kemoterapi alırken grip oldum ne yapmalıyım / Kemoterapinin Yan Etkileri ile Basetme

Kemoterapi Alırken Grip Oldum Ne Yapmalıyım

kemoterapi alırken grip oldum ne yapmalıyım

Enfeksiyon kanserde ölümcül seyrediyor

Kanser hastalarında, kemoterapi ve radyoterapi ile birlikte yaşam tarzı, obezite ve beslenme alışkanlığındaki yanlışlıklar, bağışıklık sistemini zayıflatıyor.

Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Ertek, ''DSÖ'nün yılı kayıtlarına göre dünyada milyon kişi kanser hastası. Bu sayının, yılında 17 milyona çıkması öngörülüyor'' dedi.

Kanser hastalığından ölümlerin, kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer aldığını ifade eden Ertek, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ve az gelişmiş ülkelerde kanser vakaları ve kansere bağlı ölümlerin diğer ülkelere oranla fazla olduğunu bildirdi. Ertek, Türkiye'de de en sık görülen hastalıklar içinde kanserin 2. sıraya oturduğunu belirterek, erkeklerde akciğer ve prostat, kadınlarda ise meme ve akciğer kanserlerinin ilk sıralarda olduğuna dikkat çekti.

KANSER HASTALARINDA ENFEKSİYON RİSKİ ARTIYOR
Kanserlerin tamamının önlenemez olmadığına, koruyucu tedbirlerle hastalıktan sakınılabildiğine işaret eden Ertek, kanserlerin yaklaşık üçte birinin doğru beslenme alışkanlığı, fiziksel aktivite, obeziteden, ultraviyoleden ve radyasyondan uzak durma ile korunmanın mümkün olabildiğini söyledi.

Bağışıklık sisteminin kuvvetli olmasının hem kanserden korunmada hem kanser tedavisinin başarısında çok önemli olduğunun altını çizen Ertek, ''Kanser hastalarının tedavi sürecinde özellikle kemoterapi ve radyoterapi alınması halinde bağışıklık sistemi zayıflıyor. Bağışıklık sistemi zayıflayan hastalar, enfeksiyonlara açık hale geliyor'' dedi. Ertek, bağışıklık sistemi zayıflayan hastalarda çok ciddi enfeksiyonların görülebildiğini ve kanser hastasının sağlık durumunu ağırlaştırabildiğini belirterek, ''Kanser hastaları, tümörün yol açtığı organ yetersizliği ya da enfeksiyon hastalıklarından dolayı yaşamını yitiriyor. Sağlıklı kişilerde hiçbir etki yapmayan çok basit enfeksiyonlar bile kanser hastalarında ölümcül olabiliyor'' diye konuştu.

ENFEKSİYONLARDAN KORUNMAK MÜMKÜN
Kanser hastalarında en sık zatürre gibi akciğer sorunları görülebildiğini, mikroorganizmaların çok daha kolay kana karışarak hastanın sağlık durumu ağırlaştırıp ölümüne neden olabildiğini, ciltte, üriner sistemde enfeksiyon gelişebildiğini ve boğazda ve ağızda iltihaba yol açabildiğini ifade eden Ertek, ''Hastalar, sıklıkla bu enfeksiyonlardan dolayı yaşamını yitirir'' dedi.

Ertek, bireysel önlemlerle enfeksiyonlardan korunmanın mümkün olduğuna da dikkati çekerek, şöyle devam etti: ''Hastalar, bu dönemde sağlıklı ve dengeli beslenerek, yeterli vitamin ve mineral alarak bağışıklık sistemini güçlendirmeli. Belli enfeksiyon risklerine karşı aşı yaptırılmalı. Örneğin, grip aşısı yaptırılarak olası bir solunum yolu enfeksiyonu engellenebilir. Dalakla ilgili sorunları olan hastalar menenjit, ve pnömokok aşısı yaptırmalı. Kemik iliği kanserlerinde hekimin önerdiği gerekli aşılar yaptırılmalı. Akciğer kanseri hastaları grip ve zatürre aşısı yaptırmalı. Hastalar, riskli çevreden uzak durmalı ve hasta kişilerle temasta ya da aynı odada bulunmamalı. Dışarı çıkarken maske kullanılmalı.''

DÜZENLİ UYKU, SEBZE AĞIRLIKLI BESLENME ÖNEMLİ
Ertek, bağışıklık sisteminin kuvvetlendirilmesi için mevsiminde bol sebze meyve yenilmesi, ancak iyi yıkanmasına özen gösterilmesi gerektiğini belirtti. Uykusuzluğun da bağışıklık sistemini bozduğunu ve hastalıklara zemin hazırladığını ifade eden Ertek, gün içinde erişkinlerin mutlaka 8 saat uyumasını önerdi. Ertek, ruh sağlının da desteklenmesi için kanser hastalarının hekim kontrolünde psikolojik destek almasının da önemli olduğunu belirtti.

Kanser hastalarına grip aşısı uyarısı!

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Dilek Erdem, kanser hastalarında aşıların önemi hakkında bilgi verdi.

Dr. Erdem, "Bağışıklık sistemi bozulan hastalarda enfeksiyondan korunmak büyük önem kazanır. Enfeksiyon riskinde artış olması; kanserin kendisinden ya da yetersiz bağışıklık nedeniyle olabilir. Bu hastalarda basit enfeksiyonlar bile ağır seyrederek ağır hasarlara ve hatta ölümlere yol açabilir ve elimizdeki mevcut enfeksiyon tedavileri yeterli olmayabilir. Kanser hastasında enfeksiyon olması sıklıkla kanser tedavisinin gecikmesine neden olarak tedavi sonucunu olumsuz etkileyebilir" dedi.

Uzm. Dr. Dilek Erdem şöyle devam etti: "Aşılar, bağışıklığı kuvvetlendirmenin en etkili yollarından biri olarak görülürken; bağışıklığı bozuk kişilerde aşılara yeterli yanıt alınamaz. Daha da ötesi, canlı aşılarla bağışıklık sağlama zayıf suşların kontrolsüz çoğalmasına neden olabilir. Kanser hastasında enfeksiyona yakalanma ve aşılar ile bu enfeksiyonlardan korunma ihtimali, hastanın bağışıklığının baskılanması ve hastalığının şiddeti ile doğru orantılıdır. Yani hastanın bağışıklık sistemi ne kadar zayıfsa, yapılacak aşıya yanıt o kadar az olur.

Kanser hastaları mümkün olduğunca 'grip aşısı' gibi inaktif aşılarla aşılanmalıdır. Aşılanma; kemoterapi, radyoterapi gibi tedaviler öncesi yapılmalıdır. İnaktif aşılar kemoterapi esnasında verilirse vücutta istenen koruyucu düzeye erişemez. Kemoterapi bitiminin 3. ayında belli tedavileri almamış hastalarda canlı aşılar yapılabilir; belli birtakım tedaviler verilmişse 6. ayı beklemek daha doğru olur."



Birçok aşı hakkında konuşulabilir ancak özellikle birkaç aşı üzerinde bilgi vereceğini belirten Dr. Erdem, "Bunlardan biri 'pnömokok aşısı' adı verilen önemli bir aşıdır. Bu aşı özellikle hipertansiyon, diyabet ya da diğer eşlik eden hastalıkları olan 65 yaş üstü tüm kişilerde önerilir. Pnömokok enfeksiyonları, kanser hastalarında da ciddi rahatsızlıklara ve hatta ölüme neden olabilir. Bu aşının da diğer aşılar gibi verilecek kanser tedavisi öncesi yapılması önemlidir. Bu aşı her sene tekrar edilmelidir" diye konuştu.

Bir diğer önemli aşının ise grip aşısı olduğunu vurgulayan Dr. Dilek Erdem, "Gribal enfeksiyonlar özellikle ikincil komplikasyonlar olan alt solunum yolu enfeksiyonu, sinüzit, kulak iltihabı gibi hastalıklara yol açabilir. Yüksek riskli popülasyon olarak adlandırılan; sağlık çalışanları, 65 yaş üstü kişiler, bağışıklık sistemi bozuk ya da kronik hastalığa sahip kişiler ile kanser hastalarında önerilir. Özellikle kanser hastasında bu risk kemoterapi alanlarda belirgin artar" şeklinde konuştu.


Kemoterapi ile vücudun bağışıklık sistemi zayıflar ve mikroplara açık hale gelir. Özellikle yaşlı ve beraberinde şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, kalp damar hastalıkları, solunum sıkıntısı gibi ilave sorunları olan hastalarda enfeksiyonlara yakalanma oranları daha yüksektir. Kanserli bir hastanın, hele de kemoterapi ve/veya radyoterapi de uygulanıyorsa, enfeksiyonlara yakalanması durumunda genel durum bazen beklenenden çok daha hızla bozulup hastanın yaşamını tehdit edici boyutlara varabilir. Bir gün içinde bile hastanın durumu değişebilmektedir.

Bu nedenle aşağıdaki durumlara dikkat edilmelidir:

  • Tedaviye başladıktan sonra kalabalık insan topluluklarının arasına mecbur kalmadıkça girilmemelidir.(sinema, tiyatro, çarşı-Pazar, toplu taşıma araçları vs.) Mecbur kalıpta da kalabalık bir ortama girilince, en kısa zamandan iş bitirilmeli ve o esnada maske takılmalıdır. Dışarıda geçirilen süre boyunca eller asla ağız ve yüze sürülmemeli, eve dönünce eller yıkanmalıdır. İnsanlarla tokalaşmak, sarılmak ve öpüşmekten sakınılmalıdır. Gribal enfeksiyon belirtileri gösteren insanlardan uzak durulmalıdır.

  • Diğer önemli bir mikrop kaynağı da yiyecek ve içeceklerdir. Kemoterapi esnasında, gününde ve sıkı hijyenik koşullarda pişirilmiş yiyecekler tüketilmelidir. Kabuğu soyulabilen her yiyeceğin kabukları soyularak tüketilmelidir. Sebze ve meyveler bol suyla dikkatlice yıkanmalıdır. Çiğ et ve çiğ yumurta asla yenmemelidir.

  • Mecbur kalmadıkça ev dışında yemek yenmemelidir.

  • Tedavi süresince evde hayvan besleyen h hastalar çok dikkatli olmaları, olmalı, mümkünse geçici bir süre evcil hayvanlarını evden uzaklaştırmalarını öneririz uzaklaştırmalıdırlar.

  • Evde bir dijital ateş ölçer bulundurulmalı ve hasta kendisini ateşli hissedince veya üşüme titreme başladığında derhal hekimle temasa geçirilmelidir. Ateş düşürmek için hekime danışılmadan hiçbir ilaç alınmamalıdır.

  • Erkekler jilet yerine tıraş olurken elektrikli makinelerini tercih etmelidir.

  • Bahçe işleriyle uğraşırken eldiven giyilmelidir.

  • Kemoterapi esnasında canlı aşılar yaptırılmamalı, hekimin direktiflerine uyulmalıdır.

  • Her dışkılama sonrası makat bölgesi tahriş etmeden temizlenmeli, ağrılı hemoroid durumları hekime bildirilmelidir.

  • Ilık duş alınmalı ve vücudu tahriş etmeden yumuşak liflerle temizlenmelidir.

  • Sivilceler sıkılmamalıdır, vücudumuzda vücutta oluşan yaralanmalara usulüne uygun pansumanlar yapılmalıdır.

  • Enfeksiyon odağı olabilecek belirtiler fark edilip hekime haber verilmelidir. Örneğin idrar yaparken yanma olması, sık idrara gitme, ishal, ağrılı hemoroitler veya makat bölgesinde ağrılar, öksürük, balgam çıkarma, ağız ve boğaz ağrıları ve yaraları, tırnak çevresinde ağrı ve şişlikler, vajinal akıntılar ve kaşıntılar, katater çevresinde kızarıklık ve ağrı, sinüslerde ağrı gibi belirtilerde derhal hekime başvurmalıdır.

Kullanıcılar Bunları da Aradı:

Yayın Tarihi : 05/11/

Grip olan hastaya kemoterapi uygulandı: Soruşturmaya izin verilmedi

Bunun &#;zerine Yılmaz Kızıloğlu ve avukatı, soruşturmanın akıbetini &#;ğrenmek i&#;in 29 Ağustos 'de Atat&#;rk &#;niversitesi Rekt&#;rl&#;ğ&#;'ne dilek&#;e ile başvurdu. 5 Eyl&#;l'de cevap dilek&#;esi yazan &#;niversite, "İlgiler hakkında ceza soruşturması a&#;ılmasının gerekli olmadığı sonucuna varılmıştır" dedi.

Yılmaz Kızıloğlu ve avukatı, Rekt&#;rl&#;ğ&#;n soruşturma izni vermemesi &#;zerine Danıştay'a başvurdu.

'HAYATIM ZİNDANA D&#;ND&#;'

"Hayatım zindana d&#;nd&#;" diyen Kızıloğlu, "Kanser teşhisi koyup, kemoterapi vermeye başladılar. D&#;rt kez kemoterapi aldım. Bu sırada Ankara'da raporu alan ağabeyim m&#;jdeyi bana verdi. Fakat aldığım kemoterapi nedeniyle fiziksel zayıflık ve g&#;&#; kaybına uğradım. Sa&#;larım d&#;k&#;ld&#;, aynaya bakmak istemiyordum. &#;ocuklarım y&#;z&#;me ağlayan g&#;zlerle bakıyordu. Uyurken yanıma gelerek nefes alıp almadığımı kontrol ediyorlardı. Ailece perişan olduk. Bana g&#;re sağlık skandalına imza atan sorumluların başka canları yakmaması i&#;in Cumhuriyet Başsavcılığı'na su&#; duyurusunda bulunduk. Ancak &#;niversite doktorların yargılanmasına izin vermedi. Danıştay'a m&#;racaat ettik. Şimdi oradan cevap gelmesini bekliyoruz. Belki benim gibi kanser olmayan bir&#;ok kişi kemoterapi alıyordur" dedi.

Kızılığlu'nun avukatı Muhammet Tetik&#;i ise m&#;vekkilinin g&#;rm&#;ş olduğu tedavilerin hekimin tıbbi sorumluluğu kapsamında hukuka aykırı eylemler i&#;erdiği gerek&#;esiyle ve bu eylemler neticesinde kendisinin kanser olmadığı halde 'lenfoma' teşhisi ile 4 k&#;r kemoterapi aldığını s&#;yledi.

TETİK&#;İ: HATALI TEŞHİŞ VE M&#;DAHALENİN M&#;VEKKİLİM &#;ZERİNDE YARATTIĞI FİZİKSEL, BİYOLOJİK VE RUHSAL SORUNLAR G&#;R&#;LEBİLMEKTEDİR

Avukat Tetik&#;i, "Bu s&#;recin sonunda m&#;vvekilim Ankara'dan farklı bir hastaneden tahlil istemiş ve bu tahlil sonu&#;larında m&#;vekkilimin kanser olmadığı anlaşılmıştır. Hatalı teşhis ve tedavi sonucunda m&#;vekkilimin kemoterapinin ağır etkilerini g&#;rm&#;ş, fiziksel, biyolojik ve ruhsal olarak hatalı kemoterapinin etkilerini halen daha g&#;rmektedir. M&#;vekkilimin sa&#;ları ve kaşları dahil, v&#;cudundaki b&#;t&#;n t&#;yler d&#;k&#;lm&#;ş olup ciddi psikolojik sorunlar yaşamıştır" diye konuştu.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir