FRAGMANI İZLE
İzlemek İstiyorum
Eleştiri yaz!
Karantina XII, staj için terk edilmiş bir adaya giden bir grup öğrencinin hikayesini konu ediyor. Yıllarını paranormal olaylarla ilgili araştırma yaparak geçiren Cahit hoca Arkeoloji bölümünde öğrenci olan Mina, Anıl, Berna, Selin ve Batu’yu staj için bir adaya gitmekle görevlendirir. Grup, terk edilmiş bir ada olan Karantina Adası'na gidecek ve burada arkeolojik araştırma yapacaktır. Öğrenciler tatillerini yarıda bırakıp bilmedikleri bir yere gitmeye pek razı değildir fakat Mina kamp yapıp, tatile devam ederek staj yapma fikriyle herkesi ikna eder. Karantina Adası hakkında hiçbir şey bilmeden yola koyulan ekip vardıklarında adaya girilmesinin yasak olduğunu öğrenir. Üstelik onları bekleyen umulmadık bir misafir vardır. Mina ve Anıl, çok geçmeden profesörün onları bu terk edilmiş adaya göndermesinin nedenini anlar. Başlarının belada olduğunu anlayan grup adadan kurtulmak için her yolu denemeye başlar. Fakat adadaki misafirin kuralına göre içlerinden sadece biri kurtulabilecektir.
Can Varol’un yönetmen koltuğunda oturduğu senaryosunu Murat Barutçu'nun kaleme aldığı Karantina XII filminin oyuncu kadrosunda Berna Üçkaleler, Umut Demirdelen, Şevket Süha Tezel, Anıl Can Yılar, Cansu Şahin, Barış Efe gibi isimler yer alıyor.
Öneriler
En iyi ve en faydalı yorumlar
Oldukça başarılı ve akıcı bir senaryo ayrıca devam filmi olucağını anlamamış mütevazi Iq’ye sahip insanlarda yorum yazmasın bence filme gitmeden sadece Türk filmi diye trollemişler
vizyona girer girmez izledim gerçekten çok heyecanlı ve ürkütücü iyi film yapmışlar tavsiye ederim
Heyecanla beklediğim film o mekanı biliyorum ve gerçekten ürkütücü :(
hayır sorun şu cidden yazık olmuş. kopuk bir film karakterler tam olarak yerli yerine oturmuyor. ama değerli bir fikir, keşke daha detaylı işlenebilseydi yazık olmuş çok daha iyi sonuçlar alabilirdi.. ama yinede es geçmemek lazım
Ülke Türkiye
Dağıtımcı CGV Mars Dağıtım
Yapım yılı
Metrajuzun metrajlı film
İlginç Detaylar-
Bütçe-
Dil Türkçe
Görüntü formatı -
RenkRenkli
Ses formatı-
Yapım formatı-
Viza numarası-
Bu filmi sevdiyseniz, şunlar da ilginizi çekebilir: : Yılın en iyi filmleri , En iyi film: Korku, {Genre} türündeki en iyi filmler :
Tüm Sinema Haberleri
En Popüler Fragmanlar
Vizyondaki En İyi Filmler
Müzik : Zack Hemsey / The Way
NOT : Şu an okuyacağnz giriş ilk kitabn son bölümüdür, girişin altnda ikinci kitabn ilk bölümünü bulacaksnz. Bir efsaneye devam ediyoruz, hazr myz :')
Lütfen buraya okuduğunuz tarif ve saati yazn^^
Giriş
*Gökyüzündeki son yldz yanp kül oluncaya kadar*
Hayatm hep yüksek bir binann yangn merdiveninden yukar çkar gibi yaşadm. Hiçbir kata kaps olmayan bir merdivenden çkyor gibi bir hayat yaşadm. Amaçszca trmandm merdivenleri, hiçbir yere sğnamadm, geri inmek zorunda kaldm her seferinde. Hayatm, merdivenin en tepesi ve en aşağs arasnda gidip geldi hep. Ne ortada kalmaya iznim vard, ne kimseye sğnabildim dinlenmek için. Zira hayatm bir binaysa, bu binann çalacak bir kaps bile yok.
Şimdi ne oldu, ne bitti beynim alglamakta güçlük çekiyor. Neredeydim, kimlerleydim haftalar önce. Neredeyim, kimlerleyim şimdi? Yağmur damlalar cama vurdukça içim parçalanyor. Şu an ne ac hissediyorum bedenime, ne üzüntü. Sadece şoktaym. Haftalar önce yeni bir başlangç yapmak üzere dünyann en yalnz insan olarak geldiğim okuldan haftalar sonra bir sürü cinayete tank olmuş, aşk olmuş, hayatnn en korkunç anlarn yaşamş, ve her şeyini kaybetmiş biri olarak üç kişiyle birlikte ayrlyorum. Kulaklarmda Onur'un bize her şeyin başnda kurduğu o cümle yanklanyor, ''Bu işte birlikteyiz.'' Bana defalarca git dedi. Defalarca git kendini kurtar dedi. Beni defalarca yollamak istedi oysa ben onunla kalmay seçtim. Şimdi ne oluyor biliyor musunuz? Ben onunla kaçmay seçiyorum. Her şeyi ardmda brakarak, ne olacak ne bitecek bu yol nereye çkacak bilmeden kendimi akşa brakmay seçiyorum. Dönüşüm olmayan bir yola giriyorum. Sanki biri kulağma sen bu yola girdikten sonra ardna duvar öreceğiz, geri gelemeyeceksin diyor. Ve o duvara bir tuğla da ben koyuyorum.
''Şimdi ne yapacağz'' Burak'n sesi darmadağnk. Saçlarmz, üstümüz başmz, her şeyden öte bizim ruhlarmz darmadağnk. Sanki o tetiğe dördümüz birlikte bastk. Onur'dan ses yok, Mert'ten ya da benden. Konuşacak halde değiliz, öylece gök gürlemelerinin altnda sonsuzluğa ilerliyoruz. Sonsuzluk ulaşlamaz ama ilerlenebilir bir kavram. nsan sonsuzluğa doğru ilerleyebilir, ama asla ulaşamaz. Şimdi kafamda binlerce soru var, tek bildiğim gidiyor olduğumuz, bilmediğim binlercesi nereye, ne yapmaya, kime, kimlere gidiyoruz biz. Ne yapyoruz biz? Dakikalar geçti, neredeyse dünyann yuvarlak oluşunu ispat eder gibi yolun en başna dönecekmişçesine uzun zamandr ilerliyoruz bu yolda. Yağmur durmuyor, sanki bulutlar yaşanan her şeyi temizlemek istercesine yeryüzünü sular altnda brakmak ister gibi yağyor. Düşünüyorum, beyin felci geçirmiş gibi aklma ne bir insan ne bir yer geliyor. Başm kaldrdm, solumda oturan başn arabann yağmurlu camna yaslamş öylece boşluğa bakan Onur'a baktm. Titriyordu, tir tir titriyordu. Aklmdan tek bir şey geçiyordu o an, söylememeliydim. Ona hiçbir şeyi anlatmamalydm. Bilmemeliydi. Bazen insann gerçeği bilmektense bir yalan yaşamasyd mutluluğun tek yolu. Ona bir yalan yaşatmay tercih ederdim. Ama bir beyinsiz gibi davrandm, onun ruhunu özgürleştireceğini sanp dudaklarm araladm ve inanmas bile mucize olan gerçeği anlattm ona. Tereddütsüz inand, çok garip, tereddütsüz inand bana.
“Söz konusu ben olunca sustum, razı oldum.
Ama şimdi söz konusu sensin, ve ben bütün dünyayı karşıma alacağım.”
Duyuyor musunuz?
Şehirler ötesinden,
denizler kadar uzaklardan gelen o bağırış seslerini
Kılıç, kesik, çığlık seslerini.
Belki de yalnızca ben duyuyorum içimdeki savaşın seslerini
Bir tarafın savaşı kazandığını sandığı an, pes ettiği andır.
Biz kazandığımızı sandık, kılıçlarımızı bıraktık.
Oysa pes etmişiz yalnızca.
Şimdi uzaktan geldiğini duyuyorum o ikinci savaşın.
Bizim koşarak uzaklaştığımız atlar,
şimdi koşarak peşimizden geliyor.
Düşman bu sefer daha güçlü,
kılıçları bu sefer daha keskin ve çaresizlik
her zamankinden daha yoğun.
Oysa herkesin unuttuğu bir şey var;
biz hâlâ ayaktayız.
Ve düşmeye niyetimiz yok.
Birinci perde bitti, ikinci perde başlıyor…
(Tanıtım Bülteninden)
Karantina’nın sözlük anlamına bakıldığında tutulma, kapatılma ve gözlemlenme kelimeleriyle karşı karşıya kalmaktayız. Birincil anlamı bulaşıcı bir hastalık nedeniyle gerçekleşen karantina sürecine işaret ederken, “bir topluluğun baskısıyla bir kimseyi tek başına kalacak duruma sokmak.” gibi tali anlamları da kapsayan bir kavram olduğundan söz etmek mümkün.
Karantina dosya konusu ile hazırladığımız serinin ikinci sayısı olan Karantına II’de “Uluslararası ve Türkiye medyası pandemiyi nasıl ele aldı? Türkiye’deki HİV ve Korona politikaları nedir ve aralarında nasıl bir ilişki var? İnsan Hakları bağlamında pandemi süreci nasıl yürütülmekte? Korona virüsün farklı meslek alanlarındaki LGBTİ+’lara etkileri nedir?” soruları ve daha fazlasına yanıt ararken birçok akademisyen ve aktivist bizlere eşlik etti.
Ağırlık | kg |
---|---|
Boyutlar | 21 × 29 cm |
Basım Yeri | İSTANBUL |
Baskı Yılı | Temmuz/Ağustos |
Kağıt Tipi | 1. Hamur |
Kapak Türü | İnce Kapak |
Orijinal Dili | Türkçe |
Sayfa Sayısı | 56 |