kirpi sivri burnun düğünü / Kirpi Sivriburun'un Düğünü (Renan Özdemir) - Fiyat & Satın Al | D&R

Kirpi Sivri Burnun Düğünü

kirpi sivri burnun düğünü

Latte and the Magic Waterstone-Kirpi Latte ve Büyülü Taş

Latte and the Magic Waterstone-Kirpi Latte ve Büyülü Taş

Betimleyen: Emine KOLİVAR

Yemyeşil ormanda neşeli hayvanlar ve Kirpi Latte’nin çizildiği afiş, dikey dikdörtgen olarak tasarlanmış.
Kirpi Latte, neşeyle gülerek yeşil bir yaprağı iki ucundan tutmuş. Yamaç paraşütü gibi havalanan yaprak sayesinde, Latte’nin ayakları yerden yüksekte duruyor. Latte’nin sırtı ve başının üst tarafında kahverengi, sivri, yaklaşık yarım parmak uzunluğunda, çok sık dikenler var. Krem renkli karın bölgesinde ise diken yok. El ve ayakları dört parmaklı. Yüzü krem rengi ama iri gözlerinin çevresinde yuvarlak kahverengi bir bölge var. Burnu sanki minik bir bilye gibi. Dudakları yokmuşçasına ince. Gülerken ağzını açınca dişleri görünmüş. Minik kulakları kepçe. Sağ kulağının arkasına pembe bir çiçek takmış.
Sincap Tjum, sanki sörf tahtasıymış gibi, yeşil bir yaprağın üzerine ayaklarıyla çıkmış. Yaprak rüzgârla biraz havalandığı için o da uçuyor gibi görünüyor. Neşeye gülüp denizde sörf tahtası üzerinde dengede kalmaya çalışır gibi sağ kolunu yana doğru açmış. Sırt ve bacaklarındaki tüyleri kızıl-kahve olan Tjum’un karın bölgesi ve yüzünün çoğu krem renginde. Boyu kadar uzun olan pofuduk kuyruğunun ucundaki tüyler de krem rengi. Kolları incecik. Elinde 4 parmak var, ayakları görünmüyor. Kulakları sivri, gözleri iri birer erik gibi ve kahverengi, dudakları yok. Burun bölgesi hafif öne çıkık. Ağzının kenarı ve gözlerinin çevresi krem renkte diğer yerleri kahverengi.
Turkuaz bir kelebek çimlerin üzerinde uçuyor.
Tavşan Hophop iki arka ayağı üzerinde durmuş, gülerek karşıya bakıyor. Sivri kulakları, iri siyah gözleri var. Üstteki ön iki dişi dışa çıkık ve uzun.
Hophop’un hemen arkasında küçük domuzcuk koşuyor. Küt burnu, minik kuyruğu ve kısa dört bacağıyla öne doğru atılmış. Kuyruğunun üzerinde mor bir kelebek uçuyor.
Kurbağa Greta gülerek ormana bakıyor. Yemyeşil bir vücudu olan Greta’nın arka iki ayağı daha uzun. Dört ayağında da üç parmağı var. Kocaman ağzı, iyice yanaklara doğru açıldığı için ona hep gülüyormuş gibi bir hava veriyor. Üst bedeni hafif kambur.
Yavru ayı Amaroo, babası Kral Bantur ve bir muhafız ayı, Latte’nin arkasında onun biraz uzağındalar. Hepsinin iri bedeni kahverengi kürkle kaplı. Amaroo diğer iki yetişkin ayıdan biraz daha küçük. İki arka ayaklarının üzerinde ayakta duruyorlar. Amaroo neşeyle gülerken gerideki muhafız ayı, ön ayaklarından birini pençe yapıp savurmak için kaldırmış. Kral Bantur’un başında ortasında turkuaz bir taşın olduğu minik bir taç takılı.
Daha geriden iki boz renkli kurt, Latte’ye doğru yürüyor. Sivri kulakları, sivri burunları, dört bacakları, uzun kuyrukları var.
Afişin en üstünde beyaz harflerle “ORMANI KURAKLIKTAN KURTARMAYA HAZIR MISIN?” yazılı.
Alt taraftaki yazılarda kullanılan renk ise sarı. “KİRPİ LATTE VE BÜYÜLÜ TAŞ” yazısında “LATTE” kelimesi diğerlerinden daha büyük boyutlarda. Ayrıca L harfinin sırtına aynı Latte’ninkiler gibi dikenler çizilmiş.
Daha alttaki yazılar ve logolar afişin bu versiyonunda okunaklı değil. 

Türkçe sözlükte "kirpi" sözcüğünün anlamı

«KIRPI» TERİMİNİ İÇEREN HABERLER

Ulusal ve uluslararası basında konuşulanları ve kirpiteriminin aşağıdaki haberlerde hangi bağlamda kullanıldığını keşfedin.

Askeri kirpi aracı şarampole yuvarlandı: 13 asker yaralı

Hakkari'den Şırnak'ın Cizre ilçesine gitmekte olan askeri zırhlı kirpi aracının şarampole yuvarlanması sonucu 13 asker yaralandı. Askerlerden birinin durumunun  «Samsun Kent Haber, Eki 15»

Kirpi'de hiç şehit vermedik”

BMC'yi kısa sürede ayağa kaldırdıklarını söyleyen BMC Yönetim Kurulu Başkanı Sancak, “BMC markalı 'Kirpi' araçları uğradığı saldırılarda şehit vermedi. «Yeni Asır, Eki 15»

Çankırı'da "Kuyruklu Kirpi Fosili" Bulundu

Çankırı'daki "Çorak Yerler Omurgalı Fosil Lokalitesi"nde bu yıl yürütülen kazı çalışmalarında aralarında ilk kez bulunan kirpi fosilinin de yer aldığı 25 türde  «Haberler, Eki 15»

Hürriyet''ten yine Kirpi provokasyonu ama

Muş'ta PKK'lı teröristlerin yola yerleştirdiği bombanın patlaması sonucu 12 asker yaralandı. Hürriyet ise haberi, Kirpi isimli askeri aracın ikiye ayrılması üzerinden  «Akşam, Eyl 15»

Emekli Binbaşı Anlattı: Dağlıca'da Dün Ne Yaşandı, Bugün Neler …

Mete Yarar'ın verdiği bilgilere göre; saldırıda bir Kirpi, bir de Kobra tipi zırhlı araç pusuya düşürüldü. Yarar, irtibatı kesik asker sayısı için de "bu iki aracın toplam  «Haberler, Eyl 15»

BMC: O araçlar Kirpi değil

Dağlıca'daki hain saldırıda, PKK'lı teröristler tarafından uzaktan kumandayla patlatılan zırhlı araç, bir takım yazılı ve görsel basında yanlışlıkla Kirpi olarak  «STAR, Eyl 15»

Yol Ortasında Bulunan Minik Kirpi, Koruma Altına Alındı

Batman'da bir vatandaş tarafından karayolu ortasında bulunan yavru kirpi, Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından koruma altına alındı  «Haberler, Ağu 15»

Kirpi'ye yapılan saldırılarda hiçbir asker şehit olmadı

Mayına dayanıklı Kirpi hakkında açıklamalar yapan BMC Savunma Sanayi Direktörü Postoğlu "Bugüne kadar Kirpi'ye 60'ın üzerinde mayınlı saldırı yapıldı. «Memurlar, Ağu 15»

Oklu Kirpi Ailesine İki Yeni Üye

6 ay önce Gaziantep'ten İzmir'e getirilen oklu kirpi çifti, iki yavru dünyaya getirdi. Doğal Yaşam Parkı'nda doğan ilk kirpi olma özelliğine sahip yavrular parkta tatlı  «Aktif Haber, Tem 15»

araçlık askeri sevkıyat

Şırnak'a aralarında Kirpi ve Akrep adı verilen zırhlı araçlarla birlikte aralarında komanda askerleri taşıyan otobüslerin de bulunduğu yaklaşık araçtan oluşan  «Milliyet, Tem 15»


REFERANS

« EDUCALINGO. Kirpi [çevrimiçi]. Bulunduğu yer: <seafoodplus.info>. Haz ».

guz1Bir zamanlar huysuz mu huysuz bir kirpi varmış. En
azından orman halkı onun huysuz olduğunu düşünürmüş. Çünkü sürekli surat asar,
kiminle karşılaşsa hep yakınır, yanına kim gelirse gelsin hemen tostoparlak
olur, kabarır, dikenlerini sivriltirmiş.

Başkalarına duyduğu bu güvensizliğin nedeni,
kendini bildi bileli orman halkından kimsenin ona iyi davranmamış olmasıymış.
Aslında orman halkına sorsak, onlar bu durumu açıklayabilirlermiş.

“Kimse onun yanına yaklaşamaz,” dermiş sincap.

“Sivri dikenlerini batırmaya hazırdır hep,” diye
yakınırmış tavşan.

O zamanlar ormanlardaki hayvanlar da insan
toplulukları gibiymiş. Biri bir şey söyledi mi, öteki duyduklarına kendi de bir
şeyler katar ve başkalarına, sanki kendi tanık olmuş gibi anlatırmış. Kulaktan
kulağa yayılan söylentilere de sonunda herkes inanırmış. Kimse acaba bu
söylenenler doğru mu yanlış mı diye düşünmezmiş. Kimse gidip işin doğrusunu
araştırmaya gerek görmezmiş.

İşte kirpiyi ormanda kimsenin sevmeyişinin nedeni
de buymuş.

Herkes kendisinden uzaklaştıkça kirpicik de iyice
güvensizleşmiş. İçine kapanmış. Orman sakinlerinden korkar olmuş. Yanına
yanlışlıkla biri yaklaşsa hemen dikenlerini çıkarıp kendini savunmaya
hazırlanırmış. Bu yüzden kirpi, uçsuz bucaksız ormanda tek başına yaşamaya
başlamış.

Bahar ve yaz ayları hızlı geçermiş. Çiçeklerin,
meyvelerin bol olduğu sıcak günlerde ormandaki hızlı yaşam kirpiye yalnızlığını
unuttururmuş. Bu aylarda orman hayvanlarının tümü yuva yapar, yavrularını
büyütür ya da kış için hazırlanırlarmış. Bu arada kirpicik de kendisiyle
konuşan olmasa bile, ormanın öteki hayvanlarını izleyerek avunurmuş.

Ama yaz bitip mevsim güze döndüğünde kirpinin de
kederli günleri başlarmış.

Yaz aylarında ormanın neşesi olan kuşlar, güz
gelince sıcak bölgelere göç ederlermiş. Ormanın öteki hayvanları da inlerine
çekilir, aileleriyle birlikte yaşamaya hazırlanırlarmış.

Sincaplar ağaçların gövdesindeki kovuklarında kış
için son hazırlıklarını yaparlarmış.

Tavşanlar yeraltındaki yuvalarına iner, kuru
yapraklarla, otlarla döşedikleri sıcak yuvalarında türlü kış oyunları
oynarlarmış.

Bu mevsimde orman soğumaya başlarmış.

Yalnızca vücudu değil, yüreği de üşürmüş zavallı
kirpinin.

Birileriyle konuşmak, dost olmak istermiş. Arada
bir şakalaşmayı, birilerine takılmayı çok özlermiş.

Ama en çok da birinin kendisini okşamasını
istermiş.

“Biri bir kerecik beni okşasa, bütün bir kışı
üşümeden çıkarırım,” diye düşünürmüş. Sonra da içini çekermiş.

Ama bunun bir düş olduğunu o da bilirmiş. Bir
kirpiyi kim okşar, öyle değil mi? Oysa en olanaksız sanılan, bir düş gibi
görünen şeyler bile, gün gelir gerçek olabilirmiş.

Güzün soğuk günlerinden birinde kirpi yerdeki kuru
yaprakların arasında yiyecek bir şeyler ararken, küçük bir kızın şarkı
söyleyerek ormandaki patika yoldan geldiğini görmüş. Yabancılarla
karşılaştığında her zaman yaptığı gibi, bir top haline gelmiş, dikenlerinin
arasından da kızı izlemeye başlamış.

Küçük kız, yaprakların üzerindeki kirpiyi görünce,
yanına yaklaşmış. Kirpiyi görmekten duyduğu mutluluk her halinden belliymiş.
Kirpinin yanına, çömelip yaşamı boyunca ilk kez gördüğü bu ilginç hayvanı
izlemeye başlamış.

“Minik kirpi,” demiş kız sonunda, “seni okşamak
istiyorum, lütfen benden korkma, dikenlerini indir ki seni okşayabileyim.”

Kirpinin yüreği hızla çarpmaya başlamış. Birinin
kendini okşamak isteyebileceğine inanamıyormuş.

“Kirpicik,” demiş küçük kız, “lütfen burnunu
çıkar, o minik burnunu okşamak istiyorum.”

Kirpinin mutluktan gözleri dolmuş. Yine de,
korkularını aşıp burnunu dikenlerinin arasından çıkaramamış. Kıza güzel bir
şeyler söylemek istemiş ama bunu da becerememiş. Duyulması zor bir şekilde
mırıldanmış:

“Hayır. Burnumu çıkaramam. Beni okşayamazsın. Ben
okşanmaya alışık değilim.”

Küçük kız kirpinin söylediklerini duyunca birden
onu rahatsız ettiğini sanmış. “Bağışla beni minik kirpi. Kötü bir niyetim
yoktu. Ben yalnızca seni biraz sevmek istemiştim,” demiş.

Yüzündeki gülümseme kaybolmuş. Kirpiye doğru
uzattığı eli havada kalmış. Biraz geri çekilmiş ve sonra da doğrulup geldiği
patika yolda yürümeyi sürdürmüş.

Artık gülümsemiyormuş.

Kirpi, hiç istemediği halde bu sevimli kıza kötü
davrandığının bilincindeymiş kuşkusuz. Arkasından seslenmek, onu çağırmak, özür
dilemek istemiş. Ama yapamamış. Yıllardır öteki canlılardan uzak durup tek
başına yaşayan kirpicik, birilerinin kendisine böyle iyi davranmasına alışkın
değilmiş.

Küçük kızın kederi uzun sürmemiş. Orman kısa sürede
neşesini yerine getirmiş. Bir süre sonra şarkı söyleyerek yürümeyi sürdürmüş.

Kirpi ise, küçük kız gittiği için çok üzgünmüş.

Aradan birkaç gün geçmiş.

Bir gün kirpi yine yaprakların arasında yiyecek
ararken küçük kızın geldiğini görmüş. Bu sefer kız şarkı söylemiyormuş. Kirpiyi
ürkütmek istemediği için usul usul yaklaşıyormuş. Bir elinde de kirpilerin çok
sevdiğini düşündüğü kocaman bir mantar varmış.

Kirpi kızın yaklaştığını görmüş. İçgüdüleri, bu
dünyada kimseye güvenmemesi gerektiğini söylüyor, hemen dikenlerini çıkarması
için uyarıyormuş onu. Kirpi buna rağmen uzunca bir süre kapanmamış. Kızın
yaklaşmasını izlemiş.

Kız elindeki mantarı kirpinin yanına bırakırken de,
artık dayanamamış, bir top gibi yusyuvarlak olmuş.

Bu sefer kızın yanından uzaklaşmasını istemiyor,
ama bir yandan da çok korkuyormuş.

Küçük kız, parmağıyla kirpinin dikenlerine
dokunmuş.

“Küçük kirpicik, lütfen indir dikenlerini, seni
okşamak istiyorum.”

“Yapamam,” diye kekelemiş kirpi, “sana zarar
vermekten korkuyorum. Ok gibi sivri dikenlerim seni yaralayabilir.”

“Olsun, ben razıyım.”

Kirpi yavaşça dikenlerini indirip açılmaya
başlamış. Sivri burnu, kara gözleri keskin dikenlerinin arasından ortaya
çıkmış. Ama küçük kız çok sabırsızmış. Kirpinin tümüyle açılmasını beklemeden
onu sevmek için ansızın elini uzatınca, kirpi de elinde olmadan tekrar top gibi
oluvermiş. Bu sırada da sivri dikenlerinden biri küçük kızın eline batmış,
kanatmış.

Küçük kız korkuyla ayağa fırlamış, koşarak ve
ağlayarak oradan uzaklaşırken, ardından gözyaşları içinde kendine seslenen
kirpinin sesini duymuyormuş bile.

“Gitme. Lütfen, küçük kız, beni bırakıp gitme.
Şimdiye kadar beni kimse sevmedi. Ben sevilmenin nasıl bir şey olduğunu
bilmiyorum. Gitme.”

Kız kirpiye aldırmamış. Parmağındaki acı ona her
şeyi unutturmuş.

Biraz ötedeki pınarın serin sularına elini sokmuş.
Parmağının acısı biraz dinince, kirpinin ardından seslenirken söylediklerini
düşünmüş. Ne diyormuş kirpi? “Şimdiye kadar beni kimse sevmedi. Ben sevilmenin
nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum.”

“Kirpi haklı,” diye düşünmüş küçük kız. “Sevmeyi
ve sevilmeyi de öğrenmek gerekir.”

Geri dönmüş. Küçük kirpiyi usulca eline almış.
Dikenleri batacak diye de korkmadan onu usulca okşamış.

Ne olmuş dersiniz?

Kirpi tostoparlak olan vücudunu yavaş yavaş açmış.
Yukarıya kalkık dikenlerini indirmiş.

Duyduğu mutluluktan, bir ok gibi sert ve keskin
olan dikenleri de kırlardaki yeşil otlar kadar yumuşacık olmuş.

Çünkü, bütün orman halkının bildiği gibi, sevmek ve
sevilmek canlıları yumuşatırmış. Kirpicik ise bunu yeni öğreniyormuş.

Küçük kız kirpiyi uzun uzun okşamış.

O günden sonra da küçük kızla kirpicik
birbirlerinin en iyi arkadaşı olmuşlar.

Çeviren: Tarık Demirkan

Hazırlayan: Tarık Demirkan

Resimleyen: Feridun Oral

Yapı Kredi Yayınları

Sayfa:

Güz Masalları, “Mevsim Masalları” dizisinin dördüncü
ve son kitabı. Yine Tarık Demirkan’ın derleyip çevirdiği, Feridun Oral’ın
resimlediği bu kitap, dizinin önceki kitaplarındaki gibi dünyanın dört bir
yanından özenle seçilmiş masallarla dolu&#;

Güz Masalları, çocuklara güz mevsiminin
özelliklerini ve bu mevsimde doğanın geçirdiği değişimleri anlatırken tatilin
sona erdiği, tatlı bir koşturmacanın başladığı bu günlerde, her yaştan çocuğun
zevkle okuyacağı bir kitap.


dtm

kaynağı değiştir]

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir