ŞiirlerEn G&#;zel İstanbul Şiirleri: &#;nl&#; Şairlerin En G&#;zel, Anlamlı, Etkileyici İstanbul Şiirleri

-

İstanbul ile İlgili En Güzel Şiirler, Anlamlı ve Etkileyici İstanbul Sözleri

Usta şairler tarafından yazılan, İstanbulu anlatan en güzel şiirleri sizler için derledik. Bu şiirleri okuyunca İstanbul'un kokusunu içine çekeceksiniz. Orhan Veli Kanık, Atilla İlhan, Nedim, Ümit Yaşar Oğuzcan gibi İstanbul aşığı şairleri tarafından ele alınan muhteşem İstanbul konulu şiirleri siz değerli okurlarımız için bir araya getirdik. İstanbul'u İstanbul yapan en güzel şiirler, facebook gibi sosyal ağlarda paylaşabileceğiniz en güzel İstanbul şiirleri;

En Güzel İstanbul Konulu Şiirler

Köprüde Sabah

Gece, yavaşça siyah mantosunu sürükler

Vapurlar, şimdi suya bırakılmış kütükler,

Ufuk, banyo edilen bir fotoğraf camıdır…

Dağlar dudaklarını boyar pembe bir tüyle

Köprüde fersiz gözler açılır üzüntüyle:

Sabah, ıstırap çeken kalplerin akşamıdır…

Kollarını gererken iş bekleyen bir sandal,

İlk ışıklar açılır esmer sularda dal dal;

Rüya görür kıyılar bir uyanık uykuda…

Gecenin bir mehtabı andırırken sonları,

Gemi fenerlerinin ziyadan bastonları

Kaybolur ağır ağır kurşunileşen suda…

Paslı mızraklar gibi uyuklayan direkler

Bir gün yapacakları muhayyel cengi bekler,

Uçuşur beyaz deniz kuşları alay alay…

Buruşuk bir deriyi andırır titreyen su,

İner merdivenlerden ilk vapurun yolcusu,

Uyandırır ihtiyar köprüyü bir tramvay…

Sabahattin Ali

***

istanbul ile ilgili sözler şiirler

Kaside

Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır

Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedâdır

Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında

Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır

Bir kân-ı niamdır ki anın gevheri ikbâl

Bir bağ-ı iremdir ki gülü izz ü alâdır

Altında mı üstünde midir cennet-i a’lâ

El-hak bu ne halet bu ne hoş âb u hevâdır

Her bağçesi bir çemenistân-ı letâfet

Her kûşesi bir meclis-i pür-feyz ü safâdır

İnsaf değildir ânı dünyaya değişmek

Gülzarların cennete teşbih hatadır

Herkes irişür anda muradına ânınçün

Dergahları melce-i erbab-ı recâdır

Kala-yı meârif satılır sûklarında

Bazâr-ı hüner ma’den-i ilm ü ulemâdır

Camilerinin her biri bir kûh-i tecellî

Ebrû-yi melek andaki mihrâb-ı duâdır

Mescidlerinin her biri bir lücce-i envâr

Kandilleri meh gibi lebrîz-i ziyâdır

Ser-çeşmeleri olmada insana revân-bahş

Germ-âbeleri câna safâ cisme şifâdır

Hep halkının etvarı pesendîde-i makbul

Derler ki biraz dilleri bî-mihr ü vefâdır

Şimdi yapılan âlem-i nev-resm ü safânın

Evsafı hele başka kitâb olsa sezâdır

Nâmı gibi olmuşdur o hem sa’d hem âbâd

İstanbul’a sermâye-i fahr olsa revâdır

Kûh-sarları bağları kasrları hep

Güya ki bütün şevk ü tarab zevk u safâdır

İstanbul’un evsafını mümkün mi beyân hiç

Maksûd heman sadr-ı kerem-kâra senâdır

- Nedim

***

istanbul ile ilgili sözler şiirler

İstanbul Türküsü

İstanbul’da, Boğaziçi’nde,

Bir garip Orhan Veli’yim;

Veli’nin oğluyum,

Tarifsiz kederler içinde.

Rumeli hisarı’na oturmuşum,

Oturmuş da bir türkü tutturmuşum:

“İstanbul’un mermer taşları;

Başıma da konuyor, konuyor aman, martı kuşları;

Gözlerimden boşanıyor hicran yaşları;

Edalı’m,

Senin yüzünden bu halim.”

“İstanbul’un orta yeri sinema;

Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama;

El konuşur, sevişirmiş, bana ne?

Sevdalı’m,

Boynuna vebalim!”

İstanbul’da, Boğaziçi’ndeyim.

Bir fakir Orhan Veli;

Veli’nin oğlu,

Tarifsiz kederler içindeyim.

Orhan Veli Kanık

***

istanbul ile ilgili sözler şiirler

Canım İstanbul

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;

Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.

İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;

O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.

Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;

Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.

Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,

Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canım;

Vatanım da vatanım…

İstanbul,

İstanbul…

Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;

Servi, endamlı servi, ahirete perdelik…

Bulutta şaha kalkmış Fatih’ten kalma kır at;

Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat…

Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;

Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? ..

Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;

Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet…

O manayı bul da bul!

İlle İstanbul’da bul!

İstanbul,

İstanbul…

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;

Çamlıca’da, yerdedir göklerin derinliği.

Oynak sular yalının alt katına misafir;

Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.

Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,

Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar…

Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?

Cumbalı odalarda inletir ‘ Katibim’i…

Kadını keskin bıçak,

Taze kan gibi sıcak.

İstanbul,

İstanbul…

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!

Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler…

Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,

Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.

Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından

Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayından.

Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;

Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar…

Gecesi sümbül kokan

Türkçesi bülbül kokan,

İstanbul,

İstanbul…

Necip Fazıl Kısakürek

***

istanbul ile ilgili sözler şiirler

Bir Gün Sabah Sabah

Ver elini Haydarpaşa demişiz,

Vapur rıhtımdadır pırıl pırıl,

Hava hafiften soğuk,

Deniz katran ve balık kokulu

Köprüden kayıkla geçmişim karşıya,

Bir nefeste çıkmışım bizim yokuşu…

Bir gün sabah sabah kapıyı vursam,

-Kim o? dersin uykulu sesinle içerden.

Saçların dağınıktır, mahmursundur.

Kim bilir ne güzel görünürsün sevgilim,

Bir gün sabah vakti kapıyı çalsam,

Uykudan uyandırsam seni,

Ki daha sisler kalkmamıştır Haliç’ten.

Fabrika düdükleri ötmededir.

- Turgut Uyar

***

istanbul ile ilgili sözler şiirler

İstanbul'u Dinliyorum

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı

Önce hafiften bir rüzgar esiyor;

Yavaş yavaş sallanıyor

Yapraklar, ağaçlarda;

Uzaklarda, çok uzaklarda,

Sucuların hiç durmayan çıngırakları

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Kuşlar geçiyor, derken;

Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.

Ağlar çekiliyor dalyanlarda;

Bir kadının suya değiyor ayakları;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Serin serin Kapalıçarşı

Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa

Güvercin dolu avlular

Çekiç sesleri geliyor doklardan

Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Başımda eski alemlerin sarhoşluğu

Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;

Dinmiş lodosların uğultusu içinde

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. 

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Bir yosma geçiyor kaldırımdan;

Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.

Birşey düşüyor elinden yere;

Bir gül olmalı;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;

Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;

Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;

Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından

Kalbinin vuruşundan anlıyorum;

İstanbul'u dinliyorum.

Orhan Veli Kanık

***

istanbul ile ilgili sözler şiirler

Gözlerin İstanbul Oluyor Birden

Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,

Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.

Martılar konuyor omuzlarıma,

Gözlerin İstanbul oluyor birden.

Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım

Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen

Durgun sular gibi azalacağım

Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.

Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince

Yalnız gözlerime bak diyeceksin.

Ellerim usulca ellerine değince

Kaybolup gideceksin

Yavuz Bülent Bakiler

***

istanbul ile ilgili sözler şiirler

İstanbul

Sana geldim, içim ümitlerle dolu

Beni sarhoş etme İstanbul, ne olur

Bir gün ben de eririm caddelerinde

Çürür kemiklerim adım unutulur

Yine sen kalırsın dipdiri, sımsıcak

Göğü, bulutların, denizlerin kalır

Oynama İstanbul, benimle oynama

Bir gün öldürür beni bu dert, bu kahır

Ezilmiş ellerimin arasında başım

Bu yeryüzünde başka çarem kalmamış

İşte gelip kapılarına dayanmışım

Karşında yıkılmış bir duvar gibiyim

Beni sarhoş etme, başım dönüyor

Üstüme varma İstanbul, kederliyim

Ümit Yaşar Oğuzcan

***

istanbul ile ilgili sözler şiirler

Sen İstanbul Kokardın

Martıların gözlerinden dinledim

İstanbul'un boğazı yanmış dün gece

Yıldızlar şahitlik etmiş, güya suçlu benmişim

Oysa can, yemin olsun yanağımdan süzülen denize

Ben bu şehre yüreğimi içirmedim

Göklerden hicran yağdı, İstanbullu bir geceydi

Yere düşen her damlanın yüreğinde sen vardın

İsmin dudaklarımda idamlık bilmeceydi

Yalansa kahrolayım, sen İstanbul kokardın

Sevda dediğin gülüm bir busedir dudağımda

Bıçak gibi, yasak gibi, kan gibi

Utanır, intihar ederdi ölüm,

Hayata rest çekip ağladığımda,

Korkak gibi, tutsak gibi, yaşanmamış an gibi

Ben lal olmuş bülbülüm, sen deli gülsün bağımda

Toprak gibi, yaprak gibi, candan özge can gibi

Kuş uçmaz kervan geçmez dağımda,

Kah aşkı yağan kar tanesi

Kah Leyla tüten rüzgardın

Zambak gibi leylak gibi,

Sigaramda duman gibi

Sevdiceğim, sen İstanbul kokardın

Dayadım ondörtlüyü İstanbul'un şakağına

İstediğim gül içmekti gözlerinden bir yudum

Seni sordum gündüzlerce bu şehrin her sokağına

Söylemedi, inat ettim gece seni uyudum

Ben bir sana, bir bu şehre gül dedim

Ayla toprak şahittir, şahittir denizle gece

Sensizken, İstanbul'da bir kez olsun gülmedim

Yıllar kapımı çaldı, ellerinde vur emri

Yokluğun var sen yoktun, ölüm geldi ölmedim

Ağladım yüreğimde sen, sende divane İstanbul

Aşkından hatıra dedim göz yaşımı silmedim

Ben bir sana, bir bu şehre gül dedim

Belki de can ben bu şehri güller için çok sevdim

Gözlerimden dökülen yaş denizi ıslatıyor

Sevda kilim, hasret nakış, gönül derdi dokuyor

Çatlayası deli yürek 'sen sen' diye atıyor

Oy gece gözlüm oy, İstanbul seni kokuyor

Serdar Tuncer

***

istanbul ile ilgili sözler şiirler

İstanbul ve Sen

İstanbul bana hep seni hatırlatıyor.

Çünkü onun gözleri de en az senin ki karar yeşil.

Hala, gülümseyen bir lale gibi

bana sürgününü gönderiyorsun

dört yanı çevrili bir kale gibi

ne sır umut, ne de sır veriyorsun

gemiler gidiyor, sen gidiyorsun

sulara yansıyor yeşil gözlerin

hüzün dalga dalga, ıssız ve derin

beni İstanbul’a terkediyorsun

sensiz ne şehrayin, ne deniz kalır

gidersin, harabe olur İstanbul

martılar göç eder; sular alçalır

kendini çöllerde bulur İstanbul

güneşi rengarenk şavkınla gökte

saçlarını tarar iken bulurum

beyazı, gecenin çizgilerinde

ellerini arar iken bulurum

sensiz çözülür mi gül ve mu/amma

yüreğimden hala habersiz misin

adını göklere yazarım amma

mehtabı kaybolur düşlerimin

- Nurullah Genç

***

istanbul ile ilgili sözler şiirler

İstanbul

Aşkı aldatan bir şehrin sancısındayım

denizinde bir terkediş bir hüzün

maviye nasıl kıydıysa yüreğin,nasıl kıydıysa

yapma nolur

topla kendini şehr-i İstanbul

vururum seni İstanbul

vururum boynundaki gerdanlıktan

vururum seni en sarı sonbaharından

topla kendini

sana yalvaran kaçıncı şair

kaçıncı şiir bu

yarım kalan sevişmelerden geldik sana

şiirimiz öksüz kalsın diyemi

dilim yetmiyorsa kalbimi dinle

sevda de buna

ekmek parası de

aşk de

ar namus de

töre de

cefa de vefa de

topla kendini topla

vururum seni İstanbul

vururum en yeşil baharından

kız kulen'den Aşiyan'dan Bebek'den

denizinden vururum seni masmavi kanarsın

masmavi ağlarım sana

kendimi vurdurma bana

topla kendini

topla kendini şehr-i İstanbul

- Naşide Göktürk

***

istanbul ile ilgili sözler şiirler

İstanbul Yoktu Sen Olmasan

Ben nice İstanbul’lular gördüm sana gelinceye kadar

Kirli paçavralara benzerdi insanları

Dostluktan, vefadan yoksun.

Bölünmüş, dağılmış, parçalanmış

Ve herbiri kendi ağırlığıyla ezilmiş, yorgun.

Yüzümde dolaşan birer iğrenç böcekti gözleri

Bir tutsam

Yapışır kalırdı ellerime en çirkin yerleri

Evlerinde bulduğum yalnızlık

Sokaklarında bulduğum upuzun bir kahırdı.

Günler boyunca

Bir başka karanlık gelirdi

Karanlığın biri kaybolunca

Güneşler doğardı görmezdim.

Bir ses durmadan ölüme çağırırdı beni

Bilmezdim bu şehirde senin yaşadığını.

Bilmezdim

Zindandı bütün meyhaneler

Duvarlar karaydı

Köhne bir bizans eskisiydi İstanbul sensiz.

Semt semt bir ağır yorgunluktu

Sürekli bir aldanıştı sokak sokak

Benden en uzak sevgilerde yaşadım yıllarca

O büyük yalanlarda yaşadım.

Senden habersiz bir ölü gibi

Senden uzak zamanlarda yaşadım.

Mabetler yıkıldı içimde

Umutlar hayaller yıkıldı

Bir gün bütün İstanbul yıkıldı.

Sokaklar kaydı ayaklarımın altında

Gün oldu kalabalık meydanlarında inançlarım yıkıldı

Gün oldu

Gözlerime çiviler çakıldı merhametsiz.

Toz toz oldum, duman duman oldum

Aldığını geri vermedi yıllar

Yitirdim kendimi bu rezil şehirde

Seni buluncaya kadar.

Eskiden bir lale hatırlardım

Yada mavi mavi bir deniz İstanbul denince

Serin rüzgarlar okşardı saçlarımı

Rıhtımlar balık balık kokardı.

Ne zaman

Yumsam gözlerimi bir gemi kalkardı.

Vapur düdükleri durmadan öterdi.

Eskiden bir İstanbul vardı bilmediğim

Bana yeterdi.

Sonra kaç yıl yaralı bir hayvan gibi

Gezdim sokaklarında

Sonra kaç yıl bir sevgi aradım

İstanbul’u aradım.

Belki de seni aradım bilmeden

Ayaklarımın dibinde den,izler can çekişti

Şehirler parçalandı

Bir çağ öldü gözlerimin önünde

Benim en güzel çağım öldü.

Bizi topraktan yarattılar

Gel gör ki

Bu şehirde

Benim toprağım öldü.

Seni aradım bu şehirde yıllarca

Yana yakıla seni..

Sen kimdin, sen neredeydin kimbilir.

Hep böyle sensizmiydi bu şehir.

Bu şehir İstanbul’muydu ?

Öyleyse sensiz yaşanmazdı bu şehirde

Gemiler demir almazdı

Trenler işlemezdi

Sen olmasaydın

Bir ömür bitip

Yepyeni bir ömür başlamazdı içimde

Bahar gelmezdi

Ağaçlar çiçek açmazdı

Seni bulmasaydım

Ve ben yoktum

İstanbul yoktu

Sen olmasaydın.

Ümit Yaşar Oğuzcan

istanbul ile ilgili sözler şiirler

İstanbul Ağrısı

kanatları parça parça bu ağustos geceleri

yıldızlar kaynarken

şangır şungur ayaklarımın dibine dökülen

sen

eğer yine İstanbul'san

yine kan köpüklü cehennem sarmaşıkları büyüteceğim

pancak pancak şiirler tüküreceğim

demek yine ben

limandaki direkler ormanında bütün bandıralar ayaklanıyor

kapı önlerinde boyunlarını bükmüş tek tek kafiyeler

yahudi sokaklarını aydınlatan telaviv şarkıları

mavi asfaltlara çökmüş

diz bağlıyor

eğer sen yine İstanbul'san

kirli dudaklarını bulut bulut dudaklarıma uzatan

sirkeci Garı'nda tren çığlıklarıyla bıçaklanıp

intihar dumanlari içindeki Haydarpaşa'dan

Anadolu üstlerine bakıp bakıp

ağlayan

sen eğer yine İstanbul'san

aldanmıyorsam

yakaları karanfilli ibneler eğer beni aldatmıyorsa

kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar

yine senin emrindeyim

utanmasam

gozlerimi damla damla kadehime damlatarak

kendimi yani şu bildigim attila ilhan'i

zehirleyebilirim

Sonbahar karanlıkları tuttu tutacak

tarlabaşı pansiyonlarında bekarlar buğulanıyor

imtihan çığlıkları yükseliyor üniversite'den

tophane iskelesi'nde diesel kamyonları sarhoş

direksiyonlarının koynuna girmiş bıçkın şoförler

uykusuz dalgalanıyor

ulan İstanbul sen misin

senin ellerin mi bu eller

ulan bu gemiler senin gemilerin mi

minarelerini kürdan gibi dişlerinin arasında

liman liman götüren

ulan bu mazot tüküren bu dövmeli gemiler senin mi

akşamlar yassıldıkça neden böyle devleşiyorlar

neden durmaksızın imdat kıvılcımları fışkırıyor

antenlerinden

neden

peki İstanbul ya ben

ya mısralarını dört renkli duvar afişleri gibi boy boy

gümrük duvarlarına yapıştıran yolcu abbas

ya benim kahrım

ya senin ağrın

ağır kabaralarınla uykularımı ezerek deliksiz yaşattığın

çaresiz zehirle kusan çılgın bir yılan gibi

burgu burgu içime boşalttığın

o senin ağrın

o senin

eğer sen yine İstanbul'san

yanılmıyorsam

koltuğumun altında eski bir kitap diye götürmek istediğim

Sicilyalı balıkçılara Marsilyalı dok işçilerine

satır satır okumak istediğim

sen

eğer yine İstanbul'san

eğer senin ağrınsa iğneli beşik gibi her tarafımda hissettiğim

ulan yine sen kazandın İstanbul

sen kazandın ben yenildim

kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar

yine emrindeyim

ölsem yalnız kalsam cüzdanım kaybolsa

parasız kalsam tenhalarda kalsam çarpılsam

hiç bir gün hiçbir postacı kapımı çalmasa

yanılmıyorsam

sen eğer yine İstanbul'san

senin ıslıklarınsa kulaklarıma saplanan bu ıslıklar

gözbebeklerimde gezegenler gibi dönen yalnızlığımdan

bir tekmede kapılarını kırıp çıktım demektir

ulan bunu sen de bilirsin İstanbul

kaç kere yazdım kim bilir

kaç kere kirpiklerimiz kasaturalara dönmüş diken diken

eylül'ünde birader mırc ve ben

sokaklarında mohikanlar gibi ateş yaktık

sana taptık ulan

unuttun mu

sana taptık

Attila İlhan

***

istanbul ile ilgili sözler şiirler

Seni Yine Görüyorum İstanbul

Seni görüyorum yine İstanbul

Gözlerimle kucaklar gibi uzaktan

Minare minare, ev ev,

Yol, meydan.

Geliyor Boğaziçi’nden doğru

Bir iskeleden kalkan vapurun sesi,

Mavi sular üstünde yine

Bembeyaz Kızkulesi.

Bir yanda, serin sabahlarla beraber,

Doğduğum kıyılar: Beşiktaşım.

Baktıkça hep, semt semt, yer yer,

Beş yaşım, on beş yaşım, ah yirmi yaşım!

Durmuş bir tepende okuduğum mektep,

Askerlik ettiğim kışladır ötesi.

Bir gün bir kızını benim eden

Evlendirme dairesi.

Benim de sayılmaz mı oralar?

Elimi tutar gibi iki yanımdan,

Babamın yattığı Küçüksu,

Anamın toprağı Eyüpsultan.

Önümde, açık kollarıyla Boğaz,

Çengelköy’den aktarma Rumelihisarı.

İstanbul, İstanbul’um benim.

Ziya Osman Saba

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.