kalbinin sesini dinlemek nasil yapilir / Kalbinidinlesen | Kalp Sağlığı ve Sağlıklı Yaşam

Kalbinin Sesini Dinlemek Nasil Yapilir

kalbinin sesini dinlemek nasil yapilir

  Göz kapaklarım aralanırken gördüğüm ilk görüntü yine Emre'nin yüzü olurken ortamın karanlığı ile aklım başıma geldi. Yanık elimden destek almamla çığlık atmam bir oldu. "Dur ne yapıyorsun? İyi misin?" Emre telaşla yerinden fırlayıp yanıma oturduğunda, neden kalbim bu kadar hızlı atmaya başlamıştı acaba. Bir eli yanan elimi desteklerken diğer eli sırtımdan destek verip oturmamı sağladı. "Kendini nasıl hissediyorsun? Ağrın var mı?" fısıltı şeklinde konuşması istemsizce gözlerinin içine bakıp gülümsememi sağladı. Yakınlığımız ikimizi de rahatsız etmiyordu. Gözleri yüzümün her karışını incelerken ortamın karanlığı yanan yanaklarımı gizliyordu. Gözlerimi kaçırdığımda sırtımı destekleyen elini geri çekip aramıza çok fazla olmasa da birazcık mesafe koydu. Nefesi tenimi yakıp giderken "Soruma cevap vermedin.?" fısıltısına cevap vereceğim sırada yanımdan kalkıp "Salak kafam şimdiye kadar doktoru niye çağırmadım ki?" cebinden telefonunu çıkarırken, "Emre." dediğim an gözleri saniye bile beklemeden gözlerimi buldu. "İyi misin?" fısıltı şeklinde sorduğu soruya gülerken "Çok iyiyim. Sessiz konuşmamıza gerek yok." Yüzündeki ifade değişirken ışığı yakmak için harekete geçti. Ben ise silemediğim gülümseme ile elime dikkat ederek yatağın kenarına oturup ayaklarımı zeminle buluşturdum. Sızlayan elimi ellerimin arasına alırken gözlerim Emre'nin yüzünü görme ihtiyacı hissetti. Kendimi sorgulamaya fırsatım olmadan gözlerinde gördüğüm kızarıklık kalbimi sızlattı. "Özür dilerim." hissettiğim suçluluk duygusundan sesim titrerken kendimi çok kötü hissediyordum. Gözleri ne zaman böyle kızarsa ya çok çalışıyor yada fazlaca düşünüyordu. Yanıma oturduğunda elinin teki omzumu kavrarken diğer eli canımı acıtmaktan korkar gibi çenemi kavrayıp yüzüne bakmamı sağladı. "Özür dilerim seni gereksiz yere endişelendirdiğim için. Yük olmamak için elinden geleni yapıyorum ama yine sana yük olacak bir şey buluyorum." yüz hatları kasılsa da bakışları hiç olmadığı kadar yumuşaktı. Göz temasını kesmeme izin vermeyip "Şimdi beni iyi dinle, bu seferlik saçmalamanı uyku sersemliğine veriyorum. Senden olsa olsa başıma taç olur." göz kırpıp gülümsemesi hem rahatlamamı hem gülmemi sağladı. "Ha şöyle."

"Teşekkür ederim."

"Defne..!" uyarı dolu sesiyle gülümsememi bastırmaya çalışıp elimi teslim oluyor şeklinde kaldırdım. Parmaklarımı hareket ettirdiğim için canım acırken yüzüm istemsizce kasıldı. "Ne yapıyorsun hareket ettirme elini. İlaçların etkisi şimdiye geçmiştir." Kahvaltı? aklıma gelen şeyle "Odaya beni uyandırmak için geldiğini söyle lütfen?" dudakları alayla kıvrılırken telaşla konuşmaya devam ettim. "Uyanmamı beklemedin demi?"

"Sakin ol, yanlış bir hareket edip elini acıtma.  Çok olmadı yanına geleli aşağıdaydım." rahat bir nefes alırken oturduğum yerden kalktım. "Kim bilir kaç saattir uyuyorum, İyi olduğumu söyleseydin evdekilere."

"Babama söyledim o söylemiştir diğerlerine. Karnım aç inip bir şeyler yiyelim hadi."

"Beklemeseydin keşke beni, yeseydin yemeğini. Akşam yemeğine de pek bir şey kalmamış gerçi."

"Karım olmadan yemek yemeyeceğimi söylemiştim hatırlarsan."

"Yani?"

"Ne anladıysan."

"Emre kahvaltıda mı yapmadın?" omzunu silkmesi gözlerimi endişe içinde büyütürken hangi cesaretle yaptım bilmiyorum ama sağlam elimle elini kavrayıp peşimden sürüklemeye başladım. Merdivenleri inme işimiz bittiğinde aklım yavaş yavaş başıma gelirken bu sefer o elimi sıkıca kavrayıp peşinden ilerlememi sağladı. "İzin ver de bir şeyler hazırlayayım."

"Dilan.!" kükremesiyle yüzüm buruştururken kızcağız koşarak yanımıza geldi. Kahvaltılık bir şeyler hazırlamasını emredip terasa bizimkilerin yanına ilerlemek yerine bahçedeki masaya ilerledi. Sargılı elime uzandığında ne yapmak istediğini anlayıp geri çekmek istesem de elim ellerinin içindeki yerini sert bakışları altında çoktan aldı. Dikkatlice sargıyı açarken, "Emre bir şey sorabilir miyim? Tabi istemezsen cevaplamaya bilirsin?" içimi yakıp kavuran gözlerini gözlerime diktiğinde "Neyse boş ver konuşmadım say."

"Onlar senin, özellikle istediğin için alıp vermedim. Defne...?" yine aynı şey oldu ismimi her seslendiğinde böyle mi olacaktı? "Efendim."

"Evli kaldığımız sürece yüzük takacaksın." Gözlerim parmağıma kayarken "Elimdeki yüzük çok gösterişli bunun yerine başka bir tane taksam olur mu?"

"Ablamın elime tutuşturduğu evlilik yüzüklerine bakalım beğenmezsen başka bir tane alırız." Koltuğun kenarına bıraktığı ceketin yan cebinden bir kutu çıkardı. "Al bak beğenecek misin?"

"Çok güzel Nuran abla çok zevkli biri." yüzüğü takmak için kutusundan çıkardığımda yine pür dikkat beni izledi. Gerçekten çok güzel bir yüzüktü üstündeki desenler sadeliğini bozmamış ayrı bir güzellik katmıştı. Kutunun içindeki eşine bir bakış atıp kutuyu kapattığımda Emre elini benden tarafa uzattı. "Bir şey mi istiyorsun?"

"Eşi benim değil mi?" sözlerine şaşırırken fısıltı şeklinde "Takmasın diye düşündüm" Elimdeki kutuyu avucunun içine bırakırken, "Önce sen gir istersen duşa benim işim uzun sürebilir."

"Fark etmez nasıl rahat edeceksen." yerinden kalkıp kapısı açık olan odaya girdiğinde altın kesesini dolaba yerleştirip saçlarımdan tokaları ayıklamaya başladım. Emre elindeki eşyaları ile odadan çıktığında ilk başta ne yapmaya çalıştığımı anlayamadı. Anladığında "Yardım edeyim mi?" dese de yardım edebileceğinden kendi de pek inanmıyordu. Yüzündeki ifadeden bunu anlamak pekte zor değildi. "Sağ ol, sen duştan çıkana kadar hallederim ben." kafa sallayıp ilerledi banyo olduğunu tahmin ettiğim kapıya. Emre duştan çıkana kadar saçları halledip uyuyacağımız yatağı düzenledim. Son yastığı da yatağın ortasına yerleştirdiğimde banyonun kapısı açıldı. Saçlarını sildiği havlu ile bulunduğum yere gelirken yatağı görmesiyle bir an duraksadı emin olmak için önce bana sonra yatağa tekrar baktı...

Su tepemden akarken düşüncelerin yoğunluğu da suyla birlikte akıp gitti. Gerçek anlamda rahatladığımı hissediyor bunun verdiği mutluluğu yaşıyorum şu an. Yanıma aldığım çantadan kıyafetlerimi çıkarırken sırıtmaktan kendimi alamıyordum. Bir süre daha oyalanıp gece lambasının aydınlattığı odaya parmak uçlarıma basarak ilerledim. Yatak beklediğim aksine boştu. Odanın içine tararken balkon kapısındaki hareketlilikle koltuğa oturup Emre'nin içeriye girmesini beklemeye başladım. Birkaç dakika sonra Emre oflayarak odanın içine girdi. Göz göze geldiğimde kaşları anında birleşti. Niye kızdığını anlayamazken, "Niye yatmadın?" diye sordu oldukça sert bir ses tonuyla.

"Hangi tarafı kullanacaksın?" neden yatmadığımın cevabını sorduğum soruyla verdiğimde bu seferde yüzü yumuşadı. Yanımdan geçip yatağa sırt üstü uzandığında bende diğer tarafa geçip aynı onun gibi sırt üstü uzandım. Ne tuhaf şeydi aynı yatakta birkaç saat önce tanıdığın biri ile yatmak. Bu durumdan rahatsız olmam gerekirken neden kendimi rahatsız hissetmiyor, Tam tersi kendimi güvende hissediyordum. "İyi geceler" diye fısıldayıp sırtımı dönüp gözlerimi kapattım. Kapının gürültü şekilde çalmasıyla korkuyla yerimden sıçrayıp yatağın içinde oturur pozisyona geldim. İlk işim saatti kontrol etmek olurken Emre kapının çalmasını umursamadan uykusuna devam ediyordu. Sabahın yedisiydi kanlı çarşafı almaya mı gelişlerdi.? Aklıma gelen şeyle gözlerim büyürken dizlerim üstünde, "Emre...!" dediğimde gözleri kapalı olsa da seslenişime hemen cevap verdi. "Hım." bir cevap olmasa da en azından bir tepki verdiği için mutluydum. "Kalsana, duymuyor musun kapının sesini?" tek gözünü açıp endişeli yüzüme baktıktan sonra tekrar gözlerini kapattı. "Git bak beni niye kaldırıyorsun?" şakamı yapıyordu bu adam. Utana sıkıla omzuna doğru eğilip fısıltı şeklinde, "Of. Şey için geldilerse ne diyeceğim kapıdakilere." Kafası hızla bana dönerken eğildiğim için burun buruna geldik. "Ne için geldilerse?" soruyu ciddi sorsa da gözleri alayla parlıyordu. Gözlerimi kısıp, ''Emre bu kadar cahil olduğunu hiç sanmıyorum. Anladın sen neden geldiklerini." kaşlarını çatmaya çalışıp, "Neden geldiğini anladım ama şey demekle ne demek istediğini anlayamadım ben." Dudaklarımı endişeyle ısırdığımda, hızla uzandığı yerden kalkıp sırtını yatak başlığına dayadı. ''Gerçekten anlamadın mı? Şey demekle birlikte olduğumuzu kanıtı...'' utana sıkıla ellerime bakarak yaptığım açıklama attığı kahkahayla sonlandı. Kaşlarımı çatarak gülen suratına sinirle baktığımda beni takmadan daha çok gülmeye başladı. "Gülmesene.''

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir