Sağlık Bakanlığı tarafından yenidoğan bebeklere yapılması zorunlu hale getirilen kalça çıkıklığı testi, topuk kanı testi ve işitme testi ile pek çok sorun önceden tespit edilerek önlenebilir hale geliyor.
Özellikle kız çocuklarında bacakların bitişik tutulması ya da yanlış kundaklama sonucunda oluşan kalça çıkıklığı, fark edilmediği ve tedavi edilmediği taktirde ilerde ciddi duruş sorunlarına yol açabilmektedir. Dünya genelinde her bebekten 1’inde kalça çıkıklığı görülmektedir. Bebeklerde kalça çıkıklığı normal muayenelerde anlaşılamamaktadır, bu nedenle ultrason ya da röntgen gibi çeşitli görüntüleme tekniklerine ihtiyaç duyulmaktadır.
Kalça çıkıklığı yeni doğan bebeklerde rutin olarak önerilen kalça ultrasonu ile teşhis edilebilir. Fazla kilolu bebeklerde ultrason sonucu yanıltıcı olabileceği için testin birkaç kez tekrarlanması istenebilir. Kemiklerdeki açı ölçümleri yapıldıktan sonra çıkık olup olmadığı anlaşılabilir.
Test yapılmadığı takdirde tedavi edilmeyen ya da geç fark edilen kalça çıkıklığı topallık gibi yürüme sorunlarına yol açabilir.
“Yenidoğan bebeklerde kalça çıkıklığı testi ne zaman yapılır?” sorusu ebeveynler için oldukça önemlidir.
Bebek doğduktan sonraki ilk 3 aylık dönemde yapılan ultrasonlarla gelişimsel anormallikler görüntülenebilir.
Muayene sırasında bacaklarda asimetri olup olmadığı ya da adduksiyon kısıtlılığı gibi durumlar incelenir. Bebeğin muayene edilirken huzursuz olmaması için muayeneye gelmeden önce aşı yaptırılmamalı ya da kan aldırılmamalıdır. Ayrıca muayene gelirken bebeğin altının temiz ve karnının tok olmasına dikkat edilmemelidir.
Kalça çıkıklığı ultrasonu bebeğe hiçbir şekilde zararı olmayan ve radyasyon içermeyen bir görüntüleme tekniğidir. Bebek 6 ya da 8 aylık olduğunda kalça çıkığını teşhis etmek oldukça zordur. Bu nedenle bu yaş aralığındaki bebeklerde röntgen çekilmesi daha uygundur. Röntgen radyasyon içerdiği için bebeğe zarar verebilir. Bu nedenle bebeğin herhangi bir soruna maruz kalmaması için daha erken dönemde ultrason çekilmesi önerilir.
Kalça çıkıklığı ultrasonu oldukça kısa süren ve bebeği rahatsız etmeyen bir tekniktir. Bunun için bebeğin kalça bölgesine bir jel sürülür ve ultrason makinesiyle bacaklar incelenir. Bebek huzursuz olmadıkça ultrason 5 – 15 dakika içinde tamamlanabilir.
Bebeklerde kalça çıkıklığı ile Ortopedi ve Travmatoloji doktorları ilgilenir. Olası bir kalça çıkıklığında pediatri ve ortopedi uzmanları tedavi sürecinde birlikte görev alırlar. Bebeklerde kalça çıkığı tedavisi, erken teşhis edildiği takdirde kalın bez ve bandajlar sayesinde kısa sürede etkili sonuçlar vermektedir.
Çocuk doktorları yönlendirdiği takdirde kalça çıkıklığı için ortopedi uzmanlarına görünmek gereklidir. Bu nedenle bebeklerde kalça ultrasonu için hastanelerin Ortopedi bölümlerinden randevu alınmalıdır.
Bebeklerine kalça ultrasonu çektirmek isteyen ebeveynler devlet hastanelerinden ya da özel hastanelerden randevu alabilirler. Bazı illerde devlet hastaneleri oldukça kalabalık olduğu için özel hastaneler tercih edilebilir. Ancak özellerde ultrason fiyatları daha yüksek olabilir. Anne ve babalar aradaki fiyat farkını ve yoğunluk durumunu düşünerek karar verebilirler. Kalça çıkığı ultrasonu fiyatı yılı için her hastanede farklı olmakla birlikte TL ile TL arasında değişmektedir.
Kalça ultrasonu bebeğin doğumunu takip eden 3 ay içinde yapılmalıdır. Çocuk doktoru buna gerek görmezse ya da ebeveynler ultrason çektirmeyi unutursa 6 ya da 8 aylık olana kadar ultrason çektirilebilir. Çocuk büyüdükçe kemikleri gelişeceğinden belli bir yaştan sonra ultrason yeterli olmayacaktır. Çocuğun radyasyon almaması için mümkün olan en kısa süre içinde USG yaptırılması gerekir.
Ultrasonun sonucu kötü çıktı kalça testinde, ne yapılmalıdır? Ultrason sonucuna göre kalçada bir çıkıklık gözlemlenirse çıkığın boyutuna göre bandaj kullanılması gerekebilir. Bu bandaj, bebeğin hareketlerini kısıtlamayacak şekilde ve bacaklarını rahatça açıp kapamasına olanak sağlayacak şekilde dizayn edilir.
Guthrie testi olarak bilinen topuk kanı testi, yenidoğan bebeklerin topuklarından bir damla kan alınarak yapılır. Yenidoğan bebeklerde topuk kanı testinin önemi büyüktür.
Hamilelik sırasında anne karnında tespit edilemeyen pek çok hastalığın erken teşhisinde oldukça önemli bir yer turan topuk kan testi, anne ve babanın onayı olmadığı takdirde yapılmamaktadır.
Bebek doğduktan sonraki ilk 24 – 48 saat içinde topuk kanı alınmalıdır. Topuk kanı alınmadan önce bebek beslenmiş olmalı ve anne hastaneden henüz taburcu edilmiş olmamalıdır. Bazı ülkeler testi doğrulamak adına 15 gün içinde tekrar topuktan kan almaktadırlar. Topuk kanı alındıktan sonra morarmalar görülebilir, bu oldukça normal olup endişe edilmemesi gereken bir durumdur. Bebek beslenmeye devam ettikçe morarmalar kendiliğinden geçecektir.
Topuk kanı testi için bir yere başvurmaya gerek yoktur. Bebek doğduktan sonra her doktor topuk kanı için anne ve babadan onay almakta ve doğumu takip eden 1 ya da 2 gün için bebekten kan almaktadırlar.
Yenidoğan tarama testlerinden biri olan topuk kanı testinde;
Topuk kanı sonuçları 15 gün içinde çıkmaktadır. Yenidoğan bebeklerde topuk kanının yüksek çıkması halinde bebekten tekrar kan alınması gerekebilir.
Topuk kanından down sendromu, zeka geriliği, karaciğer büyümesi, böbrek yetmezliği, gelişme geriliği ve egzama gibi pek çok hastalık önceden tespit edilebilir.
Bebeklerde topuk kanı sonuçları, kan alınan sağlık kuruluşu aranarak ya da bizzat gidilerek öğrenilebilir.
Yenidoğan bebeklerde işitme tarama testi, bebeğin işitme organının işlevselliğini kontrol etmek için yapılır. Oldukça kısa süren işitme testi ile herhangi bir sorun olup olmadığı kolayca tespit edilebilir.
Yenidoğan bebekler çevrelerine karşı oldukça duyarlıdırlar. Herhangi bir ses ya da fiziksel uyaran tepki vermelerine neden olur.
Bebeğin işitme duyusunda bir sorun olduğunda dil gelişimi etkilenir ve bebek kendini ifade etmede zorlanır.
Tepki vermeyen bebek, çevresini algılamakta da sorun yaşayabilir. Bu tip durumların önlenmesi için yapılan işitme tarama testleri ile tedavi süreci erkenden başlatılabilir. Testlerde bebeğin sesi alıp almadığı, işitme kaybının ne düzeyde olduğu belirlenebilir.
Yenidoğan bebeklere uyku sırasında yapılabilen BERA testi, elektrofizyolojik bir uygulamadır. BERA testinde bebeğin canı kesinlikle acımaz ve bebek hiçbir şekilde rahatsız olmaz. Bebeğin alnına ve kulaklarının arkalarına minik elektrotlar yerleştirilir.
Kulaklarına kulaklık takılır ve bebeğe “klik” veya “ton” şeklinde özel bir ses uyaranı verilir. Bebeğin işitme sinirlerinin uyarana verdiği cevaplara göre işitme düzeyi tespit edilir.
Sağırlık, dilsizlik, zeka ya da gelişim geriliği gibi sorunların önceden fark edilip önlenmesi adına yapılan işitme testi, tüm dünyada uygulanmakta olan bir testtir. Sağlık Bakanlığı tarafından zorunlu hale getirilen işitme tarama testi, bebek doğduktan sonraki ilk bir ay içinde mutlaka yaptırılmalıdır. İşitme problemi olan bebeklerin saptanması için ertelenmemesi gereken işitme tarama testi yaptırılmadığı takdirde olası işitsel sorunlar ciddi rahatsızlıklara yol açabilir. Sesleri tanıyamayan bebeklerin beyinleri de gelişimsel gecikmeye maruz kalacak, bu da konuşma problemlerinin ve zihinsel sorunların oluşmasına neden olacaktır.
İşitme tarama testinin yapılabileceği en uygun zaman, doğumdan sonraki ve taburcu olmadan önceki zamandır.
İşitme testi mutlaka bebek hastanedeyken yapılır. Bebek hastaneden işitme testi yapılmadan çıkarılırsa, 2 aylık olmadan testin yapılması gerekir.
Eğer test sonucunda bir sorun görülürse 2 hafta sonra işitme testinin tekrar yapılması gerekir.
İşitme testi zorunlu bir tarama testi olmasına karşılık bazı durumlarda özellikle yapılması istenebilir. Bu durumları şöyle sıralayabiliriz;
İşitme tarama testi oldukça kolay uygulanan bir testtir. Test esnasında bebek ağlarsa ya da ses çıkarırsa sağlıklı sonuçlar elde edilemeyeceği için, işitme testi bebek uykuda iken yapılır.
İşitme testinde bebeğin her iki kulağına da belli şiddette sesler gönderilir. Bebeğin iç kulağındaki hücrelerin bu sese verdiği tepkiler izlenir. Test yapılırken bebeğe hiçbir şekilde anestezik ya da sakinleştirici ilaçlar verilmez. Bebeğin dış kulağının iç kısmına yumuşak bir ucu olan minik bir alet konulur. Ardından bu alet yardımıyla bebeğin kulağına “klik” şeklinde bir ses verilir. Bebek bu sesi işittiğinde kulağının iç bölümünde bir yankı oluşur. Bebeğin bu yankıya verdiği tepkiler aracılığıyla işitme düzeyi tespit edilir.
İşitme testi yüzde 97 oranında başarılı sonuçlar vermektedir. İşitme tarama testi ile doğumsal işitme kayıpları teşhis edilebilir, ancak sonradan oluşan işitsel sorunlar bebek takip edilerek fark edilebilir.
İşitme tarama testinde 15 dakika gibi kısa bir süre içinde bebeğin işitsel durumunun normal olup olmadığı anlaşılabilir. Yenidoğan bebeklerde işitme testinin tekrarlanması, testin sonuçlarına göre gerekebilir. Bebek ilerde ciddi hastalıklar geçirirse ya da ailesinde işitme sorunu olan akrabaları varsa genetik yatkınlıktan dolayı testin tekrarı istenebilir.
BERA testi olarak bilinen bebeklerde işitme tarama testleri devlet hastanelerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır. Özel hastanelerde bebeklerde işitme tarama testi fiyatları değişmekle birlikte TL’den TL’ye kadar bir fiyat aralığı vardır.
Bebekte işitme sorunu tespit edildiğinde, sonucun doğrulanması için başka testler yapılması gerekir. Yapılan testler neticesinde sonuç yine aynı çıkarsa işitme kaybının ne boyutta olduğu, ne şekilde olduğu ve ne tür bir gelişim göstereceği incelenir. Uygun tedavi seçenekleri araştırıldıktan sonra bebeğin kullanabileceği işitme cihazları, ailenin eğitimi ve ek tedaviler belirlenir.
İşitme testi için hastanelerdeki odyoloji doktorlarına ya da kulak burun boğaz doktorlarına gidilmelidir. İşitme kayıplarını değerlendiren doktorlar odyolog olarak görev yapmaktadırlar.