kaynağı değiştir]
Karadeniz bölgesinde Samsun sınırından Gürcistan sınırına kadar olan bölgede, düğün, nişan, asker uğurlaması, yayla şenlikleri gibi toplu eğlencelerde kemençe ile Of, Sürmene, Aydıntepe, Çaykara, [[Kemalpaşa,GöreleEspiyeŞebinkarahisar, klarnetle, Ordu Merkez, Perşembe, Ulubey, Gülyalı, Kabadüz, Fatsa (Bolaman), Piraziz ve Bulancakta,, tulum ile Artvin ve Çayeli'nin batısındaki Rize ile Borçka ve Şavşat, Ardeşen, Fındıklı, Pazar, Çamlıhemşin, Hemşin, İspir, Hopa, Arhavi, Borçka, Şavşatta ve neredeyse bütün yörelerde davul-zurna eşliğinde, yalnız erkekler (erkek horonu), yalnız kadınlar (kız horonu) ya da kız-erkek karışık (karma horon) olarak; türkü eşliğinde (sözlü horon) ya da sadece çalgı eşliğinde; düz çizgi, yarım daire ya da halka yapısı formunda; hızlı ve çevik hareketlerle oynanmaktadır.
Rize ve Trabzon gibi sahil kesiminde oynanan horonlara göre daha değişik bir yapıdadır. Sahilde oynanan horonlarda, çok hızlı omuz silkme ve ayak sallama figürleri karakteristik iken, Artvin horonlarında hareketler daha çok tüm vücudun hareketi, ayakların sertçe yere basması vb. biçimindedir. Yine sahil horonlarında çalgı kemençe iken, Artvin’de tulum ve akordeon dur. Öztürk'de Trabzon Bölgesi horonlarını daha doğudaki Laz, Hemşin, Gürcü horonlarından ayıran önemli bir farkın Trabzon horonlarında öne çıkarılan omuz silkme figürü olduğunu yazıyor.[5] Artvin de horon Lazlar'ın yaşadığı Hopa, Arhavi ve Borçka (bir kısmı) ve Gürcü köylerinde geleneksel olarak oynanmakta olup Artvin'in iç kesimlerinde Artvin Ahıska Türklerinin oyunları davul ve zurna eşliğinde bar oyunları (Atabarı gibi) ve Ahıska - Kafkas dansı oynanır. En az beş kişi ile oynanan horonlar, oyunları iyi bilen, yaşça büyük, sevilen ve sayılan bir kişi tarafından yönetilir. Oynayanları coşturmak için söylenen “kollar dik”, “dik oyna” “vurdu-çıktı” gibi komut ve “ii-hu ii-hu!” gibi naralarla oyuncular daha da neşelenir ve hareketlenirler.
Saygun, Artvin horonlarını genel olarak “koşmalı horonlar” ve “koşmasız horonlar” diye ikiye ayırıyor ve “seyahat esnasında koşmasızlardan bir-ikisini mümkün oldu ise de koşmalı nev’ine hiç tesadüf edemediğim cihetle bu nev’ine ait misâl veremiyeceğim” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Düz horonlara gelince: Koşmasız horonlar, Artvin’in esas sazı olan “tulum zurna”nın refakati ile icra edilirler. Tulum zurnanın her raksa aid olarak mütemadiyen tekrarlandığı kısa motifleri icra eden sazcının, melodinin ritmine göre ayağını vurması âdettir. Bu oyunların birçok nev’ileri vardır: “Deli horonu”, Sâlyabasa, Titreme oyunu, “Kabak havası” bu cümledendir. Bunlara âid olarak kısa motifleri sazcı icra ederken, oyuncuların teşkil ettiği halkanın ortasında bulunur. Oyuncuların yarım daire halinde raks etmeleri de vakidir" (Saygun, ).
Karadeniz dışında Anadolu ve Yunanistan’da çeşitli halk oyunlarında her iki formda yaygındır. Lucian’ın (MS ) bahsettiği geleneksel oyuncuların zincir oluşturduğu dans aynı isimle halen daha Ege adaları'nda oynanılmakta olup, önce birbirinden ayrı oynayan erkek ve kadın grupların karışarak oyunu birlikte oynaması Karadeniz horonlarında da izlenmektedir [3]. Düz sıra halinde veya dairesel olarak oynanan horonda, hangi formun orijinal olduğunu saptamak oldukça güçtür.[4]
Erkekler tarafından oynanan horonlar ne kadar hızlı ve sert ise, kadınların oynadığı ve “kız horonu” denen horonlar da o kadar yumuşak ve zarif hareketlerle oynanır. Kadın-erkek karışık oynanan horonlarda bu hızlı ve sert hareketlere kadınların da uyum sağladıkları, erkekler kadar ustalıkla oynadıkları görülür.
Horonlar, türkü eşliğinde (sözlü horon) ya da sallama, sıksara (Sera), sık horon horonlarında olduğu gibi sadece çalgı eşliğinde, sadece kadınlar (kız horonu), sadece erkekler (erkek horonu) ya da kadın erkek karışık (karma horon) olarak, düz bir sıra halinde ya da halka oluşturularak oynanır.